Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Dava Kazanilsa Da, Kaybedİlse De MÜvekkİlİn Elİne HİÇ Bİr Şey GeÇmeycek MİŞ !

Yanıt
Old 09-03-2012, 00:00   #1
Ahmet Ömer KİBAR

 
Mesaj Dava Kazanilsa Da, Kaybedİlse De MÜvekkİlİn Elİne HİÇ Bİr Şey GeÇmeycek MİŞ !

Sayın Meslektaşlarım; Değerli görüşlerini sunacak arkadaşlara şimdiden teşekkür eder, iyi çalışmalar dilerim.
Çok Karmaşık olan konuyu kademeli şekilde Özetlemeye çalışacağım;

TUZAĞA DÜŞÜRÜLEN AV ; 9 yıllık yargı süreci sonunda kazanılan 4 adet mahkeme kararının varlığının dahi tapuya ŞERH EDİLMEDİĞİ ortaya çıktı ! (Hüküm Özetleri İİK 28 Md.Şerhi)

1) Müvekkil, 1995 yılında Belediyece yapılan imar uygulaması neticesinde arsalarında eksilme olduğu -DOP fazlası yerler alınıp - eksik tapu tescil edildiğinden bahisle söz konusu KAYIP ARSALAR’ ını geri alma amacıyla “ Tapu iptali ve Tescili Davası ve İdari Yargıda Davalar” açması için avukatlık sözleşmesi düzenliyor. Avukatlık sözleşmesinin özü: Masraf ve teminata mahsuben bir miktar alınmıştır. Harç ve teminatlardan sonra artan geriye iade edilecektir. İlk etapta … TL Vekalet Ücretinin …TL si alınmıştır. TL bakiye 20.03.1997 tarihinde tamamen ödenmiştir. Kayıp olan yerlerin, belediye tarafından el konulan yerlerin KAZANILMASI halinde, %15’ i Vekalet Ücreti olarak ödenecektir, dava kaybedilirse yalnız almış olduğu …TL ile yetinecektir.
Adli ve İdari yargıda 9 yıl süresince büyük masraflara sebep olan mahkemeler KAZANILMIŞTIR. Kayıp yerlerin mahkeme kararları doğrultusunda TAPUYA TESCİL ile avukatlık görevi sona erecektir.
İmar yasasına aykırı olarak sözde KAYIP YERLER (YÜRÜTÜLEN ARSALAR) icat eden belediyenin elinden ..m2 tapulu yerlerini kurtarmak için tuttuğu Avukat , 30 yıllık ortağının akrabasıdır. AKRABA olduklarına da güvenerek 9 yıl süresince okuyup anlayamasa da gösterdiği her yere imza atmıştır. Aynı şekilde mahkeme masrafları olarak ileri sürdüğü her meblağı tereddütsüz ödemiştir, hiçbir makbuz da vermediği gibi, bakiye harç ve masrafları da “dava sonunda hesaplaşırız ” diyerek inanca dayalı işlemlerle, olaylar bugüne kadar gelmiştir.
Müvekkilin hulus ve saffetinden faydalanarak sürekli oyalayarak hiçbir hesap vermediği gibi, hak etmediği halde toplamda yaklaşık …000TL avukatlık ücreti almıştır (2005 yılının meblağı büyük bir miktar).Ayrıca Ahzu kabza yetkisini müteaddit defalarca kötüye kullandığı da belgeleriyle sabittir.




2) Müvekkilin 80 yaşında ve okur yazar olmamasından dolayı bu özel durumundan yararlanarak sahteciliklerle ve irade fesadı halleriyle YOK HÜKMÜNDEKİ SÖZLEŞME VE FERAGAT İMZALATIP, 3 KURUŞ PARA ÖDENİYOR. (Müvekkil kayıp yerlerin parasını aldığını zannediyor.) Sonra da , Davalı Belediye ve diğer davalıların yararına,müvekkilin zararına olacak şekilde işlemler yapıyor. KAYIP YERİNİ GERİ ALMASI GEREKİRKEN DAVA KONUSU DAHİ OLMAYAN DİĞER ARSALARI DA ELİNDEN ÇIKMAK ÜZERE olduğunu, 2010 yılında tebligat ve akabinde belediye tarafından açılan tapu iptali ve tescili davasıyla DOLANDIRILDIĞINI anlıyor.

