Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

kamulaştırma tahsis amacının sona ermesi ile vatandaşın iade hakkı varmı?

Yanıt
Old 26-05-2008, 10:55   #1
av.bengü bulut

 
Varsayılan kamulaştırma tahsis amacının sona ermesi ile vatandaşın iade hakkı varmı?

Merhaba,herkese iyi çalışmalar.Müvekkile ait bir taşınmaz 1990 yılında milli savunma bakanlığınca kamulaştırılmış.Ancak son yıllarda hiçbir çalışması yok.Üstelik,askeriyenin yeri yavaş yavaş boşalttığını ve artık oradan tamamen çıkacağını haricen öğrenmiş bulunuyoruz.Şimdi müvekkil yerin iadesini-kamulaştırma tahsis amacı sona erdiği için-talep etmekte.Bu durumda önce idare ile,yani milli savunma baknalığına mı başvurmalı,yoksa dava mı açmalı?tabi nasıl bir dava olur?yardımlarınız için şimdiden teşekkürler.
Old 26-05-2008, 17:10   #2
Av. Murat Safkalp

 
Varsayılan

4650 SAYILI YASA İLE DEĞİŞİK 2942 SAYILI KAMULAŞTIRMA KANUNU

İKİNCİ BÖLÜM

Kamulaştırmadan Vazgeçme ve Geri Alma

İdarenin tek taraflı vazgeçmesi

Madde 21 - İdare kamulaştırmanın her safhasında kamulaştırma kararı veren ve onaylayan yetkili merciin kararı ile kamulaştırmadan tek taraflı olarak kısmen veya tamamen vazgeçebilir. Şu kadar ki, dava sırasında vazgeçme halinde dava giderleri ile harç, harcanan emek ve işin önemi gözetilerek mahkemece maktuen takdir olunacak avukatlık ücreti idareye yükletilir.

Tarafların anlaşmasıyla vazgeçme ve devir

Madde 22 - (Değişik birinci fıkra: 24/4/2001 - 4650/13 md.) Kamulaştırmanın ve bedelinin kesinleşmesinden sonra taşınmaz malların kamulaştırma amacına veya kamu yararına yönelik herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumu kalmaması halinde, keyfiyet idarece mal sahibi veya mirasçılarına 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre duyurulur. Bu duyurma üzerine mal sahibi veya mirasçıları, aldığı kamulaştırma bedelini üç ay içinde ödeyerek taşınmaz malını geri alabilir.

Ancak, kamulaştırılan taşınmaz mala kamulaştırmayı yapan idare dışında başka bir idare, kamulaştırma yoluyla gerçekleştirebileceği bir kamu hizmeti amacıyla istekli olduğu takdirde, yukarıdaki fıkra hükmü uygulanmayarak bu Kanunun 30 uncu veya 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanununun 23 üncü maddesine göre işlem yapılır.

Mal sahibinin geri alma hakkı

Madde 23 - Kamulaştırma bedelinin kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl içinde, kamulaştırmayı yapan idarece veya 22 nci maddenin ikinci fıkrası uyarınca devir veya tahsis yapılan idarece; kamulaştırma ve devir amacına uygun hiç bir işlem veya tesisat yapılmaz veya kamu yararına yönelik bir ihtiyaca tahsis edilmeyerek taşınmaz mal olduğu gibi bırakılırsa, mal sahibi veya mirasçıları kamulaştırma bedelini aldıkları günden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte ödeyerek, taşınmaz malını geri alabilir.

(1) Bu fıkrada yeralan; "16, 17 ve 19 uncu maddelere dayanılarak" ibaresi, 24/4/2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanunla "Bu Kanun uyarınca" şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.

Doğmasından itibaren bir yıl içinde kullanılmayan geri alma hakkı düşer.

Aynı amacın gerçekleşmesi için birden fazla taşınmaz mal birlikte kamulaştırıldığı takdirde bu taşınmaz malların durumunun bir bütün oluşturduğu kabul edilerek yukarıdaki fıkralar buna göre uygulanır.

