Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

sehven hata yapıldığı gerekçesiyle taraf değiştirme

Yanıt
Old 07-03-2008, 17:17   #1
Semanur

 
Varsayılan sehven hata yapıldığı gerekçesiyle taraf değiştirme

İyi akşamlar,

Davacı X şirketine dava açıyor, dava dilekçesi X şirketine tebliğ ediliyor. Davacı daha sonra davalı adının sevhven yanlış yazıldığını adı ve adresinin düzeltilerek tebkiğ edilmesini taleb ediyor. Düzeltilmesini talep ettiği Z şirketi ayrı bir tüzel kişilik. Mahkemede davacının bu talebini kabul ediliyor ve davada, davalı Z şirketi yer alarak devam ediliyor.
Bu şekilde taraf değiştirlmesi yanlış değil midir? Konuyla ilgili yargıtay kararı varsa sevinirim.
Old 07-03-2008, 17:30   #2
Av. Olgu Altuğ Kemaller

 
Varsayılan

değerli meslektaşım,konu bana ıslah yoluyla davalı tarafın değiştirilmeye çalışılması gibi geldi yanlış anlamadıysam ancak usul hükümleri uyarınca bu mümkün değildir.Ayrıca ıslah ile ilgili konular dava evvel bu alanda tartışılmıştır ,inceleyebilirsiniz.Bir karar da ekliyorum,


Daire:17

Tarih:11.04.1995
Esas No: 1993/2878
Karar No:1993/11683
Kaynak:YKD. HAZİRAN 1995
İlgili Maddeler:3402 SK 13/B-B ,442 SK 40 ,HUMK 83
İlgili Kavramlar:KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ HUSUMET YÖNÜNDEN DAVANIN REDDİ ESASTAN KARARI KÖY DERNEĞİ KARARI MÜLKİYE AMİRİNİN ONAYI
Karar Metni: Yanlış husumet yöneltilerek açılan davada, ıslah yolu ile bile olsa hasım değiştirilemeyeceğinden, davacı Hüseyin'in davasının husumet yönünden reddi gerekir. Köy tüzel kişiliği adına tescili yapılmış olan taşınmazlar, köy derneğinin kararı, ve bu derneğin başkanı muhtarın mümessil sıfatıyla yapacağı sözleşme ile satılabilir. Ayrıca; bu kararın, en büyük mülkiye amirince onaylanması zorunludur. Çekişmeli taşınmaza ait Kaymakamlıkça, onanmış köy derneğine ait bir karar bulunmadığından, satışın geçersiz olduğu, satış nedeniyle taşınmaza zilyet olan kişinin yararlanması mümkün olmadığından Kadastro Yasasının 13/B-b maddesi gereğince davalı Karaköy tüzel kişiliği adına tescile karar verilmelidir"
Old 07-03-2008, 23:05   #3
Semanur

 
Varsayılan

hayır davayı ıslah etmeden sadace yanlış yazıldığı beyan ederek alenen taraf değiştirildi itiraz beyanımıza rağmende mahkeme kabul etti
Old 07-03-2008, 23:14   #4
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,
Taraf değiştirmenin nasıl yapıldığına bakmak gerek. İzin verirseniz bir örnekle açıklamak istiyorum:
Dava, her ikisi de varolan "Aladağ San.Tic. Ltd. Şti." yerine sehven "Uludağ San.Tic. Ltd. Şti."ne dava açıldıysa, bu hatanın düzeltilmesi "maddi hatanın düzeltilmesi" kapsamına girer ve yasaya uygundur. Ancak bu örnekte davacı taraf düzeltme beyanında davayı "Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar İnş. Ltd.Şti."ne yöneltirse, maddi hatadan sözedilemeyeceği için taraf değiştirme yasağı ile karşı karşıya kalır.
Old 08-03-2008, 15:41   #5
carnerion

 
Varsayılan Maddi Hata

Değerli meslektaşım biz de bir kaç gün önce bu hususta bir meslektaşımla buna benzer bir durumla igili olarak tartıştık. Bu gibi durumlarda yeknesak bir uygulama olmayıp, Yargıtay'ın aşağıya eklediğim iki kararından bir fikre ulaşacağınız (en azından uygulama yönünden) kanaatine vardım. Umarım yardımcı olur.

