Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Şirket adına satın alınan ayıpsız ürünün iadesi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 13-01-2013, 23:14   #1
erayssener

 
Varsayılan Şirket adına satın alınan ayıpsız ürünün iadesi

Merhaba sayın meslektaşlarım,
Müvekkil şirketin internet üzerinden almış olduğu bir ürün iş yapacağı firma tarafından kabul edilmemesi sebebiyle artık işine yaramamaktadır.Bu sebeple ayıpsız olan ürünü müvekkil şirket eline geçtikten 2 gün sonra kargoyla geriye göndermiştir. göndermiş olduğu kargoya da sigorta yaptırmıştır. ancak kargoyla beraber faturayı da gönderememiştir çünkü fatura kendisine daha sonra gelmiştir. malı teslim alan muhatap şirket ise gelen malın tahribata uğradığı sebebiyle müvekkil şirkete para ödemesi yapamayacaklarını bildirmişlerdir. ancak bu konuda kargoyu teslim alırken herhangi bir tutanak tutulmamıştır ki zaten müvekkil şirkette söz konusu malı sağlam bir şekilde göndermiştir. bu konuda müvekkil şirkete bir sorumluluk yüklenemeyeceği kanaatindeyim. müvekkil şirketin ürün iadesi için ürünü kargoya vereli 15 gün geçmiştir. ancak karşı taraf müvekkil şirkete malın bedelini iade etmemekte direnmektedir. ben paranın iadesi için önce ihtarname gönderip hala iade edilmediği taktirde de dava açmayı düşünüyorum. siz değerli meslektaşlarımın da görüşlerini duymak isterim. bu konuda bir yanlış düşüncem söz konusu ise aydınlatmanızı dilerim. Ayrıca ihtarname ile birlikte fatura aslını karşı tarafa göndermeliyiz bunu merak etmekteyim. şimdiden teşekkürler.
Old 14-01-2013, 07:26   #2
hera2274

 
Varsayılan

Şirketinizin bu alım satım işinde tüketici sıfatını taşıdığı ve bu nedenle 7 gün içerisinde hiç bir gerekçe göstermeden iade hakkına sahip olduğu düşüncesindeyim.İhtarla işleme başlamak da doğru bir yöntemdir.
Old 14-01-2013, 08:21   #3
olgu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hera2274
Şirketinizin bu alım satım işinde tüketici sıfatını taşıdığı ve bu nedenle 7 gün içerisinde hiç bir gerekçe göstermeden iade hakkına sahip olduğu düşüncesindeyim.İhtarla işleme başlamak da doğru bir yöntemdir.
Ticaret kanununda açık hüküm var, tacirin yaptığı her işlem ticari iştir diye.
Tüketici kanunu ise mesleki veya ticari olmayan faaliyetlerle mal veya hizmet alanı tüketici kabul etmekte.
Bu durumda şirket hiçbir durumda tüketici kabul edilemez.

Yapılabilecek tek işlem şartları varsa borçlar kanunu hata hükümlerine dayanmak. Ancak anladığım kadarıyla müvekkilinizin müşterisinin ürünü almamasında satıcı firma ile alakası yok. Bu durumda lehinize bir hukuki düzenleme bilmiyorum.
Old 14-01-2013, 09:39   #4
erayssener

 
Varsayılan

ilginiz için teşekkür ederim, müvekkil şirketin tüketici sıfatına haiz olmadığını biliyorum. Müvekkil şirketin ürünü internet aracılığı ile almış olması dolayısıyla alınan mal ayıpsız olsa bile 7 gün içerisinde iade hakkı var mı? Asıl sorun bu gibi duruyor.
Old 14-01-2013, 10:27   #5
Av.Şevval

 
Varsayılan

Tüketici kanunu uyarınca iade hakkı var.Ancak şirket tüketici olmadığından ürünü iade edemeyecektir.

