Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

muvazaa nedeniyle tapu iptal davası

Yanıt
Old 09-08-2011, 07:54   #31
muzio

 
Varsayılan

Davaya devam edebilmeniz için bütün mirasçıların muvaffatalarını almanız ya da miras şirketine temsilci atanmasını sağlamanız gerekiyor.
- Mirasçıların muvaffakatını alacaksanız her biri noterden muvaffakatlerini verebilir ya da mahkemeye dilekçe ile muvaffakatlerini bildirebilirler.
- Miras şirketine temsilci atanması davasında terekenin paylaşılmadığı, asıl davada bu konuda ara karar verildiği belirtilerek müvekkilinizin miras şirketine temsilci atanmasını talep edebilirsiniz. Bu davada diğer mirasçılara tebligat çıkartılıp, emniyet araştırılması yapılıp karar veriliyor. Usulen temsilci olarak müvekkiliniz atanıyor, çünkü Mahkemenin atayacağı 3.kişinin asıl davayı takip edip etmeyeceği belli değil, sizin müvekkiliniz zaten davayı açan kişi.
-Mahkeme müvekkilinizi miras şirketine temsilci olarak atadıktan sonra müvekkilinizden miras şirketinin temsilcisi olarak yeniden vekaletname almanız gerekiyor.
Old 14-09-2011, 21:07   #32
kvas

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım katılım payına ilişkin olarak muvazaa sebebi ile tapu iptali ve tescil davasında davayı tapuda malik görünen kişilere açtım ancak duruşmada hakim malik görünen kişilerin dışında devreden kişinin de davalı olarak gösterilmesi için yani davaya dahil edilmesi için süre verdi soruma gelince davanın sadece tapuda malik görünen kişilere yöneltilmesi yeterli değil midir? değil ise davaya dahil etme işlemini mevcut dosya ile mi yapacağım yoksa dava açıp birleşme mi isteyeceğim saygılar...
Old 16-09-2011, 10:28   #33
zlm

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hatun Olguner
Asuman Hanım :

Diğer mirasçıların muvafakatına gerek olmadığı,muvazaanın mutlak butlan sebebi olup mahkemece resen nazara alınacağı bu kararda da açıkça yazıldığı,zikredildiği gibi : BK m 18 yani yasa gereğidir. Bu yönleri mahkemenin dikkatine sunarak tekrar talepte bulunmanız faydalı olacaktır. Karar bu konuyu çok açık ortaya koymuş. Tek bir mirasçı dahi muvazaalı işlemin iptalini istediğinde,işlem makabline şamil : geçmişe değgin sonuçlar yaratacak olduğundan ve işlem yok hükmünde olacağından bunun doğal sonucu olarak taşınmaz kendiliğinden terekeye dönecektir. Hatta benim fikrime göre,mirasçıların hisseleri oranında muvazanın iptalini isteme yolu da muvazaanın niteliğine aykırı bir kısmi dava imkanıdır. Muvazaa varsa ve kanıtlandı ise işlem yasal temelden yoksunluktan ve BK m 18 in emredici hükmüne göre yoklukla sakat olduğundan tamamen ortadan kalkacak,böylece muvazaa ile illetli işlem hukuken yok sayılacağından,dava açmayan mirasçının talebi veya dahli sözkonusu olmasa bile sakatlanan işlem nedeniyle terekeye dönen maldan miras hakkını alabilecektir. Kararın,daha önce dava açmayan mirasçının daha evvel dava açan ve muvazaayı kanıtlayan mirasçının kanıtladığı muvazaa iddiasını kanıtlamasına gerek kalmadan hükümden istifade ederek kendi payı yönünden de dava açabileceğini kabul etmesi muvazaanın bu 'işlemin bütününü yok hale getiren bir hukuki sebep ve sonuç yaratması' nitelğine bağlıdır. Bu kabulün mantıklı sonucu olarak muvazaanın varlığı kanıtlandı ise,bana göre pay oranında iptal talep etme imkanı da sözkonusu olmaksızın tüm işlem çökecek ve taşınmaz mal terekeye kendiliğinden dönecektir.mantıksal ve hukuki gereklilik budur.
Sayın Olguner;
Konu ile ilgili cevaplarınızı okudum ve çok faydaladım teşekkür ederiz.
Muris muvaazasına dayalı tapu iptali tescil davası kabul edilerek aynen şu şekilde '' mirasçı davacılar hakkında veraset ilamındaki hisseleri oranında iptali ile davacı mirasçılar adına iptal edilen hisselerin aynı veraset ilamındaki payları oranında tapuya kayıt ve tesciline '' şeklinde hüküm kurulmuştur. karar Yargıtay dönüşü ile kesinleşmiştir.
Mirasçı davacılar ve mirasçı davalı dışında 4 tane daha mirasçı var. bunlar davaya dahil edilmemiş ve haklarında hiçbir karar verilmemiştir.
Açacağım izalei şuyu davasında haklarında karar verilmeyen mirasçılarıda davalı olarak gösterme hususunda çelişkiye düştüm.
Sizin görüşünüze katıılyorum ancak kararda bahsedilmediğinden çelişki yaşıyorum.
Diğer 4 kişi mirasçıyı davalı gösermeden tapu iptal davasındaki mirasçı davalı gösterilip izalei şuyu davasında diğer mirasçıları dahili davalı olarak davaya dahil edilmesi mümkün olabilir mi?
İyi Çalışmalar
Old 16-09-2011, 10:41   #34
zlm

