Avukatlık Kanunu m.1/1

AVUKATLIK BİR KAMU HİZMETİ DEĞİL, SERBEST MESLEKTİR.
GEREKÇELERİMİZ :
1."Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. " (Anayasa, Hak arama hürriyeti m. 36/1 .- 3.10.2001-4709).
2.Hiç kimse ... "... davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkını" kullanabilmek için avukat tutmak, avukatla sözleşme yapmak zorunda değildir.
3.Avukatın hukuksal yardımda bulunması bir zorunluluk değildir ; avukatın kendisine teklif edilen işi bir neden göstermeden reddedebilme hakkı vardır (Av.K.m 37 ).
4.Avukat “istifa” hakkını her zaman ve serbestçe kullanabilir .
5.Avukatlıktan elde edilen gelir “serbest meslek kazancı”dır (GVK.65/II).
6.Avukat, iş sahibine, devlete ve hatta topluma karşı bağımsızdır.
7.Avukatlık hizmetinde iş sahibi (müvekkile) karşı bile sürekli hizmet (kamu hizmeti !) taahhüdü yoktur.
8.Avukat, mesleki görüşü ile bağdaşmayan iş sahibinin talimatlarını savunmaya zorlanamaz (istifa ve azil gerekçesi).
9.Avukatlığın, "Kanunun tayin ettiği ahvalden maada resmi sıfatı veya icrası ait olduğu daireden verilecek ruhsatname ve şehadetname gibi vesikaya muhtaç olan bir meslek...” olması (TCK.m.35), hizmetin kamu hizmeti sayılmasına gerekçe olamaz. . Gerçekten “Avukatlık Ruhsatnamesi”nin alınması zorunluluğu; "avukat" sıfatının kullanılabilme ve mesleğin yapılabilme koşuludur. Ancak “görev ve yetkinin kullanılabilirliği”, iş sahibi (müvekkilin) varlığına ve iradesine bağlıdır.
10.Avukatın “kamusal gücü” doğrudan kullanabilme yetkisi yoktur.
Yorum hakkındaki görüşlerinizi bekliyorum.
Saygılarımla
Av. Hulusi METİN

Değerli meslektaşım,

Sizin yazınızı okurken aklıma bir konu ve soru takıldı, siz ne düşünüyorsunuz, fikrinizi almak istedim.

XXXX
-----
3.Avukatın hukuksal yardımda bulunması bir zorunluluk değildir ; avukatın kendisine teklif edilen işi bir neden göstermeden reddedebilme hakkı vardır (Av.K.m 37 ). [/alıntı Av.Hulusi Metin]

xxxxx
------



İdam ile yargılanan sanık (x) ' in tesadüfen dosyasını inceleyen Avukat (y), sanık hakkında önemli bir delilin atlandığını görüp, bu konuda mahkemeye yada sanık' a bilgi vermez ise, mevcut olan ve sanık' ın suçsuzluğunu ispatlayan delili gördüğü halde belirtmeyen Avukat (y) Bu menfi eylemi nedeniyle, Sanık' ın idamı halinde Ceza hukuku açısından hangi durumda değerlendirilir?

Üstad,

Ceza hukukunu iyi bilmediğimden, kurguda hata yapmış olabilirm. Şimdiden hoşgörünüze sığınıyorum...

Saygılarımla..[alıntı]

Sevgili Tikici,

Sorunuzla Cezacı meslektaşlarımızın da ilgisini çekebiliriz belki.
Ve bildiğim kadarıyla ...
“Haber vermek yükümlülüğü”nü düzenleyen TCK. hükümlerine göre (notlarımdan: TCK. m. 138, 151, 185, 226, 297) örneğin,
“ Bir kimsenin kanunsuz hapis olunduğunu haber alan salâhiyettar bir memur o kimsenin tahliyesi için icap eden muameleyi bizzat yapmağı veya icraya salahiyeti olan mercie bildirmeyi red veya ihmal veya tehir ederse bir aydan bir seneye kadar hapis ve .... liraya kadar ağır cezayı nakdi ile ... “ cezalandırılır (m. 185).

 Haber vermek yükümlülüğü ...
 Salâhiyettar memur ...

Kurgunuzdaki olayı m. 185 içeriğine de uyarlayabiliriz ...
Müvekkili (M) ile karakolda görüşmekte olan avukat (A), tesadüfen yurttaş (Y)’nin kanunsuz hapsedildiğini öğrenirse ...
Avukat, “haber verme”yle yükümlü sayılabilir mi ?

Kurgunuzdaki (vekil-müvekkil ilişkisinde taraf olmayan) avukatın durumu Ceza Yasasında düzenlenmemiştir. Soru etik, vicdan, insanlık bağlamında yanıtlanabilir.

Uygulamada,
o avukat (kamu hizmeti kaygısıyla değil !)
 Sanıkla veya sanığın savunmanıyla görüşüp, “Yardım” önerebilir.
 Hukuksal yardım ücreti gerektirir .

Ne dersiniz ... Avukatlık bir serbest meslek değil midir ?

Saygılarımla
Av. Hulusi Metin (İstanbul Barosu)

Değerli meslektaşım Av. Hulusi bey,

Avukatlık bir serbest meslektir. Bu ortada olan, herkesin kabul ettiği bir husustur.

Avukatlık hizmeti, Kamu hizmeti olarak değerlendirilmektedir ki bu husus da tartışmalı olmakla birlikte çoğunluk tarafından benimsenmektedir.

Sizin Kamu Hizmeti olmamalıdır şeklindeki görüşünüzü okurken, olayın bu boyutu ile birlikte İhmali suçlar açısından da değerlendirirsek, konuya farklı bir açı kazandırabilir miyiz diye düşündüm..

Hani Fakültede öğrenmiştik, yeni doğmuş çocuğa yemek vermeyerek pasif eylemle ölüme sebep olan annenin durumu gibi..

Kamu hizmeti olarak değerlendirdiğimizde benim sorum değişik bir hal alacaktır..

Saygılarımla..

Bir bakış, belki bir katkı.
Üstad METİN, şimdilerde canlanan tartışmaya bir süre önce işaret etmiş.
Tartışmayı yeniden gündeme taşımak ve konuyu zenginleştirmek yararlı olabilir.
...
Ankara Barosu Yaz 2009 sayısına bakarken Av.Şamil DEMİR
"Avukatla temsil zorunluluğu yoksa avukatlık hizmeti genel bir ihtiyaç değildir." diyor.
Bence de avukatlık kamu hizmeti değildir.
Aynı yazar,
"Kamu hizmeti sunan devlet bunu yaparken kamu gücünü de kullanabilir, oysa avukatın doğrudan kamu gücünü kullanma yetkisi yoktur" diyor.
Bu düşünceye katılıyorum.
Bu açıdan da avukatlık kamu hizmeti değildir.
Ne dersiniz? Avukatlık, Avukatlık Kanunu'nda tanımlandığı üzere bir kamu hizmeti midir?