avukat mı yetiştiriyorlar yoksa hukukçu mu?

Bence kişi boş olarak mezun oluyorsa bu sorunu kendisinde aramalıdır.Eğer isteyerek bu fakülteye başladıysa inanın boş değildir hem dikkat ederseniz son günlerde hukukçuların yetersiz donanımlarından bahjsediliyor neden çünkü tarafsız olmayan hukukçular ülkemize zarar vermeye başladı neden bir doktorların yeteliliği tartışılmıyor bence sorun siyasi bi nitelik taşıyor...

hukuk fakültelerinin 5 yıla çıkartılmasından yana olanlardanım ancak bu döneme staj eklenmemeli staj olsa dahi bu yaz tatillerinde olabilir.5 yıla çıkaltılan hukuk fakültelerinde 1.sınıf sadece hazırlık değil az da olsa 4 yıllık hukuk derslerinin hukuk için başlangıç olnlarının verilmesi gerekir.mesela 1 sınıfta verilen hukuk başlangıcı 3 sınıfta verilen hukuk felsefesi ve sosoyolojisi öğrenciye hukuk kavramını tanıtmaktadır.

Konu gereksiz yere dallanıp budaklanmıs gördüğüm kadarıyla..Yine de her iki konuda aşağıdaki görüşlerimi eklemek isterim.

Özel Üniversite - Devlet Üniversitesi ayrımında, ( benimle birlikte sınava giren ve Özel Üniversitelerde Hukuk Fakültesini kazanan arkadaşlarım nedeni ile ) sahip olduğum önyargıdan, bir süredir işin pratiğini öğrenmek adına ofisimize gelen Özel Üniversite öğrencisi arkadaşımız sayesinde kurtuldum. Gördüğüm kadarıyla Özel Üniversiteler Devlet Üniversitesi mezunu arkadaşlarımın düşündüğünün aksine son derece iyi bir eğitim veriyorlar. Her ne kadar arkadaşım burslu ise de, sohbetlerimizden edindiğim izlenim, burslu olmayan öğrenciler arasından da bu işe emek ve gönül verenlerin olduğu. Dolayısıyla önemli olan Üniversitenin iyi eğitim verip vermediğidir, verileni almaksa, Devlet Üniversitesinde de Özel Üniversitede de öğrenciye kalmıştır. Günümüzde, bir ikisi hariç, Devlet Üniveristelerinin kadroları son derece yetersiz kaldığından Özel Üniversiteler tercih edilmelidir. Ve elbette bu durum Eğitim adına büyük bir sorun olup, ayrı bir tartışma konusudur.

Avukat - Hukukçu ayrımına gelince; kendi adıma Avukattan önce Hukukçu olarak anılmayı yeğlerim ve bunun için çaba harcıyorum.

Av. Yıldıray'ın da belirttiği gibi "her hukukçu avukat olamaz" Avukatlık ayrı bir yetenektir. İdeal olan Hukuk Fakültesi mezunlarının herşeyden önce iyi birer hukukçu olması, daha sonra Avukatlık mesleğininin inceliklerini öğrenerek, yetenekleri doğrultusunda yapmalarıdır. Ancak bugün en önemli sorunumuzun Barolarda Hukukçu olmayan, bunun için çaba harcamayan hatta Hukukçuluğu gereksiz gören binlerce Avukatın kayıtlı olmasıdır diye düşünüyorum.

Sonuç: Önce Hukukçu olmak adına emek harcayalım, bir Hukukçunun Avukatlık yeteneğine sahip olmaması neyse de, bir Avukatın Hukukçu kimliğine sahip olmaması komik durumlara düşmemize neden oluyor.

NOKTA

Zeynep Hanım gerçekten çok iyi bir analiz yaptığınızı vurgulamak benim için onur verici gönül isterki tüm meslektaşlarınız sizin gibi düşünebilse ne yazıkki o zaman da siz doğru düşündüğünüzden emin olamazdınız...

