Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Hakim Ve Savcıların Niteliği Sorunu!!

Yanıt
Old 10-08-2002, 21:32   #1
aristo

 
Varsayılan Hakim Ve Savcıların Niteliği Sorunu!!

Hakim ve savcıların uyguladıkları hukuka son derece hakim olması lüzumu,adaletin öncelikli temel sorunudur.Çok iyi yetişmiş, hukuku yaşamsal alana en iyi şekilde uygulayan saygıdeğer hakim ve savcılarımızın az olmadığına inanıyorum ancak ne var ki bunların sayıları gittikçe azalmaktadır.
Ne yazık ki günümüzde hakim ve savcılar da mesleğe yeni başlayan avukatlar gibi zamanla tecrübe kazanmak yolu ile yetkin olmaya çalışıyorlar;tabii tecrübe çok önemlidir ancak adalet duygusu tecrübe yolunda harcanmaya bırakılmamalı,hukuk devletinde yargının kurbanları, adalete güven duymak isteyen hakkını arayan insanlar olmamalıdır.Neler mi oluyor?
- Test usulü ösym sınavı ile 4 senelik yetersiz hukuk fakültesi eğitimi mezunu hakim ve savcı olmaya hak kazanıyor;önce 1 senelik avukat adaylarının da iyi bilidiği hiç bir şey kazandırmayan malum adliye stajını tamamlıyor sonra 1 sene de hakim ve savcılar eğitim merkezinde esaslı ama yetersiz bir eğitimden geçiriliyor bu iki sene sonunda hakim ve savcı olarak başlıyorlar.
-iş yükü fazla olan yargı yerlerinde çalışan ve kendisine ağır sorumluluklar verilen,terfi sistemleri içerisinde başarıyı yakalamaya çalışan yeni hakim ve savcı, sosyal hayattan kopmak zorunda kalarak adalet dağıtma telaşına giriyor.
-trafik nasıl affetmezse adalet de affetmez yapılan hatalar bazen insan hayatını feci şekilde etkiler;trafik kazalarının %30'u karayolları hatalarından kaynaklanıyor ise de kalan %70'i sürücü hatalarından kaynaklanmaktadır.Bu nedenle kolay ehliyet vermek yerine çok iyi bir eğitim ve çok iyi bir sınav sonucu sürücü yetiştirmek gereklidir.İnsan hayatı hakkında karar verenlerinde çok iyi bir eğitim ve çok iyi bir sınav sonucu yetişmeleri gereklidir.
-Avukatlık mesleğinin iyileştirilmesi,iyi avukat yetişmesi konularında her zaman fikir yürütülmekte ve bunun sağlanmasına yönelik avukatlık sınavı getirilmiştir.Ancak hakim ve savcılar için yeterlilik sınavı düşünülmemiştir.
-Meslekte tecrübeli ve bilgili avukatlar neden hakim ve savcı olamazlar?Önceden en az beş yıllık avukat isterse hakim ve savcı olabiliyormuş
Bu konuyla ilgili tartışılması gereken daha çok şey var; ben şimdilik kısaca değinmeye çalıştım.
Selam ve saygılar..
Old 12-08-2002, 22:34   #2
coolhandluke

