Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tasarrufun İptali - İvazlı İșlem -Muvazaa İddiası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 27-05-2018, 19:40   #1
Av.Erdem Çiçek

 
Önemli Tasarrufun İptali - İvazlı İșlem -Muvazaa İddiası

Değerli meslektaşlarım hepinize iyi haftasonları dilerim.

Tarafımıza başvuran müvekkil annesinden yadigâr kalan bir mülkteki babasının ve kız kardeşinin hisselerini almayı arzu ediyor,(taraflar arası husumet var) nitekim sözkonusu hisseler için babasına Afyon'da bir ev alarak, kız kardeşine de İzmir de bir zeytinlik hissesi ve bir miktar nakit para vererek anne yadigârı mülkteki tüm hisseleri üzerine alıyor.

Ardından kız kardeşinin imzaladığı ve babasının da kefil olduğu bir senet için takip başlatılıyor ve ilgili borç için müvekkilimize devredilen mülkün muvazaalı işleme tabi olduğu dolayısıyla tasarrufun iptal edilmesi gerektiği savunularak dava açılıyor.

Taraftar arasında gerçekleşen işlemlerde para akışı olduğuna dair delillerimiz mevcut, bilirkişinin kıymet takdirinde belirlediği bedelin çok daha fazlasını müvekkilinizin ödediği de bu dellillerle sabit, bedeli fazlasıyla ödenmiş bu hisselerin muvazaaya tabi olamayacağına dair Yargıtay kararları arıyorum.Yardımcı olabilirseniz çok sevinirim, Hepinize şimdiden teşekkürler..
Old 28-05-2018, 16:34   #2
hırs

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,
Bence siz borcun doğum tarihi,gerçek bir alacak mı,aciz vesikası gibi koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğini öncelikle irdeleyin.
Nitekim İİK.278 de;
MADDE 278 - (Değişik: 538 - 18.2.1965 / m.114) Mûtat hediyeler müstesna olmak üzere, hacizden veya haczedilecek mal bulunmaması sebebiyle acizden yahut iflâsın açılmasından haczin veya aciz vesikası verilmesinin sebebi olan yahut masaya kabul olunan alacaklardan en eskisinin tesis edilmiş olduğu tarihe kadar geriye doğru olan müddet içinde yapılan bütün bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar batıldır.

Ancak, bu müddet haciz veya aciz yahut iflâstan evvelki iki seneyi geçemez.

Aşağıdaki tasarruflar bağışlama gibidir.

1. (Değişik: 3494 - 9.11.1988 / m.53) Karı ve koca ile usul ve füruu, neseben veya sıhren üçüncü dereceye kadar (Bu derece dahil) hısımlar, evlât edinenle evlâtlık arasında yapılan ivazlı tasarruflar,

2. Akdin yapıldığı sırada, kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler,

3. Borçlunun kendisine yahut üçüncü bir şahıs menfaatine kaydı hayat şartiyle irat ve intifa hakkı tesis ettiği akitler ve ölünceye kadar bakma akitleri
Bu madde de açıkça yazılı olduğu üzere ivazlı dahi olsa iptale tabi.
İyi çalışmalar
Old 30-05-2018, 08:31   #3
Av.Rıdvan Ergün

 
Varsayılan

İİK'nın 278/III-1 maddesinde belirli dereceye kadar akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayıldığının ve iptale tabi olduğunun öngörülmesi yasal bir karinedir. Karinelerin aksinin ispatı mümkündür.
Nitekim İİK 279/son maddesine göre "Bu tasarruflardan istifade eden kimse borçlunun hal ve vaziyetini bilmediğini ispat eylerse iptal davası dinlenmez".
Bu hususta ispat zorlu şartlara tabi ise de imkansız değildir. Nitekim aşağıdaki Yargıtay kararı bunu destekliyor.



