Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargı Kararlarında Kadın Hakları

Yanıt
Old 03-06-2008, 21:12   #91
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Turiste tecavüze 47 yıl hapis

Van’da 2 yıl önce İsviçreli kadın turiste tecavüz suçundan tutuklanan 6 sanığa 20 ile 47 yıl arasında değişen ağır hapis cezaları verildi

VAN’ın Muradiye İlçesi Şeytan Deresi Mevkii’nde kamp kuran İsviçreli J. Martin Luz ile kız arkadaşı müzik öğretmeni 34 yaşındaki M.M.W., 31 Mayıs 2006 tarihinde yanlarına gelen 1’i kadın 6 kişinin saldırısına uğradı. Luz’u dövüp bağlayan saldırganlar, kız arkadaşına tecavüz etti, para ve değerli eşyalarını alıp kaçtı. Olaydan 2 gün sonra Cizre’de yakalanan saldırganlar, getirildikleri Muradiye İlçesi’nde adliye sevk edilirken, toplanan bir grup tarafından linç edilmek istendi.

Sanıklardan 4’ü tutuklanırken, 2’si tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Ancak savcının yaptığı itiraz üzerine serbest kalan sanıklar Hatice Yıldız ile Hüseyin Süyür de tutuklandı. Erciş Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın karar duruşmasında ceza yağdı. Sanıklardan Cemal Barın’a “tecavüz ve gasp”tan toplam 47 yıl 1 ay, Sabri Kartal’a 46 yıl 5 ay 15 gün, Ramazan Tuaç’a 45 yıl 10 ay, Nimet Sönmez’e 30 yıl 6 ay 20 gün hapis cezası verildi.

Mahkeme heyeti, tecavüz olayının tek kadın sanığı olan Hatice Yıldız ile diğer sanık Hüseyin Sürer’e de ’nitelikli yağma’ suçundan 20’şer yıl hapis cezası verdi.
http://w9.gazetevatan.com/haberdetay...5&Categoryid=1
Old 12-06-2008, 17:43   #92
Themis99

 
Varsayılan AyŞe YilbaŞ Davasi

Hakim Reddetse de Kadınlar Yılbaş Davasından Vazgeçmiyor

Ayşe Yılbaş'ın kocası tarafından öldürülmesi davasında Mor Çatı ve Amargi'nin müdahillik talebini hakim "zarar görmediniz" diye reddetti. Avukat Eyüboğlu "Her duruşmada talep edeceğiz" dedi. Amaç haksiz tahrik indirimine engel olmak.

BİA Haber Merkezi - İstanbul

12 Haziran 2008, Perşembe


Bawer ÇAKIR Astsubay Hüseyin Güneş Özmen'in karısı stajyer doktor Ayşe Yılbaş'ı öldürmekten yargılandığı dava, bugün (12 Haziran) İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Mahkeme kadın örgütlerinin davaya müdahil olma talebini kabul etmedi.

Avukat Yasemin Öz, Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı'nın ve Amargi Kadın Kooperatifi'nin müdahillik taleplerinin "olayda bu kurumların zarar görmedikleri" gerekçesiyle reddedildiğini bianet'e söyledi.

Gelecek duruşma 10 Temmuz'da
Ancak kadın örgütleri davayı takip etmekte kararlı. Davanın bir sonraki duruşması 10 Temmuz 2008'de yine Sultanahmet Adliyesi'nde görülecek. Ayşe Yılbaş'ın babası Mahmut Yılbaş'tan vekalet alan avukatlar davayı izleyecekler.

Eyüboğlu: Haksız tahrik indirimine engel olmak istiyoruz
Her duruşmada başka bir kadın örgütünün müdahil olmayı talep edeceğini belirten Avukat Meriç Eyüboğlu, amaçlarının bu davada haksız tahrik indirimim mekanizmasının kullanılmamasını sağlamak olduğunu belirtti.

Gülbahar: Ret kararı haksızlık
Türkiye'de çocuklarla ilgili davalara Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'nun (SHÇEK) müdahil olabildiğini söyleyen Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği (Ka-Der) Başkanı Avukat Hülya Gülbahar, Ayşe Yılbaş davasına kadın örgütlerinin müdahil olamamasının haksızlık olduğunu ifade etti.

