Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

zamanaşımına uğramış çek - ilamsız takip-itiraz iptali davası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-02-2011, 13:53   #1
serkan atakan

 
Varsayılan zamanaşımına uğramış çek - ilamsız takip-itiraz iptali davası

Müvekkilimiz D şahsının son ciranta olduğu,keşidecisi A şirketi,lehdarı B şirketi,Cirantası C şahsı olan ve zamanaşımına uğramış arkası yazdırılmış çeki ilamsız icra yoluyla takibe koyduk.Fakat lehdar B şirketi, söz konusu takibe itiraz etti.Ancak ;borcun tahsil kabiliyetide yalnızca Lehdar Bşirketinden mümkün gözükmektedir.Dolayısıyla lehdar B şirketine karşılık çekin yazılı delil başlangıcı niteliğini kullanarak ve C cirantasıyla alacak ilişkisinin varlığını ortaya kanıtlayıp itirazın iptali davası yolunamı başvurmam gerekmektedir.Yoksa ne gibi bir yol izlemeliyim ve ilgili Yargıtay kararlarını paylaşırsanız değerli meslektaşlarım memnun olurum.Saygılarımla Teşekkkürler.
Old 05-02-2011, 01:34   #2
levi

 
Varsayılan

Sn.meslektaşım sizinde bellirttiğiniz gibi C cirantası ile alacak ilişkinizi ortaya koyup itirazın iptati davası açmanızı öneririm.
Old 05-02-2011, 14:14   #3
hukukcugokhanozkan

 
Varsayılan

Zamanaşımına uğramış çek yazılı delil başlangıcı sayılır.Bu durum senede karşı senetle ispat kuralının istisnasıdır.Alacağınızı zamanaşımına uğramış çeke ilave olarak tanıkla(takdiri delillerle) ispatlayabilirsiniz.Tanık da itirazın iptali davasında dinlenebilir.
Old 05-02-2011, 15:00   #4
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan serkan atakan
Müvekkilimiz D şahsının son ciranta olduğu,keşidecisi A şirketi,lehdarı B şirketi,Cirantası C şahsı olan ve zamanaşımına uğramış arkası yazdırılmış çeki ilamsız icra yoluyla takibe koyduk.Fakat lehdar B şirketi, söz konusu takibe itiraz etti.Ancak ;borcun tahsil kabiliyetide yalnızca Lehdar Bşirketinden mümkün gözükmektedir.Dolayısıyla lehdar B şirketine karşılık çekin yazılı delil başlangıcı niteliğini kullanarak ve C cirantasıyla alacak ilişkisinin varlığını ortaya kanıtlayıp itirazın iptali davası yolunamı başvurmam gerekmektedir.Yoksa ne gibi bir yol izlemeliyim ve ilgili Yargıtay kararlarını paylaşırsanız değerli meslektaşlarım memnun olurum.Saygılarımla Teşekkkürler.


T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2007/19-132

K. 2007/153

T. 21.3.2007

• BONOYO DAYALI İTİRAZIN İPTALİ ( Üç Yıllık Zamanaşımı Süresi Dolduktan Sonraki Bir Yıl İçinde Sebepsiz Zenginleşme Hükümlerine Dayalı Olarak Alacak Davası Açabileceği )

• İTİRAZIN İPTALİ ( Bonoya Dayalı - Üç Yıllık Zamanaşımı Süresi Dolduktan Sonraki Bir Yıl İçinde Sebepsiz Zenginleşme Hükümlerine Dayalı Olarak Alacak Davası Açabileceği )

• ZAMANAŞIMI ( Bonolarda Üç Yıllık Zamanaşımı Süresi Dolduktan Sonraki Bir Yıl İçinde Sebepsiz Zenginleşme Hükümlerine Dayalı Olarak Alacak Davası Açabileceği )

• SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME ( Bonolarda Üç Yıllık Zamanaşımı Süresi Dolduktan Sonraki Bir Yıl İçinde Sebepsiz Zenginleşme Hükümlerine Dayalı Olarak Alacak Davası Açabileceği - İtirazın İptali )

