Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İştirak Nafakasinin Kendiliğinden Kalkmasi

Yanıt
Old 29-12-2006, 16:33   #1
m_kesik

 
Varsayılan İştirak Nafakasinin Kendiliğinden Kalkmasi

Merhabalar....
Müvekkil oğluna iştirak nafakasi ödemekte olup çocuğu 18 yaşini doldurup 19 yaşindan gün alarak reşit olmuştur..yargitay kararlarina bakildiğinda "iştirak nafasi çocuk ergin olunca kendiliğinden sona erer" denmektedir..fakat çocuk reşit olduğu halde icra müdürlüğü tarafindan nafaka yükümlüsü babaya 3 aylik nafaka borcu olduğu ve ödemesi gerektiği konusunda muhtira gönderilmiştir. Öyle ise yargitay kararlarina dayanarak icra müdürlüğne vereceğimiz bir dilekçeyle bu iştirak nafakasini kaldirabilirmiyiz?icra müdürlüğü tarafindan biz bu iştirak nafasini re'sen kaldiramayiz şekline bir cevap geldiğinde ne gibi bir prosedür izlememiz gerekir......şimdiden herkese teşekkürler...
Old 29-12-2006, 16:58   #2
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Sayın m_kesik,

Belki de birikmiş nafaka borcuna ilişkin muhtıra göndermiştir. Değilse, icra müdürü kendi yaptığı işlemden rücu edemeyeceği için icra hakimliğine memur muamelesini şikayet edin. Sonuç olumlu olacaktır.

Saygılarımla
Old 29-12-2006, 18:04   #3
m_kesik

 
Varsayılan

teşekkür ederim suat bey....bu cevabı affımın kabulüne dair bir karine olarak kabul edicem.....tekrardan müteşekkirim size.....
Old 05-09-2013, 15:24   #4
Av. V. Gözde Arıkaya

 
Varsayılan

sayın meslektaşlarım, müvekkil 18 yaşını geçmiş çocuğuna halen nafaka ödüyor. icra dairesi aracılığıyla maaşından her ay kesinti yapılıyor. icra dairesi müvekkilin maaş haczinin kaldırılması taleplerini reddediyor. en son çare, vekil olarak, nafakanın kendiliğinden kalkacağına ilişkin yargıtay kararları, "18 yaşını dolduran çocuğun iştirak nafakasının kaldırılması için aile mahkemesinde açılan nafakanın kaldırılması davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden red edildiği" yönünde ilk derece mahkemesi kararları ve nüfus kaydı ile birlikte maaş haczinin kaldırılması talebinde bulunduk.

18 yaşını geçen çocuk için ödenen iştirak nafakasının kendiliğinden kalktığı TMK 328. maddesinde açıkça yazmaktadır. icra dairesinin yapması gereken çocuğun 18 yaşını geçtiğini tespit edip, maaş haczinin kaldırılmasıdır. icra dairesi talebimizi muhtemelen reddedecek. bu durumda icra hukuk mahkemesinde şikayette bulunacağım. yakın zamanda bu konuyla ilgilenen ve benzer yolu takip edip olumlu sonuç almış meslektaşlarımın görüşlerini bekliyorum.

herkese iyi çalışmalar.
Old 06-09-2013, 08:50   #5
Av. V. Gözde Arıkaya

 
Varsayılan

YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ

Esas No : 2013/3628
Karar No : 2013/5192

♦NAFAKA DAVASI
♦ÇOCUĞUN REŞİT OLMASI
♦PASİF HUSUMET EHLİYETİ

DAVA : Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalı ile müşterek çocukları olan Taha'ya iştirak nafakası ödediğini, 04.11.2011 tarihinde çocuğun reşit olduğunu beyanla halen ödemekte olduğu aylık 180,00 YTL iştirak nafakasının 04.11.2011 tarihi itibariyle kaldırılmasını, 04.11.2011 tarihinden dava tarihine kadar ödediği nafakaların iadesini, bunun yanında müşterek çocuk Taha'nın reşit olmadan evvel de sigorta kaydı olduğunu tespit ettiğini iddia ederek Taha'nın sigortalı olduğu dönemlerde ödediği nafakaların iadesini talep ve dava etmiştir.