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 1993/5788

K. 1993/7574

T. 19.11.1993

• DAVALI İSMİNİN YANLIŞ YAZILMIŞ OLMASI ( Dava Dilekçesi İçeriğine Göre Düzeltmenin Hasım Değiştirme Sayılmaması )

• HASIM DEĞİŞTİRME NİTELİĞİNİN BULUNMAMASI ( Yanlış Yazılan Davalı İsminin Islahla Dava Dilekçesi İçeriğine Göre Düzeltilmesi )

• ISLAHIN GEÇERLİ OLMASI ( Yanlış Yazılan Davalı İsminin Dilekçe İçeriğine Göre Düzeltilmesinin Hasım Değiştirme Sayılmaması )

1086/m.80

[IMG]file:///C:/DOCUME%7E1/sedat/LOCALS%7E1/Temp/msohtml1/01/clip_image001.gif[/IMG]
ÖZET : Yanlış yazılan davalı isminin dava dilekçesi içeriğine göre düzeltilmesi hasım değiştirme olarak kabul edilemez.
DAVA : Nurhan Sümer ile S.S.Gönen Yıldız Evler Yapı Koop. arasındaki davadan dolayı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 9.3.1992 gün ve 1132-224 sayılı hükmü onayan dairenin 17.5.1993 gün ve 92/3520- 93/3627 sayılı ilamı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı kooperatifin ortağı olan müvekkilinin yasa ve anasözleşmeye aykırı olarak ortaklıktan ihraç edildiğini ileri sürerek yönetim kurulunca verilen 17.9.1991 tarihli ihraç kararının iptalini talep etmiş, 7.2.1992 tarihli dilekçe ile de, dava dilekçesine sehven S.S. Gönen Yıldız Evler Konut Yapı Kooperatifi olarak gösterilmişsede aslında davalı S.S. Basın ve Sanatçılar Arsa ve Konut Yapı Kooperatifi olduğunu beyan ile adı geçen kooperatifi olarak gösterilmişsede aslında davalı S.S. Basın ve Sanatçılar Arsa ve Konut Yapı Kooperatifi olduğunu beyan ile adı geçen kooperatifi hasım göstermiştir.
Davalı Basın ve Sanatçılar Yapı Kooperatifi vekili, davanın Gönen Yıldız Evleri Konut Yapu Kooperatife karşı açıldığını, davada hasım değiştirilemiyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, ıslah yoluyla hasmın değiştirilmesi mümkün bulunmadığından davalı Yıldız Evler Konut Yapı Kooperatifi aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır.
Davacı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin mensubu olduğu kooperatifin Beyoğlu 12. Noterliğinin 14.5.1991 gün ve 18403 yevmiye numaralı ihtarını keşide ettiğini, daha sonra yönetim kurulunun 19.7.1991 gün ve 100 sayılı kararı ile müvekkilinin ihracına karar verildiğini bu kararın Beyoğlu 13. Noterliğinin 24.7.1991 gün ve 33235 yevmiye numarası ile müvekkiline tebliğ edildiğini açıklıyarak ihraç kararının iptalini talep ve dava etmiştir. Dava dilekçesinde müvekkilinin ortağı bulunduğu ve onun hakkında ihraç işlemi yapan kooperatifin S.S. Basın ve Sanatçılar Arsa ve Konut Yapı Kooperatifini yazmış ancak bu kooperatif adına çıkarılan davetiyenin bila tebliğ iadesi üzerine bu kez 7.2.1992 tarihli dilekçe ile dava içeriğinde yer olan gerçek hasım S.S. Basın ve Sanatçılar Arsa ve Konut Yapı Kooperatifini hasım gösterip maddi hatayı düzelterek dava dilekçesini adı geçen kooperatife tebliğ ettirmiş ve gerçek hasım olarak duruşmaya giren bu kooperatif vekili dava dilekçesinde yazılı hususları doğruluyarak davacının bu kooperatifin ortağı olduğunu, parasal edimlerini yerine getirmediğinden ihtarname gönderildiğini verilen süre içinde istenen para ödenmediğinden yönetim kurulunun 19.7.1991 gün ve 100 sayılı kararı ile ihraç edildiğini kabul etmiştir.
Mahkemenin gerekçesine aldığı "davanın taraflarının ıslah yoluyla değiştirilemiyeceği" yolundaki görüşü doğru ise de dava dilekçesinde davacı hakkında ihraç işlemi yapan kooperatifin S.S. Basın ve Sanatçılar Arsa ve Konut Yapı Kooperatifi olduğu hiçbir kuşkuya yer vermiyecek şekilde açıklanmış ve bunun delilleri dosyaya davacı vekilince ibraz edilmiş ancak maddi bir hata sonucu kooperatifin kimliği dava dilekçesine yanlış yazılmış ve yanlışlık 7.2.1992 tarihli dilekçe ile hemen düzeltilmiş ve gerçek hasım olarak gösterilen kooperatif vekili vekaletname ibraz ederek davayı takip etmiştir. Yanlış yazılan davalı isminin dava dilekçesi içeriğine göre düzeltilmesi ( H.U.M.K. 80 ) madde uyarınca hasım değiştirme olarak kabul edilemiyeceğinden mahkemece işin esasına girilerek davalı S.S. Basın ve Sanatçılar Arsa ve Konut Yapı Kooperatifi huzuru ile dava görülerek, tarafların delilleri toplanmak ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken uygulama yeri bulunmayan hasmın değiştirildiği gerekçesiyle husumetten davanın reddi doğru olmamış ve bu nedenle davacı vekilinin karar düzeltme isteği yerinde bulunmuştur.
SONUÇ : Davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulüne ve Dairemizin 17.5.1993 gün ve 1992/3520- 1993/362/ sayılı onama kararının kaldırılmasına ve mahkeme kararının yukarıda yazılı gerekçelerle davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 19.11.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 1994/11-353