9 yıl süren yargılama sonunda ( Adli ve İdari ) tüm davalar kazanıldığı halde; yaşlı müvekkilini icbar ederek, dava konusu olmayan arsaların da Belediye ve diğer davalıların eline geçmesini sağlamak için özel kasıtla hareket ettiği kanısındayız. Davalı Belediye ile işbirliği neticesinde; dava konusu olmayan yerlerin de (tüm arsalarının) Belediye adına tapuya tescilini istiyor.



3) Geriye dönük araştırınca, planlı SENARYO ile karşılaştık. Kayden sabit olduğu üzere ;
Avukat, 30.01.2004 tarihli 4 adet hüküm özetini mahkemeye yazdırıyor. Tapu siciline işletmiyor; Aldığı davanın konusu olan kayıp arsaları müvekkilime değil, Belediye ve diğer davalılara kazandırmayı başından itibaren planladığı daha sonra ortaya çıkıyor.

28.10.2004 (3 adet) ve 30.12.2004 tarihlerinde; dosyalara ait Mahkeme masraflarını kararlarda yazdırmıyor; Mahkeme masraflarını geri ödetmemeyi de başından itibaren planladığı daha sonra ortaya çıkıyor.

DAVA KAZANILSA DA, KAYBEDİLSE DE MÜVEKKİLİN ELİNE HİÇ BİR ŞEY GEÇMEYECEĞİ KARARLILIĞI İLE SAHTECİLİĞE DAYALI SUÇLAR, ÖZEL VE YOĞUN KASITLA İŞLENDİĞİ kuvvetle muhtemeldir. Bu da yetmezmiş gibi Sayın Avukat, (Akrabası olan) müvekkilin ortağı ile de ; Görev ve yetkisi olmadığı halde karşılıklı İBRA etmiştir.İBRA neticesinde; ilgisi olmayan başka yerdeki arsaları da İBRA ederek akrabasının haksız olarak arsaların sahibi olmasını sağlamıştır.


4) Sözleşmenin Yok Hükmünde olduğuna karar verilmesi için dava açtık. Savcılığa suç duyurusunda bulunduk.
5 yıl sonra Belediye, diğer “ Tapuların İptali ” için müvekkile dava açınca duruşmaya giren Avukat SENARYO ’yu devam ettirmeye çalışıp “Belediye ile uzlaşırız, durumu düzeltiriz” diyor. SENARYO ortaya çıkınca da avukat , 21.03.2011 tarihli dilekçe ile, görülen davadan İSTİFA ettiğine dair mahkemesine bildirmiştir.
Müvekkil ancak o zaman TUZAĞA DÜŞÜRÜLEN AV olduğunu anladığından 22.06.2011 tarihinde “ Sözleşmenin İptali ve Yok Hükmünde olduğuna karar verilmesi ” için Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açtık.


5) Şüphelinin karşı tarafla işbirliği halinde işlemler tesis ettiğini araştırmak için Tapu Dairesine başvurunca; 26.09.2011 tarihindeki cevabi yazıda, 9 yıl sonunda kazandığı 4 adet mahkeme kararının varlığının dahi tapuya ŞERH EDİLMEDİĞİ ortaya çıktı ! (Hüküm Özetleri İİK 28 Md.Şerhi)
İlgili birimlere bildirip yasal işlemleri başlattıktan sonra da 29.12.2011 tarihinde avukatını AZLETMİŞTİR. Tapu Sicilinin aziller hanesine işletmiştir.



İBRETLİK durumu sabırla okuyan meslektaşlarıma sormak istediklerim ;

9 yıllık yargı sürecinde onlarca keşif, bilirkişi, gazete ilanı v.b masrafları yapan müvekkile hiçbir makbuz verilmiyor.(Belediye + 25 davalı var) Sadece, dava sonunda avukatlık sözleşmesi gereğinde ÖDEDİĞİ BÜYÜK MEBLAĞI için makbuz veriliyor.


1) Müvekkil inancını, güvenini tamamen yitirdiğinden 29.12.2011 tarihinde avukatını azledip tapu siciline işletti. Fakat, avukata resmi tebligat yapmadık. Haklı Azle dayalı noterden ihtarname çekmeli miyiz ? Yoksa doğrudan dava mı açmalıyız ?

