imza itirazının kabulü-alacak davası açılması derdestlik varmı?

Sayın meslektaşlarım, iki sorum olacak ilki;
Olayda çek ile yapılan takipte borçlu imzaya itiraz eder. İmzanın borçlunun olmadığı anlaşılınca icra mahkemesi kararı ile takip durur alacaklı %20 tazminata ve %10 para cezasına mahkum olur. Alacaklı hemen sonraki araştırmasında bundan öncede ticari alışveriş yaptığı borçlunun aynı imza ile keşide edilen çeklerininin banka kanalı ile tahsil edildiğini farkeder. İcra mahkemesi kararını kötüniyetli olunmadığı gerekçesi ile temyiz eder, hemen ardından da genel mahkemede temyiz sonucu beklenmeden alacak davası açılır. Aşağıdaki İİK 170-son hükmüde beraber düşünüldüğünde alacak davası için derdestlik itirazı yapılırsa kabul görürmü? Değişik cümle: 17/07/2003 - 4949 S.K./47. md.) İcra mahkemesi *1* , itirazın kabulüne karar vermesi halinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklıyı senede dayanan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder. Alacaklı genel mahkemede dava açarsa, para cezasının tahsili dava sonuna kadar tehir olunur ve bu davayı kazanırsa hakkında verilmiş olan para cezası kalkar.
Diğer sorumsa teminat senedi ile ilgili, imzalanan sözleşme ile karşı taraf sözleşme süresince başka yerden mal almayacağını taahhüt edip ihlali halinde 10000ytl ödemeyi taahhüt ediyor. Birde aynı değerde teminat senedi veriyor. Bu maddenin ihlal edildiği tespit ettiriliyor. Acaba teminat senetlerini icraya koymak için nasıl bir yol izlenir. Hem bu olay hemde genel olarak teminat senetleri için ihtar dava vs.. ne yapılması gerekiyor. teminat senedinde vade kısmı doldurulurmu... Yardımcı oluan arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim.

Merhaba!

1. sorun: İtirazın kaldırılması davası sadece o takiple ilgili bir incelemedir. Amacı sadece borçlunun o takipteki itirazını kaldırmak ve takibin devamını sağlamaktır.
Kesinlikle bir alacak davası değildir. Yoksa kanun itirazı kaldırılan borçlunun veya davası reddedilen alacaklının buna rağmen genel mahkemede dava açma hakları olduğundan bahsetmezdi.
Bu sebeplerle, alacaklının açacağı alacak davası ile itirazın kaldırılması davası arasında derdestlik ilişkisi sözkonusu olmaz. Kanun burada sadece alacaklı aleyhine hükmedilen tazminat ve ceza bakımından alacak davasını bir ön sorun olarak kabul ediyor.

2. sorun: Teminat senedinin diğer senetlerden farkı yoktur. Takibe koymada hiçbir farklılık olmaz. Fakat vade tarihi bonolarda zorunlu bir unsurdur. (Hatta forumda vade tarihi olmadığından bahsetmeniz bence doğru bile değil, çünkü normal olan senedi borçlunun doldurduğudur. Sonradan vade tarihi gibi bazı kısımlarının 3. şahıslarca tamamlanması kanuna aykırı bir durumdur. Elbette uygulamada bu çok yapılıyor, hatta borçlular buna rıza gösteriyor.)
Teminat senedi kısmen takibe konabilir. Mesela 10.000,00 YTL bononun sadece 5.000,00YTL kısmı için takip açılabilir. Bu durumda takip talebinde fazlaya dair hakların saklı tutulduğu belirtilmelidir.

Saygılar..

Em, re