Ogs GİŞesİnde Yayaya Çarpma Maddİ Manevİ Tazmİnat

değerli Meslektaşlar,

forumda aradım ama bulamadım.aracıyla, Ogs ile otoyola girecek olan müvekkil, Gişede ogs cihazı okunmadığından (yani cihazdan "dıt!" sesi gelmediğinden, arabasını, otobana giriş yönünde içerisinde yol arkadaşı da olduğu halde, park ediyor ve karayolları görevlilerine yaya olarak durumu anlatıyor. Karayolları görevlileri ise ogs cihazını "el ile" gişede okutabileceğini söyledikleri için aracından çıkardığı ogs cihazını eliyle ogs gişesinin sol kısmından okutmaya çalışırken, hızla gelen bir araç müvekkile sol ön kaput ve sol dikiz aynası ile çarpıyor. müvekkil havada bir kaç takla attıktan sonra yere düşüyor ve şuurunu kaybediyor. trafik polisi tutanakta "otoyola yaya girişi yasak" olduğundan %100 kusuru yaya olan müvekkile veriyor. halbu ki yaya iki türlü: 1- örn. çoban olarak otoyol kenarındasın fakat otoyola girdin 120 km hız ile bir araba sana çarptı (salt yaya anlayışı) otoyola girmesi yasak 2. yaya anlayışı: otoyol girişleri ücret toplama istasyonları gibi yerler yayaların istisnaen bulunacağı yerler kabul edilmiş. ve hız limitleri konulmuş. (örn:gişe geçiş hızı 30 km), savcılıkta trafik polisinin tutanağındaki "çoban yaya" statüsüne soktuğu müvekkile verdiği tam kusur neticesinde takipsizliği de vermiş takipsizlik kararı mahalle muhtarına da aylar önce bırakılmış.

ardında 2 ay yatarak süren bir nörolojik tedaviden sonra taburcu oluyor. müvekkil ssk emeklisi ve şahıs şirketi olan bir nalbur dükkanının gayrı resmi ortağı.
1-dava araç sahibine, şoföre, sigorta şirketine, ogsyi el ile okutma telkininden dolayı karayollarına karşı açılabilirmi, maddi tazminat talebi kısmen sembolik olarak açılıp daha sonra ıslah edilebilinir mi, manevi tazminatta nasıl olsa karşı taraf vekalet ücreti istenilen manevi tazminat yerine hakimin daha düşük bir tazminata hükmetmesi neticesi o kadarın %... si olacağından fazlaca istenebilir mi
ayrıca iş göremezlikten kaynaklanan kazanç kaybı, -işlerini takip edememekten kaynaklanan işyerini kapatma korkusuyla- ayrıca hastane masrafları ssk tarafından karşılanmış fakat yol masrafları, ve eşinin gelir kaybından dolayı bebek bakıcılığı ve evlere temizliğe giderek ev ekonmisine katkı yapmaya çalışması bu durumda müvekkilin ailevi yaşamının bozulması v.b. gibi talepler maddi manevi tazminat talebine esas mıdır.
2- trafik polisinin tutanağındaki tam kusur ile hakim bağlı mıdır. takipsizlik kararı tazminat istemlerini etkiler mi?.

Sayın Mererem, sorunuzu bildiğim kadarıyla cevaplandırayım.Davayı araç sürcüsü ve işleteni açısından tüm talepleriniz için, sigorta şirketi açısından maddi talepleriniz için açabilirsiniz.Karayolları konusunda tam karar veremedim. Arada illiyet bağı olup olmadığını değerlendirmek lazım.Maddi tazminat talebi kısmen açılıp daha sonra ıslah edilebilir.Burada ıslah tarihine kadar zamanaşımı süresinin dolmamasına dikkat edin.Manevi tazminat talebini kısmen isteyemezsiniz.Manevi tazminatla ilgili soruyu tam anlayamadım ancak sanırım karşı taraf vekalet ücretini düşünüyorsunuz.Bu konuda tarifede açık hüküm var buraya bakabilirsiniz.Maddi tazminat talepleri yönünden kaza nedeniyle yoksun kalınan gelirleri, yapılan giderleri isteyebilirsiniz.Bununla birlikte en önemli durum kaza nediniyle müvekkilinizde çalışma gücü kaybı olup olmadığı.Bu konuda mutlaka bir değerlendirme yapın.Trafik polisinin tutanağındaki kusur oranıyla hakim bağlı değildir.Kendisi bilirkişi incelemesi yaptıracaktır.

