18 Yaşından Önce Paranın Çekilemeyeceği Şerhi ve Murisin Ölümü

Sevgili Meslektaşlarım,
18 yaşındaki torunu adına bankada vadeli mevduat hesabı açan nine bu hesaba 18 yaşından önce tasarrufta bulunulamaz biçiminde bir şerh koydurmuştur.
Ancak torun daha 14 yaşındayken nine ölmüştür. Ninenin mirasçısı olarak geride sadece torununun annesi, yani murisin kızı kalmış; murisin kızı çocuk adına yatırılan parayı çekmek istediğinde banka tarafından bu şerhin kaldırılmasına yönelik karar getirmediği müddetçe parayı ödeyemeyeceklerini söylemişler.
Bu durumda nasıl bir yol izleneceği ve hangi mahkemede nasıl bir dava açılacağına dair görüşlerinize ve varsa yargı kararlarına ihtiyaç duymaktayım. Düşünceleriniz için şimdiden şükranlarımı sunarım.

Sayın avrecepefe,
1-Annenenin torunu adına bankada hesap açması sağlararası bir hukuki işlem olan bağışlamadır.Bağışlama sözleşmesi iki taraflı bir sözleşme olduğundan karşı tarafın da kabul iradesini gerektirir.Lehine bağışlama yapılan torunun annesi,yani murisin kızı, hesabın açılması anında bankaya gelerek velayeten parayı kabul iradesini ortaya koymamış ise de yapılan bağışlama küçüğe herhangi bir borç yüklemediğinden yani küçüğün menfaatine olduğundan torunun annesinin kabul iradesini zimni olarak ortaya koyduğu kabul edilir.Özetle yapılan bağışlama işlemi elden bağışlama olup geçerlidir ve aynı zamanda sağlararası bir tasarruf(kazandırıcı) işlemidir.Yani paranın mülkiyeti hesabın açılması ile birlikte küçüğün mülkiyetine geçmiştir.
2-Bağışlamalar şarta bağlı(kurucu veya bozucu) olarak yapılabileceği gibi bağışlanana (toruna) yükümlülük(yükleme-mükellefiyet) de getirilebilir. Yükümlülük,6098 sayılı BÇK. tabiriyle yükleme;bağışlanan(bağışı kabul eden) kişiye bağış sözleşmesi ile bir şey verme,bir şey yapma veya bir şeyi yapmama borcunun yüklenmesidir.Yani bağışı kabul eden torun,kendisine elden para bağışlayan annenesine karşı kendisine bağışlanan parayı 18 yaşından önce çekmeyeceğine dair taahhütte(yükümlülükte) bulunmuş, annenesine karşı borç altına(yükleme borcu altına)girmiştir.
3-Annene öldüğüne göre tek yasal mirasçısı da kızı, yani kendisine elden para bağışlanan torunun(küçüğün) annesidir.Torunun annesi tek yasal mirasçı olduğuna ve aynı zamanda annenenin külli halefi(ardılı) olduğuna göre sulh hukuk mahkemesinden mirasçılık belgesi almalı,mirasçılık belgesinin önüne ekleyeceği basit bir dilekçe ile külli halef-mirasçı olduğundan mirasçı sıfatıyla bu yüklemeyi kaldırdığını dilekçesinde beyan etmeli,sonrada hem kızının kimliğini,hem kendi kimliğini ibraz ederek üzerindeki yükleme kalkan hesabın velayeten(veli olarak) kendisine ödenmesini istemelidir.
4- Küçüğün annesi bankada hem yasal mirasçı hem de veli sıfatıyla hareket edeceğinden ve hesabın üzerinde bulunan yüklemenin mahiyeti de ne banka tarafından ne de bankanın hukuki danışmanları tarafından anlaşılamayacağından banka talebi ret edecek, bana mahkemeden karar getirin diyecektir.
5-Yüklemenin mahkemeden kaldırılmak istenmesi halinde ise ; torunun annesi(murisin kızı) velayeti altında bulunan kızı adına Asliye Hukuk Mahkemesinde şu bankanın şu sayılı vadeli-vadesiz hesabında bulunan yüklemenin kaldırılması için kendisine karşı(yasal mirasçı olduğundan) dava açacak,yani velayeten çocuğu adına davacı,mirasçı sıfatıyla ise davalı durumunda olacaktır.Ancak bu dava da hem çocuğuna velayeten davacı olması,hem de mirasçı sıfatıyla davalı olması nedeniyle dava da menfaat uyuşmazlığı bulunduğundan Asliye Hukuk Mahkemesinden çocuğuna sırf bu davaya ilişkin olmak üzere kayyım atanmasını isteyecek,kayyım çocuk adına açılmış bu davaya girerek talebim gibi karar verilsin diyecek,çocuğun annesi de davayı ilk celse kabul edecektir.Sonra çocuğun annesi bu kararı bankaya ibraz etmek suretiyle velayeten parayı yine çekebilecektir. Saygılarımla Av. Şükrü Söğüt

