Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

muhtaçlık aylığı- menfi tespit

Yanıt
Old 15-02-2015, 23:33   #1
burçin solmaz

 
Varsayılan muhtaçlık aylığı- menfi tespit

Arkadaşlar, iyi çalışmalar...
Müvekkil 2004 yılından bu yana muhtaçlık aylığı alıyordu. Bu muhtaçlık aylığının bağlanmasından bir kaç ay sonra müvekkil mahkeme kararıyla malülen emekli oldu. yani SGK müvekkile 2004 ten bu yana hem muhtaçlık maaşı hem de malullük aylığı ödüyordu. 1 ay önce kendisine ödenen muhtaçlık aylığı kesilerek, faiziyle birlikte iadesi istendi. menfi tespit ve kurum işleminin iptaline ilişkin dava açacağız. Ancak Yargıtay kararlarının bazıları (mesela Y.21.H.D. 2012/19801- ) konuyu idari işlem kabul ederek, dava şartı yokluluğundan davayı reddetmiş, bazıları ise( YHGK 2012/10-1152) olayı incelemiştir. Görevli yargı yerinin idari yargı mı yoksa iş mahkemeleri mi olduğu konusunda kararsız kaldım. Şimdiden teşekkürler...
Old 16-02-2015, 07:55   #2
av.murat kılıç

 
Varsayılan

Merhaba
Görevli mahkeme iş mahkemesidir.

YHGK
Esas : 2013/10-504
Karar : 2014/156
Tarih : 26.02.2014
BAĞLANAN YAŞLILIK AYLIKLARININ KESİLEMEYECEĞİNİN TESPİTİ ( Yurt Dışındaki Çalışmalar Borçlanılarak)
KURUM İŞLEMİNİN İPTALİNE VE İADE EDİLEN AYLIKLARIN GERİ İSTENMESİ
YURT DIŞINDA GEÇEN ÇALIŞMALARIN 3201 SAYILI KANUNA GÖRE BORÇLANILARAK BAĞLANILAN YAŞLILIK AYLIĞININ İPTALİ
KESİN DÖNÜŞ OLGUSU ( Yurt Dışında Geçen Çalışmalar Borçlanılarak Bağlanan Yaşlılık Aylığ Yönünden )
YAŞLILIK AYLIĞININ GERİ İSTENİP İSTENEMEYECEĞİ

Davacının (yurt dışında geçen çalışmalarını, 3201 sayılı Kanun’a göre borçlandığını, Kurum tarafından 01.09.1994 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığını ve aylıkların 2006/1 aydan itibaren iptal edildiğini beyanla),
bağlanan yaşlılık aylıklarının kesilemeyeceğinin tespitiyle aksine Kurum işleminin iptaline ve
bankaca Kuruma iade edilen 2.531.872.904 TL`nin ve 22.01.2004 tarihinden itibaren aylıklarının ödenmesine; karar verilmesi istemi ile açtığı davada:

Yurda kesin dönüş koşulu ile ilgili, çalışma yaşamı süresince karşılaşılan hastalık, iş kazası, meslek hastalığı veya işsizlik gibi riskler nedeniyle iş göremezlik veya işsizlik gibi adlar altında bir ödeme almakta olup olmadığı ve
yurt dışında bulunduğu ülke mevzuatı kapsamında, geçimlerini sağlayacak hiçbir geliri olmayan
veya mevcut gelirleriyle geçimlerini sağlamakta güçlük çeken kişilerin asgari geçim düzeyi ile sınırlı olmak üzere geçimlerinin sağlanması amacıyla kamu kurum ve kuruluşları tarafından muhtaçlık durumuna ve süresine göre ödenek alıp almadığı konusu yöntemince araştırılmamıştır.

Yerel mahkemece, kararda belirtilen ilkeler çerçevesinde, davacıya 3201 sayılı Kanun gereği borçlanma ödemesini yaparak yaşlılık aylığı bağlandıktan sonraki tarihlerde Danimarka sosyal güvenlik hükümlerine göre bağlanan aylıkların ve ATP ödemelerinin, Danimarka’da ikamet koşuluna bağlı ödemeler olup olmadığı ile ilgili araştırma yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.fk
No:0/06.11.2008
SSK.81
3201 Sa.Ka.6
3201 Sa.Ka.6
82An.62
HMK.30
DAVA VE KARAR:
Taraflar arasındaki “tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Aydın 1.İş Mahkemesince davanın reddine dair verilen 16.02.2012 gün ve 2008/326 E., 2012/46 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,

Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 18.06.2012 gün ve 2012/7606 E., 2012/11701 K. sayılı ilamıyla bozularak, dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