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan kvas
Sayın meslektaşlarım katılım payına ilişkin olarak muvazaa sebebi ile tapu iptali ve tescil davasında davayı tapuda malik görünen kişilere açtım ancak duruşmada hakim malik görünen kişilerin dışında devreden kişinin de davalı olarak gösterilmesi için yani davaya dahil edilmesi için süre verdi soruma gelince davanın sadece tapuda malik görünen kişilere yöneltilmesi yeterli değil midir? değil ise davaya dahil etme işlemini mevcut dosya ile mi yapacağım yoksa dava açıp birleşme mi isteyeceğim saygılar...
T.C.

YARGITAY


4. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/14343

K. 2004/3876

T. 29.3.2004

DAVA : Davacılar H. Hüseyin Demir vd. vekili Avukat Hüseyin Yeten tarafından, davalı Pembe Macaroğlu aleyhine 20/5/1999 gününde verilen dilekçe ile muris muvazaası nedeniyle tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 29/11/2002 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

Davacılar, dava konusu olan taşınmazın miras bırakanları tarafından 6/4/1953 tarihinde tapu ile davalıya satıldığını ancak bu satışın danışıklı olduğunu, bu tapu kaydının iptali gerekmekte ise de davalının taşınmazı 24/4/1962 tarihinde üçüncü kişi konumundaki Sami Canlı'ya sattığını belirterek haksız eylem tarihinden itibaren faizle birlikte tazminine hükmedilmesini istemiştir. Davalı süresi içinde ve usulüne uygun olarak zamanaşımı def'inde bulunmuştur. Mahkemece davacıların danışıklı işleme dayanmış olmaları nedeniyle zamanaşımının işlemeyeceği gerekçesiyle bu itiraz reddedilerek işin esası hakkında hüküm kurulmuştur.

Zamanaşımı bir hakkın istenebilirliğini ortadan kaldıran bir def'i olması itibariyle varlığının kabul edilmesi durumunda işin esasına girilmeden davanın bu gerekçe ile reddi gerekmektedir. Bu bakımdan somut olay itibariyle zamanaşımının olup olmadığının incelenmesi gereklidir.

