Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

2B Arazisinde Yanlış Kadastro İşlemi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 13-07-2012, 13:43   #1
tbbavukat

 
Varsayılan 2B Arazisinde Yanlış Kadastro İşlemi

Değerli meslektaşlar;

Müvekkilim 2009 yılında bir arazi satın alıyor. Satın alınan yer 6000m2. Tapuda 4000m2'lik yerin satışı yapılıyor müvekkile. Ancak kalan 2000m2'lik yer 1996 yılında hazine adına orman dışına çıkarılan alana denk geliyor.

Aradan geçen zaman içerisinde müvekkil 6000m2'lik tellerle çevrili yeri ekip biçiyor.

Daha sonra 2B olayları gündeme geldiğinde gidip listeye bakıyor ve bu araziyi satın alan kişinin ismini görüyor.

2010 yılında bu yerde kadastro işlemi yapılmış ve burayı müvekkile satan kişi 2000m2'lik yeri kendi adına yazdırmış. Şimdi bu alan başka bir parsel numarası almış ve şuan 2B satışlarında, listede, müvekkilin satın aldığı kişi çıkıyor.

Kadastro işlemi 2010 yılında yapılmış ve itiraz olmadığından da kesinleşmiş.

Biz bu durumu yeni öğreniyoruz.

Şimdi izleyebileceğimiz yollar nelerdir. Kadastro kesinleştiği için kadastro mahkemesine itiraz edemiyoruz. Tapu iptal ve tecsil davası açalım desek, yer zaten hazine adına kayıtlı, kütükte sadece falanca kişinin kullanımındadır diye yazıyor. Şerhin kaldırılması için dava açsak diye düşünüyorum ama işin içinden de çıkabilmiş değilim. Değerli görüşlerinize ihtiyacım var.

Saygılarımla.
Old 13-07-2012, 14:33   #3
tbbavukat

 
Varsayılan

Sayın Av. Birsel;

Söz konusu konuyu okumuştum. Orada süresi içerisinde açılmış bir kadastro işlemine itiraz davası söz konusu. Müvekkilim olayında ise kadastro işlemine itiraz süresi geçmiş durumda. Her ne kadar belirttiğiniz konuda "süre kaçmış olsa da asliye hukuk mahkemelerinde dava imkanı" var denilse de, ben bu durumu tartışmak istiyorum. Nitekim;

Yargıtay 20.HD.1.3.2011 tarih ve 2010-15612 E 2011-1911 K sayılı kararına göre "kadastro tutanağının ya da kütüğün beyanlar hanesinde yazılı zilyetlik veya muhtesad şerhi,ayni bir hak olmayıp kişisel hak niteliğinde olduğundan,tapu sicilinden ayrı olarak alınıp,satılması,değiştirilmesi mümkün değildir.şerhe ilişkin talepler tarafların isteği ile dahi Tapu Sicil Müdürlüğünce yerine getirilemez ve dava yolu ile genel mahkemelerden istenemez.Ancak 3402 sayılı kanunun Ek-4 maddesi gereğince yapılacak kullanım kadastrosu sırasında ileri sürülebilir ve hak sahipliği tesbit komisyonunca değerlendirilebilir.İtiraz ve dava hakkının da bu aşamada kullanılması gerekir.Zilyetlik şerhine ilişkin itiraz iddia ve davaların 3402 sayılı kanunun 11.maddesindeki askı ilan süresinde ve kadastro mahkemesinde açılması gerektiğinden ..."

şeklindeki Yargıtay kararı kafamı kurcalamakta.
Old 26-07-2012, 17:01   #4
tbbavukat

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlar;

Konuyla ilgili araştırma yapmama rağmen somut bilgilere ulaşabilmiş değilim. Sorumun halen geçerli olduğunu bildirir, değerleri görüşlerinizi paylaşmanızı rica ederim.

Saygılarımla.
Old 08-06-2013, 20:34   #5
Av.HakanD

 
Varsayılan

Merhaba Sayın Meslektaşlarım,
Müvekkilimin zilyedindeki 2B arazisinde de, kadastro listesinde müvekkil zilyedliği tespit edilmeden tapu kütüğünün beyanlar hanesi boş olarak taşınmaz maliye bakanlığı tasarrufuna geçmiş. Müvekkil yasal itiraz sürelerinide geçirdiği için kadasto listesi kesinleşmiş.
Bizde zilyedliğin tespiti ve tespitin tapu kütüğüne şerhi için dava açacağız.
Ancak davada görevli mahkeme ile hasım olarak maliye bakanlığını gösterip göstermeme hususunda karar veremedim.
Bu konuda bitmiş davası olan meslektaşlarım bilgilerini paylaşırsa sevinirim.
Teşekkürler,
Old 03-11-2018, 09:10   #6
Serdar EYİLER

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
16. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/3144
K. 2012/6023
T. 5.7.2012
DAVA : Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, Gereği görüşüldü:
KARAR : Kullanım kadastrosu sırasında 13303 ada 6 parsel sayılı 879,95 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı ve Aksu Belediyesi Tüzel Kişiliğinin kullanımında olduğu şerhi verilerek cami, müştemilat ve arsası niteliği ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar M. Ç. ve Z. Ç., kendi zilyetliklerinde olan 13303 ada 7 sayılı parselin bir bölümünün dava konusu taşınmaz içinde ölçüldüğü iddiası ile bu bölüm yönünden zilyetlik şerhinin iptali ve kendi adlarının zilyet olarak yazılması istemi ile dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda genel mahkemede bu şekilde bir dava açılamayacağı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davanın niteliği itibarı ile ancak 3402 sayılı Yasa’nın 11. maddesindeki ilan süresi içerisinde açılabileceği, buna göre genel mahkemede açılmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Yörede 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi gereğince yapılan kadastro sırasında çekişmeli taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve Aksu Belediyesi Tüzel Kişiliğinin kullanımında olduğu şerhi verilerek cami, müştemilat ve arsası niteliği ile Hazine adına tespit edilmiş ve tespitler 28.07.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı tarafça zilyetlik şerhinin iptali istemi ile 10.11.2010 tarihinde dava açılmıştır. 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu’na eklenen ek 4. madde içeriğinde, bu şekilde yapılan tespitler hakkında 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinin uygulanamayacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır.
SONUÇ : Hal böyle olunca Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi gereğince tespitin kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık süre içinde açılan dava nedeniyle tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde delilleri toplanıp, davacıların yasada belirtilen şekilde bir kullanımları olup olmadığının tespiti ile oluşacak sonuca göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 05.07.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
2B arazisinde zilyetlik av.nesrinzeyneb Meslektaşların Soruları 2 08-06-2013 20:34
2B Arazisinde Kadastro Tespitine İtiraz HakiMavi Meslektaşların Soruları 2 01-03-2013 10:08
yanlış kişilere karşı yanlış yerde yanlış açılan dava Güldal Meslektaşların Soruları 4 15-12-2011 15:22
Tapulu tarım arazisinde cins değişikliği Av.Zehra Şerife Meslektaşların Soruları 1 08-09-2008 10:38
Yanlış Haciz İşlemi ve Kıymet Takdiri külekçi Meslektaşların Soruları 4 27-08-2008 22:04


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03908992 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.