 
Varsayılan

Yazdıklarınızın ana teması konusunda size katıldığımı belirterek başlamak istiyorum.Ancak nitelik sorunu tüm türkiyenin sorunuysa da Hakimlik ve savcılık mesleğinde nitelik tartışılır hale gelmişse mutlaka dikkat çeken bir gelişme olarak addedilmeli.Diğer yandan bu konunun abartıldığı kanısındayım.Birincisi sizinde bahsettiğiniz gibi test de olsa klasik usulde olsa imtihanla hakim ve savcı adaylığı başlıyor.daha sonra 1 buçuk yıl mahkeme ,savcılık
icra daireleri, noter, cezaevi (Ankaradakiler için Yargıtay stajı da ek olarak)aşamaları ile staj devam ediyor .6 ay ise Ankara'da eğitim merkezinde derslerle ve sınavlarla geçen ayrı bir bölüm geçiliyor.Eğitim merkezinin sonunda ise yine sınav var.Şimdi mahkeme stajının coğu yerde verimli geçmediği bilinmekle beraber büyükşehir adliyeleri dışında birçok adliyelerde belli kalemlerde oldukça iyi staj tecrübesi kazanıldığı da bir gerçek.Bir stajyerin bilgi ve görgü olarak kazanımları öncelikle kendi arzusu nispetinde daha sonra da iyi bir yönlendirme ve staj alanının uygun ortama sahip olmasıyla artabileceği kanaatindeyim.Böyle olunca staj sırasında başarı önce kendi çabası sonra tecrübeli olan hakim ve savcıların katkısı ve kalemlerinde uygun ortam olması gerekir.Bilhassa büyük şehirlerde iş çokluğu nedeniyle stajyerlerle ilgilenilme oranı düşüyor. Bazen de çok azalıyor.Diğer yandan gerek iş cokluğu gerek fiziki mekanın elverişsizliği gerek birkısım kalemlerde memurların stajyeri kalemde istememesi sebebiyle staj arzulandığı yapıya kavuşmuyor.Ama bu demek değil ki boş geçiyor. Birçok hakim ve savcının hakim ve savcı adaylarına (hatta avukat adaylarına)belli günlerde ders verdiğini, dosyaları verip incelettiğini ve kendi görüşlerinin ne olduğunu sorduğunu, kararları yazdırıp işlemleri yaptırdığını da biliyorum.Elbette ki yeterli değildir bırakın bilgisayarı daktilonun olmadığı 3. 4 kişilik kaleme 1 kişinin baktığı hakimin 2500 3000 dosyayı incelediği bir adliyede herhalde mükemmel bir staj sistemi de olamazdı sanırım.Yine eğitim merkezinin de oldukça faydalı olduğunu bu konuda akedemiye doğru giden bir çalışmanın da devam ettiğini belirtmek istiyorum.Öte yandan her ne kadar eksiklikleri varsa da meslek içinde terfi sistemi ve kendi oto kontrol mekanizması ile hakim ve savcıların meslek içinde boşverip niteliği düşürme olasılığı diğer tüm kurumlara göre daha az olduğunu düşünüyorum .(Avukatların bazıları karşı çıksa da )Çünkü gerek mesleğin başlangıcı ve staja alınırken güvenlık soruşturmaları diğer taraftan meslekte diğer kurumlardan daha titiz çalışan iş denetimi ve mesleki ve özel yaşamlarda hassasiyetle durulması (mesleğin yapısı da bu titizliği gerektirmektedir.)karşısında nitelik konusunda konusulmakla beraber zaaf içersinde de değildir.