Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Anket Sonucu: Dini bayramların tatil olması
Anayasaya aykırıdır 7 25,00%
Anayasaya aykırı değildir 21 75,00%
Kararsız 0 0%
Oy Verenler: 28. Bu ankette oy kullanamazsınız. (Anket no : 321)

Dini bayramların genel tatil olması Anayasa'ya aykırı mıdır?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 29-10-2011, 19:59   #1
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan Dini bayramların genel tatil olması Anayasa'ya aykırı mıdır?

Alıntı:
Yazan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası - Başlangıç
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası

BAŞLANGIÇ.

Türk Vatanı ve Milletinin ebedî varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürkün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve Onun inkılâp ve ilkeleri doğrultusunda;

Dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak, Türkiye Cumhuriyetinin ebedî varlığı, refahı, maddî ve manevî mutluluğu ile çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma azmi yönünde;

Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı;

Kuvvetler ayrımının, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip, belli Devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medenî bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu;

Hiçbir faaliyetin Türk millî menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihî ve manevî değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılâpları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve lâiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı;

Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak millî kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddî ve manevî varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu;

Topluca Türk vatandaşlarının millî gurur ve iftiharlarda, millî sevinç ve kederlerde, millî varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu, birbirinin hak ve hürriyetlerine kesin saygı, karşılıklı içten sevgi ve kardeşlik duygularıyla ve Yurtta sulh, cihanda sulh arzu ve inancı içinde, huzurlu bir hayat talebine hakları bulunduğu;

FİKİR, İNANÇ VE KARARIYLA anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere,

TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN, demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur.


Alıntı:
Yazan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası - Madde 2
II. Cumhuriyetin Nitelikleri
MADDE 2. Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.


Alıntı:
ULUSAL BAYRAM VE GENEL TATİLLER HAKKINDA KANUN

Madde 2 - Aşağıda sayılan resmi ve dini bayram günleri ile yılbaşı günü ve 1 Mayıs günü genel tatil günleridir.

A) Resmi bayram günleri şunlardır:
1. 23 Nisan günü Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramıdır.
2. 19 Mayıs günü Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı günüdür.
3. 30 Ağustos günü Zafer Bayramıdır.

B) Dini bayramlar şunlardır:
1. Ramazan Bayramı; Arefe günü saat 13.00'ten itibaren 3,5 gündür.
2. Kurban Bayramı; Arefe günü saat 13.00'ten itibaren 4,5 gündür.


2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun'un 2. maddesinin B bendinin Anayasa'ya aykırı olduğunu düşünüyorum.

Zira;
Bu bentte dini bayramlar genel tatil olarak öngörülmüştür.
Oysa Anayasa'nın yukarıda yazılı "Başlangıç" bölümünde "lâiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı" vurgulanmış ve 2. maddesinde Cumhuriyetin nitelikleri sayılırken "laik" olduğu belirtilmiştir.

Laik bir hukuk devletinde, genel tatiller dinlere göre belirlenemez.

Site Yönetiminin Notu: Konudaki anket Sayın Aladağ tarafından değil, THS yönetimi tarafından eklenmiştir.
Old 30-10-2011, 13:31   #2
Av.İlker DOLGUN

 
Varsayılan

Sn. Aladağ;

Soru 1) Laiklik gereği sizce laik bir devlette dini (din kaynaklı) bayramlar olmamalı mı?
Soru 2) Yada dini bayramlar olmalı ama laiklik gereği tatil olmamalı mı?
Soru 3) Tatil olmalı ama kanunla değil, başka bir metinle ve başka bir şekildemi hükme bağlanmalı?
Soru 4) Sizin çözüm ve öneriniz nedir?

Tartışmanın seyri ve yanlış anlaşılmalara sebebiyet vermeden, sağlıklı bir biçimde devamı açısından sorulara vereceğiniz cevapların önemli olduğunu düşünüyorum.
Old 30-10-2011, 14:21   #3
carlito

 
Varsayılan Aynı Kanı da Değilim Zira;

Bu tip dini bayram ve günler diğer ülkeler de tatil olup bu günlerin resmi tatil adı altında adledilmesi Anayasa'ya aykırılık teşkil etmemektedir.Bir Dini Bayramın resmi tatil olarak ilanı devletin din temelli yönetildiğini ve hareket ettiğini göstermemektedir.
Old 30-10-2011, 16:22   #4
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