T.C.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/10216
K. 2013/12700
T. 24.9.2013
• YAKIN AKRABALIK DURUMUNDA TASARRUFUN İPTALİ DAVASI (Dava Konusu Taşınmazın Çıplak Mülkiyeti Borçlu Davalı Tarafından Üvey Annesi Olan ve 3. Kişi Konumundaki Davalıya Satıldığı - Olayda İİK.nın 280/1-2 Maddelerinin Uygulama Yeri Olup Olmadığının İrdelenmesi Gerektiği)
• TASARRUFUN İPTALİ DAVASI (Mal Varlığı Borçlarına Yetmeyen Borçlunun Alacaklılarına Zarar Vermek Kastıyla Yaptığı İşlemlerin Borçlunun İçinde Bulunduğu Mali Durumun ve Zarar Verme Kastının İşlemin Diğer Tarafınca Bilindiği veya Bilinmesini Gerektiren Açık Emarelerin Bulunduğu Hallerde İptal Edilebileceği - Olayda İİK.nın 280/1-2 Md.lerinin Uygulama Şartlarının Araştırılacağı)
• BORÇLUNUN YAKIN AKRABASI OLMA (Borçlu ile Tasarrufta Bulunan ve Borçlunun Yakın Akrabası Olan Üçüncü Kişi Borçlunun Alacaklılarına Zarar Verme Kasdı ile Hareket Etmediğini Kanıtlayabileceği - Olayda İİK.nın 280/1-2 Maddelerinin Uygulama Yeri Olup Olmadığının İrdelenmesi Gerektiği/Tasarrufun İptali İstemi)
• ALACAKLILARA ZARAR VERME KASTI (Tasarrufun İptali İstemi - Dava Konusu Taşınmazın Çıplak Mülkiyeti Borçlu Davalı Tarafından Üvey Annesi Olan ve 3. Kişi Konumundaki Davalıya Satıldığı/Olayda İİK.nın 280/1-2 Maddelerinin Uygulama Yeri Olup Olmadığının İrdelenmesi Gerektiği)
2004/m.277,278,279,280
ÖZET : Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. İİK.nun 280/1 maddesinde mal varlığı borçlarına yetmeyen borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı işlemlerin borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde iptal edilebileceğinin, aynı maddenin 2. fıkrasında da maddede sözü edilen akrabaların borçlunun 1. fıkrada beyan olunan durumunu bildiğinin farz olunacağı öngörülmüş, yine aynı yasanın 279 /son maddesinde ise borçlu ile tasarrufta bulunan ve borçlunun yakın akrabası olan üçüncü kişi bu karinenin aksini yani borçlunun alacaklılarına zarar verme kasdı ile hareket etmediğini kanıtlayabileceği öngörülmüştür. Dava konusu taşınmazın çıplak mülkiyeti borçlu davalı tarafından üvey annesi olan ve 3. kişi konumundaki davalıya satılmıştır. Bu durumda mahkemece olayda İİK.nın 280/1-2 maddelerinin uygulama yeri olup olmadığının irdelenmesi, tarafların varsa buna ilişkin delillerinin toplanması ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 24.09.2013 Salı günü davacı Y. Ş. vekili ve davalı G. M. vekili geldi. Davalı H. M. M. tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktanve hazır bulunanlar vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili davalı H. M. M.'nun müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendisine ait taşınmazı diğer davalıya sattığını öne sürerek yapılan tasarrufun iptalini talep etmiştir.

Davalı G. M. davanın reddini savunmuş, diğer davalı cevap vermemiştir.

Mahkemece kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. İptal davasından maksat İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazıldığı gibi alacağın tahsilini temin için borcun doğumundan sonra yapılan tasarruflarının iptaline hükmettirmektir. Bu davanın önkoşulu ise,borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunmasıdır. Ön koşulun bulunması halinde ise iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. İİK.nun 280/1 maddesinde mal varlığı borçlarına yetmeyen borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı işlemlerin borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde iptal edilebileceğinin, aynı maddenin 2. fıkrasında da maddede sözü edilen akrabaların borçlunun 1. fıkrada beyan olunan durumunu bildiğinin farz olunacağı öngörülmüş, yine aynı yasanın 279 /son maddesinde ise borçlu ile tasarrufta bulunan ve borçlunun yakın akrabası olan üçüncü kişi bu karinenin aksini yani borçlunun alacaklılarına zarar verme kasdı ile hareket etmediğini kanıtlayabileceği öngörülmüştür. Somut olayda mahkemece kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Dava konusu taşınmazın çıplak mülkiyeti borçlu davalı tarafından üvey annesi olan ve 3. kişi konumundaki davalı G.'e satılmıştır. Bu durumda mahkemece olayda İİK.nın 280/1-2 maddelerinin uygulama yeri olup olmadığının irdelenmesi, tarafların varsa buna ilişkin delillerinin toplanması ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır.

SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 990.00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 24.09.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Old 30-05-2018, 08:53   #4
hırs

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
E. 2015/4434
K. 2017/4924
T. 2.5.2017
DAVA : Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı alacaklı vekili, borçlu ... hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığını, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile davaya konu taşınmazını diğer davalı ...'e düşük bedel ile 05.07.2012 tarihinde devrettiğini belirterek, bu tasarrufların iptaline karar verilmesini istemiştir.

Davalı ..., davaya konu taşınmazın devir tarihinde davacının bir hakkının doğmadığını, taşınmazın aslında babasından kaldığını her nekadar kendi üzerine kayıtlı ise de diğer hissedarların hisse bedelini ödemesi şartı ile adına kayıt edildiğini ancak hisse bedelini ödeyemeyince davalı kardeşi ...'in banka kredisi çekerek diğer hissedarlarında hisse bedelini ödeyip satın aldığını ve haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Davalı ... de, aynı yönde savunma yaparak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, davacı alacaklıya olan borcunu ödeyemeyecek durumda olan borçlunun borcun doğumundan 1 ay sonra adına kayıtlı taşınmazı davalı kardeşine devrettiği İİK'nun 278/3-1 maddesine göre yakın akrabalar arasındaki ivazlı tasarrufların bağış niteliğinde olup iptali gerektiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava İİK'nun 277 vd. maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.

1-)Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve İİK'nun 278/3-1 maddesi gereğince davalı kardeşler arasında yapılan tasarrufun yasal karine gereği iptali gerekmesine göre davalı ... vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-)Tasarrufun iptali davalarının esastan reddi halinde davalılar lehine davaya konu iptali istenilen tasarrufun değeri ile takip konusu alacak miktarından hangisi az ise o miktar üzerinden nisbi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekir.

Somut olayda iptali istenilen taşınmazın değeri 120.000 TL, takip konusu alacak ise 55.000 TL olduğundan bu miktar üzeriden nisbi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile fazla harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırdır.

Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK'nin geçiçi 3/2 maddesi delaletiyle 1086 Sayılı HUMK'nin 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile 2 numaralı bentte açıklanan sebeplerle temyiz itirazlarının kabulüyle hüküm fıkrasının 2.bendindeki "5.464,80 TL" ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine "3.757,00 TL" ibaresinin yazılmasına yine aynı bentteki "4.098,60TL" ibaresinin çıkartılarak yerine "2.384,00 TL" ibaresinin yazılmasına 3.bendindeki "8.800,00 TL" ibaresinin çıkartılarak yerine "6.350,00 TL" ibaresinin yazılmasına hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istenmesi halinde temyiz eden davalı ...'e iadesine 02/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 30-05-2018, 08:55   #5
hırs

 
Varsayılan

.C.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
E. 2015/8821
K. 2017/12061
T. 25.12.2017
DAVA : Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ..., ..., süresi dışında ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı borçlu ... hakkında ... İcra Müdürlüğü'nün 2009/11714 ve 2009/1879( yeni esas 2012/5812) dosyası, ... İcra Müdürlüğü'nün 2009/3797 esas sayılı dosyası, ... İcra Müdürlüğü'nün 2009/7393 esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, bu dosyaların daha sonra müvekkili tarafından temlik alındığını, davalı borçlunun sahibi olduğu taşınmazları 14/10/2008 tarihinde üçüncü kişi ...'e, ...'in de 04/11/2009 tarihinde borçlunun kardeşi ...'a devrettiğini, bu devirlerin alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik olduğunu, davalı ...'nın taşınmazları birkaç misli ucuza sattığını, bunun hayatın doğal akışına uygun olmadığını, taşınmazların aynı aile içinde kaldığını, icra dosya kapsamlarından borçlunun aciz içinde olduğunun kabulünün gerektiğini, borç kredi sözleşmelerinin imzalanmasıyla doğmuş olduğundan yapılan tasarrufların borcun doğumundan sonra yapılmış olduğunu, davalı ...'ın borçlunun içinde bulunduğu ekonomik güçlüğü bilebilecek durumda olduğunu, davalı ...'ın borçlunun kardeşi olduğunu ve yapılan satış işlemlerinin kötü niyetli olarak yapıldığını belirterek; ... köyü 1227 parsel, 1236 parsel, 1318 parsel, 1327 parsel, 1332 parsel, 1343 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki tasarrufların iptaline, taşınmazlar üzerine cebri icra yoluyla satış da dahil olmak üzere her türlü temlik ve hak ve alacak tesisinin önlenmesi amacıyla ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı ... cevap dilekçesinde; borçlu ... ile ticari ilişkileri başlayıncaya kadar hiçbir tanışıklıklarının söz konusu olmadığını, 2008 yılının 4. ya da