Özel üniversite ve devlet üniversitesi ayrımına neden bu kadar kafa yoruluyor vee ardı arkası kesilmeyen yorumlar yapılıyor anlayabilmiş değilim, bu yorumları yapan arkadaşlar da hukukçu sıfatının zedelenmesinden korkuyorlar.Kendilerini idealist birer hukuçu olarak nitelendirenlere soruyorum mazur görün: Hukukçu önyargılı olur mu vakıf üniversitesi öğrencilerinin hukuk formasyonlarını tartmadan önyargılı davranmak hukukçunun sıfatı mıdır?nedense bu tartışmayı meslek içinde olmayan öğrenci arkadaşlarımızın ayptığını görüyorum.onlar bence hukukçuluğun derdinde değil zira kazanacakları paranın derdindeler ve bunun derdine düşerek boş konuşmaktalar.KINIYORUM

bende hukuk fakültelerinin 5 yıla çıkarılmasını tasvip eden arkadaşa katılıyorum.ben bu sene 2. sınıfa geçtim birinci sınıf konuları gerçekten kolay ama bunu ikinci sınıfa geçince söyleyebiliyor insan.açıkcası fakülteye hiçbir temelimiz olmadan başlıyoruz. bu sorunu yenmek için hazırlık gerçek manada hazırlık olmalı ve öğrencide hukuki bilgiler temeli oturtulmalı

Devlet üniversitesinde okumakta olan bir hukuk fakültesi öğrencisi olarak yukarıda bahsi geçen ''Vakıf mı yoksa Devlet Üniversitesi mi?'' tartışmasına katılmakta kendimi haklı görüyor ve vakıflı arkadaşlarımızın iddaları karşısında söz hakkımı kullanıyorum..

Vakıf üniversitelerinin vermiş oldukları dolgun ücretler karşısında seçkin prof'ların kendilerini tercih ettikleri,bu yüzden devlet üniversitelerinin kaliteli eğitim kadrolarının boşaldığı iddasında bulunulmuş.Evet dogrudur.Boylece arkadaşlarımız ''kendilerinin daha iyi eğitim aldıkları'' düşüncesini temellendirmek istemişler..OSS'de kimin daha iyi olduğu konusunda kendisini kanıtlamış,okuma hakkını parayla değil sahip olduğu bilgi birikimi ile söke söke alan gençlerimizin hakkı bu olmamalı,dolgun ücret faktörünün yokluğunda bu prof'ların kime eğitim vermek isteyecekleri de gayet açıktır..''Kaliteli eğitim'' kaygısını devlet üniversiteleri bugüne kadar taşımış,''hastane özel olunca iyi bakıyorlar da okul özel olunca kötü mü oluyor.'' diyen zihniyete kaliteli sağlık görevlilerini,devletin 3 fonksiyonundan biri olan yargının gereği olan adli teşkilatı içinde nice hakimler nice savcılar yetiştirmiştir,yetiştirmeye de devam edecektir.Nitekim vakıf üniversitelerinin kaliteli eğitim kaygısı,bünyesinde barındırdıkları öğrencilerin vermiş oldukları eğitim ücretletlerini kaybetmeme korkusundan ileri geldiği kaçınılmaz bir gerçektir ve bu korkuyu taşıyan vakıf üniversitesi eğitim kadrolarının ''bu öğrenciler ki burada ücret karşılığında okuyolar,kaldı ki bunların ailelerin çoğu o kadar da zengin değil,bu çocukları bişeyler yapıp bi'şekilde geçirmeli'' düşüncesiyle hareket ettikleri de unutulmamalı.Seçkin kadrolarına güvenipte aldığı eğitim kalitesinin daha iyi olduğunu idda eden sözüm ona arkadaşlar Anayasa,Ceza,Idare gibi kamu hukuku dallarında(özel hukukta da durum aynı) vize ve final sınavlarını elini kolunu sallayarak geçerken,bu sınavların devlet üniversitelerinde ne derece zor olduğunu öyle el kol sallamakla geçilmeyeceğinden de bi'haberdar durumdalar.Kanatimce iddalar soyut değil somut verilere dayanmalı.Her iki üniversite tipinin hukuk fakültesini 4 senede bitirme ve hakim/savcılık sınavlarında başarı oranları karşılaştırıldığında gerçek 'soğuk duş' etkisi yapacaktır.
Bir başka konuya gelince hepimimiz biliyoruz ki artık avukat olabilmek için de sınava gireceğiz,hukuk fakültesini bitirmek sadece avukat olabilme yolunda bir ön şart.Peki şimdiye kadar avukatlık sınavına gereksinim duyulmadı da şimdi neden var?
Devlet üniversitelerinde okuyan arkadaşlarımızın bu soruya vereceği cevap hep aynı olacaktır,kendimden ve yakın çevremden biliyorum..Vakıf üniversitelerinin hukuk fakülteleri kurmasına izin verildi.Ekonomik olarak düşünüldüğünde hukuk fakültesi açmak,tıp fakültesi açmaya göre daha az finansman gerektirir kaldı ki sosyal hayatta hukukçunun saygınlığı da öğrenciyi bu fakülteye girmek konusunda tetikler.Amacı daha fazla para olanlar bu gerçeği anlamakta gecikmediler,vakıf üniversitelerinin üst üste açtıkları hukuk fakülteleri ihtiyaç fazlası hukukcuya neden oldu ve Avukatlık Sınavı doğdu.