Prof. Dr. Kemal GÖZLER, İdare Hukuku, Bursa, C.I, s.94:

f) İdare, dinî gerekleri dikkate alarak düzenleme yapabilir mi?
Yukarıda belirttiğimiz gibi, lâik bir devlette idarenin din kurallarına uyma zorunluluğu olmamalıdır. Ama zorunluluk olmamasına rağmen, idare kendi isteğiyle, bir din kuralına uyabilir veya onu göz önüne alarak düzenleme yapabilir mi? Örneğin idare, çalışma saatlerini çalışanların Cuma namazına gitmelerine imkân verecek şekilde ayarlayabilir mi? Veya idare, ramazan aylarında memurların iftara yetişmeleri için çalışma saatinin bitişini erkene alabilir mi? Danıştay, 1976 tarihli bir kararında “Cuma günlerine ait çalışma saatlerinin Cuma namazı ibadetini yerine getirebilmek amacıyla” değiştirilmesini yolunda yapılan bir idarî işlemi Anayasaya aykırı bularak iptal etmiştir. Kanımızca bu konu tartışmalıdır. Yukarıdaki soruya kesin bir yanıt vermek mümkün değildir. Çünkü hukuk kurallarının din kurallarından esinlenmesini lâiklik ilkesine aykırı olarak görmek mümkün değildir. Eğer böyle düzenlemelerin lâikliğe aykırı olduğunu söylersek yeryüzünde lâik devlet kalmaz. Zira, hafta sonu tatilinin Cumartesi ve Pazar günü olması tamamıyla dinî kaynaklıdır. Keza, gerek bizde, gerek Fransa gibi lâik ülkelerde, dinî bayram günleri, aynı zamanda resmî tatildir. Eğer çalışma saatlerinin Cuma namazına göre düzenlenmesi lâiklik ilkesine aykırı ise, Ramazan ve Kurban bayramlarının resmî tatil olması lâiklik ilkesine evleviyetle aykırıdır. Oysa bu sonuncusunu iddia edene şimdiye kadar rastlanmamıştır".

Laiklik, hukuk kurallarının dinin emredicilik niteliğinden bağımsız olarak, aklın (özgür düşünce) ve "hayatta en hakiki mürşit" olan bilimin rehberliğinde belirlenmesi, hukukun din kurallarına dayanmak zorunda bulunmaması olarak tanımlanabilir.

Laik devlette, siyasi ve hukuki düzenin din kurallarına dayanması ve devlet yönetiminin din kurallarına göre yapılması bir "zorunluluk" değildir. Yani, hukuk düzeni ve devlet idaresi, din kuralları öyle emrettiği için yapılandırılmaz.

Fakat, tamamen bilimsel gerçeklere ve rasyonel tercihlere göre kabul edilmiş bir takım hukuk kurallarının, bu arada din kuralları ile örtüşmesi veya onlarla paralellik taşıması her zaman mümkün olabilir. Kuralın belirlenmesi, din kurallarına uygun hareket etme zorunluluğundan kaynaklanmadığından, bu durum laiklik ilkesi ile çelişmez. Bkz. ÖZEK, Çetin, Devlet ve Din, Ada yayınları, İstanbul, tarihsiz, s.16.

