Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Elbirliği Mülkiyetinde Ecrimisil

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 20-11-2019, 12:28   #1
av.362

 
Önemli Elbirliği Mülkiyetinde Ecrimisil

Meslektaşlarım öncelikle merhaba,
Muris tarafından ölmeden önce kiraya verilen elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazın kirası, murisin ölümünden itibaren bir mirasçı tarafından alınmaktadır.
Diğer mirasçılardan biri tarafından açılacak olan meni müdahale ve ecrimisil davasında davalı olarak kiracı ve kira parasını alan mirasçı aleyhine müteselsil borçlu olarak dava açılabilir mi? Bu konu hakkında elinde yargıtay kararı olan varsa paylaşabilir mi?
Şimdiden teşekkürler.
Old 20-11-2019, 13:49   #2
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Merhabalar meslektaşım;

YARGITAYIN YERLEŞİK İÇTİHATLARINA GÖRE; “…ecrimisil, kötüniyetli zilyedin taşınmazı kullanması nedeniyle taşınmaz malikine ödemekle yükümlü olduğu haksız işgal tazminatıdır.”
Kiracı kötüniyetli zilyet midir? Zannetmem.

Kiracıya ihtar çekilerek "payımız oranında kira bedelinin tarafımıza yatırılmasına" denilebilir.
Old 20-11-2019, 13:49   #3
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

T.C YARGITAY
8.Hukuk Dairesi
Esas: 2018/ 7252
Karar: 2019 / 192
Karar Tarihi: 10.01.2019

ECRİMİSİL İSTEMİ - ECRİMİSİLİN BÖLÜNEBİLİR HAK OLDUĞU VE ELBİRLİĞİYLE MALİKLERDEN HERHANGİ BİRİSİNİN KENDİ PAYINA HASREN TALEPTE BULUNABİLECEĞİ - HÜKMÜN BOZULMASI

ÖZET: Mahkemece, ecrimisilin bölünebilir hak olduğu ve elbirliğiyle maliklerden herhangi birisinin kendi payına hasren talepte bulunabileceği de gözetilmek suretiyle işin esası yönünden bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi yönünde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

(4721 S. K. m. 640)



Dava: Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.



Karar: Davacı vekili; müvekkilinin iştirak halinde malik olduğu dava konusu 1056, 1057, 1058, 1059, 1060, 1064, 1065 ve 1066 parsel sayılı taşınmazlara davalının tecavüzde bulunduğunu ileri sürerek dava tarihinden geriye dönük 5 yıllık ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.



Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.



Mahkemece, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.



Dava; ecrimisil istemine ilişkindir.



Dosya kapsamı ve toplanan delillerden muris...'ın 13.04.1986 tarihinde vefat ettiği, geriye mirasçıları olarak eşi dava dışı... ve kızı davacımız ...'nin kaldığı; dava konusu taşınmaza belirtilen mirasçıların elbirliğiyle mülkiyet esaslarına göre malik olduğu anlaşılmıştır.



Kural olarak elbirliği mülkiyetine konu olan hallerde tüm mirasçıların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir. Çünkü bu gibi hallerde 11.10.1982 gün 3/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın tereke adına açıldığının kabulü gerekir. Muvafakat duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunmakla veya imzası noterce onaylı muvafakat belgesi ibraz edilmesi suretiyle yahut davacılar adına davayı takip eden avukata vekalet verilmesi ile sağlanabilir. Bu yolda ortakların tümünün muvafakati sağlanamazsa Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi hükmü uyarınca miras bırakanın terekesine görevli mahkemece temsilci atanması için davacıya süre verilir. Dava hakkına ilişkin olan bu hususun hakim tarafından kendiliğinden öncelikle nazara alınması gerekir. Ancak ne var ki, ecrimisil alacağı bölünebilir hak niteliğinde her bir mirasçı kendi hissesine düşen alacağı isteyebilir.



Mahkemece, ecrimisilin bölünebilir hak olduğu ve elbirliğiyle maliklerden herhangi birisinin kendi payına hasren talepte bulunabileceği de gözetilmek suretiyle işin esası yönünden bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi yönünde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.



Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK’un 440/1. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 10.01.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)






T.C YARGITAY
8.Hukuk Dairesi
Esas: 2018/ 3420
Karar: 2018 / 13975
Karar Tarihi: 11.06.2018

YARGITAY KARARI
Kelime Ara

Ara

Temizle
Kopyala

Kaydet/Yazdır

Sık Kullanılanlar

Geri
YARGITAY KARARI
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi Ve Ecrimisil



Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, müdahalenin men’i talebinin geri alınması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına; ecrimisil talebinin kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacılar vekili, tarafların kök murislerinden kalan 22 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan iki katlı kagir evin alt katındaki taşınmaza davalının tecavüzde bulunduğunu İleri sürerek müdahalenin men’ine, 08/06/2001 tarihinden itibaren dava tarihine kadar hesap edilecek ecrimisilin yine kademeli olarak hesap edilecek yasal faizi İle birlikte davacıların miras hisseleri oranında davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili, müvekkilinin taşınmazda mirasçı sıfatıyla elbirliği halinde malik olması nedeni ile taşınmazı kullanmaya hakkının bulunduğuna, davacılar ... ve ...'nin aynı taşınmazın normal katını kullandıklarını, davacıların bir hakkı varsa ancak murisin vefatından sonraki bir dönem için talepte bulunabileceklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, müdahalenin men’i talebinin geri alınması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına; ecrimisil talebinin kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava; elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.

Hemen belirtilmelidir ki, davaya konu taşınmazda taraflar elbirliğiyle mülkiyet esaslarına göre maliklerdir. Elbirliği mülkiyetinde de paylı mülkiyete tabi taşınmazlarda olduğu gibi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başma ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Yargıtayın ve Dairemizin yerleşmiş uygulamaları da bu yöndedir.

Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir. Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı İşgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.

Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.

Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir, (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)

Hal böyle olunca; davalının kullandığı alan açısından intifadan men olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Bununla birlikte dava konusu 22 parselin tamamı gözetilerek davacıların kullandığı ya da kullanabileceği bir yer olup olmadığının tespit edilmesi; davalının iddia ettiği üzere davacılardan Şükriye ve Halil’in taşınmazda bulunan üst katı kullanıp kullanmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, kullanıyorlarsa davanın bu davalılar açısından reddedilmesi, diğer davacılar açısından ise koşulları gerçekleşmiş ise payları oranında ecrimisile hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz İtirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nin 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nin 440/1. maddesi gereğince Yargıtay Daire İlamının tebliğinden İtibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 11.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Elbirliği Mülkiyetinde Hisse Satişi Av.Denizzz Meslektaşların Soruları 3 09-08-2019 11:11
elbirliği mülkiyetinde ortak kendi payı için ecrimisil davası açabilir mi? av.442 Meslektaşların Soruları 2 12-11-2014 18:32
elbirliği mülkiyetinde fiili taksim günseligonca Meslektaşların Soruları 0 05-05-2008 12:11
Elbirliği Mülkiyetinde Ecrimisil ve Müdahalenin Men'inde Mirasçı Sorunları terazinin kefesi Meslektaşların Soruları 4 23-08-2006 16:53


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04600811 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.