K. 1994/ 548

T. 28.9.1994

• HASIM DEĞİŞİKLİĞİ ( Maddi hata )

• MADDİ HATA ( Husumet tevcihinde )

• DAVALI İSMİNİN YANLIŞ YAZILMASI

1086/m. 80

ÖZET : Davanın taraflarının ıslah yolu ile değiştirilemeyeceği yolundaki görüş doğru ise de; yanlış yazılan davalı isminin dava dilekçesi içeriğine göre düzeltilmesi, hasım değiştirme olarak kabul edilemez.
DAVA : Taraflar arasındaki "kooperatif yönetim kurulu kararının iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul S. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce davanın husumet nedeniyle reddine dair verilen 9.3.1992 gün ve 1991/1132 E-1992/224 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 19.11.1993 gün ve 1993/5788-7574 sayılı ilâmı;
( ...Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin mensubu olduğu kooperatifin Beyoğlu 12. Noterliğinin 14.5.1991 gün ve 18403 yevmiye numaralı ihtarını keşide ettiğini, daha sonra yönetim kurulunun 19.7.1991 gün ve 100 sayılı kararı ile müvekkilinin ihracına karar verildiğini bu kararın Beyoğlu 13. Noterliğinin 24.7.1991 gün ve 33235 yevmiye numarası ile müvekkiline tebliğ edildiğini açıklayarak ihraç kararının iptalini talep ve dava etmiştir. Dava dilekçesinde müvekkilinin ortağı bulunduğu ve onun hakkında ihraç işlemi yapan kooperatifin S.S. Basın ve Sanatçılar Arsa ve Konut Yapı Kooperatifi olduğu açık ve seçik belli iken dava dilekçesinde maddi hata sonucu davalı olarak S.S. Gönen Yıldız Evler Konut Yapı Kooperatifini yazmış ancak bu kooperatif adına çıkarılan davetiyenin halâ tebliğ iadesi üzerine bu kez 7.2.1992 tarihli dilekçe ile dava içeriğinde yer olan gerçek hasım S.S. Basın ve Sanatçılar Arsa ve Konut yapı kooperatifini hasım gösterip maddi hatayı düzelterek dava dilekçesini adı geçen kooperatife tebliğ ettirmiş ve gerçek hasım olarak duruşmaya giren bu kooperatif vekili dava dilekçesinde yazılı hususları doğrulayarak davacının bu kooperatifin ortağı olduğunu, parasal edimlerini yerine getirmediğinden ihtârname gönderildiğini verilen süre içinde istenen para ödenmediğinden yönetim kurulunun 19.7.1991 gün ve 100 sayılı kararı ile ihraç edildiğini kabul etmiştir.
Mahkemenin gerekçesine aldığı "davanın taraflarının ıslah yoluyla değiştirilemeyeceği" yolundaki görüşü doğru ise de dava dilekçesinde davacı hakkında ihraç işlemi yapan kooperatifin S.S. Basın ve Sanatçılar Arsa ve Konut Yapı Kooperatifi olduğu hiç bir kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıklanmış ve bunun delilleri dosyaya davacı vekilince ibraz edilmiş ancak maddi bir hata sonucu kooperatifin kimliği dava dilekçesinde yanlış yazılmış ve yanlışlık 7.2.1992 tarihli dilekçe ile hemen düzeltilmiş ve gerçek hasım olarak gösterilen kooperatif vekili vekaletname ibraz ederek davayı takip etmiştir. Yanlış yazılan davalı isminin dava dilekçesi içeriğine göre düzeltilmesi ( HUMK.80 madde uyarınca hasım değiştirme olarak kabul edilemeyeceğinden mahkemece işin esasına girilerek davalı S.S. Basın ve Sanatçılar Arsa ve Konut Yapı Kooperatifi huzuru ile dava görülerek tarafların delilleri toplanmak ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken uygulama yeri bulunmayan hasmın değiştirildiği gerekçesiyle husumetten davanın reddi doğru olmamış ve bu nedenle davacı vekilinin karar düzeltme isteği yerinde bulunmuştur... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ) oyçokluğuyla karar verildi.
Old 09-03-2008, 11:44   #6
Av.Selim HARTAVİ

