Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Emekli maaşının yükseltilmesi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 08-03-2017, 13:03   #1
redrum

 
Varsayılan Emekli maaşının yükseltilmesi

İyi günler,

Bir müvekkilim uzun yıllar çalıştığı şirkete karşı iş davasını kazandığını, tazminatlarını aldığını, şirketin kendisini asgari ücretli göstermesine rağmen şirketin fazladan yatırdığı paraların banka dekontlarıyla ispatlandığını söylemekte ve sgk'dan emekli maaşının yükseltilmesini istemektedir. Açıkçası bu konuda bilgi sahibi değilim. Bunun yolu nedir, bu hususta bir dava açmak gerekliyse davanın konusu ne olacaktır? Yardımcı olursanız memnun olurum.
Old 09-03-2017, 13:17   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

10.Hukuk Dairesi
Esas: 2016/10015
Karar: 2017/231
Karar Tarihi: 19.01.2017


SGK İLE İLGİLİ TESPİT DAVASI - DAVACI TARAFINDAN AÇILAN İŞÇİ ALACAĞI DAVASI ESAS ALINARAK HÜKÜM KURULMUŞSA DA SÖZ KONUSU ESASLAR DAHİLİNDEKİ DELİLLER CELP EDİLİP SONUCUNA GÖRE KARAR VERİLMESİ GEREKTİĞİ - HÜKMÜN BOZULMASI

ÖZET: Tespite karar verilen sürede davacının aldığı aylığın tespitinde, davacı tarafından açılan işçi alacağı davası esas alınarak hüküm kurulmuşsa da, söz konusu esaslar dahilindeki deliller celp edilip, değerlendirildikten sonra, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma sonucu hüküm kurulması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. Hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

(506 S. K. m. 77, 78) (5510 S. K. m. 80, 82) (1086 S. K. m. 288, 289)

Dava ve Karar: Dava, prime esas kazanç tespiti istemine ilişkindir.

Mahkemece, ilamından belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Davacı, davalı işverene ait işyerinde 1993 yılı Ocak ile 2009 yılı Temmuz ayı arasında çalıştığı süre zarfındaki gerçek ücretinin tespitini talep etmiştir. Mahkemece davacının prime esas ücretinin son ay itibariyle brüt 2.000,00 TL olduğunun tespitine karar verilmiştir.

Prime esas kazanç tutarının tespiti davasının 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca yasal dayanağı 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 77 ve 5510 sayılı Kanunun 80. maddesidir. Bu kapsamda davacı işçinin, işin ve işyerinin kapsam ve niteliği dikkate alınarak, ücretinin ve davalı Sosyal Güvenlik Kurumu’na davalı işveren/işverenler tarafından ödenen ve ödenmesi gereken primlerin miktarının belirlenebilmesi amacıyla, prime esas kazancın tespitinde, gerçek ücretin esas alınması koşuldur.

Gerçek ücret; sigortalının kıdemi, yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre ödenmesi gereken ücrettir. Hizmet akdinin tarafları görünüşte bir ücret belirlemiş olabilirler, ancak bu ücret tarafların aralarında kararlaştırdıkları gerçek ücret olmayabilir. Uygulamada bazen taraflar arasında kararlaştırılmış olan gerçek ücret (örneğin SSK primlerini daha az ödemek amacıyla) bordroya yansıtılmamakta, daha düşük (örneğin asgari ücret) gösterilmektedir. Bu gibi durumlarda yargıç tarafından gerçek ücretin saptanması yoluna gidilmelidir (Prof. Dr. S. Süzek, İş Hukuku, 2. Bası, Beta Yayınları, Sy:287).

Davanın niteliği gereği, çalışma olgusunun her türlü delille ispatlanabilmesine karşılık ücretin ispatında bu denli bir serbestlik söz konusu değildir. Çalışma olgusunun her türlü delille kanıtlanması olanağı bulunmakla birlikte; Hukuk Genel Kurulu’nun 2005/21-409 E., 2005/413 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 288. maddesindeki yazılı sınırları aşan ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır.

Ücret miktarı HMK’nun Geçici 1. maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle HUMK 288. maddesinde belirtilen sınırları aşıyorsa, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe haiz olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, işçinin imzasının bulunduğu aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları gibi delillerle sigortalının imzasını taşıyan ücret bordroları veya hizmet sözleşmesinde yazılı olan ücretin gerçek olmadığı kanıtlanabilir.

Yazılı delille ispat sınırın altında kalan miktar için yine HMK’nun Geçici 1. maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle HUMK’nun 289. maddesi gereğince tanık dinletilebilir. Tespiti istenen miktar sınırı aşıyor olsa bile varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa tanık dinletilmesi mümkündür.