Şimdi yazıyı okuyan bazıları hemen aklına ''şu bunu yapıyordu bu bunu yapıyordu ''şeklinde bir düşünce getirebirir.Ancak ben de birçok hakim ve savcı tanıyorum ki hiç bir meslekte olmadığı kadar ;hakkında en ufak kötü bir söz söylenmemesi için çabalayan ,alışveriş yaptığı sırada mesleğim zedelenmesin diye pazarlık yapmayıp aldığı eşyaya herhangi bir vatandaşın aldığı fiyattan yüzde 20 25 fazla para veren, küçük yerlerde ileride davası önüme gelir yanlış anlaşılır diye devlet memurları ile bile dostluk kurmaya çekinen,başkaları cumartesi pazar gezerken dosyaları yığmış çuval çuval kadastro dosyası inceleyen, kurayı çektikten sonra evinde çamaşır makinesini almadan koşup 1,5 maaşını hukuk kitaplarına veren,terör bölgesinde jandarma güvenlik bile vermese vatandaşın hakkı zayi olmasın diye bir katip bir mübaşir bir şöförle keşfe ,tespite giden,4 saat çamurlu patikalarda derelerde yürüyüp keşif yada otopsi mahalline ulaşan evine döndüğünde eşinin ve çocuklarının kendisini kıyafetlerinden tanıyamadığı ve bunlardan şikayet etmeyen sadece arkadaşlarına anı olarak anlatan.Dediğim gibi bazıları hemen aksi yönde örnekler de verecektir.Ama örnek diye verilen şahısları da camiada coğu kişi bilir ve bu örnekler tahminlerden de çok azdır.Tabiki yukarıda yazdıklarım nitelik açısından tam bir tanımlama değildir.Mutlaka hakim ve savcıların bilgi ve tecrübe konusunda şu anki durumlarından çok daha iyi noktaya gelmesi gerekmektedir.Çünkü meslek ne kadar zor olursa olsun hayat şartları ne kadar boğucu olursa olsun insanlar hakim ve savcının hukuki hatasından zarar görürse eksiklikler zorluklar mazeret sayılamaz.Diğer yandan yeterlilik sınavı yazmıssınız ve avukatlık sınavını örnek göstermişsiniz.Birincisi benim görüşüme göre bu sınav yeterllik kaygısından ziyade hukuk fakültesi mezunlarının avukatlığa başlamasının sınırlanarak gittikçe bozulan avukatlar arasında gelir düşmesine önlem olarak konuldu.Sonuçta bir nebze kaliteyi arttırabilir ancak dediğim gibi amaç nitelik kaygısı değildi.Bu uzun zamandır dile getirilen bir görüş.Çünkü açılan hukuk fakültesini önleyemiyorsan sınav getir avukat olanları önle.Eğer amaç nitelik olsaydı avukatlığa alınma için gereken şartlarda 1 yıldan fazla ağır hapis veya 2 yıldan fazla hapis cezasıyla mahkum olmamak şartı niye getirilsin. Bu sınır daha önceki yasada 1 yıl hapisti.Son yasayla iki katına çıktı.(hakimlik ve savcılıkta ise her miktarda ağır hapis ve 3 ay hapis sınırdır.) İkincisi hukuk fakültesiden sonra avukatlık sınavı yeni yasalaştı oysa yazının başında siz de yazmışsınız hakimlik sınavı senelerdir var.Ayrıca tam işlemese de eğitim merkezi sonunda yine sınav var.O zaman kastedilen nedir?Mevcut sınav sistemi geliştirilebilir.Ancak 2 tane mi sınav kastediyorsunuz 3 tane daha mı ?Sınavların çözüm olmadığını sistemi geliştirip eğitim ve öğretim anında bilgiyi ve görgüyü artırıp ezbercilikten kurtulmamız gerektiğini düşünen sorgulayan tartişan özgür kişiler yetiştirdiğimiz zaman zaten bu niteliğe sahip insanların mesleğe alınmada öne çıkması gerektiğini farketmemiz gerekiyor sanırım.Hukuk fakültelerine binlerce insanı doldur ;hocasız ,binasız fakültelerde insanlara umut ver ,okul bitince de dur sınav yapacağız yine istediğin sayıya ulaşamazsan yine sınav yapacagız de.Öyle olacagına ulkenın hukukçu ihtiyacına göre okul olsa burada çağdaş ve çok iyi bir eğitim verilse ve insanlar istediği mesleği seçmekte özgür olsa daha iyi değil mi? Herkesin hukukun değerini bildiği günleri hep birlikte görmek dileğiyle.Saygılarımla.
Old 13-08-2002, 22:22   #3
aristo

