Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

muvazaalı boşanma yetim aylığı

Yanıt
Old 21-04-2010, 15:34   #1
Av.MAK

 
Varsayılan muvazaalı boşanma yetim aylığı

Merhabalar,

Öncelikle açtığım konu forumda daha önce de açılmış ancak soruma yanıt olacak şekilde bir tartışma yapılmamış. bu sebeple tekrar gündeme getirmek durumunda kaldım.

olau şöyle; Müvekkilim köyde yaşamaktadır ve eşinden boşandıktan sonra ölmüş olan babasından yetim aylığı bağlanmıştır. Fakat yapılan şikayet üzerine gerçekleştirilen tespitle müvekkilimin muvazaalı olarak boşandığı yani aylık almak için boşandığı ve eski eşi ile halen birlikte yaşadığı tespit edildiğinden aylık kesilmiştir.

Oysa müvekkilin eski eşi ile birlikte yaşama durumu söz konusu değildir. Bu halde yetim aylığının tekrar bağlanması ve ödenmeyen aylardan itibaren ödeme yapılması için nasıl bir yol izlemeliyim?

şimdiden teşekkürler.
Old 22-04-2010, 15:53   #2
Noyan Yiğit

 
Varsayılan

Eski eşi ile birlikte yaşamıyor ise "halen birlikte yaşadığının" tespiti nasıl yapılmış. Tespit için geldiklerinde boşandığı eşini evde mi bulmuşlar ? Bu hususta bi açıklama yapar mısınız ? Anlaşılan bu tespit te problem var. Bu tespiti Sgk yapmıştır sanırım. Eğer gerekli süreler geçmedi ise bu tespitin iptaline ilişkin idari dava açmak gerekecek diye düşünüyorum.
Old 22-04-2010, 16:05   #3
Av.Hukuki

 
Varsayılan

Burada SGK yargısız infaz yapmaktadır.Bunun yerine SGK da normal bir vatandaş gibi mahkemeden tespit istemeli.Mahkeme kararı olmadan maaş kesilmesi yanlış.
Bence tespitin iptali yerine maaş kesme işleminin iptali için idari dava açın.SGK kendisini hakim yerine koymamalı.
Mesala tasavvur edin yetim aylığı alan eş çocuklarını görmeye gelmiş olsun veya eski eşi ile çocukları ile ilgili bir işi görüşmeye gelmiş olsun o sırada evi basan SGK memurları pişti oldunuz maaşınız kesildi tespiti yaptık desinler.Bunun ayrımını kim yapacak.
Old 22-04-2010, 20:22   #4
Av.MAK

 
Varsayılan

SGK yapılan itiraz üzerine denetçi yolluyor tabi ki denetimin ne kadar sağlıklı olduğu malum. denetçi civarda birine soruyor o kadar.

oysa taraflar farklı köylerde yaşamaktalar ve muhtarlarda şahitlik yapmaya hazır.

bugün yaptığım araştırmalar neticesinde iş mahkemesinde tespit davası açmak gerektiğini öğrendim. SGK kararının iptali ve aylığın ödenmeyen tarihlerden itibaren faizi ile birlikte ödenmesi talepli olması gerekiyormuş. (5510s. YAsa gereğince)

ilginiz için teşekkür ederim.
Old 14-05-2010, 07:19   #5
avsafran

 
Varsayılan iş mahkemesi görevli mi?

Verdiğiniz cevapta iş mahkemesinde dava açılabileceğini ifade etmektesiniz.Ancak idari bir işlem oldugundan iptali için idari mahkemede dava açmak gerekmezmi?
bu Davada davacı aylık kesilen bayan, davalı da sgk mı olacaktır?
Old 14-05-2010, 10:28   #6
Av.MAK

 
Varsayılan

evet, davacı aylığı kesilen kişi ve davalı sgk. ancak yeni düzenlemeler gereği bu dvalar iş mahkemelerinde açılıyormuş ve bir çok dava şu an görülmekteymiş.
Old 14-05-2010, 11:33   #7
Av.Rıdvan Ergün

 
Varsayılan

5510 Sayılı Yasa
Gelir ve aylık bağlanmayacak haller
MADDE 56- (Değişik birinci fıkra: 17/4/2008-5754/36 md.) Ölen sigortalının hak sahiplerinden;
a) .............
b) .............
kişilere gelir veya aylık ödenmez. Ödenmiş bulunan gelir ve aylıklar, 96 ncı madde hükümlerine göre geri alınır.
Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96 ncı madde hükümlerine göre geri alınır.

