Ben ne yapmış olabilirim?

Bir hukuk mahkemesinin duruşma salonundayız. Ben Davacı tarafım.Karşı tarafta Davalı taraf var.

Yargılama başladı.Hakim önce benim tanıklarımı dinledi.

Sonra Davalı tarafın tanıklarını dinleme aşamasına geçti..Dinledi.Davacı taraf olarak bana döndü;”Tanığa soracağınız soru var mı?”dedi.Ben”Efendim şu sorunun tanığa sorulmasını talep ediyorum “dedim.Ve sorulması için soruyu hakime yönelttim.Hakim,soruyu dinledi.”Yok efendim bu soruyu sormuyorum”demez mi?Ben ısrar ettim.Hakim yine sormadı.”Soruyu sorupta ne olacak?Davayla ne ilgisi vardır”dedi.Ve daha benim yanıtımı beklemeden Davalı tarafa yöneldi.”Efendim sizin sorunuz var mı?”

Ben yığılı kaldım.O değil müvekkil taraf da var.Onların yanında rezil oldum.Üç kuruşluk itibarım sıfıra indi.

Ve ben ondan sonra ne yapmış olabilirim?

Duruşma salonunu hakim ara kararı yazdırmadan terketmiş olamazsınız değil mi?

Herhalde hakime,"sorduğum soruyu ve bu sorunun dava konusuyla ilgisi olmadığı gerekçesiyle siz sayın hakim tarafından tanığa sorulmasını reddettiğinizi gerekçeleriyle tutanağa geçirilmesini talep ederim" dediniz değil mi?

Bence hakimin karısı yapmıştır yapacağını önceki akşam
(Eğer olay sadece anlatıldığı şekildeyse)

Bizler de prof.ların altında,hastanın yanında çok ezildik, yığılı kaldık.
Bunlar mesleklerimizin belki olmazsa olmazı, belki dikeni, belki şanssızlıkları.
O yüzden sabır dilemekten başka çarem yok gibi.
Saygılarımla..

Alıntı: Yazan Opioid Bence hakimin karısı yapmıştır yapacağını önceki akşam (Eğer olay sadece anlatıldığı şekildeyse) Bizler de prof.ların altında,hastanın yanında çok ezildik, yığılı kaldık. Bunlar mesleklerimizin belki olmazsa olmazı, belki dikeni, belki şanssızlıkları. O yüzden sabır dilemekten başka çarem yok gibi. Saygılarımla..

Sevgili Opioid,

Avukatlık mesleğinin özü savunmadır.Hukuk Mahkemelerinde avukat hem davacı hem de davalı olarak bulunduğu tarafı savunur.Ceza davalarında hem sanık hem de müşteki olarak bulunduğu tarafı savunur.Yani avukat yargı kürsüsünün bir sağında bir solunda olabilir.

Avukat yaptığı savunmada amaçladığını kendisi için istemez.Müvekkil denen bir başka insan için ister.Müvekkilin bir hak kazanması yada bir suç isnadından kurtulması için çalışır.Bilgi ve becerisini bu doğrultuda kullanır.Ve bunun için para alır.Avukat müvekkilinin önünde kalkandır.Müvekkili adına hak arama kılıcıdır.

Avukat böyle algılandığında sac ayağının diğer parçaları olan savcının konumu nedir?savcı kamu adına pozisyon alır ve yeri her zaman suç işlediği ileri sürülen kişinin karşısındadır.Mağdurun yanındadır.Şikayetçinin yanındadır.Suç isnadında bulunur.Hukuk davasındaki konum ile karşılaştırma yapacak olursak savcı her zaman dava açandır.

Hakim ise sav ve savunma taraflarını dinler,yargılama yapar karar verir.Karar merciidir.

Gelelim benim somut olayıma:Hakim benim tanığa soru sormama izin vermedi.Açıkça "sormuyorum"dedi.