 
Varsayılan

Sn Meslektaşlarım

Aynı sorunla bende karşı karşıyayım. Bu aşamaya kadar sorunun maddi bir hatadan kaynaklandığı gözönüne alınırsa bu durumda içerik olarak maddi hatanın düzeltilmesine yönelik bir dilekçemi verilir? yoksa husumet değiştirildiği için yeni bir dava dilekçesi hazırlanarak dava konusu olayların izah edilecek şekilde davalının yeni isminin ve unvanının yazılarak davalıya tebliğimi gerekir.

Saygılarımla
Old 23-03-2008, 00:17   #7
Av.Kemal

 
Varsayılan

dilekçe içeriğinden de maddi hata yapıldığı anlaşılmakta ise,tarafların doğru yazıldığı bir dilekçe hazırlanmalı ve ,bu dava dilekçesinin muhataba tebliği hususunda dilekçe ekinde mahkemeye vermelidir.
başarılar
Old 27-09-2009, 16:21   #8
ehlihibre

 
Varsayılan

neredeyse tamamen aynı bir problemim vardı, buradak, kararlar çok işime yarayacak herhalde. ekleyen arkadaşa çok teşekkürler. tabii ki vesile olduğu için soruyu sorana da.
Old 27-09-2009, 17:23   #9
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Arkadaşlar fiili durum tam olarak ortaya konmuş değil. Hasımda yanılma ile maddi hatanın düzeltilmesi farklıdır. Cengiz beyin dediği gibi aladağ yerine uludağ denmiş olması maddi hata kabul edilip, basit hata olması sebebiyle dilekçe ile düzeltilir. Bu dilekçe ıslah olarak nitelendirilemez. Diğer taraftan işçi dava açar, işçiler genelde sadece patronları ismen tanırlar, oysa aynı adreste veya aynı şahsın birden fazla şirketi vardır. İşçi birinde çalıştığını düşünerek onu dava eder, ancak SGK kaydı aynı patronun başka şirketinden gelir. Burada da husumetten davanın reddine değil, hasımda yanılma sebebiyle işçinin çalıştığı işyerine karşı dava devam olunur (tabi talep olursa) Diğer taraftan sen davanı abc adi ortaklığına karşı açarsın, abc ortaklığı adına ortaklığı oluşturan şahıs ve/veya şirketleri temsile yetkili avukat vekaletname koyar, adi ortaklığa karşı husumet yöneltilemez der, davanın reddini ister ama Yargıtay ortaklığı oluşturanların vekaleti sunulmuş olmakla taraf teşkili tamamdır der, davanın görülmesi gerektiğini söyler. Bu nedenle somut olayın ne davası olduğu, husumetin hangi sebeple hangi şirkete yöneltilip, hangi sebeple hangi şirkete yöneltilmesi gerektiğini ve verilen dilekçedeki talebin neyden ibaret olduğunu belirtirseniz daha doğru bir cevap verebiliriz. İyi çalışmalar.
Old 11-01-2010, 10:47   #10
Av.Ömeroğlu

 
Varsayılan

Benzer bir sorunla ben de karşı karşıyayım.Bir icra takibinde borçlu şirketin unvanındaki 4 kelimeden ikisi unutularak icra takibine girişilmiş ve borçlu vekili borçlu olmadığı itirazı yanında bu hususa da değinerek bu nedenle takibin ve ödeme emrinin durdurulması ve iptali gerekir şeklinde bir ifadeye itiraz dilekçesinde yer vermiştir.Şimdi a)İcra dosyasına talep açıp doğru unvanla ödeme emri tebliğ etmek b)yeniden doğru unvanla bir takip açmak c)İtirazın iptali davası açıp orada yanlışlığın düzeltilmesini sağlamak seçenekleri arasındayım.
Sizler hangi yolu önerirsiniz?Cevaplar için şimdiden teşekkürler!
Old 11-01-2010, 10:57   #11
Semanur