Madde metnine dikkat ediniz. Maaş bağlatmak için muvazaalı boşanmış olmak gerekmiyor. Boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşıyor ollmak, maaşın kesilmesi ve ödenmiş tutarların iadesi için yeterli sebep. Yasal düzenleme bu şekilde.
Uygulamada, SGK denetçisi adrese giderek tutanak tutuyor. Bir çoğunda boşanan karı koca, yetişkin çocukları ve hatta ana babaları aynı çatı altında mukim oluyor ve tutanağı da imzalıyorlar.
Çevredeki komşular ve muhtarın da tanık olarak imzası alınıyor.
Ayrıca adrese dayalı nüfus kayıt sisteminde aynı adreste oturuyor olarak kayıtlı görünüyorlar. SGK da haklı olarak bağladığı aylığı kesiyor.
Old 14-05-2010, 11:45   #8
Av.MAK

 
Varsayılan

belirtmiş olduğunuz hususlarda haklısınız ancak benim elimdeki davada tespit bir iki komşuya sorularak yapılmış ve muhtarın bilgi ve imzası bulunmuyor. aksine muhtar bizim tanığımız. zira taraflar farklı beldelerde ayrı olarak yaşamaktalar. sağlıklı bir araştırma söz konusu değil.
Old 14-05-2010, 11:46   #9
Av.Rıdvan Ergün

 
Varsayılan

Adrese dayalı nüfus kayıt sistemindeki kayıtlar bu konuda karinedir. Birlikte yaşama olgusunu hakim her türlü delile göre serbestçe takdir edecektir.
Old 14-05-2010, 12:01   #10
Av.MAK

 
Varsayılan

bu hususta da haklısınız katılıyorum ve teşekkür ediyorum.
Old 14-05-2010, 18:43   #11
avsafran

 
Varsayılan

Benim davada durum biraz daha vahim. Muhtar ve bir-iki komşu tespitte bulunmuş ve adres olarak da aynı adres gösteriliyor.
Fakat burada sorum şu, tespite imza atan tanıkların bir yanılgısı olamaz mı? (zira davada yumuşak cevap verebilecekleri söz konusudur) boşanırken şiddetli bir geçimsizlik söz konusu olmuş, bayan vefat eden babasından önce boşanma davasını açmış.
Ayrıca birlikte yaşama iddiası olan adam 3-4 ay kadar bir müddet cezaevinde falan kalmış başı boş denebilecek nitelikte bir adam.
Bu durum açılacak dava da yine delil teşkil etmezmi?

Ayrıca her ne kadar bu şekilde bir tespit yapılmış olsa da, eşler gerçekten ayrı olarak yaşadıklarını bu tarihten sonra ispat etme durumları nasıl söz konusu olabilir. Yani boşanmış olan müvekkil en azından bu tarihten sonra aylık alma hakkını nasıl tesis ve ispat edebilir.
Old 15-05-2010, 13:24   #12
AV ŞEYDA

 
Varsayılan

Sayın Mak,
bence direkt iş mahkemsinde dava çıp kesildiği tarihten itibaren tüm aylıklar ve faizleri ile birlikte talepte bulunun. resmi olarak boşanmış görünen kişi için neye göre kime göre ve ne şekilde tespit yapıldığı sgk kapsmaıdna belirsiz. Bu nedenle şahitlerle beraber dava açtığınızda yasal faizi ile birlikte ödenemyen maaşları alabiliyorsunuz.
Old 19-10-2010, 09:39   #13
Av. Buket YAVUZ GÜNGÖR

 
Varsayılan

Bu konuda yapılan tüm açıklamalar için teşekkürler..

Benim sorum şu:
Aynı konuda bir dava aldık ve yaptığım araştırmalara rağmen, bu konuda davacı lehine çıkmış bir karar örneğine rastlamadım. Elinde bu konuya örnek teşkil edecek karar olan arkadaşlar var ise paylaşmalarını rica ediyorum.
Old 18-01-2011, 17:02   #14
onurdemirci1980

 
Varsayılan

İyi günler Buket Hanım,
Ben boşanmış çiftlerin birlikte yaşadığına dair tutulan tutanak sonucunda kesilen dul aylığı hakkında SGK'na İş Mahkemesinde dava açtım. Davam henüz devam etmekte ilk duruşması yakın bir tarihte...

