Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Ve hakim buyurur ki: "Avukat Hanım ayağa kalkın!!" (Ara kararda ayağa kalkmak)

Yanıt
Old 11-11-2010, 10:24   #31
GECE

 
Varsayılan "avukatı hizaya sokmak" (!)

SAYIN MESLEKTAŞIM DİLEK HANIMEFENDİYİ BU ONUNLU VE KARARLI DURUŞU NEDENİYLE TEBRİK EDERİM...
Avukatlık mesleğini öteleyen, gereksiz sayan bir zihniyet, maalesef hakim/savcı meslektaşlarımızı da kuşatmış. Ne acı! "Ayağı kalk" buyruğu aslında mahkemeye saygı talebi vs değil, savcı/hakimin kendi egosunu tatmin aracı bence... Üzülerek idrak ediyorum ki, şekilde kaybolup özü yakalayamayan bir anlayışın yansımaları bunlar! Gücü yetenin, insanları mum gibi yapmak, hizaya getirmek aracı olarak da görülüyor bazen...
"Teamül varmış" (!) Biz neden bilmiyoruz böyle bir teamülü??? Kaldı ki böyle bir teamül olsa bile, yasada açık hüküm olmadıkça insanlar, böylesi bir teamülle bağlı olamaz. Bence yasada belirtilmediği halde ayağı kalkmaya zorlanmak, ayağı kalkıp kalkmama, istediği gibi davranma özgürlüğüne bir kısıtlamadır...
Old 11-11-2010, 22:00   #32
ALTINCABA

 
Varsayılan

Ben her ara kararda kalkarım. Hakimler buyrun demeden oturmam ve şimdiye kadar beni ayakta dikmeye çalışan bir hakimle karşılaşmadım. Ara karar genellikle o celseninde sonunun yaklaştığını gösterir. Kalkarız ara kararı dinleriz duruşma gününü ajandamıza kaydederiz. Zaptın bir suretini alır iyi çalışmalar diler salondan ayrılırız. bazı davranışlar o salonun bir sohbet odası değil mahkeme salonu olduğunu hatırlatır bana. Ağır Ceza mahekemlerinde heyet salona girdiğinde ayağa kalkılması da bazı yerlerde adet edinilmiştir. Bu da bence kötü değil çünkü gelen kişiler artık alışveriş merkezlerinde karşılaşıp selamlaştığımız ara sıra beraber yemek yediğimiz Hakim arkadaşlar değil o gün hüküm vermeye kanunları uygulamaya gelmiş mahkeme heyeti ve yargıçlardır. Nasıl dansa başlanırken reverans verillir Mahkemede de bazı davranışlar bana hoş görünür. Bazı hakimlerin 11 de gelmesi bir tanesinin kötü davranması kaideyi bozmamalı. Elbette hakimlerin de görevli oldukları mahkemenin şanına uygun davranması gerekir. Avukatlara cep telefonunu yasaklayıp kendi celsede yakınıyla görüşüyorsa bu yanlıştır. Her şeye fazla alınganlık gösterilmemeli. Ben Tüm avukat meslektaşlarıma ve Memleketin tüm hakimlerine iyi niyet gösterilmesinden yanayım. Aynı ateşin çırasıyız.
Old 05-12-2010, 18:21   #33
avukatneşe

 
Varsayılan

Hepinizi tebrik ediyorum meslekdaşlarım,kendi adliyemde de bu uygulamayı başlatmak için sabırsızlanıyorum.
Old 06-12-2010, 10:38   #34
Av. Feyza Altun

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
1- ''Efendim'' sözcüğü tek başına yağcılık olarak görülmemelidir. .

Saygılarımla

Efendim duruşmada ağzımdan öyle çıkıveriyor, başka birşey söylemek anlamsız gibi geliyor sanırım. Üstelik efendim derken ne korkarak, ne de içimde yüce duygular hissederek söylemiyorum. SANıyorum bir çok meslektaş böyledir.
Efendim kesinlikle yağcılık olarak anlaşılmamalıdır.
Old 22-02-2011, 22:53   #35
radiokid

 
Varsayılan

Sayın dilekacr , süreçlerde herhangi bir gelişme olduysa, bilgilendirirseniz seviniriz.Saygılarımla.
Old 30-03-2011, 18:55   #36
Mozkul

 
Varsayılan Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü Yazısı



Uploaded with ImageShack.us

İşin esasında birçok mahkemede zorla ayağa kaldırılma olaylarının ardından yaşadığım birkaç tartışma sonrası konuyu Adalet Bakanlığı'na sormaya karar verdim. Sonuçta yapılan davranış yasal bir dayanak içeriyorsa bunuda ancak bana Adalet Bakanlığı 4982 Sayılı Kanun yoluyla söylemek zorundaydı.

Nitekim 2 sayfadan ibaret dilekçem bakanlığa ulaştıktan sonra, tarafıma iki farklı hakim tarafından 3 ayrı yazı gönderildi. Bu yazılardan ikisi konuyla ilgili bilgi veremeyeceklerini, aksi halde durumun hakim ve savcılara talimat vermek gibi bir sonuç yaratacağını bahsediyordu.Ancak yine cevap veremeyeceğini söyleyen ikinci yazının imzacısı sayın hakim , üçüncü bir yazıyla Türk Hukuk Sisteminde kanunlarda hangi hallerde ayağa kalkılması gerektiğini sağolsun yasal dayanaklarını göstermek suretiyle tarafıma bildirdi.

Saygılarımla
Old 06-04-2011, 15:45   #37
AV.ARZU KILIÇ

 
Varsayılan

Tüm yazıları okuyamadım belki bundan bahseden olmuştur ama benim en çok takıldığım şey bazı meslektaşlarımızın (kimse alınmasın ama özellikle gözlemlediğim daha yaşı ilerlemiş meslektaşların) hakim duruşma gününü verdiğinde ve taraflara uygunmu diye sorduğunda 'emredersiniz/başka bir günü emredebilir misiniz' şeklindeki söylemleri.. hakimin avukata emretmesi nasıl mümkün olabilir ki .. bu ifadenin mahkemeye saygıyı ifade ettiğini düşünmediğim gibi avukatlık onuru ile de bağdaşmadığını düşünmekteyim.
Old 06-04-2011, 16:23   #38
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AV.ARZU KILIÇ
Tüm yazıları okuyamadım belki bundan bahseden olmuştur ama benim en çok takıldığım şey bazı meslektaşlarımızın (kimse alınmasın ama özellikle gözlemlediğim daha yaşı ilerlemiş meslektaşların) hakim duruşma gününü verdiğinde ve taraflara uygunmu diye sorduğunda 'emredersiniz/başka bir günü emredebilir misiniz' şeklindeki söylemleri.. hakimin avukata emretmesi nasıl mümkün olabilir ki .. bu ifadenin mahkemeye saygıyı ifade ettiğini düşünmediğim gibi avukatlık onuru ile de bağdaşmadığını düşünmekteyim.

