Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Kadınsız Bir Dünya ?

Yanıt
Old 24-07-2004, 23:19   #1
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Kadınsız Bir Dünya ?

BM Dünya Nüfus Fonu 1990’larda ‘kayıp kadın’ kavramını ortaya atmıştı. Bugün Çin’de kadın-erkek nüfusu dengesizliği ‘kayıp cinsiyet’ kavramına yol açabilir mi? Hürriyet’ten Ayşen Gür’ün araştırması.



Kadınsız bir dünya

Çin’in en güneyindeki Hainan Adası için söylenen bir söz var: Evler erkek çocuklarla, yetimhaneler kız çocuklarla dolu. Çünkü Hainan Adası’nda erkek çocuklar kızlardan kat kat değerli. Zaten Hainan, Guangdong eyaleti ve Guangxi Zhuang Özerk Bölgesi ile birlikte, Çin’de yeni doğan erkek çocukların kızlara oranının en yüksek olduğu bölgeler.
Buralarda dünyaya gelen her 100 kıza karşılık 140, hatta bazı yerlerde 150, 160 erkek doğuyor. Nasıl oluyor bu?

Aslında normal olanı, her 100 kıza karşılık 104, bilemediniz 107 erkek çocuğun dünyaya gelmesi. Zaten 1980’de Çin’de de geçerli olan oran buna yakın. Ama o tarihten sonra iki değişim oluyor. Birincisi, Çin Komünist Partisi, nüfus artışını engellemek için ‘Tek Çocuk’ politikasını ilan ediyor, kürtaj günlük olay haline geliyor. İkincisi, tıp teknolojisi gelişiyor, ultrason yöntemiyle doğacak çocuğun cinsiyeti anlaşılabiliyor. Ve kadınların sağlığına, mutluluğuna katkıda bulunacağına inanılan bu gelişme, dünyanın en ‘maço’ ülkelerinden biri olan Çin’de, kadınların aleyhine dönüyor: Tek çocuklarının erkek olmasını isteyen çiftler, kız çocuklarını daha doğmadan ortadan kaldırıyor. 1990’da yeni doğan kız çocuğa karşı erkek çocuk oranı 111’e, 2000’de 117’ye tırmanıyor. Tüm ülkede 9 yaşının altındaki erkekler, kızlardan 12 milyon 700 bin daha fazla. Gelecek için yazılan senaryolar, bu durumun, erkekleri de mahvedeceğini gösteriyor. Çünkü, 2020’de bütün bu çocuklar büyüyecek ve ülkede kadınsız 40-50 milyon genç erkek ortaya çıkacak.

Bu durumda kadınların nadir bulunduğu için değer kazanacağını da sanmayın. Aksine kadınların hayatı iyice kararacak. Fuhuş ve kadın ticareti artacak, çünkü bir kadının birden fazla erkeğe ‘hizmet etmesi’ gerekecek, kendisine eş bulamayan erkekler arasında rekabet, ciddi karışıklıklara, klan savaşlarına, kentlerde asayişin ortadan kalkmasına yol açacak.

Eskiden Çinlilerin kız çocuklarını doğar doğmaz öldürüp gömdüğü söylenirdi. Tabii bu bir klişe, ama her klişe gibi doğru bir yanı da var. Çin’de kız çocuklara değer verilmemesinin sebebi, aynı koşullarda yaşayan başka ülkelerdekiyle aynı. Bir yanda hálá yaşayan geleneklere göre aileyi sonsuza kadar sürdürme görevi erkeğe ait. Öbür yanda, bir balıkçı kasabasında ya da bir pirinç köyünde oğul sahibi olmak, evlenip başka bir aileye ücretsiz işçi olarak gidecek bir kız ana babası olmaktan daha iyi. Her yıl 100 kıza karşılık 141 erkeğin doğduğu Hainan Adası’ndaki Taiping köyünde meydanda toplanan kadınlar, Amerikalı gazeteci Tim Johnson’la sohbet ediyorlar. Konu açılınca hepsi kıkır kıkır gülüyor. Aslında ideali, bir erkek bir de kız çocuk, diyorlar. Ama erkek şart. Wang Xixiao açık konuşuyor: “Eğer şartların elverirse, kız da yaparsın. Yoksa kürtaj olursun.”