Not: Ben açtığım dava ihtiyadi tedbir dahi istedim ama şartları oluşmadığından ve SGK nın kamu kurumu olmasını gerekçe göstererek talebim reddedildi.
Old 20-09-2011, 15:35   #15
av.alperdogan

 
Varsayılan

Bu davalarda iş mahkemesi hakimi adrese dayalı kayıt sistemi, seçmen kütükleri, boşanıldığı belirtilen eşin sosyal inceleme raporu, boşanma dosyası ve tanık beyanlarını baz alıyor. İhtiyati tedbir kararı vermiyorlar yalnız davalar genelde sigortalı lehine sonuçlanıyor.
Old 21-10-2011, 14:26   #16
gülsevil

 
Varsayılan dava açma süresi

Arkadaşlar kurumun işleminin iptali için iş mahkmesinDe açılacak dava ile ilgili herhangi bir süre VAR MISIR yada zamanaşımı süresi nedir? Bilgisi olan cevap verebilirse sevinirim. Teşekkürler.
Old 24-10-2011, 10:49   #17
Av.Rıdvan Ergün

 
Varsayılan

İş Mahkemesinde açılacak iptal davası için her hangi bir süre yok.
Ancak aylıkların zamanaşımı ile ilgili süreler var. 5 yıl içersinde dava konusu yapılmayan aylığın zamanaşımına uğraması söz konusu olabilir. 5510 sayılı yasanın 97. maddesini incelemenizi tavsiye ederim.
Buna göre ödenme süresinin üzerinden 5 yıl geçen aylıklar bu sürede talep edilmemekle zamanaşımına uğrayabilir. Aylığın kesilmesi işleminin iptalinden ziyade (şartları varsa) yeniden aylık bağlanması ve geriye doğru 5 yıllık aylığın talep edilmesi her zaman mümkündür.
Old 10-04-2012, 12:37   #18
av.ebru

 
Varsayılan Yargı Yolu Yanlışlığı !!!

Yukarıda paylaşmış olduğum dilekçe ile açmış olduğum davada, yargı yolu yanlışlığı nedeniyle davanın reddine karar verildi.Zira müvekkil Emekli Sandığı Kurumundan maaş aldığı için davaya İdare mahkemesi bakmakla görevli imiş,uyuşmazlık mahkemesinin son kararları bu yöndeymiş, hakim de duruşmadan bir gün önce bu kararı görmüş, görmeseydi davayı kabul edecekti sanırım (gerekçeli karar yazılmasa da hakim duruşmada şifahen gerekçesini söyledi). Dava açacak arkadaşları aynı yanlışlığa düşmemesi açısından Emekli sandığı ise idare,diğer hallerde İş mahkemelerinin görevli olduğunu belirtmek istiyorum. NOT: Davalı SGK vekili meslektaşım ile hakimin ortak yorumu da şu oldu "İdare mahkemeleri bu işin altından nasıl çıkacak?" ) Hadi hayırlısı....
Old 11-04-2012, 15:33   #19
Av.Rıdvan Ergün

 
Varsayılan

Çok ilginç. Davanıza konu olay 5510 sayılı yasanın yürürlük tarihinden öncesi ile mi ilgili? Ancak o takdirde idare mahkemesinin görev alanına girebileceğini düşünüyorum. Yoksa 5510 sy bakımından Emekli Sandığı, SSK veya Bağkur gibi bir ayrım söz konusu değil.
Uyuşmazlık mahkemesinin karar örneği var mı?
Old 18-04-2012, 13:23   #20
av.ebru

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Dekortiko
Çok ilginç. Davanıza konu olay 5510 sayılı yasanın yürürlük tarihinden öncesi ile mi ilgili? Ancak o takdirde idare mahkemesinin görev alanına girebileceğini düşünüyorum. Yoksa 5510 sy bakımından Emekli Sandığı, SSK veya Bağkur gibi bir ayrım söz konusu değil.
Uyuşmazlık mahkemesinin karar örneği var mı?