Özel kanunlarda bu maddenin uygulanmayacağına ilişkin hükümler saklıdır. 1164 sayılı Arsa Ofisi Kanununa dayanılarak yapılan kamulaştırmalarda ve bu Kanunun 3 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında belirtilen hallerde yapılacak kamulaştırmalarda bu madde hükmü uygulanmaz.
Old 26-05-2008, 17:22   #3
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
18.Hukuk Dairesi

Esas: 2007/4516
Karar: 2007/4620
Karar Tarihi: 21.05.2007

ÖZET: Kamulaştırma işleminin amacı, imar planında ilköğretim alanı olarak ayrılmış bulunan taşınmaz üzerinde ihtiyaç doğduğunda okul yapılmasıdır. İmar Planındaki tahsis amacı değişmediği sürece bu amaç her zaman gerçekleştirilebilecek olup, ilköğretim alanı olarak imar planına alınması ve bu durumun değişmemesi işlem niteliğindedir. Bu nedenle davanın reddi gerekir.

(2942 S. K. m. 22, 23)

Dava: Dava dilekçesinde Kamulaştırma Yasasının 23. maddesi uyarınca tescil istenilmiştir.

Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar: Dava dilekçesinde; okul yapılması amacıyla kamulaştırılan ve mülkiyeti devredilen taşınmaz üzerinde idare tarafından kamulaştırma amacına uygun hiçbir faaliyette bulunulmadığı ileri sürülerek, Kamulaştırma Yasasının 23. maddesi hükmü gereğince idare adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıt ve tescili istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kamulaştırma Yasasının 23.maddesinin birinci fıkrası <Kamulaştırma bedelinin kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl içinde, kamulaştırmayı yapan idarece veya 22. maddenin ikinci fıkrası uyarınca devir veya tahsis yapılan idarece; kamulaştırma ve devir amacına uygun hiçbir işlem veya tesisat yapılamaz veya kamu yararına yönelik bir ihtiyaca tahsis edilmeyerek taşınmaz mal olduğu gibi bırakılırsa, mal sahibi veya mirasçıları kamulaştırma bedelini aldıkları günden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte ödeyerek taşınmaz malını geri alabilir.> hükmünü içermekte olup, geri çevirme kararı üzerine dosyaya getirtilen Belediye İmar Müdürlüğü yazısı ve ekindeki plan örneğine göre davaya konu taşınmaz imar planında <İlköğretim Alanı> olarak ayrılmıştır. Davacının 15.09.1998 tarihli dilekçesi üzerine başlatılan kamulaştırma işleminin amacı, imar planında ilköğretim alanı olarak ayrılmış bulunan taşınmaz üzerinde ihtiyaç doğduğunda okul yapılmasıdır. İmar Planındaki tahsis amacı değişmediği sürece bu amaç her zaman gerçekleştirilebilecek olup, ilköğretim alanı olarak imar planına alınması ve bu durumun değişmemesi de yasanın 23. maddesinde sözü edilen işlem niteliğindedir.

Bu nedenle davanın reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.

Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.05.2007 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 26-05-2008, 17:26   #4
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2007/5-810
Karar: 2007/849
Karar Tarihi: 14.11.2007

ÖZET: Davalı idarece kamulaştırma amacına uygun olarak kamulaştırılan ta&shy;şınmaz bu güne kadar olduğu gibi muhafaza edilmiştir. Kaldı ki; kamulaştıran idare taşınmazın kamulaştırma anındaki fiili durumunun korunması için çeşitli yazışmalar yapmıştır. Bu yazışmalarda işlem mahiyetindedir. Bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekir.

(2942 S. K. m. 22, 23) (HGK 08.05.2002 T 2002/5-373 E. 2002/387 K.)

Taraflar arasındaki <Kamulaştırma Kanununun 23. maddesi uyarınca geri alma> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İ.... Asliye 8. Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 25.10.2005 gün ve 2005/21 E., 2005/330 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 23.03.2006 gün ve 2005/14448-2006/3355 sayılı ilamı ile;

(...Dava, Kamulaştırma Kanununun 23. maddesine göre geri alım istemine ilişkindir.

Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf ve&shy;killerince temyiz edilmiştir.

Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine,

Davalı idare vekilinin temyizine gelince;

B... Ağası C... A... Vakfından F.... K.... C... A.... Medresesinin görünü&shy;münün korunulması amacıyla dava konusu taşınmaz olduğu gibi bırakılmak amacıyla (sınırlandırma belgesi ile) kamulaştırılmıştır.

Davalı idarece kamulaştırma amacına uygun olarak kamulaştırılan ta&shy;şınmaz bu güne kadar olduğu gibi muhafaza edilmiştir. Kaldı ki; kamulaştıran idare taşınmazın kamulaştırma anındaki fiili durumunun korunması için çeşitli yazışmalar yapmıştır. Bu yazışmalarda işlem mahiyetindedir. Bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı düşüncelerle kabulüne karar verilmesi,

Doğru görülmemiştir...)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çev&shy;rilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, Kamulaştırma Kanununun 23. maddesine göre taşınmazın geri alım istemine ilişkindir.

Davacı vekili; dava konusu 52 ada 5 parsel sayılı taşınmaz tapuda mü&shy;vekkili adına kayıtlı iken Vakıflar Genel Müdürlüğü Vakıflar Meclisi'nin 20.12.1988 tarihli kararıyla B.... Ağası C.... A.... Vakfından f..... k.... C.... A.... (S....) medresesinin görünümünün tam olarak ortaya çıkarılması, çevreden zarar görmesinin önlenmesi ve kullanmada kolaylık sağlanabilmesi amacı ile kamulaştırıldığını, müvekkili tarafından davalı idare aleyhine açılan ve 20.1.2000 tarihinde kesinleşen bedel artırma davasında hükmedilen bedel farkının halen davalı idarenin uhdesinde bulunduğunu, taşınmaza 5.5.1991 tarihinde fiilen el atan davalı idarenin kamulaştırma bedelinin kesinleştiği 20.1.2000 tarihinden itibaren beş yıl içinde kamulaştırma amacına uygun hiçbir işlem ve tesis yap&shy;madığı gibi, taşınmazı olduğu gibi bırakarak kiraya vermek suretiyle gelir elde ettiğini, taşınmaz üzerinde bulunan binanın alt katını berber dükkanı olarak kullanan müvekkilinin eşine karşı idarece ecrimisil istemiyle dava ikame edildiğini ve ikinci katın da halen bir Turizm şirketinin kirası altında bulunduğunu, dolayısıyla taşınmazın geri alma koşullarının oluştuğunu ileri sürerek; bedel artırma davasında hükmedilen 355.084.640 TL davalı idareden tahsil edilmedi&shy;ğinden bu miktarın hesaplama dışı bırakılarak, müvekkiline başlangıçta ödenen 85.480.012 TL çekişmesiz bedelin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıya iadesi ile, dava konusu 52 ada 5 parsel sayılı taşınmazın davalı idareden geri alınarak müvekkiline verilmesi zımnında tapu kaydının iptaline ve yeniden müvekkili adına tesciline; yapılacak hesaplama sonucunda buluna&shy;cak miktardan müvekkilinin başlangıçta yaptığı mahkeme masrafları ile davalı idarenin kamulaştırmanın gayesi dışında elde ettiği gelirlerin mahsubuna ve buna göre miktar tayinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü vekili; dava konusu 52 ada 5 parsel sayılı taşınmazın, aynı yerde bulunan ve birinci derecede korunması gerekli eski eserlerden olan C... (S....) Medresesinin korunma alanında bulunması nedeniyle, İ.... 1 Nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 5.10.1988 gün ve 565 sayılı kararına dayanılarak kamulaştırıldığını, kamulaş&shy;tırmaya esas alınan ve <52 ada 5 sayılı parsel üzerindeki taşınmaza medresenin bu cephesinin orijinal durumunu elde edebilmek amacı ile sınırlandırılma getirildiğini> belirtilen söz konusu Kurul Kararındaki sınırlandırmanın, parseldeki mevcut yapının yıkılması anlamına gelmeyip mevcut haliyle sınırlandırılmasını öngördüğünü, bu itibarla taşınmaz üzerinde her hangi bir işlem veya inşai faa&shy;liyet yapılmasına gerek bulunmadığını; ayrıca halen Kurulda onaylanma aşa&shy;masında bulunan, dava konusu parselin de içinde yer aldığı Kentsel ve Tarihi Sit Alanlarına ilişkin Koruma Amaçlı İmar Planlarının onaylanmasını müteaki&shy;ben, parsellerle ilgili yeni bir planlama kararı getirildiğinde idarece Koruma Kurulu'ndan yeniden görüş alınarak değerlendirme yapılacağını savunarak, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini cevaben bildirmiştir.