Davacıların iddiası 1953 yılında yapılan devir işleminin danışıklı olduğudur. Davacılar bu işleme karşı ancak miras bırakanlarının 1979'da ölümünden itibaren dava açabilme hakkına sahiptirler. Davacılar böyle bir davayı diğer bir anlatımla tapu iptal davasını devir alan Pembe Macaroğlu'na karşı açma olanağı bulunmakta iken dava dilekçesindeki iddia ve dosyadaki kayıtlar itibariyle taşınmazın 24/4/1962 yılında üçüncü kişiye devredilmiş olması nedeniyle üçüncü kişinin mülkiyet hakkını kabul etmiş durumdadırlar. Böylece ilk devir işleminin danışıklı olduğu iddia edilmişse de daha sonra devrin iyiniyete dayalı olması nedeniyle tapu iptali değil danışıklı işlemi yapana karşı istemlerin tazminata yani taşınmazın bedeline dönüştürmüşlerdir. Böyle bir dava somut olayın niteliği itibariyle haksız eylemden kaynaklanan nedensiz zenginleşmedir. Her ne kadar taşınmaz mülkiyetine ilişkin danışıklı işlemlerde zamanaşımı işlememekte ise de davacılar tarafından da kabul edilen bu mülkiyet hakkının üçüncü kişiye devredilme tarihinde istem alacağa dönüştüğünden bu olayda zamanaşımının varlığı kabul edilmelidir. Bu davada istem taşınmazın aynına değil bedeline yönelik olduğundan olayda zamanaşımı gerçekleşmiştir. Davacıda tüm bu nedenleri gözeterek davasını halen tapu maliki olana karşı değil danışıklı işlem yapan kişiye yöneltmiştir. Bu olgular itibariyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerekirken yazılı biçimde işin esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 29/3/2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 19-09-2011, 15:51   #35
kvas

 
Varsayılan

sayın meslektaşım paylaşılan karar için çok teşekkürler konu ile ilgili başka kararlar da varsa paylaşabilir misiniz
Old 19-09-2011, 21:51   #36
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Bu gibi davalar kayıt maliki yani sonradan satın alan 3.kişi aleyhine açılır. Devreden kişiye husumet yöneltilmez.
Eğer topu iptali ve tescil istenmeyip, tazminat talep edilseydi davanın devreden kişilere karşı açılması gerekirdi.
Kaldı ki, devreden kişi ve son tapu maliki arasında zorunlu dava arkadaşlığı yoktur. Bunun dışında usulde davaya dahil etme diye bir kural mevcut değildir. Islah yoluyla da olsa taraflarda değişiklik yapılamaz.
Ara kararından rücu edilmesi talep edilmeli.
Diye düşünüyofrum.

T.C.

YARGITAY

1. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/12890

K. 2004/13476

T. 8.12.2004

HUSUMET ( Muris Muvazaası Hukuksal Nedenine Dayalı Tapu İptal Tescil ve Tenkis İstemi - Kayıt Malikinin Davalı Olmasına Rağmen Davanın Husumetten Reddedilmesinin Doğru Olmaması )

• TAPU İPTAL VE TESCİL TALEBİ ( Muris Muvazaası Hukuksal Nedenine Dayalı - Kayıt Malikinin Davalı Olmasına Rağmen Davanın Husumetten Reddedilmesinin Doğru Olmaması )

• İPTAL DAVASI ( Sadece Kayıt Malikine Karşı Açılacağı - Muris Muvazaası Hukuksal Nedenine Dayalı Tapu İptal Tescil ve Tenkis İstemi )

• MURİS MUVAZAASI ( Tapu İptal Tescil ve Tenkis İstemi - Kayıt Malikinin Davalı Olmasına Rağmen Davanın Husumet Yokluğundan Reddedilmesinin Doğru Olmaması )

4721/m.647,706

818/m.213

2644/m.26

ÖZET : Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal-tescil, tenkis isteklerine ilişkindir.
Kural olarak, iptal davaları kayıt malikine karşı açılır. Eldeki davada da taşınmazın davalı adına kayıtlı olduğu görülmektedir. Hal böyle olunca, taraf delilleri toplanarak işin esasının incelenmesi ve iddianın sonucu irdelenerek bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı olduğu üzere davanın reddedilmesi doğru değildir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakanları Kerime'nin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla dava konusu 4 nolu parseldeki payını torunu olan davalıya ölünceye kadar bakma akti ile temlik ettiğini ileri sürerek iptal ve miras payları oranında tescil, olmazsa tenkis isteğinde bulunmuşlardır.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın dava tarihinden önce el değiştirdiği gerekçesiyle davanın husumetten reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 17.9.2004 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vs. vekili Avukat A.İhsan Yılmaz geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili avukatlar gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı bilahare Tetkik Hakimi A.Sevil Çalıkoğlu'nun raporu okundu, düşüncesi alındı.Dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal-tescil, tenkis isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği, toplanan delillere ve noksanın tamamlanması yoluyla getirtilen bilgi ve belgelere göre;çekişme konusu 4 nolu parseldeki payın miras bırakan tarafından 27.8.2002 tarihinde davalıya ölünceye kadar bakma akti ile temlik edildiği ve halen de davalı adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, taşınmazın el değiştirdiği, davalı adına kayıtlı olmadığı gerekçesiyle davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir.
Kural olarak, iptal davaları kayıt malikine karşı açılır. Eldeki davada da taşınmazın davalı adına kayıtlı olduğu görülmektedir.
Hal böyle olunca, taraf delilleri toplanarak işin esasının incelenmesi ve iddianın sonucu irdelenerek bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı olduğu üzere davanın reddedilmesi doğru değildir.
SONUÇ : Davacıları temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hüküm açıklanan nedenden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 4.12.2003 tarihinde yürürlüğe giren avukat ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 375.000.000 TL. duruşma avukat parasının temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 8.12.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 20-09-2011, 10:23   #37
av.nesrinzeyneb

