Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tüketici mahkemelerinin görevi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 17-10-2008, 14:47   #1
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Tüketici mahkemelerinin görevi

Merhaba arkadaşlar;

Bilindiği üzere tüketici kredileri TKHK kapsamında. Yasanın 23. Maddesi gereğince kanundan doğan tüm uyuşmazlıklar tüketici mahkemelerinde görülecek.

Öte yandan İİK 68/b düzenlemesine göre banka tarafından hesabın kat'ı ile çekilken ihtara 1 ay içinde itiraz edilmezse bu belge İİK 68/1 deki belgelerden sayılıyor ve itirazın kaldırılması istenebiliyor. 1. Sorun burada 23. Madde münhasır bir yetkiyi mi düzenlemiştir? Yani alacaklı banka kesinleşen hesap özeti veya kat ihtarından sonra İcra tetkik merciine başvurabilecek midir yoksa 23. maddedeki görevi münhasır görevlendirme olarak anlarsak mutlaka itirazın iptalini tüketici mahkemesinden mi isteyecektir?

2.si;
Bilindiği üzere tüketici mahkemeleri özel amaçla kurulmuş mahkemelerdir. Geçmişten beri gelen bir tartışma vardı. Özellikle harçtan muafiyet temelinden kaynaklanan bu tartışmaya göre tüketicilerin açtığı davalar tüketici mahkemelerinde açılmalı, tacirlerin açtığı davalar genel mahkemelerde açılmalıdır veya kim açarsa açsın TKHK dan kaynaklanan bir uyuşmazlık ise tüketici mahkemesinde açılmalıdır şeklinde.

Bir süredir TKHK dan kaynaklanan tüm davaların tüketici mahkemesinde açılması gerekir şeklindeki görüş benimsenmişti ve Yargıtay bu görüş doğrultusunda karar veriyordu. Ancak bir arkadaşımız Yargıtay'ın görüş değiştirdiğini, sadece tüketicilerin açtığı davaların tüketici mahkemesinde görüleceğini, hizmet sağlayıcıların açtığı davaların genel mahkemelerde açılması gerektiğini kabul ettiğini söyledi.

Konu ile ilgili detaylı bilgisi olan arkadaş var mı? Elinizde yakın tarihli kararlar varsa ve paylaşırsanız sevinirim.

Saygılar.
Old 17-10-2008, 15:38   #2
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Salt Bankaların davacı olduğu itirazın iptali davaları açısından 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu 44/2'ye göre "Kart çıkaran kuruluşlar tarafından kart hamilleri aleyhine açılacak davalarda 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun görev ve yetkiye ilişkin hükümleri uygulanır." hükmünü dikkate almak gerekir.

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2007/19-50
K. 2007/50
T. 7.2.2007
• İTİRAZIN İPTALİ ( Banka Kredi Kartı Borcundan Kaynaklanması ve Davacının Banka Olması Nedeniyle Görevli Mahkemenin Genel Mahkemeler Olduğu )
• BANKA KREDİ KARTI BORCUNDAN KAYNAKLANAN DAVA ( İtirazın İptali - Davacının Banka Olması Nedeniyle Görevli Mahkemenin Genel Mahkemeler Olduğu )
• GÖREV ( İtirazın İptali - Banka Kredi Kartı Borcundan Kaynaklanması ve Davacının Banka Olması Nedeniyle Görevli Mahkemenin Genel Mahkemeler Olduğu )
• İŞBÖLÜMÜ İLİŞKİSİ ( Asliye Hukuk Mahkemesi Davada Görevli ise de Bu Mahkeme İle Arasında İşbölümü İlişkisi Bulunan Asliye Ticaret Mahkemesine Usulünce Yapılmış İşbölümü İtirazı Bulunmadığından Davaya Asliye Ticaret Mahkemesince Bakılmaya Devam Olunacağı )
2004/m.67
5464/m.44
4077/m.22,23
ÖZET : Dava, 2004 sayılı İcra ve iflas Kanunu'nun 67. maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava konusu uyuşmazlık banka kredi kartı borcundan kaynaklanmaktadır. Davacının banka olması nedeniyle 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun 44. maddesi dikkate alındığında görevli mahkeme açıkça Genel Mahkemelerdir.

Dava değerine göre davaya bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesinin ise de bu mahkeme ile arasında işbölümü ilişkisi bulunan Asliye Ticaret Mahkemesine usulünce yapılmış işbölümü itirazı da bulunmamakla davaya Asliye Ticaret Mahkemesince bakılmaya devam olunmalıdır
Old 22-10-2008, 18:58   #3
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Tüketici mahkemelerinin görevi

Sayın Akpunar'dan başka kimse yanıt vermiyor bari sorumu değiştireyim.