"Yılbaş kocasını öldürmedi"
"Bu davada dikkat edilmesi gereken nokta şu: Sanık koca Özmen, Yılbaş'a çocuğunu 6 ay göstermemiş. Ayşe bu nedenle kocasını öldürmedi. Ancak sanık koca çocuğunun kendisine 24 gün gösterilmediğini söyleyerek cinayet işleyebiliyor" diyen Avukat Öz, aynı olaya verilen iki farklı tepkinin temelinde ataerkilliğin yattığının altını çizdi.

Kadın örgütleri: Tarafız
Duruşmadan önce kadın örgütleri bir basın açıklaması yaparak davaya taraf olduklarını vurguladılar.

Kadın cinayetlerinde ve kadına yönelik suçlarda "bahane" kabul etmediklerini söyleyen grup adına açıklama yapan Filiz Karakuş her gün erkek yakınları tarafından katledilen kadınlara dair haberlerin medyada yer aldığını anımsattı.

Günaçtı: Yılbaş kadın olduğu için öldürüldü
Amargi ve Lambdaistanbul gönüllüsü Hasbiye Günaçtı "Bu bireysel bir şey değil. Yılbaş kadın olduğu için öldürüldü. Bu ülkede boşanmak isteyen bir kadındı. Erkekler herhangi bir bahaneyle kadınları öldürüyorlar. Bu kadınlar da hep en yakınları oluyor. Bunu yaparken de toplumun erkeğe yüklediği, hak gördüğü her şeyden besleniyorlar" dedi.

Günaçtı bu cinayetlerin politik cinayetler olduğunu, bu davayı deşifre etmek için taraf olduklarını ifade etti.

"Kadına yönelik şiddet üçüncü sayfa haberi olarak kalmasın"
Kadına yönelik şiddetin ve cinayetlerin üçüncü sayfalarda birer örnek olarak kalmasını istemedikleri için burada olduklarını söyleyen Türkiye İnsan Hakları Vakfı'ndan (TİHV) Şükran İrençin "Hem kadına yönelik şiddet hem de işkence konusunda cezasızlığın son bulması gerek" diye konuştu.

Stajyer doktor Yılbaş boşanmak istediği kocası astsubay kıdemli çavuş Özmen tarafından 22 Şubat'ta 12 kurşunla öldürülmüştü. Yılbaş'a "Bir cuma öğle vakti seni öldüreceğim" diyen Özmen 13 Mayıs'ta ilk duruşmada "olay anında kendinde olmadığını" söylemişti. (BÇ/TK)
Old 04-07-2008, 13:04   #93
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Cinsel saldırıya 4 bin 60 yıl ceza


03/07/2008
ABD'nin Teksas eyaletinde 3 kıza cinsel saldırıda bulunan kişi ancak 3209 yılında şartlı tahliyeye hak kazanacak



WEATHERFORD - ABD’nin Teksas eyaletinde 3 kız çocuğuna 2 yıl boyunca cinsel saldırıda bulunan bir kişi, 4 bin 60 yıl hapis cezasına mahkum oldu.

Mahkeme jürisi James Kezin Pope’a her bir cinsel saldırı olayı için 40 ömür boyu hapis ve bir çocukla girdiği üç cinsel ilişkinin her biri için de 20’şer yıl ceza verdi. Savcıların isteği üzerine Bölge Hakimi Graham uisenberry sanığın bu cezaları birbiri peşi sıra çekmesini kararlaştırdı ve sanığı toplam 4 bin 60 yıl hapse mahkum etti. Mahkumun, yaşarsa, 3209 yılında şartlı tahliye hakkı kazanacağı belirtildi. Savcı Robert DuBoise, "cezanın adil olduğunu" söyledi.(aa)

03/07/2008

http://www.radikal.com.tr/Default.as...ticleID=886476
Old 28-08-2008, 11:13   #94
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Töre cinayeti işleyeceklere gün doğdu!



Yargıtay’ın kararına göre töre cinayeti işleyen kişinin cinayeti aile meclisi kararıyla işlediği ispatlanamazsa daha az ceza alacak



ANKARA - Yargıtay 1. Ceza Dairesi, töre cinayetlerinde ‘aile meclisi kararı’ alınmış olmasını şart koştu. Yargıtay’ın bu kararına göre, ‘aile meclisi’nin verdiği karar sonrası cinayet işlendiği ispatlanmazsa sanıklar ‘töre’ suçundan hüküm giymeyecek ve daha az ceza alacaklar.
Yargıtay, verdiği kararda, “Kardeşe, çocuğa ve gebe olduğu bilinen maktüleye karşı işlenen öldürme suçunun alınan aile meclisi kararı sonucu gerçekleştirildiğini gösteren kesin ve inandırıcı kanıt bulunmadığı bu nedenle suçun töre saikiyle işlendiğinden söz edilemeyeceği anlaşıldığı halde, 5237 sayılı TCK’nun 82/1-d-e-f maddeleri yerine 82/1-d-k maddeleri uyarınca karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir” görüşünü dile getirdi.

