Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM), THS Kadın Hakları Çalışma Grubu projesidir. Bu foruma siteye üye olmadan soru gönderilebilir ancak forum sadece kadın haklarına ilişkin konulara açık olup, diğer hukuki soru ve sorunlar alanda yayınlanmaz. [Kahdem Portalı]

eski eşimin şahsiyetime ağır müdahalesi

Konuyu Kilitleyin
Old 04-08-2008, 16:18   #1
Konuk

 
Varsayılan eski eşimin şahsiyetime ağır müdahalesi

Evli olduğumuz sırada evliliğin doğal paylaşımlarından biri olarak eşimde cinsel ilişkimizde tabii olarak vardı. Evliliğimizin son birkaç yılı huzursuzluklar ve geçimsizlik içinde sık sık sekteye uğruyordu. Ben de açıkça ayrılmak istediğimi söylüyordum. Eşimde zaman zaman çocukları vermeyeceğini yahut da tüm maddi edinimlerimizin üzerinde olmasını bahane ederek beni hiçbirşeysiz ortada bırakacağını söylüyordu. Ailemin de boşanmamıza karşı çıkamasını sağlıyacağı ile tehdit ediyordu. Bunlara rağmen birkaç yıl önce boşandık. Mahkeme de onun söylediği şekilde cereyan etmedi, sonuçta bir kısım haklarıma ve çocuklarıma sahibim.
Ancak aradan geçen 3 yıldan sonra bir kendi namıma facia ile karşılaştım. Bu facia eşimin evli iken haberim olmaksızın (habersiz olduğum görüntülerde açıkça belli) cinsel ilişkimizin kayda alınması, ve kısa bir bölümünün de (bu bölümde eşimin yüzü asla gözükmüyor) internette bulunan pornografik sitelere dağıtılmasıdır.
Konu ile ilgili savcılığa müracaat ettim. Erişim engelleme kararları alındı ama uygulanamadı. Halen uygulanmış değil.
Bunları uygulatmanın bir yolu var mı?
Uygulanmamasının ve geçen sürede görüntülerin halen izleniyor olduğunu benim bilmemin ve buna katlanmamın hiç mi önemi yok?
Ayrıca fiilen olmasada ruhen bu görüntüler izlendikçe tecavüze uğradığımı düşünüyorum. Birileri beni izleyerek tahrik ve tatmin oluyorlar.
Yani hem özel hayatım teşhir edildi, hem bedenimin mahrem addettiğim ve tüm insanlar gibi sakındığım bölümleri gözler önüne serildi, ve bu görüntülere meraklı kitleye sunuldu...
Soruşturma ağır aksak sürüyor. Telekominikasyon erişimi engellemedi...
Benim bu hayata bu haliyle katlanmam mı gerekiyor??
Oysa hayat pekçok vasfı ile anlamını yitirmiş durumda....
Yardımcı olmanıza çok büyük ihtiyaç duyuyorum...
Teşekkür ederim.
Old 04-08-2008, 18:58   #2
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Sayın Konuk; KAHDEM arşivimizde bulunan; sorunuzla yakından ilişkili, hukuki olarak yanıtlanmış bir linki aktarmaktayız.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=27941

Halen, hukuki araçlarda ve hukuki mevzuatta bir değişiklik olmamıştır.

Saygı ile.
Old 05-08-2008, 08:57   #3
Konuk

 
Varsayılan

İlgili forumu okudum. Burda bazı detaylar var. Bu konuda da bana yardımcı olursanız sevinirim.

Ben düşünüyorum ve içinden çıkamıyorum,

Eğer ben kadın olmasa idim böylesi bir faciaya uğrar mıydım?

Normal hayatta benim gibi çalışan, çocukları olan

Bunun temelinde şu var, eski eşim benimle o gece ilişkiye girerken (gizli kamera düzeneği de kurup) beni genele peşkeş çekmek niyetiyle hareket etti. Benim bilgim olmadan 'evlilik bağı ve güveni'nden istifade ederek, evimizin yatak odasında meydana gelen ve bugün internette binlerce kez izlenen o görüntülerle kendi kontrolüm ve iradem olmaksızın kişilerin cinsel arzularını tahrik etmekte, etmek için pornografik sitelerde varlık göstermekte, hatta arzularına ve bu arzularının tatminine hizmet etmekteyim.
Bunun TCK da tanımı var mı??
Old 06-08-2008, 09:59   #4
Konuk

 
Varsayılan

Ayrıca TCK nın cinsel istismar maddelerini okudum...
Cinsel dokunulmazlığı ihlal sanırım tecavüz suçunu oluşturuyor.
Ama benim cinsel dokunulmazlığım fiilen tecavüze uğramadığım halde bozuldu.
Artık komşum, arkadaşım, pek çok kadın gibi değilim. Normal insan olarak sadece özel bir erkeğin ve özel korunaklı bir mekanda sadece gözleri ile görebileceği bazı vücut uzuvlarımı binlerce erkek gördü.
Bunun değiştirilmesi, tekrar görülmemiş olması mümkün değil.
Üstelik ben de internet kullanıcısıyım ilgi alanım olan sitelere yöneliyorum. Mesela epey zamandır hukuk sitelerine, yemek pişirmeyi ve farklı lezzetleri sevdiğim için bu içerikli sitelere, haber bülten sitelerine vs. vs.
Görüntülerimin yer aldığı sitelere yönelenlerinde amacı ve isteğini tahmin etmemek mümkün değil.
Pornografik sitelerde bulunan görüntülerimle abartı addedilebilir ama AYNEN ÖYLE DÜŞÜNÜYOR VE HİSSEDİYORUM ki
bu kişilerin cinsel arzularına hizmet etmekte, tatmin sağlamalarına katkı da bulunmaktayım. Ve bunu da profesyonel ve iradi bir biçimde değil; MECBURİ bir biçimde yapıyorum.
Bir şiir yazan yazar,,, okuyucusunun duygularına hitap eder. Bu üstelik profesyonel bir meslektir. Bu şiir kitap veya başka bir biçimde kişilere ulaşır.
Ama ben eşimle cinsel ilişkiye girerken böyle bir niyetle hareket etmedim ki...
Ve eşim böyle bir niyetle hareket etti.
Bu sitelerde bazı izleyen kişiler yorum yapmış, bunları zihnimden uzaklaştıramıyorum, çok çirkin yorumlar bunlar.
Bu sitelerde genellikle gizli çekim, türk erkek ve kadınlar var. İnanın ki; öyle çirkin tanıtımlarla dikkat çekmeye çalışılıyor ki.., cinsel hayatı bu sitelerde hele ki erkeklerin katılımlarını da okuduktan sonra 'kadın' adına iğrenç buluyorum. Kadınlar becerilen, azgın, bağırtılan vs. varlıklar. Bu tabirler ne kadar ağır kullanılıyor ise o kadar talep görüyor sanırım...

