mağdure vekilinin talebinin esas alınması

merhaba arkadaşlar bugün çok gerildiğim bir CMK davası yaşadım.Çocuğun cinsel istismarında mağdur vekili olduğum bir dava ,bugün sonuçlandı.Çocuk 15-18 yaş aralığında bugüne kadar şikayetçi olmadılar çocukla sanık nişanlandılar..vs.çocuğun ailesi sanık ceza alacak diye korkuyorlardı üstelik.Mağdur vekili olarak ben şikayetten vazgeçmedim.Gelen rapordan sonra bu hususta beyanda bulunacağımı zapta geçirttim.Son celse rapor geldi müvekkiller gelmedi çocuğun algılama yeteneğinin tam olduğu ve ruhsal durumunun bozulmadığı şeklinde idi.ATK ayrıca rapor alınmasına gerek yoktur müvekkillerim şikayetçi değiller dedim.(zira sanığın ceza aalmasından çok korkuyorlardı,düğün tarihi bile almışlardı,bana ceza alırsa cezaevinde evlenmenin mümkün olup olmadığını dahi sordular.)Ancak duruşmanın sonuna doğru müvekkiller gelip şikayetçiyiz dediler.Mahkeme TCK 104 ten hüküm kurdu,şikayet yokluğu nedeniyle davayı düşürdü.
1- mağdur vekili olarak şikayet konusunda beyanda bulunmadığım için benim şikayetim devam ediyor,bu nedenle benim şikayetime üstünlük tanınıp sanığın 104 ten ceza alması sağlanamaz mı?üstelik mağdur ve ailesi de duruşma bitmeden şikayetçi oldular.
2-hernekadar şikayetçi olmadıkları için ATK dan rapor talep etmesek de sonradan şikayetçi oldukları için oluşan bu son durum nedeniyle temyiz talebimizde ATK dan yeniden rapor aldırılmasını talep etmemeiz uygunsuz mu olur?

Sayın DENİZ
Magdur 15-18 yaş aralıgında bulundugu için kendi şikayetini yapabilecek konumdadır ve anladıgım kadarıyla şikayetçi olmamıştır,anne ve babanın şikayetden vazgeçmeden vazgeçme yapamıyacakları için son celse beyanlarına itibar edilmemesi kanımca dogrudur.Müdafi olarak 15 yaşından küçük olsa idi magdur sizin beyanınız önemliydi 15-18 yaş aralıgında mümeyyiz kabul edildiği için sizin şikayetinizin müdafi olarak devam etmesi yargıtay ve mahkemeler tarafından kabul görmemektedir.
Not:sanırım müvekkillerinizin pazarlıkları sanık ve ailesi ile çıkmaza girdiği için biraz başınızı agrıtacaklar ama kendi düşen aglamaz derler sözü olayınız için çok uygun düşecektir.saygılarımla

Şikayetten vazgeçmeden vazgeçilemez. Bu nedenle taraflar bir kere şikayetten vazgeçtiklerinden sonradan şikayetçiyiz demek hakları yoktur. Yukarıdaki cevapta da belirtildiği üzere 15-18 yaş aralığında şikayet hakkı mağdura ve ebeveynine aittir. Onların şikayetçi olmadıklarından sizin onların beyanını aşar şekilde şikayetçiyim demek hak, yetki ve göreviniz yoktur, diye düşünüyorum. Siz yine de düşündüğünüz şekilde ve mağdur ile ailesinin talebi doğrultusunda kararı temyiz edin.
Ayrıca Türk Medeni Kanununun velayete ilişkin hükmüne göre anne baba birlikte velayet hakkını kullanır. Buna göre şikayetten vazgeçilebilmesi için de anne baba ayrı ayrı şikayetten vazgeçmiş olmalıdırlar. Eğer anne babadan birinin şikayetten vazgeçme konusunda beyanı alınmamışsa bu noktaya dayanarak da temyiz edebilirsiniz.

ama avukat olarak benim çocuğun adına hareket etmem ve onu beyanıyla bağlı olmama gerektiği kanaatindeyim.Bu nedenle zaten şikayetten vazgeçmedim,zira sonucu az çok tahmin ettim.benim şikayetimin esas alınması gerekir diye düşünüyorum.

gerekçeli karar tarafımıza tebliğ edildi.temyiz edeceğim ancak bozulacağına inanmadığım bir kaarı temyiz etmek çok zor.Bu nedenle son araştırmalarımı yaptım.Dosyada mağdurun üniversite hastanesinden alınan fiilin anlam ve sonucunu anladığına dair raporu var.O celsede mağdur taraf sanığı ısrarla korudukları için biz de ATK dan da rapor alınmasını istemedik.Mahkeme de üniversite hastanesinden alınmış rapora itibar ederek cinsel istismarın oluşmadığı kararını verdi.tam karar aşamasında müvekkiller gelip şikayetçi olduklarını söylediler ama tabi artık yapacak birşey kalmadı.Temyizde mahkemenin mağdur vekilinin talebi olmasa da bu raporla yetinmeyerek birde ATK den rapor alınmasını resen istemesi gerekir şeklinde bir talepte bulunsak sizce nasıl olur.olay gerçekten beni çok kızdırdı, defalarca aileyi uyarmama rağmen aile sanığa çok güvendi,şimdi son çırpınışım yani.

Yargıtay eğer temyiz talebinizi kabul eder esastan incelerse tabiki mevcut tüm hukuka aykırılıkları göz önüne alarak kararı bozacaktır. ATK2den rapor aldırılmaması bir bozma nedeni olarak kabul ediyor, bildiğim kadarı ile.