506 sayılı Kanunun 78. maddesinde ve 5510 sayılı Kanunun 82. maddesinde prime esas günlük kazançların alt ve üst sınırlarının ne olacağı gösterilmiştir. Günlük kazancın alt sınırı HUMK’nun 288. maddesinde belirtilen sınırı aşıyorsa ücretin yazılı delille saptanması gereğinin pratikte bir önemi kalmayacaktır. Zira 506 sayılı Kanunun 78. maddesine göre, “....günlük kazançları alt sınırın altında olan sigortalılar ile ücretsiz çalışan sigortalıların günlük kazançları alt sınır üzerinden hesaplanır”. 82. madde de bu düzenlemeye paralel bir hüküm içermektedir. Ücretin alt sınırla tespit edilen miktardan fazla olması halinde ise günlük kazancın hesaplanmasında asgari ücret esas alınır.

Tespite karar verilen sürede davacının aldığı aylığın tespitinde, davacı tarafından açılan işçi alacağı davası esas alınarak hüküm kurulmuşsa da, yukarıdaki esaslar dahilindeki deliller celp edilip, değerlendirildikten sonra, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına, temyiz harcının istek halinde davalı ...San. Tic. A.Ş.'ye iadesine, 19.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 09-03-2017, 13:19   #3
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

10.Hukuk Dairesi
Esas: 2016/2155
Karar: 2016/7812
Karar Tarihi: 10.05.2016


SİGORTA PRİMİNE ESAS KAZANÇ TUTARININ TESPİTİ İSTEMİ - İMZALI BELGELERİN AKSİNİN ANCAK EŞ DEĞER BELGELERLE KANITLANMASI GEREKTİĞİ - YAZILI DELİLLER ARAŞTIRILMASI VE BUNA GÖRE BİR KARARA VARILMASI - EKSİK İNCELEME - HÜKMÜN BOZULDUĞU

ÖZET: Mahkemece yapılması gereken imzalı belgelerin aksinin ancak eş değer belgelerle kanıtlanması gerektiği hususu dikkate alınarak yazılı deliller araştırılmalı ve buna göre bir karara varılmalıdır. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

(506 S. K. m. 77) (5510 S. K. m. 80) (1086 S. K. m. 288, 289, 292) (6100 S. K. m. 200, 202, Geç. m. 1) (YHGK 20.10.2010 T. 2010/10-480 E. 2010/523 K.) (YHGK 20.10.2010 T. 2010/10-481 E. 2010/524 K.) (YHGK 20.10.2010 T. 2010/10-482 E. 2010/525 K.) (YHGK 19.10.2011 T. 2011/10-608 E. 2011/649 K.)(YHGK 19.06.2013 T. 2012/10-1617 E. 2013/850 K.)

Dava: Dava, sigorta primine esas kazanç (ücret) tutarının tespiti istemine ilişkindir.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hükmün davalılar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Karar: Somut olay incelendiğinde; davacının davalı işyerinde 15.06.1997-12.02.2012 ve bu süre boyunca sigorta primlerinin eksik yatırıldığı, iş bu dava ile primlerin gerçek maaş üzerinden yatırılması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istenildiği görülmüştür.

Mahkemece, 01.10.2011 tarihi öncesindeki ücretin asgari ücret olduğuna, 01.10.2011 tarihinden sonraki dönem yönünden ise tanık beyanları ve emsal ücret araştırması sonuçları ve davacının kıdemi kriter alınarak 01.10.2011-31.12.2011 devresinde aylık brüt 1.212,45 TL, 01.01.2012-30.06.2012 devresinde aylık brüt 1.283,70 TL, 01.07.2012-10.12.2012 devresinde aylık brüt 1.361,92 TL olduğunun tespitine karar verildiği görülmüştür.

Hizmet akdine tabi olarak geçen ve davalı Kuruma bildirilen zorunlu sigortalılık sürelerinde asgari ücretin üzerinde ücretle çalışıldığının tespitine ilişkin davanın yasal dayanakları olan 506 sayılı Kanunun “Prime esas ücretler” başlığını taşıyan 77. maddesinin 1. fıkrası ile 5510 sayılı Kanunun “Prime esas kazançlar” başlıklı 80. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, sigortalıların prime esas kazançlarının nasıl belirleneceği açıklanmıştır.