Ben fiilen olmasa da; bedenimin gözler önünde olması ile, kullanılan tabirler ile tecavüze uğradığımı hissediyorum.
Gece bazen uyanıp ağlıyorum, ben oğluma sarılıp uyuyor iken; biryerlerde birisi benim bir erkek tarafından ..... izleyip, tahrik oluyor, belki bedenime yüzüme küfrediyor, tatmin oluyor...
Ve çocuklarımın bunu hiç öğrenmemelerini NASIL SAĞLAYABİLİRİM...Mümkün değil.
Oysa çocuklarımın bu gerçekle büyümek ve yaşamak zorunda olmamalı gerekirdi.
Yani eşim/çocuklarımın babası aynı zamanda çocuklarımın da özel hayatlarına kendi iradeleri dışı bir iz bıraktı.
Her çocuk anne ve babalarının ahlaki/insani eylemlerde bulunmasını hakeder, güven budur..., ve onur ve şeref duymak ister.
Oysa toplum acımasızdır. Çocuklarımın kendi doğrularını ailevi gerçeklerle çirkinleştirebilirler.
Çirkinleştirilmese dahi; bir çocuğun annesinin babası tarafından böylesi bir mecrada boy göstermesine sebep olmasını KABUL çok da kolay değil.
Aylardır; çocuklarımla istediğim, hakkettikleri, hakettiğimiz manevi huzuru, mutluluğu gölgeler altında yaşıyoruz, çünkü acı çekiyorum. Hem de hayatım b.aşka her yönü ile sorunsuz iken!!!! Bu haksızlık değil mi??

Ben genele peşkeş çekildiğimi, bu pornografik sitelerde hizmete mecbur bırakıldığımı, bu sitelerin ticari ve reklam rantı dikkate alındığında gelir sağlamalarına hizmet ettiğimi, eşimle birlikte olurken rızamın yatak odası ilişkisi rızası, onun niyetinin ise teşhir, aşağılama, cinsel ilişkiyi defaten izlemeye/izlenmeye müsait hale getirme, geleceğimi bu gerçekle ve izleri ile yaşamaya tahammül ettirme olduğunu kısacası bunun başka hiçbir nedene dayanmamasından hareketle cinsel dokunulmazlığımı tamamen yoketmek, geri dönülmez biçimde zedelemek niyetiyle yapılmış, niyetin gizlenmesiyle evlilik ilişkisinden istifade ile gerçekleşmiş, kastı gerçekleştiren metaryellerinde aynı evde yaşamamız sayesinde ortak mekana çok rahat bir biçimde yerleştirilebilmiş olmasını, bu niyetle benim bedenimle ilişkiye girmesini TECAVÜZ olarak addediyorum, ilaveten bu tecavüze daha geniş kitlelerce devamının da kendi isteğiyle sağlandığını düşünüyorum...( ayrıca bunu sadece tatmin için yaptığını çünkü bana hiçbir biçimde duyurmadı, şantaj filan yapmadı, hatta bu çekimlerden sonra kısa bir süre (internette görüntüler tarih itibariyle mevcut iken) tekrar barıştık, aynı evde yaşadık, boşandıktan sonra ise tekrar mektuplar dahi yazarak ortak yaşam istedi,,, )

Savcılığa şikayette bulunurken TCK 134, 135, 136. maddeler ve TCK 226. madde ihlalinden bahsedilmişti.
Ben ya travmatik bir biçimde konuyu algılayamıyorum, ya da kanun insanları hiçe sayıyor.
Benim ne günlüğüm, ne kişisel hesap bilgilerim, ne telefon konuşmalarım kayda alınıp teşhir edilmedi.
Benim BEDENİM TEŞHİR EDİLDİ. Üstelik cinsel ilişki esnasında bu ilişkinin sadece 'birleşme' bölümü 4 dakika boyunca gösterimde.
Kocam ile birlikte olduğum ve bunu kocam teşhir ettiği için bu faaliyetim de 'müstehcen' faaliyet oldu.
Benim normal bir cinsel hayat bundan sonra yaşama ŞANSIM OLABİLİR Mİ??
Yaptığım ne??? insani bir eylem mi??? Yoksa müstehcenlik, bayağılık, ayıp bir şey mi??
BEN TAM BİR NİYETLE CİNSEL İSTİSMARA UĞRADIĞIMI, CİNSEL DOKUNULMAZLIĞIMIN ARTIK ÖZERKLİĞİNİN VE ŞAHSİLİĞİNİN KALMADIĞINI, BEDENSEL BÜTÜNLÜĞÜM DE TÜM ÇIPLAKLIĞI İLE SEYRETTİRİLEREK (YAKLAŞIK KENDİ TESPİTLERİM İLE FORUM SAYAÇLARINA BAKILARAK 100.000 KİŞİ) BOZULDUĞUNDAN, KENDİ İRADEM DIŞI KİŞİLERİN CİNSEL İHTİYAÇLARINI TATMİNE SUNULDUĞUNDAN, HATTA WEB SİTELERİNİN RANTINA HİZMETE PEŞKEŞ ÇEKİLDİĞİNDEN BAHSEDİYORUM...
Gerçek budur.... Keşke böyle bir gerçeği ruhen ve zihnen hissetmesem. Sadece özel hayatım ihlal edildi diye düşünebilsem,,,,herşey ve yaşam daha kolay olurdu.
Ancak kanun buna böyle bakıyor ise; bu benim için daha ağır geliyor.
Benim maruz kaldığım bu duruma TCK 134, 135 cevap vermiyor.
Bir yanlış var, onu bulamayorum????
Ben mi??? Yasalar mı??
Teşekkür ederim.
Old 06-08-2008, 17:31   #5
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Konu ile ilgili savcılığa müracaat ettim. Erişim engelleme kararları alındı ama uygulanamadı. Halen uygulanmış değil.
Bunları uygulatmanın bir yolu var mı?

