Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Ağla Türkiye !!!

Yanıt
Old 09-03-2004, 12:37   #1
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Ağla Türkiye !!!

Agla Turkiye !





Gectigimiz ay iki uzucu olay medyamızın yogun ilgisini cekti. Gunlerce bu
iki konu uzerinde konusuldu.Tartısildi. Bunlardan ilki Futbol Yorumcusu
Ahmet Cakar’ın Mecidiyekoy’de bir otoparkta ugradığı saldiri
idi. Cakar vucuduna isabet eden 5 kursundan kil payi siyriklarla
kurtulmus ve bu kursunlardan biri vucudunda kalmasina ragmen hayati
tehlikeyi atlatmisti. İkinci olay ise ilk olay kadar ucuz atlatılamadı.
Enistesinin tecavuzune ugrayan bir genc kiz, kacarak geldigi
İstanbul’da kardeslerinin yaptiklari takip sonucunda once sokak
ortasında kursunlanarak yaralandi. Sonra tedavi gördügü hastanede yine
ayni erkek kardeslerinin silahindan cıkan kursunlarla saldiriya
ugrayarak hayatini kaybetti.

Bu iki olayda da sucun magdurlarinin daha once yogun
bicimde olum tehdidi aldikları hatta Guneydogulu
genc kiz Guldunya Toren’in olum korkusu ile
olaydan 3 ay evvel polise sigindigini gazetelerden
ögrendik. İstanbul’a kactıgı donemde
oldurulecegini anlayan genc kadinin 3 ay once polise
sigindigi ancak polisin kadini koruma altına alacagi
yerde babasi Şerif Toren’e haber verdigi ortaya
çikti. (Cumhuriyet,29.02.2004)
Zira Ahmet Cakar’ın da daha once bazi yayin kuruluslarına yogun
bicimde tehdit aldigini beyan ettigini anliyoruz.

Bu olaylarda bir cok kamu kurumu ve bu kurumun calısanları işlerini yeteri
kadar iyi yapamadıkları icin yoğun bicimde elestiri aldilar.
Özellikle Guldunya Toren’in başina gelecekleri onceden tahmin
edip polise siginmasi ve polisin de genc kizi koruma altina almak yerine
babasına haber vermesi elestirilen davranısların basında geldi.

Polise yoneltilen bu elestirilerin ne derece haklı oldugunu anlayabilmek
icin olayi bir hukukcu olarak butun yonleri ile irdelememiz
gerekmektedir.

Polisin gorev ve yetkilerini duzenleyen 14.07.1934 tarihli ve 2559 Sayılı
Polis Vazife Ve Selahiyet Kanunu’nun ilk maddesi gayet acık
bicimde polisin insanların can ve mal guvenliklerini koruması
gerekliligi konusunda su hukumlere yer vermistir. Birinci madde de
gecen; “Polis, asayisi amme, sahıs, tasarruf emniyetini ve mesken
masuniyetini korur. Halkin irz, can ve malini muhafaza ve ammenin
istirahatini temin eder.Yardım istiyenlerle yardıma muhtac olan cocuk,
alil ve acizlere muavenet eder.” seklindeki ifadeler bu gercegin
altini cizmektedir.

Yine kanunun ikinci maddesinde polisin bu görevlerini nasıl yerine
getirecegi somut olaya indirgenerek belirtilmistir. Buna göre 2. Maddede
Polisin genel emniyete iliskin görevlerinin iki kısım olduğu
belirtilmis bunlardan ilkinin; “Kanunlara, tuzuklere,
yonetmeliklere, Hukumet emirlerine ve kamu duzenine uygun olmıyan
hareketlerin islenmesinden once bu kanun hükümleri dairesinde onunu
almak” oldugu vurgulanmıstir.

Ayni kanunun besinci fikrasının birinci bendinde “polisin
can,ırz,mal emniyetini korumak icin yetkili amirin verecegi sozlu
emirlerin derhal yerine getirilecegi” vurgulanmıs, bu konuda
kanunca istisna tanınarak, polisin amirinden emri yerine getirmek icin
emrin yazılı verilmesini isteminde bulunamayacagi ve sorumlulugun emri
veren amire ait olacagı ifade edilmiştir.

Gorulduğu uzere polisin kendisine sıgınan genc kizi koruma gerekliligi bu
yasa ile acıkca on gorulmektedir. Cogu kimsenin anladigi gibi polis
sadece “suclu”lari yakalamak veya hakkinda suphe bulunan
kimseleri takip etmekle kalmamali olusmasi muhtemel bir sucun onlenmesi
icin de gereken her tur tedbiri almalidir.