Mahkemenin, <dava konusu 52 ada 5 parsel sayılı taşınmazın davalı ida&shy;rece kiraya verilmek suretiyle aynen muhafaza edildiği, kamulaştırma amacına uygun hiçbir işlem ve tesis yapılmadığı ve böylece Kamulaştırma Kanununun 23. maddesinde öngörülen geri alma koşullarının gerçekleştiği> gerekçesiyle <davanın kısmen kabulüne, kamulaştırma suretiyle davalı idare adına oluşan 52 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, davacıya ödenen 420.994.200 TL. kamulaştırma bedelinin kamulaştırmanın kesinleştiği 20.1.2000 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı idareye ödenmesine, davacının ecrimisil, kira ve diğer alacak taleplerinin reddine> dair verdiği karar; Özel Daire'ce yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; Yerel Mah&shy;kemece önceki kararda direnilmiştir.

B.... A.... C... A.... Vakfından F.... K.... Medresenin koruma alanı içinde yer alan dava konusu 52 ada 5 parsel sayılı taşınmazın, tapuda davacı adına kayıtlı iken, bu taşınmaza bitişik ve komşu 52 ada 20 parseldeki Medresenin görünümünün tam olarak ortaya çıkarılması, çevreden zarar görmesinin önlen&shy;mesi ve kullanmada kolaylık sağlanabilmesi amacıyla, dava dışı 52 ada 6, 7, 8 ve 9 sayılı parseller ile birlikte davalı idarece 20.12.1988 tarihinde kamulaştırıldığı; kamulaştırma kararına dayanak teşkil eden Kültür ve Turizm Bakanlığı İ.... 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu'nun 5.10.1988 gün ve 565 sayılı Kararında, <52 ada 20 parseldeki C... Medresesine A.... Cadde&shy;sinden bitişik 5 sayılı parsel üzerindeki taşınmazdan, medresenin bu cephesinin orijinal durumunu elde edebilmek amacı ile sınırlandırılmasına, eldeki belge&shy;lere göre bu noktayı da içerecek ve yeni fonksiyonunu da belirten restorasyon projesinin Kurula getirilmesine> ve ayrıca <10 sayılı parseldeki taşınmazın korunulacak bir tarihi esere komşu olmasına rağmen medresenin irtifaını geçe&shy;cek şekilde nasıl ruhsat verildiğinin belediyesinden sorulmasına, 6-7-8-9 sayılı parsellerin C...... Medresesinin bütünlüğünü korumak amacı ile istimlakinin yararlı olacağı hususunun tavsiye olarak bildirilmesine> dair karar verildiği; kamulaştırma nedeniyle 21.5.1991 tarihinde idare adına hükmen tescil edilen taşınmaza 5.5.1991 tarihinde davalı idarece fiilen el atıldığı anlaşılmaktadır.

Yine, İ.... 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 12.7.1995 gün 6848 sayılı kararı ile belirlenen Kentsel ve Tarihi Sit Alanında kalan S.....Medresesi ve komşu parsellerinde koruma planı onaylanana kadar geçecek süre içinde Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu'nun kentsel sitlere ilişkin almış bulunduğu 19.4.1996 gün ve 419 sayılı ilke kararı&shy;nın 2-c maddesi gereği; yeni yapıların bulunduğu sokaktaki ya da imar adasındaki tescilli yapılardan daha yüksek olamayacağına ve korunması öngörülen kentsel silueti olumsuz etkileyecek konum ve yükseklikte yeni yapı yapılama&shy;yacağına, ayrıca aynı ilke kararının 3-a maddesinde de Koruma Amaçlı İmar Planı onaylanmış Kentsel Sit Alanları'nda korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı parseline komşu olan veya aralarından yol geçse dahi bu parsellere cephe veren parsellerdeki her türlü inşai ve fiziki uygulama için Koruma Ku&shy;rulundan izin alma koşulu getirilmiştir.