Bununla birlikte Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Beyannamesi, başlangıcında Yüce Tanrı’nın huzurunda olmayı ve yardımı ile iş görmeyi anmakta bir beis görmemiştir: “Milli Meclis, Yüce Varlığın huzurunda ve onun yardımıyla aşağıdaki insan ve yurttaş haklarını tanır ve ilan eder”.
Old 30-10-2011, 17:29   #5
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan carlito
Bu tip dini bayram ve günler diğer ülkeler de tatil olup bu günlerin resmi tatil adı altında adledilmesi Anayasa'ya aykırılık teşkil etmemektedir.Bir Dini Bayramın resmi tatil olarak ilanı devletin din temelli yönetildiğini ve hareket ettiğini göstermemektedir.
Öte yandan ; Laik Avrupada tatil günü sayılan pek çok gün, Hristiyan dinindeki azizlerin isimleriyle ilişkilendirilmiş olup, SAİNT ile başladığı gibi, pek çok kilisenin, köyün, dağın ve caddenin adı da SAİNT ( kutsal, tanrı ile ilgili) ile başlamaktadır. Saint + aziz adı ; daniel; micheal; polo; dennis; + caddesi, ilçesi, tren istasyonu, vs. Ziyaret potansiyel ve yoğunluğunu bilemem ama insanların dinini yaşadığı, büyük saygı ve kudsiyet atfettiği veya dinini yaşamadığı birbirine yakın aralıklarla görülen kocaman ve yıllarca emekle yapılmış, çok büyük sanat eseri vasfı da bulunan, (bizdeki camilere de "çok guzel" diyorlar ama onlarda da olan içi dışı görülmeye değer ve esasen bizdekiler de sayıca az da olsa fevkalade kıymetli olduğu) azametli belki günümüzdeki 10 kat yüksekliğinde zamanında kralların taç giydiği sayısız kiliseler ; kitabını da, bilgisini de adamın eline veriyor, gezdikten başka kafanı kaldırıp kaldırıp bakıyorsun: bu ne iştir diye.. Dini bayramla, anayasadaki laiklik ilkesi arasındaki hususiyetleri anlamakta güçlük çektim. Çok ta önemli değil. Din güzeldir; kutsaldır; İnsanlık tarihinde, pek çok dini kural, önce ahlâka, sonrada hukuk alanına geçmiştir. Dini günlerin bayram olması, kutsal laikliği (!) ( nasıl korkutucu sunuluyor; aykırılık ihtimali, sanki anayasayı ihlal) zedelemez. (Ancak uzun olduğunu belki, söz konusu edebiliriz; hani, bir de ctesi- pazar, anlarsın ya, idari izin vs) toplum hayatını düzenler, rahmet ve güzellikler katar. Son zamanda, bkz. "mecelle-i ahkâm-ı adliye" .
Old 30-10-2011, 19:11   #6
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım,
Öncelikle konuya katılımınız için teşekkür ederim.

Alıntı:
Yazan Av.İlker DOLGUN
SN. Aladağ;

Soru 1) Laiklik gereği sizce dini bayramlar olmamalı mı?
Soru 2) Yada dini bayramlar olmalı ama laiklik gereği tatil olmamalı mı?
Soru 3) Tatil olmalı ama kanunla değil, başka bir metinle ve başka bir şekildemi hükme bağlanmalı?
Soru 4) Sizin çözüm ve öneriniz nedir?

Tartışmanın seyri ve yanlış anlaşılmalara sebebiyet vermeden, sağlıklı bir biçimde devamı açısından sorulara vereceğiniz cevapların önemli olduğunu düşünüyorum.

Laikliğin tanımı bellidir. Benim farklı bir yorumum yoktur. Konu, benim kişisel görüşlerim çerçevesinde değil, yukarıda yazdığım normlar gözetilerek tartışılmalıdır.
Bu anlamda sorularınıza yanıt verirsek:
1- Laik devlet, dini bayramların olup olmaması ile ilgilenmez. Ne dini bayramdan yanadır, ne de karşıdır.
2- Laik devlette sadece ulusal bayramlar ve dünyaca kabul edilen günler kutlanır; bunlardan bazıları genel tatil edilir.
3- Genel tatil yukarıda belirtilen kanunla belirlendiğinden, 2 no.lu yanıt burada da geçerlidir.
4- İlk mesajda bir tespitte bulundum. Anayasaya aykırılık nedeniyle anılan hüküm iptal edilmelidir.

Alıntı:
Yazan carlito
Bu tip dini bayram ve günler diğer ülkeler de tatil olup bu günlerin resmi tatil adı altında adledilmesi Anayasa'ya aykırılık teşkil etmemektedir.Bir Dini Bayramın resmi tatil olarak ilanı devletin din temelli yönetildiğini ve hareket ettiğini göstermemektedir.

Sayın meslektaşım,
Diğer ülkeler bizi ilgilendirmez. Anayasamız ve yasamız yukarıdadır, aykırılık açıkça görülmektedir.
Hem sizin dediğiniz gibi olsa, eşitlik ilkesi gereği diğer dinlerin bayramlarının da genel tatil olarak düzenlenmesi gerekir. O durumda dahi düzenleme laikliğe aykırı olacaktır.

