Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Kahraman CMK avukatı ,ağır ceza mahkemesi hayetine karşı

Yanıt
Old 15-02-2009, 22:41   #1
duyurucu1

 
Mutlu Kahraman CMK avukatı ,ağır ceza mahkemesi hayetine karşı

1)BEYOĞLU 3.AĞIR CEZA MAHKEMESİNDE KAHRAMAN CMK AVUKATININ KAHRAMANLIK DESTANI

Her Şey bu Avukat Ömer Kavili’nin başının altından çıktı.Birde avukat-sanık.Şu anda ismini bilmiyorum.Ama ilerde muhakkak öğreneceğim.Öğle kaçarak saklanacağını sanmasın.Zamanımızda teknik ilerledi.Cep telefonunu dinleyerek,termal kameralarla ve uzaydan izlenen el izi ve suret takip etme cihazları ile bu sanık-avukatı muhakkak bulacağım.Bulacağım ve de hesap soracağım.

Birader sanık-avukat, senin nene lazım 13.11.2007 tarihinde Beyoğlu 3.Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanırken durup dururken ,her şey yolunda seyrederken kalkıp söz istemek?Hadi söz istedin şöyle adam gibi bir şeyler söyle.”Suçsuzum!”de “Tövbe billah bir daha yapmayacağım”de.

Ama sen ne yaptın?Kalktın söz istedin ve “Benim müdafiden yararlanma hakkım var”dedin

Güngörmüş yılların hakimleri “Ne diyor bu salak!”dercesine abandone olmuş vaziyette sana anlamsız anlamsız bakarlarken “Efendim ben müdafi olan avukatın yanında oturmak istiyorum”dedin.

Dedin de ,Cumhuriyet Savcısını da zor durumda bıraktın.Mütalaası soruldu.Ne desin şimdi savcı.?”Hayır bu sanık-avukat, oturduğu yerde otursun!Hatta ağzına da çarşıda tanesi 1TL den satılan koli bandı yapıştıralım mı desin?Hıı Söyle bakim?Koli bandı yapıştıralım mı desin?”

Koskoca savcı.Mecburen ne dedi?”Uygulamada ,katılanların yanında müdafilerinin bulunduğu,ancak sanığın avukatından ayrı bölümde oturduğu,ancak bu halin sanığın savunma hakkının kısıtlanmasını doğurma ihtimali bulunduğundan sanık müdafi ile birlikte oturmak istiyorsa buna müsaade edilmesi mütalaa olunur”dedi ve topu heyete attı.

Şimdi heyet ne desin?

”Gel benim yakışıklı güzel sanık-avukatım, seni Ömer kavilinin yanına oturtalım hatta altına bir de en pahalısından bir koltuk verelim mi desin?Hani sen bir daha sesini çıkartmasan verecekler.Ama sen artık yüz buldun ya gerisini de istersin.Kalkar bir sonraki duruşmada da “Efendim ben bu koltukta rahat edemiyorum.İllada ofisimdeki ata dede yadigarı alttan çivileri çıkmış,döşemesi yırtılmış ve arasından içinin kauçuğu görünen ,ayaklarından biri kırık olan koltuğumu isterim “diye tutturursun.

Heyet senin ve senin gibi avukatların huyunu suyunu çok iyi bildikleri için sana ve savcıya rağmen müdafiin olan o benim gibi sıra dışı avukata ne dedi?

”Olmaz sanık-avukat zinhar olmaz!Uygulama ve teamüller gereği sanığın yeri belirlenmiştir.Sanığın müdafisi ile her zaman görüşmesi mümkündür.Talebi halinde de müdafisi ile görüşmesine izin vereceğiz.Eğer izin vermezsek aha şuraya yazıyoruz-duvara çiziktirme işareti yaptılar-o zaman savunma hakkı kısıtlanıyor- demekte haklısınız.Biz duvara çiziktirdiğimize göre savunma hakkının kısıtlanması düşünülemez.Bu nedenle bu sıra dışı sanık ve avukatının talebini red ediyoruz.”dediler.

Hele sen sanık-avukat, sonra ne dediğini hatırlıyor musun?

Belki unutmuşsundur diye ben sana hatırlatayım;Kalktın ve koca heyetin bu kararına rağmen vatan millet nutku attıktan sonra kalktın avukatının yanına gidip oturdun.Olur mu be kardeşim?Bu olur mu?Koca heyete rağmen sen kalk ,senin gibi sıra dışı olan müdafiinin yanına otur.

Sonra ne oldu? Hızını alamadın kalktın ve Mahkeme heyetini hem tek tek hem de tümden red ettin(DEVAM EDECEK)

Old 16-02-2009, 19:36   #3
duyurucu1

 
Mutsuz 2-Kahramanlık hastalığının CMK avukatları arasında yayılmaya başlaması

2)KAHRAMANLIK HASTALIĞININ CMK AVUKATLARI ARASINDA YAYILMAYA BAŞLAMASI

Benim güzel kardeşim ,adını sanını bilmediğim sanık-avukat;neden böyle yaptın?Böyle yaptın da benim başımı belaya soktun? Sen bu davranışınla bana kötü örnek oldun.Senin bu davranışın bir hastalık.Hangi CMK avukatı senin bu yaptıklarını öğrenirse bu hastalık hemen bulaşıyor.Aha şimdi de bana bulaştı.Yerimde duramıyorum.Beynimin içinde karıncalanmalar oluyor.Beynimde hareketlenmeler başladı.Neden?Nasıl?Niçin? soruları beynimde cirit atıyor.Hatta bir beyin cerrahına dahi gittim.Dedim “Böyle böyle”Kafamın filmini çektiler,incelediler ve teşhisini koydular.Sende “Kahraman CMK Avukatı Olma Hastalığı var”dediler.

“Aman bu ne biçim hastalık?Çaresi nedir?”diye sordum.

“Bu hastalık ;korkmayan,üç kuruşluk gelirinden başka kaybedecek bir şeyi olmayan avukatlarda görülür.İdealist avukatlarda görülür.İnsan haklarına hukuka inanan ve bu uğurda mücadele etmek gerektiğinin bilincine varan avukatlarda görülür.Kendileri köle olmayan ve fakat köle de çalıştırmayan avukatlarda görülür.İnsanlığın var olmasından yok olmasına kadar süregelecek olan bir hastalıktır.Yok edilmesi mümkün değildir.Belki biraz hafifletilebilir.Avukatlar korkutulunca yada para ile zenginleştirilince biraz hafifler.

Çaresi; korkmak,pısmak-bana ne demektir.O zaman bu hastalık kesinlikle bulaşmaz.Hele evet efendim,sepet efendim diye öne eğilenlerde hiç olmaz.Günde üçyüz defa bu “evet efendim” şeklindeki hareketleri yaparsan bu hastalık geçer.”dediler.

“Breh Breh Breh.Savulun be!Kahraman CMK avukatı geliyor!”diye nidalanmışım.”Ben ki Dadaoloğlunun torunu,Köroğlunun geçtiği yollardan geçmiş,Torlak Mustafanın teneffüs ettiği dünya havasıdan hava teneffüs etmiş,her darbe olduğunda kendini taş dört duvarlarda bulmuş ve her gün her ihtimale karşı olası darbe söylentileri olduğunda hazırlık olsun deyu kapı arkasında her zaman içinde giysilerinin bulunduğu bir valiz bulundurmuş ve de bu dünyada üç kuruşluk ekmek parasından başka kaybedecek bir şeyi olmayan ben, hiç bir insan kulunun önünde eğilmem!Anamın ve babamın ve de büyüklerimin ellerini öpmem dışında kimsenin elini öpmem!Rütme ,makam mevki peşinde koşmayan ben!Hiç kimseye evet efendim,sepet efendim demem!”dedim.Beyin,üroloji,kadın doğum ,dahiliye,ortopedi,fiziktedavi ve diğer adını sanını bilmediğim tüm doktorlar benim ukalalaşmam üzerine “Bırakın ne hali varsa görsün.Karışmayın sarhoşa yıkılıncaya kadar gitsin”dediler.Ve beni hastane kapısının önüne attılar.

İşte o günden beri Kahraman CMK Avukatı misyonumu evvel Allah sürdürüyorum.(DEVAM EDECEK)

Old 17-02-2009, 11:34   #4
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
...koca heyetin bu kararına rağmen vatan millet nutku attıktan sonra kalktın avukatının yanına gidip oturdun.Olur mu be kardeşim?Bu olur mu?Koca heyete rağmen sen kalk ,senin gibi sıra dışı olan müdafiinin yanına otur...

Bu davranış, yasa hükmünün yargıçlara rağmen uygulanmasının güzel bir örneğidir.

