Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Yedieminliği Suistimal Suçu Hk.

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 15-01-2013, 15:15   #1
SHODAN

 
Varsayılan Yedieminliği Suistimal Suçu Hk.

Merhaba Sayın Meslektaşlarım;

İcra dosyamızdan hacze çıkılmışborçlunun evinde Mart 2012’de mal haczedilmiş ( dizüstü PC, bulaşık makinesi,buzdolabı, klima, TV ) haczedilmiş, devamında borçlunun eşine yediemin olarakhaczedilen mallar bırakılmıştır.

Daha sonra hacizli malların satışı istenmiştir.Yediemine malları satış mahallinde hazır bulundurması için muhtıra gönderilmiştir. Menkulün açık arttırma ilanı borçluya tebliğeçıkartılmış. Borçluya gönderilen menkul ilanı borçlu dışarıda olduğundanmahalle muhtarına teslim edilmiş komşusuna haber verilmiş komşusu imzadanimtina etmiştir.

Satış günü satış adresine gelindiğinde komşularından ailece şehirdışında oldukları öğrenilerek durum arttırma tutanağına yazılmıştır.

Şu aşamada yapılabilecekler nelerdir?

Borçluyu nasıl ve hangi yollardan sıkıştırabiliriz?
Old 15-01-2013, 15:28   #2
banuklf

 
Varsayılan

yeddieminliği suistimal sadece borçlunun haczedilen mallarını kaçırması halinde söz konusu olmaz. borçlunun ya da kendisine menkuller yeddiemin sıfatıyla bırakılan kişi,menkulleri belirlenen satış gününde satışa hazır etmek zorundadır. aksi halde yeddieminliği suistimal suçunu işlemiş olur.
bence borçlunun eşi(yeddiemin) hakkında yeddieminliği suistimal suçunu işlemiş olduğu gerekçesiyle savcılığa suç duyurusunda bulunun. söz konusu tutanakları da ekine ekleyerek, yeddieminin satış gününde menkulleri satışa hazır etmediğinden söz edin.
Old 15-01-2013, 15:33   #3
Av.Şevval

 
Varsayılan

Satışa konu malları satış mahalline getirmemek suç oluşturmuyor.

Mahcuzların korunup korunmadığını tespit etmek gerekiyor.
Old 15-01-2013, 18:04   #4
Av.MFD

 
Varsayılan Yargıtay Görüş Değişikliğine Gitmiştir.

Alıntı:
Yazan banuklf
yeddieminliği suistimal sadece borçlunun haczedilen mallarını kaçırması halinde söz konusu olmaz. borçlunun ya da kendisine menkuller yeddiemin sıfatıyla bırakılan kişi,menkulleri belirlenen satış gününde satışa hazır etmek zorundadır. aksi halde yeddieminliği suistimal suçunu işlemiş olur.
bence borçlunun eşi(yeddiemin) hakkında yeddieminliği suistimal suçunu işlemiş olduğu gerekçesiyle savcılığa suç duyurusunda bulunun. söz konusu tutanakları da ekine ekleyerek, yeddieminin satış gününde menkulleri satışa hazır etmediğinden söz edin.

Sayın Meslektaşım,
Yargıtay 4. Ceza Dairesi yıllardır sürdürdüğü görüşünü 2009 yılında değiştirerek yedieminin hacizli malı satış yerine götürme yükümlülüğü bulunmadığı ve bu durumda suçun oluşmayacağını kabul etmiştir. Aşağıda alıntıladığım karar bu görüş ve kabule ilişkindir.

İyi çalışmalar dilerim..

T.C.

YARGITAY

4. CEZA DAİRESİ

E. 2011/12316

K. 2011/8440

T. 16.6.2011

• MUHAFAZA GÖREVİNİ KÖTÜYE KULLANMA ( Yediemin Sanıktan Hacizli Malı İcra Dairesi Tarafından Belirlenen Satış Yerine Götürmesinin Beklenmesi ve Satış Yerine Götürmeme Biçimindeki İhmali Davranışın Teslim Amacı Dışında Bir Tasarruf Olarak Değerlendirilemeyeceği )

• HACİZLİ MALI SATIŞ YERİNE GÖTÜRMEME ( İhmali Davranışın Teslim Amacı Dışında Bir Tasarruf Olarak Değerlendirilemeyeceği - Muhafaza Görevini Kötüye Kullanma Suçunun Oluşmayacağı )

• YEDİEMİN SANIK ( Hacizli Malı İcra Dairesi Tarafından Belirlenen Satış Yerine Götürmesinin Beklenmesi ve Satış Yerine Götürmeme Biçimindeki İhmali Davranışın Teslim Amacı Dışında Bir Tasarruf Olarak Değerlendirilemeyeceği )

5237/m.289/1

ÖZET : Haciz tutanağı ve birinci artırma tutanağına göre hacizli malların yediemine teslim edildiği yer ile icra dairesince satışın yapılmasına karar verilen yerin farklı olduğu, icra dairesince sanığa muhtıra gönderilerek hacizli malları belirlenen satış yerine getirmesinin istenildiği olayda; yediemin sanıktan, hacizli malı icra dairesi tarafından belirlenen satış yerine götürmesinin beklenmesi ve satış yerine götürmeme biçimindeki ihmali davranışın teslim amacı dışında bir tasarruf olarak değerlendirilmesi olanaklı olmadığından atılı suçun maddi unsurunun oluşmadığı gözetilmelidir.