İşte Çin’deki kayıp kadın nüfusun temelindeki mekanizma bu: Kızsa, kürtaj yaptırırsın. Bir felakete doğru giden bu gelişme, 1980’de, Çin lideri Hua Guofeng’in Tek Çocuk politikasını ilan etmesiyle başladı. Hedef, 20. yüzyıl sonunda Çin nüfusunun 1.2 milyarı aşmamasıydı. Tek Çocuk, Çin Komünist Partisi’nin ilk yıllarda saplantılı bir şekilde dayattığı milli politika oldu. Kürtaj, bu politikanın temel yöntemi olarak kolay ve ucuz hale getirildi. Kimsenin aklına, Tek Çocuk politikasının, erkek egemen geleneğin emrine gireceği gelmemişti. Zaten Parti, bir süre sonra geleneğe boyun eğdi ve 1984’te ilk çocuğu kız olan köylüler için istisnalar getirildi. Ama o sıralarda ortaya bir başka sorun çıkmıştı. Tıp teknolojisi gelişmiş, ultrason yöntemi Çin’de yaygınlaşmıştı. Doğacak çocuğun sağlık durumunu görmek için geliştirilen bu tetkik, kısa sürede ‘kız mı oğlan mı’ testine dönüştü. Eğer sonuç kız çıkarsa, çare kürtajda aranıyordu. Böylece, 1982’de üçüncü genel nüfus sayımında cinsiyet oranı 108.5 iken, 1990’daki dördüncü sayımda 111.3’e, 2000’deki beşinci sayımda 116.86’ya çıktı.

Bu rakamların ne anlama geldiğini anlamak için ABD ile bir karşılaştırma yapalım: Eğer Çin’deki kadın-erkek oranı, bu 20 yılda ABD’dekiyle aynı olsaydı, Çin’de bugün kadınların erkeklerden 28 milyon daha fazla olması gerekirdi. Oysa Çin’de 36 milyon daha fazla erkek var. Yani Çin’de 64 milyon kadın kayıp.

1990 sayımından sonra Çin, kayıp kadın nüfusun gelecek için büyük bir tehdit oluşturduğunu fark etti. Parti yöneticileri, kız-erkek oranının normalin dışına çıktığı her bölgede, şehir şehir yeni hedefler belirledi. Örneğin her 100 kıza karşılık 141 erkeğin doğduğu Yongxing kentinde önümüzdeki yıllar için ulaşılacak yeni oran belli: 128’e inilecek, in! Peki bu hedefe nasıl ulaşılacak? Parti, 1992’de doktorların ultrason tetkiklerinde anne babaya çocuğun cinsiyetini açıklamasını yasakladı.

Yasak koymak ve hedef saptamak, Çin’de büyük kampanyaların ortak özelliği. Ancak, başarıya ulaşmaya yetmiyor çünkü insanlar yasakların etrafından dönmenin bir yolunu buluyorlar. Rüşvet karşılığı doktorlar, ultrasona giren kadınlara çocuğunun cinsiyetini açıklamanın yöntemlerini geliştiriyor. Ulusal Aile Planlaması Komisyonu Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Li Weixiong, gerçek hayatta olan biteni kısaca özetliyor: “Doktor size bir şey söylemiyor. Sadece işaret ediyor. Mesela sağ elini kaldırıyor.”

Doktorlara verilen ceza şu ana kadar 30 doların altındaydı. Çünkü bir yandan da nüfus artışını kontrol etmek zorunda olan hükümet, kürtajdan vazgeçmek istemiyordu. Ancak geçen yıl, kayıp kadın nüfus Çin’i ciddi olarak düşündürmeye başladı. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun Çin’deki temsilcisi Siri Tellier şöyle diyor: “Son bir iki yılda, galiba Çin hükümeti sayım sonuçlarına gerçekten bakmaya başladı ve haa, ortada bir problem var, dedi.”

Nitekim geçen yıl hükümet, nüfus dengesinin bozulduğu bölgelerde daha sert cezalara başvurmaya, cinsiyet ayrımcı kürtajların yapıldığı bazı hastaneleri kapatmak gibi dikkat çekici önlemler almaya başladı. Çin’i 20 yıl sonra bekleyen gelecek BM Nüfus Fonu raporlarından birinde kuru cümlelerle anlatılıyor: “Yeni doğan çocukların cinsiyet oranındaki dengesizlik, uzun vadede evlenme yaşı grubunda erkek-kadın nüfusu arasında büyük oransızlığa yol açacak, bu durum erkek nüfusunda sert evlilik rekabetine neden olacak, kız kaçırma olayları ve kadın ticareti artacak, aile ilişkilerinde istikrarsızlık doğacak, toplumun gelişimini tehdit eden sağlıksız sonuçlar ortaya çıkacak.”