5. ayında ticari ilişkilerinin başlayıp 2009 yılının 1. veya 2. ayında sona erdiğini, 7-8 aylık dönem için ... ilinin bayiliğini yaptığı ... A.Ş'nin alt bayiliğini davalı ...'ın sahibi olduğu ... Ltd. Şti.'ne verdiğini, karşılığında teminat mektubu istediğini, bankalar tarafından taşınmazların tapusuna karşılık teminat mektubu verilmeyince taşınmazların tapularını teminat olarak üzerine aldığını, davacı ile ... arasındaki borç ilişkisini bilebilmesinin mümkün olmadığını, taşınmazların tapularının ekte delil olarak sunduğu faturalar karşılığında teminat olarak verildiğini, mal kaçırma kastıyla hareket ederek taşınmazları almış olsaydı tapularını ...'ın kardeşine değil başkasına vereceğini, ticari ilişkileri bittikten sonra ...'ın borcunu ... ödediği için taşınmazları ...'a devrettiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

Davalı ... cevap dilekçesinde; davaya konu taşınmazları ata yadigarı olduğu için bedelini ödeyerek satın aldığını, taşınmazların kendisinin tasarrufunda olduğunu belirterek, haksız davanın reddini savunmuştur.

Davalı ... cevap dilekçesinde; davalı ... ile ticari ilişkileri dışında bir yakınlıklarının olmadığını, ...'in teminat istemesi sebebiyle taşınmazları devrettiğini, ...'e borcunu ödeyemeyince ...'ın taşınmazların manevi değeri olması dolayısıyla başkasına satılmasını kabullenemediğini ve ... ile anlaşarak borcu üstlenip taşınmazların kendisine satılmasını istediğini, mal kaçırma amacının olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, dosya kapsamına göre, davanın kabulü ile; Dava konusu ... ili ... ilçesi ... köyü 1227 parsel, 1236 parsel, 1318 parsel, 1327 parsel, 1332 parsel, 1343 parsel numaralı taşınmazların davalı-borçlu ... tarafından davalı ...'e ... Tapu Sicil Müdürlüğünün 15/10/2008 tarih ve ... yevmiye numaralı resmi senet ile satışına dair tasarrufun ve aynı taşınmazların davalı ... tarafından davalı ...'a ... Tapu Sicil Müdürlüğünün 04/11/2009 tarih ve ... yevmiye numaralı resmi senet ile satışına dair tasarrufun, ... . İcra Müdürlüğü'nün 2009/11714 esas, ... İcra Müdürlüğü'nün 2009/3797 esas, ... İcra Müdürlüğü'nün 2012/5812 esas, ... İcra Müdürlüğü'nün 2009/7393 esas sayılı dosyalarına konu alacak ve ferileri ile sınırlı olarak davacı alacaklıya haciz ve satış yetkisi tanınmak suretiyle iptaline, karar verilmiş; hüküm,

davalılar ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.