Davalı cevap dilekçesi ile; çocuğun reşit olmasıyla iştirak nafakasının kendiliğinden sona ereceğini, çocuğun reşit olması sebebiyle de husumetin çocuğa yöneltilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak; 4721 sayılı T.M.K'nun 328/1 maddesine göre; babanın çocuğuna bakma mükellefiyeti onun reşit olmasıyla sona erer. Küçük reşit olduktan sonra da eğitimine devam ediyorsa, kendisi yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabilir.

Müşterek çocuk Taha dava tarihi olan 13.12.2011'de reşit olduğuna göre artık, davacı ( baba ) iştirak nafakasının kaldırılması talebiyle velayeten anneye karşı dava açamaz. Davalının iştirak nafakasının kaldırılması davası yönünden pasif husumet ehliyeti bulunmadığından, başka bir anlatımla; davalının davalı olma sıfatı olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekir.

Mahkemece yukarıda belirtilen hususlar gözardı edilerek yanılgılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


karar hakkında yorumlarınızı bekliyorum sayın meslektaşlarım. bana göre yanlış bir karar, iştirak nafakasının alacaklısı velayet kendisine bırakılan eştir. çocuğun reşit olup olmaması bu durumu değiştiren bir etken değildir. siz ne dersiniz?
Old 06-09-2013, 09:00   #6
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.v.gözde
YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ

Esas No : 2013/3628
Karar No : 2013/5192

♦NAFAKA DAVASI
♦ÇOCUĞUN REŞİT OLMASI
♦PASİF HUSUMET EHLİYETİ

DAVA : Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalı ile müşterek çocukları olan Taha'ya iştirak nafakası ödediğini, 04.11.2011 tarihinde çocuğun reşit olduğunu beyanla halen ödemekte olduğu aylık 180,00 YTL iştirak nafakasının 04.11.2011 tarihi itibariyle kaldırılmasını, 04.11.2011 tarihinden dava tarihine kadar ödediği nafakaların iadesini, bunun yanında müşterek çocuk Taha'nın reşit olmadan evvel de sigorta kaydı olduğunu tespit ettiğini iddia ederek Taha'nın sigortalı olduğu dönemlerde ödediği nafakaların iadesini talep ve dava etmiştir.

Davalı cevap dilekçesi ile; çocuğun reşit olmasıyla iştirak nafakasının kendiliğinden sona ereceğini, çocuğun reşit olması sebebiyle de husumetin çocuğa yöneltilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak; 4721 sayılı T.M.K'nun 328/1 maddesine göre; babanın çocuğuna bakma mükellefiyeti onun reşit olmasıyla sona erer. Küçük reşit olduktan sonra da eğitimine devam ediyorsa, kendisi yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabilir.

Müşterek çocuk Taha dava tarihi olan 13.12.2011'de reşit olduğuna göre artık, davacı ( baba ) iştirak nafakasının kaldırılması talebiyle velayeten anneye karşı dava açamaz. Davalının iştirak nafakasının kaldırılması davası yönünden pasif husumet ehliyeti bulunmadığından, başka bir anlatımla; davalının davalı olma sıfatı olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekir.

Mahkemece yukarıda belirtilen hususlar gözardı edilerek yanılgılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


karar hakkında yorumlarınızı bekliyorum sayın meslektaşlarım. bana göre yanlış bir karar, iştirak nafakasının alacaklısı velayet kendisine bırakılan eştir. çocuğun reşit olup olmaması bu durumu değiştiren bir etken değildir. siz ne dersiniz?