Sizinde belirttiğiniz gibi ürün ayıplı değilse bildiğim kadarıyla yapılabilecek bir şey yok.
Old 14-01-2013, 10:56   #6
erayssener

 
Varsayılan

bende aynı kanaatteyim. ilginize çok teşekkür ederim.
Old 14-01-2013, 11:02   #7
ilhan13

 
Varsayılan

Müvekkilinizin tacir, ticaret şirketi ya da tüzel kişi olması, 4077 sayılı Yasadan faydalanamayacağı anlamına gelmemektedir. Önemli olan satın alınan ürünün ticari ve mesleki olmayan amaçla edinilmemesi ve nihai kullanım amacıyla alınmasıdır.
T.C.

YARGITAY

19. HUKUK DAİRESİ

E. 1999/2835

K. 1999/4623

T. 6.7.1999

DAVA : Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR : Davacı vekili, davalı şirket elemanlarının davacı şirkete gelerek yaptıkları kitap tanıtımı sonucunda 1.7.1998 tarihli 205.840.000.-TL. miktarlı sözleşme ile satış yapıldığını, 42.750.000.-TL. peşin ve 27.140.000.-TL. ilk taksidin ödendiğini, aldatıldıklarını anlayınca 15.7.1998 tarihli cayma ihtarnamesi gönderdiklerini ve 4077 Sayılı Yasanın 8. maddesine göre sözleşmeyi feshettiklerini, aynı yasanın 9. maddesi gereği kendilerine cayma bildirim tutanağının verilmediğini iddia ederek sözleşmenin feshiyle peşin ve taksit olarak ödedikleri toplam 69.890.000.-TL.nın faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ve geriye kalan 135.700.000.-TL. için borçlu olmadıklarının tesbitini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili davaya cevap vermemiş, duruşmalara da katılmamıştır.