Uygulanamama nedeni nedir? Ekonomik durumunuz uygun değilse bulunduğunuz şehrin Barosuna başvurup, hukuki yardım talep edebilirsiniz. Durumunuz müsaitse tanıdığınız bir avukattan yardım talep ederseniz daha kolay çözüm bulabilirsiniz.

Sizin durumunuza hiç bir resmi makam kayıtsız kalamaz. Kaldı ki yazı ile mramınızı gayet iyi bir şekilde ifade de edebiliyorsunuz. Bu nedenle lütfen engelleme kararının neden uygulanamadığını araştırın. Türkiyeden Youtube nasıl erişim yasağı geldiyse o siteye de gelebilmelidir.
Old 07-08-2008, 09:13   #6
Konuk

 
Varsayılan

İki adet erişim engelleme kararı mevcut.
Ayrıca belirtmek istediği mühim bir husus daha var. Her iki erişim engelleme kararında erişimin engellenmesi istenen web siteleri herhangi bir uzman bilirkişi ya da mercii tarafından tespit edilmedi...
"Savcılık böyle bir araştırmaya girişmedi. Taa ki ikinci erişim engelleme kararından sonra (soruşturmanın başlangıcından 3 ay geçtikten sonra, soruşturma savcısının izinli olması nedeniyle dosyaya bakan diğer savcının talebi ile) Emniyet Müdürlüğü Bilişim Şubesinden web siteleri ile ilgili araştırma istendi, bu şube dosyayı Asayiş Şube havale ediyor ve halen cevap gelmiş değil..."

Erişim engelleme kararının alınmasını SAĞLAYABİLMEK için bizzat KENDİM kendimle ilgili görüntüleri içeriğinde barındıran web sitelerini tespit etmek ZORUNDA KALDIM.

Bu araştırma süreci ve görüntünün mevcut olduğu web sitelerini incelemek, içinde kendi görüntümü aramak, yüzlerce başka Türk kadınını, "amatör/gizli çekim" etiketinin pornografinin yerleşik bir versiyonu olarak
varlığını kendime, çocuklarıma ayırmam gereken saatleri, geceleri, günleri ayırarak GÖRDÜM... Başka da çarem yoktu...

Bu süreç açıkçası tüm doğrularımı, ezberlerimi, inançlarımı sarstı, zedeledi. Hayatı da çok sevdiğim, çocuklarım için daha güzel bir gelecek, güvenli/etik bir dünya beklentim samimi olarak pek yok.

Ve halen Savcılık da mevcut suç duyurum, avukatıma rağmen BİR ÇÖZÜM BULMAK İÇİN ÇIRPINIYORUM..

Bugün de aynı web sitelerinin çarşaf çarşaf görüntü ifşasının varlığını bilerek güne başladım...

Bu görüntünün çekilmiş olması, internette varolması, devlet kurumlarının ise bunun varlığına müdahale etmemesi karşısında aylardır artan bir şiddette acı çekiyorum.

Erişim engelleme kararlarına gelince;
telekominikasyonun ilk cevabında; iki adet web sitesinin yurt içi içerikli olduğu bu web sitelerine içeriğin kaldırılması için yazı yazıldığı,,, diğer web sitelerinin ise yurt dışı kaynaklı olduğu bu web sitelerinin alt alan adlarının mı yoksa web sitesinin kendisinin mi engellenmesini savcılığa sormuştur.
Savcılık cevaben; ilgili web sitelerine erişimin engellenmesini istediklerini yazmıştır.

Bu yazıdan sonra telekominikasyon;
""Yapılan inceleme sonucunda, bahse konu yurt dışı sitelerin yer sağlayıcısı olarak faaliyet gösteren kişiliklerin, Telekominikasyon Kurumu tarafından hazırlanan "erişim sağlayıcılara ve yer sağlayıcılara faaliyet belgesi verilmesine ilişkin usul ve esaslar hakkında yönetmelik" hükümleri uyarınca "faaliyet belgesi" sahibi olmadığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte Telekominikasyon Kurumu tarafından hazırlanan "erişim sağlayıcılara ve yer sağlayıcılara faaliyet belgesi verilmesine ilişkin usul ve esaslar hakkında yönetmelikte değişiklik yapılmasına dair yönetmelik"le, faaliyet belgesi almak içn başvuru süresi 24/07/2008 tarihine kadar uzatıldığından halilhazırda idari bir yaptırım uygulaması sözkonusu değildir.""
şeklin cevap vermiştir.