Dava konusu 52 ada 5 parsel sayılı taşınmazın davalı idarece aynen mu&shy;hafaza edildiği, mahkemece keşfen belirlenmiştir.

Uyuşmazlık; medrese koruma alanı içinde yer alan ve medresenin bu cephesinin orijinal durumunu elde edebilmek amacı ile sınırlandırılmasına yönelik olarak kamulaştırılan 52 ada 5 parsel sayılı taşınmazın, kamulaştırma&shy;nın niteliği itibariyle olduğu gibi bırakılmasının amaca tahsis olarak kabul edilip edilemeyeceği; buna bağlı olarak Kamulaştırma Kanununun 23. maddesinde öngörülen geri alma koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun <Mal Sahibinin Geri Alma Hakkı> başlığı altında düzenlenen 23. maddesinde <Kamulaştırma bedelinin kesinleş&shy;mesi tarihinden itibaren beş yıl içinde, kamulaştırmayı yapan idarece veya 22'nci maddenin ikinci fıkrası uyarınca devir veya tahsis yapılan idarece; ka&shy;mulaştırma ve devir amacına uygun hiç bir işlem veya tesisat yapılmaz veya kamu yararına yönelik bir ihtiyaca tahsis edilmeyerek taşınmaz mal olduğu gibi bırakılırsa, mal sahibi veya mirasçıları kamulaştırma bedelini aldıkları günden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte ödeyerek, taşınmaz malını geri alabi&shy;lir> hükmü öngörülmüştür.

Burada amaç, kamulaştırılan malın idare tarafından kullanılmaması ha&shy;linde, hem idarenin kamulaştırma bedeli oranında zarar etmesinin önüne geç&shy;mek, hem de taşınmazın hiçbir işe yaramadan atıl durumda kalmasına engel olmaktır.

O halde ilke olarak, kamulaştırılan taşınmazın geri alınabilmesi için, ka&shy;mulaştırmayı yapan idarenin kamulaştırma amacına yönelik her hangi bir işlem ve faaliyette bulunmaması ve yasal süre içerisinde kamulaştırılan taşınmazı olduğu gibi bırakması gerekir.

Ne var ki, kamulaştırmanın niteliği itibariyle idarenin zaten bir işlem veya tesis yapmasına gerek bulunmadığı durumlarda, kamulaştırılan malın olduğu gibi bırakılmasından söz edilemeyeceğinden, bu durum taşınmazın iadesini talep hakkı vermez.

Eş söyleyişle; kamulaştırılan taşınmaz, kamulaştırıldığı tarihte hiçbir iş&shy;lem ve tesisat yapılmadan, kamulaştırma amacına uygun olarak kullanılabiliyorsa geri alma davası dinlenmez. Zira böyle bir durumda taşınmazın hiçbir işe yaramadığı ve atıl kaldığından söz edilmesi olanaklı değildir.

Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulumun 8.5.2002 gün ve E: 2002/373 K: 2002/387 sayılı kararında, yeşil alan yapılmak amacıyla kamulaştı&shy;rılan taşınmazın olduğu gibi bırakılıp, mevcut yeşilliğin muhafaza edilerek kamunun yararlanmasına özgülenmesi, amaca uygun bir işlem ve kullanım tarzı olarak kabul edilmiştir.

Somut olayda davacı, kamulaştırılan taşınmazın amacına uygun kulla&shy;nılmadığını, idarece kiraya verilerek gelir elde edildiğini belirterek Kamulaş&shy;tırma Kanununun 23. maddesi uyarınca taşınmazın iadesini istemiştir.

Kamulaştırmaya esas Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu'nun 5.10.1988 gün ve 565 sayılı Kararında; Medreseye bitişik dava konusu 52 ada 5 numaralı parselin kamulaştırma amacı, medresenin bu cephesinin orijinal du&shy;rumunu elde edebilmek amacı ile sınırlandırılması olarak açıklanmış, Medre&shy;seye bitişik diğer dava dışı 10 numaralı parsele medresenin irtifaım geçecek şekilde nasıl ruhsat verildiğinin belediyesinden sorulması hususu da vurgulana&shy;rak, kat adedinin sınırlandırıldığına işaret edilmiştir.