Yargıtay’ın verdiği bu kararın ardından töre cinayetlerinde “aile meclisiö kararı alınmış olması kriteri aranacak. Töre cinayetlerine ilişkin yapılacak olan soruşturma sonrasında ‘aile meclisi’ kararı alındığı ispatlanırsa, azmettirenler suçundan mahkum olacak. Bu suçlarda ‘aile meclisi’ kararı alındığı ispatalanamazsa suça azmettirenlerin beraat etmesinin önü açılacak.


‘BU KARAR, HAK ETTİĞİ ELEŞTİRİYİ ALACAKTIR’

Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin töre cinayetlerine ilişkin verdiği bu kararı aynı dairenin üyesi olan Salih Zeki İskender eleştirdi. İskender, töre cinayetlerine ilişkin düzenlenen bir sempozyumda bu kararı eleştirerek, “Töre cinayetlerine uygulanan yasa maddesi işlevsiz hale gelecek” dedi.


TÖRE CİNAYETLERİNE AZMETTİRENLERE GÜN DOĞACAK

İskender, bu karar yüzünden töre cinayetlerine azmettirenlerin beraat edebileceğini de belirtti. Yargıtay’ın bu kararının yerleşmeyeceğini ve öğretiden hak ettiği eleştiriyi alacağını umduğunu kaydeden İskender, “Sosyolojik bir kurum olarak ‘aile meclisi’ gibi bir kurum yoktur. Sosyolojik olarak, olmayan bir kurumun varlığından söz edilemezse, vereceği kararın aranması da doğru olmazö dedi.


'AİLE MECLİSİ KARARI, SUÇUN KANITININ ZORUNLU UNSURU DEĞİL’

İskender, konuşmasında şu görüşleri dile getirdi:
“Töre saikiyle öldürme adı üstünde bir saik suçudur. ‘Çok failli bir suç’ değildir. Çoğunlukla öldürülecek ve öldürecek olan aile meclisi kararlarına konu olduğu bir gerçektir. Ancak kişinin tek başına bu kararı alması olanaklıdır. Yeter ki töre saikiyle öldürme eylemini gerçekleştirmiş olsun. Bu bakımdan, öğretide ve uygulamada ileri sürülen görüşlerin aksine ‘aile meclisi kararı’ töre sakinin bir kanıtı sayılabilirse de suçun zorunlu unsuru değildir. ‘Aile meclisi kararı’ varsa bu karara katılanların hukuksal konumları ‘suça katılma’ kurallarıyla çözülmesi gereken bir sorundur. Failde ‘töre saikinin’ bulunduğunun kabul edilebilmesi için, ölüm kararının ‘aile meclisi’ tarafından alınması, suçun aile mensubu bir kişiye işlettirilmesi, mağdurun çoğunlukla aile bireyi olması ve törelere göre ‘meşru’ sayılan bir davranış nedeniyle gerçekleştirilmesi gibi (evlilik öncesi cinsel ilişki, zorla evlenmeye karşı çıkma gibi) ölçütlerden yararlanılabilirse de, bunun somut olayda tespiti oldukça güç görünmektedir. Özellikle öldürülenlerin yakınları, suça katılmasalar bile törenin kurallarına boyun eğerek bu nedenle yakınlarının öldürülmesine göz yummakta ve davaya katılmadıkları, gerçeğin ortaya çıkarılmasında adli makamlara bilgi vermedikleri genellikle gözlenmektedir.” (anka)

28/08/2008

http://www.radikal.com.tr/Default.as...&CategoryID=77
Old 30-08-2008, 23:31   #95
Av. Semra CANPOLAT

 
Varsayılan

Mevzuatta yapılan her yenilik ve değişiklik, mahkemelerce verilen her karar ileriye atılan birer adım olması gerekirken, Yargıtayın böyle bir karara imza atarak geri adım atması doğrusu çok şaşırtıcı. Yaşam hakkı, hukuken korunması gereken mutlak bir haktır. Yargıtayın kararı doğrultusunda korunması mümkün değildir. Saygılarımla…
Old 05-09-2008, 20:14   #96
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

"Kadınların Katillerini Yargıtay Koruyor"

Kadın örgütleri "aile meclisi kararı" görmediği için "töre cinayeti değil" diyen Yargıtay'ı "yasaları hiçe saydığı"nı söyleyerek kınadı; kadın katlinin "nitelikli insan öldürme" suçu kapsamına alınmasını istedi.