o anda yapacaklarımı,davranış seçeneklerini gözümün önüne getirdim.Seçenekleri tek tek irdeledim.a)Hakimi şikayet edebilirim.Ama o zamana kadar atı alan üsküdarı geçer.Bu davranış benim somut davama fayda sağlamaz.b)Yukarda yanıt ekleyen meslekdaşımın dediği gibi duruşma salonunu terk edebilirim.(Sakın ha sakın!Hiç bir meslekdaşım duruşma salonunu ağlayarak,sümüğünü çekerek terk etmesin.Bu düşünülemez bile.)c)hakimden korkar,pısar sessizce evet efendim,tamam efendim rolüne bürünür uslu avukat olurum.(Bu seçenek de olmaz)Ben avukatlık görevini yaparken hiç bir zaman hiç bir merciden korkmadım,çekinmedim,pısmadım)d)Amacım nedir?Soruyu sorup cevabını tutanağa geçireceğim.Bu amacı kesinlikle gerçekleştirmeliyim.Gereği düşünüldü demeden bunu yapmalıyım.Bakın ne oldu.Ben sessiz sessizce yerime oturdum.Hakim Davalı tarafa söz verdi.Davalı taraf sorusunu sordu.Hakim tutanağa yazdırıyor.Ben ayaktayım Söz almadan bodoslamadan girdim.Sayın Hakim!Siz benim sorunu tanığa yöneltmiyorsunuz.Ama Davalı tarafın sorusunu tanığa yöneltiyorsunuz.Eğer beni sorumu tutanağa geçirmeyecekseniz,davalı tarafında sorusunu tutanağa geçirmeyin.Hakim,yemi yuttu.Benimle polemiğe başladı."Ama sizin sorunuz davayla ilgili değil"Bunun üzerine ben sorumun neden davayla ilgili olduğunu hakime anlatmaya başladım."Hakim beni dinlemiyor.Yutkunup duruyor.Hakimin önünde iki seçenek var:a)ya beni duruşmanın disiplinini bozduğumdan dolayı önce ihtar edecek sonrada dışarı atacak.ki bu sansasyonel bir haber olur.Olaya Baro el koyar.O zaman avukat neden duruşmadan atılmış diye sorarlar.Hakim avukatın sorusunu sormamış vs.Hakimin epeyce başı ağrır.b)Ya da lanet olsun şu suratsız avukatın sorusunu bir şekilde sorayımda tutanağa geçirerek bu işi tatlıya bağlayayım der.Tercih hakimin.

Ne mi oldu?Söylemem.

Ha lafı nereye getirecektim sevgili Opioid.Uzmanlıktaki çömez kıdemli ilişkisi avukat ile hakim arasında,avukatla savcı arasında yoktur.Her birinin kanunla belirlenmiş yetkileri ve sorumlulukları vardır.Bu üçlü birbirine karşı saygı sınırları dışında laf edemezler.Birbirleri ile laubali olamazlar.Samimi olamazlar.Birbirlerini aşağılayamaz veya yağ çekerek yüceltmeye kalkamazlar.

Ama tıpta uzmanlıkta veya hukukta kariyer yapmakta iken yapılan iş,usta çırak ilişkisi içerisinde beceri kazanmaktır,formasyon kazanmaktır.Yapılan iş bu olduğu için zaman zaman ustanın çırağı hata yaptığında azarlaması
normaldir.

Selam ve sevgiyle kalın

Alıntı: Yazan Av.Ferda Aydın Herhalde hakime,"sorduğum soruyu ve bu sorunun dava konusuyla ilgisi olmadığı gerekçesiyle siz sayın hakim tarafından tanığa sorulmasını reddettiğinizi gerekçeleriyle tutanağa geçirilmesini talep ederim" dediniz değil mi?

Sevgili Avukat Ferda Aydın,
Hayır.Benim hakimle olan tartışmamın tutanağa geçmesi amacıma hizmet etmezdi.Amacım duruşmalarda hakimlerle tartışarak sistemi düzeltmek değil.Bu donkişotluk olur.Benim amacım nedir?Tanığın ağzından alacağım işime yarar birkaç cümlenin tutanağa geçirilmesi.Ne yapıp edip bu amacı gerçekleştirmeliyim.Amaç dışına çıkmak olmaz.

Mesela bazı meslekdaşlarımız kendilerini davanın seyrine o kadar kaptırıyorlar ki karşı tarafın avukatına karşı kin,husumet besler duruma geliyorlar.Duruşmadan çıkınca düşmanca davranıyorlar.Selam vermiyorlar.Bu şekildeki davranış da amaç dışına çıkmaktır.

Selam ve sevgiyle kal

Alıntı: Yazan didem kunal Duruşma salonunu hakim ara kararı yazdırmadan terketmiş olamazsınız değil mi?

Sevgili Didem Kunal,
Hiç olacak şey mi?Avukat ancak işgal ettiği makamı duruşma günü tutanağa yazdırldığı zaman yani işi bittiği zaman terk eder.

Selam ve sevgiyle kal.

Duruşmadan sonra hakimin odasında yaptığının hem kendi hem bizim mesleğimizin onuruna yakışmacağını mı söylediniz?

