Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Vekalet Ücretİ

Yanıt
Old 27-03-2009, 18:20   #1
Av. Tevrat DURAN

 
Dikkat Vekalet Ücretİ

Basin İŞ Kanununa Dayali İŞÇİlİk AlacaĞi Davasinda Ödenmeyen Ücretlere GÜnlÜk % 5 Gecİkme Faİzİ Uygulanmaktadir. Mahkemeler Bk 44. Maddesİ Uyarinca Hakkanİyet İndİrİmİ Uygulamaktadir Kİ Bu Uygulamada % 90 Lara Varmaktadir. ÖrneĞİn % 5 Gecİkme Faİzİ 100 Lİra Olsun Hakkanİyet İndİrİmİ İle Bu Rakam 10 Lİraya DÜŞÜrÜlmektedİr. Benİm Sorum İndİrİlen Bu 90 Lİra İÇİn Davali Vekİlİ Lehİne Yargilama Gİderlerİnden Olan Vekalet Ücretİnİn HÜkmedİlİp HÜkmedİlemeyeceĞİ. İlgİnİz İÇİn TeŞekkÜr Ederİm.
Old 29-03-2009, 20:57   #2
Adli Tip

 
Varsayılan

Sayin Meslektasim;

Neticede davada talep ettiginiz miktarin altinda bir rakama hukmediliyorsa; bu, takdiri indirim sebebiyle olsa da karsi vekalet ucretine hukmediliyor.

Saygilar.
Old 30-03-2009, 11:33   #3
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,

Normalde hakkaniyet indiriminde hesaplanan kısmi red kararlarında karşı yan lehine vekalet ücreti hükmedilmemesi gerekir. Ne var ki, aşağıdaki ikinci kararda da belirtildiği üzere, hakkaniyet indirimi niteliğinde olmayan ve hayatın olağan akışına aykırı salt tanık ifadeleriyle ispatlanmış fazla çalışma ve hafta tatili gibi ücretler de yapılan indirimlerde avukatla temsil edilen davalı lehine vekalet ücretine hükmedilir.

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/4093
K. 2002/4511
T. 16.5.2002
• İŞ KAZASI SONUCU ÖLÜMDEN DOĞAN MADDİ TAZMİNAT ( Hakkaniyete Uygun İndirim Suretiyle Karar Vermek Gereği )
• HAKKANİYETE UYGUN İNDİRİM SURETİYLE KARAR VERMEK GEREĞİ ( İş Kazası Sonucu Ölümünden Doğan Maddi Tazminat )
• MADDİ TAZMİNAT ( İş Kazası Sonucu Ölümünden Doğan - Hakkaniyete Uygun İndirim Suretiyle Karar Vermek Gereği )
818/m.43,44
ÖZET : Davacı murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Tarafların hal ve mevkiine, kusur oranlarına, olayın oluşuna ve olay tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiz ile birlikte hükmedilen maddi tazminat miktarına göre, olayda B.K.'nun 43. maddesi gereğince % 25 oranında hakkaniyete uygun indirim uygulanmak suretiyle maddi tazminata karar vermek gerekirken bu hususun gözetilmeyerek karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.

DAVA : Davacı murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.

Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü:

KARAR : 1-Dosyadaki yazılara,toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddine;

2-Tarafların hal ve mevkiine, kusur oranlarına, olayın oluşuna ve olay tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiz ile birlikte hükmedilen maddi tazminat miktarına göre, olayda B.K.'nun 43. maddesi gereğince % 25 oranında hakkaniyete uygun indirim uygulanmak suretiyle 11.552.385.292 TL maddi tazminata karar vermek gerekirken bu hususun gözetilmeyerek 25.255.586.824 TL maddi tazminata karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Ne varki bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı H.U.M.K'nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü hüküm fıkrasının tamamen silinerek yerine ....,

Hüküm tarihinde yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesine göre vekil ile temsil edilen davacı yararına hüküm altına alınan maddi tazminat miktarı üzerinden 833.143.118 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, maddi tazminatın kısmen reddi, davacıya ödenen gelirlerin peşin sermaye değerlerinde yargılama sırasında meydana gelen artışlarla, B.K.'nun 43. maddesi gereğince yapılan takdiri indirimden kaynaklandığından davalı yararına vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 16.5.2002 gününde oyçokluğuyla karar verildi.