2) Noterden ihtarname ile Müvekkil, tüm verdiklerini geri almak istiyor, zararları artarak devam ettiğinden , maddi ve manevi tazminat davası açmak istiyoruz. Ayrıca Mahkeme masraflarını kasten yazdırmıyor,sayın avukat da talep etmiyor, (zaten kendisi de hesap vermeyecekmiş ! ). Mahkeme masraflarını avukattan nasıl tahsil edebiliriz. Nasıl bir yol izlemeliyiz?

3) Hesap verilmediği gibi belgelerin aslı da avukatta olup isteyince “Gidin mahkemeden dosyasından alın” diyor. Araştırınca, profesyonelce davranan avukatın, “küçük bir miktar alacağını” kasten almadığını anladık. Hapis hakkını kullanmak istediği kanısındayız.Ne yapmalıyız acaba ?


Olay çok daha detaylı olduğundan İfade edebildim mi bilmiyorum, yol gösterecek arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim.


Saygılarımla…
Old 09-03-2012, 19:02   #3
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Ahmet Ömer KİBAR
Çok karmaşık yazdım galiba ..?

Misal, ben anlamadım.
Old 09-03-2012, 19:20   #4
Ahmet Ömer KİBAR

 
Varsayılan

Sayın Ergin ilginize teşekkür ederek açıklamaya çalışacağım.(Öncelikle, ifade yeteneğim çok kötü olduğundan herkesten şimdiden özür dilerim.)

Müvekkil KAYIP YERLERİ için anlaşıyor, kayıp yerlerin kazanılması karşılığında, bu yerlerin tutarının %15 ini Avukata nakit olarak ödüyor.(Yaklaşık 47.000 TL,2005 yılının meblağı)
Avukat, 9 yıllık yargı sürecinde elden aldığı masraflar için hiçbir belge vermiyor.(İnanıp güvendiği için )

Avukat,müvekkili kazandığı tüm davalardan FERAĞ ettirip, belediye kendisine ödeme yapıyor.
Ferağ yaparken dava konusu olmayan,dava ile ilgisi olmayan diğer arsalarını da feragata dahil etmiş.Müvekkil, 5 sene sonra (özellikle zamanaşımı oyunuyla) diğer tapular için dava açılınca DOLANDIRILDIĞINI anlıyor.

Ve araştırınca (Adliye-Belediye-Tapu üçgeninde) avukat odaklı MÜTHİŞ BİR SENARYO ile dolandırıldığını anlıyor.

Şöyle ki ;
2010 yılında ortaya çıkıp; dava konusu olmayan yerlerin de (tüm arsalarının) Belediye adına tapuya tescilini istiyor.
9 yıl süren yargılama sonunda ( Adli ve İdari ) tüm davalar kazanıldığı halde; yaşlı müvekkilini icbar ederek, dava konusu olmayan arsaların da Belediye ve diğer davalıların eline geçmesini sağlamak için özel kasıtla hareket ettiği kanısındayız. Davalı Belediye ile işbirliği neticesinde; dava konusu olmayan yerlerin de (tüm arsalarının) Belediye adına tapuya tescilini istiyor.
Avukat İrade Fesadı halleriyle hareket etmiştir.Müvekkilin İnancnı Kötüye kullanıp, tapuların eski hale iadesini sağlayacak emredici hükümleri yerine getirmiyor.Çünkü davadan ferağ ettirecek,mahkeme masraflarını talep ettirmiyor çünkü hesap vermeyecek…Hepsi belgelidir.

Müvekkil büyük ZARARA girmiştir.Avukat 17 senedir mahkelerde ömür törpülemesine sebebiyet verdiğinden avukata tüm verdiklerini geri almak istiyor.
Müvekkil KAYIP YERLERİ için anlaşıyor, kayıp yerlerin kazanılması karşılığında, bu yerlerin tutarının %15 ini Avukata nakit olarak ödüyor.(Yaklaşık 47.000 TL,2005 yılının meblağı)
Avukat, 9 yıllık yargı sürecinde elden aldığı masraflar için hiçbir belge vermiyor.(İnanıp güvendiği için )Avukat,müvekkili kazandığı tüm davalardan FERAĞ ettirip, belediye kendisine ödemeyapıyor.
Ferağ yaparken dava konusu olmayan,dava ile ilgisi olmayandiğer arsalarını da feragata dahil etmiş.Müvekkil, 5 sene sonra (özelliklezamanaşımı oyunuyla) diğer tapular için dava açılınca DOLANDIRILDIĞINI anlıyor.
Old 10-03-2012, 13:33   #5
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Sn. Kibar,
Öncelikle hukuk terimleri kullanırsanız daha kolay anlaşılabilir.
Örneğin "kayıp yer" kavramı bana hukuki manada hiçbir şey ifade etmiyor. Yer=gayrimenkul ise kayıp olması söz konusu olmaz. Yolsuz tescil ile veya kadastro tespiti sırasında başkası adına yazılması gibi durumlar söz konusu olabilir. İşin içinde idare varsa kamulaştırma vb. işlemler olmalı ama bu kelimeyi de hiç kullanmamışsınız.
Old 10-03-2012, 13:47   #6
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Ahmet Ömer KİBAR
Çok karmaşık yazdım galiba ..?

