Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Hakim Ve Savcılar, Lütfen Biraz Daha Mesleki Özen.

Yanıt
Old 20-02-2005, 14:38   #31
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Lütfen diyerek saygı alamazsınız ,en sert şekilde tartışmalı ve avukat olarak
temel ödeviniz insan haklarını savunmak olduğundan kendinizi ve başkalarının
onurunu çiğnetmemelisiniz.Bence bu kişilerin bu aymazlıklarının sorumlusu
açıkgöz avukatlar.

Sevgi Çay
Old 20-02-2005, 14:39   #32
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sayın Hakalmaz,

"Oturmamış kişilik" tespitim, şahsınızla ilgili değildi. Zira şahsınızı tanıyor
değilim. Bir yazı ile de kişilik tahlili yapmam mümkün değil. Benim bu tespitim,
duruşma salonlarında karşılaştığım, bir kısım hakimlerin, avukatlara ve
özellikle vatandaşlara gösterdikleri muamelelerle ilgili. Bunda da ısrarlıyım.
Oturduğu makamın ağırlığını kaldıramamaktan, sağa sola bağırıp dururlar. Daha
ötesini söyleyeyim, duruşma salonunda, mübaşirin yüzüne dosyayı fırlatan hakim
gördüm.

Tekrar ediyorum, şahsınızı tanımamaktayım. Ama, uslubunuzun problemli olduğunu
herhalde siz de anlamışsınızdır.

Av.Mehmet GÜNAYDIN
Old 20-02-2005, 14:41   #33
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sn.Ahi'ye

Bakırköydeki uygulama sizin hoşunuza gidebilir. Hatta
diyebilirim ki, gerekli kadro ve fiziki alt yapılar uygun hale
getirildikten sonra (bazı küçük ilçelerde olmasa da) uygulamanın
yaygınlaştırılması iyi de olur. Fakat meri mevzuat sistemimize göre
böyle bir uygulama zorunluluğu yoktur. Oradaki Başsavcı'nın bir
uygulaması olabilir. Demekki savcı sayıları buna müsait.
Saygılar

B.Hakalmaz
Old 21-02-2005, 15:40   #34
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sayın Hakalmaz,

Adım adım ortak noktalarda buluşmamız gerçekten güzel.

Ancak, ilk olarak "savcının telefon numarasını baroya bildirmesini
beklemek biraz haksızlık olur" demişsiniz. Haksızlık olarak
nitelendirdiğiniz bu fikir aslında çok işlevsel ve uygun bir
çözümdür. Barolarda yaygınlaşan CMUK servisleri ve bu servislerin
kurumsallaşması, onları konuya elbette "müdahil" kılmalıdır.
Kendisine ulaşma imkanını kolluk ile paylaşan savcının bu imkanı
konunun tarafı olan Baroya da sunması beklenmektedir.

İkincisi "(emniyet bildirmiyorsa bu da onların ayıbı, savcıların
tersi yönde bir talimatı olmamıştır, olmamalıdır)" demişsiniz. İşte
buna kesinlikle katılamam Sayın Hakalmaz. O makamda, "adli görev"
yapan, yasaların savcılara verdiği görevleri onlarla paylaşan,
savcının emrinde görev yapan "emniyet" herhangi bir ayıp yapıyorsa bu
ayıp esasen savcılığa aittir. Unutmayalım, yetki beraberinde
sorumluluğu getirir.

Konunun düğümlendiği nokta, Sayın Kasrat'ın 8923 sayılı mesajda
verdiği örnekte düğümleniyor:
- Kolluk sanığın ifadesini almış, toplayacağı tüm delilleri toplamış
ve iş sanığın savcılığa çıkartılması aşamasına gelmiş... Şimdi
saatler gecenin bir yarısını gösteriyorsa, ne yapılmaldır?
a- nasıl olsa yasal gözaltı süresi henüz dolmamıştır, sabah
beklenebilir.
b- bir hukuk devletinin, vatandaşını değil saatlerce, birkaç dakika
bile sebepsiz yere kişi özgürlüğünden yoksun bırakması gerektiğinden
sanık derhal nöbetçi savcıya sevkedilir.

Çözüm bizde sevgili hukukçu dostlar. Hangisi?


Sevgilerimle...
Av.Hakan EREN
İstanbul Barosu
Old 25-02-2005, 10:48   #35
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

İzmirli savcılarla başlayan ve nöbetçi savcılık konusu ile gelişen
tartışmada, 8934 sayılı mesajımın sonunda aynen:

..."Fırat kenarında kaybolan koyun"lar kadar ilgi bekliyor vatandaş
savcılarımızdan.Bunu unutmayalım lütfen... yazmıştım.