MADDE 149.- (1) Şüpheli veya sanık, soruşturma ve kovuşturmanın her aşamasında bir veya birden fazla müdafiin yardımından yararlanabilir; kanuni temsilcisi varsa, o da şüpheliye veya sanığa müdafi seçebilir.
(2) Soruşturma evresinde, ifade almada en çok üç avukat hazır bulunabilir.
(3) Soruşturma ve kovuşturma evrelerinin her aşamasında avukatın, şüpheli veya sanıkla görüşme, ifade alma veya sorgu süresince yanında olma ve hukuki yardımda bulunma hakkı engellenemez, kısıtlanamaz.

Önümüzdeki günlerde başlayacak bir ceza davam var. Sanık müdafiiyim. Tahmin edin, mahkemeye "bismillah" deyip "Gel kardeşim elini ver bana" şarkısı eşliğinde sunacağım ilk talep ne olacak?

Başımda ağrı var, midem bulanıyor... Aman Allahım yoksa... Yoksa bu virüs bana da mı bulaştı!
Old 17-02-2009, 12:10   #5
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Bulaşıyor, yayılıyor!!!

İzmir'de kitlesel olarak hastalığın yayıldığı gözlemlenmiş!

Bu arada, dün Av.Ömer KAVİLİ İzmir'de görülmüş; hastalığın yayılmasında bağlantısı var mıdır yok mudur yakında anlarız. Yayılıyor hem de hızla...




www.izmirbarosu.org.tr/ANAHaberDuyEtk.aspx


Alıntı:


BASIN ACIKLAMASI YAPILACAKTIR.
15.02.2009
ADİL YARGILANMA HAKKI İÇİN ,SAVUNMA HAKKININ KISITLANMAMASI İÇİN ,SANIĞIN HUKUKSAL YARDIMDAN KESİNTİSİZ YARARLANMASI İÇİN ; TALEP EDİYORUZ :"DURUŞMALARDA SANIK VE MÜDAFİİ YANYANA OLMALIDIR" KONULU BASIN AÇIKLAMASI YAPILACAKTIR.

TARİH:16.02.2009 SAAT:11.45
YER :iZMİR BAROSU ADLİYE BİRİMİ

TÜM MESLEKTAŞLARIMIZIN KATILIMINI DİLERİZ.


KONFERANS SANIK VE MUDAFİİ DURUSMALARDA NEDEN YANYANA OLMALIDIR
15.02.2009
KONFERANS :"SANIK VE MÜDAFİİ DURUŞMALARDA NEDEN YANYANA OLMALIDIR"
KATILIMCI :AV.ÖMER KAVİLİ (İST BAROSU)

YER:100.YIL NEVZAT ERDEMİR KONFERANS SALONU İZMİR BAROSU SAVUNMA SARAYI

TARİH :16.02.2009 PAZARTESİ SAAT 18.30


Old 17-02-2009, 23:43   #6
duyurucu1

 
Mutlu 3-Kahraman CMK avukatı olma hastalığının,THS ve internet ortamında yayılması

3)KAHRAMAN CMK AVUKATI OLMA HASTALIĞININ TÜRK HUKUK SİTESİ VE İNTERNET ORTAMINDA YAYILMASI

Sürdürüyorum da sonra ben Beyoğlu 3.Ağır Ceza Mahkemesindeki adını sanını bilmediğim benim gibi Kahraman CMK Avukatı olma hastalığına tutulmuş avukatın duruşmasının bir sonraki duruşmasında neler olduğunu aha bu internet denen ve Türk Hukuk Sitesinde yayımlanan yazılardan öğrendim.Hatta bir de Türkiye Barolar Birliği sitesine girerek doğruluğunu teyit ettim.

Evet.Bir sonraki oturumda,oturum biraz daha hareketli ve maceralı.Kimler var kimler.Avukat Muammer Aydın,Avukat Ufuk Özkap,Avukat Berrin Adıyaman,Avukat Ömer Yasa,Avukat Sevgi Akbenlioğlu,Avukat Ayşe Eren,Avukat Ömer Kavili ve Avukat Muhittin Köylüoğlu.

Heyet Bu kadar avukat karşısında sayıca az.Silahların eşitliği yok .Heyet şimdi dese;“Eee.Bu kadar avukat. Hemde yaşça başça kıdemli.İçinizde hakimlik yapanlarınız dahi var. Hepiniz birden Mahkeme salonunu doldurmuşsunuz.Kalkmış bir de Prof Dr.Sulhi Dönmezer Hocamızdan söz ediyorsunuz.Hele bir de “reddi hakim” talebinde bulunmuşsunuz.Savcıyı da yanınıza çekmişsiniz.Heyet olarak ne yapmamızı bekliyordunuz.Size “hayır”deyip ortalığı germenin ne alemi var?Şunun şurasında hepimiz aynı gemide yolcuyuz.Kaldı ki yapacağımız iş”Eh mademki bu kadar çok istiyorsunuz.Sanık –avukatın, kafeste duracağına az solda müdafisinin yanında durmasın izin verelim.Hem bize göre sola sanığa göre sağa bir iki adım atması spor olur.Mahkemedeki gerginlik ortamını yumuşatır.Bizim hakkımızda gereksiz şikayetleri önler”dese ve düşünse ve de düşünmüş olacaklar ki heyet “bir önceki red karından döndü.”Siz arının deliğine çöp dürtme cephesi de “reddi hakim” talebinizden vazgeçti.Sanık-avukat gitti heyete göre sola üç adım adım attı ve müdafisinin yanında durdu.Sorun da böylece çözüldü.

Ama kazın ayağı öyle değil.13.11.2007 tarihinde 2005/246 esas numaralı davada belki sorun heyete göre sola doğru sanığın üç adım atmasıyla çözüldü ama bir hastalığın da yüzyıllar sonra yeniden bulaşma moduna girmesine neden oldu.

Hemen İstanbul Barosu Türkiye Barolar Birliğine bir yazı yazdı.”Ey benim sevgili Türkiyemin sevgili tün Barolarının Birliği,bak aha 13.11.2007 tarihinde Beyoğlu 3 Ağır Ceza Mahkemesinde böyle böyle oldu.Sen Barolar Birliği olarak tüm barolara duyur.Onlarda kendi avukatlarına duyursunlar.Böylece eskiden kalma ve hiçbir yasal dayanağı olmayan sanığın müdafisinden ayrı oturtulacağına ilişkin yanlış bir geleneği ortadan kaldıralım.”

Türkiye Barolar Birliği ne yapmalıydı?

Hemen “Haaa.Öylemi?Tez elden sekreterim gelsin’ deyu ünleyip sekreterini çağırdıktan sonra;Yaz kızım deyu az havalara girdikten sonra;”Tüm barolara!Bundan böyle barolara kayıtlı tüm avukatlar , ceza mahkemesi salonlarında ,sanık ile birlikte oturacaklardır.Bu karara karşı çıkan mahkeme hakimi yada heyeti olursa o avukat hemen redi hakim talebinde bulunacaktır.Bu emrime uymayan avukatında barodan ihraç işlemlerine derhal başlanacağı hususu .. rica ederim”

Ama Türkiye Barolar birliği ne yaptı?

Kalktı 19.06.2008 tarihli yazı ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığına ve Adalet Bakanlığı’na başvurdu”Ne olur sanık ile avukatını ceza mahkemelerinde yan yana oturtun”diye ricada bulundu.

Bu ricaya Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulundan henüz cevap yok.

Adalet Bakanlığı cephesinde ise,Adalet Bakanı değil amma Adalet Bakanının Ceza İşleri Genel Müdürü cevap verdi.Dedi ki”Türkiyenin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin adil yargılanma hakkına ilişkin 6 ıncı maddesi ,hatırlatıldı ve Türkiye Barolar Birliği Başkanına sanıkların, müdafi ve tercümandan yararlanma hakkına ilişkin bilgiler verildi(öyle ya belki Türkiye Barolar Birliği Başkanı bilmiyorsa diye yoksa kötü bir niyetleri yok) Sonra 23.03.1976 tarihli Birleşmiş Milletler Kişisel ve Siyasal hakları Uluslar arası sözleşmesinin 14 üncü maddesi hatırlatıldı(öyle ya belki Türkiye Barolar Birliği Başkanı bilmiyorsa diye yoksa kötü bir niyetleri gene yok).Bu sözleşmede sanık ile müdafisinin yan yana bulunacağına dair bir hüküm bulunmadığı belirtildi.Sonra çok bilgili olduğunu kanıtlamak için Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 36 ıncı maddesinden dem vurdu. (öyle ya belki Türkiye Barolar Birliği Başkanı bilmiyorsa diye yoksa kötü bir niyetleri yine yok,Ekmek Mushaf çarpsın yok) Daha sonrada 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 203 üncü maddesine göre “Duruşmanın düzeni,mahkeme başkanı veya hakim tarafından sağlanır”dedi ve sorumluluğu hakimlere attı.