Ben duruşmalarda kullanmam ama emir fiili o kalıpta "buyruk, komut" anlamında değil, "istek" anlamındadır diye düşünüyorum.
Bir örnekle açıklayalım:
- Ne emredersin Suat abi? Çay, kahve?
- Rakın yok mu abicim?
Old 06-04-2011, 16:45   #39
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Ben duruşmalarda kullanmam ama emir fiili o kalıpta "buyruk, komut" anlamında değil, "istek" anlamındadır diye düşünüyorum.
Bir örnekle açıklayalım:
- Ne emredersin Suat abi? Çay, kahve?
- Rakın yok mu abicim?

Yine UYAP'ta iş emri kullanılıyor: Falanca numaralı iş emriniz falanca mahkemesi katiplerine iletildi... biçiminde. Esasen Cengiz Bey'e katılıyorum.

Ama bu anlam nüansı herkes tarafından ayrımlanamayabilir. Bu nedenle, ben de gereksiz ve riskli buluyorum.

Bu, yaşı geçkin avukat meslektaşların genç avukatların haklarını ve mevkilerini koruma çabalarından rahatsız olduklarına, hatta avukatla hakimin bu husustaki tartışmasına tartışan genç avukat aleyhine ve hakim lehine olarak katılmalarına, üzülerek şahit oluyorum kimi zaman...

Arzu Hanım'ın da fiili realiteye ilişkin saptamasına katılıyorum.

Saygılarımla.
Old 08-04-2011, 10:03   #40
mervee

 
Varsayılan

Bir meslektaşım tarafından gönderilen bir maili siz değerli meslektaşlarımla paylaşmak istedim gerçek bir duruşma zaptı olduğu yazılı.

T.C.
xx
xx. AĞIR CEZA MAHKEMESİ

DURUŞMA TUTANAĞI
DOSYA NO :2009/xx

DURUŞMA TARİHİ :28/03/2011
CELSE NO :10.

BAŞKAN :xx
ÜYE :xx
ÜYE :xx

CUMHURİYET SAVCISI :xx

KATİP :xx


Belirli gün ve saatte mahsus salonda celse açıldı. Sanık ile müdafileri Av. Mxx ile Av. Ömer Kavili geldiler, sanık müdafiinin yanında oturdu, katılan ve vekili yok. C.Savcısının huzur ile açık yargılamaya devam olundu.
Heyet değişikliği nedeniyle eski zabıtlar okundu.
Sanık müdafii söz alarak;
Sanık müdafiinin
oturduğu yerden konuşmaya devam ettiği görüldü.


Kendisi ayağa kalkması hususunda uyarıldı.


Ayağa kalkmasının gerekmediğini bildirerek, oturduğu yerden konuşmaya devam ederek, usule ilişkin talepte bulunacağını bildirdi, öncelikle meşru olduğu var sayılan meclisin çıkardığı kanunların bu salonda geçerli olup olmadığını test etmek bakımından 5271 sayılı CMK nun 149/3 çerçevesinde sanığın müdafiinin yanında olma hakkı engellenemez ve kısıtlanamaz kuralı gereği ve ayrıca eski başbakan Mesut Yılmaz sanık sıfatıyla yüce divanda yargılanırken, eski enerji bakanı Cumhur Ersümer sanık sıfatıyla yüce divanda yargılanırken müdafisi avukatların yanında oturmuşlar ve aynı zamanda eski Yargıtay başkanımız Prof. Dr. Sami Selçuk günlük gazetelerdeki köşe yazılarında ve monogramlarında bu konuya değindikleri gibi, yüce adalet bakanlığının yüce teknisyenlerinin kanunun düz metninin okunup yorumlanmasında problem çıkma olasılığına karşı mahkeme salonunun ne şekilde oluşturulduğu hususunda bakanlık web sayfasında bir kroki hazırlamış olup, yüce teknisyenlerin yüce krokisine göre 6 numaralı maddede "davalı, sanık ve varsa avukatı: ceza mahkemelerinde tutuklu olmayan sanıklar, varsa avukatları ile birlikte hakime göre sol tarafta otururlar ve gerektiğinde buradan konuşurlar"biçiminde açıklamalı yazı ile aynı zamanda bir grafik şema oluşturulmuştur, işte bu kutsal belgeye göre de sanığın müdafisi ile birlikte oturması konusunda bu kadar hukuksal, yasal ve yüce bakanlığın yüce teknisyenlerinin yüce krokilerinin çerçevesinde mahkemenizin 82 belgesine göre gerekçeli olarak vereceği ve gerekçesinde yasal dayanak göstereceği ara kararına uyacağımızı beyan ediyoruz.
Ayrıca yine meşru olduğu var sayılan meclisin çıkardığı kanunun 223. Maddesinde kararların nelerden (ibaret -AvÖK)olduğu yazılmış olup, 231/4. maddesinde ise "duruşmanın bittiği açıklandıktan sonra hüküm fıkrası okunur, hüküm fıkrası herkes tarafından ayakta dinlenir" kuralı yer almış olup, bu kuralda savcının ayrı tutulmayacağı ve savcının da ayağa kalkacağı gizli özne olarak yer almıştır, ayrıca CMK nun 55. Maddesinde "yemin sırasında herkes ayağa kalkar" kuralı getirilmiştir, bu iki kural dışarısında ayağa kalkılacağı konusunda yasal bir emir bulunmamaktadır, ancak bunun yerine yasaların yerini alan ve gücünü kendi alışkanlıklarından alan otoritenin simgesini gösteren avukatların emme basma tulumba gibi oturup kalkmaları şeklindeki yıkılması gereken bir alışkanlık adil yargılama ilkesinin yerini almış ise de, kanunların üstünde saydığımız avukatlık meslek kurallarımız çerçevesinde adil yargılama ilkesini çiğneyen mahkeme yargıçlarının taraflı davrandığının görüntüsünü oluşturan teamül ve alışkanlık, gelenek, görenek denen hukuk dışı uygulamalara boyun eğmeyeceğimizi, ancak bu yasal dayanaklarımıza rağmen, eğer mahkeme aksi görüşte ise yasal dayanak göstererek vereceği karara uyacağımızı, bu nedenlerle usul esastan önce gelir temel hukuk ilkesi çerçevesinde bu iki usul işlemi konusunda ara karar verilmesini savunma makamı olarak rica ediyoruz dedi.