Dava tarihi itibariyle çocuk reşit olduğuna göre, reşit olduktan sonraki nafakaların iadesinde husumet (artık reşit olan) çocuğa yöneltilir. Ancak bu davada ayrıca reşit olmadan evvelki nafakaların da (sigortalılık sebebiyle) iadesi talep edildiğinden bu talepteki hasımın ise velayeti kendisine bırakılan eş olması gerektiğini düşünüyorum.
Old 06-09-2013, 09:05   #7
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.v.gözde
sayın meslektaşlarım, müvekkil 18 yaşını geçmiş çocuğuna halen nafaka ödüyor. icra dairesi aracılığıyla maaşından her ay kesinti yapılıyor. icra dairesi müvekkilin maaş haczinin kaldırılması taleplerini reddediyor. en son çare, vekil olarak, nafakanın kendiliğinden kalkacağına ilişkin yargıtay kararları, "18 yaşını dolduran çocuğun iştirak nafakasının kaldırılması için aile mahkemesinde açılan nafakanın kaldırılması davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden red edildiği" yönünde ilk derece mahkemesi kararları ve nüfus kaydı ile birlikte maaş haczinin kaldırılması talebinde bulunduk.

18 yaşını geçen çocuk için ödenen iştirak nafakasının kendiliğinden kalktığı TMK 328. maddesinde açıkça yazmaktadır. icra dairesinin yapması gereken çocuğun 18 yaşını geçtiğini tespit edip, maaş haczinin kaldırılmasıdır. icra dairesi talebimizi muhtemelen reddedecek. bu durumda icra hukuk mahkemesinde şikayette bulunacağım. yakın zamanda bu konuyla ilgilenen ve benzer yolu takip edip olumlu sonuç almış meslektaşlarımın görüşlerini bekliyorum.

herkese iyi çalışmalar.

Alıntı:
av.v.gözde
bana göre yanlış bir karar, iştirak nafakasının alacaklısı velayet kendisine bırakılan eştir. çocuğun reşit olup olmaması bu durumu değiştiren bir etken değildir. siz ne dersiniz?

Husumetin reşit olan çocuğa yöneltilmesi gerektiğine ilişkin:

YARGITAY
3.Hukuk Dairesi
Esas: 2010/696
Karar: 2010/2059
Karar Tarihi: 15.02.2010


Davada, davalı ile 1993 yılında boşandıklarını ve boşanma sonucunda müşterek çocukları H. S.'ın velayetinin davalı anneye verildiğini, müşterek çocuk H. S. için 250.000 TL. iştirak nafakasına hükmolunduğunu, en son olarak iştirak nafakasının 300 TL. ye yükseldiğini, ancak, dava dışı çocuğun reşit olduğunu, bu nedenle iştirak nafakasının sona erdiğini ileri sürerek 300 TL. olan iştirak nafakasının kaldırılması talep ve dava edilmiştir.

Mahkemece, dava dışı müşterek çocuğun 31.1.1991 doğumlu olduğu, dava tarihi olan 17.02.2009 gününden önce 18 yaşını bitirerek reşit olduğu, bu tarih itibariyle davalı anne Z. Ö.'ün velayet yetkisinin kalktığı, reşit olması nedeniyle iştirak nafakasının sona erdiği gerekçesiyle, müşterek çocuğun reşit olduğu 30.1.2009 tarihinden itibaren iştirak nafakasının iptaline (kaldırılmasına) karar verilmiş, hüküm davalı (anne) tarafından temyiz edilmiştir.