6762/m.690,644

818/m.61,66

ÖZET : Dava, bonoya dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemenin bonolarda üç yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonraki bir yıl içinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak alacak davası açabileceğine ilişkin yerel mahkemenin direnme hükmü doğrudur.
DAVA : Taraflar arasındaki "itirazın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 4.Ticaret Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 02.02.2005 gün ve 2004/230 E-2005/14 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 24.01.2006 gün ve 2005/4699-2006/356 sayılı ilamı ile;
( ... Davacı vekili, müvekkilinin icra takibinin dayanağı bonoların yetkili hamili bulunduğunu, bonolar zamanaşımına uğradığı için genel haciz yolu ile takibe girişildiğini, TTK.nun 644. maddesi uyarınca davalı keşidecinin sorumluluğunun bulunduğunu, sebepsiz zenginleşmediğini davalının ispatlaması gerektiğini itirazın haksız olduğunu ileri sürmüş ve itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilince alınan ofset baskı makinesi karşılığında peşinat ve lehtarı dava dışı Salih Kuş olan dava konusu bonoların verildiğini, makine ayıplı çıktığı için bonoların dört yıl süre ile tahsile konulmadığını, zamanaşımına uğrayan bonoların birlikte çalıştıkları kötüniyetli davacıya ciro edilerek takibe girişilmesinin haksız olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, bonolarda da TTK.nun 644. maddesine dayanılarak davacı hamil tarafından davalı keşideci aleyhine sebepsiz iktisap davası açılabileceği, bonoların vade tarihleri ile takip tarihi arasında 3 yıllık süre dolduğu için hamilin kambiyo hukukuna dayalı takip hakkını kaybettiği ancak BK.nun 66. maddesinde öngörülen bir yıllık zamanaşımı süresinde takibe girişildiğinden davalının zamanaşımı definin yerinde olmadığı, dosya kapsamından davalının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı hususunun anlaşıldığı gerekçesi ile faiz talebi yönünden alınan bilirkişi raporu da dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne, takibin 1.483.000.000 TL. asıl alacak, 2.721.183.746 TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.204.183.746 TL. üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte devamına, hükmolunan miktarın %40'ı oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
TTK.nun 690. maddesinde 644. madde yazılı olmadığından, poliçeler hakkında uygulanması gereken 644. maddenin bonolar hakkındaki dava ve takiplere uygulanması mümkün bulunmamaktadır. Bu itibarla, davacı ancak genel hükümler dairesinde haksız iktisap kurallarına göre dava açabilir. Mahkemece bu yönlerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir... ),
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, bonoya dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı; keşidecisi davalı olan 5 adet bononun hamili olduğunu, bonoların ibraz süresi geçtiğinden ilamsız icra takibi yaptıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini, kambiyo senedine dayalı olarak müracaat hakkını yitirdiğinden, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan alacaklı bulunduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, sebepsiz zenginleşmediğini, senetlerin zamanaşımına uğradığını cevaben bildirmiştir.
Mahkemece; bonolarda zamanaşımı süresinin dolduğu, davacı-yetkili hamilin kambiyo hukukuna dayalı takip hakkını kaybettiği ancak, BK. m.66'da öngörülen 1 yıllık zamanaşımı süresi içinde takibe giriştiğinden, davalının zamanaşımı definin yerinde olmadığı, ayrıca süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı açıklanarak; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Özel Dairece; Poliçeler hakkında uygulanması gereken TTK. m.644'ün bonolar hakkında uygulanamayacağı, davacının ancak genel hükümlere ve haksız iktisap kurallarına göre dava açabileceği açıklanarak karar bozulmuş, mahkemece ilk hükümde direnilmiştir.
Uyuşmazlık; Türk Ticaret Kanununun poliçelere uygulanacak 644. maddesinin bonolarda uygulanacak hükümleri gösteren 690. maddesine atıf yapmamış olması karşısında; bu durumun bir unutma sonucu olup olmadığı, dolayısıyla bono hamilinin sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak üç yıldan sonraki bir yıl içerisinde keşideciye başvuru imkanının bulunup bulunmadığı, noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle belirtelim ki, icra takibine konu edilen bonolar, 15.06.2000 ila 15.01.2001 vade tarihlerini taşımakta olup, üç yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu ve icra takibinin üç yılı takip eden bir yıl içinde açıldığı konusunda yerel mahkeme ile Yüksek Daire arasında bir görüş ayrılığı bulunmamaktadır.
