Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Sitma Meslek Hastaliği Mi Ya Da Iş Kazasi Midir?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 03-07-2018, 00:27   #1
av.knel

 
Soru Sitma Meslek Hastaliği Mi Ya Da Iş Kazasi Midir?

Hava yolu şirketinde hostes olarak çalışan bir işçinin yakalandığı sıtma hastalığı mesleki bir hastalık mıdır? Ya da bu hastalığa yakalanmak bir iş kazası olarak mı nitelendirilir?
Old 03-07-2018, 12:22   #2
Lord Mozart

 
Varsayılan

Meslektaşım aşağıda eklemiş olduğum Yargıtay kararlarında dile getirilen sıtmanın bir meslek hastalığı olduğudur.Meslektaşım ek bir hatırlatma olarak 4857 sayılı kanun 4.maddede "Deniz ve hava taşıma işlerinde" iş kanunu uygulanmayacağını ancak aynı maddede "Havacılığın bütün yer tesislerinde yürütülen işler" İş Kanunu kapsamında değerlendirileceği dile getirilmiştir.Kolay gelsin

T.C YARGITAY 21.Hukuk Dairesi Esas: 2009/ 11857 Karar: 2009 / 13744 Karar Tarihi: 27.10.2009


ÖZET: Hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalıya verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onunun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.

(818 S. K. m. 47) (1086 S. K. m. 438) (YİBK. 22.06.1966 T. 1966/7 E. 1966/7 K.)

Dava: Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi B.M.Ş. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:

Karar: Dava sürekli işgöremezlikle sonuçlanmayan meslek hastalığı nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.

Yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının, davacı tarafça temyizi üzerine Dairemizin; davacının sıtma hastalığı nedeniyle vücut bütünlüğünün zarara uğramış olduğu ve sağlam insana göre, maluliyet oranı olmasa dahi üzüntü ve elem duyacağı ruh bütünlüğünün ihlali ve sinir bozukluğunun da cismani zarar kavramına dahil bulunduğu davacının geçirdiği tedavi süreci de dikkate alınarak işverenin kusurlu olup olmadığı, varsa kusur oranı, uzman bilirkişiler tarafından düzenlenecek kusur raporu ile belirlendikten sonra davacı yararına uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğine ilişkin bozma ilamına yerel Mahkemece uyulmasına karar verilerek yeniden yapılan yargılama sonunda, davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmişse de manevi tazminatın takdirinde yanılgıya düşüldüğü, manevi tazminatın fazla takdir edildiği anlaşılmaktadır.

Davacının sürekli iş göremezliğe yol açmayacak biçimde meslek hastalığı geçirdiği, meslek hastalığının meydana gelmesinde davalı işverenin %70 oranında kusurlu olduğu, meslek hastalığının % 30 oranında kaçınılmaz nedenlerle meydana geldiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.

Borçlar Kanunu'nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalıya verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onunun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.

Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez. Bu ilkeler gözetildiğinde davacı yararına 10.000.00 TL. manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken 20.000.00 TL.’sine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK.'un 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının tümüyle silinerek yerine:

rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA aşağıdaki yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 27.10.2009 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)







T.C YARGITAY 21.Hukuk Dairesi Esas: 2008/ 6927 Karar: 2008 / 8466 Karar Tarihi: 03.06.2008


ÖZET: Dava meslek sonucu beden tamlığı bozulan işçinin duymuş olduğu acı ve üzüntünün giderilmesi (manevi tazminat) istemine ilişkindir. Davacının geçirdiği tedavi süreci de dikkate alınarak işverenin kusurlu olup olmadığı, varsa kusur oranı uzman bilirkişiler tarafından düzenlenecek kusur raporu ile belirlendikten sonra davacı yararına uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, davacının geçirdiği hastalıklar arasında bulunan ve meslek hastalığı kabul edilmeyen ülseratif kolit ile sıtma arasında illiyet bulunmadığından bahisle talebinin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

(818 S. K. m. 47) (YİBK 22.06.1966 T. 1966/7 E. 1966/7 K.)

Dava: Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi B. M. Ş. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:

Karar: Dava meslek sonucu beden tamlığı bozulan işçinin duymuş olduğu acı ve üzüntünün giderilmesi (manevi tazminat) istemine ilişkindir.

Bu yönüyle davanın yasal dayanağı belirgin olarak Borçlar Kanunu'nun 47.ve 26.06.1966 gün ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme kararıdır. Anılan maddeye ve İçtihadı Birleştirme kararına göre, manevi tazminata hükmedilmemesi için 1- Eylem, 2- Zarar, 3- Zarar ile eylem arasında illiyet bağı, 4- Eylemin Hukuka aykırı olması, 5- İşçinin cismani zarara uğraması koşuldur. Somut olayda, İstanbul Meslek Hastalıkları Hastanesi'nin 23.06.2006 ve SSK Yüksek Sağlık Kurulu'nun 28.11.2006 tarihli raporlarına ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalı işverene ait gemide görev yaptığı sırada mesleki tropikal hastalıklar arasında sayılan Malarya (Sıtma) hastalığı geçirdiği anlaşılmaktadır. Davacının sıtma hastalığı nedeniyle vücut bütünlüğünün zarara uğramış olduğu ve sağlam insana göre, maluliyet oranı olmasa dahi üzüntü ve elem duyacağı, ruh bütünlüğünün ihlali, sinir bozukluğunun da cismani zarar kavramına dahil bulunduğu söz götürmez. Hal böyle olunca ve özellikle davacının geçirdiği tedavi süreci de dikkate alınarak işverenin kusurlu olup olmadığı, varsa kusur oranı uzman bilirkişiler tarafından düzenlenecek kusur raporu ile belirlendikten sonra davacı yararına uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, davacının geçirdiği hastalıklar arasında bulunan ve meslek hastalığı kabul edilmeyen ülseratif kolit ile sıtma arasında illiyet bulunmadığından bahisle yazılı talebinin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine davacı yararına takdir edilen 550.00 TL. duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, 03.06.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
şantiye Alaninda Iş Kazasi Zmms Kapsaminda Midir? jüstice Meslektaşların Soruları 1 28-01-2016 14:49
İş kazasi oldugu halde is kazasi göstermemek Av.Doğan Yıldırım Meslektaşların Soruları 1 21-02-2015 12:44
İş kazasi oldugu halde is kazasi göstermemek Ahmet polat Hasta Hakları Hukuki Destek Merkezi (HASDEM) 1 13-06-2011 12:31
Akil HastaliĞi BoŞanma furugferruhzad Meslektaşların Soruları 3 24-01-2011 12:12
Meslek HastaliĞi z.nurten demir Meslektaşların Soruları 2 12-11-2007 10:07


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09106994 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.