 
Varsayılan

Alıntı:
meslek ne kadar zor olursa olsun hayat şartları ne kadar boğucu olursa olsun insanlar hakim ve savcının hukuki hatasından zarar görürse eksiklikler zorluklar mazeret sayılamaz.


sayın coolhandluke,
benim tartışmaya açtığım asıl konu, yukarıdaki alıntı yaptığım cümlenizle sizinde çok güzel vurguladığınız konudur.

hakim ve savcılarımızın ülkemizde bir çok zorluklar içinde adalet dağıtmaya çalışmaları konusundaki anlattıklarınızın hepsi ne yazık ki doğrudur.Bu sıkıntılar içinde görevini en iyi şekilde yapmaya çalışan hakim ve savcılarımızı gerçekten kutluyorum.Hakim ve savcılarımızın bu sıkıntılarını en iyi bilenler,hiç bir zaman yardım ve desteklerini esirgemeyecek olanlar yine bizler yani,avukatlar olacağından şüpheniz olmasın.
Yalnız değilsiniz!,
Gelin hukuk mücadelesinde birlikte,omuz omuza yürüyelim!,
ve lütfen,bizleri(avukatları),karşınızda gibi görmeyin!
selam ve saygılar..
Old 20-10-2002, 17:39   #4
ege

 
Varsayılan

Merhaba;

Gerilerde kalmış bu konuyu aslında bütün gerçekleriyle ortaya
konulup tartışılması gereken bir konu olarak düşünüyorum.
Adaletin "ADİL" dağıtılabilmesi için madalyonun tüm yüzlerini birlikte görmemiz gerekir.
Eğitim,bilgi ve tecrübe kadar çalışma koşulları ve maddi zorluklar her anlamda içiçe değerlendirilmelidir.
Kürsünün ön tarafında yaşanılanlar ile arka tarafında yaşanılanları aslında en iyi bilenler bizleriz.(hakim-savcı-avukat bağlamında)

Bu konunun başlangıcı Hakim-savcı ve Avukatların Niteliği olarak değiştirilirse birbirimizi taraf sıfatıyla değerlendirmeden ve umarım ki Sn. Meslekdaşlarım kadar Sn.Hakim ve Savcı meslekdaşlarımızın da "katılımıyla" bir açık konuşma platformu oluşturabiliriz.
Birbirimizden ve sistemimizin işleyişinden şikayetlerimiz kadar çözüm önerilerimizi de tartışıp belki çıkış noktaları tespit edebiliriz.
Saygılarımla.
Old 26-01-2003, 01:44   #5
keremim

 
Olumsuz Kişiler önemlidir.

Sayın Aristo;
Konu çok önemli ancak kısaca açıklamaya çalışacağım.
Yapılan görevlerin şartları ,nerede,nasıl, nekadar üçretle yapıldığı gibi açılardan alırsak bir çok farklı görevleri yapan ( Asgari üçretle yaşamını idame ettirmeye çalışan çok zor şartlarda ve ağır işlerde çalışan, sıcak odada değil soğukta çalışan, günün 8 saat ve fazlasını çalışmak zorunda kalan VS. gibi) vatandaşlarımıza haksızlık yaparız diye düşünüyorum.(Balıkesinden yazan vatandaşımız bakış açısı gibi ) .
Eğer adalette verilen maaşa ve şartlarına göre dağıtılacak diye düşünenler varsa bu ülkemizin geleceği içinde çok üzücü ve düşündürücüdür.
Meslektaşlarımın çoğundan duyduklarım malesef üzücüdür. Cumhuriyetimizin kurulduğu günden bu güne kadar çalışma koşulları ve diğer imkanları açısından objektif olarak bir değerlendirme yaparsak bu gün varılan noktanın çok iyi olduğunu görürüz.Sorun eksikleri ortaya koyup arkasına sığınmak değil eksikleri gidermeye çalışmaktır diye düşünüyorum.
Eğer mahkemelerde ciddi bir dosya yığılması varsa bu işlerin zamanında yapılmamasından kaynaklanmaktadır.Bu konuda istisnalar olabilir ancak genelleştirilemez. yargıç ve C.Savcılarının günlük çalışma saatlerine bakıldığında ve okumaya, araştırmaya vs gibi etik faaliyetlerine bakıldığında bu sorunun cevaplarının ortaya çıkacağına inanıyorum. Aynı zamanda okey, kağıt oyunlarına ve zamanın hoyratça harcandığı zaman dilimleri de incelendiğinde bunun daha iyi anlaşılacağını sanıyorum.
Ben de 18 yıldır bu işin içindeyim. Aynı şartlara rağmen bir çok kez devirlerimde sıfır dosya devrettim. Hele bu gün için bilgisayarların kullanımının artığı ortamda artık davaların daha kısa sürede bitirilmesi gerekirken malesef konformist yaşam şekillerinden dolayı değişen bir şey olmadığı ortadadır.
Kısaca değişimin ve gelişimin en büyük nedeni insandır yani kişilerdir.Dolayısı ile Yargıç ve C. Savcılarımız isterlerse , çalışırlarsa ve zaman ayırırlarsa mesleğin eski saygınlığının fazlası ve hakedildiği gibi olmaması için bir neden yok diye düşünüyorum.
saygılarımla C.Savcısı
Old 23-03-2003, 00:09   #6
Av.Fahri ALİMOĞLU

