Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

apartman yöneticisinin hukuki sorumluluğu

Yanıt
Konu Notu: 2 oy, 5,00 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 18-03-2009, 21:44   #1
Av.Ayşe Öcalan

 
Varsayılan apartman yöneticisinin hukuki sorumluluğu

Merhaba apartman yöneticiliği ile ilgili bir sorum olacak, cevaplandırırsanız sevinirim.Acaba ibra edilen bir yöneticinin ibra edildikten sonra herhangi bir hukuki sorumluluğu olabilir mi?
Şimdiden teşekkürler....
Old 18-03-2009, 23:54   #2
Av. B. Zekeriya BENGİER

 
Varsayılan

İbra sadece hesap kalemlerinin başlıklarını ibradır. Hesap detayları ile ilgili sorumluluğu devam eder.
Old 19-03-2009, 10:05   #3
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

"Hesap kalemlerinin başlıkları" - "hesap detayları" ayırımının dayanağı nedir acaba?
Old 19-03-2009, 10:22   #4
Av. B. Zekeriya BENGİER

 
Varsayılan

Gelir - gider tabloları açıklanırken özet bilgi olarak bir kağıda döküm yapılır, bu dökümde hesap kalemlerinde yapılan harcamalar veya gelirler toplam olarak gösterilir. Mesela kırtasiye giderleri başlığı açılır ve harcamaların dökümü gösterilmeden tek kalemde yazılır. Buna hesap kalemi başlığı denir. İbra edilirken bu başlık bilgisi ibra edilir. Yönetim değiştiğinde yeni yönetim bu başlık içinde yer alan harcamaları tek tek gördüğünde usulsüz bir harcama tesbit ederse o zaman alınan ibraya rağmen usulsüz harcamadan sorumluluk devam eder.
Old 19-03-2009, 11:50   #5
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

Açıklama gayet "makul" görülüyor. Fakat herhangi bir düzenlemede veya yargısal içtihatlarda ya da doktrinde bir dayanağı var mıdır?
Old 19-03-2009, 13:31   #6
Av. B. Zekeriya BENGİER

 
Varsayılan

Yargıtay 11. HD. çok eskiden kullandığım bir kararında bu durum mevcuttu.

O kararın gerekçesinde çok önemli bir söz vardı. Kişi ancak bilineneni ibra eder. Bilemediği bir hususu ibra etmesi mümkün değildir.

Kararı bulabileceğimi sanmıyorum, uygulamada belirttiğim görüş yönünde karar alan arkadaşlarım oldu. Eğer ellerinde o kararlar var ise paylaşırım.
Old 19-03-2009, 19:19   #7
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Yol gösterecek karar 1

T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/3234
K. 2006/3852
T. 5.4.2006
• YÖNETİCİ VE DENETİCİLERİN SORUMLULUĞU ( Genel Kurul Gündeminde Yönetici ve Deneticiler İbra Edilseler Dahi Kurula Sunulan Harcama Kalemleri Arasında Gösterilmeyen Harcamalar Bakımından Tazminat Sorumluluğu Devam Ettiği )
• İBRA EDİLME ( Genel Kurul Gündeminde Yönetici ve Deneticiler İbra Edilseler Dahi Kurula Sunulan Harcama Kalemleri Arasında Gösterilmeyen Harcamalar Bakımından Tazminat Sorumluluğu Devam Ettiği )
• TAZMİNATTAN SORUMLULUK ( Genel Kurul Gündeminde Yönetici ve Deneticiler İbra Edilseler Dahi Kurula Sunulan Harcama Kalemleri Arasında Gösterilmeyen Harcamalar Bakımından Devam Ettiği )
• KURULA SUNULAN HARCAMA KALEMLERİ ( Genel Kurul Gündeminde Yönetici ve Deneticiler İbra Edilseler Dahi Kurula Sunulan Harcama Kalemleri Arasında Gösterilmeyen Harcamalar Bakımından Tazminat Sorumluluğu Devam Ettiği )
6762/m.380
ÖZET : Genel kurul gündeminde yönetici ve deneticiler ibra edilseler dahi kurula sunulan harcama kalemleri arasında gösterilmeyen harcamalar bakımından yönetici ve deneticilerin tazminat sorumluluğu devam eder.

