Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

evlilik sözleşmesinin geçersizliği/ yargıtay kararı

Yanıt
Old 20-12-2010, 23:03   #1
av.ankarahukuk

 
Varsayılan evlilik sözleşmesinin geçersizliği/ yargıtay kararı

Sayın meslektaşlarım, eşler arasında yapılacak evlilik sözleşmesinin geçersiz olacağını düşünmekteyim; ancak bu konuda mümkünse bir yargıtay kararı paylaşabilir misiniz?
Saygılarımla.
Old 21-12-2010, 12:04   #2
ayşekömürcü

 
Varsayılan

neden geçersiz olsun ki?
Old 21-12-2010, 14:22   #3
av.ankarahukuk

 
Varsayılan

Sorum sanırım yanlış anlaşılmaktadır.Evlilik sözleşmesinden kastım; evli tarafların evlenmeden önce veya evlendikten sonra akdettikleri aralarındakı ilişkiyi düzenleyen sözleşmedir. Bu tür sözleşmelerle genellikle Avrupa'da karşılaşılmaktadır. Mesela bu konuda örnek verilecek olursa:

Alıntı:
Amerikalı pop şarkıcısı ve oyuncu Jennifer Lopez`in nişanlısı Ben Affleck`in önüne koyduğu evlilik anlaşması ‘‘haftada en az 4 kez birlikte olunacak’’ gibi ilginç maddeler içeriyor.

Alman Focus Dergisi`ndeki habere göre Lopez`in evlenmeden önce anlaşmayla garantiye almak isteği bazı koşullar şöyle:



Haftada en az 4 kez birlikte olunacak.
Kaç çocuk yapılacağına Lopez karar verecek.
Aldatan eş diğerine 5 milyon dolar ceza ödeyecek.
Diğerine bağıran eş 10 bin dolar ceza ödeyecek.
Sık sık karşılıklı sürpriz hediyeler alınacak.
Bayram ve evlilik günleri beraber geçirilecek. Gelmeyen eş kendini küçük bir tatille affettirecek.
Old 21-12-2010, 21:35   #4
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Değerli meslektaşım, evlilik/aile kamu düzeni ve toplum menfaati ile doğrudan ilgili sosyal müeseselerdir. Bu sebeple, yasa/anayasa toplumun temeli sayılan evliliği, aileyi, eşlerin yüküm ve haklarını, birliğin sona ermesini genelgeçer, soyut, objektif ve toplum menfaatini öne çıkaran düzenlemelere bağlamıştır. Bu sebeple kişilerin kendi özel konumlarından, maddi varlıklarından, ahlaki ve fikri telakkilerinden, yaşam tarzlarından yola çıkarak özel ilişki ve rejimler belirlemesine hem meselenin ait olduğu sosyal kurum hem de hukukumuz müsait değildir. Belirttiğiniz türden sözleşmeler kanımca hukuken kesin hükümsüzdür. Saygılarımla.
Old 21-12-2010, 22:03   #5
av.ankarahukuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay

Belirttiğiniz türden sözleşmeler kanımca hukuken kesin hükümsüzdür.

Saygıdeğer üstadım bu konuda kesinlikle aynı fikri paylaşmaktayız. Ancak tüm çabalarıma rağmen bu konuya ilişkin bir yargı kararı bulamadım. Bu konuya ilişkin bir yargıtay kararı yayımlayarak forumumuza katkıda bulunulabilirse müteşekkir olurum. Saygılarımla.
Old 21-12-2010, 22:21   #6
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.ankarahukuk
Saygıdeğer üstadım bu konuda kesinlikle aynı fikri paylaşmaktayız. Ancak tüm çabalarıma rağmen bu konuya ilişkin bir yargı kararı bulamadım. Bu konuya ilişkin bir yargıtay kararı yayımlayarak forumumuza katkıda bulunulabilirse müteşekkir olurum. Saygılarımla.

Bu kararı bulabildim. Ülkede pek yaygın ve yargı mercilerine intikal etmemiş olmasının da içtihat yetersizliğine etkisi olsa gerek. Saygılarımla.