 
Varsayılan

Sevgili Keremim;
Görüşlerine katılıyorum. Bilgisayarı yaşamına katmayı becerebilmiş bir hukuçu zamana daha kolay hükmedebilir. Şimdi hangi parayla filan demesin kimse. Yargıç ve sevcıların çok iyi maaş aldığını söylemiyorum ancak yinde bir bilgisyara edinemeyecek kadar az da değil.
Biraz teknoloji, biraz çalışkanlık bi parçada göreve ilgi, herşeyi olmasa bile çok şeyi çözer
Selamlar sevgiler
Old 25-03-2003, 17:04   #7
Av.Ayhan ERDOĞAN

 
Kitap MÜCRİM ÇOĞALINCA CÜRÜM ZAİL OLUR

Ülkemizdeki Üniversite eğitiminden soyutlanmış Hakim, Savcı ya da Avukatların mesleki nitelikleri tartışması bana, biraz eksiklik içerir gibi geliyor. Öncelikle, üniversite eğitimi ele alındığında görülecektir ki; üniversite hocaları bilimsel üretim yapmadan ve hatta bilimsel hırsızlık yöntemi kullanarak tez verenler tarafından istila edilmiş durumdadır.
Üniversitede verilen eğitimin (!) bize bir hukukçu kimliği kazandırmadığı gibi mesleki olarak yeterlilik bile kazandırmadığı ortadadır.
Zira tartışma meslek üzerinden ağırlıkla yapılmakta ve fakat hukukçu kimliği üzerinden yürütülmemektedir. Bu demek değildir ki; mesleki tartışma yapılamaz. Tabii ki yapılır ancak, bir tartışmada mesleki yetersizlik genellemeye yönelik yapılıp tartışılıyorsa burada mesleki eğitimin alınmasına ilişkin bir sorun var demektir.
Üniversitede hukukçu kimliği kazanamdığımızdan (kendimi katmada bir beis görmüyorum, ancak olmaya çalışıyorum) ileride avukat, hakim yada savcı kimliği ile kendimizi ifade etmekte ve bu ifade ediş biçimi dava kazanma kaybetme, dosya bitirme dava açma gibi mesleki ama asla hukuki olmayan parametlerle ölçümleri kullanmamıza sebep olmaktadır.
Sakın olaki, bu parametlerin kullanılmasının yanlış olduğunu söylediğim düşünülmesin, sadece verilen hükümlerin, kapatılan dosyaların, hazırlanan iddiarnamelerin ya da avukatlarca kazanılan davaların, (malum avukat dava kazanır) ya da kısa zamanda verilmiş bir hükmün ölçüme esas alınması yetmez, aynı zamanda yargılamanın yapılış biçimi ile verilen kararın adil ve hukuka uygun olması gerekir.
Bu bazı zaman meri kanunlar nedeniyle hukuka aykırı bir hüküm dahi oluşturabilir. Zira, her yazılı metin usulüne uygun hazırlandığı sürece kanunlaştırılması mümkün olması açısından kanun niteliğini alabilir ancak, her kanun salt kanun olması sebebiyle hukuka uygun bir metin anlamınıda kazanmasına yetmez.