Yani iki sayfalık ve karşısındaki Türkiye Barolar Birliği Başkanına açıkça ders verir mahiyetteki cevabi yazısında açıkça “Ben karışmam kardeşim.Mahkeme başkanı ne yaparsa yapsın.İsterse sanık ile müdafisini yan yana oturtsun isterse oturtmasın” dedi bu sorundan sıyrıldı.

Türkiye Barolar Birliği başkanı bunun üzerine ne yaptı?

Her halde kızdı.Tüm barolara birer tamim gönderdi.Ve “Ey tüm Barolar! Duyurun!Avukatlara duyurun!Bundan böyle avukatlar kendi müvekkilleri ile yada sanıklarla yan yana oturacak.Bu konuda mahkemelere dilekçe verecekler.Sanıkları müdafi ile yan yana oturtmayan hakim yada heyetleri red edecekler.Aha ilk uygulamayı da ben başlatıyorum.Sözümden çıkan avukat olursa disiplin soruşturması yapılacak.Duyduk duymadık demeyin!Sonra rezil olmayın “diye duyurular yaptı. Hatta tellallık görevini Duyurucu1’e vermiş dahi olabilir”diye düşünenleriniz olacaktır.

Ama ne gezer?

Kalktı Adalet Bakanlığına 18.11.2008 tarihinde yeniden başvurdu .Ve dedi ki”Sayın Adalet bakanı,ne olur duruşma salonlarının düzenini değiştir.Değiştir ki sanık ile müdafisi yan yana otursun”

Adalet Bakanı ne yapar?

“Git işine kardeşim.Bana hele şu kriz ortamında duruşma salonlarının yeniden yapılması,dizaynının değiştirilmesi gibi işi yükleme.Zaten bir marongoz hatası nedeniyle savcıları hakimlerin masalarının yanına montaj ettik.Oradan ayıramıyoruz.Kalkıp birde sanıklarla müdafilerini yan yana oturma işini bana yükleme.Bak ne güzel hakimlerimiz bu sorunun muhatabı imiş.Genel Müdürlüğümüzde sana cevap vermiş.Sen en iyisi onunla yazış dur.Beni bu işe bulaştırma.Hem bak bir de Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna başvur muşsun.Sen nereye başvuracağını bilmiyorsan suç bende mi?Bana ne bana ne.Ben oynamıyorum.Git sen onlarla oyna” dese yalan mı söylemiş olur.?”Bence çok doğru demiş olur.

Oysa Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı,adli yıl açılışlarında konuştuklarında mangalda kül bırakmayanlar,hadi bakalım sorunun çözümü için kapı kapı gezeceğinize iki satırlık bir emirname ile bu sorunu çözmeniz mümkünken neden bu emri vermekten korkuyor-sunuz-lar?

Dedim ya meselenin özü korku.Bir yere başkan seçerken.Bir yere vekil seçerken bakacaksın kardeşim.Göz rengine bakacaksın.Göz rengi mavi mi?Seçme !Göz rengi ela mı ?Seçme!Göz rengi sarı mı?Zinhar seçme!Göz rengi kara mı?Seç kardeşim!Gözü kara olanı seç!Yada gözünü karartabileni seç!Bu işler de gözü kara olmak lazım(DEVAM EDECEK)

Old 18-02-2009, 21:22   #7
duyurucu1

 
Soru 4-Duyurucu1'inde Kahraman CMK avukatı olarak davaya müdahil olması

4-DUYURUCU1’İN DE KAHRAMAN CMK AVUKATI OLARAK DAVAYA MÜDAHİL OLMASI

Ben dedim ya bir kere Kahraman CMK Avukatlığına soyundum. Artık bu hastalık virüsünü yukarda isimleri sayılı avukatlardan kaptım ya(grip gibi ancak internet ortamından geçiyor) düşündüm taşındım.Önce şekeri az bir kahve içtim.Sonra kesmedi bir de sade kahve içtim ve kararımı verdim.

Benim de -----2 inci Ağır Ceza Mahkemesinde duruşmam vardı.İstanbuldaki Kahraman CMK avukatları kahramanlık yaparlar da benim gibi Anadolunun bağrından çıkmış yiğit Öz Anadolu Çocuğu olan Duyurucu1 adıyla etrafta kahramanlığı yürüyüp giden bir avukatın İstanbuldakilerden geri durması yakışık almazdı.Hem ben bu konuda kahramanlık yapmazsam,CMK hizmetlerinden yararlanan ve karşılığında geliri olsa dahi bir kuruş para ödemeyen “Devlet değil mi avukatımı verecek,Devlet değil mi elektiriğimi verecek,Devlet değil mi suyumu verecek,Devlet değil mi ekmeğimi verecek,Devlet değimli yatağımı ısıtacak,Devlet değil mi banyomu yaptıracak..”diyen ve eğer istekleri yerine getirilmezse “size oyumu vermem ha..”diye şantaj yapan vatan evlatlarına ne cevap verecektim.

Ama bunlar bahane. Esas beni hamle yapmaya sevk eden, kahramanlık yapma tutkusuydu.Avrupa kapılarına bu çağda dayanmam söz konusu olmadığı için bende bu alanda kahramanlık yapıp Türk Hukuk Sitesinin kahramanlık sayfasına adımı altın harflerle yazdırmalıydım.

Neyse lafı uzatmayalım.Bu düşüncelerle ikinci kahvemi de içtikten sonra,bilgisayarımın başına geçtim.Yardımcıma “İçeri kimseyi alma “dedim.Başladım yazmaya.Ve aşağıdaki dilekçeyi yazdım.

**
…2.Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na
--------
DOSYA NO:2008/…..

TALEP KONUSU:Yukarda dosya numarasını arz ettiğim davada sanık Ş. A. müdafisiyim.

Mevzuatımızda sanık ile müdafisinin ayrı oturacağına dair hukuki bir düzenleme yoktur.Müştekinin-mağdurun-katılanın kendi avukatı ile birlikte ve yan yana duruşmalara katılması karşısında , sanığın avukatından-müdafisinden ayrı tutulması “silahların eşitliği” ilkesine aykırıdır.Katılan ile sanık yargılanma açısından eşit olmalıdırlar.

Diğer taraftan duruşmalarda sanığın müdafisinden ayrı tutulması Anayasadan,yasalardan kaynaklanmamaktadır.Bu uygulama aynı zamanda Yargıtay İçtihatlarından ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarından da kaynaklanmamaktadır. Yıllar süren uygulamalar ve yerleşmiş teamüller de yasaların yerine ikame edilemez.Hele çağımızda savunma hakkının sanık ile müdafisin ayrı tutulmak suretiyle kısıtlanması düşünülemez bile.Yargının kararı neticede ne kadar adil olursa olsun savunma hakkının kısıtlanmasına yol açabilecek sanık ile müdafisini ayrı tutma uygulaması ,adil olan bu karara gölge düşürür.Adil yargılanma hakkının ihlaline yol açar.Bu konuları düşünecek ve çağımızın gerekleri doğrultusunda karar vererek ve belki yasa koyucuya yol gösterecek olanlar uygulamaları ile basit boşlukları dolduracak olan siz Sayın Hakimlerdir.

Keza mahkemenin vereceği karardan en çok etkilenecek kişi sanıktır.Yargılamada en çok etkilenecek(olumlu yada olumsuz) sanığın, vekilinin yada müdafisinin hukuki yardımından yargılamanın her aşamasında kesintisiz yararlanması gerekir.

Şimdiye kadar sanık ile müdafisinin-avukatının ayrı oturtulması yanlıştır.Yanlışın sürdürülmesi yanlışına düşülmesi yanlışın en yanlışı olur.Kaldı ki bu konuda bazı mahkemelerde artık çağa ayak uydurmak ve sanık ile müdafisini ayrı tutmak uygulamasından vazgeçmek şeklinde eğilimler belirmiş ve bu konuda somut adımlar atılmıştır.Bu konuda Beyoğlu 3.Ağır Ceza Mahkemesi 2005/248 esas sayılı dosyasında 20.03.2008 tarihinde 7 numaralı celsede (tutanak fotokopisi ekli) sanık ile müdafisini yan yana oturtmuştur.Türkiye Barolar Birliğinin de bu uygulamanın yaygınlaştırılması için çabaları vardır.Keza talep hakkında --- Baro Başkanlığına da bilgi verilmiştir.