Mahkemece, taraflar arasında sözleşme 4077 Sayılı Yasanın kapsamında kalan aynı yasanın 8. maddesine göre kapıdan satış olup, 9. madde gereği alıcıya cayma hakkı olduğunu belirtir imza karşılığı belge verilmesi gerektiği halde söz konusu belgenin verilmediği, davacının ihtarname ile sözleşmeden döndüğünü belirttiği de dikkate alındığında sözleşmenin geçersiz hale geldiği anlaşıldığından davanın kabulüyle taraflar arasındaki sözleşmenin 4077 Sayılı Yasa 8 ve 9. maddeleri gereği sözleşmenin feshine, davalıya peşinat ve taksit olarak ödenen 69.890.000.-TL.'nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, geriye kalan 135.700.000.-TL. davacının davalıya borçlu olmadığının tesbitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle 8.3.1995 tarihli RG.'de yayınlanarak yürürlüğe giren 4077 sayılı TKHK.nun 1 inci maddesinde kanunun çıkarılma amacının "ekonomi gereklerine ve kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu aydınlatıcı, eğitici, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı önlemleri almak ve tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konudaki politikaların oluşmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemek" olarak açıklandığı ve 3 ncü maddesinde ise tüketicinin "bir mal veya hizmeti özel amaçlarla satın alarak nihai olarak kullanan veya tüketen gerçek veya tüzel kişi" olarak tanımlandığı; maddenin lafzının herhangi bir ayırıma tabi tutmaksızın ticaret şirketleri dahil bütün tüzel kişilerin tüketici olabileceklerini gösterir açıklıkta olduğu; AT yönergelerinde ve bazı yasalarda tüketicinin, bazen nesnel, bazen kişisel, ardından eylemsel kıstaslara göre belirlenmiş, böylece bazen nihai tüketici, bazen aynı zamanda küçük esnaf ve TÜZEL KİŞİ korunmuş olup, Avrupa Konseyince kabul edilen 24.7.1990 tarihli direktifin 2 nci maddesinin 3 üncü bendinde "tüketiciden gerçek kişilerin anlaşılacağı" belirtilmiş ve başlangıçta üye ülkelerin iç hukuklarında yapılan düzenlemelerde de genelde bu husus gözetilmiş ise de, öğretideki eleştiriler ile uygulamadaki gereksinimlerin etkisi sonucunda 1993-1995 yıllarını kapsayan AT Komisyonunun İkinci Eylem planında bir tüketici tanımlaması yapılıp, tüzel kişiler de tüketici kapsamına ithal edilerek, tüketicinin; mal ya da hizmet edimlerini mesleki amaçlar dışında kullanım amacıyla davranan, alım gücü az ya da çok gerçek veya tüzel kişiler olarak tanımlandığı; bu hususun İsviçre Federal Mahkemesince de, verdiği bir kararda, benimsenmiş olduğu (Bkz. Yard.Doç.Dr.Çağlar Özel, Mukayeseli Hukuk Işığında Tüketiciyi Koruyan Geri Alma Hakkı, Sh: 29 vd.); bütün bunların, yasa koyucunun tüzel kişi tabirini, yasa metnine hiç bir ayırıma tabi tutmaksızın koyarken, bilinçli hareket ettiğini ve batı ülkelerindeki ilk düzenlemelerden ayrıldığını açıkça göstermekte olduğu; kaldı ki yasa koyucunun, tüzel kişi tabirinin ticaret şirketlerini de kapsadığını gözden kaçırdığının düşünülemeyeceği; ticaret şirketlerinin tüketici kavramı içinde mütalaa edilmesinin 1. maddede öngörülen amacın gerçekleşmesini olanaklı kılacağı; ticari şirketlerin ekonomik bir varlığı temsil edip korunmalarına gerek bulunmadığının savunalamıyacağını; nitekim AT Komisyonunun İkinci Eylem planında bu konuda oluşması muhtemel duraksamaların önlenmesi amacıyla "... alım gücü az ya da çok..." tabirleri ile konunun vurgulandığı; bir tacirin borçlarının niteliğini düzenleyen TTK.nun 21 nci maddesinin, tüzel kişi tacirlerin özel amaçla nihai tüketici olmalarını engelleyen bir anlam taşımadığı; tamamen kendine özgü etkin, kısa ve ekonomik bir prosedür içinde tüketicinin hakkına kısa koldan kavuşmasını amaçlayan kanunun, işletmesinin tüketim ihtiyacı kadar (lastik temizlik eldiveni, temizlik malzemesi, kırılan kapı kilidinin yenisi, soğutma cihazı vs. gibi) malı almak suretiyle nihai tüketimde bulunan bir tüzel kişi taciri korunmanın kapsamı dışında bırakmış olamayacağı; kaldı ki hiçbir ayırıma tabi tutulmaksızın nihai tüketici olan gerçek kişi tacirler koruma kapsamında iken tüzel kişi tacirlerin koruma kapsamı dışında bırakılmalarının anayasanın eşitlik ilkesine de aykırılık teşkil edebileceği; öte yandan olayda Kanunun 9 uncu maddesindeki koşullara uygun olarak yapılmış olmayan sözleşmeden, davacının 8 inci maddedeki 7 günlük ihbar süresi ile bağlı olmaksızın dönebileceği; kitap satışlarının Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca çıkarılıp 21.12.1995 tarihli RG.'de yayımlanan, Kapıdan Satışlara İlişkin Uygulama Usul ve Esaslarına Dair Tebliğin 19 uncu maddesindeki istisnalar arasında bulunmadığı; Davanın, aracın nihai tüketim amacı ile faturaya bağlanmasından itibaren iki yıllık süre içinde açıldığı gibi hususlar gözetildiğinde davaya tüketici mahkemesi sıfatı ile bakılıp, zaman aşımı defi red olunarak, yazılı şekilde hüküm oluşturulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 6.7.1999 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3 üncü maddesinde "bir mal veya hizmeti özel amaçlarla satın alarak nihai olarak kullanan veya tüketen gerçek veya tüzel kişiler tüketici" olarak tanımlanmıştır. TTK.nun 21 nci maddesine göre tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak gerçek kişi olan tacir, yaptığı işlemin ticari işletmesi ile ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işlemin niteliği itibarıyla ticari sayılmasının mümkün olmadığı takdirde borcun ticari ilişkiden doğmadığının kabulü gerekir. Anılan maddede sadece gerçek kişi tacirler öngörülmüş, dolayısı ile tüzel kişi tacirler bu kuralın dışında bırakılmıştır. 4077 Sayılı Yasanın anılan maddesinde bahsi geçen tüzel kişilerden dernek veya vakıfların amaçlanmış olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle taraflar arasındaki satışın, 4077 Sayılı Kanunun uygulanma alanına ve dolayısıyla tüketici mahkemelerinin görev alanına girmediği gözetilmeden işin esası incelenip yazılı şekilde karar verilmesi isabetli görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenle kararın bozulması gerektiği kanaati ile sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.
Old 14-01-2013, 11:22   #8
erayssener

