Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

MüdafininTemyiz Süresini Kaçırması ve Tutuklu Sanıkların Gerekçeli Kararın Kendilerine Tebliği Talebi

Yanıt
Old 22-04-2011, 17:27   #1
seyyid el semavi

 
Varsayılan MüdafininTemyiz Süresini Kaçırması ve Tutuklu Sanıkların Gerekçeli Kararın Kendilerine Tebliği Talebi

Sayın meslaktaşlarım;

Cmk'ca atandığım ve ağır ceza mahkemesinde görülmekte olan bir davada mahkemece sanıkların 10'ar yıl hapis cezasına hükmeden kararı süresinde temyiz edemedim.

mahkeme kararı 07.04.2011 tarihinde duruşmada sanıklar ve benim varlığım sırasında yüzümüze karşı vermiştir.Temyiz süresini kaçırdığım ve sanıkların olası şikayetini düşünerek dosyayı incelediğim sırada sanıkların , cezavi müdürlüğünce zapta geçirilerek kararı veren ağır caza mahkemesine hitaben "gerekçeli karar hakkında" konulu dilekçeler gönderdiklerini gördüm. Dlekçeler içeriğinde sanıklar kendilerine verilen ceza miktarını bilmediklerini ve kendilerine tebliğini talep etmişlerdir.Her İki dilekçede temyiz süresi içinde havale edilmişlerdir.


Bunun üzerinde ben de 22.04.2011 tarihli 2 adet dilekçe yazarak mahkemeden havale ettirdim. Dilekeçemin biri temyiz diğeri ise temyiz süresine ilişkindir.

şimdi sorularıma geçecek olursak;

1:mahkeme sanıkların ceza evinden gönderdikleri dilekçeleri süre tutum dilekçesi olarak değerlendirebilir mi? (CMK.263. maddeyi dikkate alarak cevaplarsanız memnun olurum)

2. Şayet mahkeme süre tutum dilekçesi olarak değerlendirirse benim 22.04.2011 tarihli temyiz dilekçemi kabul eder mi?

3.Gerekçeli karar henüz tebliğ edilmedi fakat kalemde inceleyip temyiz ettiğimi kendi dilekçemde belirttim.Müdafii ve asil açısından temyiz süresi ayrı mı değerelendirilir?

CMK 263. ve 291.Maddeleri ışığında yaklaşıldığında temyiz talebinin kabul edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda değerli fikirlerinizi paylaşmanızı diliyorum.
Old 23-04-2011, 09:50   #2
Metel

 
Varsayılan

Sayın seyyid el semavi,

Sanıklar bahsettiğiniz dilekçeleri temyiz süresi içinde vermişlerse, kararın, sanıkların da yüzüne karşı okunmuş olmasına rağmen, temyiz süresi gerekçeli kararın kendilerine tebliğinden itibaren hesaplanmalı diye düşünüyorum. Dilekçelerin süre tutum dilekçesi olarak değerlendirilmeleri tam olarak hukuki anlamlarının karşılığını vermeyecektir.Bunların kararın tefhimine yönelik bir dilekçe olarak değerlendirilmesi gerekir.

Mahkeme kararı okurken hem tebliğ hem tefhim etmiş olur. Benim görüşüm temyiz süresi içinde verilen bu dilekçenin temyiz süresini uzatacağı yönündedir. Yakın zamanda rastladığım bir yargıtay kararı da CMK da avukatların sorumluluğunu daha esnekleştiriyor. Bu kararı bulursam paylaşacağım. Temyiz süresi geçtikten sonra yapılan başvuruların kabul göreceğini sanmıyorum. Net bilgiler olmasada görüşüm bu yöndedir sayın meslektaşım.
Old 23-04-2011, 09:55   #3
av.kadirpolat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan seyyid el semavi
Sayın meslaktaşlarım;

Cmk'ca atandığım ve ağır ceza mahkemesinde görülmekte olan bir davada mahkemece sanıkların 10'ar yıl hapis cezasına hükmeden kararı süresinde temyiz edemedim.

mahkeme kararı 07.04.2011 tarihinde duruşmada sanıklar ve benim varlığım sırasında yüzümüze karşı vermiştir.Temyiz süresini kaçırdığım ve sanıkların olası şikayetini düşünerek dosyayı incelediğim sırada sanıkların , cezavi müdürlüğünce zapta geçirilerek kararı veren ağır caza mahkemesine hitaben "gerekçeli karar hakkında" konulu dilekçeler gönderdiklerini gördüm. Dlekçeler içeriğinde sanıklar kendilerine verilen ceza miktarını bilmediklerini ve kendilerine tebliğini talep etmişlerdir.Her İki dilekçede temyiz süresi içinde havale edilmişlerdir.