Öncelikle, müşterek çocuk dava tarihi itibariyle reşit olduğu için dava ve taraf ehliyetini kazanmış olup, davanın çocuğa karşı açılması gerektiği düşünülerek husumet yönünden davanın reddi gerekirken, davanın taraf sıfatı olmayan davalıya (anneye) karşı açılmış olması doğru görülmemiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.02.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Old 06-09-2013, 09:18   #8
Av. V. Gözde Arıkaya

 
Varsayılan

ilginiz için çok teşekkür ederim sayın meslektaşım.

icra dairesi talebimi reddetti. bu durumda bu kararların varlığından da cesaret alarak, husumeti çocuğa yöneltip, doğrudan nafakanın kaldırılması davası açmayı uygun buluyorum. çünkü bu tarz kararların olduğunu gördükçe, bu tarz davaların çokça açılmış olduğunu ve dolayısıyla davacıların şikayet yoluna gitmedikleri ya da şikayetten olumlu sonuç alamadıklarını düşünmeye başladım. boşuna masraf ve zaman kaybı olacak.

ancak, eskişehir' de 18 yaşını geçmiş çocuğun nafakasının kaldırılması davalarının, kanun gereği nafaka kendiliğinden son bulduğundan, ayrıca dava açmakta hukuki yarar olmadığı gerekçesiyle reddedildiğini de gördüm.

tekrar teşekkürler.
Old 06-09-2013, 10:29   #9
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.v.gözde
ilginiz için çok teşekkür ederim sayın meslektaşım.

icra dairesi talebimi reddetti. bu durumda bu kararların varlığından da cesaret alarak, husumeti çocuğa yöneltip, doğrudan nafakanın kaldırılması davası açmayı uygun buluyorum. çünkü bu tarz kararların olduğunu gördükçe, bu tarz davaların çokça açılmış olduğunu ve dolayısıyla davacıların şikayet yoluna gitmedikleri ya da şikayetten olumlu sonuç alamadıklarını düşünmeye başladım. boşuna masraf ve zaman kaybı olacak.

ancak, eskişehir' de 18 yaşını geçmiş çocuğun nafakasının kaldırılması davalarının, kanun gereği nafaka kendiliğinden son bulduğundan, ayrıca dava açmakta hukuki yarar olmadığı gerekçesiyle reddedildiğini de gördüm.

tekrar teşekkürler.

Yapmanız gereken "memur muamelesini şikayet etmek"tir.
Old 06-09-2013, 10:30   #10
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan İlhan_ERDEN
Dava tarihi itibariyle çocuk reşit olduğuna göre, reşit olduktan sonraki nafakaların iadesinde husumet (artık reşit olan) çocuğa yöneltilir. Ancak bu davada ayrıca reşit olmadan evvelki nafakaların da (sigortalılık sebebiyle) iadesi talep edildiğinden bu talepteki hasımın ise velayeti kendisine bırakılan eş olması gerektiğini düşünüyorum.

Tamamen katılıyorum.
Old 06-09-2013, 10:59   #11
Av. V. Gözde Arıkaya

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım cevabınız için teşekkür ederim. Ben de şikayet yoluna gitmeyi uygun buluyorum aslında. Ancak; yakın tarihli Yargıtay kararları, ergin çocuğun eğitimine devam etmesi halinde iştirak nafakasının yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesi gerektiği yönünde. Aşağıda bir örnek karar ekledim. Bu nedenle, icra mahkemesinin, "çocuğun okuyup okumadığının tespiti icra dairesinin görev ve yetkisinde değildir" gibi bir gerekçeyle, şikayetimi reddetme ihtimalini yüksek görüyorum. Bu nedenle dava açmaya karar verdim.

Yardımlarınız için çok teşekkür ederim. İyi çalışmalar.


YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ

Esas No : 2012/8788
Karar No : 2012/13834

♦İŞTİRAK NAFAKASININ KALDIRILMASI DAVASI
♦İŞTİRAK NAFAKASININ YARDIM NAFAKASINA DÖNÜŞMESİ
♦YOKSULLUĞA DÜŞEBİLECEK ALTSOY

DAVA : Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davada, boşanma davasıyla hükmedilerek daha sonra açılan arttırım davalarıyla müteaddit defalar arttırılarak en son 150 TL olan iştirak nafakasının, davalının 18 yaşını doldurmuş olması ve sigortalı bir işte çalışıyor olması nedeniyle kaldırılması talep edilmiştir.