Savcılık bu cevaba müdahale etmeyip; belirtilen tarihe itibar etmiştir.
Bu tarih ile erişim engelleme kararı arasında toplam 2 aylık süre mevcuttur, ve süre beklenmiştir.
Oysa ilgili yönetmelik YURT İÇİ yer sağlayıcıları kapsamakta olup, yurt dışı kaynaklı web sitelerinin değil 24/7/2008 tarihi hiçbir tarihte ruhsat müracaatında bulunmayacakları dikkate alınmamıştır.

Ayrıca yurt içi kaynaklı web sitelerine telekominikasyon talimat verdiğini belirtmiş ise de;
bu web sitelerinde içerik kaldırılmamış, hatta başka forum başlıkları altında çoğaltılmıştır.

İkinci erişim engelleme kararı da bu süreçte talebimiz üzerine savcılık tarafından (sulh ceza mahkemesinden) alınmıştır.

Bu erişim engelleme kararı da aynı cevapla muhatap olmuştur.
Bu cevap; belirtilen kararda mevcut yurt dışı kaynaklı web sitelerinin alt alan adlarının mı? yoksa tamamen sitenin mi erişiminin engellenmesini istediğini savcılığa telekominikasyon sormuştur.
Bu yazılı soru ise 24/07/2008 tarihinden önceki bir tarihi taşımaktadır. Burda tutarsızlık açıktır. Eğer ilgili yönetmelik ve ruhsat müracaatları için 'idari yaptırım' mümkün değil ise; bu cevabı ikinci erişim engelleme kararına da vermesi gerekmez miydi??

İlk erişim engelleme kararında 'runurl' adlı bir web sitesinin de ismi mevcuttu.
Telekominikasyon bu erişim engelleme kararına ithafen ilgili web sitesine erişimi ENGELLEMEMİŞ,,, ancak bir buçuk ay sonra, 30/06/2008 tarihinde kendi kararı ile başka bir sebepten bu siteye tamamen erişimi engellemiştir.
Oysa 'idari yaptırım' uygulamayacağını '24/07/2008' tarihini bekleyeceğini belirten yazısı mevcuttur.
Peki ne olmuştur da benim dosyama ait erişim engelleme kararı ruhsat yönünden ilgili siteye uygulanamazken; bu ruhsat yönetmeliği dikkate alınmamıştır???

Savcılık her iki erişim engelleme kararını da uygulamayan, cevapları da gerekçeleri de tutarsız olan, Telekominikasyonu vekilimin talebi üzerine sadece TEKİT etmiş, bu tekide kurum cevap dahi vermemiştir.

Oysa yargı kararını uygulamamanın yasal müeyyidesi var, ben öyle biliyorum.
Bu yasal müeyyideye müracaat için Savcılık kendi tasarrufunda hareket etmekte; gerek görmemektedir.

Benim yönümden algıladığım şudur;

Benim ne günlüğüm, ne kişisel hesap bilgilerim, ne telefon konuşmalarım kayda alınıp teşhir edilmedi.
Benim BEDENİM TEŞHİR EDİLDİ. Üstelik cinsel ilişki esnasında bu ilişkinin sadece 'birleşme' bölümü 4 dakika boyunca gösterimde.
Kocam ile birlikte olduğum ve bunu kocam teşhir ettiği için bu faaliyetim de 'müstehcen' faaliyet oldu.
Benim normal bir cinsel hayat bundan sonra yaşama ŞANSIM OLABİLİR Mİ??
Yaptığım ne??? insani bir eylem mi??? Yoksa müstehcenlik, bayağılık, ayıp bir şey mi??
BEN TAM BİR NİYETLE CİNSEL İSTİSMARA UĞRADIĞIMI, CİNSEL DOKUNULMAZLIĞIMIN ARTIK ÖZERKLİĞİNİN VE ŞAHSİLİĞİNİN KALMADIĞINI, BEDENSEL BÜTÜNLÜĞÜM DE TÜM ÇIPLAKLIĞI İLE SEYRETTİRİLEREK (YAKLAŞIK KENDİ TESPİTLERİM İLE FORUM SAYAÇLARINA BAKILARAK 100.000 KİŞİ) BOZULDUĞUNDAN, KENDİ İRADEM DIŞI KİŞİLERİN CİNSEL İHTİYAÇLARINI TATMİNE SUNULDUĞUNDAN, HATTA WEB SİTELERİNİN RANTINA HİZMETE PEŞKEŞ ÇEKİLDİĞİNDEN BAHSEDİYORUM...
Gerçek budur.... Keşke böyle bir gerçeği ruhen ve zihnen hissetmesem. Sadece özel hayatım ihlal edildi diye düşünebilsem,,,,herşey ve yaşam daha kolay olurdu.

Ve tüm KURUMLAR ELBİRLİĞİYLE benim bedenimin ve bir erkek tarafından ..... edildiğim (forumlarda tanıtımlar bu yöndedir) görüntülere TC vatandaşı olarak makul yaklaşmalı ve hayatın normal bir akışı olarak kabul etmeliyim.

Edemiyorum,,, hayatımı bu gerçekle de yaşamak istemiyorum.
Bu da ne savcılığın ne de sair kurumların zaten hiç umrunda değil...

Ben tahammül edemiyorum ama..,
bu böyle mi olmak durumunda...
Yani hukuken de tamamen doğru olan birşeyi ben mi yanlış algılıyorum??
Old 07-08-2008, 10:58   #7
Admin

 
Varsayılan

Yaşamak zorunda kaldığınız ve hukukun yeterince etkin olamadığı olay için üzgünüm. Yapılması gerekenleri zaten fazlasıyla yapmışsınız ve hukuki mekanizmaları harekete geçirmeye çalışmışsınız.