 
Varsayılan

iyi günler. benimde buna benzer bir dosyam olmuştu. muvazaayı yapan olarak biz gösterilmiştik. hiçbir süreye tabi olmaması nedeniyle bu davayı açabiliyorsunuz. ancak hangi mirasçılar dava açıp kendilerine düşen payı isterlerse o pay terekeye geri dönüp mirasçılar adına kaydediliyor. eğer dava açmayan murisin mirasçısı varsa onların payları muvazaayı yapan mirasçıda kalmaya devam ediyor. yani tüm kayıt terekeye tamamen dönmüyor. en azından benim dosyam açısından bu gerçekleşmişti. tekrar iyi günler.
Old 20-09-2011, 11:11   #38
zlm

 
Varsayılan

[quote=Yücel Kocabaş]Bu gibi davalar kayıt maliki yani sonradan satın alan 3.kişi aleyhine açılır. Devreden kişiye husumet yöneltilmez.
Eğer topu iptali ve tescil istenmeyip, tazminat talep edilseydi davanın devreden kişilere karşı açılması gerekirdi.
Kaldı ki, devreden kişi ve son tapu maliki arasında zorunlu dava arkadaşlığı yoktur. Bunun dışında usulde davaya dahil etme diye bir kural mevcut değildir. Islah yoluyla da olsa taraflarda değişiklik yapılamaz.
Ara kararından rücu edilmesi talep edilmeli.
Diye düşünüyofrum. '' )
Sayın Kocabaş;
Size katılıyorum ancak Kvas 'ın sorduğu sorunun başlangıcında '' katılım payına ilişkin olarak muvazaa sebebi ile tapu iptali ve tescil davası '' dediği için bende boşanmaya bağlı mal rejimi tasfiye / katılım alacağına bağlı tapu iptali tescil davası olarak düşünüldüğünde, burada da katılım alacağı elde edilmiş malvarlıklarının yarı değerleri / parasal değeri talep edilebileceğinden devreden kişiye de dava açılması gerekmezmiydi? Devreden kişi de muhtemelen boşanan eşlerden biridir. Amacı da mal kaçırmaktır diye düşünüyorum.
Old 20-09-2011, 13:48   #39
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan zlm
Sayın Kocabaş;
Size katılıyorum ancak Kvas 'ın sorduğu sorunun başlangıcında '' katılım payına ilişkin olarak muvazaa sebebi ile tapu iptali ve tescil davası '' dediği için bende boşanmaya bağlı mal rejimi tasfiye / katılım alacağına bağlı tapu iptali tescil davası olarak düşünüldüğünde, burada da katılım alacağı elde edilmiş malvarlıklarının yarı değerleri / parasal değeri talep edilebileceğinden devreden kişiye de dava açılması gerekmezmiydi? Devreden kişi de muhtemelen boşanan eşlerden biridir. Amacı da mal kaçırmaktır diye düşünüyorum

Sayın zlm,
Gözünüzden kaçmadığı ve hatırlattığınız için tşk. ederim.Açıkcası ben atlamışım.
Benim açıklamalarım "muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil" davaları için geçerli olacaktır.
Old 01-10-2011, 15:10   #40
kvas

 
Varsayılan

Meslektaşlarım yorumlardan anlaşıldığı üzere katılım payına ilişkin olduğu için devreden kişiyi de davada taraf olarak göstermemiz gerekiyor yanılıyor muyum?
Old 10-12-2011, 18:46   #41
av.cemil