Bu nedenlerle;

Duruşmalar sırasında sanık Ş. A’ın benden uzakta tutulması ,sanığı benden hukuki yardım almasından yoksun kılmaktadır.Sanık Ş. A’ın duruşmaların her aşamasında müdafisinden-avukatından yardım almasını sağlamak üzere

a)Ya sanığın benim bulunduğum masa yanında ve benim yanımda duruşmalara katılmasının sağlanmasını,

b)Ya da benim sanığın bulunduğu yerde ve yine benim yanımda duruşmalara katılmasının sağlanmasını ve her aşamada hukuki yardımımdan yararlanmasının temin edilmesinin fiziki şartlarının oluşturulmasını arz ve talep ederim.15.02.2009
Sanık Ş. A müdafisi
Avukat Duyurucu1
Eki:Beyoğlu 3.Ağır Ceza Mahkemesi duruşma tutanağı

**

Sonra hızımı alamadım.”İstanbul Barosu bu konuyu Türkiye Barolar Birliğine taşır da benim barom taşıyamaz mı?”diye düşündüm.Fanatik “Benim Barom en kahraman Baro” duygularım kabardı.Bu duygulara “Benim Barom senin baronu döver”duygularım da eklenince ortaya aşağıdaki gibi bir dilekçe çıktı:
**
Baro Başkanlığı’na
-------

Ceza Mahkemelerinde sanık ile müdafisinin-avukatının ayrı yerlerde tutularak duruşmaların yapılması yıllardan beri süre gelen yanlış bir uygulamanın ,teamülün kural haline dönüştürülmesidir.

Yanlış ve yasal dayanaktan yoksun Bu uygulama sanığın adil yargılanmasını engellediği gibi savunma hakkını da kısıtlayıcı bir özellik arzetmektedir. Diğer taraftan müşteki-mağdur-katılan ile avukatı duruşmalarda yan yana olurken ,sanığın müdafisinden –avukatından ayrı tutulması sanığın hukuki yardım almasını da engellemektedir.Ve böylece katılan ile sanık arasında” silahların eşitliği” ilkesi sanık aleyhine bozulmaktadır.

Bu yanlış uygulamanın düzeltilmesi ve sanık haklarının çağdaş çizgiye çekilmesini sağlamak ,üzere ekte sunduğum dilekçeyi 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına sunacağım .

Siz ----- Baro Başkanlığından bu talebimi fiziken ve fiilen desteklemenizi yada desteklemiyor iseniz nedenlerini tarafıma bildirmenizi arz ve talep ederim.
15.02.2009
sanık Ş. A Müdafisi
Avukat Duyurucu1

EKİ:2.Ağır Ceza Mahkemesine vereceğim
dilekçe ve eklerinin fotokopisi.


**
Önce Baro Başkanlığına dilekçemi verdim.Yüz yüze de görüşmek isterdim ama başkan yerinde yoktu.Sekreter kıza dilekçeyi verdim ve başkana vermesini ve dilekçemin işleme konmasını da sıkı sıkı tembihledim.

“Merak etme avukat bey,Başkan bey satır satır okur “dedi.

Oradan doğru---2 inci Ağır Ceza Mahkemesine gittim.Duruşma saat 15.30 da başladı.Akşam saat:10.00’da bitti.Hayır hayır yanlış duymadınız.Akşam saat:10.00da bitti.

Şimdi tutanağın tümünü buraya aktarmayacağım.Ama bizi ilgilendiren kısmı aynen şöyle:

Sanıklar geldi.Müdafi ve avukatlar geldi…Kimlik tespitleri yapıldı.türünden klasik işler yapıldıktan sonra.

Başkan sanıkları sorguya çekmeye yeltendiği anda Duyurucu1 yani ben ayağa kalktım.”Sayın Başkan,kusura bakmayın sözünüzü kestim.Henüz yargılamaya başlamadan önce bir talebim olacaktı.Ben talebimi yazılı olarak veriyorum.”dedim.

Başkan dilekçeyi aldı okudu.Yılların hakimiydi.Talebin nereye kadar, nelere gebe olduğunu biliyordu.Şaka olsun diye;”Yani şimdi seni oraya alsam (sanık yanını gösteriyordu) gider misin?”

Duyurucu1;”Hemen giderim Sayın Başkan”dedi.Ve çantasını dosyalarını toparlayıp kafese gitmeğe yeltendi.

Başkan;”Hele dur dur”dedi gülümseyerek.

Sonra bir sağa “fis kos, fis kos”

Sonra bir sola”fis kos ,fis kos”

Heyet ayağa kalktı.

Başkan;”Kimse yerinden kıpırdamasın!Biz şimdi geliyoruz!”dedi.Kalktılar ve müzakereye çekildiler.

Salonda çıt yok.”Ne oluyor?”türünden sessizce konuşmalar.Seyirciler dersen iki köyün tamamı burada.Seyirci bölümü hıncahınç dolu.Seyirci bir şey anlamadı. Yanımdaki savunma avukatlarına da ben olayı özetledim.Onlar anladılar.

Beş dakika sonra heyet geldi.Bizler ayağa kalkıp tekrar oturduk.

Başkan talebim üzerine verdikleri kararı tane tane okudu:karar aynen şöyle:

**

Sanık ….müdafisi Duyurucu1 söz aldı.Talebimi yazılı olarak veriyorum,savunmaları alınmadan önce talebim doğrultusunda karar verilmesini talep ediyorum ,dedi.

Bir sayfadan ibaret yargılama aşamasında müvekkilinin yanında oturması talebini içeren dilekçe ile ekinde Beyoğlu 3.Ağır Ceza Mahkemesinin 20.03.2008 günlü 7.celsedeki tutanak fotokopisini ibraz etti.,alındı okundu dosyasına kondu.

İDDİA MAKAMINDAN SORULDU:Müdafilerin sanığın yanında oturacağına veya oturmayacağına ilişkin herhangi bir teamül yoktur.,duruşmanın idaresi mahkeme başkanına aittir.taktir mahkemenindir,dedi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Her ne kadar sanık Ş.A.’ın müdafisi Avukat Duyurucu1 yargılama aşamasında müvekkilinin yanında oturmayı talep etmiş isede;bu konuda sanık müdafiinin sanığın yanında oturacağına veya oturmayacağına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığı,duruşma salonunun sanığın müdafii,müdafiin sanığı görebileceği,istediklerinde konuşabilecekleri bir şekilde dizayn edildiği,tutuklu sanıkların jandarma korumasında olduğu,bu korumanın hem sanıkların korunması açısından hem de sanıklar açısından duruşma salonunda bulunanların korunması amacıyla oluşturulduğu,sanık müdafiinin diğer sanıkların yanına gidip oturtulması halinde sanık müdafiinin veya müdafilerinin can güvenliğinin tehlikeye girebileceği,bunun benzeri olaylarının tüm yargılama aşamalarında görüldüğü,hatta sanıkların bulunduğu yerden bir şekilde uzakta bulunan mahkeme heyetine dahi saldırıda bulunabildikleri, mevcut oturum sistemine göre sanık müdafilerinin bulunduğu yer itibariyle sanıkların savunmalarının kısıtlanmasının söz konusu olmadığı nazara alınarak sanık Ş.A müdafii Avukat Duyuruc1’in yargılama aşamasında müvekkilinin yanında oturmasına ilişkin talebin reddine oy birliği ile karar verildi.,açık duruşmaya devam olundu.(DEVAM EDECEK)

Old 18-02-2009, 22:09   #8
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hakan EREN
Bulaşıyor, yayılıyor!!!

İzmir'de kitlesel olarak hastalığın yayıldığı gözlemlenmiş!

Bu arada, dün Av.Ömer KAVİLİ İzmir'de görülmüş; hastalığın yayılmasında bağlantısı var mıdır yok mudur yakında anlarız. Yayılıyor hem de hızla...

www.izmirbarosu.org.tr/ANAHaberDuyEtk.aspx

İzmir Barosu tarafından hazırlanıp yayınlanan konferans afişi aşağıdadır.

http://www.izmirbarosu.org.tr/ANASAY...?ID=45&?type=e

Cümle kahraman CMK avukatlarına duyurucu1 gibi duyurulur.

Ömer Kavili



Old 19-02-2009, 22:32   #9
duyurucu1

 
Soru 5-Ne olacak şimdi?

5-NE OLACAK ŞİMDİ?

Görüldüğü gibi Kahraman CMK avukatının kahramanlık serüveni Duyurucu1 aleyhine 1-0 yenik başladı.

Şimdi ne olacak?

Baro Duyurucu1’in dilekçesine ne cevap verecek?

Duyurucu1 Avukat Hakları Komisyonunda .Sorunu oraya taşıyacak.Komisyondaki avukatlar bakalım ne diyecekler?