Bunun üzerinde ben de 22.04.2011 tarihli 2 adet dilekçe yazarak mahkemeden havale ettirdim. Dilekeçemin biri temyiz diğeri ise temyiz süresine ilişkindir.

şimdi sorularıma geçecek olursak;

1:mahkeme sanıkların ceza evinden gönderdikleri dilekçeleri süre tutum dilekçesi olarak değerlendirebilir mi? (CMK.263. maddeyi dikkate alarak cevaplarsanız memnun olurum)

2. Şayet mahkeme süre tutum dilekçesi olarak değerlendirirse benim 22.04.2011 tarihli temyiz dilekçemi kabul eder mi?

3.Gerekçeli karar henüz tebliğ edilmedi fakat kalemde inceleyip temyiz ettiğimi kendi dilekçemde belirttim.Müdafii ve asil açısından temyiz süresi ayrı mı değerelendirilir?

CMK 263. ve 291.Maddeleri ışığında yaklaşıldığında temyiz talebinin kabul edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda değerli fikirlerinizi paylaşmanızı diliyorum.

Verilen dilekçede temyiz nedenlerini içeren durumların yer almaması halinde verilen dilekçelerin temyiz dilekçesi olma durumu ve doğal olarak da süre tutum dilekçesi olma durumu söz konusu olmaz.

Sanığın ve müdafisinin yüzüne karşı okunup okunmaması önemli olmaksızın herhangi birisinin yüzüne karşı tefhim olunan tarih itibariyle 7 günlük temyiz süresi başlar.
Old 23-04-2011, 16:09   #4
seyyid el semavi

 
Varsayılan

sayın kadirpolat süre tutum dilekçelerinde temyiz nedenlerini belirtmek zorunlu değil. "verilen kararı temyiz ediyorum,gerekçeli kararın tebliğinden sonra detaylı temyiz dilekçemi sunacağım" demek yeterlidir. en azından yerleşik uygulama bu yöndedir.

sanırım anlatamadığım bir durum söz konusu. sanıklarla aynı anda karar yüzümüze okundu.benim açımdan geçti süre.buraya kadar sorun yok.peki sanıkların dilekçeleri süre tutum dilekçesi olarak kabul görürse benim temyiz dilekçemin kabul edilmesi gerekmez mi? sanık asiller adına doğmuş bir hakkı ve yetkiyi kullanmam engellenebilir mi?


sizden ricam lütfen CMK 263. VE 291 . maddelerini dikkate alarak değerlendirme yapmanız..
Old 23-04-2011, 17:30   #5
armegedon23

 
Varsayılan

Sanıkların vermiş olduğu dilekçe süre tutum dilekçesi olarak değerlendirilirse sizin vermiş olduğunuz dilekçe de süresinde verilmiş bir dilekçe olarak kabul edilmelidir diye düşünüyorum. Sonuçta sanıkların temyiz süresi ve sizin müdaafilik göreviniz devam etmektedir. Saygılar.
Old 23-04-2011, 17:36   #6
seyyid el semavi

 
Varsayılan

yargıtay 3.ceza dairesinin 2005 yılında verdiği bir kararda "gerekçeli kararın tebliği" talepli dilekçenin temyiz dilekçesi olarak anlaşılması gerektiği iifade edilmişir. yerel mahkeme bu konuda aksi bir karar vermeden bu kararla beraber mahkeme başkanıyla görüşmeyi düşünüyorum.zira temyiz talebim reddedilirse o kararı da temyiz etmem halinde cezanın infazı durmayacaktır maalesef.bildiğiniz üzere temyiz talebinin redddinin temyiz edilmesi infazı durdurmuyor(
Old 23-04-2011, 17:37   #7
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan seyyid el semavi
sayın kadirpolat süre tutum dilekçelerinde temyiz nedenlerini belirtmek zorunlu değil. "verilen kararı temyiz ediyorum,gerekçeli kararın tebliğinden sonra detaylı temyiz dilekçemi sunacağım" demek yeterlidir. en azından yerleşik uygulama bu yöndedir.

sanırım anlatamadığım bir durum söz konusu. sanıklarla aynı anda karar yüzümüze okundu.benim açımdan geçti süre.buraya kadar sorun yok.peki sanıkların dilekçeleri süre tutum dilekçesi olarak kabul görürse benim temyiz dilekçemin kabul edilmesi gerekmez mi? sanık asiller adına doğmuş bir hakkı ve yetkiyi kullanmam engellenebilir mi?


sizden ricam lütfen CMK 263. VE 291 . maddelerini dikkate alarak değerlendirme yapmanız..