Alıntı:
T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/16612
K. 2008/10306
T. 25.9.2008
• İŞÇİLİK ALACAKLARI ( Davacının İsteklerinin Kısmen Kabul Edilmiş Olmasına Göre Reddedilen Bölüm Üzerinden Vekille Temsil Edilen Davalı Yararına Tarife Hükümleri Dikkate Alınarak Vekalet Ücretine Hükmedilmesi Gerektiği )
• İŞ AKTİNİN HAKSIZ FESHİNE DAYALI TAZMİNAT ( Davacının İsteklerinin Kısmen Kabul Edilmiş Olmasına Göre Reddedilen Bölüm Üzerinden Vekille Temsil Edilen Davalı Yararına Tarife Hükümleri Dikkate Alınarak Vekalet Ücretine Hükmedilmesi Gerektiği )
• REDDEDİLEN KISIM ÜZERİNDEN VEKALET ÜCRETİ ( İş Aktinin Haksız Feshine Dayalı Tazminat - Davacının İsteklerinin Kısmen Kabul Edilmiş Olmasına Göre Reddedilen Bölüm Üzerinden Vekille Temsil Edilen Davalı Yararına Tarife Hükümleri Dikkate Alınarak Hükmedilmesi Gerektiği )
• FAZLA ÇALIŞMA ALACAĞINDAN İNDİRİM YAPILMASI ( Reddedilen Bölüm Üzerinden Vekille Temsil Edilen Davalı Yararına Tarife Hükümleri Dikkate Alınarak Vekalet Ücretine Karar Verilmesi Gerektiği )
4857/m.41
1086/m.423
ÖZET : Davacı iş aktinin haklı neden olmadan feshedildiğini ileri sürerek tazminat ve bazı işçilik alacakları talep etmiştir.

Davacının isteklerinin kısmen kabul edilmiş olmasına göre reddedilen bölüm üzerinden vekille temsil edilen davalı yararına tarife hükümleri dikkate alınarak vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken, fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacaklarının kısmen reddinin hakkaniyet indiriminden kaynaklandığından bahisle vekalet ücretinin takdir edilmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Old 30-03-2009, 12:44   #4
Adli Tip

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/9345
K. 2008/6366
T. 25.3.2008
• FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETİNDEN TAKDİRİ İNDİRİM YAPILMASI ( Davacı Tarafın Kendisini Avukat İle Temsil Ettirmesi Durumunda Reddedilen Kısım İçin Davalı Yararına Avukatlık Ücretine Hükmedilmesi Gerektiği )
• AVUKATLIK / VEKALET ÜCRETİ ( Fazla Çalışma Süresinden İndirim Olmakla Davacı Tarafın Kendisini Avukat İle Temsil Ettirmesi Durumunda Reddedilen Kısım İçin Davalı Yararına Hükmedilmesi Gerektiği )
4857/m.41,68
1136/m.164
ÖZET : Fazla çalışma ücretinden indirimi öngören bir yasal düzenleme olmasa da, Yargıtay’ın yapılmasını öngördüğü bu indirimi, çalışma süresinden indirim olarak algılamak gerekir. Bir başka anlatımla, örneğin günde üç saat fazla çalışma yerine iki saat fazla çalışmanın yapıldığının kabulünün hakkaniyete uygun olacağı şeklinde anlaşılmalıdır. Fazla çalışma ücretinden yapılacak indirim aslında kabul edilen fazla çalışma süresinden indirim olmakla, davacı tarafın kendisini avukat ile temsil ettirmesi durumunda reddedilen kısım için davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekir.

DAVA : Davacı, fazla mesai tatil çalışmaları karşılığı ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi B.Kar tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.

Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Bordroda fazla çalışma bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde işçi fazla çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir.

Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir.

İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazı kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazı kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazı kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.

İşyerinde en üst düzey konumda çalışan işçinin görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretinin ödenmesi durumunda ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanılması olanaklı değildir. Bununla birlikte üst düzey yönetici konumunda olan işçiye aynı yerde görev ve talimat veren bir yönetici ya da şirket ortağı bulunması durumunda, işçinin çalışma gün ve saatlerini kendisinin belirlediğinden söz edilemeyeceğinden yasal sınırlamaları aşan çalışmalar için fazla çalışma talep hakkı doğar.

İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, yılda 90 gün ve 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir. O halde işçinin anılan sınırlamaların ötesinde fazla çalışmayı kanıtlaması durumunda fark fazla çalışma ücretinin ödenmesi gerekir.

Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.

Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanununun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.

Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda, işçinin uzun süre aynı şekilde fazla mesai yapması, yasal ve mazeret izni kullanması, hastalık, tatil günleri gibi nedenlerle hayatın olağan akışına uygun düşmediği, bu nedenle hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır ( Yargıtay 9.HD. 28.4.2005 gün 2004/ 24398 E, 2005/ 14779 K. ve Yargıtay 9.HD. 9.12.2004 gün 2004/ 11620 E, 2004/ 27020 K. ). Fazla çalışma ücretinden indirimi öngören bir yasal düzenleme olmasa da, Yargıtay’ın yapılmasını öngördüğü bu indirimi, çalışma süresinden indirim olarak algılamak gerekir. Bir başka anlatımla, örneğin günde üç saat fazla çalışma yerine iki saat fazla çalışmanın yapıldığının kabulünün hakkaniyete uygun olacağı şeklinde anlaşılmalıdır. Fazla çalışma ücretinden yapılacak indirim aslında kabul edilen fazla çalışma süresinden indirim olmakla, davacı tarafın kendisini avukat ile temsil ettirmesi durumunda reddedilen kısım için davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekir. Zira burada belirlenen bir miktar vardır ve yargılama giderinden olan avukatlık ücretinin ret ve kabul oranına göre resen belirlenmesi zorunludur. Ancak, fazla çalışmanın takdiri delil niteliğindeki tanık anlatımları yerine, yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.

Somut uyuşmazlıkta, tanık anlatımlarına ve emsal dava dosyalarına göre, davalı işyerinde satış müfettişi olarak çalışan davacının yaz sezonun sayılan Nisan-Eylül ayları arasında haftada 9 saat, kış sezonu sayılan Ekim-Mart ayları haftada 5 saat fazla mesai yaptığı anlaşılmaktadır. Aslında bu olgu mahkemenin de kabulündedir. Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda, zamanaşımı dikkate alınarak dava tarihine göre 21.11.1998 tarihinden itibaren hesaplama yapılması gerekirken, 01.04.1999 tarihinden itibaren fazla mesai yaptığının kabulü hatalıdır.

Keza davacının yaz sezonu 6 aylık dönemde haftada 9 saatten 216 saat, kışın ise haftada 5 saat fazla mesai yaptığı kabul edilmesine ve bu kabule göre kış sezonu toplam 120 saat fazla mesai ücreti hesaplanması gerekirken, özellikle 01.10.1999-30.03.2000 tarihleri arası toplam 432 saat üzerinden hesaplanan alacağın hüküm altına alınması isabetsizdir.

3.Diğer taraftan, kısmi redde göre, reddedilen miktar üzerinden davalı yararına vekalet ücretine karar verilmemesi de hatalıdır.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak : Kazancı

Saygılar,
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Vekalet Ücretİ av.murat kılıç Meslektaşların Soruları 20 02-03-2009 21:48
Vekalet Ücretİ Nil Şeker Meslektaşların Soruları 2 04-12-2008 12:13
Vekalet Ücretİ eflatun1983 Meslektaşların Soruları 4 18-09-2008 09:37
Vekalet Ücretİ Av. O. TEKGUL Meslektaşların Soruları 4 19-02-2007 12:46


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03399396 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.