Kuskusuz burada akla su soru takilmaktadir. Emniyet yetkilileri suc
gerceklestikten sonra failleri yakalamada kismen basari saglarken, neden
suclarin onlenmesinde bu basariyi tekrarlayamadigidır. Ulkemizde
“onleyici kolluk” mekanizmasiıniın yeterince islememesi bu
gercegin en onemli nedenidir. Gercekten de herhangi bir nedenle olum
tehdidi alan vatandaslar polisce Cumhuriyet Savciliklari’na
yonlendirilmekte, savciliklarin baslattigi on sorusturmalar da cogunlukla
delil yetersizliginden takipsizlikle sonuclanmaktadir.

Burada kolluk yetkililerine büyük gorevler duşmektedir. Bu tur durumlarda
ozellikle sucun islenme ihtimalinin boyutu polis tarafından tetkik
edilmeli ve somut olayın ozelliklerine gore gerekli yasal tedbirler
alinmalidir. Ozellikle “tore cinayetleri” denilerek
mesrulastirilma tehlikesi ile karsı karsiya bulunan cinayetlerde
magdurlarin cogunun kadinlardan olustuğu goz onunde bulundurularak Kadın
Siginma Evleri acilmali yada bu yonde acilmis bulunan kuruluslara
devletin yardim eli uzanmalidir. Bu gorev devlet icin Anayasamızda yer
alan Sosyal Hukuk Devleti icin bir zarurettir.

Bu olay vesilesi ile ogrendigimize göre toplumun genel ahlak anlayışı (!)
ile ters dustukleri icin olum tehlikesi ile karşi karsiya bulunan 21
dolayında kadinin 7 yildir bu yolda mucadele veren Kadın Egitim
Merkezi’nin (Ka-Mer) koruması altında bilinmeyen yerlerde
hayatlarını surdurdukleridir. (Vatan,29.2.2004) Bu sayinin aysbergin
gorunen kismi oldugunu dusundugumuz zaman olayin ne derece vahim ve acil
mudahale gerektiren bir sosyal yara oldugu gerceği ortaya cıkacaktir.

Bu nedenle ivedi olarak yapilması gereken KA-MER gibi buna benzer
kurumlarin yayginlaştırilmasi basta devlet eliyle saglanmali, bu
kuruluslara diger sivil toplum kuruluslari da destek olmalidir. Bu
kuruluslarin yayginlasması neticesinde kurulacak yardım evlerinin
adresleri gizli tutulmali ve kolluk güclerine basvuran vatandaslar
bizzat emniyet güclerinin yardimlari ile bu kurumlara
yonlendirilmelidir.

Ayrıca kişilere olum tehdidinde bulunan kimseler de kolluk kuvvetlerince
yakalanarak savciliga sevk edilmeli, bu konuda tehdit etmeden dolayı
ilgili kişiler adalet önüne çikmalidir. Emniyet birimlerinde caydırıcı
onlemlerin alinması icin nasil cinayet, oto hirsizligi yada hirsizlik
gibi masalar bulunuyorsa bu konu ile ilgili bir de ONLEME MASASI adi
altinda bir birim kurulmalidir. Bu birim yukarida saydigimiz onlemleri
almada gerekli ozeni gostererek, genel olarak suclarin onlenmesini
kanunlarin kendisine verdigi yetki cercevesinde gerekli asayis
tedbirlerini almalidir.

Cumhuriyetin kuruluşunun 80. yilinda magdur durumda olan insanlarimiza
devletin el uzatmasi, onlarin saglikli birer birey olarak yetismeleri
icin sarttir. Cagdas bir ulkeden bahsedebilmemiz icin ulke bireylerinin,
kendilerini maddi ve manevi olarak gelistirmis kimseler olması sarttir.
Daima hor gorulen,okula gonderilmeyen, kücük yaslarda evlendirilen, her
zaman ikinci sinif insan muamelesi yapilan bir kisim insanımızı korumak
ulus olarak en onemli gorevimizdir. Temelleri uygarlık üzerine kurulu
Cumhuriyet, bireylerini hicbir ayrıma tabi tutmadan kanunlari ve
kurumları onunde esit bir statude tutmustur. Bu esitligi bozmaya yonelik
kisisel girisimlere karsi magdur olanlarin siginacaklari tek yer onlara
bu ozgur statuyu saglamis olan Cumhuriyet’in kurumlaridir. Bu
sartlar altinda yurttaslarina karsi bu gorevi yerine getirmesi, kurucusu
buyuk onder Mustafa Kemal Ataturk’e karsi bir yukumlulukten ote
adeta Cumhuriyet’in boynunun borcudur. Lakin Ataturk; her firsatta
kadinin toplumdaki yerine vurgu yapmış ve erkegin kadini ezmesine her
daim karsi cikmistir.