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 1974/1315

K. 1974/2185

T. 11.4.1974

• BOŞANMA DAVASI ( Kolaylaştırıcı veya Sağlayıcı Sözleşmelerin Geçersizliği )

• NAFAKA ( İstenmemesine İlişkin Protokolün Geçersizliği )

• NİKAHTAN ÖNCE YA DA SONRA YAPILAN SÖZLEŞMELERİN GEÇERSİZLİĞİ ( Boşanmayı Kolaylaştırıcı veya Sağlayıcı Nitelikte Olması )

• KİŞİLİK HAKLARINDAN VAZGEÇİLEMEMESİ ( Nafaka İstenmemesine İlişkin Yapılan Sözleşme )

818/m.18

743/m.5,23

ÖZET : Boşanmayı kolaylaştırıcı veya sağlayıcı nitelikte, nikahtan önce ya da sonra yapılan her tür sözleşme geçersizdir nafaka istenmemesine ilişkin protokol kişilik haklarından vazgeçilememesi nedeniyle geçersizdir.
DAVA : A. tarafından karısı S. aleyhine açılan boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda tarafların boşanmalarına dair verilen hükmün nafakaya ait kısmı davacı ve esasa ait kısmının da temyizen tetkiki davalı tarafından istenilmekle dosyadaki bütün kağıtlar okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalı ile evlenmelerinin gerçek anlamda evlilik birliği kurma amacına yönelik olmayıp, doğan çocuğun durumunu düzeltmek ve ailenin şeref ve itibarını korumak maksadına bağlı olduğunu, bu yüzden de nikahdan sonra eşlerin bir araya gelmediklerini, esasen 29.5.1971 günlü protokol ile de boşanma konusunda anlaşmaya vardıklarını beyanla boşanmalarına karar verilmesini istemiş, davalı taraf ise bu görüşe karşı koymuş, mahkeme eşleri boşamıştır.
1 - Medeni Kanunun 5. maddesi gereğince, Borçlar Kanunu`nun sözleşmelerle ilgili hükümlerinin Medeni Hukuk ilişkilerinde de uygulanması gerekir ise de, olayda Borçlar Kanunu`nun 18. maddesinden yararlanmak mümkün değildir. Çünkü, geçerliği Resmi bir memurun katılmasına bağlı tutulan ve özel bir önem taşıyan evlenme, evlat edinme gibi konularda Borçlar Kanunu`nun 18. maddesine dayanılamaz. Bu çeşit sözleşmelerle güdülen amaç ne olursa olsun, hatta taraflar gizli bir sözleşme ile bunun geçersizliğini önceden tespit etmiş olsalar bile evlenme geçerli kalır ( Prof. Von Tuhr Borçlar Hukuku, Cevat Edege tercümesi 1952, cilt 1 sahife 292, Prof. Esat Arsebük Borçlar Hukuku, 1943 cilt 1 sahife 405-406 ). Evlenme sözleşmelerinde muvazaa ileri sürülemiyeceği için, bazı devletler bu konuda özel ve ayrık hükümlere yer vermişlerdir. Mesela: 1946 tarihli Alman evlenme kanununa göre kadının, sırf erkeğin adını veya vatandaşlığını taşıyabilmesi amacı ile yapılan evlenmeler geçersiz sayılmış, İsviçre Medeni Kanunu`nun Türk Medeni Kanunu`nun 112. maddesinin karşılığı olan 120. maddesine 1952 yılında yapılan bir ekleme ile; sırf vatandaşlık kazanmak için yapılan evlenmeler batıl kabul edilmiştir ( Prof. Kenan Tunçomag, Borçlar Hukuku, 1972, cilt 1 sahife 199 ). Görülüyorki evlenme konusunda muvazaaya dayanılamayacağı cihetle, bir takım sun`i ( cali ) evlenmelerin olageldiği gerçeği karşısında kaynak İsviçre Kanununa özel hüküm konmuş, Almanya`da ise özel kanunla buna engel olunmuştur. Öyle ise amaç ne olursa olsun, Türkiye`de evlenme sözleşmesinin muvazaa sebebiyle iptali söz konusu olamaz. Bunun tabii sonucu olarak da, ister nikahdan önce ister nikahdan sonra olsun boşanmayı sağlayıcı yahut kolaylaştırıcı her çeşit sözleşme geçersiz olur. İlmi ve kazai içtihadlar da bu konuda söz birliği içindedir: ( Prof. A. Egger, İsviçre Medeni Kanunu Şerhi, Aile Hukuku, Tahir Çağa Tercümesi, 1943, sahife 274, Prof. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu Türk Medeni Hukuku, Aile Hukuku 1965, sahife 244, Yargıtay İkinci Hukuk Dairesi 8.2.1973 gün ve 463/674 sayılı kararı ve benzerleri ).
O halde davacının dayandığı 29.5.1971 günlü protokol gerek doğrudan doğruya, gerekse yorum ile boşanma kararı vermeye hiç bir bakımdan yeterli bir belge niteliği taşımamaktadır.
Öte yandan, nikahdan sonra eşlerin birleşmemiş olmaları geçimsizlik sebebiyle boşanma davası açmaya engel olmamakla beraber, toplanan deliller nikahlılar arasında nikahdan sonra meydana gelmiş ve ortak hayatı çekilmez hale getirecek derecede, şiddetli geçimsizliğin varlığını kabule yeterli ve elverişli değildir. Kaldı ki davacının başka bir kadınla ilişki kurduğu ve böylece aile birliğine karşı sadakatsız duruma düştüğü için esasen dava hakkı da yoktur.
Yukarıda açıklandığı gibi, davanın reddi gerekirken olaya uymayan düşüncelerle boşanmaya karar verilmesi isabetsizdir.
Old 22-12-2010, 10:55   #7
ayşekömürcü