Alıntı:
Yazan HUKUKDOKTORU
Prof. Dr. Kemal GÖZLER, İdare Hukuku, Bursa, C.I, s.94:

f) İdare, dinî gerekleri dikkate alarak düzenleme yapabilir mi?
Yukarıda belirttiğimiz gibi, lâik bir devlette idarenin din kurallarına uyma zorunluluğu olmamalıdır. Ama zorunluluk olmamasına rağmen, idare kendi isteğiyle, bir din kuralına uyabilir veya onu göz önüne alarak düzenleme yapabilir mi? Örneğin idare, çalışma saatlerini çalışanların Cuma namazına gitmelerine imkân verecek şekilde ayarlayabilir mi? Veya idare, ramazan aylarında memurların iftara yetişmeleri için çalışma saatinin bitişini erkene alabilir mi? Danıştay, 1976 tarihli bir kararında Cuma günlerine ait çalışma saatlerinin Cuma namazı ibadetini yerine getirebilmek amacıyla değiştirilmesini yolunda yapılan bir idarî işlemi Anayasaya aykırı bularak iptal etmiştir. Kanımızca bu konu tartışmalıdır. Yukarıdaki soruya kesin bir yanıt vermek mümkün değildir. Çünkü hukuk kurallarının din kurallarından esinlenmesini lâiklik ilkesine aykırı olarak görmek mümkün değildir. Eğer böyle düzenlemelerin lâikliğe aykırı olduğunu söylersek yeryüzünde lâik devlet kalmaz. Zira, hafta sonu tatilinin Cumartesi ve Pazar günü olması tamamıyla dinî kaynaklıdır. Keza, gerek bizde, gerek Fransa gibi lâik ülkelerde, dinî bayram günleri, aynı zamanda resmî tatildir. Eğer çalışma saatlerinin Cuma namazına göre düzenlenmesi lâiklik ilkesine aykırı ise, Ramazan ve Kurban bayramlarının resmî tatil olması lâiklik ilkesine evleviyetle aykırıdır. Oysa bu sonuncusunu iddia edene şimdiye kadar rastlanmamıştır".

Şimdi rastlandı işte.

Alıntı:
Yazan 06Cumhur
Öte yandan ; Laik Avrupada tatil günü sayılan pek çok gün, Hristiyan dinindeki azizlerin isimleriyle ilişkilendirilmiş olup, SAİNT ile başladığı gibi, pek çok kilisenin, köyün, dağın ve caddenin adı da SAİNT ( kutsal, tanrı ile ilgili) ile başlamaktadır. Saint (aziz adı " daniel; micheal; polo; dennis; vs) caddesi; ilçesi; tren istasyonu. Ziyaret potansiyel ve yoğunluğunu bilemem ama insanların dinini yaşadığı, sık sık görülen kocaman ve yıllarca emekle yapılmış, çok büyük sanat eseri vasfı da bulunan, (bizdekilere de "çok guzel" diyorlar ama onlarda da olan ve esasen bizdekilerin de çok kıymetli olduğu) azametli belki günümüzdeki 10 kat yüksekliğinde sayısız kiliseler ; kitabını da, seyahat rehberini de eline vermiş, gezdikten başka kafanı kaldırıp kaldırıp bakıyorsun: bu ne iştir diye..

Saint'in, Avrupa'daki ibadethanelerin konuyla bir ilgisi bulunmamaktadır. Avrupa'da da dini bayramların genel tatil olduğunu belirtiyor iseniz, buna yanıtım Sayın carlito'ya yazdığım yanıtta vardır.
Old 30-10-2011, 19:54   #7
Gemici

 
Varsayılan

Ön not: Bu mesaj dini bayramların anyasaya uygun olup olmadığı konusunda bir mesaj değildir.


Alıntı:
Yazan 06Cumhur
Öte yandan ; Laik Avrupada tatil günü sayılan pek çok gün, Hristiyan dinindeki azizlerin isimleriyle ilişkilendirilmiş olup, SAİNT ile başladığı gibi, pek çok kilisenin, köyün, dağın ve caddenin adı da SAİNT ( kutsal, tanrı ile ilgili) ile başlamaktadır. Saint + aziz adı ; daniel; micheal; polo; dennis; + caddesi, ilçesi, tren istasyonu, vs. Ziyaret potansiyel ve yoğunluğunu bilemem ama insanların dinini yaşadığı, büyük saygı ve kudsiyet atfettiği veya dinini yaşamadığı birbirine yakın aralıklarla görülen kocaman ve yıllarca emekle yapılmış, çok büyük sanat eseri vasfı da bulunan, (bizdeki camilere de "çok guzel" diyorlar ama onlarda da olan içi dışı görülmeye değer ve esasen bizdekilerin de sayıca az da olsa fevkalade kıymetli olduğu) azametli belki günümüzdeki 10 kat yüksekliğinde zamanında kralların taç giydiği sayısız kiliseler ; kitabını da, bilgisini de adamın eline veriyor, gezdikten başka kafanı kaldırıp kaldırıp bakıyorsun: bu ne iştir diye.. Dini bayramla, anayasadaki laiklik ilkesi arasındaki hususiyetleri anlamakta güçlük çektim. Çok ta önemli değil. Din güzeldir; kutsaldır; İnsanlık tarihinde, pek çok dini kural önce ahlâka, sonrada hukuk alanına geçmiştir. Son zamanda, bkz. "mecelle-i ahkâm-ı adliye" .