Bölge Adliye Mahkemeleri henüz faaliyete geçmediği için, CMK'nın değil CUMK'un temyize ilişkin hükümleri geçerlidir.

Alıntı:
KANUN NO: 5320
CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN
Kabul Tarihi: 23 Mart 2005
Resmi Gazete ile Neşir ve İlânı: 31 Mart 2005 - Sayı: 25772 (1. Mükerrer

Temyiz ve Karar Düzeltme
MADDE 8.- (1) Bölge adliye mahkemelerinin, 26.9.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmi Gazetede ilan edilecek göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 322 nci maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları hariç olmak üzere, 305 ila 326 ncı maddeleri uygulanır. (Ek cümle: 5560 - 6.12.2006 / m.29) Yargıtay ceza daireleri ile Ceza Genel Kurulu kararlarındaki yazıma ilişkin maddi hataların düzeltilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, ilgili ceza dairesi veya Ceza Genel Kuruluna başvurabilir.
(...) (Madde 8 in 2. fıkrası, Anayasa Mahkemesi'nin 7.11.2007 tarih ve 26693 sayılı R.G.'de yayımlanan, 5.4.2007 T., 2005/127 E. ve 2007/42 K. sayılı Kararı ile iptal edilmiştir.)
(3) Ceza Muhakemesi Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önce Yargıtay'ca incelenip kesinleşen hükümler hakkında, başvuru süresi dolmamış olması kaydıyla karar düzeltme yoluna gidilebilir

Dolayısıyla uygulanacak maddeler CUMK 292 ve 310 uncu maddeleridir. Bu maddelerde ise cezaevinden havale şeklinde bir düzenleme bulunmamaktadır.

Kaldı ki, temyiz incelemesinin yapılabilmesi için iki koşul aramaktadır. 1- Süre 2- Temyiz iradesi. İlk mesajınızdan "kararı temyiz ediyorum" vb. şeklinde bir ifade yazılmadığını anlıyorum. Bir de şimdi ceza kararlarının da temyizinin harca tabi olması sözkonusu, o da ayrı bir facia.
Old 23-04-2011, 17:44   #8
seyyid el semavi

 
Varsayılan

suat bey fikrinizi tamamen değiştirecek bir yargıtay kararını ekliyorum.



YARGITAY
3. CEZA DAİRESİ

Tarih : 30.06.2005
Esas No : 2004/12193
Karar No : 2005/8037


5252 - TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN 9
5237 - TÜRK CEZA KANUNU 7

ÖZET : 1- 5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNU'NUN 7. MADDESİNDE " ZAMAN BAKIMINDA UYGULAMA" 5252 SAYILI TÜRK CEZA 5237 SAYILI TCK'NUN 7. VE GENEL HÜKÜMLERİ İLE 5252 SAYILI KANUNU'NUN 9. MADDELERİ UYARINCA, SANIĞIN HUKUKİ DURUMUNUN 5271 SAYILI CEZA MUHAKEMESİ KANUN HÜKÜMLERİ DE NAZARA ALINARAK YENİDEN DEĞERLENDİRİLMESİNDE ZORUNLULUK BULUNMASI,
2-ORMAN İDARESİNİN SANIK TEVFİK YÖNÜNDEN MÜDAHALE TALEBİNDE BULUNMADIĞI GÖZETİLMEDEN ADI GEÇEN SANIĞIN TAZMİNAT VE NİSPİ HARÇTAN SORUMLU TUTULMASI,
3-SANIK TEVFİK'İN SÜRESİNDE VERMİŞ OLDUĞU GEREKÇELİ KARARIN TEBLİĞİ TALEBİNİ İÇEREN DİLEKÇESİNİN TEMYİZ TALEBİ NİTELİĞİNDE OLDUĞU GÖZETİLMEDEN TALEBİN REDDİNE KARAR VERİLMESİ, BOZMAYI GEREKTİRMİŞTİR.