Kısaca davalı idare, dava konusu taşınmazı, mevcut yapıların irtifaının sınırlandırılması için, olduğu gibi bırakılmak amacıyla kamulaştırmıştır.

Yukarıda sözü edilen İ... 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Ko&shy;ruma Kurulu'nun 12.7.1995 tarih ve 6848 sayılı kararında ise, Medrese ve çevre parselleri de kapsayan Kentsel ve Tarihi Sit Alanı sınırları belirlenmiş; 19.4.1996 tarih ve 419 sayılı İlke Kararlarında da, bu alanlardaki yapılanma ve uygulama koşullan açıklanmıştır.

Şu durumda, kamulaştırmanın niteliği itibariyle idarenin zaten bir işlem veya tesis yapmasına gerek bulunmadığı her türlü duraksamadan uzaktır.

Medrese koruma alanı içinde bulunan dava konusu taşınmaz, Medrese&shy;nin görünümünün tam olarak ortaya çıkarılması, çevreden zarar görmesinin önlenmesi ve kullanmada kolaylık sağlanabilmesi amacıyla, medresenin oriji&shy;nal durumunu elde edebilmek amacı ile sınırlandırılmış olmakla, açıklanan amaçlara yönelik olarak aynen muhafaza edilmesi, amaca uygun bir kullanım tarzıdır. Dolayısıyla, taşınmazın üzerinde amaca uygun olarak kullanılması için başkaca bir işlem ve faaliyet de gerekmemiştir.

Diğer yandan, kamulaştırılan taşınmazın idarece kiraya verilmesi, ka&shy;mulaştırmanın açıklanan amacına aykırı olmadığı gibi, Kamulaştırma Kanunu&shy;nun 23. maddesinde belirtilen geri alma nedeni de değildir.

Şu da ilave edilmelidir ki, davalı idarece düzenlettirilen 2.3.2005 tarihli Caferağa Medresesi Raporuna göre; dava konusu parselin de içinde yer aldığı Kentsel ve Tarihi Sit Alanlarına ilişkin Koruma Amaçlı İmar Planları, Kültür ve Tabiat Varlıklarının Koruma Kurulunda onaylanma aşamasındadır. Bu planların onaylanmasını müteakiben parsellerle ilgili yeni bir planlama karar geti&shy;rildiği takdirde, davalı idarece Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulun&shy;dan yeniden görüş alınıp değerlendirme yapılması olanaklı hale gelecektir.

Görüldüğü gibi, kamulaştırmaya esas olan ve dava konusu 5 numaralı parseldeki yapıya sınırlandırma getiren 5.10.1988 tarihli Kültür ve Tabiat Var&shy;lıkların Koruma Kurulu kararından sonra, taşınmazın bu amaç dışında kulla&shy;nılması, tesis ya da faaliyette bulunulmasına dair alınmış bir karar bulunma&shy;maktadır. Eş söyleyişle, Kentsel ve Tarihi Sit Alanlarına ilişkin Koruma Amaçlı İmar Planlan henüz tamamlanmadığından, taşınmaz kamulaştırma amacına uygun olarak bekletilmektedir. Planda öngörülen amaca göre yeniden Kültür ve Tabiat Varlıkların Koruma Kurulundan alınacak görüş doğrultu&shy;sunda kullanılacaktır. Binnetice, davalı idarenin ihtiyarında olarak her hangi bir işlem veya faaliyette bulunulmaması unsuru da mevcut değildir.

Sonuç olarak; birinci derecede korunması gerekli tarihi ve mimari değeri haiz eski eser olan C... Medresesine bitişik halde bulunan 5 parsel sayılı dava konusu taşınmazın, Medresenin bu cephesinin orijinal durumunu elde edebil&shy;mek amacı ile mevcut yapıların irtifaının sınırlandırılması için kamulaştırıldığı belirgin olup, bu amaca yönelik olarak aynen muhafaza edildiği anlaşıldığın&shy;dan, artık kamulaştırma amacına uygun tahsis yapılmadığından söz edilmesi olanağının bulunmadığı; esasen Kentsel ve Tarihi Sit Alanlarına ilişkin Koruma Amaçlı İmar Planlarının onaylanmasını bekleyen davalı idarenin, bu plan tamamlanmadan kendiliğinden her hangi bir işlem ve faaliyette bulunma yetkisinin de olmadığı; dolayısıyla Kamulaştırma Kanununun 23. maddesinde öngörülen koşullar oluşmadığından, geri alma davasının dinlenemeyeceği açıktır.