 
Varsayılan

Fikrimce itirazın iptali davasında maddi hatayı açıklamak ve düzeltmek doğru olacaktır. Çünkü zaten icra dosyasına itiraz edilmekle takip durmuş, dolayısyla icra dosyasına talep açılıp yanlışlık düzeltilse dahi takip durmaya devam edecek. Takibe devam edebilmek için de itirazın iptali davası açmak gerekli olduğundan, itirazın iptali davasında bu hususu dile getirmek bana daha mantıklı göründü. Kolay gelsin.
Old 31-01-2010, 22:06   #12
Av.FS1

 
Varsayılan

benim sorum şu...Islah DİlekÇemİn Netİce Ve Talep Kisminda Her Bİr Davacinin İsteyebİleceĞİ Tazmİnat Mİktarini Ters YazmiŞim.a 20.000 Tl B 30.000 Tl Yazacakken Rakamlari Tam Tersİne Yazdim.maddİ Hata DİlekÇesİ Verdİm.islah DİlekÇesİnde Talep Mİktarlarinda Maddİ Hata Kabul Edİlİr Mİ?buna İlŞkİn Örnek Karar Var Mi?
Old 26-11-2010, 16:37   #13
caner87

 
Varsayılan

evlilik birliği içerisindeki bir çocuğun manevi tazminat davasında davayı anne velayeten açmıştır. Dava süresince hakim, babanın da muvafakatini istemiştir. Bu durum davacı tarafın değiştirilmesi olarak düşünülür mü? Babanın muvafakatı diger celseler sağlansa dahi, itiraz edilebilir mi? ıslah mı gerekir?
Old 27-11-2010, 11:39   #14
Av. Eyüp KATI

 
Varsayılan

maddi hata olabilmesi için hatanın belli olması gerekir. ancak a yerine b firması yazılıp sonradan maddi hata denilmesinin mümkün olmadığını ve yeni dava açılması gerektiğini düşünüyorum. taraf değiştirme olduğu kanaatindeyim.
Old 27-11-2010, 19:46   #15
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Annenin velayeten açtığı davaya baba her aşamada muvafakat edebilir. Islaha gerek yoktur. Babanın bir dilekçe açılan davaya muvafakat ettiğini bildirmesi yeterlidir.

Örnek Bir HGK Kararı :

HUKUK GENEL KURULU
E. 2005/18-656
K. 2005/625
T. 16.11.2005
• VELAYETİN ANNE VE BABA TARAFINDAN BİRLİKTE KULLANILMASI ( Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Davasının Velayeten Eşler Tarafından Birlikte Açılması veya Birinin Açtığı Davaya Diğerinin Muvafakati Şartı )

• NÜFUS KAYDININ DÜZELTİLMESİ TALEBİ ( Babanın Velayeten Açtığı Davaya Diğer Eşin de Muvafakatte Bulunması - Birlikte Dava Açma Koşulunun Gerçekleşmiş Olacağı )

• EŞLER ARASINDA MECBURİ DAVA ARKADAŞLIĞI ( Velayeten Açılan Davalarda - Babanın Velayeten Açtığı Nüfus Kaydının Tashihi Davasına Annenin de Muvafakat Vermesiyle Birlikte Dava Açma Koşulunun Gerçekleşeceği )

• MECBURİ DAVA ARKADAŞLIĞI ( Çocuğa Velayeten Eşlerin Birlikte Dava Açması Zorunluluğu - Eşlerden Birinin Açtığı Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Davasına Diğer Eşin Muvafakatiyle Bu Şartın Gerçekleşmiş Olacağı )

4721/m.336/1,342
1587/m.46
ÖZET : Evlilik birliği içinde velayetin kullanılması kapsamında tüm davaların ana ve baba tarafından birlikte açılması; bunlardan biri tarafından açılmış bulunan davaya, diğer eşin katılımının veya rızasının sağlanması gerektiğinde kuşku ve duraksama bulunmamaktadır. Somut olayda baba Bedri Teker, nüfus kaydının düzeltilmesini talep ettiği Meliha Teker’e velayeten görülmekte olan davayı açmış; 17.05.2004 tarihli duruşmada hazır bulunan anne Sisin Teker, "Meliha benim kızımdır, ben de doğum tarihinin düzeltilmesini istiyorum" şeklindeki beyanıyla olumlu iradesini ortaya koymuştur. Bu olgular birlikte değerlendirildiğinde; baba tarafından küçüğe velayeten açılmış bulunan davaya, yargılama sırasında diğer eşin icazetini bildirdiği; eş söyleyişle, velayetin birlikte kullanılması koşulunun gerçekleştiği açıktır. Bu yöne değinen yerel mahkeme direnme kararı yerindedir.