1. Avrupa'nın laikliği kabul eden tek ülkesi Fransa'dır. Fransa dışında hiçbir Avrupa ülkesi laik olduğunu belirtmez.
2. Din tüm ülkelerin geçmişinde büyük bir rol oynamıştır. Bu role uygun olarak ta tüm ülkelerin mimarisi, sanatı ve edebiyatı, kısaca belirtmek gerekirse tüm toplumsal yaşam dinden etkilenmiştir. Bu tarihi mirasa ve dinden etkilenmiş olmaya rağmen, laik olduğunu ve din ve devlet işlerini birbiri ile karıştırmıyacağını belirten bir devlette, dini günlerin resmi tatil olup olmayacağı konusu tartışılabilir düşüncesindeyim.

Saygılarımla
Old 30-10-2011, 21:51   #8
MEHMET BİROL ŞAHİN

 
Varsayılan Çözüm

Dini Bayramlar (Ülkemizde sadece İslam Dinine ait Ramazan ve Kurban Bayramları tatildir ve bu tatilden oruç tutsun tutmasın kurban kessin kesmesin Müslüman olsun olmasın herkez faydalanmaktadır ve Müslümanlar ibadet-dinin emirlerini yaparken diğerleri tatilden istifade etmektedir) Genel Tatil olması laikliğe aykırıdır....Tamam... Ancak bir Din tarafından belirlenmiş kutsal günler devlet tarafından yasaklandığı takdirde laiklik ilkesi zedelenir ve o laiklik uygulaması jakoben-baskıcı-dini tahakküm altına alan bir özellik taşır ve bu da laikliğe aykırıdır....Çözüm şu: Birey hangi dine mensup ise o dinin bayram-kutsal saydığı günlerde o dinin mensupları "İdari İzinli " sayılmalıdır...Örneğin Hristiyanlar Pazar, Museviler Cumartesi, Müslümanlar Cuma günleri "idari izin"li sayılmalıdır...Keza İslan Dininin Ramazan ve Kurban Bayramlarında Müslüman olmayan bireyler çalışmaya devam etmeli onlar tatil yapmamalı, keza Hristiyan veya Musevi ve ya hangin dinden ise o dinin bayramında Müslümanlar yani diğer din mensupları tatil yapmamalıdır... Yani her din mensubu kendi Bayramında idari izinli olarak inançlarını yerine getirmelidir...Laiklik dini yasaklamak, kontrol altına almak veya dinler arasında taraf tutmak değildir...Yeri gelmişken Cuma günlerinin Müslümanlara tatil olmaması Cumartesi Pazar'ın tatil olması Müslümanlar aleyhine Musevi ve Hristiyanlar lehine bir laiklik ihlalidir...
Old 30-10-2011, 22:58   #9
Admin

 
Varsayılan

İzninizle bu konunun THS'de tartışılmasına ilişkin birkaç noktanın altını çizmek istiyorum:

Bilindiği üzere biz site ilkelerimiz gereği siyasetle ve dinle bağlantılı konulara uzak duruyoruz.
Alıntı:
İlgili site ilkemiz: THS her ne şekilde olursa olsun politika ile ilgili değildir. Adalet ve Hukuk her değerin olduğu gibi politikanın da üstündedir ve ne kadar masum, iyi niyetli veya çoğunlukça kabul gören nitelikte olursa olsun politik düşüncelerle yoğrulmuş bir adalet lekelenmiş bir adalettir. Bu nedenle Site olayların sadece hukuki yönü ile ilgilidir, ima yollu dahi olsa politikayla veya dinle ilişkili mesajlara kapalıdır, bu konuların da ancak bilimsel hukuki yorumları ile ilgilidir. THS platformlarında siyasi mesajlara, görüşlere izin verilmez, bu tip mesajlar sitede barındırılmaz.

İlgili Forum Kuralımız :
Forumlara politik veya dini konularla doğrudan ya da dolaylı olarak ilgili mesaj gönderilemez.