01.03.2004
Av. Coskun Ongun

THS yazışma grubundaki mail yazanın izni ile alana taşınmıştır.
Old 09-03-2004, 22:48   #2
Gemici

 
Varsayılan

Aslında yazılanlara eklenecek fazla bir şey yok. Mevzuat açık.

Yalnız olayda tam olarak anlıyamadığım bir nokta var. Polis hangi yetkiye ve gerekçeye dayanarak kendisine sığınıp yardım istiyen 22 yaşındaki bir kişiyi koruma altına alıp yardım edeceğine babasına haber veriyor???????
Old 10-03-2004, 10:25   #3
Cumok

 
Varsayılan

“Aslında yazılanlara eklenecek fazla bir şey yok. Mevzuat açık.

Yalnız olayda tam olarak anlıyamadığım bir nokta var. Polis hangi yetkiye ve gerekçeye dayanarak kendisine sığınıp yardım istiyen 22 yaşındaki bir kişiyi koruma altına alıp yardım edeceğine babasına haber veriyor???????”
Sayın Gemici;
Ben Mevzuat konularından anlamadığım için, açık ya da kapalı gibi bir yorumda bulunmayacağım. Ama, sizin vurguladığınız “yardım edeceğine neden babasına haber veriyor???” sorusunun üzerinde durmak istiyorum. Ben, sıradan bir yurttaş olarak bu ve bunun gibi haberleri okuduğumda nedense hiç şaşırmıyorum. Ve hemen gözlerimin önüne bir Polis Karakolu ve orada ki görevliler geliyor.

Sayın hykayar’ın alıntıladığı yazıda hükümler sıralanmış ama, bunu kim uygulayacak? O, benim gözlerimin önüne gelen görevliler mi? Hangi bilgi birikimi, hangi insani duygularla, ya da hangi koruma (içgüdü mü diyelim) endişesiyle? Mağdur, kucağında bebeğiyle onlara sığındığında, acaba kaçı mağduru suçlu olarak görmedi? Kaçı onu gördüğü andan itibaren, “sen öldürülmeyi çoktan haketmişsin” demedi acaba? Burada tek suçlu yok sevgili dostum, suçlu tüm toplumdur. Biz hâlâ tek tek ağaçlarla uğraşmayı bir marifet sayıyor, önümüzde duran kocaman orman’ı görmemekte inad ediyoruz.

Mağdurun, korunmak için sığındığı o yerdeki görevlilerin yaptığı ya da düşündüğü tek bir şey vardı. O’da, kendi cehaletlerinin, dar görüşlülüklerinin verdiği endişeyle bu belayı en kısa zamanda başlarından savmak. Öldürülecekmiş, korkuyormuş, kimin umurunda ki. Nihayet suç işlemiş, aile namusunu lekelemiş (!) ki çoğu böyle düşünüyüordu ve üstelikde bir “kadın” değil mi bu kişi. Başımızdan gitsin de nereye giderse gitsin, dediklerine, böyle düşündüklerine adım gibi eminim ben. Sık sık eğitimden bahsediyoruz, bu bile bana bazen çok gülünç geliyor nedense. Dışarıdan, farklı düşünen kişiler ithal edilemeyeceğine göre, bizi kim eğitecek? Aynı kafa yapısını taşıyan kişiler değil mi? Bizler önce, insan gibi düşünebilmeyi, olaylara insan gibi bakabilmeyi öğrenmeliyiz. Bu nasıl olacak peki?

O yasaları yapanlar farklı mı düşünüyor? Ya uygulamak zorunda olanlar? Bu olaylar yıllardır olageliyor, hiçbir politikacıdan bu konuda bir konuşma, bir endişe lafı duydunuz mu? Ben hiç duymadım.

İşte sorun burada yatıyor...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Survivor Türkiye-Yunanistan mutlakadalet Sinema ve Televizyon 3 17-12-2006 15:29
Türkiye interneti Av. Hulusi Metin Teknoloji ve Bilgisayar 1 08-07-2006 12:30
Av.Tr Projesi ( Avukat Türkiye) Yusuf Ziya Ticari Duyurular 2 21-06-2006 22:59
Türkiye Cumhuriyet Başsavcılığı Av. Hulusi Metin Hukuk Sohbetleri 2 13-10-2004 13:00
Türkiye Ab`ne Girebilirmi Gelecegin Hukukcusu Hukuk Sohbetleri 3 19-08-2002 17:15


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05145597 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.