Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

20 yaşındaki öğrenim gören çocuğa nafaka bağlanması

Yanıt
Old 10-10-2007, 13:15   #1
üye18721

 
Varsayılan 20 yaşındaki öğrenim gören çocuğa nafaka bağlanması

Anne ile baba, 2001'de boşanırlar. Aralarında yaptıkları protokol gereğince baba çocuğa her ay 150 YTL nafaka ödeyecektir. Ancak baba bu edimini yerine getirmez.Anne de ilamlı icraya başvurup nafaka talebinde bulunmaz. Anne çalışmaktadır. Ancak geliri çok düşüktür. Bugün üniversite 2' de okuyan çocuk iki ayrı yerden ayda toplam 200 YTL kredi almaktadır. Bu çocuğun temel ihtiyaçlarını ulaşım, yemek, sosyo-kültürel,v.s karşılamaktan çok uzaktır. Bu durumda anne geçmişe yönelik; ilamda karara bağlanan nafakaları icra yoluyla alabilecektir. Ama çocuk 20 yaşını geçtiği için anne 18 yaşından sonraki dönemden başlamak üzere çocuğun öğrenim hayatının sonuna kadar babadan nafaka alabilmek için ne yapmalıdır?(Çocuk nafaka davası açılabilmesi için vekaletname vermek istemiyor.) Anne; babanın maddi ve manevi ilgisizliği nedeniyle az olan geliriyle yaşamlarını idame ettiremediklerinden kendi babasından kalan 2 daireyi satmak zorunda kalmıştır. 7 yıllık süreç zarfında da gerek günlük maişet derdi gerekse de çocuğun Liseyi özel okulda okuması, dershane masrafları nedeniyle daire satışından eline geçen parayı harcamak zorunda kalmıştır.Bu nedenle anne eski eşine karşı maddi-manevi tazminat davası açabilir mi? Saygılarımla.
Old 10-10-2007, 13:47   #2
ebru9889

 
Varsayılan

18 yaşını geçse bile eğitimini sürdüren çocuk ancak kendisi nafaka talebinde bulunabilir.
Old 10-10-2007, 21:23   #3
seyyare

 
Varsayılan

annenin bu durumda boşanmaya dayalı olmayan maddi ve manevi tazminat davası açabilmesi mümkün değildir
Old 10-10-2007, 21:44   #4
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

Bizzat reşit tarafından eğitimin devam ettiği açıkça belirtilerek açılan davadaki istem değerlendirilebileceğinden reşit olandan vekalet almanız gerekecektir.Maddi ve manevi tazminat davasının şartları oluşmamaktadır.
Old 11-10-2007, 14:19   #5
Av. Levent Kıray

 
Varsayılan İştirak Nafakasından Yardım Nafakasına Geçilir

İştirak nafakası, çocuk 18'ini bitirinceye kadar devam eder. 18 yaş dolduğu anda re'sen son bulur. Çocuk ergin-reşit bir kişi olmakla, kendisi "yardım nafakası" için ayrı bir dava açabilir. Daha önce iştirak nafakası almış olsa da olmasa da bu davayı (yardım nafakası) açabilir kanaatindeyim.

Daha önce Sitemizde bununla ilgili içtihat sunulmuştu diye hatırlıyorum. Ben de sunuyorum. Belki de aynılarıdır.

İyi çalışmalar ve iyi bayramlar dilerim.





T.C. YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/1445
K. 2004/1529
T. 2.3.2004

• RÜŞT ( İştirak Nafakasının Son Bulacağı )
• NAFAKA ( Reşit Olan Çocuğa Babanın İştirak Nafakası Ödeme Yükümlülüğü Olmaması - Eğitimi Devam Ettiği Sürece Çocuğun Giderlerinin Ana Babaca Karşılanması Gerekliliği )
• HAKİMİN BAĞLILIĞI ( Maddi Vaka Ve Netice-i Talep Bağlılığı - Tarafların İddia Ve Savunmaları İle Dayanılan Kanun Hükmü Ve Tavsifi İle Bağlı Olmamaları )