Ayrıca hukukla bağlantılı olsa dahi, üyelerimiz arasında kırgınlık ve kamplaşmalar yaratabilecek konuların tartışılmasına da sıcak bakmıyoruz.
Alıntı:
İlgili Site İlkemiz: THS, üyelerinin dayanışma, yardımlaşma, birlikte üretme ve dostluk duygularını pekiştirmeye ve arttırmaya çalışır, üyeler arası kırgınlık, kızgınlık, kamplaşma, siyasi kutuplaşma oluşmasına izin vermez.

İlgili Forum Kuralımız:
Üyeler arasında sert tartışma ve polemikler yaratacak mesajlar foruma gönderilemez.

Bu konunun bu ilke ve kurallar ışığında tartışılmasının çok kolay olmadığını tüm üyelerimizin takdir edeceğine inanıyoruz. Bu başlık altında diğer forum konularında olduğu gibi karşılıklı cevaplar vs. yer aldığı takdirde bu güçlüğün daha da artacağına inanıyoruz. Öte yandan bu konuda hukukçuların bakış açılarının kamuoyu tarafından bilinmesinin de yararlı olacağı görüşündeyiz. O nedenle konuyu -şu an itibariyle- Türk Hukuk Sitesi Görüş Arşivi konusu olarak düzenledik.

Görüş arşivi konularında karşılıklı tartışmalara girmeden, her üyemizin konuya ilişkin yorumlarını TEK mesaj halinde arşivliyoruz. Böylece üyelerimizin hassas bir hukuki konuya ilişkin görüş ve yorumlarını kamuoyu ile paylaşmalarını sağlarken bir yandan da normal bir forum başlığındaki konu dağılmaları, polemikler, karşılıklı cevaplar ya da aşırı mesaj gönderme gibi durumları en aza indirmiş oluyoruz.

Görüş arşivi kurallarımızı tekrar özetleyecek olursak:

Alıntı:
  • Her üyemizin konuya TEK yanıt eklemesi mümkün olacak. Aynı üyenin birden fazla yanıt eklemesine sistem izin vermeyecektir.
  • Üyemiz mesajında konu hakkında SADECE KENDİ düşüncelerini paylaşacak, başka üyelerin mesajlarına yanıt vermeyecek, başka üyelerle konu içinde tartışmaya girmeyecek, onlara hitaben soru sormayacak, polemikten kaçınacaktır.
  • Üyemizin mesajı sadece ilk mesajda değinilen konuya ilişkin olacak, mesaj içinde konu dağıtılmayacak veya ilgisiz yönleri tartışılmayacaktır. (Örneğin bir soru sorulduysa sadece o soruya yanıt verilecek, sorulmayan diğer sorular ya da konulara değinilmeyecektir).
  • Görüş arşivine eklenen mesajlar özenli, gerekçeli ve tercihen detaylı yazılacaktır (tek cümlelik yanıtlar, kısa, özensiz veya gerekçesiz görüşler arşivlere eklenmeyecektir)
  • Diğer üyelerin yanıtlarının kurallara aykırı olduğu düşünülüyorsa durum forum yöneticilerine bildirilecek, ancak durum bu konuya eklenen yanıtlarda gündeme getirilmemeyecektir.
  • Elbette diğer site ve forum kuralları görüş arşivleri için de aynen geçerli olacak (saygın ve saygılı üslup, siyaset yasağı vs.)
[Daha Detaylı bilgi için tıklayınız]
Bu mesajın sonrasında bu konuya eklenecek yanıtların bu kriterler doğrultusunda yazılmasını rica ederiz. Benim bu mesajımın üstünde yer alan yanıtlar, konu görüş arşivi olmadan önce gönderildiğinden yukarıdaki ilkelere uygun değildir. Bu mesajları yazan üyelerimiz bu kriterler doğrultusunda yeni bir yorum eklemek isterlerse, yukarıdaki mesajlarını silerek konuya yeniden yanıt yazma hakkı elde edebilirler.

Anlayışınız ve ilginiz için çok teşekkürler!

Not: Anket konuyu açan üyemiz tarafından DEĞİL, site yönetimi tarafından sonradan eklenmiştir
Old 30-10-2011, 23:27   #10
Adli Tip

 
Varsayılan

Kanımca laiklik, devletin dine uzak durması değil; dinlere eşit mesafede olmasıdır. Bu itibarlarla, yurttaşların bir kısmının dinî vecibelirinin yerine getirilmesine devlet tarafından imkan sağlanıyor; bir kısmının sağlanmıyorsa o halde laikliğe aykırılık söz konusu olur, düşüncesindeyim...