G.D.:İSTEK GİBİ; CMK nın 149/3. Maddesinde öngörülen müdafiinin yanında olma deyiminin sanık ile müdafiinin fiili olarak yan yana olmasından öte müdafi yardımından yararlanmak mahiyetinde olduğu, uygulamada duruşma salonlarında sanıklar için yer tahsis edildiği, sanığın bu yerde bulunduğu, müdafi için de yer tahsisi yapıldığı, adalet bakanlığı teknisyenlerinin çizdiği krokinin mahkemeleri bağlamasının söz konusu olamayacağı, yargıya saygı gereği avukatların savunma yaptıkları sırada ayakta bulundukları, bunun yerleşik yasal uygulama sonucu olduğu ve sanığın yerine geçmesi bu şekilde savunma yapmasına oybirliğiyle karar verildi tefhimle açık yargılamaya devam olundu.


Sanığın yerine geçtiği görüldü.
Sanık müdafii Av.Ömer Kavili usul açısından söz istedi.
Sanık müdafii Av.Mxx da usul açısından söz istedi. Ara karar müphemdir ve muğlaktır, tavzihi gerekir dedi.


G.D.:ISTEK GIBI; Sanık müdafilerine söz verilmesine yer olmadığına, ara kararı yeterince açık olduğundan tavzih edilmesine yer olmadığına Oybirliğiyle karar verildi tefhimle açık yargılamaya devam olundu.


Mahkeme başkanı önce ara kararını yazdırmış, sanık müdafii Av. Ömer Kavili'nin müdahalesi ile sonra üyelere sorarak oylama yaptırmıştır şeklinde zapta geçilmesini istiyoruz, mahkeme başkanı bağlı kalacağına yemin ettiği kanunları bizzat çiğnemiştir dedi.
Sanığa son soruşturmanın açılmasına dair karar ve ekleri okundu.
Sanık oturduğu yerden, ayakta savunma yapmasının kendisine işkence olacağını, oturduğu yerden daha serbestçe kendisini ifade edeceğini, oturduğu yerden ifade vereceğini bildirdi.
Uyarılara rağmen sanık ayağa kalkmadı. Oturduğu yerden savunmasını yapmaya başladı.
Sanık avukatıma danışmak istiyorum diyerek sanığa mahsus yerden kalkıp müdafilerinin yanına gitti. Burada müdafileri ile gizli görüşmeye başladı. Sanık, müdafileri ile görüştükten sonra yerine gelerek oturdu.


Sanık Txx savunmasında; Başından beri söylemek istiyorum ki, benim hakkım avukatımın hakkıdır, avukatımın hakkı da benim hakkımdır, baştan beri avukatlarıma yönelik baskıcı davranışlarınız beni psikolojik olarak baskı altında tutuyor, serbestçe kendimi ifade etmemi engelliyorsunuz, ayrıca sorgu yönetmeliğine yazılı ayakta tutmaya yorgun bırakma, eziyet etme söz konusudur, mahkeme başkanının ısrarla savunma yapın demesi ile ben zorla ifade vermeyeceğim, mahkemenin kıdemli üyesinin mahkeme başkanını sakin olunuz diye uyarmasıyla sabit olduğu üzere ifade vermeyeceğim dedi.


Sanık müdafii Av. Ömer Kavili söz alarak; Mahkemeniz daha önceki duruşmada duruşma saati olarak tayin etmiş olduğu 10 Şubat 2011 saat 14:00'te duruşma tayin etmiş ise de, saat 16:00 olmasına rağmen savunma avukatını hala duruşmaya kabul etmemiş olması ve sanık savunmanının İstanbul’a dönecek olması ve uçak yolculuğu nedeniyle daha fazla bekleyememesini belirterek vermiş olduğu mazeret dilekçesi mahkeme heyetince yasal dayanak ve hukuksal bir açıklama gösterilmeksizin geçersiz sayılmış ve kendi verdikleri sözü tutmayan mahkeme heyetinin sanık müdafiinin sözünü geçersiz sayması sonucu sanık aynı zamanda İzmir Barosu üyesi avukat olması ve İzmir dışındaki mesleki görevinde bulunduğunu da belgelemesine rağmen, sanık meslektaşımız hakkında duruşmada bulunmuyor gerekçesiyle zorla getirme kararı verilmiştir, oysa bu mahkeme heyetindeki başkan ve diğer üye önceki heyetteki yargıçlardan farklı olup dosyayı ilk kez ele almışlardır, ancak önceki mahkeme başkanı ile yaptığımız usul tartışmaları ve yasalara dayalı olarak yaptığımız taleplerimizden yani usul hükümlerinin sıkı surette uygulanmasını istememiz nedeniyle önceki mahkeme başkanının kanunları çiğneyerek ve yargıçlık üst kimliğine ait sakin olma, metin olma, mekin olma, fehim olma gibi özelliklerle ilgili hususlarda sıkıntı yaşamış olmasını yeni heyete nakletmiş olduğu görüntüsü ortaya çıkmıştır, yargıçlara ödev tarafsız kalmaktır, tarafsız olmak zorunda değiller demeyeceğiz, ancak tarafsız görünmek zorundadırlar, mahkeme başkanının ilk baştaki usule ilişkin taleplerimizden sonra vermiş olduğu ara kararında bizim gösterdiğimiz ayrıntılı hukuksal dayanaklara rağmen, hiçbir yasal açıklama yapmaksızın, hiçbir kanun maddesi göstermeksizin bizim gösterdiğimiz kanun maddesini ne suretle farklı yorumladığını dahi yazdırmaksızın sadece ezber ve alışkanlık çerçevesindeki beyanı bakımından mahkeme başkanının aynı zamanda ara karar için müzakere oluşturulması sırasında kanunda yazılı olan müzakerede rey toplama usulü kurallarını da çiğnemiş olması ve başkanın bu hukuk dışı davranışlarına diğer iki üye yargıcın kıdemli yargıç ve kıdemsiz yargıçların ayrı ayrı hukuksuzluğa iştirak ettiklerini gördüğümüzden, iştirak hükümleri çerçevesinde her üç yargıcı görev yapmakta oldukları yargıçlık makamından 5271 28 ve devamı çerçevesinde o makamdaki görevlerinden iş bu davada reddetmek zorunda kaldığımızı savunma makamı olarak beyan ederiz dedi.