(...Dairemizin 13.10.2008 tarihli bozma ilamında davacının yurtdışından kesin dönüş yapıp yapmadığının belirlenmesi açısından, yine yurt dışından aldığı iş piyasası ek emeklilik ödemesinin niteliğinin belirlenerek Danimarka’da zorunlu ikameti gerektirip gerektirmediğinin araştırılması, …… ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile bozulmasına karar verilmiş, mahkemece uyulan bozma ilamına göre yapılan yargılama sonucunda eksik inceleme ve değerlendirme ile davacının kesin dönüş yapmadığı gerekçesine dayanılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Danimarka ile Türkiye Cumhuriyeti arasında imzalanan 13.12.1999 tarihli sözleşmenin 7. maddesine göre sözleşmede aksine hüküm bululmayan hallerde bir akit tarafın mevzuatı uyarınca ve yerine göre bu sözleşme uyarınca erken emeklilik aylığı, ……, bir akit tarafın bunları iktisap etmiş vatandaşı bulunan kimselerin yada geride kalan hak sahiplerinin diğer akit taraf ülkesinde ikamet etmekte olmaları nedeni ile azaltılamayacağı, ……, geri alınamayacağı veya müsadere edilemeyeceği düzenlemesi yapılmış, aynı sözleşmenin erken emeklilik yardımlarını düzenleyen 6. bölümde yer alan 26. maddesinde ……. Danimarka mevzuatının sosyal koşullar dolayısı ile bağlanan erken aylıklar dışında, Türkiye’de ikamet etmekte olan kişilere uygulanmayacağı, 27. maddesinde erken emeklilik aylığı bağlanma koşulları düzenlenmiş, 28. maddesinde de sosyal aylıkların madde de belirtilen koşullara sahip olunması halinde Türkiye’ye geçiş yaptıktan sonra da devam edileceği, 2. maddesinde, bu sözleşmenin …… işgücü piyasası ek aylıklar sistemi (ATP) mevzuatı hakkında da uygulanacağı düzenlenmiştir.

Bu düzenlemelere göre davacının, 1970 yılından beri organizasyonda kayıtlı olduğu, 1994 yılından itibaren geçici maaş aldığı, 2000 yılından itibaren de emekli olana kadar erken emeklilik maaşı aldığı, 01.05.2005 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı aldığı, ayrıca, yılda ATP emekliliği de ödenmekte olduğu, 1996 yılından itibaren de ATP’ye herhangi bir prim yatırmadığı da belirtilmişti. Dairemizin bozma ilamında sonra yurtdışı yazışmaları sonucu, emekli aylıklarının transferi hakkındaki bilgi notu ile erken emeklilik ile ATP aylıklarının yurtdışına transferinin mümkün olduğu, yaşlılık aylığı, erken emeklilik aylığı ve maluliyet aylığı temel miktarları sürekli olarak Danimarka dışına gidilmesi durumunda da ilgililere gönderildiği belirtilmiştir.

Bu durumda mahkemece yapılacak iş; davacıya 3201 sayılı Yasa gereği borçlanma ödemesini yaparak yaşlılık aylığı bağlandıktan sonraki tarihlerde Danimarka sosyal güvenlik hükümlerine göre bağlanan aylıkların ve ATP ödemelerinin, Danimarka’da ikamet koşuluna bağlı ödemeler olup olmadığı, genel cevap verilmesi yerine, sadece yapılan ödemelerin türlerine ilişkin olarak cevap verilmesi istemi ile yeniden sorularak, ödemelerin ikamete dayalı olup olmadığı belirlendikten sonra mevcut delillere göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmiş olması isabetsizdir.

O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı N.B. vekili
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:




YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:

Davacı vekili, müvekkilinin yurt dışında geçen çalışmalarını, 3201 sayılı Kanun’a göre borçlandığını, Kurum tarafından 01.09.1994 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığını ve aylıkların 2006/1 aydan itibaren iptal edildiğini beyanla,
bağlanan yaşlılık aylıklarının kesilemeyeceğinin tespitiyle, aksine Kurum işleminin iptaline, 01.04.1994-18.01.2006 arası ödenen aylıkların geri istenemeyeceğine, 09.04.2003 tarihinde bankaca Kuruma iade edilen 2.531.872.904 TL`nin ve 22.01.2004 tarihinden itibaren aylıklarının ödenmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Yerel mahkemece; davacıya, Danimarka’dan 1.5.2005 `den itibaren normal emekli maaşı bağlandığından bu tarihte yurda kesin dönüş yapmış olduğu ve 506 sayılı Kanun’un geçici 81. maddesi uyarınca aylığa hak kazandığı gerekçesiyle; davacıya 1.5.2005 tarihinden itibaren aylık bağlanması gerektiğinin ve davalı kurumun 1.9.1994-30.4.2005 tarihleri arasındaki aylıkları geri isteyebileceği hususunun tespitine, aksi yöndeki kurum işleminin iptaline dair verdiği kararın, davacı vekilinin temyizi üzerine; Özel Daire’ce bozulmasından sonra bozmaya uyularak oluşturulan hüküm, Özel Daire’ce yukarıda metni yazılı gerekçe ile ikinci kez bozulmasına karar vermiş, yerel mahkemece, davacının, yurda kesin dönüş yapmamış olması ve Danimarka Sosyal Güvenlik Kurumunun, davacıya bağladığı emeklilik aylığının temel miktarlarının yanısıra yapılan ek aylık, yardım ve ödemelerinin (mali durumlarının kötü olması dolayısıyla bu kimselere ödenen şahsi yardım, ısınma yardımı, genel sağlık kapsamı dışında ayak bakımı, diş , fizik tedavi , psikolojik rehabilitasyon vb sağlık ekstra yardımı ) yapılabilmesi için Danimarka`da ikamet etme şartı bulunduğundan, açılan davanın reddine karar vermek gerektiği, zira davalı kurumun Türkiye`ye kesin dönüş yapmayan davacının, yaşlılık aylığını kesme işleminin mevzuata uygun olduğu, ayrıca bozma ilamına uyulup bu doğrultuda araştırmalar yapılıp, karar verilmiş iken yeniden aynı doğrultuda üstelik uluslararası bir araştırma yapılması istenmesinin İş Mahkemelerinin amacına, ve HMK nun 30. Maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.

Direnme hükmünü, davacı vekili temyize getirmiştir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; Mahkemece yapılan araştırmanın, kesilen yaşlılık aylığının tekrar bağlanabilmesi için gerekli olan, yurda kesin dönüş koşulunun ısbatına yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

3201 sayılı Kanun, kendisinden önce yürürlükte bulunan 2147 sayılı Kanun ile birlikte; yurt dışında çalışan Türk vatandaşlarına; yurt dışında çalıştıkları süreleri, döviz karşılığı borçlanma ve buna bağlı yaşlılık sigortasından yararlanma hakkı vermiş ve bu kişilerin, yurt dışındaki ülke sosyal güvenlik kuruluşları kapsamında sosyal güvenliklerine gerek kalmaksızın Türkiye`de sosyal güvenceye kavuşma hakkı tanımıştır. Böylece Türkiye`de çalışıp, belli bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunan Türk vatandaşları ile yurt dışında çalışanların sosyal güvenceleri açısından bir farklılık kalmamıştır.

3201 sayılı Kanun’un 6.maddesinde;
"A-Bu kanuna göre değerlendirilen sürelere istinaden aylık tahsisi yapılabilmesi için;
a)Yurda kesin dönülmüş olması,
b)Tahakkuk ettirilen döviz borcunun tamamının ödenmiş olması;
c)Döviz borcunun tamamının ödenmesinden sonra yazılı istekte bulunulması şarttır.
Yukarıdaki şartları yerine getirenlerden tahsise hak kazananların aylıkları, yazılı istek tarihini takip eden ay başından itibaren başlatılmak üzere ilgili sosyal güvenlik kurumu kanunu hükümlerine göre bağlanır.
B- Bu kanunun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında çalışmaya başlayanların çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ay başından itibaren aylıkları kesilir.
Bunlardan yeniden kesin dönüş yapanların, bu hizmetlerini 4`ncü madde hükümleri gereğince borçlanmaları şartıyla aylıkları bu süreler de dikkate alınarak yeniden hesaplanır. Bu borçlanmayı yapmayanların eski aylıkları yurda kesin dönüş tarihini takip eden ay başından itibaren müracaatları üzerine tekrar ödenmeye başlanır.” Hükmü bulunmakta olup,

3201 sayılı Kanun uyarınca yaşlılık aylığının bağlanabilmesi için “kesin dönüş” koşulunun varlığı aranmaktadır.

06.11.2008 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Yurtdışında Geçen Sürelerin Borçlandırılması ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin

“Aylığa Hak Kazanma ve Aylık Başlama tarihi” başlıklı 13. maddesinin 1/a bendinde de aylık bağlanabilme koşulları arasında “yurda kesin dönülmüş olması” sayılmıştır.

Aynı yönetmeliğin “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinin 1/d bendinde:
“Kesin dönüş: Aylık tahsis talebinde bulunanların yurtdışındaki çalışmalarının sona ermesini, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almamaları durumunu,” şeklinde tanımlanmıştır.