O sırada itiraz edip hakimin tarafsız davranmadığı gerekçesiyle hakimin reddini talep etmişsinizdir.

Ben ne yaptığınız üzerine değil ne yapmanız gerektiği üzerine nacizane fikrimi dile getirmek istiyorum ve ;
Sn. Av.Barış 'a katılarak "reddi Hakim" talebinde bulunmanız gerektiğini düşünüyorum.

SAYGILARIMLA...

sevgili duyurucu1, elbetteki vermiş olduğum cevabın olması gereken olmadığını biliyorum.Sanırım çok ciddiye alındı yazdığım .Ben de 1 aylık bir avukat oalrak emsleğin bu temel kurallarını bilmekteyim.Sorduğunuz espiri içerikli soruya espirili cevap vermek istemiştim. Teşekkürler.

Zaman zaman yaşadığımız bu sıkıntıyı çok keyifli bir şekilde anlatmışsınız,okumak çok güzeldi,ayrıca yazdıklarınıza katılmamak elde değil,açmış olduğum bir alacak davasının bir duruşmasındaki gelişmeler nedeni ile yakın bildiğim,yaşıtım bir meslektaşım selam sabah vermez oldu

Alıntı: Yazan didem kunal Sorduğunuz espiri içerikli soruya espirili cevap vermek istemiştim. Teşekkürler.

Sevgili Didem Kural,

Espri dedinde ,keşke yazılarımız hep esprili olsa.Avukatlık işi çok stresli.O kadar stresli ki her an sırat köprüsünden "cup" diye cehennem çukuruna düşma olasılığı var.

Bu gün anlı şanlı avukatsınız yarın uyduruk bir nedenle ağır ceza mahkemesinin karşısınde sanık sandalyesinde olabilirsiniz."Ama ben suç işlemem ki" demeyiniz.İki elimiz 24 saat suç ve suçlular içerisinde.Zaten problemi olmayam insanın avukatta ne işi var.Hasta olan doktora gider.Suçlu,davacı yada davalı olan alacaklı olan maşa duruken elini yakmamak için avukata gider.Doğal olarak de çöpçünün eline çöpten bazı şeyler bulaşır.Sen hiç eli temiz çöpçü gördün mü?Ama amaç her zaman elimizi steril tutmak.Bunu unutmayalım.Her zaman günde 10 defa elimizi yıkayalım.

Bu nedenle stres çok.Para yok.Ne yapalım ?Bari olayları biraz esprili dille anlatalım.Benim yaptığım bu.

Ha sahi siteye bir yazı astım.Başlığı "Kafama devlet kuşu pisledi"Okumanı tavsiye ederim.Biraz reklamlar gibi oldu ama olsun.Biraz gülersin.

Selam ve sevgiyle kal

Sayın duyurucu1, olayda cevapsız kalan bir nokta var.Hakim sorunuzu tutanağa geçirdi mi?En kısa sürede bu soruma cevap vermenizi arz ederim.Merakla bekliyorum..

Maalesef hakimlerin bu tür hatta daha da aşırıya kaçan davranışları nedeniyle müvekkilimiz karşısında zor durumda kalabiliyoruz. Hakimi reddetmenin hakaret sayıldığı ve bu müessesenin tam anlamıyla işlemediği hukuk sistemimizde yapılabilecek bir şey yok.

Siz mutlaka sorulacak sorunun davayla ilgisi olduğu için sorulmasını talep etmişsinizdir. Hakime anında "Sorulsun efendim. Cevap verilince davayla ilgisi olduğunu göreceksiniz. " deyip cevap sonrasında davayla bağlantı kurabilirdiniz.

Duruşmanın başında " Duruşmada sarfedilecek tüm sözlerin tutanağa geçirilmesini talep etme" de izlenecek başka bir yöntemdir.

Sizin için bu aşamada "Kendinizi üzmeyin. Her Avukatın başına geliyor." demekten başka bir şey yok.

Sonuç olarak hakimin tutumunu merak ettiğimizi ve bunun neden gizlendiğini merak ediyoruz.

Alıntı: Yazan sultanisik Sayın duyurucu1, olayda cevapsız kalan bir nokta var.Hakim sorunuzu tutanağa geçirdi mi?En kısa sürede bu soruma cevap vermenizi arz ederim.Merakla bekliyorum..

Sevgili Sultanisik,

Ne tutanağa geçirmesi.Soruyı dinledi.Ve "Ben bu sorunun konuyla lakalı olmadığını düşünüyorum.Bu nedenle sorunuzu sormuyorum."dedi.Beni hesaba bile almadı.