Alıntı: Yazan Av.şükrü söğüt Sayın avrecepefe, 1-Annenenin torunu adına bankada hesap açması sağlararası bir hukuki işlem olan bağışlamadır.Bağışlama sözleşmesi iki taraflı bir sözleşme olduğundan karşı tarafın da kabul iradesini gerektirir.Lehine bağışlama yapılan torunun annesi,yani murisin kızı, hesabın açılması anında bankaya gelerek velayeten parayı kabul iradesini ortaya koymamış ise de yapılan bağışlama küçüğe herhangi bir borç yüklemediğinden yani küçüğün menfaatine olduğundan torunun annesinin kabul iradesini zimni olarak ortaya koyduğu kabul edilir.Özetle yapılan bağışlama işlemi elden bağışlama olup geçerlidir ve aynı zamanda sağlararası bir tasarruf(kazandırıcı) işlemidir.Yani paranın mülkiyeti hesabın açılması ile birlikte küçüğün mülkiyetine geçmiştir. 2-Bağışlamalar şarta bağlı(kurucu veya bozucu) olarak yapılabileceği gibi bağışlanana (toruna) yükümlülük(yükleme-mükellefiyet) de getirilebilir. Yükümlülük,6098 sayılı BÇK. tabiriyle yükleme;bağışlanan(bağışı kabul eden) kişiye bağış sözleşmesi ile bir şey verme,bir şey yapma veya bir şeyi yapmama borcunun yüklenmesidir.Yani bağışı kabul eden torun,kendisine elden para bağışlayan annenesine karşı kendisine bağışlanan parayı 18 yaşından önce çekmeyeceğine dair taahhütte(yükümlülükte) bulunmuş, annenesine karşı borç altına(yükleme borcu altına)girmiştir. 3-Annene öldüğüne göre tek yasal mirasçısı da kızı, yani kendisine elden para bağışlanan torunun(küçüğün) annesidir.Torunun annesi tek yasal mirasçı olduğuna ve aynı zamanda annenenin külli halefi(ardılı) olduğuna göre sulh hukuk mahkemesinden mirasçılık belgesi almalı,mirasçılık belgesinin önüne ekleyeceği basit bir dilekçe ile külli halef-mirasçı olduğundan mirasçı sıfatıyla bu yüklemeyi kaldırdığını dilekçesinde beyan etmeli,sonrada hem kızının kimliğini,hem kendi kimliğini ibraz ederek üzerindeki yükleme kalkan hesabın velayeten(veli olarak) kendisine ödenmesini istemelidir. 4- Küçüğün annesi bankada hem yasal mirasçı hem de veli sıfatıyla hareket edeceğinden ve hesabın üzerinde bulunan yüklemenin mahiyeti de ne banka tarafından ne de bankanın hukuki danışmanları tarafından anlaşılamayacağından banka talebi ret edecek, bana mahkemeden karar getirin diyecektir. 5-Yüklemenin mahkemeden kaldırılmak istenmesi halinde ise ; torunun annesi(murisin kızı) velayeti altında bulunan kızı adına Asliye Hukuk Mahkemesinde şu bankanın şu sayılı vadeli-vadesiz hesabında bulunan yüklemenin kaldırılması için kendisine karşı(yasal mirasçı olduğundan) dava açacak,yani velayeten çocuğu adına davacı,mirasçı sıfatıyla ise davalı durumunda olacaktır.Ancak bu dava da hem çocuğuna velayeten davacı olması,hem de mirasçı sıfatıyla davalı olması nedeniyle dava da menfaat uyuşmazlığı bulunduğundan Asliye Hukuk Mahkemesinden çocuğuna sırf bu davaya ilişkin olmak üzere kayyım atanmasını isteyecek,kayyım çocuk adına açılmış bu davaya girerek talebim gibi karar verilsin diyecek,çocuğun annesi de davayı ilk celse kabul edecektir.Sonra çocuğun annesi bu kararı bankaya ibraz etmek suretiyle velayeten parayı yine çekebilecektir. Saygılarımla Av. Şükrü Söğüt

Sayın Meslektaşım,
Öncelikle ilginiz için minnettarım. Kafamda, Aile Mahkemesinde bankaya karşı dava açıp velayet ve çocuk mallarının korunması hükümlerine göre şerhin kaldırılmasını talep etmek vardı.
Ancak tavsiye ettiğiniz yol daha uygun görünüyor. Peki bu konuda Asliye Hukuk Mahkemesine sunacağımız emsal bir karar var mı elinizde? Zira fikirlerini aldığım bazı meslektaşlarım davanın tüketici mahkemesinde; bazıları ise ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini iddia ettiler. Açıkçası kafam epeyce karıştı. Şimdiden teşekkürler.

Avukatlari olarak,yazili bir müracaatta bulunun bankaya, bakalım hukuk müsavirligi size ne cevap verecek ? Kolay gelsin...