Türk Ticaret Kanununun 644. maddesinin bonolarda da uygulanması gerekip gerekmediği konusunda öğretide; Prof.Dr.Hayri Domaniç bonolara uygulanacak poliçe hükümleri arasında TTK.nun 644. maddesine atıf yapılmamasının kanunumuzun bir noksanı ve haksızlık olduğunu, poliçe de ikinci derecede sorumlu bulunan keşidecinin haksız iktisap kurallarına dayanılarak dava edilebilmesi doğrultusunda, bononun asli borçlusu olan keşidecinin dava edilmesinin evleviyet icabı mümkün olduğunu, hamilin haklarını kaybetmesini haklı gösteren bir sebep düşünülemeyeceğini ve bu durumun kanunumuzun ve İsviçre Kanununun teknik bir hata ve noksanı olduğunu açıklamaktadır. ( Kıymetli Evrak Hukuk ve Uygulaması, TTK.Şerhi-IV, 1990 Bası, s:485-486 ).
Prof.Dr.Reha Poroy ve Prof.Dr.Ünal Tekinalp; bono düzenleyene karşı kambiyo talep hakkı zamanaşımına uğrarsa, haksız zenginleşme kuralları uyarınca müracaat etmesinin doğru olacağını, bu nedenle anılan hükümlerin bonolara da uygulanacağının kabul edildiğini ifade etmektedirler. ( Poroy/Tekinalp Kıymetli Evrak Hukuk Esasları 15 Bası s.238 ).
Prof.Dr.Yaşar Karayalçın TTK.nun 644. maddesinin bonolara da uygulanacağı görüşündedir. ( Ticari Senetler, s.348 ).
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; öğretideki baskın görüş, TTK.nun 644. maddesinin bonolara da uygulanması gerektiği, yönünde olup, Yargıtay'ın ağırlıklı uygulaması da aynı yöndedir.
Gerek mehaz İsviçre Kanununda, gerekse Türk Ticaret Kanununda bonolara uygulanmak üzere, poliçe hükümlerine atıf yapan 690. maddede sebepsiz iktisaba ilişkin 644. maddenin zikredilmemiş olmasının, bilinçli ve kasıtlı bir davranış olmayıp bir kanun tekniği noksanlığı, bir unutma sorunu olduğu kabul edilmek icap eder.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündeminde olan Türk Ticaret Kanunu Tasarısında, mevcut kanundaki eksiklik giderilmiş ve poliçede sebepsiz zenginleşme hükümlerini gösteren 732 maddeye, 778/1-d bendinde gönderme yapılmış ve gerek öğreti, gerekse Yargıtay'daki baskın görüşü kanun maddesi olarak düzenlemiştir.
Buraya kadar yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere bonolarda uygulanacak poliçe hükümlerini gösteren maddede atıf yapılmamış olmasının, bilinçli ve kasıtlı bir davranış değil, unutma-sonucu olduğunun kabulü gerekmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1. maddesinin 3.fıkrası uyarınca "hakim, karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır" aynı maddenin 2.fıkrasına göre ise "kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hakim örf ve adet hukukuna göre, bu da yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir", denmektedir. Bu hükme göre burada mevcut olan boşluğun doldurulması gerekir.
Poliçelerde, kabul eden ve keşidecinin sorumluluğu ile bonolardaki borçlu keşidecinin sorumlulukları aynı nitelikte sayılmaktadır. Çünkü, bonoyu düzenleyen tıpkı poliçede senedi kabul eden muhatap gibi sorumludur.
Yukarıda açıklanan bilimsel görüşler ile Yargıtay'ın ağırlıklı uygulaması birlikte düşünülerek yapılan değerlendirme sonunda; bono hamilinin BK.nun 61 vd. maddeleri uyarınca nedensiz zenginleşme hükümlerine göre keşideciye müracaat edebileceğinin kabul edilmesi gerekir. Özellikle TTK.nun 690. maddesinde, 644. maddeye göndermede bulunulmamış olmasının makul bir izahının yapılması mümkün olmadığından, dava konusunu bonolarla ilgili olarak, vadeyi takip eden üç yıldan sonra sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ve bir yıl içinde borçluya başvurması gerekir. Bu itibarla bonolara uygulanacak poliçe hükümlerinin arasında 644. maddenin yer almamasının, kanun koyucunun bilinçli bir tercihi değil bir unutma sonucu olduğu ve anılan maddenin bonolara da uygulanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu konu, Yüksek Hukuk Genel Kurulunun 28.03.2001 gün, E. 19-20, K. 310 kararıyla gündeme gelmiş ve bono hamilinin BK.nun 61 vd. maddeleri uyarınca nedensiz zenginleşme hükümlerine göre keşideciye müracaat edebileceği kabul edilmekte ve özellikle doktrinde TTK.nun 690 maddesinde, 644 maddeye göndermede bulunulmamış olmasının makul bir izahının yapılamayacağının vurgulandığı belirtilerek, dava konusunu bonolarla ilgili olarak, vadeyi takip eden üç yıldan sonra sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ve bir yıl içinde borçluya başvurması gerektiği belirtilerek aynı yöndeki doktrin ile uygulamadaki baskın görüş desteklenmiştir. ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.12.1969 gün ve 1966/T-1131-860 sayılı ilamı da aynı yöndedir. )
Hal böyle olunca, mahkemenin bonolarda üç yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonraki bir yıl içinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak alacak davası açabileceğine ilişkin yerel mahkemenin direnme hükmü doğrudur. Ne var ki, mahkeme kararının esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairesine gönderilmesi gerekir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin bonolarda sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak lehtarın keşideciye başvuru hakkının olduğu yönündeki direnme kararı doğru olmakla birlikte, işin esasına yönelik olan davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 19.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 21.03.2007 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Old 05-02-2011, 15:05   #5
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