100'den fazla kadın örgütü, Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin yasada böyle bir koşul olmamasına karşın aldığı, "aile meclisi kararı" görmediği için kadın katlini "töre" cinayetinden saymama kararını kınadı.

81 örgütün oluşturduğu Avrupa Kadın Lobisi Türkiye Koordinasyonu, yeni ceza yasasının hazırlandığı süreçte baskı grubu oluşturan TCK Kadın Platformu'nu oluşturan örgütler ve diğer kadın örgütleri, "namus bahanesiyle işlenen" tüm cinayetlerin nitelikli insan öldürme suçu kapsamına alınmasını istedi.

AKP hükümeti, yasayı yazarken, kadın örgütlerinin "namus cinayeti" önerisini görmezden gelerek "töre" saikiyle işlenmiş cinayetler ifadesini yeğlemişti. Ancak yasaya göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası öngören bu durumda da ceza indirimi öngören "haksız tahrik" maddesi kullanılamıyor.

"Yargıtay'a soruyoruz: Aile meclisinin varlığı nasıl ispat edilir?"
Kadın örgütleri, Yargıtay'ın bu kararla kadınları öldürenlerin en ağır cezayı almasın engellediğini ve bunun katilleri korumak anlamına geldiğini vurguladı; şu soruları sordu:

Yargıtay, "namus" cinayetlerinin kadının eşi, sevgilisi, akrabaları tarafından, aileden bir ya da birkaç kişinin bilgisi dahilinde/kararıyla işlendiğinden haberdar değil midir?
"Aile meclisi"nin herhangi bir hukuki veya resmi tanımı var mıdır? Kimler tarafından, nasıl kurulur? Varlıkları nasıl ispat edilir?
Aile meclisi kararı" nasıl kanıtlanır? Öldürüleceğini bile bile "aile meclisi" kararıyla cinayet işlendiğine kim tanıklık eder?
"Yasa yetmiyor"
Örgütler, TCK'nin suçları "töre saikiyle işlenen suçlar" adı altında sınırlayarak, "namus" bahanesiyle kadınlara karşı işlenen suçların tümünü kapsamaktan uzak kaldığını ve katillerin cezasız kalmasına neden olduğunu saptadıktan sonra, şunları da talep etti:

Kadına karşı şiddete son vermek için devletin gerekli düzenlemeleri yapmasını ve yasaların hukuk dışı yorumlara yer vermeyecek şekilde uygulanmasını,
“Namus” bahanesiyle işlenen tüm cinayetlerin nitelikli insan öldürme suçu kapsamına alınmasını talep ediyoruz.
Açıklamaya imza atan örgütler şöyle:

Avrupa Kadın Lobisi - Türkiye Koordinasyonu (Üye 81 Kadın Örgütü)

TCK Kadın Platformu: Amargi Kadın Dayanışma Kooperatifi, Ankara Kadın Dayanışma Vakfı, Cumhuriyet Kadınları Derneği, Çanakkale Kadının El Emeği Değerlendirme Derneği - Kadın Danışma Merkezi, Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi, Edirne Kadının İnsan Hakları ve El Ürünleri Girişimi, Filmmor Kadın Kooperatifi, IRIS Esitlik Gözlem Grubu, Kadın Adayları Destekeleme ve Eğitme Derneği (KA-DER), Kadının İnsan Hakları - Yeni Çözümler Derneği, Kadınlarla Dayanışma Vakfı, Kaya Derneği, Kırk Örük Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Kooperatifi, KAOS GL Ankara, Lambda İstanbul, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, Okmeydanı Morkağıt Kadın Atölyesi, Türk Kadınlar Birliği, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi, Umut Işığı Kadın Kooperatifi, Van Kadin Dernegi- VAKAD, YAKA-KOOP, Yaşam Kadın Kooperatifi