Bu nedenle Üniversite eğitiminde aynı sıraları paylaşan dostların daha sonra bulundukları koşulların etkisi ile bilincini oluşturması ve bilinçle beraber okuduğu ve aynı işlevin parçası olanlara yabancılaşması sadece ve sadece hukukçu kimliğinin kazanılması ile aşılabilir. Bu ise genel olarak yaşadığımız ortamın bilincimizi oluşturmasını engellemek ve bizim bilincimizle yaşadığımız ortamı değiştirme gücümüzü kazanmış olmamız ile izah edilebilir.
Sonuç olarak, niceliğin niteliği yendiği bir cehalet dönemini yaşayan dünyanın bizlerde Türkiye'deki parçalarıyız. Yapılması gereken iş Üniversitedeki Hukuk eğitimini hukukçu yetiştirebilecek hale getirmekle işe başlamaktır. Hukuk felsefesi ve sosyolojisinin üvertür ders olmaktan çıktığını düşünce ve toplumların gelişim tarihlerini bilen kendi yazdığı tezlerle hukuk gelişimine katkıda bulunmuş hocaların bulunduğu bir eğitim. Bu yetmez, bunun devamında sav ve savunmanın aynı yetki ve koşullarda olduğu, adliyenin sadece hakime bırakıldığı ve terfi ile tayinde ve disiplinde ve ücretinde hakime hakimden başkasının karışmadığı bir sistem. Devamla, sav'ın hazırladığı iddianamelerin sonucunda kurulan hüküm oranının mesleki yeterliliğinin ölçülmesinde parametlerden biri olarak alındığı bir sistem. Savunmanın bu işin sadece para kısmını değil hukukun gerçekleşmesinde içtihat yaratan hukuka aykırı yönetmelik, yasa iptali sağlamaya yönelik davalar açmayı da hedeflediği bir hukuk alemi yaratılması gerekir.
Yaşadığımız ortama bir bakın böylesi verimli bir ortamdan bahsedebilirmiyiz.
Şu anki sorun, hakim savcı yada avukat sorunundan evvel hukukçu kimliğinin yitirilmesi sorunudur. Hukuku ihlal konusunda üç meslek gurubu yarışma halindedir. ve unutmayalım ki, mücrim çoğalınca cürüm zail olur.
Old 25-03-2003, 22:33   #8
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Hakimler, Savcılar, Adliye Çalışanları,

''Köy okullarına çocuk kitapları
Adliyelere hukuk kitapları ''

''Adliyelere kütüphane''

''Kitapsız adalet yapraksız ağaca benzer''

''İçtihatlar bedava olmalı''
Hiç olmazsa hakimlere... ''

Bu sloganlara sizin de ekleyecekleriniz vardır.

Ekleyiniz!!!

Saygılarımla

Bir Dost
Old 20-05-2007, 18:39   #9
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

4 yılda ne çok şey değişmiş:

Hakim savcıların maaşları düzenlendi.
Hakim savcılara bilgisayar verildi.
Hakim savcılara içtihatlar bedava ulaşıyor.
Bütün mevzuat bilgisayara yüklenmiş: Kitaba gerek kalmamış.

4 yıl önce yakınılan konular ortadan kalkmış: Geride sadece yargı bağımsızlığı ve iş yoğunluğu kalmış.