4.6.1958 gün, 15/16 sayılı YİBK
4721/m. 4,328,364
1086/m. 74

ÖZET :Hakim, bir davada sadece tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve netice-i talepler ile bağlı olup, dayandıkları kanun hükümleriyle ve onların tavsifleriyle bağlı değildir. Dolayısı ile, olayları izah taraflara, uyuşmazlıklara uygulanacak kanunları belirlemek Hakim'e ait bir görevdir. Davacı çocuk dava tarihi itibariyle reşittir. Böylece TMK'nun 328/l.maddesi gereğince iştirak nafakası son bulmuştur. Ne var ki, çocuk ergin olmasına rağmen eğitimi devam ettiğine göre, ana ve babanın eğitim sona erinceye kadar bakım, eğitim ve korunması için gerekli giderleri karşılama yükümlülükleri devam etmektedir.
DAVA : Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davada, davacının üniversitede okuduğu, daha önce ödenen iştirak nafakasının yetersiz kaldığı ileri sürülerek artırılması istenilmiş; mahkemece, davacının dava tarihi itibariyle reşit olduğu, rüştle iştirak nafakasının son bulduğu, reşit olan çocuğa davalı babanın iştirak nafakası ödemekle yükümlü bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak, HUMK'nun 74.maddesi gereğince Hakim, iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlı olup, talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Aynı şekilde Hakim, bir davada sadece tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve netice-i talepler ile bağlı olup, dayandıkları kanun hükümleriyle ve onların tavsifleriyle bağlı değildir. Dolayısı ile, olayları izah taraflara, uyuşmazlıklara uygulanacak kanunları belirlemek ise Hakim'e ait bir görevdir (4.6.58 gün, 1516 sayılı YİBK).
Somut olayda davacı çocuk dava tarihi itibariyle reşittir. Böylece TMK'nun 328/l.maddesi gereğince iştirak nafakası son bulmuştur. Ne var ki, çocuk ergin olmasına rağmen eğitimi devam ettiğine göre, ana ve babanın eğitim sona erinceye kadar bakım, eğitim ve korunması için gerekli giderleri karşılama yükümlülükleri devam etmektedir ( TMK.md.328/2 ).
Böylece, bizzat reşit çocuk tarafından eğitimin devam ettiği açıkça belirtilerek açılan davadaki istem, TMK'nun 328/2.maddesi uyarınca 364/son maddesi kapsamında yardım nafakası verilmesine ilişkindir. O halde iştirak nafakasının artırılması yönündeki açıklama ve talep dikkate alınarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.
Mahkemece, taraf delilleri toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan "hakkaniyet" ilkesi de gözetilip uygun bir miktar yardım nafakasına hükmedilmelidir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.03.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/2886
K. 2004/2859
T. 29.3.2004

• NAFAKA DAVASI ( Küçüğün Reşit Olduğu Tarihte Hükmedilen İştirak Nafakası Kanun Gereği Kendiliğinden Sona Ereceğinden Hükümde Ayrıca Belirtilmesi Zorunluluğu Bulunmadığı )
• İŞTİRAK NAFAKASI ( Küçüğün Reşit Olduğu Tarihte Kanun Gereği Kendiliğinden Sona Ereceğinden Hükümde Ayrıca Belirtilmesi Zorunluluğu Bulunmadığı )
• YARDIM NAFAKASI ( Küçük Reşit Olduktan Sonra Da Eğitimine Devam Ediyorsa Kendisi Yeni Bir Dava Açarak Yardım Nafakası Talebinde Bulunabileceği )
• EĞİTİMİNE DEVAM EDEN REŞİT ÇOCUK ( Kendisi Yeni Bir Dava Açarak Yardım Nafakası Talebinde Bulunabileceği - Babanın Çocuğuna Bakma Mükellefiyeti Onun Reşit Olmasıyla Sona Erdiği )
• BABANIN ÇOCUĞUNA BAKMA MÜKELLEFİYETİ ( Onun Reşit Olmasıyla Sona Erdiği - Küçük Reşit Olduktan Sonra Da Eğitimine Devam Ediyorsa Kendisi Yeni Bir Dava Açarak Yardım Nafakası Talebinde Bulunabileceği )