Old 31-10-2011, 07:36   #11
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Adli Tip
Kanımca laiklik, devletin dine uzak durması değil; dinlere eşit mesafede olmasıdır.

Sayın Adli Tip'in isabetle belirttiği gibi, Devlet, dinlere eşit uzaklıkta durmalıdır.

Bu bağlamda ülkemizde çoğunluğun dini bayramını resmi tatil olarak ilan ettiğimiz halde, azınlık dinlerin dini bayramlarını resmi tatil olarak ilan etmememiz eşitlik ilkesine aykırı olabilir.

Diğer yandan "eşitlik" ilkesi adına her dini bayramı resmi tatil ilan etmek de, çalışma gün sayısını iyice azaltıp, ülkenin gelişimine mani olabilir.

Bu itibarla, dini bayramların resmi tatil olarak ilan edilmesi çağımızın hukuk anlayışına ve iş yaşamı gereklerine uygun değildir.

Ancak bunun nedeni arz ettiğim gibi "laiklik" ilkesi değildir. Eşitlik ilkesi uyarınca, her bir dine ait bayramın resmi tatil ilan edilmesi gereği karşısında iş yaşamının olumsuz etkilenmesi, ülkenin ve vatandaşların gelişiminin engellenmesidir...
Old 31-10-2011, 09:27   #12
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Dini bayramların genel tatil olması Anayasa'ya aykırıdır.
Konuya tüm inanç sistemleri açısından çoğunlukçu değil çoğulcu bir yaklaşımla bakmak gerekir düşüncesindeyim. Dolayısıyla, her inançtan mensubu bulunan ve inançsızların da yaşadığı bir ülkede, "%99 Müslümandır" gerekçesiyle sadece çoğunluğun hassasiyetleri üzerinden yapılan düzenlemeleri hakkaniyet temelinde doğru bulmuyorum. Bu kapsamda laiklik ve eşitliğe atıf yapılan bir anayasal sistemde dini bayramların resmi tatil olması Anayasa'ya aykırıdır.

Saygılarımla..
Old 31-10-2011, 09:49   #13
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan

1.Dine özgü hiçbir örf, adet, gelenek ve kural, laik pozitif hukukun kaynağı ve gerekçesi olamaz.

2.Konu bağlamında "laiklik" ve “eşitlik” ilkelerine dayanılması; aykırılık savını daha güçlü kılar.

Saygılarımla
Old 31-10-2011, 21:32   #14
üye31284

 
Varsayılan

Laik bir hukuk devleti olmak demek, toplumsal dominant degerleri gormezden gelmek demek degildir. Dini dogrudan temel almadan cogunluk talebini yerine getiren bir norm (Bakiniz 1 Mayis-Din kokenli degil ama talep acisindan) sirf din kokenli diye laiklige aykiridir denilemez. Bu ankette %99 aykiridir diye cikmasi da toplumun talebini belirlemez.

Dinim/iz/de baska pek cok dini gun vardir ancak 2 tanesi haric digerleri bu kadar maddi/manevi kulfetli olmadigindan onlar icin toplumsal baskin talep yoktur ve tatil de degildir.
Old 01-11-2011, 11:18   #15
Av. Seda Üstün Tuğ

 
Varsayılan

Ülkemizin inanç yapısı değerlendirildiğinde inanç temellerinin farklılık gösterdiğini görmekteyiz. Ayrıca yine dini anlamda bir temele bağlanmayan, "inançsız" denilen kesimde kendi içinde toplumumuzun önemli bir bölümünü barındırmaktadır. Bu sebeple ülke adına ve yararına yapılacak düzenlemelerde her düşünceye, görüşe ve inanca eşit mesafede durulması ve herkesin menfaatinin gözetilmesi gerektiği kanısındayım..Daha argo bir ifade ile "Devlet eğer bir babaysa bütün evlatlarına aynı anlayızş ve eşitlikle yaklaşması gerekir."diye düşünüyorum.



Saygılarımla.
Old 01-11-2011, 13:45   #16
Av.Selim Balku

 
Varsayılan Adettendir...

Dini bayramları tatil olmasının sebebi dini sebeplerle değil, örf ve adet kurallarının var olmasından kaynaklanmaktadır.

(Dini sebeple "bayramda tatil olur" kuralının var olup olmadığını bilmiyorum.)

Kadir gecesinin ertesi gününün tatil olmayışının sebebi ile yılbaşının tatil olmasının sebebi de bu kurallardan kaynaklanmaktadır.