Hayır, davaya konu olay 5510 syl kanunun yürürlük tarihinden öncesi ile ilgili değil. Gerekçeli kararı henüz görmedim;ancak 5510 sayılı kanunun 5434 sayılı kanuna ilişkin geçiş hükümleri başlıklı geçici 4. maddesinin 4 fıkrası :" Bu kanunda aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde;iştirakçi iken, bu kanun yürürlüğe girdiği tarih itibariyla bu kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamına alınanlar, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten öce 5434 sayılı kanun hükümlerine tabi olarak çalışmış olup bu kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine tabi olarak yeniden çalışmaya başlayamlar ile bunların dul ve yetimleri hakkında bu kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı kanun hükümlerine göre işlem yapılır." demektedir. Gerekçe bu olabilir kanısındayım.
Old 18-04-2012, 19:31   #21
Av.Ömer GÖKÇE

 
Varsayılan

Sayın av.ebru
5510 sayılı yasanın yürürlüğünden sonra meydana gelen ve izah ettiğiniz olayın benzeri niteliğindeki, idarenin muvazaalı boşanıldığından bahisle yetim aylığının kesilmesi ve haksız ödendiği iddia edilen bedelin iadesi işlemine karşı 2011 yılında Ankara İdare Mahkemesinde, idari işlemin iptali için dava açtım. Mahkeme adli yargının (iş mahkemesi) görevli olduğundan bahisle davamı reddetti. Karar oy çokluğu ile verildi. Açıkçası zaman kaybetmemek adına temyiz etmeden kesinleştirdim ve İş Mahkemesinde dava açtım. Halen derdest. Meslektaşlarımın sunmuş olduğu bilgilerden sonra sonucunu bende merak ediyorum.
Saygılar
Old 18-04-2012, 20:30   #22
adlt-2007

 
Varsayılan

5510 sayılı yasa ile sosyal güvenlik tek çatı altında toplandığından Emekli Sandığı.Bağkur veya SSK ayrımı yok.Bu nedenle davaya İş Mahkemesin'de bakılmalı.İş Mahkemesin'de açılmış ve karar verilmiş davalar var. Yargıtay kararları da var diye biliyorum...
Old 24-04-2012, 09:13   #23
av.ebru

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer GÖKÇE
Sayın av.ebru
5510 sayılı yasanın yürürlüğünden sonra meydana gelen ve izah ettiğiniz olayın benzeri niteliğindeki, idarenin muvazaalı boşanıldığından bahisle yetim aylığının kesilmesi ve haksız ödendiği iddia edilen bedelin iadesi işlemine karşı 2011 yılında Ankara İdare Mahkemesinde, idari işlemin iptali için dava açtım. Mahkeme adli yargının (iş mahkemesi) görevli olduğundan bahisle davamı reddetti. Karar oy çokluğu ile verildi. Açıkçası zaman kaybetmemek adına temyiz etmeden kesinleştirdim ve İş Mahkemesinde dava açtım. Halen derdest. Meslektaşlarımın sunmuş olduğu bilgilerden sonra sonucunu bende merak ediyorum.
Saygılar

Temyiz etmiş olsaydınız keşke Ben İş Mahkemesi'nin kararını temyiz etmedim.Zira uyuşmazlık mahkemesi kararları ortadayken süre kaybetmek istemedim.Umarım siz de zaman kaybetmeyeyim derken, daha fazla zaman kaybına uğramazsınız. Neticeden bilgilendirirseniz sevinirim,kolay gelsin...
Old 24-04-2012, 09:23   #24
av.ebru

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan adlt-2007
5510 sayılı yasa ile sosyal güvenlik tek çatı altında toplandığından Emekli Sandığı.Bağkur veya SSK ayrımı yok.Bu nedenle davaya İş Mahkemesin'de bakılmalı.İş Mahkemesin'de açılmış ve karar verilmiş davalar var. Yargıtay kararları da var diye biliyorum...