1-)Temyiz olunan mahkeme kararı davalı ...'a usule uygun şekilde 08/08/2014 tarihinde tebliğ olunmasına karşın karar HUMK'nun 432/1 maddesinde öngörülen 15 günlük temyiz süresi geçirildikten sonra 12/09/2014 tarihinde temyiz edildiğinden HUMK'nun 432. maddesi hükmü uyarınca davalı ...'ın temyiz isteminin süreden reddine,

2-)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar ... ve ...'ın yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan sebeplerle davalı ...'ın temyiz itirazlarının süre yönünden reddine, 2 numaralı bentte açıklanan sebeplerle davalılar ... ve ...'ın temyiz itirazlarının esastan reddi ile kararın ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 266,04 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılar ... ve ...'dan alınmasına, peşin alınan harcın istenmesi halinde temyiz eden davalı ...'a iadesine 25.12.2017 tarihinde oybirliğiyle kara
Old 30-05-2018, 09:02   #6
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Tasarrufun iptali davalarında, bedelin ödenmiş olması tek başına savunmalarınızın ispatı için yeterli olmayacaktır. Özellikle de İİK m.278'de mevcut düzenlemeler gözetildiğinde...

Tasarrufun taraflarının yakın akraba olduğu da düşünülünce başka delil ve savunmalara da dayanmanız gerektiğini düşünüyorum.

Özellikle, tasarrufun iptali davası açılabilmesi için gerekli unsurların gerçekleşip gerçekleşmediğini Sayın hırs'ın da belirttiği gibi mutlaka gözden geçirin.

Bunun yanında bir iki önerim olacak :

1- Her ne kadar taraflar yakın akraba olsa dahi aralarında husumet olduğunu belirtmişsiniz. Bu durumda muhtemelen hiç görüşmüyorlardır ve dolayısıyla taşınmazı satın alan müvekkiliniz , kız kardeşin ve babanın böyle bir borcu olduğunu bilemeyebilir. Dolayısıyla da alacaklıya zarar verme kasdı ile hareket etmediğini bu şekilde kanıtlamaya çalışabilir. Taraflar arasındaki ilişkinin bu şekilde olduğu iddiası bir maddi olgudur ve maddi olgular tanık ile kanıtlanabilir. Bu nedenle dosyaya tanık delili de bildirmenizi ve tanıklarınızı taraflar arasındaki ilişki açısından dinleteceğinizi açıklamanızı öneririm. Bir ihtimal, size yardımcı olabilir. Özellikle tanıklarda da her iki tarafın yakın akrabalarından en azından 1-2 kişi bildirebilirseniz faydalı olabilir.

2- Senet neyin nesi, kız kardeş neden borçlanmış, borç gerçek bir borç mu, gerçek bir borç ise doğum tarihi ne (senetteki tarih her zaman borcun doğum tarihi olmayabilir), kız kardeş ve baba kendileri aleyhine başlatılan icra takibine itiraz etmiş mi yoksa takip itirazsız kesinleşmiş mi bu gibi her detay sizin lehinize dönebilir. O nedenle icra dosyasını çok iyi inceleyin derim.

3- Anladığım kadarı ile satış işlemi tamamlandıktan sonraki bir tarihte icra takibi başlatılmış. Bu durumda senedin geçmiş tarihli düzenlenmiş olma olasılığı yüksek. Alacaklı Şirket mi, şahıs mı? Şirketse senet ticari kayıtlarına hangi tarihte işlenmiş bu hususu irdeleyin. (borcun doğum tarihini ortaya çıkarmak açısından)

Bakın bir unvan hatası bile dava kazandırabilmiş, siz de detayları irdeleyin:

T.C.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
E. 2014/19785
K. 2017/3247
T. 27.3.2017
DAVA : Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, davalı borçlu ... aleyhine icra takibi yaptıklarını, davalı borçlunun üzerinde ipotek bulunan davaya konu taşınmazı alacaklılarından mal kaçırma amacıyla işyeri komşusunun oğluna sattığını belirterek, muvazaa sebebiyle tapu kaydının iptali ile davalı ... adına tesciline, bu talebin kabul görmemesi halinde muvazaalı satışın iptali ile cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmesini istemiştir.

