Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Maddi manevi tazminat-anlaşmalı boşanma

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 19-04-2012, 10:11   #1
sebepsiz zenginleşme

 
Varsayılan Maddi manevi tazminat-anlaşmalı boşanma

Bilindiği üzere anlaşmalı boşanma davasında tarafların her konuda anlaşmaları gerekir velayet nafaka tazminat eşya sorum şu;maddi manevi tazminat davası açma hakkı tarafların boşanma kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde saklıdır desek bu madde de anlaşamamışsınız deyip protokolum red edermi gidin ya isteyin yada istemiyorum şeklinde yazmalısınız der mi hakim
Old 19-04-2012, 11:02   #2
iemrah

 
Varsayılan

Sizinde belirtmiş olduğunuz gibi, taraflar her konuda anlaşmış olmaları gereklidir. kaldı ki, çekişmeli boşanmalarda asıl sorun tazminat meselesidir. Bu konuda anlaşamadıkları için anlaşma yoluna gitmeden boşanma davaları açılmaktadır. Söylediğiniz husus anlaşmada şüphe olduğununu taşır.


YARGITAYIN KABUL ETTİĞİ İÇTİHATLARINDA DA BELİRTTİĞİ ÜZERE,

EVLİLİK EN AZ BİR YIL SÜRMÜŞSE, EŞLERİN BİRLİKTE BAŞVURMASI YA DA BİR EŞİN DİĞERİNİN DA VASİNİ KABUL ETMESİ HALİNDE EVLİLİK BİRLİĞİ TEMELİNDEN SARSILMIŞ SAYILIR. BOŞANMA KARARI VERİLEBİLMESİ İÇİN EŞLERİN SERBEST İRADELERİYLE BELİRLEYECEKLERİ ANLAŞMAYI HAKİMİN UYGUN BULMASI ŞARTTIR.
Taraflar tek bir konuda anlaşamamış olsalar dahi, Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca delil toplanmadan karar verilemez. Bu gibi haller de tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde delilleri toplanıp Türk Medeni Kanununun 166 maddesinin 1, 2. ve 4. fıkralarına göre değerlendirme yapılmalıdır.
Old 19-04-2012, 11:31   #3
egemen48

 
Varsayılan

bu durumda siz tazminatta anlaşamamış sadece tazminat hususunda ne yapılacağı konusunda anlaşmış olursunuz ve kanımca bu durumda anlaşmalı boşanma gerçekleşmez
Old 19-04-2012, 11:38   #4
cizre

 
Varsayılan

ben de tam tersini düşünüyorum. Tazminat hususunu atiye bırakarak bir anlaşma yapılmıştır. Zaten bu konu hiç düzenlenmemiş de olabilirdi. Amaç boşanmadır. Diğer hususlarda anlaşıp anlaşmadıklarını Hakim sormaz.
Old 19-04-2012, 12:04   #5
iemrah

 
Varsayılan

Amaç; ANLAŞMALI boşanma ise, daha önceki cevabımda belirttiğim gibi, ANLAŞMA ortadan kalkmış olacak, boşanma çekişmeli hale dönüşecektir,bu kanaatindeyim.
Old 19-04-2012, 12:16   #6
sebepsiz zenginleşme

 
Varsayılan

Amaç boşanmak adam iflas etmiş bulunduğundan ilerleyen yıllarda durumunu düzeltirse müvekkilinde hakları zayi olmasın diye bu yolu yani maddi manevi tazminat konusunda ne yolu izleyeceğimiz konusunda anlaştık benim bildiğim kadarıyla hakim sormakta her konuda anlaştınız mı diye eğer bana duruşmada maddi manevi tazminatıda anlaşma yapılmamış derse biz sonra kararımızı veririm dersem size göre çekişmeliye dönecek benim moralim bozulacak oysaki ortada anlaşma var kanun maddi manevi tazminatların boşanmanın kesinleşmesinden sonrada açılabileceğini söyler e ben boşanmadan sonra neden açamayacakmışım ki kanunda var bu ille de anlaşmalıya yazmak zorunda dğilimki
Old 20-04-2012, 12:16   #7
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Konu ilgimi çekti ve tazminat isteklerinin saklı tutularak anlaşmalı boşanma gerçekleştirilebileceğini düşünüyorum.

TMK.166. maddesi ilgili bölümünde aynen; "...Bu halde boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır..." dermektedir.

Burada kastedilenin, bir taraf nafaka istiyorum derken diğer tarafın vermeyeceğim dememesidir.

Ama şu da bir anlaşmadır bence; Maddi ve manevi tazminat isteklerim saklı kalmak üzere veya atiye bırakıyorum. Bu cümleye karşı taraf itiraz etmiyorsa, daha sonra tazminat istemi ile dava açılma ihtimalini gögüsleyerek şu günkü şartlara evet diyorsa anlaşmışlar demektir. Düşüncesindeyim.

Ve bu düşünce ile yaptığım araştırmada iki adet yargıtay kararına rastladım. Ekliyorum.