Duyurucu1 yenilgiyi kabul eder mi?Etmez.Daha bunun ikinci duruşması var.Üçüncü duruşması var.Dördüncü duruşması var..Duyurucu1 her duruşmada talebini yineliyecek.Parayla değil ya?İsteyenin bir yüzü kara.Vermeyeninkini bilemem.

Duyurucu1 Kahraman CMK avukatı olarak bu talebini artık diğer Asliye Ceza,Sulh Ceza ve Çocuk Mahkemelerinde de tekrar edecek.Çünkü o mahkemelerde Ağır Ceza Mahkemesinde olduğu gibi fazlaca güvenlik sorunu yok.O Mahkemeler tek hakimli.Neticede kararı verecek olan hakim kararı vermeden önce oturup düşünecek.”sanık ile müdafisini yan yana oturtmasam bu kararıma gerekçe olarak ne diyeceğim?”Belki büyük bir ihtimalle “Aman.Bu sıra dışı avukatlarla uğraşmaktansa,şikayetlerine konu olmaktansa sanık geçsin müdafisinin yanına”diyebilir ve Duyurucu1 gibi çamur avukatların çamurundan kendini sakınmış olur.

Bu nedenle Ey kahraman CMK avukatı yoldaşlarım!Haydi vatan sizden görev bekliyor!Girdiğiniz tüm CMK davalarında sanıkların yanınızda(müdafii yanında) olmalarını sağlamak üzere taleplerde bulununuz.Bu taleplerinizi de barolarınıza bildiriniz.Barolarınızdan bu konuda fiziki ve fiili yardım talep ediniz.Etmiyorlarsa görüşlerini sorunuz.Belki bu vesileyle barolar üzerlerindeki ölü toprağını atabilirler.

Korkmayınız!Hakimler size bir şey yapamaz.Sanıklar da size bir kuruş ödemedikleri için bir şey yapamaz.Onlardan da korkmayınız.Sanık hakkında aleyhe bir karar olur mu diye de endişelenmeyiniz.Hele bu mesele hakimler arasında bir duyulsun,bakın o zaman gücünüzün nelere muktedir olduğunu göreceksiniz. (DEVAM EDECEK)

Old 20-02-2009, 03:20   #10
üye18332

 
Varsayılan

İlk talebimi 18.02.2009 tarihinde İzmir 2.çocuk Ağır Ceza Mahkemesinde yaptım...Hakimler önce havale edip sonra okudular ve gelecek celse karar vereceklerini söylediler.Ama beni en çok mutlu eden "hassasiyetimiz ve hukuk adına çabamız için" teşekkür etmeleri oldu....

Üstad bir kez daha teşekkürler.....
Old 20-02-2009, 10:22   #11
üye3578

 
Varsayılan

Seyrek durumlarda sanığın savunmasına katkıda bulunulacak bir düzenleme olsa da, uygulamada avukatları sıkıntıya sokacak bir durum oluşturacağı kanaatindeyim..
Old 20-02-2009, 13:16   #12
üye18332

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan zeynel
Seyrek durumlarda sanığın savunmasına katkıda bulunulacak bir düzenleme olsa da, uygulamada avukatları sıkıntıya sokacak bir durum oluşturacağı kanaatindeyim..

Biraz daha açar mısınız?Sizin gözünüzden yorumlarınızı öğrenmek isterim.
Saygılar,
Old 20-02-2009, 14:16   #13
üye3578

 
Varsayılan

Öncelikle şunu belirteyim; İddia makamında bulunan biri olarak, avukatın sanığın yanında veya sanığın avukatın yanında bulunmasında, hiçbir sakınca görmüyorum.

Ancak, avukatın sanığın yanında olması çoğu kez sanıktan avukata veya sanıkla çok fazla birlikte görüntü vermesi nedeniyle katılan tarafa vereceği rahatsızlık nedeniyle avukata fiili saldırılar olabileceğini düşünüyorum.

(imla hatası düzeltildi)
Old 20-02-2009, 22:35   #14
duyurucu1

 
Mutlu 6-Mersinde de hakimler var!

6)MERSİNDE DE HAKİMLER VAR.

Duyurucu1 inatçı biri.Birde haklı olduğuna inandı ya.Artık kellesini koparsan inandığı davadan vaz geçmez.

Bu gün 1 Çocuk Mahkemesinde davası var.Çocuk Mahkemesi tek hakimli.Şüpheli çocuk(sanık çocuğa bu mahkemede böyle deniyor) tutuklu değil.

Şüpheli çocuk çağrıldı.Katılan çağrıldı.Tam tanıklar çağrılacak Duyurucu1 hemen atladı.

“Efendim bir talebim olacaktı.Öncelikle bu talebim hakkında karar vermenizi rica ediyorum”dedi.

Hakim baktı.”Sabah sabah ne talebi?” dercesine Duyurucu1’in uzattığı bir tomar kağıdı aldı.Dilekçeye şöyle bir göz attı.Çevirdi arka sahifedeki netice ve talep kısmından işin özüne bakmayı tercih etti..

Anında ve uzun uzun düşünmeden;”Bence sakıncası yok.Gitsin otursun”dedi.

Duyurucu1;”Efendim bu kararınızı tutanağa da geçmenizi rica edebilir miyim.Hani Mersinde ilk olmanız açısından”

“Olur olur.Bence hiçbir sakıncası yok”dedi ve aşağıdaki tutanağı yazdırdı.

**
T.C
MERSİN
1.ÇOCUK MAHKEMESİ

DURUŞMA TUTANAĞI
DOSYA NO2008/71
DURUŞMA TARİHİ:17.02.2009
CELSE NO:2
HAKİM:dURSUN YALÇINKAYA 30016
KATİP:GÖKMEN ÖZCAN 103484

Belli gün ve satte 2.celse açıldı………..

Suça sürüklenen müdafii söz isteyerek;Biz Mahkemenize bir dilekçe ibraz ediyoruz,bu dilekçemizde gerekçelerimizi bildirdik,suça sürüklenen çocuğun duruşmad bizim yanımızda durmasını talep ediyoruz,dedi.

İbraz ettiği 16.02.2009 tarihli dilekçesi okundu.

Suça sürüklenen çocuğun müdafisinin yanına geçmesine müsaade edildi.

Durşmaya devam edildi……
**
Sevgili Kahraman CMK avukatı meslektaşlarım!Buradan şu sonuç çıkıyor.”Hak verilmez alınır”Yani bizler Baroların ve Türkiye Barolar Birliğinin yaptığı gibi Adalet Bakanından,Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulundan yada bilmem hangi makamdan var olan bir hakkın bize verilmesi için yalvarır durursak,bizi çarçafa atar beşik niyetine sallarlar.

Ama işin çok daha pratik yolunu yukarlarda söyledim.Korkusuz bir baro başkanı tarafından,Barolara yazılacak iki satırlık bir emirname,yada Korkusuz Türkiye Barolar Birliği Başkanı tarafından tüm Barolara yazılacak iki satırlık bir emirname meseleyi çözer.

Barolar ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı hadi diyelim bu emirnameyi yazmıyor ve yazacakları da yok.Ne yapalım?

Yapılacak iş çok basit kendi hakkımızı kendimiz alacağız.Tek tek iğneyle kuyu kazar gibi her mahkemede ve her duruşmada sanığın(suça sürüklenen çocuğun) müdafisinin yanında oturtulması talebini yineliyeceğiz.Ve bu talebimize olumlu cevap veren mahkemeleri internet ortamına taşıyacağız.

Şimdi Mersinde 1.Çocuk Mahkemesi var!Mersindeki tüm Kahraman CMK avukatları orada şüpheli çocuğun yanlarında oturtulmasını talep edebilirler.Emsal olarak da yukarda dosya numarasını verdığım davayı ve duruşma tutanağını dilekçelerine ek olarak koyabilirler.

Ama Mersindeki CMK avukatları”Aman.Birde bununla mı uğraşacağım?Gitsin bu işlerle kendisini Kahraman CMK avukatı ilan eden Duyurucu1 uğraşsın “derlerse ne olur?

Olacağı şu;Duyurucu1 ve onun gibi sıra dışı birkaç avukat bir iki uğraşır durur.Sonunda onlarında gücü tükenir.Bazısı küser.”Ben oynamıyorum!”der oyunu terk eder.Bazılarına da birileri” Sen ipi atlarken hile yaptın!Haydi seni oyun dışına atıyoruz”derler.

Derken bir gün oyun dışına atılmak sırası “Bana ne.Ben karışmam.”diyen ve kahraman olmak istemeyen avukata geldiğinde,yanında hiç kahraman bulamaz.Bak söylemedi demeyin.