Üstelik benim gibi pısırık olmayan,hakkını söke söke almaya alışmış bir avukata.Bu yapılır mı?

Oysa benim sorum bana göre konuyla çok alakalıydı.

Selam ve sevgiyle kal

Sayın duyurucu1 ;
Ben de bir ceza davasında tanık beyanlarına karşı beyanım sorulduğunda hakimden tanıkların 2 yıl evvel Sulh Ceza Mahkemesinde vermiş oldukları beyanları ile çeliştiğinden bahisle çelişkinin giderilmesi amacıyla soru sormayı ı talep ettiğimde hakim soru sormamı engellemek istedi.Ben de kesinlikle sorumu sormasına izin vermesini talep ettim. Her ne kadar hakim tanık beyanlarına karşı yazılı beyanda bulunmamı sert bir şekilde söylese de tanıkların huzurda olduğunu ve beyanlara karşı cevaplarımı ve çelişkinin giderilmesini ısrarla talep ettim. Hakim deen sonunda benim söylediklerimi aynen zapta geçirdi. Belki duruşmada biraz polemik oldu ama sonuçta tanıkların yalan söyediği bir şekilde hakime takdir hakkı olarak doğdu. Ama çok zor oldu onu söylemek zorundayım.

Benzer bir olay şu şekilde başıma geldi. İstihkak iddiası ile ilgili bir dosyamda, hakim vasıtasıyla davalı tanığına soru yöneltmiştim, ancak cevap sonrası, hakim çok gerekli görmemiş olmalı ki, soruyu ve tanık anlatımını zapta geçirmedi ancak önce zapta geçirip geçirmeme konusunda fikrimi de sormuştu.
Sizin durumunuza benzer durum yaşasaydım, yazan arkadaşların da belirttiği üzere, hukuk usulü gereği hakimin tarafsızlığı ilkesinde şüphe oluğu gerekçesiyle reddi hakim talep ederdim.
İyi çalışmalar.
Sizin durumunuza benzer bir durum yaşasaydım.

Sayın duyurucu1, mesajınızı aldım. Olabilecek alternatifleri irdelerken, hangi davranışın nasıl sonuçlar verdiğini de görmek daha amacına uygun olacaktır. Yoksa duruşma esnasında binbir türlü davranış şekli sergilenebilir. Ama neticelerinin nasıl olduğunu bilmenin bir sonraki hamlemiz için oldukça önemli olduğunu düşünüyorum.

Sevgili Caner ve Sultanışık,

İlk önce tabiiki hakim soruyu tutanağa geçirmedi.Ve Davalı tarafa yöneldi.Davalı tarafa soru sorması için buyur etti.Davalı taraf soruyu sordu.Hakim tutanağa geçirmeğe başladı.

Hop .Ben ayaktayım."Sayın hakim biraz önce bana soru sordurtmadınız ama davalı tarafa sordurtuyorsunuz.Öyleyse o taraf da sordurtmayın.Eşitlik sağlansın.Yada benim sorumu da tutanağa geçirin"

Hakim kızardı bozardı karardı."Ama sizin sorunuz konuyla akalı değil"

"Hayır sayın hakim konuyla alakalı.O zaman davalı tarafın sorusu da konuyla alakalı değil."

Bu defa davalı taraf da olaya katıldı "hayır efendim alakalı"

Bir alakalı alakalı değildir tartışması başladı.

"Hem sonra sayın hakim sorunun alakasına karar verecek Davayı kaybetme riskini taşıyan davacı vekilidir.Kaldı ki tutanağa soru geçse karar verecek olan yine sizsiniz."

Sonra hakim ortamın gerginliğini biraz yumuşattı."E hadi soralım bakalım ne olacak."Soru soruldu.Tanık bu kadar tartışma ve gürültüden sonra zaten kormuştu."Bilmiyorum" dedi işin içinden çıktı.

Sonra mı ne oldu?Duruşma ertelendi.Keşif yapıldı.

Ve bu gün karar verildi.Red.Şimdi temyiz dilekçesini yazmak için gerekçeli kararı bekliyorum.


