Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Ölmüş borçlunun mirasçılarına karşı icra takibi

Yanıt
Old 11-05-2017, 16:02   #1
Av. Göztepeli

 
Varsayılan Ölmüş borçlunun mirasçılarına karşı icra takibi

Öncelikle tüm meslektaşlarıma saygı ve sevgilerimi sunar iyi çalışmalar dilerim.

Soracak olduğum konu forumda daha önce çok defa tartışılmış, ancak tam bir yanıt bulunmamakta.

Borçlu kişi ölmüştür. Borçlunun mirasçılarına karşı icra takibi yapmak istiyorum. Ancak mirasçılarının kim olduğunu bilemediğimiz için takip açamıyoruz.

Borçlunun mirasçıların tespiti için veraset ilamı alabilmek adına itm'den yetki belgesi verilmesini talep ettim. Ancak henüz ortada bir icra takibi olmadığından bahisle bu talebim reddedildi. İcra takibi açmadan bu yetkiyi veremeyeceklerini söylediler.

Ölü kişiye karşı icra takibi yapılamayacağını biliyorum. Ayrıca yine mirasçıları tek tek belirtmeden de takip yapamayacağımı biliyorum.

Buradaki sorum; takip açmadan önce borçlunun mirasçılarını tespit etmenin yolu yöntemi nedir?

Konuyla ilgili fikirlerini paylaşan meslektaşlarıma teşekkürü borç bilirim. Saygılarımla.
Old 11-05-2017, 17:25   #2
GÜLSÜM ÖNAL

 
Varsayılan

Vefat eden kişinin mirasçılarını bilmiyorsunuz, yetki belgesi alarak veraset ilamı alamıyorsunuz ve 3.şahıs olarak nüfus aile kaydına da ulaşamıyorsunuz.. Bu durumda A.Y.M.15.3.1988 T.li kararında da geçen özgün hukuk kurallarının uygulanması gerçeği ve HMK.124.maddesi birlikte değerlendirilerek ölü kişinin ismi ile mirasçıları ( X mirasçıları) olarak takip yapmak ve sonrasında yetki ve veraset ilmı almak-nüfus aile kaydına ulaşmak sureti ile takibe dahil edilmesi en mantıklı olandır diye düşünüyorum.. keza İzaleyi şüyuu davalarında dahi mirasçılar bilinmediği durumlarda taraf olarak X mirasçıları diye taraf gösterebiliyorsak icra takibinde de uygulanabilmelidir.
Old 11-05-2017, 22:34   #3
Av. Suat

 
Varsayılan

Sayın Av. Göztepeli,
Hukuki yarar, dava şartıdır.
İcra takibi yapılmadan veraset talepli dava açılamayacağı yönündeki çıkarım hatalıdır.

YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
ESAS: 2013/14-370
KARAR: 2014/43

ÖZET : Dava hakkı, Anayasa ile teminat altına alınmıştır.
Herkes, meşru vasıta ve yollardan yararlanmak suretiyle yargı mercileri (mahkemeler) önünde davacı veya davalı olarak iddia, savunma ve adil yargılanma hakkına sahiptir(Anayasa Madde 36).
Dava hakkı, ancak hukuki yarar (menfaat) ile sınırlıdır ve mahkemenin bir davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi için davacının dava açmakta hukuki yararının olması gerekir.
............

Bu tür bir davayı açmakta hukuki yararınızın bulunmadığını kimse iddia edemez. Zaten bu nedenle çıkmaza girmişsiniz gibi görünüyor.
Davanızı açın, yukarıdaki yarg. kararını da ekleyin....
Kolay gelsin .....
Old 12-05-2017, 10:28   #4
Av. Göztepeli

 
Varsayılan

Sn. GÜLSÜM ÖNAL ve Sn. Av. Suat; fikirleriniz paylaştığınız için çok teşekkür ederim.
Old 12-05-2017, 12:30   #5
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Müteveffaya takip açılamayacağının pratik karşılığı var mıdır?