Hakimlerin sorunu hukukun sorunudur.

(Asıl konuya yanıt: Diğer yerleri bilmiyorum ama benim İzmir'de gördüğüm kadarıyla 'hakimlerin niteliği' diye bir sorun yok. Geçen 4 yıl içinde bütün temel kanunlar değiştiği halde hakim ve savcılar bu değişikliklere çabucak sarsıntısız ayak uydurdu. Bu hızlı uyum bile kutlanası bir başarıdır. Hakim ve savcıların iş yoğunluğuna karşı gösterdikleri sabır, sebat ve dirayet de ayrıca kutlanmalı.)

Saygılarımla
Old 22-05-2007, 11:44   #10
Av.Y.Selim ÜSTÜN

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım . Hakimler iyi Savcılar iyi Avukatlar süper. İyi güzelde bu ülkede hukuk niye işlemiyor. Toplumda niçin adalet mekanizmasının işlemediği (ağır aksak değil bizatihi işlemediği) düşüncesi yaygın kanaat. Eski bir söz vardır iyi hukuk sistemi mükemmel kanunlarla değil iyi hukukçularla oluşturulur ..

İlk önce niçin hakim olmak istemiyoruz. Mesleğe başladıktan sonra 7-8 yıl geçiren meslektaşlar eğer başarılı olduysa kesinlikle hakim olmak istemiyor. Çok doğal çünkü evet avukatlar hakimlerden çok kazanıyor.. Eğer meslekte 7-8 yıl geçiren bir avukat mesleğinde başarılı olamadıysa zaten hakim veya savcılığa geçtiğinde aynı şekilde devam ediyor.

İstisnalar olmakla beraber eğer hukuk nosyonunuz iyiyse ve yeterli çalışmayı gösteriyorsanız hangi kolundan giderseniz gidin bu meslekte "avukatlık, hakimlik ve savcılıkta" başarılı oluyorsunuz.

Peki çözüm ne olabilir. Hakimlik ve savcılık meslekleri cazip hale getirilmelidir.Gerek maddi gerek manevi açıdan. Sınavı mülakatı bir tarafa bırakın, hukuk fakültesini dereceyle bitirenleri adalet bakanlığı bünyesine alabilmek için uğraşı göstermelidir.
Mesela ÖSS'de en yüksek puanla öğrenci kabul eden ilk 4 fakülteden ilk 10 a girerek mezun olanları adalet bakanlığı doğrudan Yargıtay'da staja almalıdır.Daha yüksek maaş vermelidir.Stjları bittiğinde imkan nispetinde Yargıtay'da ve kurulması öngörülen bölge mahkemlerinde kullanmalıdır.

Arkadaşlar marifet iltifata tabidir. Eğer Yargıçlık statüsüne meslekte başarılı insanların gelmesi isteniyorsa o insanlara avukatlıkta elde edebileceği imkanlardan daha iyi imkanların sunulması gereklidir. Bireysel olarak çevremdeki gördüğüm mesleki aksaklıkları sunmayı meslek dışında kişilerin okuyabileceği endişesiyle uygun görmüyorum..

Saygılarımla.
Old 24-05-2007, 14:24   #11
Av. Canan

 
Varsayılan

bENCE ŞUANDA İŞ YÜKLERİNİN FAZLALIĞI DIŞINDA ÖZLÜK HAKLARI VE MAAŞLARI GAYET İYİ AYRICA TOPLUMDA GÖRDÜKLERİ SAYGINLIKTA ÇOK BÜYÜK. ASIL SORUN HAKİM VE SAVCILARIN AVUKATLARA KARŞI DAVRANIŞ TARZI SİZİ BAŞLARININ BELASI OLARAK GÖREN BİR ZİHNİYET VAR. halbuki avukatlar yargının ayaklarından biridir ama bunun daha meslektaşlarımız bile bilmiyor. davaya girerken yerlere kadar eğilip çokmuhterem saygın hakimefendim diyenler var. Nedir bu yaa
Old 24-05-2007, 15:44   #12
tiyerianri