Old 27-02-2009, 13:59   #15
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan Hastalık sonunda yargıçlara da bulaştı

Buyrun işte, beğendiniz mi yaptığınızı...

Hastalığı İzmir Ağır Ceza Mahkemesi heyetine de bulaştırdınız işte...

Olacağı buydu...

Ah "Ömer Kavili", ah "duyurucu1", bu yaptıklarınızın hesabını nasıl vereceksiniz bilmiyorum valla.

http://www.izmirbarosu.org.tr/ANASAY...ID=186&?type=h

(sevgili Admin, linkteki jpeg formatındaki İzmir 2.Ağır Ceza Mahkemesi kararını siteye aktarmanın bir yolu var mıdır)

Old 28-02-2009, 10:46   #16
duyurucu1

 
Mutlu Mersin avukat hakları komisyonuna da kahramanlık bulaştı

MERSİN AVUKAT HAKLARI KOMİSYONUNA DA KAHRAMANLIK VİRÜSÜ BULAŞTI

Yer:Mersin Gökdelen 16 ıncı kat.Mersin Barosu.

Tarih:27.02.2009 akşam saat:17.00

Avukat Hakları komisyonu toplandı.Komisyon üyelerinin hepsi de idealist insanlar.”Avukat hakları “diyorlar da başka bir şey demiyorlar.

Duyurucu1 yedi tane yazılı öneri verdi.Gündeme girmesini ve komisyonun görüş belirterek kararın avukatlara duyurulmasını ve ayrıca kararın Baro yönetim Kuruluna tavsiye edilmesini talep etti.

Bu yedi yazılı talepten bir tanesi de sanık ile müdafiinin yan yana oturtulması idi.Komisyon prensipte önerileri benimsedi.Ancak ayrıntılı ve enine boyuna görüşmek üzere 06.Mart.2008 saat 17.00’de görüşülmesine karar verdi.

Yani sizin anlayacağınız avukat yoldaşlarım İstanbul Beyoğlu 3.Ağır Ceza Mahkemesinde başlayan Kahraman CMK avukatlığı destanı yazılmaya devam ediliyor.

Old 01-03-2009, 21:27   #17
üye18332

 
Varsayılan

Bugünün Hürriyet Ege ekinde ön sayfadan verildi haberimiz.....Bir kez daha Sayın Ömer Kavili'yi ve İzmir BArosu Avukat Hakları Merkezi'ni tebrik ediyorum....

Virüs bulaştı bir kere....
Old 04-03-2009, 22:53   #18
duyurucu1

 
Varsayılan 7-Kahraman CMK avukatının maceralrı devam ediyor

7-KAHRAMAN CMK AVUKATININ MACERALARI DEVAM EDİYOR

Dedim ya size,bir kere Duyurucu1 denilen sıra dışı kaçkına “Sen kahramansın!Vatan senden görev bekliyor!falan “diye taktir duygularınızı az sesli ve kendisinin duyacağı şekilde söylediniz ya;artık Duyurucu1 ‘i kimse tutamaz.

Bu gün Mersin 2.Çocuk Mahkemesinde duruşması vardı.Sabah bilgisayarının başına geçti daha önce Ağır Ceza Mahkemesine yazdığı ve sanık ile Müdafisinin duruşmalarda beraber olmalarına ilişkin talep dilekçesinde ufak tefek değişiklikler yaptı.Mahkeme adını,dosya numarasını ve sanık adlarını değiştirdi.Sonra İstanbul Beyoğlu Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/248 Esas sayılı dosyasının 7 inci celse duruşma tutanağının fotokopisini dilekçesine ekledi.Olmadı daha önce Mersin 1. Çocuk Mahkemesinin suça sürüklenen çocuk ile müdafiinin yan yana durmalarının kabulüne ilişkin kararı da ekledi.

Adliyeye gitti ve 2.Çocuk Mahkemesine girdi ve sırasını bekledi.Ancak kafasında hep sanık ile müdafiinin yan yana oturtulması konusu vardı?”Ya mahkeme kabul etmezse?Ya bu da ne?Eski köye yeni adet mi getiriyorsunuz?”derse diye içten tedirgin fakat dıştan sakin durmaya çalışıyordu.

Yanında meslekte kendisinden az daha kıdemli bir meslektaşı oturuyordu.Alçak sesle”Abi hele şu dilekçeyi bir okuyuver.Bu duruşmada vereceğim.ne dersin?”dedi.Ve dilekçe ile eklerini kıdemli meslektaşına verdi.

Kıdemli meslektaş dilekçeyi okudu.Eklerine baktı.ve “Aferin.Çok güzel bir dilekçe.Fakat inşallah netice alırsın”dedi.

Duyurucu1’in içindeki tedirginli arttı.”Ya hakim kalkıp sanığa,sen müdafiin yanına geçmek istiyor musun?”gibilerden engelleyici ve tuzak bir soru ile sanığı yönlendirip,sanıktan ,ben müdafiimin yanına geçmek istemiyorum!”gibisinden bir cevap alırsa Duyurucu1 rezil olur.Çünkü çoğu zaman karakollarda ve hatta bazı mahkemelerde dahi şüpheliye soruyorlar”Avukat istiyor musun?”Zavallı şüpheli şimdi avukat istese dünya kadar para vereceğinden korkarak “Hayır avukat istemiyorum” cevabını veriyor.Ve bazen de şüpheliye hiç sormadan “Avukat istemiyorum”,kutucuğuna bilgisayardan bir çarpı koyuyorlar.Bunun gibi acaba hakim de Duyurucu1’i böyle bir tuzağa düşürmeğe çalışmasın?

Duyurucu1 bu durumda rezil olurdu.Ve ortaya komik bir durum çıkardı.Müdafii sanığı yanına çağırıyor fakat sanık “hayır ben gelmem.Yerim rahat!”dercesine bir durum ortaya çıkardı.

Duyurucu1 bu olumsuz ihtimali bertaraf etmek için koridora çıktı.Sanığı buldu ve onu iyice öğretledi.”Bak ben şimdi seni yanımda durman için çağıracağım.Eğer hakim sana,avukatının yanında durmak istiyor musun?diye sorarsa evet,ben avukatımın yanında durmak istiyorum de,tamamı?”dedi.Sanığı iyice hazırladı.

Neyse ki korkulan olmadı.

Duruşma başladı.hakim hiçbir şey yokmuş gibi yargılamaya başladı.Salondaki avukatlar fis kos, fis kos konuşuyorlar.Bazıları “Yok canım olur mu böyle şey.Bu duyurucu1 Donkişot gibi yel değirmenlerine saldırıyor” gibilerden bilgiç bilgiç yanındakilere konuşurken.Hakim kararını yazdırmaya başladı.G.D dedikten sonra.Duyurucu1’in dilekçesini ve eklerini karıştırdı ve sonunda…kabulüne dedi.

Duyuruc1 bir mutlandı bir mutlandı ki demeyin gitsin.Neredeyse “En büyük Hakim! Bizim hakim!”deyip alkış tutacaktı.Ama ne alkış tuttu ne de hakimi omzuna alıp mahkeme salonunda tur attı.Sadece “Teşekkür ederim hakim bey!”demekle yetindi.

Aaa.. birde ne duysun arkasındaki bazı avukatlar “Bizde teşekkür ederiz hakim bey!”dediler.Meğerse oturan avukatlar can sıkıntısından müşterek bahis oynamışlar.Bakalım Duyurucu1 mi kazanacak heyet mi?diye Duyurucu1’in gıyabında müşterek bahis oynarlarmış.Bu teşekkür edenler bahsi kazanan avukatlarmış.Bir grup avukat da bahsi kaybettikleri için surat bir karış.”Ama hakim bey itiraz ediyoruz.Böyle karar veremezsiniz.Bak ağır ceza mahkemesi ne güzel karar verdi de Duyurucu1’in sanıkla beraber oturması talebini red ettiydi.Bizde bir duruşmada bir ayda kazanacağımız parayı kazanmıştık.Şimdi siz Duyurucu1’in talebini kabul etmekle bizi zarar soktunuz.Valla hakkınızda bizi zarara uğrattınız diye tazminat davası açacağız.”Deyip küstüler.Sonrada “Biz de bu mahkemeye küstük.Gidip davalarımızı 1.Çocuk Mahkemesine taşıyacağız.dediler.Sonra biri uyandı “yahu 1.Çocuk Mahkemesi de Duyurucu1’in talebine olumlu cevap verdi “dedi.uzun tartışmalardan sonra Mersinde 3.Çocuk mahkemesinin kurulması ve başına da şöyle teamüller dahilinde hareket eden bir hakimin getirilmesi için Adalet bakanlığına başvurmaya karar verdiler.

