Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Bonoda sadece kefilin adresinin bulunması

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 22-12-2010, 12:39   #1
fatoselv

 
Varsayılan Bonoda sadece kefilin adresinin bulunması

Merhabalar,
Takibini başlattığımız ve gözden kaçırdımız bir senette tanzim yeri bulunmamakta ve borçlunun adresi de bir idari birimi belirtmemektedir, sadece cadde ve nosu yazılı. Ancak kefilin adresi tam olarak yazılmış istanbul ibaresi de eklenmiştir. Kefil icra mahkemesine "senette tanzim yeri yoktur, bono vasfında değildir "diyerek itiraz etmiştir. Kendi adresi tam olarak yazılmış bu durumda kefilin adresi olarak belirtilen yer yeterli olmaz mı?
Old 22-12-2010, 12:42   #2
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2009/8512
Karar: 2009/17352
Karar Tarihi: 29.09.2009

ŞİKAYET DAVASI - BONODA TANZİM YERİNİN YAZILI OLMASI GEREKTİĞİ - İDARİ BİRİM OLARAK TANZİM YERİ BELİRLENMEYEN BELGE - SENEDİN KAMBİYO SENEDİ VASFINDA BULUNMAMASI - TAKİBİN İPTALİNE KARAR VERİLMESİ GEREĞİ

ÖZET: Somut olayda idari birim olarak tanzim yeri belirlenmeyen bu belge kambiyo senedi vasfında bulunmamaktadır. Bu husus icra mahkemesince re'sen nazara alınarak takibin iptaline karar verilmesi gerekir.

(6762 S. K. m. 688, 689) (2004 S. K. m. 170/a) (YHGK. 02.10.1996 T. 1996/12-590 E. 1996/650 K.)
Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

TTK'nun 688/6. maddesinde bonoda tanzim yerinin yazılı olması gerektiği, aynı kanunun 689/son maddesinde ise tanzim edildiği yer gösterilmeyen bir bononun tanzim edenin adı ve soyadı yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Tanzim yeri olarak idari birim adı (kent, ilçe, bucak, köy gibi) yazımı yeterli olup, ayrıca adres gösterilmesi zorunlu bulunmamaktadır. Takip dayanağı bonoda tanzim yeri gösterilmediği gibi, tanzim edenin adı ve soyadı yanında yazılı olan İdealtepe'nin semt ismi olup, idari birim olmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda TTK'nun 688/6 ve 689/son maddelerine uygun biçimde idari birim olarak tanzim yeri belirlenmeyen bu belge kambiyo senedi vasfında bulunmamaktadır.

Hukuk Genel Kurulu'nun 02.10.1996 gün ve 1996/12-590 sayılı kararı ile de benimsendiği üzere İİK'nun 170/a-2. maddesi gereğince bu husus icra mahkemesince re'sen nazara alınarak takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, bu hususun göz ardı edilerek şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olduğu gibi, borçlu Gülen'in ödeme emrinin tebliği üzerine süresinde Kadıköy 5. İcra Mahkemesi'ne dava açtığı öne sürüldüğüne göre, bu dosyanın da ilgili yerden getirtilip, inceleme yapılarak oluşacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru değildir.

Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 29.09.2009 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 22-12-2010, 12:49   #3
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/8668
Karar: 2005/8340
Karar Tarihi: 19.09.2005


İHTİYATİ HACİZ KARARINA İTİRAZ-KAMBİYO SENEDİNİN ZORUNLU UNSURLARI-BONO- KEŞİDE YERİ-İDARİ BİRİM- KEFİLİN SORUMLULUĞU - HÜKMÜN BOZULMASI GEREĞİ

ÖZET : Somut olayda, bono olduğu iddia edilen senetlerde müstakil olarak düzenleme yeri bulunmamaktadır. 25.6.2004 vadeli senette düzenleyenler ad ve soyadı yanındaki adreste "80090 Taksim" ibaresi yer almakta, diğer senette ise hiçbir yer adı belirtilmemektedir. "Taksim idari birim değildir. Anılan senetler, düzenleme yeri içermediklerinden mahkemenin kabulünün aksine bono vasfını taşımamaktadırlar. İtiraz edenler vekilleri senetlerin, aynı zamanda alınan kredilerin teminatı olduklarını, ayrıca borcu karşılayacak derecede ipotek tesis edildiğini de iddia etmişlerdir. İİK'nın 45. maddesi hükmüne göre, rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir.

(2004 S. K. m. 45, 257) (818 S. K. m. 487) (6762 S. K. m. 689)


Dava: Taraflar arasında görülen davada ( İstanbul Asliye Birinci Ticaret Mahkemesince ) verilen 28.7.2004 tarih ve 2004/1013 - D. İş sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: İhtiyati hacze itiraz edenler vekilleri, aleyhlerine tesis edilen ihtiyati hacze konu bonoların kredi ilişkilerinin teminatı olarak düzenlendiğini, keşide ve vade tarihlerinin bulunmadığını, sonradan doldurulduğunu, kaldı ki zorunlu unsurlardan tanzim yerini taşımadığını, alacak miktarının belli olmadığını, rehinle teminat altına alındığını, ihtiyati haczi gerektirir koşulların bulunmadığını ileri sürerek, ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.