Hakkı teslim etmeniz güzel.

Öncelikle konuyu iyice araştırmanız, müvekkilinizin size anlattığı her şeyi peşinen doğru kabul etmemeniz gerekir. Tarafsız gözle tüm dosyaları inceledikten sonra, müvekkilinizin iddialarının doğruluğunu tespit etmeniz ve sonucuna göre gerekiyorsa (iyice kanaat getirmeniz kaydı ile)

1) BUrada yazdığınız gibi değil, daha anlaşılır bir dil ile dilekçe yezıp, Baro'ya şikayet edebilir, suç duyurusunda bulunabilirsiniz.

2) Zarar varsa tazminat davası da açabilirsiniz.


Not: Bu tür davalar için kadastrodan, belediyeden yerleri belirleyip, mirasçıları bulup vekalet alan ve dava sonucunda elde edilen bedeller bakımından %50 pay isteyen kişiler olduğunu, bu kişilerin avukat dahi olmadığını ve kendilerine bağlı çalışan bir avukata büro açtırıp, çok sayıda avukat istihdam ettirdiğini duyduğumda inanamamıştım. Ama maalesef varmış. Resmi olarak hiçbir şey ispatyamıyorsunuz, görünürde herşey resmi yürüyor... Bu olayı okuyunca aklıma geldi...
Old 10-03-2012, 15:48   #7
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın Ahmet Ömer Kibar,

Anladığım kadarıyla:

Belediye, 3194 sayılı İmar Kanunu m.18 muvacehesinde "arazi ve arsa düzenlemesi"ne gidiyor. Belediyenin, işbu arazi ve arsa düzenlemesinde "DOP, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların, düzenlenmeden önceki yüzölçümlerinin (2003 düzenlemesi öncesi işlem yapılmakla) %35'ini geçmemesi" gerekirken; bu kurala uymamıştır. Müvekkil de bundan dolayı muhtelif arazileri/arsaları konusunda %35'i aşan DOP ayırımı için gerekli idari yargı ve/veya adli yargı davalarının ikamesi için "avukat A" ya vekaletname vermiş ve vekalet ücret sözleşmesi akdetmiştir.

Avukat A tarafından ikame edilen davalar müvekkil lehine neticelenmesi ile mahkeme kararının İİK m.28 muvacehesinde tapu kütüğüne şerh verilmesi gerekirken işbu şerhler, tapu kütüğüne işlenmiyor. Çünkü bu aşamada avukat A, imzalattığı belgelerle müvekkili davalardan feragat ettiriyor. Anladığım kadarıyla feragat nedeniyle "gerekçeli karar" açısından yargılama harç ve giderleri ile ilgili de kısa karar/gerekçeli karar uyumsuzluğu var? Veya?

Bir parantez açmak gerekirse: bu aşamada
Alıntı:
Yazan Ahmet Ömer Kibar
...(Müvekkil kayıp yerlerin parasını aldığını zannediyor.)...
demişsiniz. Müvekkilin, kimseye satmadığı/devretmediği v.b. işlem yapılmayan ve tapusunu beklediği yere karşılık para aldığını sanması enteresan... Akla müvekkilin işlemlere rıza göstermiş olabileceği ihtimali geliyor

Ayrıca avukat A, belediye ile anlaşıp müvekkilin dava konusu olan ve olmayan taşınmazların tamamı için belediye lehine... satış vaadi sözleşmesi de imzalattırıyor; 2942 S.K. muvacehesinde işlem var? Veya?... Anladığım kadarıyla bu yapılan işlem ne ise avukat A, müvekkile işbu işlemin parasını da veriyor? Lakin ödenen para, (müvekkilinize göre) yapılan işlemin rayiç bedeli olmayacak derecede düşük?