İddia makamından soruldu; İstemin yasal koşulları bulunmadığından, bu yöndeki istemin reddine karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur dedi.


Sanık müdafii Av. Ömer Kavili mütalaaya karşı itirazlarımızı bildirmek bakımından usulen söz istiyoruz dedi. Devamla; İddia makamında savcı sıfatıyla görev yapan kamu görevlisi her ne kadar yasal koşulları bulunmadığından demiş ise de, bizim gösterdiğimiz yasal koşullara karşı bir görüş veya aynı yasa maddelerinin farklı bir yorumunu getirmediği gibi farklı bir kanun veya kanun maddesi de iddia makamı tarafından beyan edilememiştir, kaldı ki mahkeme heyeti iddia makamından mütalaa almadan önce müzakereye çekilmiş olup, geldikten sonra kağıt üzerinde görüntüde usule uyulmuş gibi görüntü yaratılmış ve bu aşamada iddia makamının mütalaasını müzakereden sonra almış bulunmaktadır, bu hususu da hukuksuzluk saydığımızı beyan ederiz dedi.


Sanık müdafii Av. Mxx söz alarak; Usul açısından verilen kararlan müphem ve muğlâktır, tavzihini istediğimiz zaman hiçbir hukuki ve kanuni mesnedi açıklanmamıştır, usul açısından problemler giderilmediğinden dolayı esasa bile girilememiştir, esasa girilmediği halde savunma ve ifade layıkıyla verilememiş ve imkansız hale getirtilmiştir, mütalaada bu kanunsuz ve hukuksuz işlem ve eylemlerine kollektif bir ortaklık sağlanmış, savcılık etik ve mesleği hakkında Bükreş kuralları çerçevesinde, sanığın leh ve aleyhindeki delil ve mütalaalar yasal desteğiyle açıklanmadan yapılan mütalaaya itiraz ediyoruz dedi.


Dosya incelendi.


G.D:İSTEK GİBİ;
1-Sanık müdafilerinin ileri sürmüş oldukları red nedenleri duruşmayı uzatmaya matuf görüldüğünden CMK nun 31/1 -(c) maddesi uyarınca reddi heyet talebinin reddine,
xx xx Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı nezdinde 7 gün içerisinde CMK.nun 268 ve müteakip maddeleri uyarınca itiraz edebileceklerine,
Karara itiraz edilmesi halinde dosyanın xx xx. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı'na gönderilmesine,
2-Yargılamanın 23/05/2011 Günü Saat:09:40'a bırakılmasına oy birliğiyle karar verildi.28/03/2011

Başkanxx Üye xx Üye xx Katip
xx
--

Avukat Ömer K A V İ L İ

İstanbul Barosu - 15 638


Old 10-04-2011, 21:48   #41
Av.Muhammet Aydın

 
Varsayılan

Yahu Ömer bey ne sıkıntı bir adamsın...Kesinlikle kalıplara sıkışmış sıkıcı değilsin...son sürat giden bir arabaya gaz vermek mümkün değildir ön görüsü ile tek diyebileceğim BRAVO...Sizinle karşılaşmanın aynı tarafında bulunduğum için mutluyum...Değişmek,değiştirmek,değişimden yana olmak cesaret ister...bravo...
Old 23-04-2011, 17:57   #42
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mervee
Bir meslektaşım tarafından gönderilen bir maili siz değerli meslektaşlarımla paylaşmak istedim gerçek bir duruşma zaptı olduğu yazılı.

Arkadaşlar,

Konu, Hukuk Sohbetleri bölümünde ve başlığı:
"Avukat Ömer Kavili'nin yargılanmasına ilişkin duruşma tutanakları"
http://www.turkhukuksitesi.com/showt...302#post468302

Bizimle ilgili olup başka gerçek tutanaklar da sitede bulunmaktadır.

Bilgi ve ilginize.
Old 23-04-2011, 21:24   #43
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mervee
Bir meslektaşım tarafından gönderilen bir maili siz değerli meslektaşlarımla paylaşmak istedim gerçek bir duruşma zaptı olduğu yazılı.
Duruşma zaptında yer alan hakim/sanık isimlerini, dosya numaralarını, mahkeme adını vs. kapattım. Forum kurallarımızın 9. maddesi gereğince bu tip belge ve zabıtlarda eleştirilen, olumsuz şekilde anılan ya da nitelenen, yayından olumsuz etkilenebilecek, teşhir niteliğinde kabul edilebilecek veya kişiye cevap hakkı doğurabilecek nitelikteki kişi/kurumlara ait isimlerin kapatılmasını rica ediyorum. Konunun THS'de yer alma amacı kişileri değil, altında yatan hukuki işlemi tartışmak olmalıdır.
Old 13-07-2011, 22:58   #44
Av.Muhammet Aydın

 
Varsayılan konuyla ilgisi bakımından verilmiş bir karar ektedir.

T.C.
ADALET BAKANLIĞI
Ceza İşler Genel Müdürlüğü

Sayı : B.03.0.CİG.0.00.00.02-101-05-55-7502-2010/silinmesin
Konu :Samsun Barosunda kayıtlı
Avukat Muhammet Abdüssamet Aydın

BAKANLIĞA
Bafra İcra Ceza Mahkemesinin 09/12/2010 tarihli 201/115 muh. ve 31/12/2010 tarihli 2010/121muh. sayılı yazılar, Bafra Sulh Hukuk Mahkemesinin 16/12/2010 tarihli ve 2010/307 muh. sayılı yazı, Bafra Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin 10/12/2010 tarihli 2010/510 muh. Sayılı ve 17/12/2010 tarihli 2010/516 muh. Sayılı yazılar ile ihbarı üzerine, Samsun Barosunda kayıtlı Avukat Muhammet Abdüssamet Aydın hakkında Bafra Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 08/03/2011 tarihli fezlekeye bağlı evrakı havi (101-05-55-7502-2010) sayılı dosya incelendi.

