Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

iki kiracı bulunduğu durumda Kiracılardan birinin tek başına Tahliye Taahhüdü vermesi

Yanıt
Old 07-03-2007, 15:22   #1
av.egemen

 
Varsayılan iki kiracı bulunduğu durumda Kiracılardan birinin tek başına Tahliye Taahhüdü vermesi

Sayın meslektaşlarım merhaba! Bir iş yerini 2 ortak işletiyorlar.ortaklar mekan sahibiyle kira sözleşmesi yapıyor ve bu sözleşmede kiracı olarak her iki ortak da görünüyor. Ancak daha sonra kiracılardan yani, ortaklardan birisi diğer ortağın onayını ve görüşünü almadan mekan sahibine tahliye taahhüdü veriyor. Bu taahhüde dayanarak, iş yeri sahibi kiracıları tahliye ettirebilir mi? Şimdiden teşekkürler...
Old 07-03-2007, 15:32   #2
Av.Turhan Demiroğlu

 
Varsayılan

*Sözleşmenin bir tarafı iki kişiden oluşmuştur. Tek imzanın diğer ortağı ilzam etmesi düşünülemez.
*Taahhüdü veren temsilci sıfatıyla hareket etmişse, yetkisini aşmış olacağından yine geçerli olmaz diye düşünüyorum.
Saygılarımla...

T.C.YARGITAY HUKUK DAİRESİ 3
Esas No.2002/414Karar No.2002/1200Tarihi04.02.2002
ÖZET
VEKALETNAMESİNDE TAHLİYE TAAHHÜDÜNE İLİŞKİN BİR YETKİ BULUNMAYAN, OLAĞAN VE NORMAL İŞLER İÇİN VERİLEN VEKALETNAMEYE DAYANARAK MÜVEKKİLİ TEHLİKEYE SOKAN VE TEKRAR DÜZELTİLMESİ MÜMKÜN OLMAYAN BİR SAKINCA YARATACAK ŞEKİLDE VEKİL TARAFINDAN KİRALAYANA VERİLEN TAHLİYE TAAHHÜDÜNÜN GEÇERLİĞİNDEN SÖZEDİLEMEZ. KALDI Kİ KİRA SÖZLEŞMESİNİ KURAN KİŞİNİN, MÜVEKKİLİ HESABINA ALEYHİNE TAHLİYE TAAHHÜDÜNDE BULUNMASI HUSUSU VEKİLİN ÖDEVLERİNDEN DEĞİLDİR. VEKİLİN BU YASAKLILIĞI YAPTIĞI İŞLEMİN GEÇERSİZLİĞİ, TABİİ ( DOĞAL ) BORÇLARIN İFASINI DA BU NEDENLERLE KAPSAR.
Old 07-03-2007, 16:18   #3
Av.Ceylan Pala Karadağ

 
Varsayılan

http://212.175.130.129/scripts/cgiip.exe/WService=wsbroker1/metin_gor.html?BackRowids=0x00b34588&ExternalTable s=kararlar&ExternalRowids=0x00b34588

Yargıtay kararına göre;
eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini fesh edemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz
Old 07-03-2007, 18:19   #4
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Konuyla ilgili karar

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1999/6-965
K. 1999/975
T. 17.11.1999
• TAHLİYE ( Birden fazla kiracı )
• MECBURİ DAVA ARKADAŞLIĞI ( Tahliye/birden fazla kiracı )
• TAHLİYE TAAHHÜDÜ ( Birden fazla kiracı )
6570/m.7/a
ÖZET:Kira sözleşmesinde kiracılar iki kişi ise, aralarında mecburi dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Tahliye taahhüdünün de birlikte verilmesi gerekir. Kiracılardan birisinin kiralananı fark etmiş olması sözleşme hükümlerini etkilemez.

DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki “tahliye” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Eskişehir 2.Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 27.4.1999 gün ve 1999/95 E-528 K.sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 28.6.1999 gün ve 1999/5699-5707 sayılı ilamı;

( …Dava tahliye taahhüdü nedeniyle kiralananın tahliyesi isteğine yöneliktir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.

Davacılar, davalı Selahattin Sağdıç aleyhine açtıkları davada 1.8.1996 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayanarak, 18.6.1997 tarihinde noterlikçe tanzim edilen tahliye taahhütnamesi gereğince 1.8.1998 tarihinde kiralananın tahliye edilmesi gerekirken taahhüdün yerine getirilmediğinden bahisle davalının tahliyesini talep etmişlerdir.