Halen devam etmekte olan sizin ikame ettiğiniz belediye ile müvekkiliniz arasındaki sözleşmenin geçersizliğinin tespiti davası ve belediyenin ikame ettiği tapu iptal/tescil davaları var? Bu iki dava da birleştirilmiştir sanırım? Bir de savcılık soruşturması devam ediyor (avukat A'yı ı mı şikayet ettiniz)?

P.S: Avukata ödenen ücrete/olayın gelişim süresine/avukatın hangi saikle hareket etmiş olabileceğine v.b. değil de olaya odaklanırsanız konuyu çok daha net anlatabileceğiniz ve konunuz hakkında yardım alabileceğiniz kanaatindeyim...

Saygılar...
Old 12-03-2013, 21:43   #8
Ahmet Ömer KİBAR

 
Varsayılan

Gelişen son durum itibariyle; şikayetimiz üzerine Adalet Bakanlığınca Soruşturma izni verildikten sonra Avukat hakkında GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMAK (TCK 155/2 ) suçundan Ağır Ceza Mahkemesinde yargılama başlatılmıştır.
Old 13-03-2013, 21:04   #9
gamze tuna

 
Varsayılan

adalet bakanlığının soruşturma izni vermiş olması hatta yargılanmaya başlanmış olması meslektaşımızın suç işlediğinin sabit olduğu anlamına gelmez.sonuçta bakanlık her şeye izin veriyor ve çoğu kararlar beraatle sonuçlanıyor. ben de anlatılandan hiç bir şey anlamadım ama büyük bir avukat öfkesi gördüm anlatılış şeklinden.müvekkilin beyanlarına körü körüne bağlanmamak itimat etmemek ve olayı kişiselleştirmemek lazım.neticede karşı tarafımızda kim olursa olsun bir avukat işin hukuki boyutuyla ilgilidir ve yasa çerçevesinde deliller yol gösterdiği sürece yasal hakkın savunucusudur.avukatın hukuki anlamda bir yanlışı varsa zaten bunun cezai ve hukuki boyutuna katlanmak zorundadır.ancak bir meslektaşı sahtecilik,dolandırıcılık,tuzağa düşürülen av,senaryocu vs dair sıfatlarla itham etmeye oldum olası karşıyım.zaten bir çoğumuz haksız yere toplumda bu sıfatlarla anılmaktayız.bunu bir avukat diğer avukata derse toplum herşeyi der.kaldı ki sizin bir meslektaşınız hakkında ağır cezada mahkum bile olsa bu sıfatları kullanma hakkınız yok. kusura bakmayın.dilerim müvekkiliniz varsa yasal haklarını alır dilerim avukat da iddia ettiğiniz gibi davrandı ise hak ettiği cezayı alır.kolay gelsin...
Old 15-03-2013, 23:01   #10
Ahmet Ömer KİBAR

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan gamze tuna
adalet bakanlığının soruşturma izni vermiş olması hatta yargılanmaya başlanmış olması meslektaşımızın suç işlediğinin sabit olduğu anlamına gelmez.sonuçta bakanlık her şeye izin veriyor ve çoğu kararlar beraatle sonuçlanıyor. ben de anlatılandan hiç bir şey anlamadım ama büyük bir avukat öfkesi gördüm anlatılış şeklinden.müvekkilin beyanlarına körü körüne bağlanmamak itimat etmemek ve olayı kişiselleştirmemek lazım.neticede karşı tarafımızda kim olursa olsun bir avukat işin hukuki boyutuyla ilgilidir ve yasa çerçevesinde deliller yol gösterdiği sürece yasal hakkın savunucusudur.avukatın hukuki anlamda bir yanlışı varsa zaten bunun cezai ve hukuki boyutuna katlanmak zorundadır.ancak bir meslektaşı sahtecilik,dolandırıcılık,tuzağa düşürülen av,senaryocu vs dair sıfatlarla itham etmeye oldum olası karşıyım.zaten bir çoğumuz haksız yere toplumda bu sıfatlarla anılmaktayız.bunu bir avukat diğer avukata derse toplum herşeyi der.kaldı ki sizin bir meslektaşınız hakkında ağır cezada mahkum bile olsa bu sıfatları kullanma hakkınız yok. kusura bakmayın.dilerim müvekkiliniz varsa yasal haklarını alır dilerim avukat da iddia ettiğiniz gibi davrandı ise hak ettiği cezayı alır.kolay gelsin...