Alacaklı vekili, senetlerin borçluların açık adresleri belirtilerek düzenlendiğini, kambiyo senedi vasfı taşıdıklarını, borçlu şirketin temsilcisinin borcu kabul ettiğini, alacağın rehinle temin edilmiş olmasının kambiyo senetlerine özgü takip yapmaya engel olmadığını, borçluların haber vermeden adres değiştirdiklerini, mallarını gizlediklerini savunarak, itirazın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddialar, savunma toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, senetlerin teminat senedi olduklarına dair bir kayıt bulunmadığı, bazı kısımlarının sonradan doldurulduğu iddialarının yargılamayı gerektirdiği, senetlerdeki tanzim yerinin posta kod numarası belirtilerek "Taksim" şeklinde belirtildiği, anılan yerin açıkça "İstanbul/Taksim" olduğunun kolayca anlaşıldığı, zorunlu unsurları taşıyan bonolar olduğu, İİK'nın 45/2. maddesi uyarınca alacağın rehinle temin edilmiş bulunmasının yeterli teminat olsa bile kambiyo senedine özgü takip yapmaya engel bir durum oluşturmadığı, ihtiyati haciz kararında bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle, itirazın reddine karar verilmiştir.
Kararı, ihtiyati hacze itiraz edenler vekilleri temyiz etmiştir.

İstem, ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ihtiyati haciz kararı verilmesi koşullarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. İhtiyati haciz kararı, davacı banka tarafından kullandırılan kredileri zamanında ödemeyen muteriz borçlularca düzenlenmiş 25.6.2004 vadeli 400.000 USD bedelli ve 25.6.2005 vadeli 180.000 USD bedelli bonolara istinaden verilmiştir. Bir senedin kambiyo senetlerinden olan bono olarak kabulü için, keşide yerini de içermesi zorunludur. Ancak, senette keşide yeri gösterilmemiş ise bonoyu düzenleyen kişinin ad ve soyadının yanında yazılı olan yer, düzenleme yeri kabul edilir. ( TTK'nın 689/IV ) Alternatiflerden birinin bulunmaması halinde senet, bono olarak geçerlilik kazanamaz. Düzenleme yerinin belli ve mümkün bir yer olması gerektiği gibi, bu yerin idari bir birim olması da zorunludur. İdari birim olmayan yer, keşide yeri olarak kabul edilemez. ( Öztan F.: Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 2002, B.4, Sh. 80 ve 203 )

Somut olayda, bono olduğu iddia edilen senetlerde müstakil olarak düzenleme yeri bulunmamaktadır. 25.6.2004 vadeli senette düzenleyenler ad ve soyadı yanındaki adreste "80090 Taksim" ibaresi yer almakta, diğer senette ise hiçbir yer adı belirtilmemektedir. "Taksim idari birim değildir. Anılan senetler, düzenleme yeri içermediklerinden mahkemenin kabulünün aksine bono vasfını taşımamaktadırlar. İtiraz edenler vekilleri senetlerin, aynı zamanda alınan kredilerin teminatı olduklarını, ayrıca borcu karşılayacak derecede ipotek tesis edildiğini de iddia etmişlerdir. İİK'nın 45. maddesi hükmüne göre, rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir.

Ancak, poliçe ve emre muharrer senetlerle çekler hakkındaki takip hükümleri saklıdır. Aynı Yasanın 257. maddesi uyarınca da ihtiyati hacze karar verilebilmesi için gerekli koşullardan biri de alacağın rehinle temin edilmemiş olmasıdır. Bahse konu yasal düzenlemeler, borçluya yöneliktir. Kefillerin sorumluluğu ise, BK'nın 487/1. maddesinde hükme bağlanmıştır. Anılan düzenlemeye göre kefil, borçlu ile beraber müteselsil kefil ve müşterek müteselsil borçlu sıfatı ile veya bu gibi diğer bir sıfatla borcun ifasını deruhte etmiş ise alacaklı asıl borçluya müracaat ve rehinleri nakde tahvil ettirmeden evvel kefil aleyhinde takibat icra edebilecektir. Bu durum karşısında, kredi sözleşmeleri ve ipotek belgeleri getirtilip borcun miktarı tayin edilip senetlerin kambiyo senetleri olmadığı ve borçluların sıfatları da dikkate alınarak yukarıda değinilen yasal düzenlemeler çerçevesinde ihtiyati haciz koşullarının oluşup oluşmadığı tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle itirazın reddi doğru görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle itiraz edenler vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın, muterizler yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 19.9.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 22-12-2010, 12:55   #4
fatoselv

 
Varsayılan

senette müşterek müteselsil borçluluk söz konusu olduğundan kefilin adının yanında bulunan adres yeterli değilmidir.?
Bu duruma ilişkin bir yargıtay kararı var mıdır?
Old 22-12-2010, 12:56   #5
avukatselvi

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,
TTK'nun 689/4.Tanzim edilen yer gösterilmiyen bir bono, tanzim edenin ad ve soyadı yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılır. hükmü senet keşidecisi için geçerlidir. Avalistin adresinin yazılı olması, bu hükme girmemektedir.