Davalı kiracının iki kişi olduğunu, biri tarafından verilen taahhüdün geçerli olmadığını, icra tetkik merciince de bu durum göz önünde tutularak davanın reddine karar verildiğini, ortada kesin hüküm bulunduğunu savunarak davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece kira sözleşmesinde kiracının iki kişi olmasına rağmen kiracılardan Sait Çoşkun’un kiralananı terkettiği kabul edilerek diğer kiracı Selahattin tarafından verilen taahhüdün geçerli olduğu, davanın süresinde açıldığı kabul edilerek tahliye kararı verilmiştir.

Dosyada mevcut kira sözleşmesinde kiralayanlar Selver ve Remziye olup, kiracıların da davalı Selahattin Sağdıç ile dava dışı Sait Çoşkun Türkay’ın olduğu görülmekte ve kiranın başlangıcının da 1.8.1996 olduğu anlaşılmaktadır. Tahliye taahhütnamesi ise 18.6.1997 tarihinde kiracılardan sadece Selahattin Sağdıç tarafından verilmiştir. Kiracılar arasında da mecburi dava arkadaşlığı bulunduğundan taahhüdün de kiracılar tarafından birlikte verilmesi gerekir. Kira sözleşmesi son bulmadığına göre halen taraflar arasında devam etmekte olduğunun ve taraflar yönünden bağlayıcı olduğunun kabulü gerekir. Kiracılardan birisinin kiralananı terketmiş olması sözleşme hükümlerini etkilemeyeceğine göre yapılan sözleşme ile bağlı kalınarak taahhüdün her iki kiracı tarafından verilmiş olması ancak bu durumda taahhüdün bağlayıcı olduğunun kabulü gerekir. Bu durum göz önünde tutularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir… ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ), oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY YAZISI:

Dosya içeriğine göre, kira sözleşmesi, yerel mahkemenin de kabul ettiği üzere artık fiilen davacı ile davalı arasındadır. Bu durumda zorunlu dava arkadaşlığından söz etmeyi hukuki düzenlemeyi çok şekli anlamda yorumlama olarak değerlendiriyorum ve hukuk genel ilkelerinin buna cevap vermeyeceğine inanıyorum. Bu nedenlerle verilen taahhüt geçerlidir. Yerel mahkemenin kabulü kanımca doğrudur. O nedenledir ki, onanması gerektiği inancıyla çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.

14. HUKUK DAİRESİ ÜYESİ
MEHMET HANDAN SURLU
Old 10-01-2011, 17:05   #5
av.efsun

 
Varsayılan

Peki kiralaya veren hissedarların, kira sözleşmesinde imzaları mevcut. daha sonradan mecurla ilgili alacağa ilişkin davalarda hissedarlardan birinin davayı açmış olması yeterli olur mu?
Old 10-01-2011, 17:30   #6
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.efsun
Peki kiralaya veren hissedarların, kira sözleşmesinde imzaları mevcut. daha sonradan mecurla ilgili alacağa ilişkin davalarda hissedarlardan birinin davayı açmış olması yeterli olur mu?

Yeterli olmaz. Benzer konu daha önce tartışıldı. Forum İçi Arama Motorunu kullanarak ulaşabilirsiniz.
Old 10-01-2011, 18:49   #8
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Peki kiralaya veren hissedarların, kira sözleşmesinde imzaları mevcut. daha sonradan mecurla ilgili alacağa ilişkin davalarda hissedarlardan birinin davayı açmış olması yeterli olur mu?
Alıntı:
Yazan av.efsun
Çok aradım, ancak bulamadım


Şu linke bir bakın sayın meslektaşım:

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=26817



Alıntı:
T.C. YARGITAY
6.Hukuk Dairesi

Esas: 1999/1307
Karar: 1999/1661
Karar Tarihi: 01.03.1999

ÖZET: Dosya kapsamına, toplanan delillere, davacının müşterek malik durumunda olup, müşterek mülkiyet esaslarına tabi taşınmazda tek başına akdin feshini isteme hakkı bulunmamasına, davacının sadece kendisinin temerrüt ihtarı göndermiş olmasına göre, davacının temyiz itirazları yerinde değildir.

(818 S. K. m. 260)

Dava: Mahalli Mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye-alacak davasına dair karar davalı-davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Dava temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi ve icraya yapılan itirazın iptali ile ödenmeyen kira alacağının tahsili istemlerine ilişkindir. Mahkeme davayı reddetmiş ve hüküm her iki taraf vekillerince temyiz olunmuştur.