 
Varsayılan

Boşanmayı kolaylaştırıcı veya sağlayıcı nitelikte, nikahtan önce ya da sonra yapılan her tür sözleşme geçersizdir
Yani bu cümleden boşanmayı kolaylaştıran sözleşmeler geçersizdir diye mi anlam çıkarmalıyız?yoksa evlilikle ilgili tüm sözleşmeler mi geçersizdir demeliyiz.
Old 22-12-2010, 11:05   #8
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan eylülkömürcü
Boşanmayı kolaylaştırıcı veya sağlayıcı nitelikte, nikahtan önce ya da sonra yapılan her tür sözleşme geçersizdir
Yani bu cümleden boşanmayı kolaylaştıran sözleşmeler geçersizdir diye mi anlam çıkarmalıyız?yoksa evlilikle ilgili tüm sözleşmeler mi geçersizdir demeliyiz.

Değerli meslektaşım, söylediğiniz iki sonucun çıkarılması da mümkün değildir. Yorum kuralları buna izin vermez.

1. Söz konusu Yargıtay kararında dairenin incelediği olaydaki sözleşme bu niteliktedir tesadüfen, o kadar.
2. Yasanın yer verip düzenlediği sözleşmeler geçersiz denilemez.
Saygılarımla.
Old 22-12-2010, 11:10   #9
ayşekömürcü

 
Varsayılan

Umarım doğru anlamışımdır.Evlilik birliğini yıkıcı,bireylerin kişilik haklarından vazgeçtiği hükümler varsa sözleşme geçersiz.Böyle bi durum yoksa sözleşmeler geçerli mi?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
kefalet sözleşmesinin geçersizliği av. hamza nuh özer Meslektaşların Soruları 22 20-06-2014 19:07
İŞ sözleşmesinin bildirimsiz feshi ile ilgili Yargıtay kararı Ase Meslektaşların Soruları 2 04-10-2010 10:44
yargıtay kararı 5237 SY TCK 136.maddesi ile igili yargıtay kararı ? zlm Meslektaşların Soruları 1 30-03-2010 12:08
noter sözleşmesinin geçersizliği erk42 Meslektaşların Soruları 1 21-06-2006 00:01


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05838394 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.