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/870
K. 2007/3283
T. 26.2.2007
• BONO NİTELİĞİNİN BULUNMAMASI ( Tanzim Yeri Bulunmayan Senet/Kambiyo Senetlerine Özgü Yolla Takip Yapılamaması - Aval Verenlerin Adreslerinin Senette Yazılı Olmasının Bu Eksikliği Gidermeyeceği )
• TAKİBİN RE'SEN İPTALİ GEREĞİ ( Tanzim Yeri Bulunmayan Senedin Bono Niteliğinin Bulunmaması - Aval Verenlerin Adreslerinin Senette Yazılı Olmasının Bu Eksikliği Gidermeyeceği )
• TANZİM YERİ BULUNMAYAN SENET ( Aval Verenlerin Adreslerinin Senette Yazılı Olmasının Bu Eksikliği Gidermeyeceği - Bono Niteliğinde Olmaması ve Kambiyo Senetlerine Özgü Yolla Takibe Konulamayacağı )
• KAMBİYO SENETLERİNE ÖZGÜ TAKİP ( Tanzim Yeri Bulunmayan Senet - Kambiyo Senetlerine Özgü Yolla Takip Yapılamaması )
• AVAL VERENLERİN ADRESLERİNİN SENETTE YAZILI OLMASI ( Tanzim Yeri Bulunmayan Senetde Bu Eksikliği Gidermeyeceği - Kambiyo Senetlerine Özgü Yolla Takip Yapılamayacağı )
6762/m. 614, 688/6, 689/4
2004/m. 170/a-2
ÖZET : Takip dayanağı bonoda tanzim yeri yazılmadığı gibi keşidecinin ad ve soyadının yanında da yazılı bir yer ismi bulunmamaktadır. Bu durumda bono, tanzim yeri-ödeme yeri unsurunu ihtiva etmediğinden kambiyo senedi vasfı taşımaz. Aval verenlerin adreslerinin senette yazılı olması bu eksikliği gidermez. Bu durum mahkemece re 'sen dikkate alınarak takibin iptaline karar verilmesi gerekir.

DAVA : Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1 - Şikayetçi Ö. takipte taraf olmadığından yapılan takibe karşı itirazın aktif husumet sebebiyle reddine karar vermek gerekirken bu şikayetçi yönünden de işin esasının incelenmesi isabetsiz olup aleyhe temyiz olmadığından bu husus bozma sebebi yapılmamıştır.

2- Borçlu R.'nin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Takip konusu yapılan bono incelemesinde TTK'nun 688/6. maddesi uyarınca senedin tanzim yeri unsurunu taşımadığı, ayrıca TTK'nun 689/4. maddesi hükmü gereğince tanzim edenin ad ve soyadının yanında yazılı bir yer ismi de bulunmadığından senet, tanzim yeri-ödeme yeri unsurunu ihtiva etmediğinden bono vasfında sayılmaz. Senette bulunması zorunlu olan tanzim yeri ve tanzim edenin adresi senet keşidecisi için geçerli olup TTK'nun 614. maddesi hükmüne göre kimin için taahhüt altına girilmişse tıpkı onun gibi senetteki borçtan sorumlu olan avalistlerin adreslerinin senette yazılı olması hali, yukarıda açıklanan zorunluluğu gidermez. Bu durumda keşidecinin ad ve soyadının yanında yazılı bir yer ismi de bulunmadığından ( HGK'nun 02.10.1996 tarih ve 1996/12-590 Esas sayılı kararında belirtildiği üzere ) bu senet kambiyo senedi vasfında sayılamaz. Bu husus mahkemece re'sen dikkate alınarak İİK' nun 170/a-2. maddesi gereğince takibin iptaline karar vermek gerekirken işin esası incelenerek karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlu R.'nin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda ( 2 ) numaralı bentte yazılı nedenlerle bu borçlu yararına İİK. 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 26.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Boş bono ve bonoda pul bulunması avmehmetkarabacak Meslektaşların Soruları 7 16-10-2015 07:49
sadece kefilin imzasını taşıyan senedin durumu didem kunal Ticaret Hukuku Çalışma Grubu 7 23-08-2012 13:25
Bonoda kefilin imzaya itirazı Av. Teoman Özkan Meslektaşların Soruları 4 19-10-2010 11:14
Bonoda iki farklı yetkili mahkeme bulunması sorunu. av.g.yıldırım Meslektaşların Soruları 6 27-01-2010 13:07
Bonoda Kefilin İmzasının Olmaması salimengin Meslektaşların Soruları 14 12-05-2008 14:58


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05107498 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.