DAVA : Davacı ... ( İlçesi ) Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığı vekili Av. A.Y. tarafından, davalılar A.B. vd. aleyhine../../2001 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen ../../2004 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimitarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

KARAR : Davacı ... ( İlçesi ) Esnaf ve Sanatkarlar Odasının eski yönetim ve denetim kurulu üyeleri olan davalılar ise, ../../1999 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında yeniden seçilemediklerini ancak oybirliği ile ibra edildiklerini ve bu nedenle istenen tazminattan sorumlu tutulamayacaklarını savunmuşlardır.

Yerel Mahkemece, ../../1999 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında, yönetim ve denetim kurullarının oy birliği ile ibra edildikleri, davalıların ibra edildikleri bu borçtan dolayı sorumluluklarının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı yanın iddiasına dayanak oluşturan ve yukarıda tarihi belirtilen genel kurul toplantısından sonra odalar birliği tarafından yapılan denetim sonucunda düzenlenen ../../1999 tarihli ön inceleme raporunda; davalıların yönetim ve denetim kurulu üyeleri olarak görev yaptıkları 1996, 1997 ve 1998 yıllarında, bazı aylara ait SSK prim bildirgeleri ile dönem bordrolarının zamanında SSK'na verilmediği ve bu nedenle SSK tarafından oda adına idari para cezası tahakkuk edildiği, yine bazı aylara ait muhtasar vergisinin ödenmediği, bundan dolayı da Malmüdürlüğü tarafından odaya borç tahakkuk ettirildiği belirlenmiştir. Davacı, bu ön inceleme raporuna dayanarak SSK prim bildirgeleri ile dönem bordrolarının zamanında ilgili kuruma verilmemesi ve ödenmeyen vergiler nedeniyle uğradıkları zararın ödetilmesini istemiştir.

1996, 1997 ve 1998 yıllarında ... ( İlçesi ) Esnaf ve Sanatkarlar Odası yönetim ve denetim kurulu üyeleri olarak görev yapan davalılar, ../../1999 tarihli olağan genel kurul toplantısında ibra edilmişlerdir. Ancak bu genel kurul toplantısına sunulan geçmiş yıllara ait faaliyet ve kesin hesap raporları ile tahmini bütçe ve denetleme raporlarında; ön inceleme raporunda tespit edilen idari para cezası ile vergi borçlarının gösterilmemiş olduğu, bu borçların varlığı bilinmeksizin davalıların ibra edildikleri anlaşılmaktadır. Şu durumda genel kurul toplantısında ibra edilmiş olmaları davalıları sorumluluktan kurtarmaz. Belirlenen bu durum itibariyle davalıların tazminat sorumluluğunun bulunduğu kabul edilmelidir. O halde mahkemece zarar kapsamı belirlenerek davalıların sorumluluğu yönünde hüküm kurulması gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Karar bu nedenle bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 05.04.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 19-03-2009, 19:20   #8
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Yol gösterecek karar 2

.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 1998/3671
K. 1998/8717
T. 10.12.1998
• TAZMİNAT DAVASI ( Kooperatif Yönetim Kurulu Üyelerinin Arsa Alımı Sırasında Usulsüzlük Yapmaları ve Bu Nedenle Üyelerin Zarara Uğraması )
• KOOPERATİF YÖNETİM KURULUNUN USULSÜZ İŞLEMDE BULUNMASI ( İbranın Açık Olmaması Halinde Üyelerin Usulsüzlük İddialarının Araştırılmasının Gerekmesi )
• İBRA ( Kooperatif Yönetim Kurulu İbrasının Açık Olmaması Halinde Üyelerin Usulsüzlük İddialarının Araştırılmasının Gerekmesi )
• DAVA AÇMA HAKKI ( Kooperatif Üyelerinin Yönetim Kurulu Üyelerinin Yaptığı Usulsüzlüklerle İlgili Dava Açma Haklarının Olması )
6762/m.336
1163/m.98
ÖZET : Davacılar, üyesi bulundukları kooperatifin yönetim kurulu üyelerinin arsa alımı sırasında usulsüzlük yaptığı ve bu nedenle zarara uğradıklarından bahisle zararlarının tazminini talep etmişlerdir. Davacıların bu davayı açmakta hakları bulunmaktadır. Davalı yönetim kurulu üyeleri genel kurulda ibra edilmişlerse de, bu ibra açık değildir. Bu nedenle mahkeme, davalıların ibra edildiği genel kurulda görüşülüp kabul edilen bilanço ve dayanaklarını celb ederek incelemeli, davacı tarafın iddialarını araştırarak karar vermesi gerekirdi. Eksik inceleme ile arsa alımı için genel kurul tarafindan davalılara yetki verildiği ve bu yetkiye istinaden arsa alınıp kooperatife devredildiği ve bu kararların genel kurulca ibra edildiği gerekçe gösterilerek, dava açma hakkı bulunmadığından bahisle, davanın reddi bozmayı gerektirir.

DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Asliye 17. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 25.2.1998 tarih ve 746-102 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için tayin edilen 8.12.1998 tarihinde davacı avukatı F. G. ile davalı avukatı C. E. gelip, temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra, vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacılar vekili, müvekkillerinin dava dışı SS Z. Ç. Kooperatifı'nin üyeleri, davalıların da bu kooperatifın yönetim kurulu üyeleri olduklarını, kooperatife arsa alımı sırasında arsanın m2'si ( 187.500 ) TL'ye alınmasına rağmen, kooperatife 250 m2'si ( 350.000 ) TL'den devredildiğini, ortaklık payının 465 m2 olarak belirlendiğini ve her bir üyeden ( 167.750.000 ) TL'nin % 8 gecikme faizi olarak tahsil edildiğini, arsanın başka şahıs adına aldırılıp kooperatife devredilmekle, kooperatifin ( 2.762.500.000 ) TL zarara uğradığını, bu miktarın davalıların zimmetinde olduğunu, müvekkillerinin de zararı olduğunu, müvekkillerinden 2 pay sahibi olan M. K. Y. için ( 151.125.000 ) TL diğer pay sahipleri içinde 75.562.500 TL'nin fark ödeme tarihi olan 15.11.1996 tarihinden itibaren aylık % 8 faizi ile davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekili cevabında; davanın denetçiler tarafından kooperatif tüzel kişiliği adına açılması gerektiğini, arsanın m2'sinin 350.000 TL'ye mal olduğunu ve hiçbir kar konulmadan da kooperatif tüzel kişiliğine devredildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddiaya, savunmaya, toplanan delillere göre; arsa alım işleminin yapılması için kooperatif genel kurulda yönetimdeki üyelerden birine yetki verildiği ve bu yetkiye istinaden taşınmazın satın alındığı ve kooperatife devredildiği bu kararların, kooperatif genel kurulunca ibra edildiği, davacıların dava açma hakları bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.

1- Davacıların 1163 Sayılı Yasa'nın 98. maddesi yollaması ile TTK'nin 336. ve devamı maddeleri gereğince iş bu davayı açma hakları vardır. Davalı yönetim kurulu üyeleri 1.3.1997 tarihli genel kurulda ibra edilmiş iseler de, bu ibra açık değildir. O halde mahkemece davalıların ibra edildikleri 1.3.1997 tarihli genel kurulda görüşülüp kabul edilen bilançonun ve dayanaklarının celbi ile bu bilançoda davacıların iddiaları üzerinde de durularak davalıların sorumluluğunu gerektirecek bir durumun olup, olmadığının tespiti bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılması ve hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı karar verilmesi doğru değildir.

2- Davalılar hakkında Ankara 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 1997/467 Esas sayılı dosyasında ceza davası açıldığına göre bunun sonucunun beklenmemesi de doğru değildir.

3- Davacılardan A. K. 4.6.1998 tarihli hakim havaleli dilekçesi ile davadan feragat etmiş olduğundan, vaki feragat nedeniyle bir karar verilmesi gerektiğinden, kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ), ( 2 ) ve ( 3 ) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği hafinde temyiz edene iadesine, 30.000.000 TL duruşma vekillik ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, 10.12.1998 tarihinde, oybirliği ile karar verildi.
Old 19-03-2009, 21:31   #9
Av. B. Zekeriya BENGİER

 
Varsayılan

Benim bildiğim ve kullandığım karar A.Ş. ler ile ilgili bir karardı ama bu kararlarda yeteri kadar konunun amacına yönelik.

Av. Suat ERGİN üstadıma teşekkür ederim.
Old 19-03-2009, 23:33   #10
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan Yasal Dayanak Olabilir mi?