4721/m.328/1-2

ÖZET : 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 328/1. maddesine göre; babanın çocuğuna bakma mükellefiyeti onun reşit olmasıyla sona erer. Küçük reşit olduktan sonra da eğitimine devam ediyorsa ( TMK.nun 328/2. maddesi ) bu takdirde; kendisi yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabilir. Dolayısıyla küçüğün reşit olduğu tarihte hükmedilen iştirak nafakası kanun gereği kendiliğinden sona ereceğinden, hükümde ayrıca belirtilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır.
DAVA : Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 328/1. maddesine göre; babanın çocuğuna bakma mükellefiyeti onun reşit olmasıyla sona erer. Küçük reşit olduktan sonra da eğitimine devam ediyorsa ( TMK.nun 328/2. maddesi ) bu takdirde; kendisi yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabilir. Dolayısıyla küçüğün reşit olduğu tarihte hükmedilen iştirak nafakası kanun gereği kendiliğinden sona ereceğinden, hükümde ayrıca belirtilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır.
SONUÇ : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 7.890.000 lira bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 29.03.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











T.C. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/12338 K. 2005/16008 T. 18.7.2005 4721/m.328,364

• YARDIM NAFAKASI ( Ana-Babanın Eğitim Sonuna Kadar Çocuğa Bakma Görevi İçin Öngörülen Yardım Nafakasına Hükmedilmeden Sona Eren Reşit Çocuğa İştirak Nafakasının Yorum Yoluyla Sürdürülmesi Mümkün Olmadığı )
• İŞTİRAK NAFAKASI ( Ortak Çocuğun Reşit Olduğundan Söz Ederek Onun İçin Ödenen Nafakanın Kesilmesi Talebi - Çocuğun Eğitimi Devam Ediyorsa Yardım Nafakasına Hükmedilmeden Sona Eren İştirak Nafakasının Yorum Yoluyla Sürdürülmesinin Mümkün Olmadığı )
• ÇOCUĞUN REŞİT OLMASI NEDENİYLE NAFAKANIN KESİLMESİ TALEBİ ( Çocuğun Eğitimi Devam Ediyorsa Yardım Nafakasına Hükmedilmeden Sona Eren İştirak Nafakasının Yorum Yoluyla Sürdürülmesinin Mümkün Olmadığı )
• EĞİTİMİ DEVAM EDEN ÇOCUK ( Ortak Çocuğun Reşit Olduğundan Söz Ederek Onun İçin Ödenen İştirak Nafakasının Kesilmesi Talebi - Yardım Nafakasına Hükmedilmeden Sona Eren İştirak Nafakasının Yorum Yoluyla Sürdürülmesinin Mümkün Olmadığı )
• İCRA MAHKEMESİ KARARI ( Borçlunun Talebi Devam Eden Nafakaya İlişkin Olup Mahkemenin Kararı Kesin Olmadığından Temyiz Edilebileceği )

ÖZET : Borçlu, kendisinden talep edilen alacak miktarına karşı çıkmamış, ortak çocuğun reşit olduğundan söz ederek onun için ödenen iştirak nafakasının kesilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana-babanın eğitim sonuna kadar çocuğa bakma görevi için öngörülen yardım nafakasına hükmedilmeden, sona eren iştirak nafakasının yorum yoluyla sürdürülmesi mümkün değildir.
Borçlunun talebi, devam eden nafakaya ilişkin olup icra mahkemesinin kararı kesin olmadığından temyiz edilebilir.
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilen mahkeme kararının reddini mutazammın 18.4.2005 tarih, 7713/8237 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Borçlu vekili tarafından İcra Mahkemesine sunulan 24.2.2005 tarihli dava dilekçesinde icra emrinde yazılı olan ve kendisinden talep edilen alacak miktarına karşı çıkılmamıştır. Müşterek çocuk Hakan'ın 14.11.2004 tarihinde reşit olduğundan söz edilerek adı geçen için ödenen iştirak nafakasının kesilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmektedir. İstek, devam eden bir nafaka ile ilgili olduğundan İcra Mahkemesinin kararı kesin olmayıp temyizi kabildir.
Bu nedenlerle borçlu vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne; Dairemizin 18.4.2005 tarih ve 2005/7713-8237 sayılı temyiz dilekçesinin reddine ilişkin kararının kaldırılmasına karar verildi.
İstanbul 2. İcra Mahkemesinin 3.3.2005 tarih ve 2005/405-294 sayılı kararının temyiz incelemesine geçildi:
İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.12.2001 tarih ve 2001/433-743 sayılı kararı ile müşterek çocuk Hakan için hükmedilen iştirak nafakası MK'nın 328. maddesi gereğince adı geçenin ergin olması ile sona erer.
MK'nın 328/2. maddesi gereğince; çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve babanın eğitim sonuna kadar çocuğa bakma görevi için yapılacak ödemeye veya MK'nın 364. maddesinde öngörülen yardım nafakasına hükmedilmeden sona eren iştirak nafakasının yorum yoluyla sürdürülmesi mümkün değildir. Burada, "ilam hükmünü ortadan kaldırmak" değil, "uygulama sahasını saptamak" söz konusudur. O halde, şikayetin kabulüne karar vermek gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nın 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 18.7.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 12-10-2007, 13:53   #6
üye18721