"Fırat kenarında kaybolan koyunlar"dan kastettiğm, gruba alelacele yazarken, (eski)Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt'un Cumhuriyet Savcılarına hitaben söylediği ünlü vecizenin bir bölümü idi. Hem Mahmut Esat Bozkurt'un tartışıldığı bu günlerde hem de grubumuzun tartışma konularından olan "nöbetçi savcı/hakim" konusu üzerine, bir bölümünü yanlış aktardığım bu vecizenin tamamını sizlerle paylaşmak istedim. Belki daha iyi anlayabiliriz Mahmut Esat Bozkurt kimdir, ve
onun görmek istediği Cumhuriyet Savcıları kimdir...

Cumhuriyet Savcıları Meriç kıyılarında çalısan Türk köylüsünün kaybolan sabanından tutunuz da, bu vatanda yasayanların ugrayacagi en ufak bir haksızlıkdan , hatta Bingöl daglarının ıssız kuytularinda nafakalarını bekleyen öksüzlerin gözyaslarından siz mesulsunuz. M.E.BOZKURT



Sevgilerimle...
Av.Hakan EREN
İstanbul Barosu
Old 25-02-2005, 12:43   #36
av.yıldıray

 
Varsayılan

Sn. B.Hakalmaz

Demogoji yapıyorsunuz.


av.yıldıray
Old 28-02-2005, 02:48   #37
B.ESENKAR

 
Acil

Sayın Avukatlar (Not:Mesleğimi ve meslektaşlarımı insafsızca karaladığınız için sizlere meslektaşlarım diyemiyorum.)

İnsan hakları çok önemlidir.Bu nedenle sanığa tanınan haklar uygulanabilir hale getirilmelidir.

Ancak, hakim ve savcı da bir insandır.Onların da insani ihtiyaçları bulunmaktadır.Evine gidecek, çocukları ile ilgilenecek, okuyamadığı gazetesini okuyacak, sinemaya, tiyatroya ya da bir dost ziyaretine gidecektir.Hiçbir şey yapmasa, dinlenecektir.

Hakim ve savcının nöbet tutmasını gerektirir ve onu zorlayan bir kural yoktur.Yıllardır Devletin işi aksamasın diye alışkanlık haline getirilen bir uygulamadır.Aynı zamanda ücretinin verilmemesi, dinlenme hakkının tanınmaması nedeniyle, angaryadır.Angarya, Anayasaya göre yasaktır.

Çözüm ne olabilir?
Kurul, her adliyede sadece nöbet görevi yapacak yeteri kadar hakim (hatta savcı )görevlendirir.Bunlar; sadece, mesai saatinden sonra gelir, adliyede ertesi günün mesai saati başlangıcına kadar çalışırlar.On iki saat çalıştıkları için, dört saat mesai ücreti de ödenir.Bu hakim mesai saatleri içinde dinlenir.

Böylece diğer mahkeme hakimleri olağan işlerini daha verimli yapabilirler.

Çözüm hakim ve savcıyı angaryaya zorlamakta değil, uygulanabilir çözüm üretmekte ve arkasını aramakta yatmaktadır.

İzmir'deki avukatlar umarım hakim ve savcıların da kendileri kadar insan olduğunu hatırlar ve oradaki meslektaşlarından özür dilerler.Güçleri varsa da bunu gerçek çözüm yolunda kullanırlar.

Amiyane tabirle "bekara karı boşamak kolaydır".Siz hiç sabaha kadar bir hafta süreyle 10-15 dakika arayla zabıta tarafından aranıp, ertesi gün mesai yaptınız mı?
Saat 24.00' kadar sorgu yapıp ertesi günü birkaç tane insan öldürme davasına yargıç olarak çıktınız mı?
Ne kadar sığ düşünceler.
Old 28-02-2005, 02:56   #38
B.ESENKAR

 
Varsayılan

Görüşleriniz eğer bunlardan ibaretse izlenmeye bile değmez, bu tartışmanın bu seviyede yapıldığından Adalet.Org sitesinde yapılan bir uyarıyla haberim oldu.
Sizin bu seviyenizi hakim ve savcıların izliyor olmasını düşünmenizi bile meslektaşlarıma yakıştıramam.
Old 28-02-2005, 03:07   #39
B.ESENKAR

 
Varsayılan

Sayın Hakalmaz,
Lütfen daha değerli çalışmalar yapabileceğiniz bir ortama geçiniz.Saygılarımla.
Old 28-02-2005, 11:07   #40
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

SAYIN ÜYELERİMİZİN DİKKATİNE :

Bu alanda yazılı olan mesajlardan son dört mesaj dışındakiler bir üyemiz tarafından başka bir alandan, bilgi verme amacı ile sitemize taşınmıştır.