Ancak bir bilgisayar verisinin dağıtım ve çoğaltma hızına, hukuk sisteminin aynı hızla karşılık vermesi fiilen mümkün olamıyor ne yazık ki. Aslında bilgisayar sistemini bir kenara bırakın, farzedin bu bir video görüntüsü değil, bir fotoğraf olsaydı ve internet üzerinden değil, posta yoluyla çoğaltılarak dağıtılsaydı. Fotoğrafı mektupla alanlar da, fotokopi çekerek yine mektupla başkalarına gönderseydi. Bu senaryoda da, bu çoğaltma ve dağıtımı engellemeye çalışmak pek güç olacaktı, çünkü siz mektubun alıcılarından biri için "yeni mektup göndermeme" kararı çıkartsanız bile, mektubun diğer kopyalarının dağıtımı devam edecekti.

Bu nedenle bu olayda erişim engelleme yöntemi çok etkin olmayabilir. Elbette bu hukuk sisteminin size verdiği bir hak olduğundan kullanmanız doğrudur ancak biraz daha etkin sonuç almak belki başka yolları da harekete geçirmek düşünülmelidir. Benim size alternatif önerilerim şunlar olabilir:

1- Başlangıç olarak bu olayın asıl "suçlusunun" eşiniz olduğunu unutmamak gerek. Dolayısıyla onun cezalandırılmasının sağlanmasına odaklanılması gerektiğini düşünüyorum. Eşinizi savcılığa şikayet etmek, ceza davası açılmasını sağlamak ve aynı zamanda da manevi tazminat davası açmak öncelikle düşünülmelidir.

2- Hukuk sisteminin yetersiz kaldığı internet mağduriyetlerinde, internet servis sağlayıcılarının sağduyusu sıkça imdata yetişebiliyor. Bu videoların dağıtıldığı, yayınlandığı, duyurulduğu internet sitelere hizmet veren "hosting şirketleri" ile temasa geçer (ve mahkeme kararlarınızı da eklerseniz), bu şirketlerin adı geçen siteleri kapatması mümkün olabilir.

3- Sahiplerinin tesbit edilebildiği durumlarda sitelerin sahipleri için de ayrı ayrı suç duyusurunda bulunulması ve manevi tazminat davası açılmasını öneriyorum. Bir internet sitesi hukuka uygun olarak "porno" yayını yapıyor olabilir ancak bir site yöneticisi "gizli kamerayla çekilmiş seks videoları" başlığı altında bir yayının sitesinde yer almasına izin veriyorsa, bu yayının hukuka aykırı olduğunun da bilincinde demektir, dolayısıyla hukuki ve cezai sorumluluğu vardır ve bu yayının bir mağduru olarak bu kişiler hakkında (en azından Türkiye'de olanlar için) hukuki ve cezai işlemler başlatabilirsiniz.

4- Bu sitelerin başka yollarla da köşeye sıkıştırmanın yolları aranabilir. Örneğin kullandıkları forum programları lisanssız olabilir, forum programını üreten firmaya ihbar edilerek, bu firmanın bu siteleri kapatması sağlanabilir. Kullandıkları program lisanslı ise bu defa lisans sözleşmesi incelebilir ve sözleşmeye aykırılık içeren yayınları için yine programı üreten firmaya başvurulabilir (örneğin bazı program firmaları sözleşmelerinde bu tip yayınların yapılmasına yasak getirmektedir ve forumlarında bu tip yayına izin veren sitelerin lisansını iptal ederek, programı kullanımı engellemektedir).

Keza bu sitelerin hedefi ticari gelir elde etmek olduğundan, bu geliri engelleyecek metotlar üzerinde yoğunlaşılabilir. Sponsor firmaları ile temasa geçilerek, sponsor desteğinin çekilmesi istenebilir, elde ettikleri gelirin vergisini verip vermediklerinin araştırılması için Maliyeye ihbarda bulunulabilir, onlara reklam şirketlerinin sözleşmeleri incelenerek bu sözleşmeye aykırı davranıp davranmadıkları bulunarak, gerekli şikayetler yapılabilir vs. Örneğin bu sitelerde google adsense reklamı varsa, google ile temasa geçerseniz, reklam anlaşmasını hemen fesh edecektir, çünkü google porno içeren sitelerin reklamlarını kullanmasına izin vermemektedir.

Özet olarak benim önerim, sadece erişim engelleme üzerine yoğunlaşmamak, bununla beraber yayının dağıtımını yavaşlatacak ya da tamamen durduracak diğer alternatif metotları da hep birlikte değerlendirmek olacaktır.

Tekrar geçmiş olsun!
Old 07-08-2008, 12:26   #8
Konuk

 
Varsayılan

Sn Admin;
Açıklamalarınıza çok teşekkür ederim....

Durum şudur;