Tüketici kredilerine dayanılarak yapılan takiplerde kat ihtarına itiraz edilmemiş ise icra hakimlikleri görevli midir, yoksa tüketici mahkemelerinin münhasır yetkisi mi vardır?
Aldığım bir duyuma göre olay HGK ya gitmiş.

Yorumlarınızı bekliyorum.

Saygılarımla.
Old 23-10-2008, 11:35   #4
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan Yardımcı olması açısından.

Banka kartları ve Kredi kartları Kanunu (5464 sayılı yasa )ilgili maddesi.

Yetkili mahkeme ve merciler

MADDE 44 - Bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili uyuşmazlıklarda kart hamilinin tüketici olması halinde, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22 nci ve 23 üncü maddesi hükümleri uygulanır.

Kart çıkaran kuruluşlar tarafından kart hamilleri aleyhine açılacak davalarda 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun görev ve yetkiye ilişkin hükümleri uygulanır.

Konuya ilişkin en yeni genel kurul kararı Sayın Akpunar'ın eklediği karar sanırım.

Aynı doğrultuda bir karar daha ekliyorum.

T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi

Esas: 2007/2736
Karar: 2007/4534
Karar Tarihi: 02.04.2007

ÖZET: Kredi kartı çıkaran kuruluş tarafından açılan davanın genel mahkemelerde görülmesi gerekir.

(5464 S. K. m. 44) (1086 S. K. m. 7, 27) (4077 S. K. m. 23)

Dava: Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı banka, davalının kredi kartı borcunu, kat ihtarına rağmen ödemediğini, yapılan takibe de haksız itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, % 40 icra-inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemece, 8.078.00- YTL üzerinden itirazın iptaline karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar arasındaki ihtilaf, davacı bankadan alınıp kullanılan kredi kartı borcundan kaynaklanmaktadır. 1 Mart 2006 tarihinde yürürlüğe giren 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun 44/2. maddesi <Kart çıkaran kuruluşlar tarafından kart hamilleri aleyhine açılan davalarda, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun görev ve yetkiye ilişkin hükümleri uygulanır> hükmünü getirmiştir. Bu madde hükmü ile, kart çıkaran kuruluşlar tarafından açılan davanın genel mahkemelerde görüleceği belirtilmiştir. Yargılama usulüne ilişkin olan kanunlarda yapılan değişiklikler, yasada aksine bir hüküm yoksa, yürürlüğe girdikleri andan itibaren hüküm ifade ederler ve derdest olan tüm davalara da uygulanırlar. Kanunda da, bu değişikliğin uygulanabileceği zaman yönünden bir açıklama bulunmadığından henüz sonuçlanmamış olan tüm davalarda uygulanması gerekir. Görev kamu düzeni ile olup, yargılamanın her safhasında ve re'sen nazara alınmalıdır. Görev konusunda usulü müktesep hak da olmaz. Öyle olunca kredi kartı çıkaran kuruluş olan davacı banka tarafından açılan bu davanın, genel mahkemede görülmek üzere, hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 02.04.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.

Saygı ile...
Old 23-10-2008, 14:20   #5
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Tüketici mahkemelerinin görevi

Merhaba arkadaşlar.

Öncelikle temelde anlaşamadık.

Ben İİK 68 gereğince itirazın kaldırılmasından söz ediyorum Siz İİK 67 gereğince itirazın iptalinden.

Benim tartıştığım TKHK 23 münhasır görev kuralı getirerek icra hakimliklerinin (68/b ye rağmen) kaldırmış olup olmadığıydı. Yanılmıyorsam 12. HD. itirazın kaldırılmasının istenebileceğini 13. HD ise istenemeyeceğini savunuyordu.

Neyse geçen hafta HGK konuyu ele almış ve tüketici kredileri de dahil olmak üzere itirazın KALDIRILMASININ İCRA HAKİMLİKLERİNDEN İSTENEBİLECEĞİ sonucuna varmış. Karar henüz yazılmamış. Gerekçeli kararı okuduktan sonra daha sağlıklı bir tartışma oluşacağı kanısındayım.
Old 12-08-2011, 10:13   #6
Av.S.A

 
Mutlu Buldumm!! Buldumm!!!