 
Varsayılan

Evet haklısınız ama ne yazık ki müvekkil şirket doğalgaz tesisatı ile ilgili işler yapmakta ve söz konusu ürün de doğalgaz sayacı. bu nedenle alınan ürün ticari ve mesleki amaçla edinilmiş sonucu çıkıyor. Düşüncenizi paylaştığınız için teşekkür ederim.
Old 14-01-2013, 13:22   #9
olgu

 
Varsayılan

Sn. İlhan 13

Bahsettiğiniz kararın uygulanabilmesi için, şirketin aldığı ürünü şirket faaliyeti kapsamında kullanmaması(demirbaş olarak kaydetmemesi, vergi inidiriminden faydalanabilmek için gider olarak göstermemesi) gerekkir.

Son yıllarda Yargıtay'ın bu görüşü değişti, uzun süre tüketici davaları ile ilgilendim, taciri tüketici olarak kabul eden sizin sunduğuuz karardan başka kararla rastlamasım.

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/4558
K. 2005/10158
T. 15.6.2005
• SATIM SÖZLEŞMESİ ( Tarafların Tacir Olduğu Ve Her İki Tarafın Da Yasada Tanımlanan Şekilde Tüketici Olmamasına Göre Davaya Bakmaya Genel Mahkemeler Görevli Olduğu )
• ALACAK DAVASI ( Tarafların Tacir Olduğu Ve Her İki Tarafın Da Yasada Tanımlanan Şekilde Tüketici Olmamasına Göre Satım Akdinden Kaynaklanan Davanın Genel Mahkemelerde Görüleceği )
• TACİRLER ARASINDAKİ DAVA ( Her İki Tarafın Da Yasada Tanımlanan Şekilde Tüketici Olmamasına Göre Satım Akdinden Kaynaklanan Davanın Genel Mahkemelerde Görüleceği )
• GÖREVLİ MAHKEME ( Her İki Tarafın Da Yasada Tanımlanan Şekilde Tüketici Olmamasına Göre Satım Akdinden Kaynaklanan Davanın Genel Mahkemelerde Görüleceği )
4077/m.2,3,23
ÖZET : Tarafların tacir olduğu ve her iki tarafın da yasada tanımlanan şekilde tüketici olmadıkları ve uyuşmazlığın tacirler arasındaki satım akdinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi değil, Genel Mahkemeler görevlidir.

DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan iki adet sivrisinek yakalama aleti satın aldığını, teslimden sonra malların vaad edilen özellikleri taşımadığı ve randıman vermediğini anlayınca satıcı olan davalıya iade ettiğini, ancak ödenen paranın iade edilmediğini ileri sürerek ödediği 2.888.065.944 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 2.888.065.944 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1 - 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde "Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar." hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar.

Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yine anılan yasanın 3/d maddesinde, "hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyet" olarak tanımlanmıştır.

Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Somut olay değerlendirildiğinde, tarafların tacir olduğu ve her iki tarafında Yasada tanımlanan şekilde tüketici olmadıkları ve uyuşmazlığın tacirler arasındaki satım akdinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi değil, Genel Mahkemeler görevlidir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

2-Bozma nedenine göre, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

SONUÇ : Birinci bentte açıklanan nedenlerle, temyiz edilen kararın BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.06.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 14-01-2013, 17:35   #10
ilhan13

 
Varsayılan

Sayın olgu,

Şirketin 4077 Sayılı yasadan faydalanmak için aldığı ürünü demirbaş olarak kaydettirmemesi ya da vergi indiriminden faydalanmak için gider gösterememesi gerektiğine ilişkin yasal dayanağınız nedir?? Paylaşırsanız sevinirim.
Örneğin tacir olan bir kimse bürosuna aldığı bilgisayar yada buzdolabı ile ilgili olarak 4077 sayılı yasadan faydalanamıyor mu?
Old 14-01-2013, 17:46   #11
olgu

 
Varsayılan

Demirbaşıns kaydettiği ürünü şirket ticari faaliyeti kapsamında kullanmayacağım diyebilirmi?