DAVA : Taraflar arasındaki "nüfus kaydının düzeltilmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Van 1.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 7.7.2004 gün ve 2004/235-614 sayılı kararın incelenmesi davalı temsilcisi tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 18.Hukuk Dairesinin 13.12.2004 gün ve 8713-9478 sayılı ilamı ile;

( ... Dava, evliliğin devamı sırasında eşlerden birisi tarafından, nüfus kaydının düzeltilmesi istenilen küçüğe velayeten açılmış, mahkemece, diğer eşin katılması veya icazeti aranmadan davaya bakılıp kabulüne karar verilmiştir.

Türk Medeni Kanununun 336’ncı maddesinde, ( eşlerden herhangi birisine öncelik veya üstünlük tanınmadan ) evlilik devam ettiği sürece ana ve babanın, velayeti birlikte kullanacağı öngörülmüş ve Türk Medeni Kanunun 342’nci maddesinde de anne ve babanın çocuğu velayetleri çerçevesinde temsil edecekleri ilkesi yine ayırım yapılmadan getirilmiş olup, kamu düzenini sağlamaya yönelik bulunan bu kuralların, yasanın yürürlüğe girdiği 1 Ocak 2002 tarihinden önceki olaylara uygulanması da, 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 2’nci maddesi hükmü gereğidir.

Emredici nitelikteki bu yasa kuralı evlilik birliği içinde velayetin kullanılması kapsamında ana ve baba tarafından çocuk adına açılacak tüm davalar yönünden de geçerlidir. Buna göre, asıl olan eşlerin birlikte dava açmaları ise de, bunlardan birisi tarafından açılacak davaya diğer eşin sonradan icazetini bildirip olumlu iradesini ortaya koyması da, velayetin birlikte kullanılması gerçekleşmiş olacağından yeterlidir. Diğer eşin katılımının veya rızasının sağlanamadığı davanın ise reddi gerekir.

Bu bakımdan mahkemece davacıya, eşinin davaya katılmak ya da duruşmada hazır bulunmak suretiyle icazetini bildirmesi veya icazetini gösteren imzası noterden onaylı belge ibraz etmesi için mehil verilip, bunun sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eşlerden birisinin istemi yeterli bulunarak davanın esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir... ),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir.

Davacı Bedri Teker; velayeti altında bulunan kızı Meliha Teker’in gerçek doğum tarihi 01.07.1980 olduğu halde, her nasılsa nüfus kaydında 01.07.1990 olarak tescil edildiğini ileri sürerek, doğum tarihinin ay ve günü baki kalmak kaydıyla 1980 olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı Nüfus Müdürlüğü temsilcisi; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Yerel Mahkeme; "Sağlık Kurulu Raporu ve velayet altında bulunan küçüğün annesinin beyanına göre, nüfus kaydının düzeltilmesi istenilen küçüğün 01.07.1980 doğumlu olduğunun anlaşıldığı" gerekçesiyle "davanın kabulü ile, Meliha Teker’in 01.07.1990 olarak kayıtlı bulunan doğum tarihinin, ay ve günü baki kalmak üzere 1980 olarak düzeltilmesine" karar vermiştir.

Davalı Nüfus Müdürlüğü temsilcisi tarafından temyiz edilen karar, Özel Daire’ce yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş, Yerel Mahkeme; "nüfus kaydının düzeltilmesi istenilen küçüğün annesi Sisin Teker’in, 17.05.2004 tarihli duruşmada hazır bulunmak suretiyle davaya icazetini bildirdiğinin anlaşıldığı" gerekçesiyle önceki kararında direnmiş, direnme kararını davalı temsilcisi temyiz etmiştir.

Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık; evlilik birliğinin devamı sırasında, eşlerden Bedri Teker tarafından, müşterek çocuk Meliha Teker’e velayeten nüfus kaydının düzeltilmesi istemiyle açılan davada, diğer eşin katılımının ve rızasının sağlanıp sağlanmadığı noktasında toplanmaktadır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 336’ ncı maddesinde,"evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar " hükmü öngörülmüş olup; aynı Kanunun 342’nci maddesinde ise, "ana ve babanın velayetleri çerçevesinde çocuklarının yasal temsilcisi oldukları " hükme bağlanmıştır.