Merhabalar Sn Üstat

Daha önce sizden HGK'nun bu konu ile ilgili içtihatını istemiştim. Ve sonunda buldum Ama benden önce bulup yayınlayanlar da olmuş olabilir Neyse, sanırım istediğimiz HGK kararı metni aşağıda yer alıyor:

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2008/12-547
K. 2008/622
T. 15.10.2008
İTİRAZIN KALDIRILMASI ( Süresinde Hesap Kat İhtarına İtiraz Edilmemesi Durumunda Hesap Özetinin Gerçeğe Aykırılığı Ancak Borç Ödendikten Sonra Genel Mahkemede Açılacak Davada İleri Sürülebileceği )
HESAP KAT İHTARINA İTİRAZ EDİLMEMESİ ( Hesap Özetinin Gerçeğe Aykırılığı Ancak Borç Ödendikten Sonra Genel Mahkemede Açılacak Davada İleri Sürülebileceği - İtirazın Kaldırılması İstemi )
GÖREV ( İtirazın Kaldırılması İstemi - Süresinde Hesap Kat İhtarına İtiraz Edilmemesi Durumunda Hesap Özetinin Gerçeğe Aykırılığı Ancak Borç Ödendikten Sonra Genel Mahkemede Açılacak Davada İleri Sürülebileceği )
TÜKETİCİ MAHKEMESİ ( İtirazın Kaldırılması İstemi - Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Hükümlerinin Bu Davada Tartışma Yeri Bulunmadığı )
YETKİLİ MAHKEME ( Dar Yetkili İcra Mahkemesinde Yapılan İtirazın Kaldırılması Davasına İlişkin Yargılamada Uygulama Yeri Olan Hüküm 2004 S. İcra ve İflas Kanunu'nun 68/B Md. Olduğu )
2004/m.68/b
ÖZET : Dava, itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 68/b maddesi gereğince süresinde hesap kat ihtarına itiraz edilmemesi durumunda hesap özetinin gerçeğe aykırılığı ancak borç ödendikten sonra genel mahkemede açılacak davada ileri sürülebilir. İcra mahkemesinde görülmekte olan itirazın kaldırılması davasında ise bu hususların değerlendirilmesi olanaklı değildir.
Mahkemenin tartışıp, hükmüne dayanak yaptığı 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerinin bu davada tartışma yeri bulunmayıp, bu hükümlerin ancak Tüketici Mahkemesine açılacak dava sırasında ele alınıp tartışılması olanaklıdır. Dar yetkili icra mahkemesinde yapılan itirazın kaldırılması davasına ilişkin yargılamada uygulama yeri olan hüküm yukarıda da açıklandığı üzere 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 68/b maddesidir. Eldeki davanın bu yasal hüküm çerçevesinde incelenip sonuca bağlanması gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki "itirazın kaldırılması" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 6.icra Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 28.09.2007 gün ve 2007/1228-2007/1697 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 21.01.2008 gün ve 2007/22594-2008/714 sayılı ilamı ile;
( ... Alacaklının tüketici kredisi sözleşmesine dayanarak borçlu hakkında genel haciz yoluyla takip başlatmıştır. İİK.nun 68/b madde koşullarında borçluya ihtarname tebliğ edilmiş, yasal süresi içerisinde borçlu, ihtarname içeriğine itiraz etmemiştir. Bu durumda Mahkemece anılan madde koşullarında kesinleşen borcun esasına yapılan itiraz nedenleri incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken Tüketici Mahkemesine açılacak dava sırasında tartışılması gereken hususların bu aşamada İcra Mahkemesince tartışılarak İİK.nun 68/6 ( b ) maddesine aykırı biçimde itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi doğru değildir... ),
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, itirazın kaldırılması istemine ilişkindir.
Yerel Mahkemece dava reddedilmiş; davacı vekilinin temyizi üzerine hüküm yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçeyle bozulmuştur. Mahkeme önceki kararda direnmekle bu hükmü davacı vekili temyize getirmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca işin esasının incelenmesine geçilmeden evvel, bozma ilamının okunmasından sonra davacının "bozmaya uyulmasını" istemesi, bozma ilamı aleyhine olan davalının ise "Bir diyeceğim yoktur. Dava devam etmektedir." Şeklinde beyanda bulunmuş olması karşısında, mahkemece direnme kararı verilip verilemeyeceği ön sorun olarak ele alınmış; yapılan oylamada davalı beyanının direnme kararı verilmesine engel nitelikte olmadığı oyçokluğu ile kabul edilerek ön sorun reddedilip, işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
Davacı Citibank ile davalı asıl borçlu arasında 22.10.2006 tarihli "Citibank Kredi Kartı ve Bireysel Kredi Sözleşmesi" akdedilmiştir. Alacaklı banka 15.08.2006 tarihinde Beyoğlu 7.Noterliğinden kat ihtarını tebliğe çıkarmış; davalı borçluya 18.08.2006 ve 21.08.2006 tarihinde ev ve iş adreslerine ayrı ayrı olmak üzere tebligat gerçekleşmiştir.
26.09.2006 tarihinde alacaklı banka borçlu hakkında ilamsız takibe girişmiş, ödeme emri borçluya iki ayrı adreste olmak üzere 02.10.2006 ve 06.10.2006 tarihinde tebliğ edilmiş; borçlu 08.10.2006 tarihinde verdiği dilekçeyle, borcun tamamına ve tüm ferilerine açıkça itirazını bildirdikten sonra borcunu ödediğini , herhangi bir borcu olmadığını ve ayrıca takibe dayanak yapılan 15.08.2006 tarihli tüketici kredisi kullanmadığını, böyle bir sözleşme olmadığını ve imzalamadığını bildirmiş; ayrıca işlemiş faize, faiz oranına ve BK 84 istemine de itirazda bulunmuştur.