Alıntı:
T.C. YARGITAY

3.Hukuk Dairesi
Esas: 2004/8712
Karar: 2004/9486
Karar Tarihi: 21.09.2004


Dava: Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar: Dava dilekçesinde, boşanmakla yoksulluğa düşüldüğü, anlaşmalı boşanmada nafaka hakkının saklı tutulduğu ileri sürülerek yoksulluk nafakasına hükmedilmesi istenilmiş; mahkemece, tarafların boşanmasına ilişkin ilamda, yoksulluk nafakası istenmediği böylece nafaka takdirine yer olmadığı yönünde hüküm kurulduğu gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir.

TMK. nun 175. maddesinde; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak kaydıyla diğer taraftan nafaka isteyebileceği düzenlenmiştir.

HUMK. nun 91 ve devamı maddelerine göre de; feragat, iki taraftan birinin netice-i talebinden vazgeçmesidir. Bu vazgeçme beyanı dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabilir. Duruşmada sözlü olarak ifade edilen feragat, tarafların huzurunda okunup imzalatılır (HUMK.mad.151/son).

Somut olayda; tarafların boşanmasına ilişkin Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/630 E. 541 K. Sayılı dava dosyasında nafaka isteminden açıkça vazgeçildiği yönünde bir dilekçe veya tutanağa aktarılmış usulüne uygun feragat bulunmamaktadır. Buna karşın boşanma hükmüne esas alınan protokolün 2. maddesinde <...her iki tarafında nafaka ve tazminat hakları boşanma kararında saklı tutulacaktır...> yönünde sözleşme bulunmaktadır.
Buna göre deliller toplanıp yoksulluk nafakası miktarı belirlenmek suretiyle karar verilmesi gerekirken delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.

Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.09.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi
Alıntı:
T.C. YARGITAY

3.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/1242
Karar: 2005/1657
Karar Tarihi: 22.05.2005


Dava: Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar: 1 ) Davanın niteliği gereği HUMK'un 438. mad. Uyarınca duruşma isteminin reddi gerekmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak, davacı eşin boşanmakla yoksulluğa düştüğü anlaşılmaktadır. Tarafların anlaşmalı olarak boşandığı ve davalının protokole bağlanan anlaşma şartlarına kısmen de olsa uymadığı hakkında icra takibi yapılıp dava açıldığı tespit edilmiştir. Böylece davacı eşin protokolde saklı tutulan nafaka isteme hakkı doğmuş bulunmaktadır. Davacının hiçbir sosyal güvencesinin olmadığı, sabit ve düzenli bir gelirinin bulunmadığı, boşanmayla edindiği ev ve 15 milyar lira paranın da yoksulluğu ( HGK. 7.10.1998 gün, 1998/2-656-688 sayılı kararı ) tümüyle ortadan kaldırmadığı dikkate alındığında TMK 4. madde kapsamında" hakkaniyete" uygun ve davalının ödeme gücüyle orantılı ( TMK. md. 175 ) bir miktar nafakaya hükmedilmelidir.

Bu nedenle davacının yoksul olmadığından bahisle delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu yazılı şekilde yoksulluk nafakası isteminin bütünüyle reddi isabetli bulunmamıştır.

Ayrıca, tarafların sosyal ve ekonomik durumları küçüklerin yaş ve eğitim düzeyleri dikkate alındığında hükmedilen iştirak nafakaları fazla olup TMK'nun 4. maddesinde vurgulanan "hakkaniyet" ilkesine uygun bulunmamıştır.

Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.5.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Hukuken mümkün olduğunu düşünüyorum.

Saygılarımla,
Old 20-04-2012, 12:22   #8
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Bilindiği üzere anlaşmalı boşanma davasında tarafların her konuda anlaşmaları gerekir velayet nafaka tazminat eşya sorum şu;maddi manevi tazminat davası açma hakkı tarafların boşanma kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde saklıdır desek bu madde de anlaşamamışsınız deyip protokolum red edermi gidin ya isteyin yada istemiyorum şeklinde yazmalısınız der mi hakim
Sayın sebepsiz zenginleşme;

Tarafların tazminat konusunda herhangi bir hüküm belirlemeyip 1 yıllık hak düşürücü sürede talep edilebilecek şekilde "anlaşmış" olmalarının, anlaşmalı boşanmanın ruhuna/amacına uygun olduğu ve ilk celse boşanma yönünde karar verilmesi gerektiği kanaatindeyim.

Saygılarımla..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Boşanma-Kusur-Maddi -Manevi Tazminat Yargıtay Kararları Av.Habibe YILMAZ KAYAR Aile Hukuku Çalışma Grubu 70 02-04-2024 22:44
Anlaşmalı boşanma sonrasında maddi manevi tazminat davası açılabilir mi? Konuk x Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 09-11-2011 11:22
boşanma maddi ve manevi tazminat av.asen öznur Meslektaşların Soruları 2 28-02-2009 18:21
boşanma maddi manevi tazminat HakiMavi Meslektaşların Soruları 1 12-06-2008 12:35


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04748297 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.