kefalet sözleşmesi eşin rızası

mrb değerli meslektaşlarım,

Abim arkadaşına bankada kefil oluyor.Ancak arkadaşı daha sonra taksitleri ödemediği için ve bu şahsın adına malvarlığı olmadığı için de banka her gelen taksitler için abimi sıkıştırıyor.Abim toplamda 42.000 olan borcun yaklaşık 30.000 TL sini ödemiş ve son 12.000 civarı 3 taksit kalmış ben yaptığım araştırmalar neticesinde 1 TEMMUZ 2012 tarihinden sonraki kefalet sözleşmelerinde eşin rızası yoksa eğer bu kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu düşünerek çünkü eşi, bankada rıza gösterdiğine dair imza atmamış ve abim kefil olduğu tarihte evli idi.Söz konusu kredi 2014 yılı başlarında çekilmiş yani kanunun yürürlük tarihinden 2 yıl sonra.
ben artık ödememesini söyledim.

sorum şu:
1-Bankanın abimi icraya vermesini bekleyip itiraz mı edeyim sonrasında açılan itirazın iptali davasında ödenen tutarları dekontları delil gösterip geri mi isteyeyim.

2-Yoksa onları beklemeden ilk önce menfi tespit davası mı açıyım kefalet sözleşmesinin geçersizliğini dile getirip, menfi tespit sonuçlandıktan sonrada ödenen 30.000 TL yi faiziyle geri istemek için alacak davası mı açıyım.

not:bu konuda kefaletin geçersiz olduğa ilişkin onlarca içtihat var.teşekkür ederim şimdiden

İtirazın iptali davasında ödenmiş bedeli istemeniz mümkün değildir.''Davacı'' olarak borçlu olmadığınızın tespiti ''Menfi tespit'' ve ödenmiş bedellerin iadesi için ''İstirdat Davası'' açmanız gerekir...

istirdat davası için açılmış bir takip olması gerekmez mi? şuan için açılan bir takip yok.

TBK.kefalete dair hükümlerine aykırılık halinde icazet sözleşmeyi geçerli hale getirmez.. İcra takibinden öncesine dair ödemeler var ise bu durumda özellikle TBK.77/2 ve 78/1 e göre hareket edebilirsiniz....

Merhaba,

TBK m. 584'te emredici olarak, "eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır" şeklinde düzenlenmiştir.TBK'da getirilen bu kuralın temel gayesi ailenin korunması düşüncesine hizmet etmektir. Bu düzenleme ile eşin kadın veya erkek olması açısından da bir fark da getirilmemiştir. Doktrinde de kabul edilen yangın görüşe göre eşin rızası bir ehliyet sınırlamasıdır. Bu tespitte görülecek fayda, rıza eksikliği durumunda yapılacak hukuki değerlendirmede görülür. Eşin rızasının bulunmaması durumunda, kefalet sözleşmesi fiil ehliyeti eksikliği yüzünden geçersiz olur.

Bu açıklamalar doğrultusunda eğer eşin rızası alınmamışsa söz konusu kefaletname geçersizdir diyebiliriz.

İyi günler dilerim.
Av. Ferman Kaya

fakat benim bu konuda farklı bir sorum olacak , müvekkil oğlunun şirketi için çektiği krediye kefil oluyor.Kefalette müvekkilin eşinin imzası veya rızası yok. Kefalet tarihi ise, 20.07.2012. Borçlar kanunun yürürlük tarihi ile , kefalet için eşin rızasına istisna getirilen tarihlerin arasında bir tarih. Bu durumda eşinin rızası olmadığından kefilliğin iptali davası açılabilir mi .

Bizde aynı şekilde bir menfi tespit dava açtık , umarız lehimize sonuçlanır

Alıntı: Yazan Avukatrecep fakat benim bu konuda farklı bir sorum olacak , müvekkil oğlunun şirketi için çektiği krediye kefil oluyor.Kefalette müvekkilin eşinin imzası veya rızası yok. Kefalet tarihi ise, 20.07.2012. Borçlar kanunun yürürlük tarihi ile , kefalet için eşin rızasına istisna getirilen tarihlerin arasında bir tarih. Bu durumda eşinin rızası olmadığından kefilliğin iptali davası açılabilir mi .

davanız hangi aşamada , bu konuda faydalandığınız yargıtay kararlarını paylaşabilirmisiniz.

Maalesef Yargıtay kararı bulamadık, kanunlara , yürürlük tarihlerine değindik, cevaba cevabı verdi karşı taraf , duruşma günü bekliyoruz ��

19. h.d 2010/7674 e. 2011/1950 k sayılı ilamı var , faydası olur belki bi bakın derim

Üstad bulamadım kararı , paylaşabilmeniz mümkün mü

Alıntı: Yazan Avukatrecep 19. h.d 2010/7674 e. 2011/1950 k sayılı ilamı var , faydası olur belki bi bakın derim

http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=16598

Alıntı: "...Şirket ortağının şirket lehine imzalayacağı kefalet sözleşmesinde eşin rızasının gerekli olmadığına ilişkin TBK'nun 584/3. maddesinin 28.03.2013 tarihinde yürürlüğe girmesi, dava konusu ipoteğin ise bu yasal değişiklikten önce 24.12.2012 tarihinde tesis edilmiş olması nedeniyle, kefalet sözleşmesi niteliği de taşıyan ipotek akdinde davacı ...'nin kefalete ilişkin rızası bulunması gerekirken bulunmadığı da dosya içeriğiyle sabit olduğundan mahkemece, ipotek akdinde yer alan davacı ...'nin kefaletine ilişkin açıklamaların, TBK'nun 583. ve 584. maddelerinde yer alan kefalet sözleşmesinin geçerlilik şartlarını taşımadığı gözetilerek kefalet sözleşmesi nedeniyle davacı ...'nin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir."

Yargıtay kefalet sözleşmesinde eşin rızasını genel olarak kamu düzenine ilişkin bir hal olarak kabul etmemiş. Bu nedenle istisna getiren yeni düzenlemenin de düzenlemenin kendisinin de geçmişe dönük uygulanması söz konusu değil. Zaten yukarıdaki karar da bu doğrultuda verilmiş bir karar.

Menfi tespit davasını eş mi açar beraber mi açarlar

Meslektaşım davanızın sonucu ne oldu?bilgi verir misiniz