1) Tam 4 ay önce; eski eşim hakkında TCK 134, 135, 226. maddelerin ihlali konulu suç duyurusunda bulundum.
* Hemen ertesi gün sözlü Savcılık sözlü ifademi de aldı.
* Ardından dosya da hiçbirşey yapılmadı.
* Akabinde; suç duyurusu ekinde mevcut konunun tarafımdan öğrenilmesiyle kendimce tespit edilebilmiş yaklaşık 15 adet web sitesi için erişim engelleme kararı suç duyurusu tarihinden 20 gün sonra,,, o da savcılığa ısrarlı yaklaşımımızdan sonra verildi.
*Suç duyurumdan 1 ay kadar sonra sanığın evinde ve aracında arama yapıldı.
Ancak; zaten suç 3 yıl önce işlenmişti. Sanık o yılın birkaç ay ortak evimizde, ayrıldığımız için yaklaşık 8-9 ay kah bir yakının boş evinde kah sonradan kapattığı işletmesinde kah bilemediğim başka yerlerde ikamet etmişti.
Arama yapılan mahal ailesinin evidir.
*Suç duyurusundan tam 1.5 ay sonra ise sanığın ifadesi 'randevu' ile alında. tabii bu sözlü randevu verilerek ifade çağrısını ıspatlama şansım yok. Ama reel olarak böyle oldu.
2) 4 aydır ASLA savcılık Telekominikasyon'dan bu web sitelerinin gerçek ve tüzel kişiliklerini, bilgilerini istemedi...,
3) Asla web sitelerinin tespitlerini yaptırmadı.
4) Asla;
bizim tespit ettiğimiz web siteleri Telekominikasyon Daire Başkanlığında karar içeriği olarak mevcut olmasına rağmen ve sizin dediğiniz gibi ilgili sitelerde 'Türk Amatör Gizli Çekim' başlıklı ve en aşağı 500 içerik barındıran bölümler, sahifelere itibar edilmedi. Yasal addedildi,,, google ile ulaştığımız bu sahifelerde çarşaf çarşaf reklamlar mevcut.... Üstelik bu amatör çekim içerikleri yıldızlanıyor, izlenme oranı arttıkça koyu harflerle dikkatlere sunuluyor.
Şahsıma ait içeriği sistemlere giren bazı nick sahipleri pekçok adult siteye üye ve yüzlerce bu tarz görüntü/resim dağıtımı yapıyorlar.
Ama bunların kimliklerini ne telekominikasyon buluyor,,, ne de savcılık talep ediyor...
5) Telekominikasyon savcılığa verdiği cevapta ayne şu cümleyi kuruyor;
'Kastı aşan hak ihlallerinin de olacağı malumunuzdur'
Bu cümleyi savcılık; yurt dışı web sitelerinin ülkemize tazminat açması gündeme gelebilir şeklinde yorumluyor.
Peki; ülkemizin bu web sitelerine karşı yasal bir sorumluluğu mu var???
Bu sorumluluk TC vatandaşının tüm çıplaklığı ile çocuklarının babası ile ilişki esnasında aile konutunun yatak odasında gizlice yapılan çekimlerinin de yayınlanabilirliğini, kazanç sağlanabilirliliğini mi içeriyor????
6) Vergi veren ve kendi emek gayreti ile hayatını idame ettiren, iki çocuk büyüten,,, Devletten hiçbir sosyal yardım vs. almaksızın, kendi sosyal güvencesi için prim henüz prim ödeyen bir vatandaşım.
Bazı türkçe dili ile yayın yapan web sitelerine kendi emek ve gayretim ile ulaşmayı düşündüm; bu düşünce ve ihtiyaç bile çok büyük bir eziyet....
BEN ANAYASAL HAKLARIMA DEVLETİN VE KURUMLARIN ÖNCELİKLİ VE İVEDİ SAHİP ÇIKMASINI VE BU HAKLARIMA DEĞER VERMESİNİ BİR VATANDAŞ OLARAK TALEP EDİYORUM. İstiyorum....
7) Evet; bu görüntülerin kökten yokedilmesi mümkün değil...
O halde; eski eşim benim CİNSEL BÜTÜNLÜĞÜMÜ VE DOKUNULMAZLIĞI BİR DAHA GERİ KAZANILAMIYACAK BİR BİÇİMDE YOKETMİŞTİR....
Bunun yasal karşılığı hangi mevzuatta vardır???

Zira ben; kendi kendimi TCK yı işletebilmek için MÜSTEHCEN addetmeyi reddediyorum....
Ama mecburum,,, çünkü yasalar benim kendi onurumu, şerefimi, saygınlığımı; evlilik içinde gerçekleşen cinsel aktivitem nedeniyle BAYAĞI, MÜSTEHCEN, ADABA AYKIRI sıfatlandırmamı emrediyor...
Kayda alınmamış olsa idi, yayınlanmamış olsa idi bu eylemim ve ordaki konumum müstehcenlik mi olacaktı???
Ben bunu kabul etmeyi bile eziyet olarak görüyorum.

Yasa burda; buna sebebiyet vereni sıfatlandırmalı....

8) Yaklaşık 20 gün önce nihayet dosya ile ilgili araştırma yapılması için dosya sureti emniyet müdürlüğüne gönderildi.
Bu süreçte tarafıma; bizzat yetkili merciye gidip görüntüdeki kişinin kendim olduğunun tespitinin yapılması istendi.
Savcılık yanımda bilişim masasından bir polis memuru ile görüştü. O polis memuru bunun kendilerince yapılabileceğini söyledi ve ertesi günün haftasonu olmasına rağmen şubeye gelebileceğimi bildirdi.
Müzekkere zarfı ile ilgili şubeye gittim. 4 polis memuru zarfı açıp; web sitelerinden birinde de görüntüyü kendi pc lerinde oynatarak bir bana bir görüntüye baktılar. Ardından dosyanın henüz şubelerine intikal etmediğini, kimlik tespitini de yapmaya yetkili olmadıklarını bildirdiler. Ve ben şubeden bu bilgiyi; görüntüm ekranda oynar ve bizzat şahsım orda otururken ÖĞRENDİM...
Bu bilgi ile de evime geri geldim....

Görüntü ile ilgili; o görüntüdeki erkek ile ilgili, kullanılan tertibat ile ilgili hiçbir teknik vs. kimlik araştırması ise YAPILMADI...

Şu an da; dosya da olan biten bunlardır....
Söylediğiniz herşeyi benim yapma şansım açıkçası yok.
Yapamayacağıma göre; yaşamımı bu haliyle idrak etmem de ayrı bir eziyet...

Tüm bu sürece müdahale edilemez mi?? İhlal VAR... Olmalı... Dava açılmasını nasıl sağlayabilirim ki??? Ya da bu dava aylarca daha açılmaz ise ne olacak???