DAVA : Muhafaza görevini kötüye kullanmak suçundan sanığın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 289/1, 62, 50, 52/1-2. maddeleri uyarınca 80,00 Türk Lirası, 1.500,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair ( Bafra Sulh Ceza Mahkemesi )'nin 19.10.2010 tarihli ve 2010/313-866 sayılı kararının Adalet Bakanlığı'nca 17.04.2011 gün ve 19868 sayılı yazı ile yasa yararına bozulmasının istenmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 24.05.2011 gün ve 175508 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Daireye gönderilmekle incelendi:

Tebliğnamede "Yargıtay Dördüncü Ceza Dairesi'nin 22.12.2009 tarih ve 2008/7470 esas, 2009/21076 karar, 26.01.2010 tarih ve 2008/6720 esas, 2010/777 sayılı kararlarında belirtildiği üzere, "...vedia sözleşmesinin bir türü olan yedieminlik kurumunun yediemine yüklediği muhafaza ve iade görevinin yalnızca kendisine teslim edilen yerde saklama ve iade etme yükümlülüğü yüklediği, hacizli malı satış yerine götürme yükümlülüğünün bulunmadığı...", somut olayda sanığın savunmalarında hacizli malları satış yerine götürmediğini açıklaması karşısında, hacizli malı satış yerine götürme yükümlülüğünün bulunmadığı cihetle, kanuni unsurları oluşmayan suçtan dolayı beraat kararı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde isabet görülmemiştir" denilmektedir.

Gereği görüşüldü:

KARAR : Muhafaza görevini kötüye kullanma suçu, fail açısından yapılan sınıflandırmaya göre özgü bir suçtur. Bu suç ancak yasal düzenlemede belirtilen hukuki ve fiili nitelikleri taşıyan kişiler tarafından işlenebilir. Özgü suçların failleri belirli bir yükümlülük altında bulunmaktadır. Bu nedenle özgü suçlar doktrinde yükümlülük suçları olarak da adlandırılmaktadır. 5237 sayılı TCY'nin 289. maddesinde düzenlenen muhafaza görevini kötüye kullanma suçunun faili, kendisine rehinli veya hacizli veya herhangi bir nedenle elkonulmuş malın resmen teslim edildiği kişidir. Hukuk uygulamasında bu kişiler yediemin olarak anılmaktadır. Yedieminin, suçun yapısı ve görevlendirilmesinin dayanağını oluşturan ilgili yasalardan kaynaklanan bazı yükümlülükleri vardır. İcra ve İflas Yasası hükümleri uyarınca yürütülen takipler nedeniyle gerçekleştirilen haciz işlemi sırasında yediemin olarak görevlendirilen kişinin, İİY'nin 88. ve 358. ile halen yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Yasası'nın 468. maddeleri içeriğinden saptanan yükümlülükleri şunlardır: 1 )Kendisine resmen teslim edilen malı/ malları saklamak, korumak ve olduğu gibi ( aynen )bırakmak. 2 )Resmen teslim işlemini gerçekleştiren yetkili organ istediğinde hacizli malı kendisine teslim edilen yerde geri vermek veya hazır etmek. Belirtilen yükümlülükler aynı zamanda TCY'nin 289. maddesinde öngörülen teslim amacını oluşturmaktadır. Bu açıklamalar karşısında, yediemin sanıktan hacizli malı icra dairesi tarafından belirlenen satış yerine götürmesinin beklenmesi ve satış yerine götürmeme biçimindeki ihmali davranışın teslim amacı dışında bir tasarruf olarak değerlendirilmesi olanaklı değildir.

İncelenen dosyada yer alan iddianameye göre sanık hakkında icra takibi sırasında haczedilip kendisine yediemin olarak teslim edilen hacizli malları yapılan tebligata karşın satış yerine getirmeyerek muhafaza görevini kötüye kullandığı iddiasıyla kamu davası açıldığı görülmektedir. Dosyada bulunan haciz tutanağı ve birinci artırma tutanağına göre hacizli malların yediemine teslim edildiği yer ile icra dairesince satışın yapılmasına karar verilen yer farklıdır. İcra dairesince sanığa muhtıra gönderilerek hacizli malları belirlenen satış yerine getirmesi istenmiştir. Yukarıdaki paragrafta belirtilen açıklamaya göre, yediemin sanığın hacizli malları satış yerine götürmemesi, teslim amacı dışında bir tasarruf olarak değerlendirilemeyecektir. Mahkemece, suçun maddi unsurunun oluşmadığı gözetilmeden kurulan mahkumiyet hükmünün, hukuka aykırı olduğu anlaşılmaktadır.

SONUÇ : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan sanık Seniye hakkında, Bafra Sulh Ceza Mahkemesi'nce verilen 19.10.2010 tarih ve 2010/313-866 sayılı kararın, CYY'nin 309. maddesi uyarınca ( BOZULMASINA ), hükümdeki hukuka aykırılık sanığa verilen cezanın kaldırılmasını gerektirmekle, anılan Yasa maddesinin 4-d fıkrası gereğince, sanığın, muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan BERAATİNE, 16.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

-kazancı
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
yedieminliği suistimal suçu ve yeni düzenlemede muhtıra şartı var mı? Fatma KAPUÇAM Meslektaşların Soruları 11 10-12-2014 14:28
yedieminliği suistimal günseligonca Meslektaşların Soruları 5 26-03-2014 14:42
yedieminliği suistimal av.sgenc Meslektaşların Soruları 1 18-07-2008 15:19
Yedieminliği Suistimal Suçu SHODAN Meslektaşların Soruları 1 20-09-2007 11:57
yedieminliği suistimal Av.Ferda Perihan Kutluğ Meslektaşların Soruları 3 07-06-2007 18:07


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03319907 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.