Sayın Mererem, kaza gece mi gündüz mü meydana gelmiş?

Sayın Av. Murat'ın görüşlerine aynen katılıyor, emekleri için teşekkür ediyorum. Kaza gece olmuş ise , araçların ışık kullanabilecek şekilde havanın karardığı, sürücünün davalının gece vakti yayayı uzaktan fark edemeyebileciği, ancak yanına gelince anlayabileceği ve bu sırada çarpabileceği nazara alındığında kusurundan söz edilemez. Zira gişede insan bulunması mutad bir durum değildir.
Kaza gündüz vakti meyrdana gelmiş ise kanımca çarpan sürücünün kusurundan söz edilebileceği gibi, karayollarının hizmet kusurundan da söz edilebilir. Karayolları Genel Müdürlüğü’nün kamu kurumu niteliğinde olduğu; davaya konu yol yapımının, bakım ve korunmasının da görevleri arasında bulunduğu açıktır. Diğer yandan, bir kamu kurumu tarafından kamu yasaları uyarınca yapılmış olan tesislere bakma ve o tesisleri kullanma yükümlülüğü yine kamu yasalarından doğan bir yükümlülüktür. O halde, anılan nitelikteki bir kamu tesisinin gerek yapılmasındaki, gerekse kullanılması veya korunmasındaki kusurdan doğan zararlar; idari karar ve eylemlerden doğan zararlar niteliğinde bulunduğundan ödetilmesi istekleri 11.2.1959 günlü ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın II. Bendi hükmünce tam yargı davasının konusunu oluştururlar. Bu nitelikteki davaların ise idari yargı yerinde açılması gerekir. Bunun için öncelikle İYUK 13/1 uyarınca Karayollarına dilekçe ile başvurarak maddi ve manevi tazminat talep etmeniz, bu talebinizin açıkça veya cevap verilmeyerek zımnen reddi halinde idare yargıda dava açmanız gerekir.
İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.

Tam yargı davalarında, öncelikle zarara yol açtığı öne sürülen idari işlem veya eylemin hukuka uygunluğunun denetlenmesi esas alındığından, olayın oluşumu ve zararın niteliği irdelenip, idarenin hizmet kusuru olup olmadığının araştırılması, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk ilkelerinin uygulanıp uygulanmayacağının incelenmesi, tazminata hükmedilirken de her halde sorumluluk sebebinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir.

İdarenin hizmet kusuru nedeniyle sorumluluğu, idarece yürütülen hizmetin kuruluşunda, düzenlenmesinde ve işleyişinde ortaya çıkan her türlü bozukluk, aksaklık ve eksikliktir. Bu bağlamda hizmet kusuru, özel hukuktaki anlamından uzaklaşarak nesnelleşen, anonim bir niteliğe sahip, bağımsız karakteri olan bir kusurdur. Hizmet kusurundan dolayı sorumluluk, idarenin sorumluluğunun doğrudan doğruya ve asli nedenini oluşturmaktadır.
İYİ ÇALIŞMALAR DİLERİM. KOLAY GELSİN

cevaplarınız için teşekkür ederim. gerçi kaza olalı 1 yıl geçti bu arada davayı zaten açtım. yanlış mı açtım doğru mu açtım bilemiyorum. fakat netice i talebimde zaten sigorta şirketine "poliçe miktarı ile sınırlı kalmak kaydıyla" diyerek davamı maddi zarar için yönelttim.
bu arada kaza gündüz vakti meydana geldi. ayrıca tam yargı davası açmak ispat vesikalarını örn; tanık, keşif bilirkişi incelemesi, celp edilecek dosyalar bakımından bana pek sıcak gelmedi. Asliye hukuk ta bu daha kolay olacaktır diye düşünerek ve nedensellik bağının bir zinciri olduğu için karayollarına karşı dava açıldı.

şimdi trafik polislerinin tutmuş olduğu tutanak aksi sabit oluncaya kadar geçerli evraklardan değildir. dolayısıyla aksi her halde ispatlanabilir. OGS geçişlerinde sürücünün 30 km hız sınırına uyması gerekmektedir. sanırım sizin olayınızda böyle bir uyma söz konusu değil bu nedenle tali kusurda olsa sürücünün kusuru bulunmaktadır. hukuk davası açabilmek için KTK ya göre 2 yıllık bir zamanaşımı süresi var. hukuk davası sırasında Karayolları Trafik hukuku konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla kusuru tespit ettirmeniz mümkündür.