Yani diyelim Mehmet Demir (çok kullanılan isim diye uydurdum) isimli aslında ölü bildiğiniz borçluya takip açarsanız ne olur?
Old 12-05-2017, 12:30   #6
Av. Suat

 
Varsayılan

Sayın Av. Göztepeli,

Konu ile birebir örtüşen bir yargıtay kararı hemen aşağıdadır.
Değimiz gibi HUKUKİ YARAR, DAVA ŞARTIDIR.
Karar, tam bir ders niteliğinde .....
Sayın hakimlerimizin, önüne gelen bu gibi uyuşmazlıklarda taraf sıfatın yanında HUKUKİ YARAR kriterini de göz önünde bulundurmaları gerekmektedir.


T.C.
Yargıtay
8. Hukuk Dairesi

Esas No:2014/1698
Karar No:2014/20921

Y.. A.. tarafından mirasçılık belgesi davasının reddine dair Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 15.01.2014 gün ve 57/41 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R
Davacı Y.. A.. vekili dava dilekçesinde; davacı bankaya borçlu olan Ö.. A... Ziraat Tohum Gübre Zir. İl Tic. Ltd Şti ve diğer tüm müşterek müteselsil kefillerin vekil edeni bankaya olan borçlarını ödememesi sebebi ile tüm muhataplara hesap kat ve borcu ödeme ihtarnamesi gönderildiğini, müşterek ve müteselsil kefillerden biri olan O.. D..'a gönderilmiş olan Kırıkkale 5. Noterliği'nin 06 .11.2013 tarihli ve ... yevmiye numaralı hesap kartı ve borcu ödeme ihtarnamesinin 09.11.2013 tarihinde muhatabın vefat ettiğinden bahisle bila tebliğ döndüğünü açıklayarak vefat eden borçlunun mirasçılarının belirlenmesi ve mirasçılar hakkında icra takibinin yapılabilmesi açısından veraset belgesinin verilmesini istemiştir.
Mahkemece; “yetki verilmediği, muris ile mirasçılık sıfatının bulunmadığı" gerekçesiyle tensibine davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili davayı açarken veraset belgesini istediği borçlu O.. D..'a ait bankadan çekilen krediye kefil olduğuna dair kredi sözleşmesini, murise çekilen ihtarnameyi, kredi bilgileri ve ödeme planına ilişkin yazıyı, dava dilekçesi ekinde sunduğu ve bu belgelerin dosya arasında bulunduğu saptanmıştır. Davacı Banka dilekçe ekinde, sunulan belgeler ile alacaklı durumunda bulunduğuna ve bu konuda bir duraksama görülmediğine göre borçlu O.. D..’a ait veraset belgesini istemesinde hukuki yararının bulunduğu konusunda hiçbir duraksama söz konusu değildir. Aksi halde davacı Bankanın dava açınası ya da icra takibi yapıması olanaklı hale gelmez. Bunun garantisini kimsede veremez.
HUMK'da yer almamakla birlikte Yargıtay Uygulaması gereğince “hukuki yarar ilkesi" davanın açılması bakımından dava şartı olarak kabul edilmekte ve uygulanmakta idi. Dava şartları hiç şüphesiz davanın açıldığı tarihte yani başlangıçta aranır. Olup olmadığı belirlenir. 6100 sayılı HMK'nu hazırlanınca uygulamadan esinlenerek bu hukuki yarar ilkesi kanun hükmü haline getirildi. HMK'nun dava şartları başlığı taşıyan 114/1-h bendinde
"davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması" ilkesinin dava şartları arasında sayıldığı görülmektedir. Hukuki yarar ilkesinin bulunduğu durumlarda mutlaka davacı tarafın önce bir mahkemede dava açınası, ondan sonra bu mahkemeden veraset belgesinin veya herhangi bir işin yapılması bakımından yetki alınmasına gerek olmadığı gibi, önce bir şeyin veya bir alacağın icra takibine konulması ve belirli aşamalardan sonra icra müdüründen yetki alınması suretiyle herhangi bir dava açılmasına da gerek bulunmamaktadır. Aksi halde hak arama yollarının sınırlandırılması ya da kapatılması söz konusu olur. Bu aynı zamanda bir hak ihlaline yol açabilecektir.
Anayasa'nın hak arama hürriyeti başlıklı 36. maddesinde; "Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir," denilmek suretiyle savunma hakkının kısıtlanamayacağına vurgu yapıldığı gibi, hak arama yollarının da sınırlanamayacağını vurgulamıştır. Bu hüküm ortada dururken davacı daha önce herhangi bir dava açmadığı gibi, icra takibine de yapmadığı ve aynı zamanda borçlu ile irs ilişkisinin de olmadığı görüşünden hareketle isteğin reddine karar verilmesi açıklanan Anayasa hükmüne ve belirtilen ilkelere aykırı düşmektedir.
Yapılan açıklamalar ve dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile davacı Banka'nın borçlu O.. D..'a ait veraset belgesini alması konusunda hukuki yararının bulunduğu, aksi halde hak arama yollarının sınırlandırılması durumunun ortaya çıkacağı, bu nedenlerle mevcut dosya kapsamı gözetilerek durum değerlendirildikten sonra işin esası hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle davacı banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/III-2. bendi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 14.11.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.