 
Varsayılan

Bu tartışmaya katılan bütün meslektaşlara tşkler...Oldukca faydalı oldu.Bana yeni gelen bir dosya var.Burada şirket hissesi ile ilgili baba önce 18 yaşından küçük oğlu üzerine %51 hisse yapıyor(kuruluş aşamasında)daha sonra büyük oğluna kendi imzasıyla velayeten imzalayarak devrediyor ve halen hakim hisse büyük oğlunda.Biz yazılı belge ile bu hissenin aslında babanın olduğunu delillendirebiliyoruz.Muvazaa yaparak oğlunda kalmasını sağlıyor.Tapu tescil ve iptal davalarında olduğu gibi muvazaa nedeniyle dava açabiliriz diye düşünüyorum.Ne dersiniz?
Old 14-05-2012, 12:51   #42
Avukat Özkan ÖZBAŞ

 
İnceleme Ters Taraftan Bakarsak

Sayın Meslektaşlarım gerçekten güzel bilgiler vermişsiniz elinize sağlık. Ben değişik bir şey sormak istiyorum bilen meslektaşlara muris muvazaası sebebiyle tapu iptali davasının davalısı isek savunma olarak "mahfuz hisse" iddiasında bulunabilir miyiz? Daha doğrusu davayı kaybedeceğimiz belli ise "davacı adına tapu tescili yaparken sadece mahfuz hissesi kadar yap ey mahkeme" diyebilir miyiz. Yani davacı haklı çıkarsa normal miras hissesi kadar değil mahfuz hissesi kadar tapuda hisse tescili yapılsın talebi mantıklı olur mu? Bir de bu savunma terditli olarak sunulabilir mi? Yani öncelikle muvazaa yoktur eger var kabul edilecekse mahfuz hisse dikkate alınsın denir mi?

Kusura bakmayın sorduğum sorular saçma olabilir ancak bu konuda tecrübem yok

Teşekkür ederim
Old 14-05-2012, 13:05   #43
denizizm

 
Varsayılan

ben uygun olmadığı görüşündeyim.zaten davcı tarafın tenkis isteği var ise bu ikinci sırada bir istektir.ilk olarak miras payı oranında iptal ve tescil istemiştir.sonrasında tenkise bağlı iptal ve tescil istemiştir.bu durumda siz sadece mahfuz hisse oranında ki paya neden kabul beyanı veresiniz ki? tüm beyanlarınızı davanın kabul edilmemesi yönünde kullanın.zaten mahkeme davacının ilk isteğini kabul etmez ise ikinci isteği yani tenkisi de değerlendirecektir.siz saklı paya muvafakat ederseniz mahkeme saklı paya ilişkin sizin kabulunuz olduğundan artık araştırma dahi yapmayabilir.diye düşünüyorum
Old 20-09-2014, 10:44   #44
Av. Burçin Özenli

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşlarım benim de bir sorum olacaktı, muris 2006 yılında adına kayıtlı 4 taşınmazı oğullarına tapuda satış olarak gösteriyor. Daha sonra taşınmazlar imar ve ifraz uygulamasına girerek halihazırda oğullar adına kayıtlı 6 taşınmaz olarak tapuda gözüküyor.

Soruma gelecek olursak, oğullardan biri taşınmazlardan birini 2013 yılında 3.kişiye satıyor. Muris muvazaası nedeniyle açacağım tapu iptal davasında oğullar üzerinde kayıtlı bulunan 5 taşınmaza ilişkin talepte bulunacağım. Aynı davada oğulun 2013 yılında elden çıkartmış olduğu taşınmaza ilişkin de bir talepte bulunabilir miyim?

Yardımlarınız için şimdiden çok teşekkür ederim.
Old 20-09-2014, 17:19   #45
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

Oğulun 2013 yılında elden çıkardığı, devrettiği 3. kişi kötü niyetli ise, 3.kişiyi de dâvalı göstereceksiniz, iyi niyetli ise, anılan taşınmazın güncel değerini, muris muvazaası nedeniyle, oğullardan birinden talep edeceksiniz.
Kolay gelsin...
Old 23-09-2014, 11:46   #46
Av. Burçin Özenli

 
Varsayılan

Sayın Üstadım,

Öncelikle cevabınız için çok teşekkür ederim. Uygulamasını ilk defa yaptığım için size basit gelebilecek bir soru daha sormak istiyorum. Yargıtay içtihatlarını incelediğimde genellikle muris muvazaası davasının terditli olarak tapu iptal, olmadığı takdirde tenkis talebiyle birlikte açıldığını gördüm.