Vakıf üniversitelerine hukuk fakültesi açma hakkını veren devletimiz amacı hazineye gelir sağlamaktı,vergi.''Ihtiyac fazlası hukukcu gerçeğini'' bu kararın altına imza düşenlerde biliyordu.Devlet üniversitelerinde okuyan arkadaşlarımızın ailelerin maddi imkanları çoğunlukla kısıtlıdır,başarılı çocukları mezun olduklarında bunların başına geçirebilecekleri hukuk depertmanları olan şirketleri de,onların mesleğini icra edebilmesi için açacakları büro için katkıda bulunacakları paraları da yoktur.Oysa vakıflıların durumu farklıdır.Avukatlık sınavı ile ''elini kolunu sallıyarak mezun olduklarında adli sistemin içine kolaylıkla girebilecek,ihtiyac fazlası hukukçunun içinde büyük bir paya sahip olan'' bu zihniyetin önüne geçmek istendi.''Bakın size böyle seçkin bir fakülteye neredeyse sınavsız geçme hakkını verdik ama unutmayın ki bu iş sizin için o kadar da kolay olmayacak'' denildi tabiri caizse.Çok kaliteli eğitim alacaklarını idda eden bu gençlik artık vakıf üniversitelerinin hukuk fakültelerine kayıt olurken avukatlık sınavı korkusundan geri adım atar oldular ne de olsa bunların neleri başarabileceği oss sınavında da görülmüştü.

Son olarak

Unutulmasın ki OSS sınavını kazanabilmek küçümsenemeyecek bir azim ve bizim için başlı başına bir DAVA'ydı.Biz bu DAVA'yı kazandık!!! Eğitim kadrolarımız kaliteli olsun ya da olmasın,iyi hukukcu olabilmeyi kendini yetiştirmeye bağlı tutanlar,bizim kendimizi yetiştirmek konusunda da azmimiz var !!! Bir gün avukat olursak hak peşinde koştuğumuz kazanacağımız nice DAVA'larımız da olucak !!!
Ayrıca Bakınız:

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=2754

Devlet üniversitesi-vakıf üniversitesi ayrımında sanırım buradaki hiç kimse vakıf üniversitesi öğrencilerinin iyi bir eğitim aldığını inkar etmiyor. Evet, hepimiz neredeyse aynı öğretim üyelerinden ders alıyoruz, hatta vakıf üniversitelerindeki maddi imkanlar nedeniyle bu öğrenciler daha iyi eğitim alıyor olabilir. Ancak benim karşı olduğum nokta, bu öğrencilerin yerleştirilmesi noktasında. Mezun olduğumuzda hepimizin ünvanı aynı olacak, hadi diyelim bilgi düzeyimiz de aynı olacak ama yine de bir çok öğrencinin deli gibi çalışarak belli bir puan alıp yerleştirildiği hukuk fakültelerine, bazı öğrencilerin sadece para ödediği için yerleştirilmesi bence hiç adil değil.

Üniversiteler avukat mı yetiştiriyor, hukukçu mu? Olması gereken nedir emin değilim, ama olan şu: Avukat yetiştiriyorlar. Keşke öyle bir ülkede yaşasak ki, insanlar maddiyat için mesleğini ifa etmese, eğitim-sağlık-yargı her alanda çok iyi işleyen bir sistemimiz olsa,işte o zaman üniversitelerin hukukçu yetiştirmesini tereddütsüz desteklerdim. Ama iki yüzlülük yapamayacağım, 1.sınıfta aldığımız Roma Hukuku derslerini bile "Ne işime yarayacak ki?" diye söylene söylene okuduğumdan, günümüz şartlarında üniversitelerin avukat yetiştirmesi bana gayet mantıklı geliyor.