DAVA : Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;

Gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine,

Ancak;

1-Sanık hakkında kendi arazisinden izinsiz orman emvali kesme suçundan sübut bulan eylemi nedeniyle;

Karar tarihi 5.6.2003 ile inceleme tarihi 30.06.2005 arasında 5252 Sayılı Kanunun 9. ve 5237 Sayılı Kanunun 7. maddesi gereğince TCK. 102/5. madde öngörülen zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş bulunması; nedeniyle hükmün bu sebepten dolayı bozulmasına ve sanık hakkında 6831 Sayılı Kanunun 116. maddesi yollamasıyla 109. maddesine muhalefet nedeniyle açılan KD'nın 5237 Sayılı Kanun'un 66. maddesi gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE;

2-Sanığın halkı tehlikeye maruz bırakmak suçundan sübut bulan eyleminde de bir kısım tanıklarca sanığın ateş yakarken görüldüğünün anlaşılıp ateş yakılan yerin ormana 1,5 km mesafede olduğunun bilirkişi raporuyla tespit edilmiş bulunmasına göre tebliğnamede yazılı bozma düşüncesine iştirak olunmamış ise de;

Karar tarihi 5.6.2003 ile inceleme tarihi 30.06.2005 arasında 5252 Sayılı Kanunun 9 ve 5237Sayılı Kanunun 7. maddesi gereğince TCK. 102/5 maddesinde öngörülen zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş bulunması, nedeniyle hükmün bu sebepten dolayı bozulmasına ve sanık hakkında TCK. 566. maddesine muhalefetten dolayı açılan KD'nın 5237 Sayılı Kanunun 66'ncı maddesi gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE,

3-Sanık hakkında 6831 Sayılı Kanunun 108/1. maddesine muhalefet suçundan sübut bulan eylemi nedeniyle verilen hükmün incelenmesinde;

5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 7. maddesinde " zaman bakımında uygulama" 5252 Sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddesinde ise, "lehe olan hükümlerin uygulanmasında usul" kurallarının düzenlenmesi, ayrıca 5252 Sayılı Kanunun 12. maddesi ile 765 Sayılı Türk Ceza Kanununun yürürlükten kaldırılması, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Kanunların hükümden sonra 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunması karşısında;

5237 Sayılı TCK.un 7. ve genel hükümleri ile 5252 Sayılı Kanunun 9. maddeleri uyarınca, sanığın hukuki durumunun 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanun Hükümleri de nazara alınarak yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

4-Orman İdaresinin sanık Tevfik yönünden müdahale talebinde bulunmadığı gözetilmeden adı geçen sanığın tazminat ve nispi harçtan sorumlu tutulması,

5-Sanık Tevfik'in süresinde vermiş olduğu gerekçeli kararın tebliği talebini içeren dilekçesinin temyiz talebi niteliğinde olduğu gözetilmeden talebin reddine karar verilmesi,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş Sanık ve O Yer C. Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 30.06.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 23-04-2011, 17:53   #9
seyyid el semavi

 
Varsayılan

suat bey 292. madde bağlamında, tutuklunun beyanda bulunmak suretiyle kanun yollarına başvurabileceği düzenlenmiştir. nasıl olurda cezaevinden havale olmaz diyorsunuz anlayamadım açıkçası?...
Old 23-04-2011, 18:00   #10
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan seyyid el semavi
suat bey 292. madde bağlamında, tutuklunun beyanda bulunmak suretiyle kanun yollarına başvurabileceği düzenlenmiştir. nasıl olurda cezaevinden havale olmaz diyorsunuz anlayamadım açıkçası?...

Madde şu değil midir? Burada cezaevinin bulunduğu yer mahkemesinin katibine beyanatta bulunmaktan söz etmektedir. Ben böyle okuyorum.


MEVKUFUN KANUN YOLLARINA MÜRACAAT USULÜ

MADDE 292 - Mevkuf olan maznun tevkifhanenin bulunduğu mahaldeki mahkeme kâtibine beyanatta bulunmak suretiyle de kanun yollarına müracaat edebilir. Kâtip bu bapta bir zabıt varakası yaparak hâkim veya reise tasdik ettirir.