Davalı, halen üniversite hayatı devam ettiğinden ve ekonomik gücü de yetersiz olduğundan davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davalının 2007 yılından beri sigortalı olarak çalışmaya başladığı, 2009 yılında açıköğretim programına göre sosyal bilimler fakültesine kaydını yaptırdığı, halen bir mağazada satış danışmanı olarak çalıştığı, işe giriş tarihi dikkate alındığında çalışma yönünde tercihte bulunup bu duruma uygun eğitim programı seçtiği, bu nedenle kendi şartlarına göre hem çalışıp para kazanma hem de eğitimine devam etme yolunu seçtiği, nafakanın kaldırılması için gerekli yasal koşulların oluştuğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafında temyiz edilmiştir.

TMK.nun 328/1.maddesi hükmü gereğince “Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.” Aynı yasanın 2.fıkrasında ise, “Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitim sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.” Hükmü mevcut bulunmaktadır.

Bu hale göre iştirak nafakasının TMK.nun 328/2.maddesi hükmü gereğince yardım nafakasına dönüşmesi çocuk ergen olduğu halde eğitimi devam ediyorsa mümkündür.

TMK.nun 364/1.maddesinde “Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.” Hükmü mevcuttur. Her iki hükmün birlikte değerlendirilmesi halinde, davalının eğitime devam etmesi sebebiyle şartları değerlendirilerek, tarafların gelir ve içinde bulundukları muhtaçlık durumu, yoksulluğa düşecek olma şartı göz önünde bulundurularak nafakanın kaldırılmayarak yardım nafakası olarak devamı gerekirken, davanın kabulü bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 06-09-2013, 11:06   #12
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.v.gözde
Sayın meslektaşım cevabınız için teşekkür ederim. Ben de şikayet yoluna gitmeyi uygun buluyorum aslında. Ancak; yakın tarihli Yargıtay kararları, ergin çocuğun eğitimine devam etmesi halinde iştirak nafakasının yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesi gerektiği yönünde. Aşağıda bir örnek karar ekledim. Bu nedenle, icra mahkemesinin, "çocuğun okuyup okumadığının tespiti icra dairesinin görev ve yetkisinde değildir" gibi bir gerekçeyle, şikayetimi reddetme ihtimalini yüksek görüyorum. Bu nedenle dava açmaya karar verdim.

Yardımlarınız için çok teşekkür ederim. İyi çalışmalar.


YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ

Esas No : 2012/8788
Karar No : 2012/13834

♦İŞTİRAK NAFAKASININ KALDIRILMASI DAVASI
♦İŞTİRAK NAFAKASININ YARDIM NAFAKASINA DÖNÜŞMESİ
♦YOKSULLUĞA DÜŞEBİLECEK ALTSOY

DAVA : Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davada, boşanma davasıyla hükmedilerek daha sonra açılan arttırım davalarıyla müteaddit defalar arttırılarak en son 150 TL olan iştirak nafakasının, davalının 18 yaşını doldurmuş olması ve sigortalı bir işte çalışıyor olması nedeniyle kaldırılması talep edilmiştir.

Davalı, halen üniversite hayatı devam ettiğinden ve ekonomik gücü de yetersiz olduğundan davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davalının 2007 yılından beri sigortalı olarak çalışmaya başladığı, 2009 yılında açıköğretim programına göre sosyal bilimler fakültesine kaydını yaptırdığı, halen bir mağazada satış danışmanı olarak çalıştığı, işe giriş tarihi dikkate alındığında çalışma yönünde tercihte bulunup bu duruma uygun eğitim programı seçtiği, bu nedenle kendi şartlarına göre hem çalışıp para kazanma hem de eğitimine devam etme yolunu seçtiği, nafakanın kaldırılması için gerekli yasal koşulların oluştuğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafında temyiz edilmiştir.