Avukat Muhammet Abdüssamet Aydın’ın;
Bafra İcra Ceza Mahkemesi, Bafra Sulh Hukuk Mahkemesi,Bafra 1. Asliye Hukuk Mahkemesi ve Bafra Asliye Ceza Mahkemesinde vekil sıfatıyla takip ettiği bazı dosyalarda yapılan bir kısım duruşmalarda beyanda bulunurken ve ara karar tesis edilirken ayağa kalkmadığı,
İddia edilmiş ise de ;
İlgili duruşma tutanaklarında benzer şekilde adı geçen avukatın Ceza Muhakemesi Kanunu ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun zorunlu kıldığını düşündüğü haller dışında beyanda bulunurken ve ara kadar tesis edilirken ayağa kalkmayacağını,aksi norm tesis edildiğinde veya mahkeme bu hususta ara karar tesis ettiğinde ayağa kalkacağını söyleyerek oturduğu yerden beyanda bulunduğunda yazılı olduğu,
Adı geçen avukatın duruşma sırasında beyanda bulunurken ve ara karar tesis edilirken ayağa kalkmaması şeklindeki eyleminin soruşturma izni verilmesi gerektirir mahiyet ve ağırlıkta olmadığı, ancak bu eylemin hakkında disiplin yönünden gereğinin merciince takdir ve ifasının uygun olacağı,
Evrak kapsamı ile Cumhuriyet Başsavcılığının bildiriminden anlaşılmıştır.
Bu bakımdan;Samsun Barosunda kayıtlı Avukat Muhammet Abdüssamet Aydın hakkında 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 58. maddesi uyarınca soruşturma izni verilmediğine yer olmadığı,
Disiplin yönünden gereği takdir olunmak üzere evrakın Hukuk İşleri Genel Müdürlüğüne tevdii,
Düşünülmüştür.
Takdirlerinize arz olunur.
ÖMÜR BORAZAN
Hakim
Genel Müdür
OLUR
27/05/2011

Hasan BUDAKLI
Hakim
Bakan a.
Müşteşar Yardımcısı

*Bu belge,5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.
Old 14-07-2011, 14:42   #45
AvTürk

 
Rahatsiz

Alıntı:
Yazan Av.Muhammet Aydın
Adı geçen avukatın duruşma sırasında beyanda bulunurken ve ara karar tesis edilirken ayağa kalkmaması şeklindeki eyleminin soruşturma izni verilmesi gerektirir mahiyet ve ağırlıkta olmadığı, ancak bu eylemin hakkında disiplin yönünden gereğinin merciince takdir ve ifasının uygun olacağı...



Old 14-07-2011, 14:47   #46
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Muhammet Aydın
T.C.
ADALET BAKANLIĞI
Ceza İşler Genel Müdürlüğü

Sayı : B.03.0.CİG.0.00.00.02-101-05-55-7502-2010/silinmesin
Konu :Samsun Barosunda kayıtlı
Avukat Muhammet Abdüssamet Aydın

BAKANLIĞA
Bafra İcra Ceza Mahkemesinin 09/12/2010 tarihli 201/115 muh. ve 31/12/2010 tarihli 2010/121muh. sayılı yazılar, Bafra Sulh Hukuk Mahkemesinin 16/12/2010 tarihli ve 2010/307 muh. sayılı yazı, Bafra Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin 10/12/2010 tarihli 2010/510 muh. Sayılı ve 17/12/2010 tarihli 2010/516 muh. Sayılı yazılar ile ihbarı üzerine, Samsun Barosunda kayıtlı Avukat Muhammet Abdüssamet Aydın hakkında Bafra Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 08/03/2011 tarihli fezlekeye bağlı evrakı havi (101-05-55-7502-2010) sayılı dosya incelendi.

Avukat Muhammet Abdüssamet Aydın’ın;
Bafra İcra Ceza Mahkemesi, Bafra Sulh Hukuk Mahkemesi,Bafra 1. Asliye Hukuk Mahkemesi ve Bafra Asliye Ceza Mahkemesinde vekil sıfatıyla takip ettiği bazı dosyalarda yapılan bir kısım duruşmalarda beyanda bulunurken ve ara karar tesis edilirken ayağa kalkmadığı,
İddia edilmiş ise de ;
İlgili duruşma tutanaklarında benzer şekilde adı geçen avukatın Ceza Muhakemesi Kanunu ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun zorunlu kıldığını düşündüğü haller dışında beyanda bulunurken ve ara kadar tesis edilirken ayağa kalkmayacağını,aksi norm tesis edildiğinde veya mahkeme bu hususta ara karar tesis ettiğinde ayağa kalkacağını söyleyerek oturduğu yerden beyanda bulunduğunda yazılı olduğu,
Adı geçen avukatın duruşma sırasında beyanda bulunurken ve ara karar tesis edilirken ayağa kalkmaması şeklindeki eyleminin soruşturma izni verilmesi gerektirir mahiyet ve ağırlıkta olmadığı, ancak bu eylemin hakkında disiplin yönünden gereğinin merciince takdir ve ifasının uygun olacağı,
Evrak kapsamı ile Cumhuriyet Başsavcılığının bildiriminden anlaşılmıştır.
Bu bakımdan;Samsun Barosunda kayıtlı Avukat Muhammet Abdüssamet Aydın hakkında 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 58. maddesi uyarınca soruşturma izni verilmediğine yer olmadığı,
Disiplin yönünden gereği takdir olunmak üzere evrakın Hukuk İşleri Genel Müdürlüğüne tevdii,
Düşünülmüştür.
Takdirlerinize arz olunur.
ÖMÜR BORAZAN
Hakim
Genel Müdür
OLUR
27/05/2011

Hasan BUDAKLI
Hakim
Bakan a.
Müşteşar Yardımcısı

*Bu belge,5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.