1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, davacının müşterek malik durumunda olup, müşterek mülkiyet esaslarına tabi taşınmazda tek başına akdin feshini isteme hakkı bulunmamasına, davacının sadece kendisinin temerrüt ihtarı göndermiş olmasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Kira alacağı bölünebilir alacaklardan olup, davacı kendi payına isabet eden alacağı istemeye hakkı vardır. Bu bakımdan alacağın tamamının reddine karar verilmesi:

3- Davalının temyizi yönünden; dava reddedildiğine ve davalı da kendisini vekille temsil ettirdiğine göre Avukatlık Asgari ücret Tarifesi gereğince nisbi ücreti vekalet verilmesi gerekirken maktu vekalet ücreti takdir edilmesi;

Usul ve yasaya uygun bulunmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda 2. bendde yazılı nedenle hükmün davacı yararına, 3. bendde yazılı nedenle davalı yararına BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 1.3.1999 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=49554

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1989/6-348
K. 1989/444
T. 28.6.1989
• TAHLİYE DAVASI ( İşyeri İhtiyacı Nedeniyle )
• İŞYERİ İHTİYACI NEDENİYLE TAHLİYE ( Davacıların Dava Açma Hakkının Olmaması )
• DAVA AÇMA HAKKI ( Müşterek Mülkiyet Durumunda Davanın Çoğunluk Tarafından Açılmasının Gerekmesi )
• MÜŞTEREK MÜLKİYET ( Hilafına Mukavele Olmadıkça Hissedarların Müşterek Mülklerini Bil İştirak İdare Etmeleri )
743/m.624
6570/m.7
ÖZET : Dosyada mevcut tapu kayıtları ve kira kontratosuna göre, dava konusu taşınmaz 1/4 oranında hisseli olarak dört kişi adına kayıtlı olup kira kontratosu da adı geçen maliklerle hep birlikte kiralayan olarak imzalanmıştır.

Davalıya ihtarname ihtiyaç sahibi Vedat tarafından çekilmiş, dava Vedat ve Ayşe’nin vekillerince açılmıştır. Adı geçenlerin hisseleri toplamı 2/4 olup, çoğunluğu teşkil etmemektedir. Hilafına mukavele olmadıkça hissedarlar müşterek mülklerini biliştirak idare ederler. O halde, davacıların dava hakkı bulunmamaktadır. Zira diğer hissedarların muvafakatı alınmamıştır.

DAVA : Taraflar arasındaki "işyeri ihtiyacı nedeniyle tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ..... Sulh Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 29/07/1988 gün ve 1987/14 esas 1988/589 karar sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Altıncı Hukuk Dairesi’nin 15/12/1988 gün ve 1988/14161-19687 sayılı ilamıyla; ( ..Davacılar vekili müvekkillerinden Vedat’ın konfeksiyon ticareti yapacağı yerin ihtiyacına yeterli olmadığını, bitişikteki kiralananla birleştirerek kullanacağını iddia ile iş bu davayı açmıştır. Davalı taraf ihtiyacının gerçek ve samimi olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Dinlenen davacı tanıkları iddiayı doğrulamışlardır. Davacının halen iş yaptığı yerin 12,6 m2 kiralananın 20 m2 bulunduğu arada taşıyıcı niteliği olmayan duvarın kaldırılarak kullanılmasının mümkün bulunduğu keşfen saptanmıştır. Bu itibarla ihtiyacın gerçek ve samimi olduğunun kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dosyada mevcut tapu kayıtları ve kira kontratosuna göre, dava konusu taşınmaz 1/4 oranında hisseli olarak Ayşe, Kadriye, Türkan ve Vedat adlarına kayıtlı olup kira kontratosu da adı geçen maliklerle hep birlikte kiralayan olarak imzalanmıştır.

Davalıya ihtarname ihtiyaç sahibi Vedat tarafından çekilmiş, dava Vedat ve Ayşe’nin vekillerince açılmıştır. Adı geçenlerin hisseleri toplamı 2/4 olup, çoğunluğu teşkil etmemektedir. MK.nun 624. maddesine göre; hilafına mukavele olmadıkça hissedarlar müşterek mülklerini biliştirak idare ederler. O halde, davacıların dava hakkı bulunmamaktadır. Zira diğer hissedarların muvafakatı alınmamıştır. Bu nedenle direnme kararının onanması gerekir.

SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazların reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına 28/06/1989 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Taahhüdü İhlal avslh Meslektaşların Soruları 53 09-06-2017 14:58
tahliye taahhüdü Av.Ayse E. Meslektaşların Soruları 7 13-09-2010 21:12
Tahliye Taahhüdü/ Kiracı Tutuklandıysa Ne Yapılabilir avukat erdoğan Meslektaşların Soruları 15 16-09-2008 23:59


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05669308 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.