Bu açık hükümler karşısında, evlilik birliği içinde velayetin kullanılması kapsamında tüm davaların ana ve baba tarafından birlikte açılması; bunlardan biri tarafından açılmış bulunan davaya, diğer eşin katılımının veya rızasının sağlanması gerektiğinde kuşku ve duraksama bulunmamaktadır.

Somut olayda baba Bedri Teker, nüfus kaydının düzeltilmesini talep ettiği Meliha Teker’e velayeten görülmekte olan davayı açmış; 17.05.2004 tarihli duruşmada hazır bulunan anne Sisin Teker, "Meliha benim kızımdır, ben de doğum tarihinin düzeltilmesini istiyorum" şeklindeki beyanıyla olumlu iradesini ortaya koymuştur.

Bu olgular birlikte değerlendirildiğinde; baba tarafından küçüğe velayeten açılmış bulunan davaya, yargılama sırasında diğer eşin icazetini bildirdiği; eş söyleyişle, velayetin birlikte kullanılması koşulunun gerçekleştiği açıktır.

Hal böyle olunca, Yerel Mahkemenin bu yöne ilişkin direnme kararı yerindedir.

Ne var ki, işin esası yönünden Özel Daire’ce bir inceleme yapılmadığından, davalı temsilcisinin esasa ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daire’ye gönderilmelidir.

SONUÇ :

Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme uygun bulunduğundan, davalı temsilcisinin esasa ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 18.HUKUK DAİRESİ’NE GÖNDERİLMESİNE, 16.11.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 02-01-2011, 13:19   #16
oguzhand0

 
Varsayılan

Tamamı müvekkil A' ya ait B LTD ŞTİ mevcut. Gerçek kişiliğin de tüzel kişiliğin de vekaletine sahibim.

Şirkete olan borcundan dolayı C kişisine takip başlattım. Alacaklı olarak da Vekil eden şirket B LTD ŞTİ gösterdim. Takibe ilişkin karşı tarafça açılan olumsuz tespit davasında ise davalı olarak şirket B değil de şirketin tek sahibi müvekkil A gösterilmiş.

Davanın;
-husumet yönünden reddi
ya da
-karşı tarafın ıslahla husumeti müvekkil gerçek kişi A' dan alıp A' nın tek sahip olduğu müvekkil şirket B' ye yöneltmesi mümkün müdür?

Saygılarımla
Old 02-01-2011, 19:12   #17
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Oğuzhan Dayar
-karşı tarafın ıslahla husumeti müvekkil gerçek kişi A' dan alıp A' nın tek sahip olduğu müvekkil şirket B' ye yöneltmesi mümkün müdür?

Saygılarımla

Dava husumetten reddedilmez. Ortada bir icra dosyası bulunduğundan ve tüzel kişiliğe yöneltilmesi gereken davayı tüzel kişinin yetkilisine yöneltilmesinden dolayaı hasımda yanılma sebebiyle davacıya süre verilir, davacı da doğru hasma tebligat yaparak davaya devam edilir. Diğer taraftan bunun adı da ıslah olmayacağından, davadaki ıslah hakkının kullanıldığından da bahsedilemez.
Old 03-01-2011, 12:19   #18
ehlihibre

 
Varsayılan

Tamamı müvekkil A' ya ait B LTD ŞTİ mevcut. Gerçek kişiliğin de tüzel kişiliğin de vekaletine sahibim.

Şirkete olan borcundan dolayı C kişisine takip başlattım. Alacaklı olarak da Vekil eden şirket B LTD ŞTİ gösterdim. Takibe ilişkin karşı tarafça açılan olumsuz tespit davasında ise davalı olarak şirket B değil de şirketin tek sahibi müvekkil A gösterilmiş.

Davanın;
-husumet yönünden reddi
ya da
-karşı tarafın ıslahla husumeti müvekkil gerçek kişi A' dan alıp A' nın tek sahip olduğu müvekkil şirket B' ye yöneltmesi mümkün müdür?