Son dört mesaj dışındaki mesaj sahipleri sitemizde olmadığından, mesajlara yanıt verirken bu hususun göz önünde bulundurulması gerekmektedir.

Dikkatinize saygılarımla sunarım

Bir Dost
Old 01-03-2005, 18:28   #41
Marmara24

 
Varsayılan

Sayın Esenkar,

Söylediklerinizle burada bazı MESLEKTAŞLARIMIN (ki hakim ve savcılar da dahil) sayın hakim ve savcılar hakkında yaptığı tespitlerin doğruluğuna örnek teşkil ediyor gibisiniz.

Sanırım Sayın Hakalmaz, buradaki tartışmaya katılmakta, sizin göremediğiniz, bir fayda gördü ki görüşlerini bizimle paylaşmaya devam ediyor.

Bu forumdaki mesajları başından itibaren okursanız gereksiz yere hasmane olarak algılanabilecek bir üslupla başlayan tartışmada tarafların birbirlerini anlamaya başladıklarını görebilirsiniz.

Arzu edilen tabi ki bu fikirlerin daha barışçıl bir hava içerisinde sunulması, tartışmanın da bu çerçevede yapılmasıdır.

Üzülerek gördüm ki benim gibi avukat olan meslektaşlarım dahil bazı forum üyeleri bazı noktaları belirtirken gereksiz hasmane bir üslup kullanmışlar, ancak yine de bu foruma yazan tüm avukatları meslektaş saymadığınızı belirten ifadeyi hak etmekdiklerini düşünüyorum. Esasında bu ifadenizle tam da şikayet ettiğiniz o AVUKATLAR gibi davranmış olmuyor musunuz?

Sizi biraz daha soğukkanlı düşünmeye davet ediyorum. Eğer hala fikrinizde bir değişiklik yoksa sanırım bu foruma yazan hiçbir meslektaşım sizinle meslektaş olarak anılmamaktan dolayı bir rahatsızlık duymayacaktır.

Saygılarımla,
Hoşçakalın,
Old 01-03-2005, 21:59   #42
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Sayın Avukatlar (Not:Mesleğimi ve meslektaşlarımı insafsızca karaladığınız için sizlere meslektaşlarım diyemiyorum.)


Menfi ifadenizi katılanlarla sınırlamış olsaydınız belki bu ağır ifadeden sıyrılma imkanınız olabilirdi. Ancak bu saatten sonra bence daha fazla bir şey yazmayınız. Teşekkürler.
Old 02-03-2005, 02:09   #43
Gemici

 
Varsayılan

Sayın Adil Giray Çelik sitede anonim olarak yazanlara kızdığı zaman kendisini biraz alıngan olarak görmüştüm.

Alıntı:
Sayın Avukatlar (Not:Mesleğimi ve meslektaşlarımı insafsızca karaladığınız için sizlere meslektaşlarım diyemiyorum.)

Cümlesini görünce Sayın Çelik’e hak vermemek elde değil.

Kimliğini açıklamak gereksinimini bile görmeden, iyi kötü, genç yaşlı, tartışmaya katılmış veya katılmamış, yenilikçi veya tutucu demeden bütün avukatları aynı kefeye koyan, tartışmaya katılan diğer kimselere akıl veren, tartışmayı doğru bir yörüngeye oturtacağına çığırından çıkarmaya çalışan birisini ciddiye alabilmem için, mesleğinin ne olduğunu bilmek isterim.

Fikirlere fikirle karşılık vereceğine kişileri, özellikle avukatları camia olarak karşısına alan kimse umarım gerçekte hakim veya savcı değildir.

Sayın B.Hakalmaz’a, özellikle Almanyadaki uygulamayı araştırıp, kaba hatları ile Türkiyedeki uygulamaya aşağı yukarı uygun olduğunu gördükten sonra, bir dereceye kadar hak veriyorum.

Elde edebildiğim bilgilere göre Almanyanın sadece bir eyaletinde savcı ve hakimler nöbetçi oldukları tatil günlerinde, günde bir saat bürolarında telefon başında bulunuyor. Diğer zamanlarda telefonla ulaşılabilir olmaları yeterli. Diğer eyaletlerde savcı ve hakimlerin nöbetçi olduklarında muhakkak bürolarında bulunabileceklerine dair bir kayda rastlamadım.