TMK.nun 328/1.maddesi hükmü gereğince “Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.” Aynı yasanın 2.fıkrasında ise, “Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitim sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.” Hükmü mevcut bulunmaktadır.

Bu hale göre iştirak nafakasının TMK.nun 328/2.maddesi hükmü gereğince yardım nafakasına dönüşmesi çocuk ergen olduğu halde eğitimi devam ediyorsa mümkündür.

TMK.nun 364/1.maddesinde “Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.” Hükmü mevcuttur. Her iki hükmün birlikte değerlendirilmesi halinde, davalının eğitime devam etmesi sebebiyle şartları değerlendirilerek, tarafların gelir ve içinde bulundukları muhtaçlık durumu, yoksulluğa düşecek olma şartı göz önünde bulundurularak nafakanın kaldırılmayarak yardım nafakası olarak devamı gerekirken, davanın kabulü bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Böyle bir karar olur mu, hiç? Hukuku zorlamaktan başka bir şey değil bu. Mahkemeler taleple bağlı değil mi? Ergin çocuk tarafından açılmış bir yardım nafakası davası var mı? Yok...Çocuk kendisini vekille temsil ettirdiyse, bir de davalı vekiline vekalet ücretine hükmetseydiniz.

Ben sizin yerinizde olsam, yine de "memur muamelesini şikayet" ederdim.
Old 06-09-2013, 11:15   #13
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/12338
Karar: 2005/16008
Karar Tarihi: 18.07.2005

Dava: Mahalli mahkemesinden verilen mahkeme kararının reddini mutazammın 18.4.2005 tarih, 7713/8237 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Borçlu vekili tarafından İcra Mahkemesine sunulan 24.2.2005 tarihli dava dilekçesinde icra emrinde yazılı olan ve kendisinden talep edilen alacak miktarına karşı çıkılmamıştır. Müşterek çocuk Hakan'ın 14.11.2004 tarihinde reşit olduğundan söz edilerek adı geçen için ödenen iştirak nafakasının kesilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmektedir. İstek, devam eden bir nafaka ile ilgili olduğundan İcra Mahkemesinin kararı kesin olmayıp temyizi kabildir.

Bu nedenlerle borçlu vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne; Dairemizin 18.4.2005 tarih ve 2005/7713-8237 sayılı temyiz dilekçesinin reddine ilişkin kararının kaldırılmasına karar verildi.

İstanbul 2. İcra Mahkemesinin 3.3.2005 tarih ve 2005/405-294 sayılı kararının temyiz incelemesine geçildi:

İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.12.2001 tarih ve 2001/433-743 sayılı kararı ile müşterek çocuk Hakan için hükmedilen iştirak nafakası MK'nın 328. maddesi gereğince adı geçenin ergin olması ile sona erer.

MK'nın 328/2. maddesi gereğince; çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve babanın eğitim sonuna kadar çocuğa bakma görevi için yapılacak ödemeye veya MK'nın 364. maddesinde öngörülen yardım nafakasına hükmedilmeden sona eren iştirak nafakasının yorum yoluyla sürdürülmesi mümkün değildir. Burada, "ilam hükmünü ortadan kaldırmak" değil, "uygulama sahasını saptamak" söz konusudur. O halde, şikayetin kabulüne karar vermek gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi isabetsizdir.

Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nın 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 18.7.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 06-09-2013, 11:23   #14
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan İlhan_ERDEN
YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/12338
Karar: 2005/16008
Karar Tarihi: 18.07.2005

Dava: Mahalli mahkemesinden verilen mahkeme kararının reddini mutazammın 18.4.2005 tarih, 7713/8237 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Borçlu vekili tarafından İcra Mahkemesine sunulan 24.2.2005 tarihli dava dilekçesinde icra emrinde yazılı olan ve kendisinden talep edilen alacak miktarına karşı çıkılmamıştır. Müşterek çocuk Hakan'ın 14.11.2004 tarihinde reşit olduğundan söz edilerek adı geçen için ödenen iştirak nafakasının kesilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmektedir. İstek, devam eden bir nafaka ile ilgili olduğundan İcra Mahkemesinin kararı kesin olmayıp temyizi kabildir.