Diğer taraftan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun; 288. maddesinde, bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri belirli bir tutarı geçtiği takdirde senetle kanıtlanması gerektiği, bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri, ödeme veya borçtan kurtarma (ibra) gibi herhangi bir sebeple belirli bir tutardan aşağı düşse bile senetsiz kanıtlanamayacağı bildirilmiş, 289. maddesinde, 288. madde uyarınca senetle kanıtlanması gereken konularda yukarıdaki hükümler hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati durumunda tanık dinlenebileceği, 292. maddesinde de, senetle kanıtlanması zorunlu konularda yazılı bir delil başlangıcı varsa tanık dinlenebileceği açıklanarak delil başlangıcının, dava konusunun tamamen kanıtlanmasına yeterli olmamakla birlikte, bunun var olduğunu gösteren ve aleyhine sunulmuş olan tarafça verilen kağıt ve belgeler olduğu belirtilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 200. ve 202. maddelerinde de bu düzenlemeler korunarak senetle kanıtlama zorunluluğunda parasal sınır 2.500 TL. olarak belirlenmiş, anılan Kanunun geçici 1. maddesinin 2. fıkrasında, bu Kanunun, senetle ispat, istinaf ve temyiz ile temyizde duruşma yapılmasına ilişkin parasal sınırlarla ilgili hükümlerinin Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan dava ve işlerde uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır. Şu durumda senetle kanıtlamada parasal sınırlar; 2005 yılı için 400 TL., 2006 yılı için 430 TL., 2007 yılı için 460 TL., 2008 yılı için 490 TL., 2009 yılı için 540 TL., 2010 yılı için 550 TL., 2011 yılı için 590 TL., 01.10.2011 gününden itibaren açılan davalar yönünden ise 01.10.2011 tarihinden itibaren 2.500 TL. olarak uygulanmaktadır.

Kuruma ödenmesi gereken sigorta primlerinin hesabında gerçek ücretin/kazancın esas alınması gerekmekte olup hizmet tespiti davalarının kamusal niteliği gereği, çalışma olgusu her türlü kanıtla ispatlanabilmesine karşın ücret konusunda aynı genişlikte ispat serbestliği söz konusu değildir ve değinilen maddelerde yazılı sınırları aşan ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Ücret tutarı maddede belirtilen sınırları aştığı takdirde, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe sahip olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, sigortalının imzasını içeren aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle kanıtlanması olanaklıdır. Yazılı delille ispat sınırının altında kalan miktar için tanık dinlenebileceği gibi, tespiti istenen miktar sınırı aşsa dahi varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa tanık dinlenmesi mümkündür. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.10.2010 gün ve 2010/10-480 Esas - 2010/523 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10-481 Esas - 2010/524 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10-482 Esas - 2010/525 Karar, 19.10.2011 gün ve 2011/10-608 Esas - 2011/649 Karar, 19.06.2013 gün ve 2012/10-1617 Esas - 2013/850 Karar sayılı ilamlarında da aynı görüş ve yaklaşım benimsenmiştir.

Davacının maaşı olarak yatırılan tutarlar ile davacının imzasını içeren ücret ödeme bordroları ve ücret hesap pusulalarında yazılı miktarlar karşılaştırılmalı, banka kayıtları araştırılmalı, banka kayıtları varsa veya ücret ödeme bordrolarında davacı imzası yer alıyorsa bunların yazılı delil niteliğinde olduğu gözetilmeli, bu durumda imzalı belgelerin aksinin ancak eş değer belgelerle kanıtlanması gerektiği dikkate alınmalıdır.

Önemle belirtilmelidir ki bu tür davalarda senetle kanıtlama zorunluluğu yönünden brüt ücretin dikkate alınması gerekmekte olup öngörülen parasal sınırları aşmayan ücret alma iddialarında, dönemsel sigorta primleri bordroları ile aylık prim ve hizmet belgelerinde bildirimleri yapılan sigortalıların bilgi ve görgülerine başvurulmalı, ilgili meslek örgütlerinden ücret araştırması yapılmalı, yazılı delil başlangıcı niteliğindeki deliler ve toplanan tüm kanıtlar değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.

Anılan yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, 01.10.2011 tarihinden önceki dönem yönünden mahkemece verilen karar isabetli bulunmuştur.

İş bu dava da ise; bordro tanığı ve emsal ücret araştırması sonucu ücret tespiti yapılamaz. Zira uyuşmazlık konusu dönemin tamamında ücret ödeme bordrolarında davacı imzası bulunmaktadır ve her ne kadar davacı tarafından işini kaybetme korkusuyla bordroların imzalandığı söylenmişse de, bu iddia de imzaların davacıya ait olduğu hususunda herhangi bir tereddüde mahal vermemektedir.

Yukarıdaki bilgiler ışığı altında; mahkemece yapılması gereken imzalı belgelerin aksinin ancak eş değer belgelerle kanıtlanması gerektiği hususu dikkate alınarak yukarıda izah edilen yazılı deliller araştırılmalı ve buna göre bir karara varılmalıdır.

Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ...'e iadesine, 10.05.2016 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Emekli Maaşının Kesilmesinde İcra Aşamasında Muvafakat Verilmesi Halinde Daha Sonra Şikayet yoluna gidilerek Emekli Maaşı Üzerindeki Haciz Kaldırıl mı tiryakim Meslektaşların Soruları 10 05-07-2012 09:16
emekli maaşının haczi av.kadirpolat Meslektaşların Soruları 3 26-04-2012 17:31
emekli maaşının yükseltilmesi için dava açılabilir mi? akarsu Meslektaşların Soruları 1 25-10-2010 10:33
Emekli Maaşının intikali jurist27 Meslektaşların Soruları 0 17-06-2010 13:15


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04856896 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.