Şirket ticari faaliyeti kapsamında almadığı bir ürünü gider gösteremez. Örneğin kuaför fişini gider olarak yazabilirmisiniz?
Old 14-01-2013, 17:49   #12
olgu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ilhan13
Sayın olgu,


Örneğin tacir olan bir kimse bürosuna aldığı bilgisayar yada buzdolabı ile ilgili olarak 4077 sayılı yasadan faydalanamıyor mu?

Fatura şirket adınaysa faydalanamaz, yüzlerce tüketici davası gördüm şirket adına kayıtlı araç için tüketici mahkemesinde dava açıp görevsizlik alan. (Staj yaptığım büro büyük bir otomotiv şirketinin Türkiye dağıtıcısının vekilliğini yapıyordu). Avukatlık bürosu olarak örnek verirsenizde fatura avukat adına ancak davalı satıcı sizin bu ürünü ticari faaliyetle kullandığınızı bilmezse itiraz edemez. Hakimde büroya gelip keşif yapmadığından bilemez.
Old 14-01-2013, 23:09   #13
ilhan13

 
Varsayılan

Evet şirketin ticari faaliyetlerinde kullandığı araçla ilgili davalara Ticaret Mahkemelerinin baktığını ben de duymuştum. O zaman sizin dediğinizden şu sonuca varoyoruz: Tüketici Mahkemelerinde bir şirketin davacı olması mümkün değildir. Bana çok garip geldi.Ama uygulama zaten garipliklerle dolu. Neyse aslında ben daha çok tacir kavramı üzerinde durmak istemiştim. Örnek yukarıda örnek verdiğim buzdolabı ya da Bilgisayarla ilgili faturayı şirket adına değil de tacir olan kendisi adına kesti. Sırf tacir olması onu 4077 Sayılı yasa kapsamı dışına mı itiyor?
Old 15-01-2013, 17:19   #14
olgu

 
Varsayılan

Satıcı/sağlayıcı tacirin tüketiciye karşı açacağı dava da da tüketici mahkemesi görevlidir.
Şirket zaten tüzel kişi tacirdir, şirket ortağı veya
yetkilisi tacir değildir bu durumda.
Faturayı şahsı adına kestirirse onu şirkete satış, kiralama gibi bir şekilde devretmezse şirkete gider olarak gösteremez. X ltd şti. %99 hisseli ortağının evine aldığı buzdolabının masraflarını niye x ltd şti ödesin?
Old 16-01-2013, 14:53   #15
ilhan13

 
Varsayılan

Sayın olgu;
Yanlış ifade ettim galiba. Bir şirketin yada tacirin Tüketici Mahkemesinde, "tüketici" sıfatıyla davacı olması mümkün değil demek istemiştim. Ayrıca şirket ortakları da tacir kabul ediliyor maalesef. Sizin anlattıklarınıza göre bir kimse hem tacir hem de tüketici olamaz. Ancak ben aksini düşünüyorum.Bir tacir de nihai kullanım amacıyla satın aldığı bir ürünle ilgili 4077 Sayılı Kanun'dan yararlanabilir kanaatindeyim.
Old 16-01-2013, 15:02   #16
olgu

 
Varsayılan

Limited veya anonim şirket ortağı sırf bu sebeple tacir kabul edilmez.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Mağazadan Alınan Bir Ürünün Memnuniyetsizlik Nedeniyle İadesi Veya Değişimi Mümkünmüdür? Av.İlker DOLGUN Meslektaşların Soruları 2 12-09-2012 08:50
ayıpsız malın iadesi akif Meslektaşların Soruları 4 04-10-2009 16:07
Şirket yetkilileri yurt dışındayken, şirket adına muhtara tebligat geçerlimidir? serdarserdar Meslektaşların Soruları 1 04-04-2009 10:21
Satın Alınan Ürünün Neden Olduğu Tahribat mehmet kaya Meslektaşların Soruları 5 10-07-2007 11:45
Kapıdan Alınan Ürünün İadesi aydinfon Hukuk Soruları Arşivi 1 26-02-2002 17:58


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07073689 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.