Sonuç olarak, 2429 sayılı yasanın 2. maddesinin B fıkrasında bahsedilen dini bayramların, adında zikredildiği gibi dinden değil, adetten kaynaklandığından mütevvellit Anayasaya aykırı olmadığını düşünüyorum.

Kolay Gelsin...
Old 05-12-2011, 00:25   #17
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Anayasalar, toplumsal kültür, tarih, birikim ve ideolojinin (Anayasa Hukukunda ideoloji, bir ulusun tarih içinde ilerleyişi, kültürel evrilmesi ve netice itibariyle son sosyo-kültürel durum ve toplumsal zihniyeti ifade anlamında kullanılmaktadır.) yansıdığı toplumsal mutabakat metinleridir.

Devlet yönetimi ve idare, kendi işleyişini sağlayan; varlık sebepleri ve mutluluğunu hedefledikleri bireylerden (ailelerden) ve onların ağırlıklı moral değerlerinden bağımsız ele alınamaz.

Burada, Devlet ve İdare, dinin akaid denilen esaslarından hareketle bir düzenleme yapmış sayılamaz. Bu noktanın sağlıklı tesbit ve irdelenmesi gerekir.

Toplumun önemli bir kesiminin manevi-moral ve sosyolojik etkileri de olan (zaman gerektiren yolculuklar ve tapınma tezahürleri; kurban kesimi, memleket ve büyük-akraba ziyaretleri gibi...) bir yöneliminin dikkate alınmasıdır; bu hususta "morallenmiş" kamu personelinin fayda maksimizasyonunun daha yüksek olacağı da dikkate alınmalıdır.

Düzenlemenin kaynağı ve "dayanağı" dini değil ve fakat insani, ailevi ve sosyolojik gerektirici sebeplerdir.

Bu sebeplerle, söz konusu düzenlemeyi içeren yasa kuralında Anayasa'ya ve özellikle laiklik ilkesine aykırı bir yön bulunmadığı görüş ve kanısındayım.

Saygılar.
Old 29-12-2011, 01:42   #18
ugurtrbrs

 
Varsayılan

Dini bayramların resmi tatil olmasının anayasaya aykırı olduğunu düşünmüyorum. Zira AYm.24'e göre "Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir." denmekte ve bu maddeyle herkesin dini inançları anayasal teminat altına alınmaktadır. Bu maddenin sınırı da yine anayasada düzenlenmiştir. AYm.24'e göre "Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz." Laiklikliğin bir boyutu da m.24'te belirtilen din ve vicdan hürriyetidir. Yani devlet idaresine dini inançları karıştırmadan, vatandaşların inançlarını yaşamasını sağlamak devletin bir görevidir. Ayrıca cumartesi gününün yahudiler için dini bir gün olması sebebiyle tatil olduğunu ve ülkemizde de yahudiler olduğunu düşündüğümüzde sizin görüşünüze göre bu da laikliğe ayrıdır. Bu şekilde düşündüğümüzde de dünyada laik devlet yok demektir...
Old 03-01-2012, 17:18   #19
av.medine

 
Varsayılan

Farklı bir bakış açısı olarak görüş sunmak istedim.Bu güne kadar dini bayramlarda alışveriş mekanlarının tatil olduğunu veya belli bir saatten sonra ( Örneğin akşam saat:20.00 ) akapatıldığını hiç görmedim. Ne varki yılbaşı akşamı alışveriş merkezleri saat 20.00'den sonra kapatıldı. Bu hususu dikkate aldığımızda Avrupalıların Noel Bayramını kutlamış mı oluyoruz? Tereddütte kaldım ve yorumlayamıyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Seyahat Sağlık Sigortası Genel Şartlarının Hukuka Aykırı olması Avukat Kamer Akgül Meslektaşların Soruları 8 04-02-2012 17:30
Cuma gününün Resmi Tatile Denk Gelmesi Durumunda Cumartesi gününün tatil olması İLKNUR SU Meslektaşların Soruları 2 22-04-2010 17:13
İhbar , Kıdem, Genel Tatil Alacakları, Fazla Mesai Alacaklarında Faiz Sorunu Yönetmen Meslektaşların Soruları 6 26-07-2009 02:07
Kıdem Tazminatı, İhbar Tazminatı, Yıllık Ücretli İzin Alacakları, Genel Tatil.... Yönetmen Meslektaşların Soruları 6 12-09-2008 19:50


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06548309 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.