Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin]

Avukata ''Erdoğan'a iftira'' davası

Yanıt
Old 31-10-2006, 12:35   #1
Seyda

 
Varsayılan Avukata ''Erdoğan'a iftira'' davası

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ''Danıştay 2. Dairesi üyelerine yönelik silahlı saldırının azmettiricisi olduğu'' iddiasıyla suç duyurusunda bulunan Avukat Ömer Lütfü Avşar hakkında, Başbakan'a ''iftira'' attığı gerekçesiyle 1 yıldan 4 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Başbakan Erdoğan'ın avukatı Fatih Şahin'in suç duyurusu üzerine yaptığı soruşturmayı tamamladı. Hazırlanan iddianamede, sanık Avşar'ın, Danıştay saldırısı sonrasında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçe vererek, Başbakan Erdoğan'ın, ''saldırının azmettiricisi olduğunu iddia ettiği ve bu suçtan yargılanmasını talep ettiği'' hatırlatıldı.

Başbakan http://ads.sabah.com.tr/adserver/vie...ZjQ0Mw%3D %3D
Erdoğan'a ilişkin yapılan soruşturmada, takipsizlik kararı verildiği anımsatılan iddianamede, bu karar üzerine Erdoğan'ın avukatı Fatih Şahin'in de Avşar hakkında, Başbakan'a ''iftira'' attığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulunduğu kaydedildi.

Suç duyurusu üzerine yapılan soruşturmada, Avşar'ın, Başbakan Erdoğan'a yönelik eyleminin ''iftira'' niteliği taşıdığının anlaşıldığı belirtilen iddianemede, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 261/1. maddesi uyarınca 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanması talep etti.

Sanık Ömer Lütfü Avşar'ın yargılanmasına Ankara 17. Asliye Ceza Mahkemesinde önümüzdeki günlerde başlanacak.
http://www.sabah.com.tr/gnd100.html
Old 31-10-2006, 15:56   #2
Av. Levent Kıray

 
Varsayılan

Bir insan hakkı olan "şikayet hakkını" kullanan meslekdaşımızın her zaman yanında olmalı ve Ona destek vermeliyiz.
Old 31-10-2006, 16:32   #3
kum

 
Varsayılan Sn. Kiray

Şikayet insan ve vatandaşlık hakkındır.Ama özellikle bir avukatın "suç tasnii" ve "iftira" müesselerinin gerekçesini en iyi bilen meslek grubuna mensup olduğu bilinciyle takipsizlikle sonuçlanması neredeyse kesin olan konuda şikayetten imtina etmesi gerekir diye düşünüyorum.Şöyle düşünelim:Ben size gelip böyle bir şikayette bulunalım deseydim bana ne önerirdiniz,düşünmeden vekilliğimi üslenip şikayeti yaparmıydınız?
SAYGILARIMLA
Old 31-10-2006, 21:18   #4
Av.Deniz Aygül

 
Varsayılan

Meseleye hukuksal çerçeveden bakmak gerekiyor. Şüphesiz şikayetli meslektaşımız kendi savunmasını yapacaktır. Bir kişinin başbakan olması da, hakkında suç duyurusunda bulunulmasına engel değildir (en azından gelişmiş ülkelerde böyle). Ancak burada dikkat edilmesi gereken, kişiyi suçlarken elimizde hangi kanıtların olduğudur. Hukuk, sağlam kanıtlara bakar. Meslektaşımızın başbakan hakkında vermiş olduğu şikayet dilekçesini görmedim, hangi kanıtlara dayandığı hakkında da bir fikrim yok açıkçası. Elinde kanıt olması halinde, zaten beraat edecektir.
Old 31-10-2006, 22:07   #5
Av. Levent Kıray

 
Varsayılan

Şikâyet Hakkı, hukuk devleti ilkesine dayanan mutlak bir hak olduğu için geniş yorumlanmalıdır. Şikâyet edenin elinde sağlam delillerin olması zorunlu değildir. Dolaylı ya da küçük emarelerin (örneğin inandırıcı söylentilerin) mevcudiyeti yeterlidir. Bu bakımdan şikâyet dilekçesinde bir takım belirtilerin, olguların varlığına bakılmalıdır. Bunlarla ilgili maddi gerçeğin olup olmadığını araştırmak savcılığın görevidir. Bu konuda haksız şikâyetten söz edilemez. Şikâyet edilenin de başbakan olup olmamasının bu konuda hiçbir önemi yoktur. Bu bağlamda, dokunulmazlık müessesesinin Hukukî Eşitlik İlkesini (Kanun Önünde Eşitlik) çiğnediği aşikâr bir gerçektir.
Old 01-11-2006, 21:19   #6
kum