IYI BIR AVUKAT,IYI BIR HUKUKCUDUR ZATEN !!

Sayın Hatice Selci'ni bu sorusunun bu kadar ilgi göreceğini tahmin etmezdim.Soru: "Hukuçu mu avukat mı?" olunca herkes;özellikle genç meslektaşlarım konuyu farklı mecralara çekerek kendi anladıkları şekliyle tartışmaya katıldılar.Aslında soru bu şekilde oluşturulunca konunun farklı yönlere kayması kaçınılmazdı.Çünkü amiyane tabirle avukat hukuçudan mı çıkar;yoksa hukukçu avukattan mı çıkar gibi bir paradoksa sürüklenme tehlikesi belirdi.
Farklı hukuk sitelerinde de gözlemlediğim gibi kaşınmaya elverişli ikilemler var:Örneğin,Hakim ve savcılar ile avukatlar,yine genç meslektaşlarım arasında da özel okul-devlet okulu mezunları arasında.Soru ve konu ne olursa olsun.Hukukçu mesleği ile bir konu göndeme geldiğinde eninde sonunda konu bu ikilemlerden birine taşınmaktadır.Bunun nedeni sanırım mesleğin özünün rekabete dayanması olsa gerek.Özellikle serbest mesleklerde temel kural ayakta durmak ve tutunabilmek olunca ve işin kolayı da üstlenilen rol gereği kendimizi diğerine kabul ettirmenin diğerinin zayıf yönlerini ortaya koymaktan geçtiği düşünülünce bu tartışm/didişme hiç bitmeyecek görünüyor.
Soruya ya da soruna farklı bir pencereden bakmak gerekirse önce ister hakim-savcı ister avukat olsun bunlar ister özel isterse devlet üniversitelerinedn mezun olmuş olsun, öncelikle aynı sorunun ya da aynı bütünün bir parçası olduğumuzun untulmamsı gerektiğidir.
Bu nedenle konuyu bu yönüyle tartışmak yerine gerek mevzuatta gerekse uygulamada aksamalara yol açan sorunları tartışsak ve bibirimizin bilgi ve deneyimlerinde yararlansak daha iyi olur diye düşünüyorum.Saygılarımla

özel de devlet üniversitesi ayrımına karşı benim de bikaç sözüm olacak.ben bir vakıf ünivresitesinde okuyorum.artık 3.sınıf öğrencisi oldum.vakıf üniversitelerinin artmasıyla gelecekte var olacak hukuçuların sayısının artması üzerine gerçekleştirilen avukatlık sınavına ben de karşıydım ancak arkadaşların da dediği gibi öss sınavında aldıkları düşük puanlarla bu fakülteye giren öğrencilerin hepsinin mezun olabildiğini düşünmek de çok yanlış.benim gibi burslu olan arkadaşların bu durumu değiştirdiğini düşünmek de çok yanlış.daha önce de bahsedildiği gibi burslu olmayıp bizim kadar çok çalışıp derslerini hiç bütünlemeye kalmadan geçen bir çok arkadaşım var.onlarınki emek olmuyor mu yani.kötü olanlar ise zaten geçemiyor.eğitimimize gelince gerçekten iyi bir eğitim aldığımız bir gerçek.sınavlardan da herkesin dediği gibi elimizi kolumuzu sallayarak geçtiğimiz söylenemez.eğer öyle olsaydı sınıfımızın %50sinden fazlası kalmazdı.sınav sorularına bakıldığında ise bize sorulan soruların devlet üniversitesi öğrencilerine sorulandan farkı yok(bizzat karşılaştırıyorum).sınavın varlığı bizi bu kadar rahatsız etmemeli biz zaten çalışkansak,başarılıysak zaten o sınavı geçeriz.önemli olmak çalışmak,iyi bir hukukçu olmak.