Savcı ve hakimlerimiz, avukatlardan gelen tenkidleri ciddiye alıp ona göre gerekçeli bir cevap verirlerse birçok anlaşmazlık çığırından çıkmadan zamanında çözülür düşüncesindeyim.

Bütün mesele her üç meslek gurubunun’da yargının ve hukuk sisteminin bir parçası olduğu gerçeğini kavramasında zannedersem.

Saygılarımla
Old 17-03-2005, 00:58   #44
fikirbay

 
Varsayılan Sayın Adalet Bakanına gönderdiğim mail

Sayın Bakana gönderdiğim mail mesajını aynen buraya alıyorum.

Sayın Bakanım,

Bir Başkonsolos “TÜRKİYE’DE HAKİMLERİN DE BİR FİYATI VAR” dedi. Bunu unutamıyorum. Bu sözler beynimde sürekli olarak çınlıyor.

Bir Yargıtay Başkanı “Türkiye’de hakimler, vicdan ile cüzdan arasına sıkışmış” dedi... Basın, bir başka Yargıtay Başkanı’nın Çakıcı’nın adamları ile teması var dedi...

Herkes bana, uzun uzun yazma “OKUMAZLAR” dedi.

Bunlara inanmadım ve inanmayacağım.

Başkonsolos “Türkiye’de hakimlerin de bir fiyatı var” dedi ve hiçbir Türkiye Cumhuriyeti hakimi bu sözleri umursamadı. Gündeme bile gelmedi.

Ben umursuyorum. Ben üzülüyorum. Ben kahroluyorum.

Aynı Başkonsolos bana da “ALÇAK” dedi. Buna tanıklık eden makam şoförü mahkemede benim lehime tanıklık ederken Duruşma Hakimi tanığa hepimizin huzurunda “DANGALAK” diye bas bas bağırarak hakaret etti. İçimden bir his, Hakimin tanıklık eden makam şoförünü “benim lehime Başkonsolosa karşı tanıklık yapması nedeniyle” pişman etmek istediğini düşündürdü bana. Ben ve avukatım duruşmadan sonra tanıktan özür diledik, duruşma hakimi adına. Tanığa, duruşma hakiminden davacı olursa gözümüzü kırpmadan tanıklık edeceğimizi bildirdik. Tanık dava açmaya çekindi. Nasıl açabilirdi ki? İkinci bir dangalaklık mı yapsın? Bana “ALÇAK” denildiğine dair tanıklık yapmak üzere hakimin huzuruna gelen makam şoförüne duruşma hakimi bana yapılan hakaretten daha ağır ve daha aleni bir hakarette bulundu. İşte Türkiye’nin çıplak gerçeği bu. Çok, ama çok incindim bu hakaretten. Bir insana bir Türkiye Cumhuriyeti Mahkemesinde gözlerimin önünde yapılan bu ağır hakaretten dolayı.

Sayın Bakanım, hergün televizyonlara çıkıp birşeylere inanmamızı istiyorsunuz. Oysa ki ben tüm inancımı yitirdim Sayın Cemil Çiçek. Hiçbir şeye inanmıyorum. Herşey göstermelik benim ülkemde. Televizyonlara çıkıp konuşmayın artık ne olur. Susalım ve işlerimizi doğru yapmaya çalışalım bir süre, ne dersiniz? Ortalama 241 günde biter diyorsunuz, 1000 gün oldu bitmedi tazminat davalarım. Benden yıllar sonra, Mayıs 2004’te Başbakana hakaret edildi, Başbakan 8 ay sonra hakkını aldı. Ordu mensuplarına onbaşı bile olamayacaklar general oluyor denilerek hakaret edildi, 1 yıl dolmadan davaları sona erdi. Ben davalarımı Temmuz 2002’de açtım, tık yok... Başkonsolos “Türkiye’de hakimlerin de bir fiyatı var” dedi tık yok... Adamına göre adalet mi? Birilerinin onuru benimkinden kıymetli mi? Birilerinin çektiği ızdırap benimkinden derin mi? Bana “Alçak” dediler, “Ahlaksız” dediler ve tanık dinletirken duruşma hakimi tanığıma “Dangalak” diye bağırdı, yine tık yok... Milletin paralarını keyfi harcıyorlar diye suç duyurusu yaptım tık yok... Delilleri önlerine yığdım, yetersiz dediler ve bana delilleri veren eşime “Uyarı” cezası verdiler. Yine suçlu biz olduk. Tanıklarım Savcılığa kendiliklerinden davetsiz gittiler ve Savcı “işim çok sizi dinleyemem” dedi ve bir daha gel veya sonra gel bile demedi... Örtbas, örtbas, örtbas... Nereye kadar? İşine gelene cezayı bas, işine gelmeyene örtbas...