YARGITAY
10. Hukuk Dairesi 2010/9455 E.N , 2010/10961 K.N.
İlgili Kavramlar
GÖREVLİ OLMAYAN YERLERE BAŞVURMA
GÖREVSİZLİK KARARI
YARGI YOLU YANLIŞLIĞI
İçtihat Metni
Davacı, 01.08.1942 - 31.10.1956 tarihleri arasında geçen hizmetleri üzerinden 5434 sayılı Kanun kapsamında emekli aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, davanın kısmen kabulüyle, davacıya, 05.02.2009 tarihinden itibaren emekli aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurumun avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Mustafa Arınmış tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
5510 sayılı Yasanın Geçici 4. maddesi; "Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce iştirakçiliği sona erenlerden tahsis talebinde bulunacaklar ile bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsis talebinde bulunanlardan işlemleri devam edenler hakkında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır...Bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır ve bu maddenin uygulanmasında mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri ayrıca dikkate alınır." düzenlemesini içermektedir.
5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu'nun 1. maddesiyle; Maliye Bakanlığı'na bağlı olmak ve bu Kanunda yazılı emeklilik işlerini görmek üzere Ankara'da, tüzel kişiliğe sahip Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı kurulmuş ise de, 20.05.2006 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanununun 43. maddesiyle, 5434 sayılı Kanunun bazı maddeleri yürürlükten kaldırılmış, devredilen kurumlar ve devre ilişkin hükümler içeren geçici 1. maddesiyle de, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı, hiç bir işleme gerek kalmaksızın, bu Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla, görevleri ile birlikte, 1. maddeye dayanılarak kurulan kamu tüzel kişiliğine sahip Sosyal Güvenlik Kurumu'na devredilmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 01.10.2008 günü yürürlüğe giren 101. maddesinde, bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan durumlarda, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği hüküm altına alınmıştır.
İdari nitelikteki bir davanın hukuk mahkemesine açılması durumunda izlenecek sürece ilişkin 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanununda bir birini tamamlayan düzenlemeler yer almaktadır. 2577 sayılı Kanunun "İdari Dava Türleri Ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2. maddesinde; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve amaç yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları ile idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar görenlerce açılan tam yargı davaları idari dava türleri olarak sıralanmış; "Görevli Olmayan Yerlere Başvurma" başlığını taşıyan 9. maddesinde; çözümlenmesi Danıştay'ın, idare ve vergi mahkemelerinin görevlerine girmesine karşın, adli yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi durumunda, bu konudaki kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılabileceği, görevsiz yargı makamına başvuru tarihinin, Danıştay'a, idare ve vergi mahkemelerine başvurma tarihi olarak kabul edileceği, adli yargı yerlerine açılan ve görevsizlik sebebiyle reddedilen davalarda, görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra, anılan otuz günlük süre geçirilmiş olsa da, idari dava açılması için öngörülen süre henüz dolmamış ise bu süre içinde idari dava açılabileceği bildirilmiştir. Belirtilmelidir ki, hukuk mahkemesince verilecek görevsizlik kararı üzerine yapılacak işlemler söz konusu 9. maddede düzenlendiğinden, bu aşamada 1086 sayılı Kanunun 193. madde hükmünün uygulama alanı bulunmamaktadır. Adli ve/veya idari yargı yerlerine açılan davalarda yargı yolu yanlışlığına ilişkin olarak, taraflarca yargılama sonuna kadar itiraz ileri sürülebileceği gibi, bu hususun mahkemelerce de kendiliğinden gözetilmesi zorunludur. 1086 sayılı Kanunun 7. maddesinde; diğer bir mahkeme veya idari makam ya da yargı merciinin görevine giren bir dava veya iş kendisine arz olunan mahkeme tarafından, davanın her aşamasında kendiliğinden görevli olmadığı yönünde karar verilebileceği belirtilerek, yargı yolu itirazında verilecek karar "görevsizlik kararı" olarak tanımlanmış olmakla, burada ifade edilen karar, yargı yolunu değiştirici niteliktedir. 2577 sayılı Kanunun 3. ve devamı maddeleri dikkate alındığında ise; hukuk mahkemesince görevsizlik kararı verilirken, ayrıca, idari yargı düzenindeki hangi mahkemenin görevli olduğu ve dava dosyasının ilgili mahkemeye gönderilmesi yönünde hüküm kurulması olanaksızdır. Anılan maddelerde idari davalarda izlenmesi gereken dava açma yöntemi belirtilmiş olup, davanın idari nitelikte olduğunun anlaşılması üzerine dosyanın idare mahkemesine gönderilmesine karar verilmekle, başlangıçta adli yargı yerine açılmış olan davanın idari yargı yerine açılması sağlanamaz. İdari eylem ve işlemlere karşı açılacak davalar hak düşürücü süreye bağlanmış olup, 2577 sayılı Kanun hükümlerine bakıldığında, davanın süresinde açılmamasının yaptırımı, usul yönünden "reddine" karar verilmesidir (2577 sayılı Kanunun 14/3-e ve 15/1-b madde düzenlemeleri). Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 27.02.2008 gün ve 2008/21-139 Esas, 2008/204 Karar sayılı ilâmında da aynı yaklaşım ve görüş benimsenmiştir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığı altında yapılan değerlendirmeye göre; davalı SGK. Başkanlığı (devredilen Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı)'na yönelik açılan ve görülen inceleme konusu davada; taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlığın çözümünde 5510 sayılı Kanunun uygulama yeri bulunmadığından, sözü edilen 101. madde hükümlerine göre sınırlı yetki ile donatılmış iş mahkemesi görevli olmayıp; idari yargının görevli olduğunun belirgin bulunmasına göre, "yargı yolu yanlışlığı nedeniyle dava dilekçesinin reddine, "karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 24-04-2012, 09:30   #25
lawyer0202