Bu sırada hakim istifini bozmadı.”Ben onu bunu bilmem arkadaş.Bahislerinizle bana etki edemezsiniz.Ben aşağıdaki kararı verdim “dedi.ve aşağıdaki kararı verdi.

***


T.C.
MERSİN
2.ÇOCUK MAHKEMESİ DURUŞMA TUTANAĞI

DOSYA NO :2008/---
DURUŞMA TARİHİ:04.03.2009
CELSE NO :2.
HAKİM :-------
KATİP :-------

Belirli gün ve saatte 2.celse açıldı

Suça sürüklenen çocuk ile Mersin Barosunca görevlendirilen sanık müdafisi Av.Mehmet Fazıl Çetkin hazır.Katılan vekili Av.Fuat Dinç hazır.--- yargılamaya devam olundu.

İddianamenin kabulüne ilişkin karar okundu.

Önceki ara kararda belirtilen keşfin yapıldığı,keşifte hazır olan bilirkişinin raporunu dosyaya ibraz ettiği görüldü..Okundu.Buna göre,saatin dönmesini engelleyen filmin meskende ne zaman takıldığının belli olmadığından kaçak elektrik kullanılmadığının bildirildiği görüldü.

Katılan vekilinden soruldu:İnceleyip beyanda bulunmak için süre istiyoruz dedi.

Sanıktan soruldu:Bir diyeceğim yoktur dedi.

Sanık müdafiinden soruldu:Bilirkişi raporunu inceleyip beyanda bulunalım,ayrıca ben sanığın duruşmalarda benim yanımda durması konusunda yazılı beyanda bulundum ve dilekçemin ekinde Beyoğlu 3.Ağır Ceza Mahkemesinin karar örneğini de ekledim.Savunma hakkının kısıtlanmaması ve müdafii yardımından kesintisiz yararlanabilmesi amacıyla ben sanığın yanımda durmasını talep ediyorum,öncelikle bu husus karar bağlansın dedi.

Dilekçe ve ekindeki tutanak okundu.

G.D.Ülkemizin insan haklarına ilişkin imza attığı sözleşmeler ve bu sözleşmeler doğrultusunda düzenlenen adil yargılanma hakkı ilkesi gereği sanıkların yargılandıkları davalarda savunma haklarını bütünüyle kullanabilmesi ve silahların eşitliği prensibi gereği sanık müdafiinin talebinin kabulü ile sanığın duruşma sırasında müdafiinin yanında yer almasına karar verilerek yargılamaya devam olundu.Sanık müdafiinin yanında durmak üzere kürsüden müdafiinin yanına geçti.

Sanık müdafiinden soruldu,keşif ve bilirkişi raporuna yazılı beyanda bulunalım dedi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ

1-Taraflara bilirkişi raporuna yazılı beyanda bulunmaları için gelecek celseye kadar süre verilmesine,

Bu nedenle duruşmanın 16.04.2009 günü saat 11:10’a bırakılmasına karar verildi.04.03.2009

Katip: Hakim:

***
Buraya kadar iyi de olay.Kulaktan kulağa duyulmuş.Daha Duyurucu1 2.Çocuk Mahkemesinden çıkıp Baro dinlenme salonuna gidinceye kadar cümle mübaşirler mahkeme kapılarında “Ey avukatlar!Duyduk duymadık demeyin!Duyurucu1 sanık ile müdafisi yan yana dursun talebini bir mahkemede daha kabul ettirdi!”diye bağırmışlar.Tabi Duyurucu1’in mübaşirlerin bu eyleminden haberi yok.Baro dinlenme salonundan girer girmez.Bir alkıştır koptu.”Bravo!Bravo!Aslan Duyurucu1.İzmir Barosu karşısında Mersin Barosunu 2-0 öne geçirdin”diye bir alkış bir alkış deme gitsin.Genç avukatlar omuza almaya kalktılar.Duyurucu1 müsaade etmedi.”Olmaz!Olmaz!gençler seçim yasağı var.Omuza almayınız”diye onların heyecanını yatıştırdı.

Sonra ne oldu dersiniz?

Ne olacak.Duyuruc1”Telif hakkı bendedir.İlk defa ben ortaya çıkardım “diyerek İstanbul Beyoğlu 3 Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/248 esas numaralı dosyasının 7.Celse tutanağını ve İzmir 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/328 esas numaralı dosyasının 26.02.2009 tarihli 2.oturum tutanağını ve Mersin 1.Çocuk Mahkemesinin 2008/-- esas numaralı 17.02.2009 tarihli 2 inci celse duruşma tutanağı ile bu günkü Mersin 2.Çocuk Mahkemesin2008/-- esas numaralı 2.celse tutanağını fotokopi yaptırdı.Baro kapısının önüne bir stant açtı.”Tutanak var!Tutanak var!”diyerek tutanak satmaya başladı.

Mersin Barosu ne mi yaptı?

Ne yapsın?Tık yok

Ama Duyurucu1 kafaya koydu.Yarın oraya da bir dilekçe verecek.Barodan görüş isteyecek.Baronun üyelerine bir genelge yayımlamasını isteyecek ve olayı kaynağından çözmeye çalışacak.

Şimdi sorarım size.Bu duyurucu1’in yaptığı nedir?Efendi efendi oturup etliye sütlüye karışmadan avukatlık yapacağına görüyor musunuz ne işlerle uğraşıyor.Acaba diyorum bazen bunu da Silivri ‘ye mi sürsek? Hayır süreriz de gider oraları da karıştırır.Bizi 72 millete irezil eder.En iyisi otursun oturduğu yerde.
(DEVAM EDECEK)
Old 05-03-2009, 00:19   #19
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan duyurucu1
T.C.
MERSİN
2.ÇOCUK MAHKEMESİ DURUŞMA TUTANAĞI

...
kapalı yargılamaya devam olundu.
...


CMK 187/2: "Kapalı duruşmanın içeriği hiçbir iletişim aracıyla yayımlanamaz."
Old 17-03-2009, 20:00   #20
caner87

 
Varsayılan

Dilekçe ya da tutanak vermek zorunda mıyız?
Duruşma başladığı sırada söz alıp Avrupa insan hakları sözleşmesinde yer alan adil yargılanma hakkının kusursuz uygulanabilmesi için tutuksuz ( ya da tutuklu) sanığın duruşmalar sırasında müdafii yanında yer almasını talep ediyoruz,talebimiz değerlendirilsin desek, kafi olur mu?
Yoksa dilekçe ve emsal tutanaklardan iliştirmek gerekiyor mu?
Old 17-03-2009, 20:16   #21
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan caner87
Dilekçe ya da tutanak vermek zorunda mıyız?

Duruşma başladığı sırada söz alıp Avrupa insan hakları sözleşmesinde yer alan adil yargılanma hakkının kusursuz uygulanabilmesi için tutuksuz ( ya da tutuklu) sanığın duruşmalar sırasında müdafii yanında yer almasını talep ediyoruz, talebimiz değerlendirilsin desek, kafi olur mu?

Yoksa dilekçe ve emsal tutanaklardan iliştirmek gerekiyor mu?

Sayın "caner87",

Bu konuda İzmir Barosu yönetiminin hazırldığı ve tüm CMK görevlisi avukatlara önerdiği hazır bir dilekçe ile ekleri olarak Beyoğlu 3. Ağır C. M. kararı olduğunu biliyorum.

Dilekçe ve ekine tutanak iliştirmek karşımızdakini ETKİLEMEK bakımından gerekebilir.

Saygılarımla.

Ömer Kavili
" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "
Old 13-05-2009, 21:49   #22
duyurucu1

 
Varsayılan Mersin Barosundan cevap var!

MERSİN BAROSU

Av.Mehmet Fazıl Çetkin(Bu ben oluyorum yani duyurucu1)
MERSİN
iLGİ:11.02.2009 VE 26.03.2009 tarihli dilekçeleriniz.

Dilekçelerinize ekli TBB'nin 18.11.2009/I-35/22743 tarih-sayılı yazılarında vurgulandığı üzere sanık ile müdafiinin duruşma sürecinde yanyana durmaları adil yargılanma hakkının tartışılmaz bir gereğidir.

Ceza yargılamasında müdafiilik görevinde bulunan meslektaşlarımızın dilekçe ile veya duruşma esnasında duruşma yargıcından bu yönde açıkça talepte bulunmaları/taleplerini tutanaklara yazdırmaları hakkın kullanımının yerleşiklik kazanması açısından zorunludur.