Kendi ülkemde onurlu bir insan olarak yaşayabilmek ve onurlu bir insan olarak sayılmak ve sevilmek istiyorum.

Adaletsizlik bir insanın Bedenine değil, ama ruhuna vurulmuş çok ağır bir yüktür, eziyettir, işkencedir. Ama insanlık onuru er veya geç işkenceyi yenecektir.

Adaletsizliğe uğramış bir insan, ruhuna vurulmuş çok ağır bir yük ile her an başbaşa yaşamak zorundadır. Her an içini kavuran bir ateş ile yana yana yaşamak zorundadır. Adaletsizliğe uğramaktan daha acı olan durum ise, adaletin tecelli edeceğine olan inancın yok olmasıdır. Benim bu inancım yok olmuştur. Adaletin tecelli edeceğine inanmıyorum. Bu inançsızlık nedeniyle kendimi AİHM’ne başvurmak zorunda hissediyorum. Davalarımın bitmesini beklemeyeceğim. Dosyalarımı hazırlamaya başlayacağım. En hazmedemediğim şey nedir biliyor musunuz? Birilerinin bile bile yaptığı hatalı işlerin bedelini tazminat olarak Devlet bu milletin cebinden ödeyecek, işte buna yanıyorum. Milletin ne suçu var ki? Ve ben 20 yıllık bir Devlet memuruyum. Yurtdışında yıllarca Ataşe olarak bu Devleti temsil etmişim. Eşim halen Ataşe olarak bu Devleti yurtdışında temsil etmeye devam ediyor. Gözümüzün içine baka baka adaletsizlik yapan birilerinin burunları iyice sürtsün istiyorum. Bunu öyle çok istiyorum ki, neredeyse yaşama amacım bu oldu.

Sayın Bakanım, sizi durup dururken dert ortağı yapmaya kalkıştığım için Zat-ı Alinizden özür diliyorum. İyiniyetli olduğunuza inanmak istiyorum, Hakimlerimizin de iyiniyetli olduklarına inanayım istiyorum. Ülkemin toplam kalitesinin yükselmesi gerektiğini de biliyorum. Bu mesajın size ulaştırılıp ulaştırılmayacağına veya bir cevap verilip verilmeyeceğine ya da cevap verilmesini gerektiren bir durum olup olmadığına dair hiçbir fikrim yok. Aslında bu yönde bir beklentim de yok. Sadece içimden bunları yazmak geldi ve yazdım. İçimi döktüm. İşlerinizde başarılar diliyorum. Allah’a emanet olunuz!

AK parti, KARA parti umurumda değil... Ak mı? Kara mı? Öteki dünyada göreceğiz nasılsa hepimiz.

Gidip Sayın Recep Yazıcıoğlu’nun yanına uzanmak geliyor içimden. Allah gani gani rahmet eylesin ona. Onun gibi insanların bu ülkede toprağın üstünde olmasını Allah bile hazmedemedi ve yakıştıramadı ki, aldı onun canını. Dürüstlerin yeri toprağın altıdır bu ülkede bence. Çünkü, manevi huzuru ancak orada bulabilirler...

Saygılarımla.

Mehmet Fidan
mehmetfidan@t-online.de
Tel: 00.49.69.96373714
Fax: 00.49.69.96373718
Cep: 00.49.179.6732057
Stresemannallee 65,
60596 Frankfurt am Main
DEUTSCHLAND
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Biraz öğrencilerden biraz hocalardan mutlakadalet Site Lokali 32 02-12-2009 00:44
Biraz Daha Gülümseyelim Mi ? Sibel Site Lokali 5 12-12-2006 11:36
Avukatlık Özen Mesleğidir-Barolar Birliği Disiplin Kurulu Kararı Av.Habibe YILMAZ KAYAR Konumuz : Hukukçular 2 02-07-2004 12:18
Todaie'de Master Veya Doktora Öğrenimi Yapmak İsteyen Hakim Ve Savcılar Hakkında Armağan Konyalı Hukuk Haberleri 0 22-02-2004 23:31


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07469702 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.