A V U K A T
............................. ........................................
.......................................



BAKIRKÖY ( ) SULH HUKUK MAHKEMESİ
SAYIN HAKİMLİĞİ' NE

İCRA DOSYA NO :Bakırköy ... İcra Dairesi’nin 2010/............. Esas

İTİRAZIN İPTALİNİ
İSTEYEN DAVACI :.................................... (T.C. Kimlik No: ......................)
VEKİLİ :Av. ....................... – Adres başlıkta.

DAVALI :..................................
.................................................. .

HARCA ESAS DEĞER :3.600,00-TL

KONU :Borca itirazın iptali ile takibin devamına, % 40’tan aşağı olmamak
üzere icra inkar tazminatına karar verilmesi istemidir.
AÇIKLAMALAR :

1. Müvekkilim icra takibine konu çekin yetkili hamilidir. Takip dosyasına konu çek, dava dışı
........................’dan ciro yolu ile müvekkilime geçmiştir.

2. Takibe konu çek aslı yasal süresinde bankaya ibraz edilemiştir. Bu sebeple meşru hamil müvekkilim adına huzurdaki davaya konu ilamsız icra takibi ile borcun ödenmesi için takibe girişilmişse de davalının suiniyetli itirazı üzerine takip durmuştur.

3. Davalının itirazı kötü niyetlidir. Zira çek üzerindeki imzasını inkar etmeyen davalı sebepsiz zenginleşmiştir. Müvekkilim de haklı hamil olmakla TTK’nun 644. Maddesi gereği sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı olarak davalıdan çek bedelini talep hakkı bulunmaktadır. Bu nedenlerden dolayı, mahkemenizden borçlunun haksız ve yasal dayanaktan yoksun itirazının iptali ile takibin devamına ve borçludan %40 inkar tazminatı alınmasına karar verilmesi isteminde bulunmak zorunluluğu doğmuştur.

DELİLLER : Bakırköy ... İcra Dairesi’nin 2010/...... Esas sayılı dosyası, banka kayıtları, içtihat ve mevzuat hükümleri, bilirkişi incelemesi, gerektiğinde yemin, isticvap ve sair her türlü takdiri ve kanuni delil.

HUKUKİ SEBEPLER : İcra İflas Yasası, Borçlar Yasası, HUMK. vs mevzuat

SONUÇ VE TALEP : Yukarıda arz ve izah olunan nedenler ile ; haklı davamızın kabulü ile borçlunun Bakırköy ... İcra Müdürlüğü’nün 2010/........ Esas sayılı dosyamıza vaki haksız ve yasal dayanaktan yoksun itirazının iptaline ve takibin devamına, alacak likit ve itiraz haksız olmakla, asıl alacak tutarının % 40’ından az olmamak üzere takdir edilecek icra inkar tazminatının borçludan tahsili ile alacaklıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini vekil eden adına arz ve talep ederim. Saygılarımla. 11.06.2010

Davacı Vekili
Eki: Baro pullu, harçlı, onanmış vekaletname sureti,
Çek sureti, harç mahsup derkenarı, yargıtay kararları.
Old 05-02-2011, 20:58   #6
Av.Ömeroğlu