Diğer İmzacı Örgütler: Ankaralı Feministler, Ayvalık Bağımsız Kadın İnisiyatifi, Bitlis Güldünya Kadın Derneği, Çalışan Kadının İnsan Hakları Derneği, ÇEKEV- Çiğli Evka 2 Kadın Kültür Evi, Egeli Kadın Yazarlar Platformu, EVKAD - Adana, İzmir Kadın Dayanışma Derneği, KA-DER Ankara, Kadın Yazarlar Derneği, Kadınlara Hukuki Destek Merkezi Derneği - KAHDEM, Kadınların Medya İzleme Grubu - MEDİZ, Karadeniz Kadın Dayanışma Derneği, KAZETE Bağımsız Kadın Gazetesi, Pembe Hayat LGBTT Derneği, Sosyal Kalkınma ve Cinsiyet Eşitliği Politikaları Merkezi- SOGEP, Uçan Süpürge. (TK)

BİA Haber Merkezi - İstanbul
http://bianet.org/bianet/kategori/ka...or?from=bulten
05 Eylül 2008, Cuma
Old 17-06-2009, 12:18   #97
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Antalya'da, tartışmaları sırasında kendisini aldattığını itiraf eden eşinin boğazını bıçakla keserek öldüren ve ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılanan sanık, tahrik indirimi uygulanarak 17 yıl 6 hapis cezasına çarptırıldı.

AA

16 Haziran. 2009 Salı

http://www.habervitrini.com/haber.asp?id=406601
Old 21-06-2009, 10:14   #98
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Yargıtay, Diyarbakır'da sevdiği kızı, kendisini aldattığı gerekçesiyle yakarak öldüren sanığa verilen cezayı, ''töre'' kapsamına alarak onadı.

Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Diyarbakır'da 2003 yılında, dayısının oğlu N.Ö. ile birlikte, sevgilisi N.Y'yi, başka erkeklerle ilişkisi olduğu gerekçesiyle yakarak öldüren Ş.D'ye, verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını, ''töre'' kapsamına aldı.

YARGITAYIN KARARI

Kararda, incelenen dava dosyasına göre, verilen hükümde, düzeltme nedeni dışında bir eksikliğin görülmediği belirtildi. Yargıtay 1. Ceza Dairesinin kararında şu ifadeye yer verildi:

''Sanık Ş.D. ile maktule N.Y. arasında gönül ilişkisi olduğu, maktulenin başka erkeklerle ilişkisi olduğu gerekçesiyle sanık Ş.D'nin diğer sanık N.Ö. ile birlikte maktuleyi olay yerine götürdükten sonra etkisiz hale getirip çantasındaki eşyaları maktulenin üzerine dökmek suretiyle yakarak ölümüne neden oldukları anlaşılmaktadır.

Olayda, sanık Ş.D'nin maktulenin bu davranışını namus ve şerefini eksilten bir davranış olarak nitelendirerek diğer sanık N.Ö'nün de katılımıyla eylemlerini, töre/namus saikiyle gerçekleştirdikleri anlaşılmakla, TCK'nın 'Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürmek' suçunu kapsayan 82/1-b maddesi yanında 'töre saikiyle' hükmünü içeren 'k' bendi uyarınca da hüküm kurulması gerektiğinden kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.''

CİNSEL ORGANINI YAKTILAR

Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın gerekçeli kararında, sanıklar Ş.D. ve dayısının oğlu N.Ö'nün planlı bir şekilde maktul N.Y'yi öldürdükleri belirtildi.

Kararda, maktul N.Y'nin cinsel organına yanıcı madde dökülüp, yakılarak öldürüldüğünün tespit edildiği vurgulandı.

Sanıklar Ş.D. ve N.Ö, yapılan yargılamanın ardından TCK'nın 'Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürmek' suçunu kapsayan 82/1-b maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.

Ceza, sanıkların yargılama esnasındaki davranışları dikkate alınarak, müebbet hapis cezasına dönüştürülmüştü.

''KARAR OLUMLU''

Diyarbakır Barosu avukatlarından Meral Danış Beştaş, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin verdiği kararı olumlu karşıladıklarını söyledi.

Beştaş, işlenen cinayetin ''namus cinayeti'' olarak değerlendirilmesinin doğru olduğunu belirterek, ''Yargıtayın bu kararını çok olumlu buluyoruz. Bunun namus cinayeti olarak değerlendirilmesi doğrudur. Bu tip cinayetleri, namus saikiyle geniş yorumlamak lazım. Namus cinayetlerinin önlenmesi açısından son derece etkili bir karar. Biz kadın hakları savunucuları olarak da TCK'nın 82/1-k bendinde 'aile meclisi' kararının aranmasına gerek olmadığı görüşündeyiz'' dedi.