Nitekim hemen aşağıdaki örnekte davadaki taraflar ile herhangi bir nesep bağı veya ailevi ilişkisi olmamasına rağmen, tamamen üçüncü kişi konumunda olan davacının hukuki yararının bulunması halinde nüfus kayıtlarını yakından ilgilendiren TANIMAMIN İPTALİNİ dava edebileceğine karar verilmiştir.



YARGITAY 2. Hukuk Dairesi 2004/4342 E., 2004/6810 K.
HUKUKİ YARAR---TANIMANIN İPTALİ-- TANINAN ÇOCUĞUN NÜFUS KAYITLARI
ÖZET : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ( ret ) hükmün temyizen murafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, tanımanın iptali İsteğine ilişkindir.
Tanımanın iptalini isteyen davacı; tanınan çocuğa, sigortalı iken ölen babası Fevzi’den dolayı Sosyal Sigortalar Kurumunca (...gelir) bağlanmış olması sebebiyle kurumun rücuan tazminat talep ettiği kişidir. Kurum tanıma nedeniyle hak sahibi olmuş olan çocuğa gelir bağlandığına-ve bağladığı bu geliri, sigortalısının ölümüne sebebiyet veren davacıdan rücuan talep ettiğine göre, tanıma işleminin geçersiz kılınmasında, davacının hukuki yararı bulunmaktadır.
Old 12-05-2017, 15:40   #7
Av. Göztepeli

 
Varsayılan

Suat Bey gönderdiğiniz kararlar çok faydalı oldu.
Old 16-03-2020, 11:29   #8
inwonderland

 
Varsayılan

Merhaba sayın meslektaşlarım, benzer bir konuda ben de tereddütte kaldığım için desteğinize ve fikirlerinize ihtiyacım var. Şöyle ki henüz takibini başlatmadığımız banka alacağımızda borçlu kişi vefat etmiş. Mirasçılarını tespit edemiyoruz. Sormak istediğim husus şudur ki, takibe başlamadan öncelikle veraset ilamını almak ve mirasçıları tespit ederek ihtarname göndermek istiyorum. Takibe başlamadan icra müdürlüğünden veraset ilamı için yetki talep edebilir miyim?

Şimdiden çok teşekkür ediyorum, iyi çalışmalar.
Old 16-03-2020, 15:11   #9
Av. Suat

 
Varsayılan

Sayın inwonderland,
Hukuki yarar, dava şartıdır.
İcra takibi yapılmadan da veraset talepli dava açılabilir.

YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
ESAS: 2013/14-370
KARAR: 2014/43

ÖZET : Dava hakkı, Anayasa ile teminat altına alınmıştır.
Herkes, meşru vasıta ve yollardan yararlanmak suretiyle yargı mercileri (mahkemeler) önünde davacı veya davalı olarak iddia, savunma ve adil yargılanma hakkına sahiptir(Anayasa Madde 36).
Dava hakkı, ancak hukuki yarar (menfaat) ile sınırlıdır ve mahkemenin bir davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi için davacının dava açmakta hukuki yararının olması gerekir.
............

Bu tür bir davayı açmakta hukuki yararınızın bulunmadığını kimse iddia edemez. Zaten bu nedenle çıkmaza girmişsiniz gibi görünüyor.
Davanızı açın, yukarıdaki yarg. kararını da ekleyin....
Kolay gelsin .....


T.C.Yargıtay 8. Hukuk DairesiEsas No:2014/1698Karar No:2014/20921
Veraset belgesi talebi için yetki belgesi alınmış olması şart olmayıp muristen alacağı olduğuna dair belgelerin ibraz edilmesi yeterlidir
Özet:Mahkemece; “yetki verilmediği, muris ile mirasçılık sıfatının bulunmadığı" gerekçesiyle tensibine davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
HUMK'da yer almamakla birlikte Yargıtay Uygulaması gereğince “hukuki yarar ilkesi" davanın açılması bakımından dava şartı olarak kabul edilmekte ve uygulanmakta idi. Dava şartları hiç şüphesiz davanın açıldığı tarihte yani başlangıçta aranır. Olup olmadığı belirlenir. 6100 sayılı HMK'nu hazırlanınca uygulamadan esinlenerek bu hukuki yarar ilkesi kanun hükmü haline getirildi. HMK'nun dava şartları başlığı taşıyan 114/1-h bendinde "davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması" ilkesinin dava şartları arasında sayıldığı görülmektedir. Hukuki yarar ilkesinin bulunduğu durumlarda mutlaka davacı tarafın önce bir mahkemede dava açınası, ondan sonra bu mahkemeden veraset belgesinin veya herhangi bir işin yapılması bakımından yetki alınmasına gerek olmadığı gibi, önce bir şeyin veya bir alacağın icra takibine konulması ve belirli aşamalardan sonra icra müdüründen yetki alınması suretiyle herhangi bir dava açılmasına da gerek bulunmamaktadır. Aksi halde hak arama yollarının sınırlandırılması ya da kapatılması söz konusu olur. Bu aynı zamanda bir hak ihlaline yol açabilecektir

Davacı vekili davayı açarken veraset belgesini istediği borçlu O.. D..'a ait bankadan çekilen krediye kefil olduğuna dair kredi sözleşmesini, murise çekilen ihtarnameyi, kredi bilgileri ve ödeme planına ilişkin yazıyı, dava dilekçesi ekinde sunduğu ve bu belgelerin dosya arasında bulunduğu saptanmıştır. Davacı Banka dilekçe ekinde, sunulan belgeler ile alacaklı durumunda bulunduğuna ve bu konuda bir duraksama görülmediğine göre borçlu O.. D..’a ait veraset belgesini istemesinde hukuki yararının bulunduğu konusunda hiçbir duraksama söz konusu değildir. Aksi halde davacı Bankanın dava açınası ya da icra takibi yapıması olanaklı hale gelmez. Bunun garantisini kimsede veremez.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Aleyhine icra takibi yapılan ve takibi kesinleşen borçlunun iflas ertelemesi kararı sunması siloos Meslektaşların Soruları 2 19-08-2015 08:09
Borçlunun kesinleşen kamb.senet. mahsus haciz yoluyla takipten sonra ölümü ve yıllar sonra aynı senet üzerinden mirasçılarına karşı takip yapılması a.bileydi Meslektaşların Soruları 2 03-11-2012 13:54
Ölmüş şahsın borçları, icra takibi me_as Meslektaşların Soruları 7 13-04-2011 10:56
Ölmüş kişiye yapılan icra takibi av.tgb Meslektaşların Soruları 5 01-07-2009 15:07
Ölmüş kişiye icra takibi olcsvl Meslektaşların Soruları 3 16-09-2007 22:07


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05508494 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.