Takibin durması üzerine alacaklı tarafından eldeki dava icra mahkemesine itirazın kaldırılması ve icra inkar tazminatı istemiyle açılmış; mahkemece talep "davacıya gönderilen ihtarname 4077 sayılı Kanunun 10.maddesine uygun olmadığından" gerekçesiyle redle sonuçlandırılmıştır.
Davacı/alacaklı banka vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece karar sonuçta " Borçlunun ihtarname içeriğine yasal sürede itiraz etmemesi karşısında kesinleşen borcun esasına yapılan itiraz nedenlerinin incelenmesi gerekirken, Tüketici Mahkemesine açılacak davada tartışılması gereken hususların İcra Mahkemesinde tartışılmasının doğru olmadığı" Gerekçesiyle bozulmuş; mahkeme önceki kararda direnmiş; hükmü alacaklı/davacı banka vekili temyiz etmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; Kredi Kartı ve Bireysel Kredi Sözleşmesine dayalı ilamsız takipte borçlunun kat ihtarının tebliğine herhangi bir itirazda bulunmayıp borca, ferilerine, BK .84 istemine, takip talebinde hesaplanan işlemiş faize ve ayrıca faiz oranına itiraz etmiş olmasına göre, itirazın kaldırılması istemini inceleyen dar yetkili icra mahkemesinin 4077 sayılı Yasanın, 4822 sayılı Yasayla değişik 10 ve 10A maddelerine dayanarak itiraza konu edilmeyen hususları resen inceleme konusu yapıp yapamayacağı ve sonuçta; borçlu açısından genel mahkemede açılarak aydınlanması yargılamayı zorunlu kılan hususların alacaklı yanın itirazın kaldırılması talebine etkisinin ne olacağı noktasında toplanmaktadır.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olduğu yönünde görüşler ileri sürülmüşse de davanın hukuki nitelikçe itirazın kaldırılması olması ve bu dava türüne bakma görevinin yasa gereği İcra Mahkemelerine ait bulunması karşısında çoğunlukça bu görüş kabul görmemiş; işin esası incelenmiştir.
Alacaklı banka, Kredi Kartı ve Bireysel Kredi Sözleşmesi uyarınca borçluya tüketici kredisi kullandırmış, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle hesabı kapatarak sözleşmeyi feshetmiş ve Beyoğlu 7.Noterliğinden gönderdiği 15.08.2006 tarih ve 23693 yevmiye sayılı kat ihtarnamesi ile hesabı kat etmiştir. Kat ihtarnamesi borçluya 18.08.2006 tarihinde tebliğ edilmiş; herhangi bir itiraz ileri sürülmemiştir.
Ödemenin gerçekleşmemesi üzerine borçlu hakkında icra takibine girişilmiş; borçlu süresinde verdiği itiraz dilekçesiyle borcun tamamına ve ferilerine açıkça itirazını bildirdikten sonra borcunu ödediğini, herhangi bir borcu olmadığını ve ayrıca takibe dayanak yapılan 15.08.2006 tarihli tüketici kredisi kullanmadığını, böyle bir sözleşme olmadığını ve imzalamadığını bildirmiş; ayrıca işlemiş faize, faiz oranına ve BK 84 istemine de itirazda bulunmuştur. Eldeki dava bu itirazın kaldırılması istemlidir.
Alacaklının, genel haciz yoluyla başlattığı takibin dayanağı Kredi kartı ve Bireysel Kredi Sözleşmesidir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun ( İİK ) 68/b maddesi koşullarında borçluya tebliğ olunan kat ihtarına borçlu, herhangi bir itirazda bulunmamıştır. Durum bu olunca, kat ihtarındaki asıl alacak miktarı ve talep edilen faiz oranı kesinleşmiş; itiraz edilmeyen hesap özeti İİK.68.maddede yazılı belgelerden sayılma niteliğine dönüşmüştür.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 68/b maddesi gereğince süresinde hesap kat ihtarına itiraz edilmemesi durumunda hesap özetinin gerçeğe aykırılığı ancak borç ödendikten sonra genel mahkemede açılacak davada ileri sürülebilir. İcra mahkemesinde görülmekte olan itirazın kaldırılması davasında ise bu hususların değerlendirilmesi olanaklı değildir.
Mahkemenin tartışıp, hükmüne dayanak yaptığı 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerinin bu davada tartışma yeri bulunmayıp, bu hükümlerin ancak Tüketici Mahkemesine açılacak dava sırasında ele alınıp tartışılması olanaklıdır.
Dar yetkili icra mahkemesinde yapılan itirazın kaldırılması davasına ilişkin yargılamada uygulama yeri olan hüküm yukarıda da açıklandığı üzere 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 68/b maddesidir.
Burada artık mahkemece yapılacak iş; davanın hukuki nitellikçe itirazın kaldırılması olması da gözetilerek, anılan madde koşullarında kesinleşen borcun esasına yapılan itiraz nedenlerini inceleyip, sonuca varmak olmalıdır.
Hal böyle olunca, eldeki davanın bu yasal hüküm çerçevesinde incelenip sonuca bağlanması gereğine işaret eden bozma ilamına uyulması gerekirken, davanın niteliğine uygun düşmeyen gerekçelerle önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı/alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 15.10.2008 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