Bu kararı İdare mahkemesine taşıyıp, iptalini sağlarlarsa hiç şaşırmayın derim.
Old 14-06-2012, 12:46   #47
dilekacr

 
Varsayılan Yeni HMK daki durum

Merhabalar
Uzun yıllardır tartışılan duruşmada konusurken ya da ara karar ya da nihai kararlarda ayağa kalkılması konusunda yeni HMK da yeni bir hüküm geldi bilindiği üzere. Bu doğrultuda da tartışma sanırım sonlanmadı ve yeni bir boyut aldı.

Hüküm, hükmün verilmesi ve tefhimi
MADDE 294- (1) Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür.
(2) Hüküm, yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve tefhim olunur.
(3) Hükmün tefhimi, her hâlde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur.
(4) Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hâllerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir.
(5) Hükmün tefhimini, duruşmada bulunanlar ayakta dinler.
(6) Hükme ilişkin hususlar, niteliğine aykırı düşmedikçe, usule ilişkin nihai kararlar hakkında da uygulanır.

ilk bakışta sanki sadece yargılamayı sona erdiren nihai kararlar açısından getirilmiş bir hüküm gibi algılanmakta; ancak 6. fıkra derinlemesine yorumlandığında sanki usule ilişkin kararlarda yani ara kararlarda da ayağa kalkılması gerektiği sonucu çıkabiliyor. nitekim bugün adliyemizde görülen bir duruşmada hakim ara karar kurduğu esnada oturmakta olan taraf vekillerini nazikçe uyararak ayağa kalkınız lütfen karar veriyoruz, benim için sorun değil ancak yasa böyle emrediyor dedi. Açıkçası önce Hakime yasada nihai kararların kastedildiğini söylemeyi düşündüm ancak hakimimiz desteksiz dayanaksız iddiada bulunmayan bir hukukçu olduğundan önce yasa maddesine bakmaya karar verdim ve son fıkranın yorumlanmasından haklı olabileceğini de düşünmeye başladım. Sizlerin yorumları nelerdir, merak ediyorum, saygı ve sevgilerimle
Old 14-06-2012, 13:10   #48
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan dilekacr
Merhabalar
Uzun yıllardır tartışılan duruşmada konusurken ya da ara karar ya da nihai kararlarda ayağa kalkılması konusunda yeni HMK da yeni bir hüküm geldi bilindiği üzere. Bu doğrultuda da tartışma sanırım sonlanmadı ve yeni bir boyut aldı.

Hüküm, hükmün verilmesi ve tefhimi
MADDE 294- (1) Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür.
(2) Hüküm, yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve tefhim olunur.
(3) Hükmün tefhimi, her hâlde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur.
(4) Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hâllerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir.
(5) Hükmün tefhimini, duruşmada bulunanlar ayakta dinler.
(6) Hükme ilişkin hususlar, niteliğine aykırı düşmedikçe, usule ilişkin nihai kararlar hakkında da uygulanır.

ilk bakışta sanki sadece yargılamayı sona erdiren nihai kararlar açısından getirilmiş bir hüküm gibi algılanmakta; ancak 6. fıkra derinlemesine yorumlandığında sanki usule ilişkin kararlarda yani ara kararlarda da ayağa kalkılması gerektiği sonucu çıkabiliyor. nitekim bugün adliyemizde görülen bir duruşmada hakim ara karar kurduğu esnada oturmakta olan taraf vekillerini nazikçe uyararak ayağa kalkınız lütfen karar veriyoruz, benim için sorun değil ancak yasa böyle emrediyor dedi. Açıkçası önce Hakime yasada nihai kararların kastedildiğini söylemeyi düşündüm ancak hakimimiz desteksiz dayanaksız iddiada bulunmayan bir hukukçu olduğundan önce yasa maddesine bakmaya karar verdim ve son fıkranın yorumlanmasından haklı olabileceğini de düşünmeye başladım. Sizlerin yorumları nelerdir, merak ediyorum, saygı ve sevgilerimle

Hakiminiz haklı değil. Çünkü "usule ilişkin nihai karar" ile kastedilenler; görevsizlik, yetkisizlik gibi hakimin kendi açısından dosyayı sonlandırdığı(hüküm gibi)işlemlerdir.O nedenle her ara kararda ayağa kalkmak gerekmez.
Old 14-06-2012, 15:45   #49
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Bugün katıldığım bir duruşmada, taraf vekilleri olarak yerlerimize geçtik ve oturduk.

Karşı taraf vekili meslektaşımız bir kısım açıklamalar yaptı.

Sonra bize söz verildi, biz yerimizden kalktık ve bir kısım taleplerde bulunduk. Sözümüz biter bitmez yargıç, "gereği düşünüldü ara karar" dedi.

Ben daha henüz yerime oturmamıştım.

Yargıç "avukat bey ayakta kalmayın, ara karar yazdıracağım" dedi.

Yerlerimize oturduk. Bir kaç cümleden sonra "dosya incelendi duruşmanın bittiği bildirildi" dediği anda biz taraf vekilleri ayağa kalkıp hükmü dinlemeye başladık.

İşte usulü, duruşma adabını bilen bir yargıç...
Old 14-06-2012, 16:42   #50
Av.Can

 
Varsayılan

Ben Osmanlı'dan gelen hikmet-i hükümet anlayışı ve devlet karşısında el pençe divan durmak "adabının" avukatlık mesleğinin başlangıcında etkili olduğunu ve bu günlere kadar gelindiğini düşünüyorum. Aynı anlayış hakimlerimizde de olduğundan örneğin "efendim" hitabı yerleşmiş. Bugüne kadar 1 kez dahi kullanmadım bu sözü. Büyüklerimizden efendim lafıyla hitap edileceğini öğrendim ama bir türlü dilimden çıkamadı. Hakim Bey ya da hakime hanım gibi hitapları kullanıyorum ve bugüne kadar hiçbir hakim "efendim" diye hitap edin demedi. Bence hitap şekli ast üst ilişkisini belirliyor. NE kadar kabul edilmese de bir taraf devletin gücünü kullanırken vatandaşın hakkını savunmaya çalışan kişi devlet temsilcisine efendim derse fırçayı yiyince de susar. hakim sesini yükselttiğinde onu uyaran ya da aynı şekilde davranan mesleki duruşunu koruyan avukat sayısı az. Hakimden korkmak çekinmek avukatlığın bir özelliği haline gelmiş. Cumhuriyetle beraber doğan avukatlık maalesef devletin kutsallığı inancını taşıdığından hala bireyi devlet karşısında ezen sisteme uyumlu biçimde yaşıyor. Ayağa kalkmaktan efendim demekten rahatsızlık duymamak hatta bunu saygının gereği olarak görmek vatandaş değil kul olma mantığının mesleğimize sirayet etmiş görünüşleri. Bence bunlar önemli ve avukatlık mesleği ne kadar hiyerarşiden bağımsız ve vakur olursa o ölçüde saygı uyandıracak ve gerçek anlamda hukuk daha kolay yaşanacaktır.
Avukat da hakim karşısında ezilirse gariban vatandaşı kim koruyacak?
Old 15-06-2012, 17:31   #51
Av. Feyza Altun