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
10.Hukuk Dairesi
Esas: 2011/7225
Karar: 2011/1531
Karar Tarihi: 03.11.2011

Arkadaşlar karar 10 sayfadan fazla olduğu için yayınlamadım. Ama yukarıdaki kararda belirtildiği üzere dava iş mahkemesinde görülmüş. yargıtay sadece eylemli birlikteliğin olup olmadığı yönünde ayrıntılı araştırma yapılması yönünde yerel mahkeme kararını bozmuş. Görev hususu resen gözetileceği için yargıtay bu kararında göreve hiç değinmemiş. Demek ki görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğuna kanaat getirmiş.
Old 04-05-2012, 15:16   #26
hukukkızı

 
Varsayılan

gerçekten faydalı bir başlık olmuş,daha fazla araştırma yapmama gerek kalmadı sanırım

Üstadlarıma teşekkürler

Yaşasın THS okulu
Old 10-05-2012, 10:41   #27
Ahmetochi

 
Varsayılan

Tüm meslektaşlarıma saygılar,
Ben de bu konuda bir dava açtım ve yerel mahkeme davamızın biraz önce kabulüne karar verdi, fakat biz bu davayı açarken çok acele ettiğimizden ve fazla araştırma şansı bulamadığımızdan ödenmeyen maaşın iadesini talep etmedik.
Şimdi ödenmeyen maaşların ödenmesi için yeni bir dava açtığımızda yine iş mahkemesinde mi açmamız gerekir?
Tabi bir de SGK ödediği maaşı icra yoluyla istiyor ve itiraz süresi geçtiği için o konuda da menfi tespit davası açacağız, ikisini bir arada açsak sizce sorun olur mu?
Saygılarımla..
Old 15-05-2012, 14:06   #28
av.ebru

 
Varsayılan

İŞ MAHKEMESİ KARARININ GEREKÇESİ BELLİ OLDU:
.....Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 19/12/2011 tarih 2011/2001 Esas, 2011/284 Karar nolu kararı ile; 5434 sayılı Yasa'nın iştirakçisi iken vefat eden babasından dolayı almakta olduğu yetim aylığının kesilmesi nedeni ile açılan davanın, idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğine karar vermiştir.
Davacı Mehtap Sertel ise, 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununa tabi olan Nefzat Sertel'den dolayı yetim aylığı almakta iken muvazaalı boşanma sebebi ile yetim aylığının kesilmesi nedeni ile, mahkememizde görülen iş bu davayı açmış olduğundan, Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 19/12/2011 tarih 2011/2001 Esas, 2011/284 Karar nolu kararı gereği mahkememiz görevli değildir, yargılamanın İdari Yargı yerinde çözümlenmesi gerekmektedir.
Bu nedenle; mahkememizce yargı yolu yanlışlığı nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
Old 17-05-2012, 17:40   #29
Av.Rıdvan Ergün

 
Varsayılan

Emekli Sandığına tabi olanlar için İdari yargı yerini gösterirken,
SSK 'ya tabi olanlardan aylık bağlananların açtığı davalarda ise İş Mahkemeleri'nin verdiği kararlar Yargıtay"ca onanıyor.
Bu durum ise 5510 sayılı yasanın genel sağlık ve sosyal sigorta işlemlerini aynı çatı altında toplamak istemesindeki mantığa aykırı...
Old 28-05-2012, 13:12   #30
DİYAN

 
Varsayılan

19/12/2011 tarih 2011/2001 Esas, 2011/284 Karar uyuşmazlık mahkemesi karına ulaşabilen var mı acaba. Ulaştıysa ekleye bilir mi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hem Emekli aylığı hem de yetim aylığı almak mümkün müdür? av.gzm Meslektaşların Soruları 2 17-03-2016 18:03
SSK'dan dul aylığı alırken Bağ-Kur'dan da aynı anda yetim aylığı alınabilir mi? Av.Nur Hayat BURAN Meslektaşların Soruları 12 19-02-2015 10:05
Boşanma/ yetim aylığı/ mal rejimi tasfiyesi Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 30-09-2009 20:05
yetim aylığı avukat44 Meslektaşların Soruları 1 25-05-2009 14:06
yetim aylığı advocat63 Meslektaşların Soruları 0 21-08-2008 17:17


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07161093 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.