Saygılarımlaaaa
Old 14-08-2011, 07:22   #7
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan

Sn. Av.S.A.;
Öncelikle elinize ve emeğinize sağlık. Israrla istememe rağmen karar halen benim elime geçmedi. Ben de takipten vazgeçmiştim.

Bu olay bana "yaegıtay kararları kime aittir" şeklindeki tartışmaları anımsattı. 2008 yılında verilen karara 2011 yılında ulaştığımızda seviniyoruz.

Öncelikle emeğiniz için teşekkür ediyorum.

Karardan benim anladığım şu:

a- İtirazın kaldırılması davasında Tüketici Mahkemeleri değil icra hakimlikleri görevlidir. TKHK bu görevi kaldırmamıştır.
b- İtiraz edilmeyen hesabın kat'ı ihtari 68 gereğince borç ikrarı sayılacaktır. Hakim davaya baksa da borç ikrarı nedeni ile asıl (Kat ihtarında belirtilen) borca itirazı reddecektir.

Yanlış mı anladım?

Öte yandan;
Bildiğiniz üzere faiz hükümleri eskiden BK., TTK, da yeralırdı. Bunlar tamamen özel hukuka ilişkin hükümlerdi. Ancak faiz hakkında yasa çıkarıldıktan sonra uygulanabilecek faiz oranları konusunda idare yetkili kılındı. Faiz hukuku kamu hukuku alanına girdi.

Diyelim ki ben bir kredi sözleşmesi yaptım. Aylık %1,05 faiz ile kredi aldım. Hesabın kat'ı na rağmen borcumu ödemezsem %350 faiz işletilmesini kabul ettim ve sözleşmeyi imzaladım.

İcra hakimi asıl borca olan itirazı (kat ihtarına itiraz edilmeyip kesinleşmekle) reddeti. Kat ihtarından sonra hangi faiz oranını uygulayacak? Yasal olan %9 mu sözleşmede yeralan %350 mi? Sözleşmenin kat'ı ile sözleşme sona ermiştir. Hadi buyrun bakalım. Sorunun içinde tuzak vardır.

Saygılar.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tüketici Mahkemelerinin Görevli Olması Üzerine ad-hoc Meslektaşların Soruları 1 08-02-2008 14:10
Taksilerin Tüketici Yasasına Kapsamında Hukuki Durumu ve Tüketici Heyetine Şikayet Av.ZekiÖZSOY Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu 5 13-06-2007 12:01
istinaf mahkemelerinin akıbeti bozoli Hukuk Sohbetleri 12 23-01-2007 22:40
Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin Görevi nedir? ilksan Meslektaşların Soruları 1 14-12-2006 11:43
Tüketici Mahkemelerinin Durumu ISIL YILMAZ Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu 0 03-10-2006 16:39


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07225490 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.