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım yanıtlarınız için çok teşekkürler.Kanımca çocuk 18 yaşına gelene kadar birikmiş nafaka alacaklarını annenin bugünlerde talep etmesinde bir engel yok diye düşünüyorum. Sorumda belirttiğim üzere çocuk şu anda 20 yaşında ama duygusal nedenlerden dolayı nafaka konusunda bir vekile vekalet vermek istemiyor.Sonuçta kendi geleceğine zarar veriyor.Mümeyyiz bir çocuk olduğu için vesayet altına alınması da zaten söz konusu değil. Ama babanın çocuğuna maddi ve manevi olarak duyarsızlığı nedeniyle daha önce belirttiğim üzere anne, kendi babasından kalan iki daireyi satıp geçim parası yapmak zorunda kalmış.Her ne kadar meslektaşlarım maddi ve manevi tazminat koşulları oluşmamış diyorlar ve hukuken haklılarsa da acaba bu durumun olaya özgü ayrıksı bir çözümü yok mu?
Old 25-07-2009, 14:33   #7
üye18721

 
Varsayılan

Gencin reşit olmasına kadar bir kısım birikmiş olan nafaka alacakları için İlamlı icra yapıldı.Baba banka dekontlarını da delil göstererek İTM'ye başvurdu.Sonuçta mahkeme gencin birikmiş nafaka alacağının olduğuna karar verdi.İcra işlerine gerek kalmadan sulh olundu...
Old 16-03-2010, 13:03   #8
feyza77

 
Varsayılan

sevgili meslektaşlarım,müvekkilimin oğlu 23 yaşında.daha önce üniversitede burslu okurken (bir kızın peşinden)yeniden sınava giriyor ve başka bir şehirdeki ikinci öğretimle eğitim yapan bir bölümü kazanıyor.anne ve baba ayrı.çocuk babaanne ile birlikte kalıyordu.şimdi babadan 600 tl yardım nafakası istiyor.baba bu çocuk üniversiteyi bitiremese bile hep yardım nafakası ödemek zorunda mı?bu konuda bir yaş sınırı var mı?elinde yargıtay kararı olan meslektaşlarım benimle paylaşırsa sevinirim.
Old 11-04-2011, 16:34   #9
Batu Han

 
Varsayılan

Annesi ile birlikte annanesinde kalan ve minimum ihtiyaçları annanesi tarafından karşılanan 18 yaşında, dershaneye giderek üniverstiye hazırlanan bir çocuk babasına karşı nafaka davası açacak. Annenin geliri yok. Babanın üzerine bir ev ve aylık 3000 lira gelir görünüyor.Ne kadar olduğu bilinmemekle birlikte bankada da bir miktar parası var. Nafaka talep edilirken bu konuda tecrübeli meslektaşlardan soruyorum, hangi miktar uygundur?
Old 11-04-2011, 21:00   #10
Av.Nazife Eytemiş BAŞAR

 
Varsayılan

Sayın Batu Han;Aylık nafakayı mahkemeler,davalının aylık gelirin dörtte biri olarak belirler, tabi ek gelirler varsa bunlar da göz önüne alınmalı.Davanızı açarken aylık belirlediğiniz,daha fazlasını da talep edebilirsiniz ama misal 3000TL nin dörtte biri 750TL nın bir yıllık miktarından nisbi harç ödersiniz bunu da dikkate alın,saygılar...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
çocuk teslimine karşı çıkan 15 yaşındaki çocuğa icra müdürü zor kullanabilirmi asuman köstek Aile Hukuku Çalışma Grubu 37 11-12-2017 20:17
13 Yaşındaki Çocuğa Tecavüz Ve Alıkoyma !!!!! Av.Habibe YILMAZ KAYAR Çocuk Hakları Çalışma Grubu 0 04-07-2007 08:18
Reşit Çocuğa Nafaka Yargıtay Kararları Av.Habibe YILMAZ KAYAR Aile Hukuku Çalışma Grubu 0 29-06-2007 16:26


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06886196 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.