Davalı borçlu ... vekili, aciz vesikası bulunmadığını, borcun tasarruf tarihinden sonra doğduğunu, davacının haksız menfaat sağlamak için senetlerin tanzim tarihini sonradan tasarruftan önceki bir tarih olarak doldurduğunu, borcun kaynağının 2011 yılı Ağustos ayındaki oto alım satımı olduğunu, hukuki yararın bulunmadığını, ekonomik sıkıntı yaşaması sebebiyle taşınmazı sattığını, satış bedeli dışında ipoteğin kaldırıldığını, ayrıca 3 adet araç ve diğer davalının annesine ait taşınmazın davacıya devredildiğini ve davacının vekalet yoluyla bu taşınmazı sattığını, senetlerde borçlu olarak adı geçen şirketin 04.03.2011 tarihinde kurulduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

Davalı ... vekili, dava önkoşullarının bulunmadığını, davacı tarafından senetlerin tanzim tarihlerinin tasarruf tarihinden önceki bir tarih olarak sonradan doldurulduğunu, satışın gerçek satış olduğunu ve davalı borçluyu tanımadığını, ipotek borcunun bankaya ödendiğini, 3 adet araç ile müvekkilinin annesine ait taşınmazın davalı borçluya teslim edildiğini ve davalının müşteri bularak bu taşınmazı sattığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, alacağın kaynağı kambiyo senetlerinin tanzim tarihi 05/01/2011 olarak belirtilmişse de, kambiyo senetlerine dayanarak 10/06/2012 tarihinde icra takibi başlatıldığı, kambiyo senetlerinin keşide bölümünde borçlu davalı ...'nin adresi olarak basılan kaşedeki şirket unvanının 04/03/2011 tarihinde yapılan değişiklik sonucu alınan unvan olduğu, 05/01/2011 tarihinde KB ... ... İletişim Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi unvanı ile bir şirketin bulunmadığı, unvan değişikliğinin 04/03/2011 tarihinde yapıldığı, bu sebeple her zaman düzenlenmesi mümkün olan takibe dayanak sıralı ...'nin keşidecisi olduğu bonoların üzerinde mevcut 05/01/2011 keşide tarihinin doğru olmadığı, geçmişe yönelik olarak senetlerin tanzim edilip davalı ...'nin zarara uğratılması için düzenlendiği, bonoların üzerindeki tanzim tarihinin en eski tarih olarak unvan değişikliğinin yapıldığı 04/03/2011 olarak kabulü gerektiği, kabule göre borcun doğum tarihinin davaya konu taşınmazın mülkiyetinin davalı ... tarafından diğer davalı ...'ye devredildiği tarihten sonraki tarih olması nedeniyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava BK 19. maddesi gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

1-)Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-)Dava ön koşul yokluğu sebebiyle reddedildiğinden AAÜT'nin 3/2 ve 7/2. maddeleri gereğince kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına red sebebi aynı olan davada tek maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken davalıların herbiri için ayrı ayrı nispi vekalet ücreti takdiri doğru değil bozma nedeni ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 Sayılı HMK'nın geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 Sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan sebeplerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün vekalet ücretine dair 2. ve 3. paragraflarının tamamen hüküm fıkrasından çıkarılarak, yerine; “Vekil ile temsil edilen davalılar lehine AAÜT gereğince 1500 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine" ibaresinin yazılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istenmesi halinde temyiz eden davacıya iadesine 27.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Kolaylıklar,
Old 29-01-2021, 11:56   #7
hukuksever38

 
Varsayılan

Anayasa Mahkemesi Neseben veya .. ibresini kaldırmıştır.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tasarrufun İptali Davası mı yoksa muvazaa nedeni ile tasarrufun İptali mi açılır ? tiryakim Meslektaşların Soruları 15 28-01-2021 19:57
Muvazaa Nedeniyle Tapu İptali mi? Tasarrufun İptali Davası mı açmalıyım? pehlivanoğlu Meslektaşların Soruları 1 05-09-2014 16:01
Alacağın Temliki-Muvazaa İddiası slnn Meslektaşların Soruları 1 22-10-2010 14:15
Muvazaa Nedenİyle Tapu İptali mi? Yoksa Tasarrufun İptali mi? SOFTWARE Meslektaşların Soruları 16 22-02-2009 11:18
Tasarrufun İptali- Muvazaa ays Meslektaşların Soruları 5 12-06-2007 00:09


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06071901 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.