Selam ve sevgiyle kalın

Asliye ceza mahkemesi.Bir üniversite öğrencisinin müdafiiliğini yapıyorum.Kendimi onun yerine koyduğumdan mıdır bilmiyorum ama gerçektende haksızlığa uğrayan bir genç ve 2 yıllık meslek hayatımda hiç bir CMK dosyasıyla bu kadar çok ilgilendiğimi hatırlamıyorum.
Hakkında tutanak tutulmuş.Bilindiği üzere adli kolluk görevlilerinin en sık başvurduğu yöntem.4 polis memuru tutanak tutmuş.birincisi anlatıyor;
"Ben olayı görmedim,oraya gittiğimde şüpheli yakalanmıştı" dedi.
Hakimin diğer tanığa geçmek istemesi üzerine ben hemen kendimden emin bir vaziyette "efendim,tanığa sorumuz olacak" diye belirttim.Sorumu bekletmeksizim sorduğumda hakim tarafından hiç beklemediğim bir tepki aldım ve aynı sertlikte hakime karşılık verdim.Şimdiye kadar hiç bu kadar kendimden emin olduğumu hatırlamıyorum
Sonunda sorumun tanığa yönlendirilmesiyle ihtiyacım olan ve malesef ülkemiz gerçekleriyle örtüşen cevabı aldım.
s:Neden olayı görmediğiniz halde tutanakta görmüş gibi geçtiniz?

c:tek kişi tarafından tutanak tutulamayacağı için o şekilde beyan geçtik.

Cevap aynen yukarıda.Verilen cevaba bakarmısınız.Demek çoğu kez sırf tek kişi tarafından tutanak tutulmadığından bu yola başvuruluyor ve çoğu dosyada tek delil bu türden tutanaklar.Bu cevap hem istediğim cevaptı hemde meslek yaşantımın ilk tartışmasıyla alınan cevaptı.
Bu cevap malesef günümüzde sıkça kullanılan,özellikle görevli memura direnme suçunda kullanılan bir yöntem.
Şimdi bu şekilde tutanak tutan kişiler açısından suç oluşturmuyor mu?

Düşünsenize sanığın soru sorma hakkının olmadığı düşüncesinde olan bir zihniyette Avukatsız görülen böyle dosyalarda sanıkların durumu ne olacak?
Bu tür şeyler malesef mahkemeler tarafından göz ardı ediliyor.

Alıntı: Yazan Av.Barış Kendimi onun yerine koyduğumdan mıdır bilmiyorum ama gerçektende haksızlığa uğrayan bir genç ve 2 yıllık meslek hayatımda hiç bir CMK dosyasıyla bu kadar çok ilgilendiğimi hatırlamıyorum.

Alıntı: Yazan Av.Barış Hakimin diğer tanığa geçmek istemesi üzerine ben hemen kendimden emin bir vaziyette "efendim,tanığa sorumuz olacak" diye belirttim.Sorumu bekletmeksizim sorduğumda hakim tarafından hiç beklemediğim bir tepki aldım ve aynı sertlikte hakime karşılık verdim.Şimdiye kadar hiç bu kadar kendimden emin olduğumu hatırlamıyorum

Alıntı: Yazan Av.Barış Sonunda sorumun tanığa yönlendirilmesiyle ihtiyacım olan ve malesef ülkemiz gerçekleriyle örtüşen cevabı aldım...Cevap aynen yukarıda.Verilen cevaba bakarmısınız...Bu cevap hem istediğim cevaptı hemde meslek yaşantımın ilk tartışmasıyla alınan cevaptı.

Alıntıladığım kısımlar dikkatle okunursa sürekli tartışılan "hakim-avukat arasındaki sorunlar, avukatların üvey evlat muamelesi gördüğü yolundaki şikayetler" vs diğer benzer tartışmaların sebebi ve çözümü görülür. Eğer bir avukat haklı olduğuna inanıyorsa kendinden emin olur. Avukat kendinden emin olunca da hakim ondan emin olur. Aksi durumda ise hakim avukata güvenmez ve ona şüpheyle bakar. Kısacası biz kendimize güvenirsek hakimlerimiz de bize güvenir. O zaman bizi adaleti yanıltmaya çalışan kişiler olarak değil adalete ve kendilerine yardım etmeye çalışan kişiler olarak görürler. Tabi ki yardım teklifimize de memnuniyetle "evet" derler. Kendinden emin olmanın yolu da bence haklı olmaktan geçer. Av.Barış'ın yaşadığı olay bana bir kez daha bu gerçeği hatırlattı. Kendisine teşekkür ederim.

Önemsiz görünen ayrıntılar bir sürü olayı aydınlatmıştır.Soru sorma teker teker izinle değil ayrılacak sürede serbest olup mutlaka tutanağa geçirilmelidir.Daha sonra okunulup üzerinde düşünülmesi için.Bu da ancak yasal düzenlemeyle olur