Böyle bir durumda, tenkis talebi "İŞBU TALEBİMİZİN KABUL EDİLMEMESİ HALİNDE TENKİS TALEBİMİZİN KABULÜ ile TENKİS BEDELİNİN DAVALILARDAN TAHSİLİNE;" şeklinde mi yazmak gerekli yoksa salt tenkis yazılması yeterli mi? Bu durumda aynı davada hem tapu iptal, hem tenkis hem de taşınmazlardan birisi satıldığı için bu taşınmazın bedeli istenecek


Alıntı:
Yazan C_OKYAY
Oğulun 2013 yılında elden çıkardığı, devrettiği 3. kişi kötü niyetli ise, 3.kişiyi de dâvalı göstereceksiniz, iyi niyetli ise, anılan taşınmazın güncel değerini, muris muvazaası nedeniyle, oğullardan birinden talep edeceksiniz.
Kolay gelsin...
Old 23-09-2014, 12:14   #47
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

Evet, bu durumda aynı dilekçenin hem T.KONUSU ve hem de SONUÇ ve İSTEM kısmında; "muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil bu olmazsa, tenkis talebimizin ve taşınmazlardan birisi de satıldığı için bu taşınmazın da bedelinin nazara alınarak kabulüne karar verilmesi talebidir" diyebiliriz.
Öte yandan,
tenkis bedelinden falan bahsetmeye gerek yok, zira, yargılama aşamasında, keşifler, vs. ve tenkis hesapları yapılıp,dâvacının saklı payının zedelendiği ortaya çıktığında davalının SEÇME HAKKI ( malın iadesi veya para ödeme vs.= tenkiste)gündeme gelecektir.
Bence, dâvanız, tenkise sıra gelmeden, muvazaa nedeniyle kabul edilebilir gibi görünüyor.
Murisin "SATIŞ" suretiyle devretmiş olması, buna kabul edilebilir bir karine teşkil etmektedir.
Ha, bu arada murisin müvekkilinize sağlığında bir şey vermemiş olması, veya vermiş olsa da hak dengesine uygun olmaması gerekir.
Müvekkil kız çocuğu mu? Öyle ise, işiniz daha kolay.
Saygılarımla...
Old 23-09-2014, 12:16   #48
Av. Burçin Özenli

 
Varsayılan

Müvekkillerimin ikisi de kız çocukları Çok çok teşekkür ederim.

Alıntı:
Yazan C_OKYAY
Evet, bu durumda aynı dilekçenin hem T.KONUSU ve hem de SONUÇ ve İSTEM kısmında; "muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil bu olmazsa, tenkis talebimizin ve taşınmazlardan birisi de satıldığı için bu taşınmazın da bedelinin nazara alınarak kabulüne karar verilmesi talebidir" diyebiliriz.
Öte yandan,
tenkis bedelinden falan bahsetmeye gerek yok, zira, yargılama aşamasında, keşifler, vs. ve tenkis hesapları yapılıp,dâvacının saklı payının zedelendiği ortaya çıktığında davalının SEÇME HAKKI ( malın iadesi veya para ödeme vs.= tenkiste)gündeme gelecektir.
Bence, dâvanız, tenkise sıra gelmeden, muvazaa nedeniyle kabul edilebilir gibi görünüyor.
Murisin "SATIŞ" suretiyle devretmiş olması, buna kabul edilebilir bir karine teşkil etmektedir.
Ha, bu arada murisin müvekkilinize sağlığında bir şey vermemiş olması, veya vermiş olsa da hak dengesine uygun olmaması gerekir.
Müvekkil kız çocuğu mu? Öyle ise, işiniz daha kolay.
Saygılarımla...
Old 04-08-2015, 23:49   #49
yurdumsun ey ucurum