Sayın gamze tuna;
Olay medyaya dahi yansımış olup, burada yazdıklarım iddialarımın ancak 1/10 dur, diye düşünüyorum.Lütfen e posta adresi verirseniz çok daha vahim nitelik arz eden belge,bilgi vesair delil gönderebilirim.(Bu arada varsa -her meslekten olabilir-çürük elmaları ayıklamak herkesin toplumsal vicdani bir sorumluluğudur...Değil mi? ) Saygılarımla..
Old 15-03-2013, 23:09   #11
Ahmet Ömer KİBAR

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan gamze tuna
adalet bakanlığının soruşturma izni vermiş olması hatta yargılanmaya başlanmış olması meslektaşımızın suç işlediğinin sabit olduğu anlamına gelmez.sonuçta bakanlık her şeye izin veriyor ve çoğu kararlar beraatle sonuçlanıyor. ben de anlatılandan hiç bir şey anlamadım ama büyük bir avukat öfkesi gördüm anlatılış şeklinden.müvekkilin beyanlarına körü körüne bağlanmamak itimat etmemek ve olayı kişiselleştirmemek lazım.neticede karşı tarafımızda kim olursa olsun bir avukat işin hukuki boyutuyla ilgilidir ve yasa çerçevesinde deliller yol gösterdiği sürece yasal hakkın savunucusudur.avukatın hukuki anlamda bir yanlışı varsa zaten bunun cezai ve hukuki boyutuna katlanmak zorundadır.ancak bir meslektaşı sahtecilik,dolandırıcılık,tuzağa düşürülen av,senaryocu vs dair sıfatlarla itham etmeye oldum olası karşıyım.zaten bir çoğumuz haksız yere toplumda bu sıfatlarla anılmaktayız.bunu bir avukat diğer avukata derse toplum herşeyi der.kaldı ki sizin bir meslektaşınız hakkında ağır cezada mahkum bile olsa bu sıfatları kullanma hakkınız yok. kusura bakmayın.dilerim müvekkiliniz varsa yasal haklarını alır dilerim avukat da iddia ettiğiniz gibi davrandı ise hak ettiği cezayı alır.kolay gelsin...




Bu arada eklemek istiyorum ; 8 AYRI KEŞIFTE , BILIRKIŞILERIN IMZALARI dahi YOK !

Hükme esas alınan bu bilirkişi raporlarıyla sebep olunan zararın miktarı büyük bir SERVET'tir.
Hemen MALİYE HAZİNESİ 'NE DAVAYI İHBAR ETTİK.
Old 15-03-2013, 23:13   #12
Ahmet Ömer KİBAR

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan gamze tuna
adalet bakanlığının soruşturma izni vermiş olması hatta yargılanmaya başlanmış olması meslektaşımızın suç işlediğinin sabit olduğu anlamına gelmez.sonuçta bakanlık her şeye izin veriyor ve çoğu kararlar beraatle sonuçlanıyor. ben de anlatılandan hiç bir şey anlamadım ama büyük bir avukat öfkesi gördüm anlatılış şeklinden.müvekkilin beyanlarına körü körüne bağlanmamak itimat etmemek ve olayı kişiselleştirmemek lazım.neticede karşı tarafımızda kim olursa olsun bir avukat işin hukuki boyutuyla ilgilidir ve yasa çerçevesinde deliller yol gösterdiği sürece yasal hakkın savunucusudur.avukatın hukuki anlamda bir yanlışı varsa zaten bunun cezai ve hukuki boyutuna katlanmak zorundadır.ancak bir meslektaşı sahtecilik,dolandırıcılık,tuzağa düşürülen av,senaryocu vs dair sıfatlarla itham etmeye oldum olası karşıyım.zaten bir çoğumuz haksız yere toplumda bu sıfatlarla anılmaktayız.bunu bir avukat diğer avukata derse toplum herşeyi der.kaldı ki sizin bir meslektaşınız hakkında ağır cezada mahkum bile olsa bu sıfatları kullanma hakkınız yok. kusura bakmayın.dilerim müvekkiliniz varsa yasal haklarını alır dilerim avukat da iddia ettiğiniz gibi davrandı ise hak ettiği cezayı alır.kolay gelsin...