 
Varsayılan

Üsküdar 2. İş Mahkemesi Hakimi her duruşmada şöyle diyor : "Avukat hanım lütfen oturun yorulmayın"

Hesaplama için ek rapor istediğimde de şöyle diyor:
"Avukat hanım rapor zaman ve para kaybı hesabını ben yaptım zaten"

Bir gün duruşma günü verirken ağzımdan heycanla "Haaayııııııırrr ben o gün evleniyorum" dedim
Sonra da tabi fazla tepkim yüzünden çekindim
O zaman da şöyle dedi:
"Allah mutlu etsin avukat hanım, siz bi gün söyleyin biz uygunmuyuz ona bakalım"




İdeal HAKİM
Old 18-06-2012, 13:38   #52
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Hakiminiz haklı değil. Çünkü "usule ilişkin nihai karar" ile kastedilenler; görevsizlik, yetkisizlik gibi hakimin kendi açısından dosyayı sonlandırdığı(hüküm gibi)işlemlerdir.O nedenle her ara kararda ayağa kalkmak gerekmez.

Hâkim ile aynı kanıdayım.
Dosyayı esasından çözmeyen "hükümler" açısından da HMK.m.294/5'in uygulanması gerekir.

Saygılarımla.
Old 18-06-2012, 15:19   #53
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
Hâkim ile aynı kanıdayım.
Dosyayı esasından çözmeyen "hükümler" açısından da HMK.m.294/5'in uygulanması gerekir.

Saygılarımla.

Sorudaki hakim, "ara karar" tesis etmiş. Yani her ara kararda "ayağa kalkınız" diyor. HMK ise, "hüküm" sıfatı taşıyanlarda kalkılır, diyor.
Old 18-06-2012, 16:37   #54
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Sorudaki hakim, "ara karar" tesis etmiş. Yani her ara kararda "ayağa kalkınız" diyor. HMK ise, "hüküm" sıfatı taşıyanlarda kalkılır, diyor.

Haklısınız Sayın Ergin
Old 08-11-2012, 14:03   #55
subutayozgur

 
Varsayılan

Kadıköy 3.iş Mahkemesinin 2012/73 E. sayılı dosyasında vermiş olduğu 08.11.2012 tarihli ara kararından alıntıdır.

Davacı vekili: HMK uyarınca belirlenen yemin ve hüküm dışında konuşma ve ara kararı oluşturmak için ayağa kalkmam konusunda mübaşir tarafından uyarılmak istemiyorum, mahkemece ayağa kalkmam isteniyor ise verilecek karara uyacağımı belirtmek istiyorum dedi.
GD
Her ne kadar HMK da yemin ve son hüküm dışında ayağa kalkılacağına ilişkin açık hüküm mevcut değil ise de, yargılamaya ilişkin tüm davranışların temel kanun niteliğindeki yasada belirtilmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi usul yasasının uygulandığı cumhuriyet tarihi boyunca yargılama sırasında yemin ve hüküm dışında taraflar söz aldığında ve ara kararı oluşturulan gereği düşünüldü bölümlerinde tarafların ayağa kalkması geleneksel hale gelmiş olup, HMK yürürlüğe girinceye kadar itirazsız uygulandığından HUMK da bu konuda hüküm bulunmamasına rağmen yargılama sırasında herhangi bir muhalefet ile karşılaşılmadığı halde yeni yasanın yürürlüğe girmesinden itibaren ihtilaf haline getirildiğinden mahkememizce eski usulün uygulanmasının devamına, taraf vekillerinin söz aldıklarında ve ara kararı için gereği düşünüldü dedikten sonra ayağa kalkmaları gerektiği bildirildi açık duruşmaya devam olundu.
Old 08-11-2012, 14:07   #56
subutayozgur

 
Varsayılan

Kadıköy 3.iş Mahkemesinin 2012/73 E. sayılı dosyasında vermiş olduğu 08.11.2012 tarihli ara kararından alıntıdır.

Davacı vekili: HMK uyarınca belirlenen yemin ve hüküm dışında konuşma ve ara kararı oluşturmak için ayağa kalkmam konusunda mübaşir tarafından uyarılmak istemiyorum, mahkemece ayağa kalkmam isteniyor ise verilecek karara uyacağımı belirtmek istiyorum dedi.
GD
Her ne kadar HMK da yemin ve son hüküm dışında ayağa kalkılacağına ilişkin açık hüküm mevcut değil ise de, yargılamaya ilişkin tüm davranışların temel kanun niteliğindeki yasada belirtilmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi usul yasasının uygulandığı cumhuriyet tarihi boyunca yargılama sırasında yemin ve hüküm dışında taraflar söz aldığında ve ara kararı oluşturulan gereği düşünüldü bölümlerinde tarafların ayağa kalkması geleneksel hale gelmiş olup, HMK yürürlüğe girinceye kadar itirazsız uygulandığından HUMK da bu konuda hüküm bulunmamasına rağmen yargılama sırasında herhangi bir muhalefet ile karşılaşılmadığı halde yeni yasanın yürürlüğe girmesinden itibaren ihtilaf haline getirildiğinden mahkememizce eski usulün uygulanmasının devamına, taraf vekillerinin söz aldıklarında ve ara kararı için gereği düşünüldü dedikten sonra ayağa kalkmaları gerektiği bildirildi açık duruşmaya devam olundu.
Old 09-11-2012, 11:00   #57
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan subutayozgur
Kadıköy 3.iş Mahkemesinin 2012/73 E. sayılı dosyasında vermiş olduğu 08.11.2012 tarihli ara kararından alıntıdır.