 
Varsayılan Muris Muvazaasında Dava Değeri Sorunu

Muris muvazaası davası açtık ve terditli olarak tapu kaydının iptali ile veraset ilamındaki paylar oranında tescil, olmazsa tenkis istedik. Ancak dava değeri olarak tapuda satış değeri olarak gösterilen miktara yakın bir miktar yazdık( 133.000 idi biz dava değeri olarak 140.000 yazdık). Fazlaya ilişkin hakları saklı tutmadık (dilekçede bu miktarın gerçek bedelin yarısı olduğunu belirttik ama). Şimdi bilirkişi incelemesinde taşınmazın değeri daha yüksek çıkarsa ıslah yolu ile harcı tamamlayabilir miyiz yoksa artık 140.000 ile bağlı mıyız? Aydınlatabilirseniz çok sevinirim.
Old 05-08-2015, 14:33   #50
yurdumsun ey ucurum

 
Varsayılan Muvazaa ve Tenkis

Alıntı:
Yazan Cumhur Okyay
Evet, bu durumda aynı dilekçenin hem T.KONUSU ve hem de SONUÇ ve İSTEM kısmında; "muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil bu olmazsa, tenkis talebimizin ve taşınmazlardan birisi de satıldığı için bu taşınmazın da bedelinin nazara alınarak kabulüne karar verilmesi talebidir" diyebiliriz.
Öte yandan,
tenkis bedelinden falan bahsetmeye gerek yok, zira, yargılama aşamasında, keşifler, vs. ve tenkis hesapları yapılıp,dâvacının saklı payının zedelendiği ortaya çıktığında davalının SEÇME HAKKI ( malın iadesi veya para ödeme vs.= tenkiste)gündeme gelecektir.
Bence, dâvanız, tenkise sıra gelmeden, muvazaa nedeniyle kabul edilebilir gibi görünüyor.
Murisin "SATIŞ" suretiyle devretmiş olması, buna kabul edilebilir bir karine teşkil etmektedir.
Ha, bu arada murisin müvekkilinize sağlığında bir şey vermemiş olması, veya vermiş olsa da hak dengesine uygun olmaması gerekir.
Müvekkil kız çocuğu mu? Öyle ise, işiniz daha kolay.
Saygılarımla...



Üstadım; "Tenkise sıra gelmeden muvazaa nedeniyle kabul edilir" cümlesini anlamadım. Tenkise nasıl sıra geliyor. Bir de şu: "muris muvazaası sebebiyle iptal, olmazsa faiziyle tenkis" dedik, satışta 133000 gösterilmiş, biz de 140000 dedik dava değeri olarak. Satışta gösterilen miktarın gerçek değerin yarısı bile olmadığını da dilekçeye ekledik ama "fazlaya ilişkin hakları saklı tutarız" demedik. Bu durumda bir kaybımız olur mu?
Old 06-08-2015, 15:25   #51
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan yurdumsun ey ucurum
Üstadım; "Tenkise sıra gelmeden muvazaa nedeniyle kabul edilir" cümlesini anlamadım. Tenkise nasıl sıra geliyor. Bir de şu: "muris muvazaası sebebiyle iptal, olmazsa faiziyle tenkis" dedik, satışta 133000 gösterilmiş, biz de 140000 dedik dava değeri olarak. Satışta gösterilen miktarın gerçek değerin yarısı bile olmadığını da dilekçeye ekledik ama "fazlaya ilişkin hakları saklı tutarız" demedik. Bu durumda bir kaybımız olur mu?


Yeni HMK'ya göre fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına gerek yok.

"Dava açılırken, talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hâli dışında, kısmi dava açılması, talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmez."(HMK m.109/3)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Muvazaa Nedeniyle Tapu İptali Tescili Davası Tapunun Devredilmesinden Sonra Zamanaşımı Av.mdogan Meslektaşların Soruları 37 16-08-2022 08:48
takibin zamanaşımı nedeniyle iptal edilmiş olması ve menfi tespit davası Av.Zuhat Kaya Meslektaşların Soruları 8 09-12-2010 21:33
Hile Nedeniyle Tapu İptali Davası muratozsa Meslektaşların Soruları 14 02-11-2010 03:10
Muvazaa Nedeniyle Tapu İptali Davası Av.Seda Meslektaşların Soruları 4 03-12-2007 18:20
Muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali Av.Ender Meslektaşların Soruları 10 15-02-2007 11:43


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04558802 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.