Görevim gereği sık sık adliyeye gitmem gerekiyor,,,
Dün öğrendim ki; dosya ile ilgili gizlilik kararı yokmuş, dosya kalemde izinli katibin yanındaki rafta öylece açıkta duruyor....
Gizlilik kararını benim mi talep etmem gerekiyor???
Teşekkür ederim.
Old 07-08-2008, 14:02   #9
BaharB

 
Varsayılan

Bir video görüntüsünün, ham / işlenmemiş bir halden, kesme, birleştirme, çıkarma, renk, görüntü ve ses ayarları, format değişiklikleri gibi işlemler yapılarak izlenebilir bir hale getirilmesi (çoğunlukla profesyonel kullanım için hazırlanmış) bir bilgisayar programı gerektirir. Ve tüm bunlar sıradan bir bilgisayar kullanıcısının yapabileceği işlemler değildir.

Diğer taraftan bir videonun internet ortamına aktarılması işlemi de bir internet bağlantısı gerektirdiğinden sahip olunan telefon ve internet erişim aboneliğinin kayıtlarını tutan T.Telekom tarafından tespit edilebilmekte, istenildiğinde erişim yapılan adresler savcılık ve mahkemelere verilmektedir diye hatırlıyorum. Yine bu videoarı internet ortamına aktaran kişi veya kişiler, videonun yüklendiğini ve izlendiğini zaman zaman takip etmeleri de çok mümkündür ve bu izlemeler de internet bağlantısında iz bırakacak ve aynı şekilde tespit edilebilecektir.

Bilgisayar üzerinde yapılan tüm bu işlemlerin, muhakkak bir iz bırakacağı, bu izin silme, formatlama gibi işlemlerle yok olmayacağı, üzerinden seneler dahi geçse, fiziken yok olmamış bir hard disk üzerinden kimi zaman kolaylıkla kimi zaman da bir takım teknik imkanlarla tespit edilebileceği söylenmektedir. Hatta tabaca ile ateş edillen ve delinen bir hard diskin, diğer sağlam kalan kısımlarındaki bilgilere erişilebildiğini bir emniyet uzmanından duymuştum.

Bahsettiğim konular teknik uzmanlık gerektirdiğinden, doğruluğundan çok emin değilim ancak Sayın Katılımcının, hukuki destek ile birlikte, bir bilgisayar uzmanından da yardım alarak, hatta Büyükşehirlerdeki Emniyet birimlerinde bu işlerle görevli olan ve gayet yetkin olduklarını duyduğumuz memurlarla bir şekilde iletişime geçerek bilgi alıp, failin tespiti için soruşturmayı yapan C.Savcısını yönlendirmesi gerektiğini, gerekirse süphelendiği kişilerin ev ve işyerlerinde aramalar yaptırarak ve bilgisayar sistemlerine el koyularak teknik inceleme yapılmasını sağlaması gerektiğini düşünüyorum. C.Savcısı teknik bir takım bilgilere sahip değilse, soruşturmayı yönlendirme konusunda tereddütte kalmış olabilir.
Tabi ki tüm bunlar faili tespit etmeye yönelik olacaktır ve fili durumun devamını engellemeyecektir.
Saygılarımla...
Old 26-08-2008, 02:39   #10
Av.Muhammet H.

 
Varsayılan internet

Öncelikle geçmiş olsun. Bazı mahkemeler hızlı karar vererek youtube veya benzer siteleri şikayet geldiği gün kapattırdı. Sizin olayınızda 15 adet sitenin kapatırılmaması anlaşılmaz bir durum. Bundan başka Manisa mahkemesinin kararı ile kapatılan porno siteler oldu. Böyle bir durumda aynı şikayetleri farklı bir savcılığa yapmak , veya farklı bir mahkemede bu sitelerin yayınının durdurlması iin dava açmak ve aynı günlerde sonuç almak denemeye değer. Çünki maalesef Türkiyede bir mahkemenin 5 günde yaptğını diğeri 1 yılda yapabiliyor.
Bunlardan da önemlisi konuyla ilgili 1-Adliyedeki adlet komsyonu başkanılığına 2-Hakmler ve Savcılar Yüksek Kuruluna 3-Adalet Bakanlığına 4 - EN ÖNEMLİSİ Başbakanlık Bilgi Merkezine (BİMER) şikayette bulunmanızı tavsiye ederim. Başbakanlıkta hızlı bir dönüş gerçekleşiyor.
Old 15-09-2008, 22:28   #11
Konuk

 
Varsayılan Anayasal hak ihlalinin yargı kararına rağmen Önlenememesi

1) Özel hayata dair fotograf/video kayıtlarının kötüye kullanımı nedeniyle Cumhuriyet Savcılığına yapılan suç duyurularında; müştekinin ilgili kayıtlarda kimlik tespiti soruşturmanın hangi safhasında yapılır?
2) Bu tespiti hangi birim yapar?
3) Savcılık bu tespiti hangi merciiye yaptıracağı konusunda tereddüte düşebilir mi?
4) Savcılık kimlik tespitini yanlış birimlerden isteyip, müşteki aleyhine geçen zamanı tasarrufsuzca kullanabilir mi? Müştekiyi kimlik tespiti konusunda sehven başka başka birimleri yahut da dikkatsizce evrak vs. eksikliği ile defaten müracaata ve mağduriyetini açıklamaya (soruşturmanın sağlığı için???) zorlayabilir mi?
4) Bu tespitin yapılması sırasında bürokratik vs. işlemlerle geçen süreç de; Savcılık müştekinin devam eden şikayete konu mağduriyetine ve bu mağduriyetin artmasına tahammül göstereceğini/göstermesi gerektiğini öngörebilir mi? Bunun yasal dayanağı nedir?
5) Bu tespitin ivedilikle yapılmamasından yahut bu tespite sonradan ihtiyaç duyulmasından dolayı, şikayete konu mağduriyetin önlenmesi ve suçun soruşturulması ertelenebilir mi? Bunun yasal dayanağı nedir?
6) Bu sebeplerle tıkanmış bir soruşturma ivedilikle nasıl işler hale getirilebilir??