Bu cümleleri okuyup da yirmi yıl sonra 40-50 milyon kadınsız genç erkeğin neler yapabileceğini hayal etmek, iyi bir yazara tüyler ürpertici bir karşı ütopya yazdırdı bile.
Arap asıllı Fransız yazar Amin Maalouf, erkek çocuk saplantısının nelere yol açabileceğini ‘Beatrice’ten Sonra Birinci Yüzyıl’ adlı romanında anlattı. Romanda, doğacak çocukların erkek olmasını sağlayabilecek bir ilaç bulunuyor. Önce herkes çok seviniyor. Ama bir süre sonra bazı ülkelerde doğan çocukların hep erkek olduğu görülüyor. Birkaç yıl sonra durumun vahameti fark ediliyor ve ilaç yasaklanıyor. Ama iş işten geçmiş bir kere... Yirmi yıl sonra bazı ülkelerde kadınsız bir yığın genç erkek çıkıyor ortaya. Ve dünyanın sonu geliyor.

“Kayıp kız” ya da “kayıp kadın” terimi, Birleşmiş Milletler Dünya Nüfus Fonu’nun (UNFPA) 1990’larda ortaya attığı bir kavram. Çin, Hindistan, Güney Kore ve Kuzey Afrika ülkelerinde kadın-erkek dengesizliği bu tarihte ciddi bir soruna dönüştü. Çin, bu ülkelerin başında geliyor. 2000 verilerine göre Çin’de 100 kıza karşılık 116.86 (117) erkek doğuyor. Doğumdaki normalin üzerindeki bu eşitsizlik sonraki yaşlarda kızlara daha az özen gösterilmesi nedeniyle devam ediyor. Diğer ülkelerde doğuştaki erkek fazlalığı yaş ilerledikçe eşitlenirken, Çin’de ancak 65 yaş grubunda kadınlar öne geçiyor. Ama toplamda erkek nüfus kadın nüfustan daha fazla. Türkiye’de ise (2003 itibariyle), doğumda 100 kıza karşılık 106 erkek doğuyor. Normal kabul edilen değer 104-107 aralığı. Kadınlar 50 yaş grubundan itibaren öne geçiyor. Toplamda kadınlar 241 bin 226 daha fazla. Ama bu rakam Batı ülkelerine göre düşük.

ucansupurge.org
Old 29-03-2006, 21:12   #2
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Hindistan'da kürtaj cezası

Hindistan'da bir doktor ve asistanı, yasa dışı olduğu halde, cinsiyeti ultrason ile kız olarak belirlenen bebeği almayı teklif etmekten hüküm giydi.

Hindistan'da kız çocuklar tercih edilmiyor

Hindistan'da, bebeğin cinsiyetinin belirlenmesi amacıyla hamile kadınlara ultrason yapılması yasak. Buna rağmen, uygulamanın yaygın bir şekilde devam ettiği biliniyor.

Ancak Doktor Anil Sabani ve asistanına verilen 2 yıllık hapis cezası bu konuda bir ilk. Uzmanlar bunu, adalet sistemindeki gevşeklik ve yolsuzluğa bağlıyor.

Doktor ve asistanının yakalanması için, polisin hamile bir kadınla işbirliği yaptığı öğrenildi.

Doktorun hamile kadına söylediği; "Bebeğin cinsiyeti kız. Ancak biz çaresine bakabiliriz" sözleri, kayda alınarak mahkemeye sunulmuş.

Erkek çocukların tercih edildiği ülkede, kız bebeklerin kürtaj ile alınması çok yaygın bir uygulama. Hükümet 12 yıl önce, bu amaçla yapılan kürtajları yasaklamış.

Ancak son 20 yılda yaklaşık 10 milyon kız bebeğin alındığı tahmin ediliyor.

Bu durum Hindistan'ın nüfus oranlarında da dengesizliğe neden olmuş. 1901 yılında, her bin erkeğe karşılık 972 kadın varken, bugün bu sayı 927'ye düşmüş.

Bu yıl başında yapılan bir araştırmaya göre de, ultrason ile cinsiyet belirleme ve kürtaj nedeniyle, her yıl 500 bin kız bebek ölüyor.


BBCTURKISH.COM 26 Mart 2006
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Dünya Barış Günü ragıp Site Lokali 13 25-02-2009 14:29
Dünya Güzeldir ! Sibel Site Lokali 14 08-11-2007 18:47
Dünya küçük mü? yağmurdamlası Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. 0 19-09-2006 12:26
Dünya Kadınları 2000 Av.Habibe YILMAZ KAYAR Kadın Hakları Çalışma Grubu 0 11-02-2006 11:35
Dünya Nasıl Düzelir? nursel citil Site Lokali 5 09-04-2004 09:46


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04706192 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.