Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

iki davacı olması halinde dava değeri

Yanıt
Old 23-11-2009, 12:16   #1
aslı ongur

 
Varsayılan iki davacı olması halinde dava değeri

Değerli meslektaşlarım sorumu sormadan önce sorumu okumak ve soruma cevap vermek için zaman ayırdığınız için size teşkkürü bir borç bilirim
Asliye hukuk mahkemesine açmış olduğum davanın iki davacısı da kızlarının ölümüne neden olan davalıdan 5000tl tazminat talep etmekte bu nedenle 10.000tl değerinde dava açmam gerekti ancak cevap dilekçesi ile görevsizlik itirazında bulunan meslekdaşım her bir davacının talebinin ayrı ayrı dava değerlendirerek sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğunu iddia etmektedir.Hukuk usulü muhakemesi kanununa göre iki davacı bulunması halinde dava değeri neye göre belirlenecek? Değerli yorumlarınız ve hukuki görüşleriniz için teşekkür ederim.
saygılar...
Old 23-11-2009, 12:58   #2
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan aslı ongur
Değerli meslektaşlarım sorumu sormadan önce sorumu okumak ve soruma cevap vermek için zaman ayırdığınız için size teşkkürü bir borç bilirim
Asliye hukuk mahkemesine açmış olduğum davanın iki davacısı da kızlarının ölümüne neden olan davalıdan 5000tl tazminat talep etmekte bu nedenle 10.000tl değerinde dava açmam gerekti ancak cevap dilekçesi ile görevsizlik itirazında bulunan meslekdaşım her bir davacının talebinin ayrı ayrı dava değerlendirerek sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğunu iddia etmektedir.Hukuk usulü muhakemesi kanununa göre iki davacı bulunması halinde dava değeri neye göre belirlenecek? Değerli yorumlarınız ve hukuki görüşleriniz için teşekkür ederim.
saygılar...


Her iki davacının davası birbirinden bağımsızdır. Davaların birlikte açılıp, birlikte görülmesi, bu iki davacının davalarının ayrı ayrı davalar olduğu gerçeğini değiştirmez. Bu nedenle görev hususu, her iki davanın ayrı ayrı değerine göre belirlenir.
Bu konuda THS Şerhine eklediğimiz benzer bir içtihadı HUMK 2. madde altında görebilirsiniz.
Old 23-11-2009, 13:00   #3
E.Polat

 
Varsayılan

Aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu için her bir dava bağımsızdır ve görev yönünden ayrı ayrı değerlendirilir. İyi çalışmalar..

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No: 1990/4-320
Karar No: 1990/478
Tarih: 10.10.1990






DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Şişli Asliye 1. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 24.3.1988 gün ve 247-211 sayılı kararın incelenmesi Davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 11.10.1988 gün va 5127-8536 sayılı kararı; ( ... Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 2494 Sayılı Kanunla değişik 7. maddesinin son fıkrasına göre bir dava Asliye Mahkemesinde hükme bağlandıktan sonra davanın Sulh Hukuk Mahkemesinin görevi içinde olduğu ileri sürülerek üst mahkemede itirazda bulunulamaz. Yargıtay doğru olarak bu hükmün uygulanabilmesini Asliye Mahkemesinde görev itirazı yapılmamış olması şartına bağlamıştır. Böylece kamu düzenine ilişkin olmayan haller dışında aslında Sulh Mahkemesinin görevine giren bir dava, Asliye Mahkemesinde açılmış, orada karara bağlanmış ve davanın görüldüğü sırada Asliye Mahkemesinin görevine itiraz edilmemiş ise artık davanın Sulh Mahkemesinin görevine girdiğinden bahisle hükmün görev yönünden bozulması için temyiz yoluna gidilemez. Buna karşılık davanın Asliye Mahkemesinde görülmesi sırasında davalı, görev itirazında bulunmuş ve bu itiraz Asliye Mahkemesi tarafından reddedilmiş ise Yargıtay Asliye Mahkemesinin görevsiz olduğu kanısına varınca Asliye Mahkemesinin esas hakkındaki hükmünü görevsizlikten dolayı bozar. İnceleme konusu olan bu işte davalı Bakanlık duruşma sırasında görev itirazında bulunduğuna göre anılan fıkra hükmü uygulanamayacağından temyizen ileri sürülen görev itirazının gözetilmesi gerekir. Öte yandan yine Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 3. maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre müddeabih birden fazla ise miktarının mecmuu esas ittihaz olunur. Ancak bu hüküm bir kimsenin diğer bir kimseden çeşitli nedenlerden dolayı alacaklı olması halinde uygulanabilir. Böyle bir halde alacaklı bütün alacaklarını borçlusundan tek bir dava ile isteyebilir. Buna objektif dava birleşmesi denir ki bu durumda görevli mahkeme bütün isteklerin toplamı üzerinden belirlenir. Buna karşılık objektif dava birleşmesi caiz olmadığı halde, birden fazla dava bir dilekçe ile açılmış ise mahkeme bu davaları ayırmaya mecburdur. İhtiyari dava arkadaşlığında birlikte açılan davaların birbirinden bağımsız olduğundan görev her dava için ayrı ayrı belirlenir. İnceleme konusu olan bu işte Bakanlık ve sürücüsünden ayrı bir diğer işleten ile sürücüsünden ayrı bir tazminat istenildiğinden objektif dava birleşmesi değil ihtiyari dava arkadaşlığı vardır. O halde görev itirazında bulunan ve kendisinden tazminat olarak 250.000 lira istenilen davalı Bakanlık yönünden onun hakkındaki davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesine ait bulunduğundan söz edilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken delillerin bir dosyada toplanmasında yarar bulunduğundan bahisle görev itirazının reddine karar verilmiş olması usule aykırıdır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulun`ca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki, kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, oyçokluğuyla karar verildi.
Old 23-11-2009, 13:44   #4
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın aslı ongur,

Cengiz Bey zaten sorunuzun cevabını vermiş ; ben de Sayın Aladağ ın müsaadesiyle (soru vesilesiyle) genel kuralın formüle edilmiş halini eklemek istedim:

Davacılar: A- B

A ve B ihtiyari dava arkadaşı+A nın istemi ve B nin istemi ayrı ayrı görev sınırından az ise Sulh Hukuk Mahkemesi;

A ve B ihtiyari dava arkadaşı+A veya B nin istemlerinden biri görev sınırından fazla, diğeri az ise Asliye Hukuk Mahkemesi;

A ve B ihtiyari dava arkadaşı+ A nın istemi ve B nin istemi ayrı ayrı görev sınırından fazla ise Asliye Hukuk Mahkemesi;

A ve B mecburi dava arkadaşı ise tek müddeabih söz konusu olmakla müddeabihe göre Asliye veya Sulh Hukuk Mahkemesi;

görevlidir.

Saygılarımla...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Davacı vekilinin davasında müvekkili lehine tanık olması aynur7485 Meslektaşların Soruları 12 11-06-2013 11:20
Dava Değeri Dava Açıldıktan sonra düzeltilebilir mi? ZÜMRE Meslektaşların Soruları 12 30-07-2010 09:54
Hizmet Tespiti Davası ve Dava Değeri Yerleşik Yabancı Meslektaşların Soruları 3 25-04-2008 17:54
davalılardan birinin Ankarada olması halinde dava Ankarada açılabilir mi a.lawyer Meslektaşların Soruları 1 14-04-2008 16:43
İslahla dava değeri artırılabilir mi? Av.Turan Meslektaşların Soruları 23 10-04-2007 15:53


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04138494 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.