Bu nedenlerle borçlu vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne; Dairemizin 18.4.2005 tarih ve 2005/7713-8237 sayılı temyiz dilekçesinin reddine ilişkin kararının kaldırılmasına karar verildi.

İstanbul 2. İcra Mahkemesinin 3.3.2005 tarih ve 2005/405-294 sayılı kararının temyiz incelemesine geçildi:

İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.12.2001 tarih ve 2001/433-743 sayılı kararı ile müşterek çocuk Hakan için hükmedilen iştirak nafakası MK'nın 328. maddesi gereğince adı geçenin ergin olması ile sona erer.

MK'nın 328/2. maddesi gereğince; çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve babanın eğitim sonuna kadar çocuğa bakma görevi için yapılacak ödemeye veya MK'nın 364. maddesinde öngörülen yardım nafakasına hükmedilmeden sona eren iştirak nafakasının yorum yoluyla sürdürülmesi mümkün değildir. Burada, "ilam hükmünü ortadan kaldırmak" değil, "uygulama sahasını saptamak" söz konusudur. O halde, şikayetin kabulüne karar vermek gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi isabetsizdir.

Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nın 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 18.7.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.

Doğru olan bu karardır.
Old 06-09-2013, 11:42   #15
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan Eski bir karardan:

Yargıtay 12. H.D. 1963/253 E. 1963/314 K. 11.01.1963 Tarih:"... İştirak nafakası ise, velayetin devamı müddetiyle kayıtlıdır. Velayet, 18 yaşın ikmali veya küçüğün evlenmesiyle kalkar. Küçüğün reşit olmasını gerektiren hadiselerin vücudu, her zaman ahvali şahsiye kayıtlarıyla ispat olunabilir. Bu kabil hadiselerde ilam hükmünü bertaraf etmek değil, uygulama sahasını tespit etmek söz konusu olacağından, yeni bir hüküm istihsaline kanuni lüzum yoktur. Sebeplerin şikayet yoluyla icra tetkik merciinde tetkik ve halledilmesi mümkündür. Lehine nafaka hükmolunan kişi, velayet altından çıkmasına rağmen, yardıma muhtaç olduğunu iddia ettiği takdirde, 315’inci maddeye tevfikan ayrıca dava açmaya mecburdur..."
Old 01-10-2013, 11:58   #16
Av. V. Gözde Arıkaya

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım, aile mahkemesinde dava mı yoksa icra hukukta şikayet mi ikilemi sonucunda, şikayet yolunu seçtim. Fakat kısa süre içerisinde dosya üzerinden karar verilmesini beklerken, dilekçe tebliğe çıkarıldı. Bakalım neler olacak.
Old 19-12-2013, 16:07   #17
Av. V. Gözde Arıkaya

 
Varsayılan

Sayın meslaktaşlarım, şikayetimiz kabul edildi ve maaş haczi kaldırıldı. Mahkeme dosya üzerinden karar verdi. Cevap veren meslektaşlarıma teşekkür ederim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İştirak nafakası- Velayet Av. Şehper Ferda DEMİREL Meslektaşların Soruları 3 18-12-2006 22:08
Anlaşmalı Boşanmada İştirak Nafakası denetim Hukuk Soruları Arşivi 6 18-03-2005 09:05
İştirak Nafakasının Tahsili DenizSu Hukuk Soruları Arşivi 3 20-11-2003 19:44
İştirak Halinde Mülkiyet Av. Hulusi Metin Meslektaşların Soruları 2 30-11-2002 23:29
İştirak Nafakası Ödeme Şekli STARFISH Hukuk Soruları Arşivi 3 12-08-2002 22:38


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07701993 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.