6 aya yaklaşan suç duyuruma rağmen; özel hayat ihlalinden dolayı ağır bir mağduriyet yaşıyorum.
Sulh Ceza Mahkemesinin muhtelif tarihlerde (tarafımın emek ve gayretleri ile tespit ettiği) muhtelif internet sitelerinde tedavülde olan mahrem görüntülerimi içeren (evlilik dönemime ait) içeriklerle ilgili erişim engelleme kararları uygulanmamıştır.
Uygulanması konusunda defaten Savcılık nezdindeki taleplerim yerine getirilmemiştir.
Erişim engelleme kararlarının uygulanmaması ile ilgili ne talebim üzerine ne de re'sen Savcılık hiçbir şey önlem almamakta, müdahale de bulunmamaktadır.
Savcılık görüntülerdeki 'kişinin' şikayetçi olan şahsım olduğuna dair belge gerektiğini şifaen 2 ay önce dile getirmiştir.
Bunun için ilkin bir emniyet kurumuna Savcılıkça gönderildim. İlgili kuruma bizzat gittim. Gözümün önünde 4 adet erkek polis memuru görüntüleri açarak izlediler. Akabinde bizce 'siz'siniz, dediler. Fakat bu konuda bizim bir rapor hazırlamamız mümkün değil, dediler. Bu gereksiz ve tahammülü zor 'kimlik tespiti' hezimetinden sonra; bu kere tam 1.5 ay geçti. Savcılık beni adli tıbba gönderdi. Oraya da gittim. Toplam 5 saatlik otobüs yolculuğu/personelin cuma namaz dönüşü/ramazandan dolayı düşen çalışma verimi neticesinde toplam 7 saatimi adli tıbbın genel evrak bürosunda bekleyerek geçirdikten sonra, savcılığın usule uygun olmayan müracaatı sebep gösterilerek geri çevrildim.
Halen kimlik tespitim yapılamamıştır.
Halen görüntüler internette mevcuttur.
Konu ile ilgili daha önce bu 'kahdem'de iletim mevcuttur.
Gerek mahremiyetime olan tecavüz, gerek bu tecavüzün an be an devamı/yayılımı gerek ise 6 aya yaklaştığı halde anayasal kurumların konuya müdahil olmaması ile manen büyük bir bezginlik ve acı çekiyorum.
Bu durum hayatımın doğal akışını temin etmemi imkansızlaştırıyor.
Ve çalışan ve 2 küçük çocuğuma bakan yalnız bir kadınım.
Başıma geleni öğrendiğim günlerde derhal bu duruma müdahale edileceğini umuyordum. Edilmedi. Sanırım artık EDİLSE DAHİ ÇOK BÜYÜK BİR FAYDA SAĞLAMAYACAK. Konudan bilgisiz geçirdiğim yılları idrak etmekte/sindirmekte zorlanırken,,, aylardır gözler önünde olduğumu bilerek de yaşıyorum!!!!
Sanırım; Hukuk yerle bir olan değerlerimi/geçen aylarımı/yaşadığım ağır çöküşle altüst olan sosyal yaşantımı/özgüvenimi bana tekrar temin edemeyecek...
Anayasal hakların 'anayasa'da yazılı cümlelerden ibaret olduğu bir ülke de yaşadığımı idrak ettim.
Sıradaki görevim ise; kimlik tespiti....
Mİ??
Peki bu tespit yapıldıktan sonra; geçen bu zamanın, bu zamandan doğan zararlarımın muhabatı var mıdır?
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=30207
Old 16-09-2008, 18:01   #12
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sn.Katılımcı

Özel hayatın korunması Avrupa İnsan hakları Sözleşmesi ,Anayasa ve TCK vb.gibi dayanaklarla güvenceye bağlanmıştır.

Bir hakkın yazılı olması yetmez,hakkın gerçekleşmesi,ulaşılabilmesi gerekir.Devlet sadece bu hakkın yazılı olmasını sağlamakla değil,bu hakkın gerçekleşmesi için etkin mekanizmalar sağlamakla görevlidir.

Yaşamış olduğunuz şiddetli mağduriyetiniz tüm çabalara rağmen giderilememiştir ve ne zaman giderileceği de belli olmamaktadır.Yasal süreç yeni mağduriyetlere yol açmaktadır.

Kişisel olarak önerim,bu kadar çabaya rağmen kişsel hayatınıza ilişkin ağır ihlalin önlenememesi ile "etkin iç hukuk yolu" olmaması ve diğer gerekçeler ile iç hukuk yollarını tüketmeyi beklemeden A.İ.H.M e başvuru yapmanızdır.

Aynı şekilde CEDAW komitesine başvurunun uygun olacağı düşüncesindeyim.

Bir avukattan hukuki yardım almanızı öneriyorum.
Konuyu Kilitleyin


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
ortaklığın giderilmesi davasında üçüncü kişi müdahalesi neticesi sebepsiz zenginleşme Av.Öznur A. Arabacı Meslektaşların Soruları 5 09-10-2015 10:25
tedaşın müdahalesi av elif Meslektaşların Soruları 1 03-03-2008 20:44
eşimin sigortasından yararlanmak istiyorum elife erkoç Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 4 18-10-2007 22:54
Eşimin Açtığı Boşanma Davası Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 20-05-2007 17:42


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05594492 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.