Hal böyle olunca; Yerel Mahkemece, aynı yöne işaret eden ve Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı teşhis ve değerlendirme sonucu geri alma koşullarının gerçekleştiğinden bahisle önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.

Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararı&shy;nın yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 14.11.2007 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 26-05-2008, 18:24   #5
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Sorudan idarenin 23 maddede belirtilen 5 yıllık süre içinde gerekli tesisleri yaptığı , en azından yapmaya başladığı ve tahsis amacına uygun kullanıma başladığı , sonradan 5 yıllk süre çoktan geçtikten sonra bu yere ihtiyacının kalmadığı ve yeri boşaltacağı anlaşılmakta.

1. Böyle bir olayda 23 maddenin koşullarının bulunmadığını mal sahibinin geri alma davası açamayacağını düşünüyorum.
2. Taşınmaza ihtiyacı kalmaması halinde idare 22 maddedeki yetkisisni kullanabilir. Fakat bu yetki sadece idareye tanınmıştır. İdare gerekli bulduğu halde taşınmazı mal sahibine iade edebilir.Fakat bu maddeye göre mal sahibinin dava hakkı ve idareyi zorlama yetkisi bulunmamaktadır. İdareden öneri gelmesi halinde malsahibi aldıkları bedeli iade ederek taşınmazı geri alabilirler.

Bu nedenle 22. maddenin işletilmesi için idareye başvurulmasında yarar olabileceği kanısındayım.

Saygılarımla.
Old 27-05-2008, 20:51   #6
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Kural olarak Sayın Yücel Kocabaş'ın görüşüne katılıyorum. Ancak uygulamada aşağıda sunulan nedenlerle 22.maddenin işlemeyeceği kanısındayım:

Kamulaştırmanın yapıldığı 1990 yılından bu yana geçen 18 yıl gibi uzun bir süreden sonra, taşınmazın bedelindeki büyük artış nedeniyle, idare kamulaştırma bedelinin iadesiyle yetinerek, taşınmazı eski malike geri vermez.

Maliye felsefesinin 1. maddesi gereğince: ''Giren gol çıkmaz.'' Bu kurala göre, idare malı zorla alır ama asla iade etmez.

Saygılarımla
Old 02-03-2012, 23:42   #7
av.metinmso

 
Varsayılan

O zaman hiç heveslenme mi diyorsunuz?

Kısaca özetlersem, idare müvekkilin murisine ait taşınmazı kombina (mezbaha) olarak kamulaştırıyor. Uzun yıllar sonra bu tesisi kapatıyor be aynı yere "modern yaşam alanı" adı altında muhtemelen konut ve alışveriş merkezi yapacak.

Yukarıda üstadlarımızın anlattıklarından yola çıkarsak, belediye "gel al kardeşim burayı" demezse (-ki olayda demeyeceği aşikâr) yapılabilecek başkaca bir husus yoktur diyebilir miyiz?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
vekaletin ölümle sona ermesi-vesayet Av. Nurgül Meslektaşların Soruları 4 09-03-2009 12:03
belediyelerin su kaynağını tahsis yetkisi varmı Av.Öznur A. Arabacı Meslektaşların Soruları 5 22-08-2008 12:03
ticari işlerde kefaletin sona ermesi av.ışık Hukuk Soruları 2 30-01-2008 12:28
ortaklığın sona ermesi ve kefil çeki niles82 Hukuk Soruları Arşivi 0 29-01-2007 14:19
İş Akdinin Sona Ermesi durumunda Avukatın Vekalet Akdi de Kendiğinden sona erer mi? Adli Tip Meslektaşların Soruları 4 23-01-2007 22:19


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07024002 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.