Kendi uygulama pratiğime dayanarak ve bu olayın benzerini başka bir davada ben yaşadığım için şunu söyleyebilirim;
söz konusu davada şirket yerine şirketin sahibine dava açılmış olması halinde mahkemece hasmın açıklatılması veya düzeltilmesi için re'sen süre verilmeyecektir. Neticede eldeki davaya dayanak icra takibindeki alacaklı şirkettir, şahıs değil. bu nedenle şahsa karşı açılmış menfi tespit davasından alınacak hüküm icra dosyası açısından bağlayıcı olmayacaktır. ancak şirketin tek sahibi(nin A) olduğu ve bu nedenle hasmın yanlış gösterildiği davacı tarafça söylenip buna dayanak belgeler (ticaret sicili kayıtları vs) dosyaya ibraz edilirse hasmın açıklanması ve kendisine tebligat çıkartılması için süre istenip gerçek hasım davaya dahil edilebilir. bu işlem ıslah veya dahili dava değildir.
Old 16-07-2012, 20:27   #19
Av.Dursun KARACA

 
Varsayılan

Trafik Kaza Tespit tutanağında memur tarafından sehven aracın sigortası A Sigorta olarak yazılmış, dava da doğal olarak A Sigortaya karşı açıldı. Ancak, asıl sigortanın B olduğu ön incelemde anlaşıldı.
6100 HMK. göre, yeni dava açmaktan, ilk davayı müracaata bırakmaktan ve avukatlık ücreti ödemekten başka bir çözüm olabilir mi?
Old 16-07-2012, 20:35   #20
aykutyigit

 
Varsayılan

(3) Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. gereği değiştirebilirsiniz bence
Old 16-07-2012, 21:34   #21
Av.Dursun KARACA

 
Varsayılan

Sayın aykutyiğit "(3) Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir." cümlesi bir yerden mi alıntı? Bu görüşün dayanağını açıklarsanız faydalı olacak.
Old 16-07-2012, 21:49   #22
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

HMK Madde 124
Alıntı:
Tarafta iradi değişiklik

MADDE 124 - (1) Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür.

(2) Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır.

(3) Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir.

(4) Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hakim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.
Old 17-07-2012, 08:54   #23
yeditepelişehir

 
Varsayılan

Bence burada HMK 124 uygulanmayabilir.İlgili aracın sigortasını,çeşitli şekillerde temin edebileceğiniz ve araştırmanız gerektiği yönünde bir itirazla karşılaşabilirsiniz.
Old 03-06-2013, 13:37   #24
irem

 
Varsayılan

Merhabalar benimde açmış olduğum bir davada davalıyı herkesle isminin öyle bilinmesi ile şirket ünvanı için Google da yarattım ve A Ltd Şti bularak isim ve darbesiyle davayı açtım ancak sonra adrese tebligat bila ikmal iade oldu ve ben davalıyı yanlış gösterdiğimi farkettim davalı aynı adreste olan B Ltd Şti imiş sadece şirket yetkililerinin soy adı A'ymış. Bu durumda bana bir haftalık kesin süre verildi doğru adresi göstermem için ancak benim şirketin adını yanlış bildiğim ve doğrusuna husumet yöneltmem gerekliliği sorunu var bir de A Ltd Şti diye bir şirkette yok. Sadece soyadlarından dolayı ben yanıldım. Ben de hmk md 124'ü uygulayabilir miyim? Davalı isminde o isimle tanındıkları için olmayan bir şirkete yönelttiğim davayı asıl isimli şirkete nasıl yöneltebilirim? Şimdiden teşekkürler.
Old 03-06-2013, 13:50   #25
Av. Eyüp KATI

 
Varsayılan

6100 sayılı HMK nun 124. maddesi uyarınca işlem yapılabileceği kanaatindeyim. makul hataya düstüğünüzü gösterebilirsiniz kanaatindeyim.
Old 10-02-2016, 15:43   #26
av. ayçe

 
Varsayılan

satım sözleşmesine binaen açılan bir davada şirket yerine şirketin asıl sahibine dava açmak hmk m 124 e girer mi acaba ?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Maaşta hareket olmadığı gerekçesiyle maaşın kesilmesi!! av.egemen Meslektaşların Soruları 13 31-05-2012 13:25
Sehven Faiz oranının fazla gösterilmesi AV.SERTANn Meslektaşların Soruları 4 15-04-2008 13:22
işin yapıldığı yer icra dairesinin yetkisi ersen Meslektaşların Soruları 1 08-06-2007 10:31
Tahsilde tekerrür kaydının sehven unutulmuş olması Suç ve Ceza Meslektaşların Soruları 5 19-03-2007 12:04
Takip talebinde borçlu şirket ünvanındaki hata maddi hata mıdır? felisfelidae Meslektaşların Soruları 5 11-02-2007 00:07


THS Sunucusu bu sayfayı 0,11759591 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.