"....müvekkilin beyanlarına körü körüne bağlanmamak itimat etmemek ve olayı kişiselleştirmemek lazım...." şeklinde beyan etmişsiniz!

Binlerce sayfa bilgi belge ve yaklaşık 50-60 davalı var.Müvekkilim sadece avukatına inanıp güvenmiştir...Saygılarımla.
Old 16-03-2013, 01:11   #13
Hak Hukuk

 
Varsayılan Avukatlar

“9 yıl süren yargılama sonunda (Adli ve İdari ) tüm davalar kazanıldığı halde…”

Tüm davaları kazanmışsa bir avukat nasıl dolandırmış oluyor.., bir avukat müvekkilini dolandırarak tüm davaları nasıl kazanır? Hele karşı taraf daha çok bir Belediye ise kiminle nasıl işbirliğine girecek bir avukat!

Bir avukatın müvekkiline karşı bağımsızlığını koruması çok önemlidir. Bunun gözden kaçırıldığı hallerde çarpıcı konulardaki haklılık daha ilk başta muhataplarının (Hakim, Bilirkişi, Yargıtay vb) gözünde kaybolmaya, geri plana düşmeye ve dolayısıyla haklı tarafta olanlar “nasıl olur haklılığım teslim edilmez” diye isyana başlar. Yukarıda da ifade edildiği üzere, forum konusu “bir müvekkil öfkesi “yle ve fakat bir avukat tarafından – samimiyet içerisinde de olsa –anlatılınca, olayın haklı tarafları ister istemez çok gerilere düşebiliyor.

Sayın Kibar’ın samimiyet içerisindeki anlatımından cesaret alarak, avukatlıkta müvekkiline karşı bağımsız yani onunla özdeşleşmeden anlatımlarda bulunmanın ne kadar önemli olduğunu –fırsatımız düşmüşken- aşağıdakileri ekleyerek belirtebilirim :

“Görevimizi yaparken “kimseye, ne müvekkile, ne hakimehele ne iktidara tabiiz. Bizim aşağımızda kişilerin varlığı iddiasında değiliz.Fakat hiç bir hiyerarşik üst de tanımıyoruz. En kıdemsizin, en kıdemliden veya isim yapmış olandan farkı yoktur. Avukatlar esir kullanmadılar, fakat efendileri de olmadı”

Avukatlık Meslek Kuralları’ndan:

Madde:5-Avukat, yazarken de,konusurken de düşüncelerini olgun ve objektif bir biçimde açıklamalıdır.Mesleki çalışmasında avukat, hukukla ve yasalarla ilgisiz açıklamalardan kaçınmalıdır.

Madde:6-Avukat, iddia ve savunmanın hukuki yönü ile ilgilidir. Taraflar arasında anlaşmazlığın doğurduğu husumetin dışında kalmalıdır.

Madde:26-Hiçbir avukat, bir meslektaşının mesleki tutum ve davranışları hakkındaki düşüncelerini kamuoyuna açıklayamaz. Bu yoldaki şikayetlerin mercii yalnız barolardır.

Madde:27-Hiçbir avukat, herhangi bir meslektaşı özellikle hasım vekili meslektaşı hakkında küçük düşürücü nitelikteki kişisel görüşlerini ve düşüncelerini açıkça belirtemez

Madde:44-Avukat müvekkilinden meslektaşlarına yönelecek sataşmaları önlemeye çalışır; gerekirse vekillikten çekilebilir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Ödeme TaahhÜdÜnÜ İhlal SuÇunda MÜvekkİlİn Şİkayetten VazgeÇmesİ Vekalet Ücretİ Sorunu edencity Meslektaşların Soruları 4 19-12-2012 09:10
MÜvekkİlİn KeŞİf Ücretİnİ Yatirmamasi furugferruhzad Meslektaşların Soruları 2 28-04-2010 10:31
Tutuklu MÜvekkİlİn Kendİ Avukatini Şİkayetİ ezgi48 Meslektaşların Soruları 8 21-04-2008 17:05
Mahkemenin Hükmettiği Vekalet Ücreti MÜVEKKİLİN midir ? Sedat KAÇMAZ Meslektaşların Soruları 21 03-12-2007 15:25


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07231307 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.