 
Varsayılan

Ya çeki ciro yoluyla aldığınız sizden önceki cirantaya aranızdaki temel ilişki nedeniyle veya keşideciye TTK 644.maddesine dayalı olarak sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talepte bulunabilirsiniz.
Lehdar B ise sorumluluktan kurtulmuştur.Zira sebepsiz zenginleşme talebi kanunun açık hükmü nedeniyle sadece keşideciye yöneltilebilir(TTK 644). Yine çekin verilmesine neden olan temel ilişki sadece sizinle sizden önceki ciranta C arasında söz konusudur.
Old 06-02-2011, 22:01   #7
avbilgen

 
Varsayılan

Sadece lehdara dava açacaksanız Av.Ömeroğlu'nun da belirttiği gibi sadece yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilir ve esas ilişkiye göre alacağınız ispat etmeniz gerekir. Ancak şunu da belirtmek isterim TTK 644.maddeye göre keşideciye sebepsiz iktisap davası açılması için çekin keşide tarihinin üzerinden 1 yıl geçmemiş olması gerekiyor. Eğer çekin keşide tarihi üzerinden 1 yıl geçmiş ise sebepsiz zenginleşme alacağınız da zamanaşımına uğramıştır. Bu hususu da dikkat edin lütfen.İyi çalışmalar...
Old 06-02-2011, 22:14   #8
Av.Ömeroğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avbilgen
Sadece lehdara dava açacaksanız Av.Ömeroğlu'nun da belirttiği gibi sadece yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilir ve esas ilişkiye göre alacağınız ispat etmeniz gerekir. Ancak şunu da belirtmek isterim TTK 644.maddeye göre keşideciye sebepsiz iktisap davası açılması için çekin keşide tarihinin üzerinden 1 yıl geçmemiş olması gerekiyor. Eğer çekin keşide tarihi üzerinden 1 yıl geçmiş ise sebepsiz zenginleşme alacağınız da zamanaşımına uğramıştır. Bu hususu da dikkat edin lütfen.İyi çalışmalar...
Ben lehdara açılan davanın reddedileceğini söyledim.Zira arada bir ciranta daha olduğundan temel ilişki yok bu nedenle yazılı delil başlangıcı olduğundan söz edilemez.Sebepsiz zenginleşmeye dayalı talep de sadece keşideciye yöneltilebileceğinden lehtara yönelik dava ve takipler sonuçsuz kalacaktır.
Old 06-02-2011, 23:07   #9
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın Av.Ömeroğlu'na katılıyorum ve sayın atakan'ın sorusu ile alakalı değil ama...

Alıntı:
Yazan avbilgen
...TTK 644.maddeye göre keşideciye sebepsiz iktisap davası açılması için çekin keşide tarihinin üzerinden 1 yıl geçmemiş olması gerekiyor...

TTK m.644 için zamanaşımı yönünden inceleyiniz:
http://www.turkhukuksitesi.com/showp...97&postcount=7

Saygılar...
Old 06-02-2011, 23:39   #10
avbilgen

 
Varsayılan

Ben soruyu zamanaşımına uğrayan çeki lehdar B'den ciro yoluyla C devir almıştır şeklinde anladım. O nedenle C'nin lehdar B'ye karşı esas ilişkiye dayanarak dava açılabileceğini , yani B'nin de borcuna karşılık takip konusu çeki verdiğini bu nedenle yazılı delil başlangıcı olacağını anlatmak istemiştim. Soruyu yanlış olabilirim ancak anlatmak istediğim bu husustu . İyi çalışmalar.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
zamanaşımına uğramış bono ile genel haciz yolu ile takip avukathavva Meslektaşların Soruları 14 24-04-2017 12:21
Zamanaşımına Uğramış Çek - İlamsız Takip - İtiraza Karşı Açılacak Dava pathem Meslektaşların Soruları 14 27-12-2011 15:52
zamanaşımına uğramış çek- itirazın iptali Nuriye Değer Meslektaşların Soruları 4 28-12-2009 13:36
zamanaşımına uğramış çekte lehdarın itiraz etmesi ve itirazın iptali davası norm Meslektaşların Soruları 7 25-10-2009 12:25
İlamlı takip yapılması gerekirken ilamsız takip yapılması ilamsız takibe itiraz nabucadnazar Meslektaşların Soruları 5 08-07-2009 20:57


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07738996 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.