 
Varsayılan Sn Kıray;

Kimsenin başbakan hakkında suç duyurusunda bulunulamaz gibi bir düşünceyi -en azından sitemizde- savunacağını sanmıyorum.Mesele bu değil:Bir vatandaşın şikayetinde dediğiniz gibi asgari unsurların bulunması yeterli olabilir.Ben diyorum ki müşteki bir avukatsa asgari unsurlarla yetinmemeli,Sn. Aygül ün dediği gibi sağlıklı delillere de dayanmalı.Eminim bu şikayeti siz bir mükekkiliniz adına yapacak olsaydınız riskleri konusunda gerekli bilgilendirmeleri yapardınız.
Saygılarımla
Old 01-11-2006, 22:54   #7
Av. Levent Kıray

 
Varsayılan

Öncelikle ileti başlığındaki "Kiray" kelimesini "Kıray" olarak düzeltme zahmetinde bulunduğunuz için teşekkür ederim Sn. Kum. Elbette ki, bir avukatın soyut ya da belirtisel delillere dayanması davanın ya da şikâyetin temelini zayıf bırakır. Somut deliller ise her zaman kesin çözüme götürür. Ancak anlatmaya çalıştığım, Anayasa (Ay. md. 36 - Hak Arama Hürriyeti) ve İnsan Hakları Hukuku tarafından korunan bir hak olan "şikâyet hakkı"nın kullanılabilmesi için, küçük emarelerin varlığının dahi (Yargıtay da bu fikirdedir) yeterli olduğudur. Bu durum şikâyeti haklı kılar ve şikâyetin haksız kabûl edildiği hâllerdeki "mânevi tazminatı" gerektirmez. Yani şikâyette dayanak olarak en küçük bir emare bile yoksa, bu karşı tarafa mânevi giderim talep etme hakkı doğurur.
İyi çalışmalar dileklerimle.
Old 03-11-2006, 18:34   #9
Av.Ali HALLAÇ

 
Varsayılan Azmettİrme Yok Mu ?

Danıştay 2.Dairesinin türban ile ilgili olarak verdiği kararın açıklandığı gün Mersin’de bulunan Başbakan,konuşmasında konuyu gündeme taşımış ve aynen şu şekilde tepki göstermiştir:
“Bunlar bu gidişle evin içine de karışacaklar. Evin içinde de şöyle davranacaksın diyecekler. Kusura bakmayın Türkiye yol geçen hanı değildir. Herkes yerini bilmelidir. Bu ülkede gerginlik olmasın gerilim olmasın, bundan birileri nemalanıyor diye sabrediyoruz. Ama lütfen hukuk adına, yargı makamları içerisinde yer teşkil edenler, bu ülkede böyle bir zemini hazırlamanın gayreti içerisine girmesinler.

Özgürlüklerin egemen olduğu bir ülkede alınan bu kararı ben bu ülkenin bir başbakanı olarak, evladı olarak, -bu karar alındığı için bu yorumu yapıyorum, yapmak zorundayım- doğrusu kınıyorum. Bunu hiçbir yere sığdıramıyorum. İnsanın bir özel alanı vardır, kamusal alanı vardır bir de kamu alanı vardır. Bu alanlara hükmetmeye kimsenin hakkı yoktur.

"Bu kararı hukuk ilkeleri içerisinde tanımlayamıyorum. Tarif edemiyorum. Kalkıp da bir anaokul öğretmenine, öğretmenlik yaparken başını açtın, dışarda da başın açık olarak gezeceksin deme hakkına kimse sahip değildir. Hangi makamda olursa olsun. Bu anlayış, hiçbir hukuk anlayışı içerisinde tanımlanamaz. Kalkıp da Türkiye'de kendilerine göre alanlar belirlemek suretiyle vatandaşımızın din ve vicdan özgürlüğünü kimsenin kısıtlamaya hakkı yoktur.
Bu böyle biline!"