Bilgilerinize sunulur.27.03.2009

Av........
Mersin Barosu Başkanı
Old 13-05-2009, 22:07   #23
duyurucu1

 
Soru Ya devlet başa-ya kuzgun leşe

Yarın..Ağır Ceza Mahkemesinde duyurucu1 in duruşması var.Daha önceki iki duruşmada da sanıkla yan yana olmak hakkıdaki talebi heyet tarafından RED edilmişti.Böylece duyurucu1 her duruşmada 1-0 olmak üzere iki duruşmada 2-0 yenik olarak duruşmalara giriyor.

Yarın saat:14.00 da üçüncü celse var.Duyurucu1 inatçı.Yarın talebini yineliyecek.Bu defa büyük olasılıkla heyet mübaşire emreder ve "Atın şu duyurucu1'i salonda dışarı "diyebilir.Ya da heyet başkanının harereti iyice yükselebilir ve işi mübaşire havale etmek istemez yargılama makamından aşağı iner ve cübbesinin kollarını sıvayarak duyurucu1 i mahkeme salonunda evire çevire döver.Belki savcıda ona yardım eder.Belli olmaz.Sonrada hıncını iyice aldıktan sonra çıkar yargılama kürsüsüne kaldığı yerden devam eder.Ve zabıt katibine "nerede kalmıştık kızım" der.Korkularından kimsede şahit olamaz.Bunlar hep yarınki duruşmada ihtimal dahilinde olan seçenekler.

Çünkü duyurucu1 heyeti kızdıracak bir dilekçe yazdı.yarın önce bu dilekçeyi okuyacak ardındanda heyet başkanına verecek.Bakalım ne olacak YA DEVLET BAŞA-YA KUZGUN LEŞE.

İşte duyurucu1 in dilekçesi:


...Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na
MERSİN
DOSYA NO:2008/---

TALEP KONUSU:Yukarda dosya numarasını belirttiğim davanın duruşmalarında, sanık Ş. A’ın yanımda durmasını talep ediyorum.
Sanık Ş. A. müdafisi
Avukat Duyurucu1




TALEBİN AÇIKLAMASI:

1)Yukarıdaki talebi yargılamanın başladığı her duruşmada yapıyorum.Fakat her duruşmada da talebim red edildi/red ediliyor.

2)Mahkemenizin red kararı yasal değildir.Yasal bir dayanağı yoktur.Bu nedenle Hukuka uygun değildir.Silahların eşitliği ilkesine aykırıdır.Mağdur haklarından, aynı şekilde eşit olarak sanık da yararlanmalıdır.Yada sanık haklarından, aynı şekilde mağdur da yararlanmalıdır.

3)Verdiğiniz red kararı savunma hakkını kısıtlamaktadır.Adil yargılanma hakkını ihlal etmektedir.

4)Sanık ile müdafiin ayrı tutulması uygulaması, mahkemelerde yıllar süren teamüllerden kaynaklanmaktadır.Teamüller yasa değillerdir.Mahkemeler teamüllere göre yönetilemez.

5)Sanık hakkında vereceğiniz karar ne olursa olsun,bu karar adil olmayacaktır.Çünkü savunma hakkı kısıtlanarak verilmiş bir karar olacaktır.Oysa savunma hakkı bir bütün olarak kısıtlanmadan kesintisiz kullanılmalıdır.

6)Sanığın tutuklu olması onun müdafiinden ayrı tutulmasını gerektirmez.Mahkemelerde güvenlik zafiyeti varsa gidermek mahkeme heyetinin ve başkanın görevidir.Güvenlik zaafiyetinin faturası sanığa yüklenemez.Savunma hakkı kısıtlanarak güvenlik sağlanamaz.Kaldı ki bu mahkemede güvenlik zaafiyeti de yoktur.

7)T.C Anayasası madde 36. (Herkes …adil yargılanma hakkına sahiptir.) demektedir.Sizin mahkemeniz sanık ile müdafiini ayrı tutarak Anayasanın bu hükmünü ihlal etmektedir.

8)Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ıncı maddesinde herkesin adil yargılanma hakkı olduğu belirtilmektedir.Mahkemeniz sanık ile müdafiini ayrı tutarak bu maddeyi de ihlal etmektedir.

9)Sanığı müdafiinden ayrı tutunca,sanığı en çok ihtiyaç duyduğu duruşma aşamasında müdafii yardımından mahrum ediyorsunuz. Bu durum sanığın ,avukattan yararlanma hakkını ihlal etmektedir.Savunma zaafiyeti oluşturmaktadır.

10)Sanık suçlu değildir.Masumluk karinesi vardır.Sanık potansiyel suçlu değildir.Saldırgan değildir.En az müşteki yada seyirciler kadar masumdur.Suçlu olmayan birini yargılarken avukatından ayrı tutmak onu zımnen suçlu saymak olur.Bu ise sizin mahkemenin benimseyeceği bir düşünce olamaz.

11)Eğer sanık ile müdafiini ayrı tutmakta devam ederseniz ben, sanık müdafii olarak ve beni darda bıraktığınız için, zorunlu olarak CMK.149/1-3 in ve CMK:154/1 in bana tanıdığı hak ve yetkileri kullanmak zorunda kalacağım.Kovuşturmanın her aşamasında sanık ile görüşme talep edeceğim.

12)Çünkü;Ben bu taleplerde bulunmazsam;sanık CMK 151 de bahsedilen görevimi yerine getirmediğimden bahisle beni Cumhuriyet Savcılığına ve Baroya şikayet edebilir.Ve haklı da olabilir.Ben avukat olarak ceza alabilirim.Ben müdafii olarak sanığın haklarını sonuna kadar savunma görevi ile görevliyim.Bu görevi yapmama,heyetiniz, red kararı vermek suretiyle engel olmaktadır.

13)Eğer sanığın müdafiinden ayrı tutulacağına ilişkin bir tane dahi yasal kural varsa onunda mahkemeniz tarafından bana hatırlatılmasını talep ediyorum.

14)Türkiye Barolar Birliği ve MERSİN BAROSU da bu konuda sanığın müdafii ile yan yana bulunması görüşündedir.(Ek:Mersin Barosunun konuya ilişkin yazıları)

Sayın Başkan,

CMK.203/1 inci maddesinde bilindiği gibi,duruşmanın düzeninin mahkeme başkanı veya hakim tarafından sağlanacağı yazılıdır.Ancak bu düzen sağlama görevi ve yetkisi sanığın haklarının kısıtlanmasına yol açmamalıdır

Bu düşüncelerle talebimi yineliyor ve sanık Ş. A’ın duruşmalarda benim yanımda bulunmasını istiyorum.
13.05.2009
Sanık Ş. A müdafii
Avukat duyurucu1

Eki:Mersin Barosunun konuya ilişkin kararı


[/size][/color]
Old 14-05-2009, 09:14   #24
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan duyurucu1
...

9)Sanığı müdafiinden ayrı tutunca,sanığı en çok ihtiyaç duyduğu duruşma aşamasında müdafii yardımından mahrum ediyorsunuz. Bu durum sanığın ,avukattan yararlanma hakkını ihlal etmektedir.Savunma zaafiyeti oluşturmaktadır.

...

Bu gerekçeye rağmen nasıl bir hukukçu böyle bir talebi nasıl reddeder?

Bırakın hukukçu olmayı, hukukçu olmayan ama ortalama niteliklere sahip sıradan 100 kişiye bu argümanları sunun; kaçı "hayır olmaz, sanık ile avukatını yan yana oturtmam der? Kaçı?

Hukuka Giriş derslerinde bizlere öğretilen normlar hiyerarşisinde, yasa, teammüllerin çok çok üstünde idi, yanlış hatırlamıyorsam.

CMK m.149 hükmü çok açıktır:

Şüpheli veya sanık, soruşturma ve kovuşturmanın her aşamasında bir veya birden fazla müdafiin yardımından yararlanabilir;

"Kovuşturmanın her aşaması"ndan ilk anlaşılması gereken duruşma ânıdır.



En temel haklar için mücadele etmek zorunda bırakılan tüm hukukçulara saygılarımla...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Adana 6.Ağır Ceza Mahkemesi AVUKAT ŞÜKRAN Şehirlerarası Nöbetçi Avukat 0 10-02-2009 14:05
Bedava çalışan ve çoğu kez cebinden harcayan "Kahraman cmk avukatı" duyurucu1 Konumuz : Hukukçular 3 25-06-2008 15:11
Bedava çalışan ve çoğu kez cebinden harcayan "Kahraman cmk avukatı" duyurucu1 Hukuk Sohbetleri 1 23-06-2008 14:16
Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesi Dosyası HÜLYA ÖZDEMİR Şehirlerarası Nöbetçi Avukat 1 04-05-2008 12:12
ceza avukatı olabilmek m.oztop Ceza Hukuku Çalışma Grubu 14 08-04-2008 11:42


THS Sunucusu bu sayfayı 0,10136008 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.