Davacı vekili: HMK uyarınca belirlenen yemin ve hüküm dışında konuşma ve ara kararı oluşturmak için ayağa kalkmam konusunda mübaşir tarafından uyarılmak istemiyorum, mahkemece ayağa kalkmam isteniyor ise verilecek karara uyacağımı belirtmek istiyorum dedi.
GD
Her ne kadar HMK da yemin ve son hüküm dışında ayağa kalkılacağına ilişkin açık hüküm mevcut değil ise de, yargılamaya ilişkin tüm davranışların temel kanun niteliğindeki yasada belirtilmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi usul yasasının uygulandığı cumhuriyet tarihi boyunca yargılama sırasında yemin ve hüküm dışında taraflar söz aldığında ve ara kararı oluşturulan gereği düşünüldü bölümlerinde tarafların ayağa kalkması geleneksel hale gelmiş olup, HMK yürürlüğe girinceye kadar itirazsız uygulandığından HUMK da bu konuda hüküm bulunmamasına rağmen yargılama sırasında herhangi bir muhalefet ile karşılaşılmadığı halde yeni yasanın yürürlüğe girmesinden itibaren ihtilaf haline getirildiğinden mahkememizce eski usulün uygulanmasının devamına, taraf vekillerinin söz aldıklarında ve ara kararı için gereği düşünüldü dedikten sonra ayağa kalkmaları gerektiği bildirildi açık duruşmaya devam olundu.

Alıntı:
mahkemece ayağa kalkmam isteniyor ise verilecek karara uyacağımı belirtmek istiyorum

Ben bu beyana ve yaklaşıma katılmıyorum. "Yasa açıktır, ben yargılamanın bir süjesiyim, yasaya açıkça aykırı bir teamüle, örfe uymak zorunda değiliz." şeklinde beyanda bulunulması doğru olurdu.

Bu şekilde biraz da, o hakime, yasaya aykırı örfi uygulamayı destekler ara kararı almak konusunda cesaret verilmiş oluyor..

Ara kararının yasaya açık aykırılığına, jakoben yargı anlayışı ürünü olduğuna ise hiç şüphe bulunmuyor.

Saygılar.
Old 09-11-2012, 11:47   #58
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan subutayozgur

Her ne kadar HMK da yemin ve son hüküm dışında ayağa kalkılacağına ilişkin açık hüküm mevcut değil ise de, yargılamaya ilişkin tüm davranışların temel kanun niteliğindeki yasada belirtilmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi usul yasasının uygulandığı cumhuriyet tarihi boyunca yargılama sırasında yemin ve hüküm dışında taraflar söz aldığında ve ara kararı oluşturulan gereği düşünüldü bölümlerinde tarafların ayağa kalkması geleneksel hale gelmiş olup, HMK yürürlüğe girinceye kadar itirazsız uygulandığından HUMK da bu konuda hüküm bulunmamasına rağmen yargılama sırasında herhangi bir muhalefet ile karşılaşılmadığı halde yeni yasanın yürürlüğe girmesinden itibaren ihtilaf haline getirildiğinden mahkememizce eski usulün uygulanmasının devamına, taraf vekillerinin söz aldıklarında ve ara kararı için gereği düşünüldü dedikten sonra ayağa kalkmaları gerektiği bildirildi açık duruşmaya devam olundu.

Bir ödev gibi...

"Hayatın olağan akışı", "geleneksel", ve "usul" kelimelerini/kavramlarını kullanarak normlar hiyerarşisi hakkında bir kompozisyon yazınız...
Old 09-11-2012, 11:57   #59
subutayozgur

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
Ben bu beyana ve yaklaşıma katılmıyorum. "Yasa açıktır, ben yargılamanın bir süjesiyim, yasaya açıkça aykırı bir teamüle, örfe uymak zorunda değiliz." şeklinde beyanda bulunulması doğru olurdu.

Bu şekilde biraz da, o hakime, yasaya aykırı örfi uygulamayı destekler ara kararı almak konusunda cesaret verilmiş oluyor..

Ara kararının yasaya açık aykırılığına, jakoben yargı anlayışı ürünü olduğuna ise hiç şüphe bulunmuyor.

Saygılar.

Sayın Güntay!
Söylediklerinizin hepsi doğru. Yapılabilecek pekçok şey var ancak bu yapılacak şeyler sadece birkaç kişi tarafından yapılmasını ve bedelini onların ödemesini beklemek çok doğru değil. Örneğin yine Kadıköy 1.Asliye Hukuk davasında ayağa kalkmayı reddettiğim için hakim hakkımda tutanak tuttu ve müvekkilim beni o davadan azletti. Tutanağın bir örneği disiplin cezası verilmesi için temmuz ayında İstanbul barosuna gönderildi ben de gidip defalarca tutanakla ilgili karar verilmesini istedim ama adli tatil seçimler, cumhuriyet bayramı ve son olarak 10 kasım nedeniyle bir türlü karar verilemedi. Bu arakarar ve Kadıköy 1 Asliye Hukuk Mahkemesinin işlemi tarafımca yargıya taşınacak ve bu konudaki kararı yine yargı verecek ama öncelikle şunu netleştirmeliyim. Ben bu mücadeleyi tekbaşıma mı vereceğim yoksa meslek örgütümle birlikte mi vereceğim.Evet pekçok şey söylenebilir ve yapılabilirdi. Bizim gücümüz bu kadarına yetmiş oda bizim ayıbımız olsun.
Saygılarımla
Old 09-11-2012, 12:29   #60
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan subutayozgur
ayağa kalkmayı reddettiğim için hakim hakkımda tutanak tuttu ve müvekkilim beni o davadan azletti

Sayın meslektaşım,

İşte bu cümleniz, neden birçok avukatın konuya çekimser davrandığını açıklıyor. Ben, Sayın Kavili'ye "Bunu nasıl göze alıyorsun" diye sorduğumda, "Müvekkillerimle önceden konuşuyorum" demişti.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Avukat ayağa kalkmadı. duyurucu1 Konumuz : Hukukçular 20 14-01-2013 17:07
Her G.D Ayağa Kalkmayı Gerektirir Mi? Av.Fahri ALİMOĞLU Hukuk Sohbetleri 111 08-11-2012 16:55
..Ve savcı ayağa kalktı. duyurucu1 Konumuz : Hukukçular 9 17-01-2010 01:30


THS Sunucusu bu sayfayı 0,13227510 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.