Vergi Zamanaşımı ile ilgili yardımlarınızı bekliyorum..

Öncelikle bütün meslektaşlarıma iyi çalışmalar diliyorum.
Bana gelen yeni bir dosya kapsamında ne yapacağıma ilişkin ufak bir bocalama yaşıyorum ,yardımcı bilgilerinize başvurmak istedim. Olay şöyle;

Müvekkil üzerine kayıtlı bulunan araç yıllarca babası tarafından fiili olarak kullanılmış ve 1998 yılından beri vergisi ödenmemiş bulunmakta.Baba vefat edince de araç müvekkile geliyor ,müvekkil de aracı satmak isteyince vergi dairesinden borç ile karşılaşıyor.Ancak bugüne kadar müvekkile yasal takibe ilişkin hiçbir tebliğ,ödeme emri ulaşmıyor,kaldı kı araç üzerinde de haciz vs. söz konusu da değil,kısacası vergi dairesi bu borcu takibe konu yapmıyor.
Bu durumda AATUHK'a göre "kamu alacağı, vadesinin rastladığı yılı izleyen takvim yılı başından itibaren beş yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar (m.102/1)" hükmü uyarınca 2004 yılına kadar olan vergi borçları zamanaşımına uğramış bulunmakta.Ama herhangi bir takip,tebliğ söz konusu olmadığından dava açma veya neye dayanarak bu hususun gözetilmesi gerektiği konusunda sıkıntı yaşamaktayım.Vergi dairesinden borç planı istendiğinde bu borçlar dökümde çıkıyor .İhtilafsız olan kısım ödenip diğer zamanaşımına uğramış olan kısım için ,müstakil tesbit niteliğinde bir dava mı açılması gerekiyor,yoksa vergi dairesine başvuru yapıp dilekçeye verilen cevaba karşın mı yargı yoluna gitmem gerekiyor?
Şimdiden çok teşekkür ederim...

Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Yasa’nın 102'nci maddesi gereği olarak “Amme alacağı, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren beş yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar.” Ancak aynı yasanın 103'üncü maddesinde zamanaşımını kesen nedenler belirlenmiş bulunmaktadır. Buna göre aşağıdaki haller tahsil zamanaşımını kesmektedir:

* Ödeme

* Haciz tatbiki

* Cebren tahsil ve takip muameleleri sonucunda yapılan her çeşit tahsilat

* Ödeme emri tebliği

* Mal bildirimi, mal edinme ve mal artmalarının bildirilmesi

* Yukarıda belirtilen işlemlerden herhangi birinin kefile veya yabancı şahıs ve kurumlar mümessillerine uygulanması veya bunlar tarafından yapılması

* İhtilaflı alacaklarda yargı mercilerince bozma kararı verilmesi

* Amme alacağının teminata bağlanması

* Yargı mercilerince yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi

* İki amme idaresi arasında mevcut bir borç için alacaklı amme idaresi tarafından borçlu amme idaresine borcun ödenmesi için yazı ile başvurulması

* Amme alacağının özel kanunlara göre ödenmek üzere müracaatta bulunulması ve/veya ödeme planına bağlanması.
Bence zamanaşımına uğradığı düşünülen borç ile ilgili olarak, ilgili vergi dairesine müracaatla zamanaşımı nedeniyle terkin talebinde bulunup, sonuca göre yasal süreler içinde vergi mahkemesine dava açılmalıdır...

sevgili meslektaşım uygulamadan çok iyi bildiğim ve çok sıklıkla karşılaştığımız üzere vergi daireleri her sene sonunda veya borcun zamanaşımına uğramasına yakın bir süre içerisinde borçlu kişilerin hesabına sembolik olarak 1 ytl gibi ücretler yatırırlar ve bu şekilde zamanaşımı hükümleri kesilmiş olur.Çünkü yasal düzenlemelerde borcun kimin tarafından ne şekilde yatırlmasına ilişkin hükümler yok ve bu da vergi idareleri tarafından bu şekilde kullanılır.Borcun zamanaşımını beklerken hiç beklenilmeyen bu hususu dikkate almanızı öneririm.HERKESE İYİ ÇALIŞMALAR.