İŞte Başbakanın Mersin'de söylediği sözler!
Old 06-11-2006, 07:22   #10
A.Turan

 
Varsayılan

Şikayet hakkı anayasal bir haktır. Bu hakkı kullanırken kişilerin manevi haklarının zedelenmemesi gerekir. Söz konusu avukat ise hukukçu olarak değil bir siyasi kişi gibi davranarak şikayette bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda ise salt meslektaş olduğu için haksızın yanında yer almak adalet savunuculuğuna aykıdır.
Old 07-11-2006, 22:44   #11
Av. Levent Kıray

 
Varsayılan

Somut hukukî olayımızda değerli meslekdaşımızın şikâyet hakkını kullanmasında elinde en azından Yargıtay'ın aradığı ve yeterli gördüğü bazı emareler vardır. Örneğin, 17 Mayıs 2006 sabahı Danıştay binası içinde yargıçlara yapılan silahlı saldırının hemen sonrasında yapılan tahrik edici konuşmalar şikâyetin haklı olduğunu göstermektedir.
Keşke hepimiz sayın meslekdaşımız kadar cesur olabilsek.
Saygılarımla.
Old 12-11-2006, 20:06   #12
Av. Levent Kıray

 
Varsayılan Haklısınız; Artık Teknik Hukuka Dönelim:

"Failin, mağdurun yüklenen eylemi işlemediğini kesin olarak bildiği kanıtlanmadıkça, hakkı doğuran nedenin koyduğu sınırın aşıldığı kabul edilemez. Fail mağdurun yüklenen suçu işlemediğini bildiği halde, yetkili mercie ihbar ve şikayette bulunursa iftira suçunu, bu mercilerin dışında kalan kişilere duyurması halinde ise hakaret suçunu işlemiş olacaktır." (Yargıtay CGK. 1994/4-327 E. 1994/000348 K. 19.12.1994 T.) Özetlersek Yargıtay, iftirada kesin ve açık kasıt arıyor. "Doğrudan Kast" koşulunu arıyor. Bu karar karşısında; değerli meslekdaşımız tam anlamıyla "şikâyet hakkı"nı kullandığını düşünüyorum. Çünkü, "Yargının Yürütmeden Bağımsızlığı" ilkesi ülkemizde maalesef sadece kağıt üzerinde kalıyor.
Saygılarımla.
Old 12-11-2006, 20:34   #13
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Av. Levent Kıray

Eğer siyasilerin konuşmalarına fazlaca değer atfedilirse, siyasiler, yaptıkları eleştiriler yüzünden her suçun azmettiricisi ve tahrikçisi durumuna düşerler. Her suç, toplumsal bir bozukluğa bağlanabilir ve bu bozukluğu eleştirenler de 'azmettirici' durumuna düşebilir.

Hukukumuz irade serbestisine önem verir. İnsan iradesi o kadar çabuk etkilenecek bir şey değildir.

Kaldı ki, etkilendiği iddia edilen saldırgan da mahkemeleri tanıyan ve siyasetin içinde olan bir avukattır.

Kaldı ki, şikayetçi de hukuku ve etkilenmeyi takdir edecek kadar bilgisi olan bir avukattır.

Üstelik ben de avukatım. Ve nihayet siz de avukatsınız.

Hangimiz mahkemeler hakkında söylenenlerden saldırganlaşacak kadar etkileniyoruz ? Eğer azmettirme gerçekten olsaydı binlerce avukatın Danıştay'ı topa tutması gerekirdi.

'Azmettirme' kavramını hiç birimiz bu kadar geniş yorumlayamayız kanısındayım.

Ayrıca 'tahrik' konusunda da dikkatli olmalıyız ki cezayı hafifletici neden olarak saldırganlar tarafından yerli yersiz ileri sürülmesin.

İnsan iradesi azmettirilmeye ve tahrik olmaya bu kadar elverişli değildir. Eğer aksi düşünülürse, insanın cezai sorumluluğu tartışılmaya başlanır.

Saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Avukata 'çocuk pornosu' davası Seyda Hukuk Haberleri 14 21-01-2007 01:22
Delil Ve Şahit Olmadan avukata Görevi Nedeniyle Ceza Davası Açılması alplawyer Meslektaşların Soruları 4 21-09-2006 14:48
Elektırık Hırsızlıgı (iftira Tuzzagi) KANADALI Hukuk Soruları Arşivi 1 02-03-2002 10:37


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06180596 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.