 
Varsayılan

Sayın unknownwriter dediğinizi yapalım ve her hakime ve savcıya aylık 10000 ytl ve türlü sosyal imkanlar verelim adalet sistemi düzelecek mi? Bence de sorun maddi değil.Sayın avukat Canan'ın söylediklerinin altına ben de imzamı atıyorum eğer izin verirse...Saygılar
Old 25-05-2007, 11:36   #13
Av. Canan

 
Varsayılan

Desteğiniz için çok teşekkürler bana katılmanıza sevindim. Avukatlık mesleğinin en önemli problemi itibar katbıdır.Ve toplumun herkesiminden saldırıya uğramaktadır. Ayrıca hakim ve savcıyken bu mesleği yapılamaz hale getirenler emekli olunca bu mesleğe girmektedirler. Gerçekten şaşırtıcı. Artık avukatlık herkesin bari avukatlık bürosu açayım mantığından kurtulmalı...
Old 25-05-2007, 12:24   #14
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Av.Canan

İtibar başkaları tarafından verilen bir değerdir. Kişi ya da meslek kendi kendine itibar atfedemez. Eğer avukatlık mesleği itibar kaybediyorsa bunun nedeni hakimlerin davranışında mı? Müvekkilin bakışında mı? Mübaşirin gözünde mi?

İtibar kaybının en önemli nedenini çok doğru tespit etmişsiniz: "Artık avukatlık herkesin bari avukatlık bürosu açayım mantığından kurtulmalı..." Bence de mesleğe kabul koşulları yeniden düzenlenmeli. Ama sizin sözünüz emekli hakim savcılar için söylenmemeli:

Emekli hakimlerin avukatlık mesleğine zarar getirmeyeceğini, tam tersine deneyimleri ile yarar getireceğini düşünüyorum. Zaten kişisel gözlemim emekli hakim savcıların avukatlık yapmadığı yolunda. En azından İzmir'de böyle.

Saygılarımla
Old 25-05-2007, 17:09   #15
Av. Canan

 
Varsayılan

Bu formun başlığı hakim ve savcılarla ilgili olduğu için özellikle onlardan bahsettim. Bu örneği de avukatlığın herhangi şarta ve koşula bağlı olmadan çok kolay bir şekilde olunan bir meslek olmasından kaynaklı.Oysa mesleğimiz kamu düzeni ilkesi ile doğrudan ilintili bir meslektir. 65 yaşında emekli olan bir hakim avukat olabiliyorsa bir avukatta emekli olunca hakim olmalı çünkü bir avukatında yargılamaya katıcağı çok şey vardır. Bence önce kendi içimizde bize dayatılan kompleksleri yenmeliyiz. Ve mesleğimize sahip çıkmalıyız.Artık gerçekten birşeyler yapılmalı... Ve bu meslek için bazı nitelikler ve şartlar aranmalı...Gerçekten Türkiyede hukukçu olarak olması en kolay şey şekli anlamda söylüyorum, Nedir derseniz herkesin vericeği yanıt çoğunluk avukatlıktır.(Bana göre en özverili,riskli ve zor olanı avukatlık) Oysa hakim olmak için sınav, noter olmak için sıra var yaa avukatlık için lütfeeen ehliyet için bile sınav var....
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Aşkın Hukuki Niteliği ! :))) Sibel Site Lokali 38 20-09-2012 20:54
Zararın niteliği mehmet sirn Meslektaşların Soruları 1 06-12-2006 01:00
Hakim ve savcıların maaşları artacak. fkb Hukuk Haberleri 10 01-09-2006 15:33
Hakim ve savcıların maaşınnda artış yapacak kanun taslağı PINAR YILMAZ Hukuk Haberleri 0 21-08-2006 11:34


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07157612 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.