Tamam belki vakıf üniversitelerinde ders geçmek biraz daha kolay Bunun temeli üniversite sınavına dayanmaktadır ayrıntısına giren arkadaşlar var tekrar yapmak istemiyorum. Hoca kalitesine gelincede hoca ne kadar kapasiteli olursa olsun iş öğrencide biter. Öğrenci hocayı şekillendirir bu konuyu sonuna kadar savunuyorum.Hoca ne kadar kaliteli olursa olsun öğrencinin almak istediğinden fazla birşey veremez.
Ancak özeleştiri yapmak ta lazım hukuk alanın da çoğu kişinin kalitesinden şüphe duymadığı Ankara Ünv. Hukuk Fakültesi bile borçlar hukuku genel hükümler dersi sınavında İcap nedir Özellikleri nedir ? diye soru soruyosa ben bu kaliteden şüphe duyarım benim fakültemde ben daha böyle soru sorulan sınava girmedim ve gireni de görmedim. Vakıf üniversitelerine bu kadar yüklen meninpek fazla anlamı yok . Üniversitede hoca öğrenciyi yetiştirmez , öğrenci kendi kendini yetiştirir bunu unutmamak gerekli bence...
saygılarımla...

Merhabalar...
Hocamızın bir sözü aklıma geldi bu formu okurken..."Biz sizi hukukçu olarak yetiştiriyoruz."...buradan çıkan kişi hukukçudur sonra kendisi ya avukat ya savcı ya da hakimlik mesleğini icra etmeye başlar...saygılarımla

tabii ki her hukukçu avukat olamaz fakat genelde daha iyi para kazanabilmek için avukatlığı ya da noterliği tercih ediyorlar.noter olabilmek daha zor olduğundan avukatlığa karşı yoğun bir talep var.avukatın bu kadar çok olduğu bir ülkede de kendini gösterebilmek önem taşıyor.hukuk fakülteleri aslında hukukçu yetiştiriyor fakat her hukuk okuyan öğrenciyi geleceğin avukatı diye çağırıyolar.hukuk okumak yalnızca avukat olmak değil.hukuk okuyan birinin birçok tercihi olabilir.

Arkadaşlar kusura bakmayın; ama şu gerçeği söylemek zorundayım.sizler özel- devlet tartişması yapadurun.Özelde burslu okuyanlar sizleri mahcup edecek kadar iyi öğrenciler.En azından hocalardan yeteri kadar faydalanıyorlar.

aslına bakılırsa aynı bölümden olmayan arkadaslarla konustugumda avukat diye hitap görüyorum ama ögrenciyim daha bu ayrım cok önemli dısarıdan bakıldıgında avukat yetiştiriliyor kesin olarak söylenebilir ama 4 yıllık hukuk egitimini de bosa okumadıgımız ön planda olarak yapılacak yorum da hukukçu yetiştiriliyoruz aslında insanın kendisini geliştirmesine baglı biraz da çünki 4 yılı sade ders geçmek amacı ile okuyan birisi ile sosyal olarak da kendini geliştiren birisi arasında cok fark oldugu kanaatindeyim

arkadsım hadi anladık ankara hukuk ta kocaeli hukuk nerdeydi ya hatrlayamdım bir anda , bakın arkadaslar bi konuda anlaşalım gercekten özel üniveristelerde boş bir egitim veriliyor, sınavlarda kitap açık , hocalar ders gecme barajını 10 a kadar indiriyorlar,biz çıkınca üniversiteden babamızın sirketinde çalışacagız , zaten işe ihtiyacımız yok, biz öss de barajı aşıp gidip oraya kayıt yaptrıyoruz, zaten avukatlık sınavını istemiyoruz neden gecemeyecegimizden korkuyoruz(ha bakmayın benim avukatlık sınavını savunan makale yazıp bu sitede savunduguma), muhtemelen daha çok şeylerimiz var yani eksiklerimiz ama hatrlyamadım eger hatrlatan olursa inanın onlarıda yazarım
eee tüm bunlardan sonra devlet üniversiteli arkadaslar zaten biz böyle bomboş insnlar olunca iş bulamyız yine avukatlık işi size kalır fazla takmayın bu kadar
saygılarımla BASKENT HUKUK FAKÜLTESİ 3. SINIF ÖĞRENCİSİ İBRAHİM KOVANCI