Hürriyet
Old 22-06-2009, 08:31   #99
av.sally

 
Varsayılan

--------------------------------------------------------------------------------

HAKİM'DEN EN ROMANTİK CEZA

22 Haziran 2009 07:45
Üzerine kuma getirdiği eşine şiddet uyguladığı gerekçesiyle yargılanan kişiyi hakim 5 ay boyunca çiçek götürme cezasına çarptırdı. Hakimin verdiği kararda eşin 'Ben hayatımda karıma hiç çiçek getirmedim ki” demesi etkili oldu
Diyarbakır'da üzerine kuma getirdiği eşine ve çocuğuna şiddet uyguladığı gerekçesiyle yargılanan kişi, duruşmada "Eşime bugüne kadar çiçek götürmüş değilim" deyince, eşine 5 ay boyunca çiçek götürme cezasına çarptırıldı. Diyarbakır 1. Sulh Ceza Mahkemesindeki duruşmada, eşine şiddet uyguladığı gerekçesiyle yargılanan 7 çocuk babası kapıcı Hayrettin Çetintaş hazır bulundu.

"KARIM BANA İLLALLAH ÇEKTİRİYOR"

Duruşmada savunma yapan sanık Hayrettin Çetintaş, resmi nikahlı eşinin yanısıra imam nikahıyla birlikte yaşadığı kişi bulunduğunu ifade etti. Her iki kişiyle sorunu bulunmadığını belirten Çetintaş, şunları söyledi:

"Ama bazen dargınlıklar oluyor. İkinci eşimi yeni aldım. Kendisi yeni geldiğinden midir bilmiyorum ağzını dahi açmıyor. Ama eski karım bana illallah çektiriyor. Ayrı ev tutmamı istiyor. Kapıcılık yapıyorum ve çok yoruluyorum. Onlardan bana yardımcı olmalarını istiyorum. İş yoğunluğunda bana yardımcı olmayan çocuğuma da vurmuş olabilirim. Onun iyiliğini düşünüyorum."

Bu arada, Sanık Çetintaş, "İlk eşimin doğum gününü ve evlilik yıl dönümünü filan bilmem. Bugüne kadar da çiçek filan götürmüş değilim" deyince hakim, sanığa Denetimli Serbestlik Uygulaması kapsamında haftada 1 defa olmak üzere 5 ay boyunca eşi Ayşe'ye çiçek götürme cezası verdi. Hayrettin Çetintaş, 10 yaşındaki oğlu Hasan'ı dövdüğü için de aile ilişkileri ve çocuk gelişimi konulu, ayda 1 adet olmak üzere 5 kitap okuma cezasına çarptırıldı.
Old 23-06-2009, 08:46   #100
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Romantik ceza diye başlık atılmış ama bence duyarsız ceza... Sanık, şiddetine bahaneler arıyor, kuma getirmeyi olağan sayıyor ve buna karşın hapis cezası yerine denetimli serbetlik tedbiri uygulanıyor. Yani mahkeme adama sen bu yolda devam et ama biraz çiçek götür diyor.
Old 23-06-2009, 14:01   #101
lawyer_721

 
Varsayılan

romantik bir ceza olabilir; ama pratik olmadığı kesin. kumaya da şiddete te ses çıkarılmıyor. kaldı ki sanığın sosyo-ekonomik durumuyla da bağdaşmıyor. gazetelerde haberin devamını okudum. sanık: "bu karar benim onurumu rencide etti, toplum arasına çıkamıyorum, boşanmaya kadar bu iş gider, o zaman mahkeme gelsin eşime ve çocuklarıma baksın" demiş. yani Allah korusun romantik karar trajik sonuçlara yol açabilir.
bazı kararlar nasıl veriliyor anlamak mümkün değil. cezanın gerekçesi kadar, hangi cezanın verileceği de çok önemlidir. sahi suçluların cezalandırılma amacı neydi? pek de önemli değil. hakimlerin keyfine kalmış, pardon tekdir yetkisine
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Haksız tahrik arzaplı Hukuk Soruları 7 16-02-2012 18:17
Haksız Tahrik İle İlgili Yargıtay Kararları Seyda Ceza Hukuku Çalışma Grubu 15 19-09-2011 11:18
Kasten Öldürmeye Teşebbüs ve Haksız Tahrik Kemal Yıldırım Ceza Hukuku Çalışma Grubu 16 04-08-2011 22:14
haksız tahrik alp213128 Ceza Hukuku Çalışma Grubu 2 23-04-2007 23:24


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06288195 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.