Kanuni mehillere riayet edilmiş olmak için zabıt varakasının bu mehiller için de yapılmış olması lâzımdır.
Old 23-04-2011, 18:18   #11
seyyid el semavi

 
Varsayılan

suat bey yerel mahkeme kararı 07.04.2011 tarihinde vermiştir. sanıklar 13.04.2011 tarihinde cezaevinden havale ederek uyap üzerinden dilekçelerini dosyaya sunmuş bulunmaktalar. bu noktada madde metniyle uyumlu olarak süresinde mahkeme katibine beyanda bulunmuş olmaktalar. sizin bakış açınızla yaklaşırsak hiç bir tutuklunun asil olarak temyiz hakkı olmuyor ki bu çok yanlış olur..
Old 24-04-2011, 14:09   #12
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan seyyid el semavi
suat bey yerel mahkeme kararı 07.04.2011 tarihinde vermiştir. sanıklar 13.04.2011 tarihinde cezaevinden havale ederek uyap üzerinden dilekçelerini dosyaya sunmuş bulunmaktalar. bu noktada madde metniyle uyumlu olarak süresinde mahkeme katibine beyanda bulunmuş olmaktalar. sizin bakış açınızla yaklaşırsak hiç bir tutuklunun asil olarak temyiz hakkı olmuyor ki bu çok yanlış olur..

Uyap üzerinden dilekçelerini sunabilmişlerse, o zaman sorun yok. Ancak adil görünmese de, madde metnini okuduğumuzda mahkemeye beyandan söz etmektedir. Belki adil olmadığı için, kanunkoyucu yeni CMK'ya konuyla ilgili hüküm koymuştur.
Old 24-04-2011, 14:58   #13
üye34660

 
Varsayılan

Değerli meslektaşım, eğer anlattığınız gibiyse temyiz süresi sorunu olmaz diye düşünüyorum...

Saygılarımla.
Old 24-04-2011, 15:20   #14
Özkan Atalay

 
Varsayılan

süre tutum dilekçesinde kararı temyiz ediyorum diye açık bir ibare olmalıdır. Yargıtayın aradığı kriter budur. Yoksa havale ile bu temyiz ediyorum hususu belirtilmediyse temyiz yerine geçmez.
Old 25-04-2011, 08:52   #15
av.kadirpolat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan seyyid el semavi
sayın kadirpolat süre tutum dilekçelerinde temyiz nedenlerini belirtmek zorunlu değil. "verilen kararı temyiz ediyorum,gerekçeli kararın tebliğinden sonra detaylı temyiz dilekçemi sunacağım" demek yeterlidir. en azından yerleşik uygulama bu yöndedir.

sanırım anlatamadığım bir durum söz konusu. sanıklarla aynı anda karar yüzümüze okundu.benim açımdan geçti süre.buraya kadar sorun yok.peki sanıkların dilekçeleri süre tutum dilekçesi olarak kabul görürse benim temyiz dilekçemin kabul edilmesi gerekmez mi? sanık asiller adına doğmuş bir hakkı ve yetkiyi kullanmam engellenebilir mi?


sizden ricam lütfen CMK 263. VE 291 . maddelerini dikkate alarak değerlendirme yapmanız..

Sayın meslektaşım,

Temyiz unsurları arasında detaylı temyiz sebeplerini yazmanızı söylemedim zaten. Ancak temyiz edildiğini gösterir bir ibare olmalı.
Karar tarafıma tebliğ edilsin demek, kararı temyiz ediyorum demek değildir.
Normal şartlarda Süre Tutum müessesesi denilen ve korunan bir müessese yok.
Sadece gerekçeli kararın tebliğini isteme ve bunla birlikte kararı temyiz etmek gerekmektedir.

Eğer sanıkların dilekçeleri süre tutum olarak kabul edilirse, o zaman sizin temyiz dilekçenizin kabul edilmemesi söz konusu olamaz.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
hakimin gerekçeli kararı gerekçeli olmalı nazell Meslektaşların Soruları 7 22-05-2023 22:21
İlamlı icra-Gerekçeli kararın tebliğ edilmemesi Avukat_A.K. Meslektaşların Soruları 8 18-06-2010 11:49
Davalının öldüğünün karardan sonra anlaşılması, kararın tebliği üye21665 Meslektaşların Soruları 1 31-01-2010 14:13
Yeni ilçe kurulması nedeniyle dava dosyasının devri, kararın tebliği üye21665 Meslektaşların Soruları 1 26-01-2010 23:09


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05502391 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.