Yönetmelikteki, kesin dönüşün tanımında yer alan “sosyal sigorta ödeneği” ibaresinin, ne anlama geldiği ifade edilmektedir. Buna göre “sosyal sigorta ödeneği” çalışma yaşamı süresince karşılaşılan hastalık, iş kazası, meslek hastalığı veya işsizlik gibi riskler nedeniyle iş göremezlik veya işsizlik gibi adlar altında yapılan ödemeleri ifade etmektedir.

Tanımda geçen “sosyal yardım ödeneği” de, bulunulan ülke mevzuat kapsamında, geçimlerini sağlayacak hiçbir geliri olmayan veya mevcut gelirleriyle geçimlerini sağlamakta güçlük çeken kişilerin asgari geçim düzeyi ile sınırlı olmak üzere geçimlerinin sağlanması amacıyla kamu kurum ve kuruluşları tarafından muhtaçlık durumuna ve süresine göre ödenen ikamet şartına bağlı nakdi yardımlar anlaşılmaktadır. Bu nedenle, yurt dışı sürelerini borçlananlara aylık bağlanmasında, öncelikle yurt dışındaki çalışmaları ve varsa ikamete dayalı sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneklerinin sona ermesi şartının aranacağı, kesin dönüş ifadesinden, hiçbir şekilde mutlak anlamda yurt dışında bulunduğu ülkeden, Türkiye’ye döndükten sonra tekrar yurtdışına çıkış yapmama şeklinde anlaşılmaması gerekmektedir.

Açıklanan mevzuat hükümleri ve uygulama dikkate alındığında kanunda yer alan “kesin dönüş” olgusunun belirlenmesinde uygulama ve mevzuat dikkate alınarak bir değerlendirme yapmakta zorunluluk bulunmaktadır..

Bu yorum tarzı ile Anayasa’nın 62 maddesinde yer verilen
“Devlet, yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşlarının aile birliğinin, çocuklarının eğitiminin, kültür ihtiyaçlarının ve sosyal güvenliğinin sağlanması, anavatanla bağlarının korunması ve yurda dönüşlerine yardımcı olunması için gereken tedbirler alır.” hükmüne de uygun yorum yapılmış olacaktır.

Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.02.2012 tarih ve 2012/10-1148 E. 2013/261 K, sayılı kararında da aynı ilkeler vurgulanmıştır

Yukarıdaki açıklamaların ışığında, somut olay değerlendirildiğinde mahkemece, davacının “yurda kesin dönüş” koşulu ile ilgili, çalışma yaşamı süresince karşılaşılan hastalık, iş kazası, meslek hastalığı veya işsizlik gibi riskler nedeniyle iş göremezlik veya işsizlik gibi adlar altında bir ödeme almakta olup olmadığı ve yurt dışında bulunduğu ülke mevzuatı kapsamında, geçimlerini sağlayacak hiçbir geliri olmayan veya mevcut gelirleriyle geçimlerini sağlamakta güçlük çeken kişilerin asgari geçim düzeyi ile sınırlı olmak üzere geçimlerinin sağlanması amacıyla kamu kurum ve kuruluşları tarafından muhtaçlık durumuna ve süresine göre ödenek alıp almadığı konusu yöntemince araştırılmamıştır.

Yerel mahkemece, yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde, davacıya 3201 sayılı Kanun gereği borçlanma ödemesini yaparak yaşlılık aylığı bağlandıktan sonraki tarihlerde Danimarka sosyal güvenlik hükümlerine göre bağlanan aylıkların ve ATP ödemelerinin, Danimarka’da ikamet koşuluna bağlı ödemeler olup olmadığı ile ilgili araştırma yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

Aynı yöne işaret eden ve Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, yanılgılı gerekçe ile önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup; kararın bozulması gerekir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 5521 sayılı Kanun’un 8/son maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, oybirliğiyle karar verildi.
YHGK 26.02.2014 - K.2014/156
____________ oOo ____________
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Menfi Tespit Davası Sonrası İtirazın İptali Davası Açılması - Menfi Tespit Kararı Sonrası İptal Davasında Hüküm eser_29 Meslektaşların Soruları 2 01-04-2014 10:44
menfi tespitten sonra açılacak menfi tespit davası garani Meslektaşların Soruları 5 15-11-2013 13:06
Muhtaçlığın İptal Edilmesi , Muhtaçlık Maaşı ile ilgili Av.Harun Atalay Meslektaşların Soruları 3 24-12-2011 10:16
Menfi Tespit Davasının İstirdat Davasına Dönüşme(me)si- Tespit İlamının İnfazı halit pamuk Meslektaşların Soruları 9 14-10-2007 16:08


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03748894 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.