TTK.m.380:

"Bilançonun tasdikına dair olan umumi heyet kararı, aksine sarahat olmadığı takdirde, idare meclisi azalariyle müdürler ve murakıpların ibrasını tazammun eder. Bununla beraber bilançoda bazı hususlar belirtilmemekte veyahut bilanço şirketin gerçek durumunun görülmesine mani yanlış bir takım hususları ihtiva etmekte ise, idare meclisi azalariyle müdürler ve murakıplar, bilançonun tasdikıyla ibra edilmiş olmazlar."
Old 20-03-2009, 00:21   #11
Av. B. Zekeriya BENGİER

 
Varsayılan

Malumunuz olduğu üzere bazen yasa metni yetmeyip yargı kararı ile desteklenmesi gerekiyor.
Old 20-03-2009, 00:29   #12
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

Acaba bu ticaret kanunu normu, bir medeni hukuk ilişkisinde uygulama imkanı bulabilir mi?
Old 20-03-2009, 13:09   #13
Av. B. Zekeriya BENGİER

 
Varsayılan

TTK, TMK nın mütemimi olduğunu söylemekte öyle ise TMK nın mütemimi ise buradaki hükümleri (Münhasıran tacirlere yönelik olmamak kaydı ile) TMK ya atıf yapan yasalarda da kullanabiliriz. Yine bu türlü yargı kararlarını aynı şekilde kullanabiliriz.
Old 21-03-2009, 01:57   #14
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

Sayın Bengier isabetle kaydetti. TTK.m.1 uyarınca, TTK TMK'nun ayrılmaz bir parçasıdır. TTK.m.380 uygulaması, şirketler hukukunda oldukça yaygındır. Acaba Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamında da uygulandığına dair bir içtihat var mıdır?
Old 21-03-2009, 02:21   #15
Av. B. Zekeriya BENGİER

 
Varsayılan

Burada dikkat edilmesi gereken bir husus var. Bilançonun ibrası her ne kadar şirketlere özgü gibi dursa da, aslında genel bir hüküm niteliğindedir. Genel Kurulu olan bütün kurumlarda, derneklerde, vakıflarda, site yönetimlerinde ... de uygulanabilir. Ayrıca, İş Hukukunda işçinin işten ayrılırken işverenimi ibra ettim demesi onun dava hakkını ortadan kaldırmadığına ancak ayrıntılı dökümü yapılmış ibranemiyi imzalaması davada aleyhine delil teşkil ettiğine dair yerleşmiş içtihat ve uygulama mevcuttur. Bunlarla birlikte düşünmek gerekir görüşündeyim.
Old 23-03-2009, 14:48   #16
Av.Ayşe Öcalan

 
Varsayılan

Soruma cevap verdiğiniz için teşekkür ederim ancak hala takıldığım bir konu var.Apartman yöneticilerinin sorumluluğu acaba bk daki vekalet hükümlerine mi dayandırılmalı yoksa ttk ya da koop.kanunu da uygulanabilir mi?Çünkü beim anlamaya çalıştığım şey şu:
Bir yönetici tüm defterler kontrol edildi denilip ibra ediliyor ancak daha sonra hesap kalemlerinde birtakım usulsüzlükler olduğu farkediliyor.Şimdi benim anlamaya çalıştığım bu ibra dolayısıyla artık yöneticinin hiçbir şekilde sorumluluğu söz konusu olmayacak mı?İbra geçerli olmaz dersek de bunu hangi kanuna dayandıracağım?
Old 24-03-2009, 20:23   #17
Av. B. Zekeriya BENGİER

 
Varsayılan

Malumuz ibra müessesi BK da düzenlenmiştir.

Dilekçelerimizin hukuki dayanak bölümüne birden fazla yasaya dayanma gereği olduğu durumları gözeterek "ilgili tüm mevzuat" yazmamızın nedeni ilgili bir çok yasal düzenlemeyi dava sırasında rahatlıkla kullanmak içindir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
apartman yöneticisinin sorumluluğu nzguney Meslektaşların Soruları 1 26-10-2008 11:44
Site eski yöneticisinin sorumluluğu avercan38 Meslektaşların Soruları 0 26-02-2008 14:50
Apartman Yöneticisinin Hukuki ve Cezai sorumluluğu üye15184 Meslektaşların Soruları 1 18-03-2007 01:05
Apartman Eski Yöneticisinin Cebinden Yaptığı Harcamalarının Tahsili - Hasım ketevet Meslektaşların Soruları 4 21-02-2007 17:24
apartman yöneticisinin sorumluluğu özge_law Hukuk Soruları Arşivi 3 01-01-2007 22:29


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05474496 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.