Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

savcılık ve mahkeme aşamalarının ayrı aşamalar olması ve avukatın sorumluluğu

Yanıt
Old 08-08-2011, 12:23   #1
av.yarensu

 
Varsayılan savcılık ve mahkeme aşamalarının ayrı aşamalar olması ve avukatın sorumluluğu

Arkadaşlar sadece savcılık aşaması için anlaşma yaptım ve mahkeme aşamasındaki davalara girmedim.Savcılık aşaması için olan makbuzumuda kestim.müvekkilin şikayetiyle hakkımda soruşturma başlatıldı.mahkeme aşamasında müvekkile zorunlu müdafii atanmış .Savcılık aşamasının ayrı mahkeme aşamasının ayrı aşamalar olduğu yönünde işime yarayabilecek yargıtay kararları arıyorum .
Old 08-08-2011, 14:12   #2
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.yarensu
Arkadaşlar sadece savcılık aşaması için anlaşma yaptım ve mahkeme aşamasındaki davalara girmedim.Savcılık aşaması için olan makbuzumuda kestim.müvekkilin şikayetiyle hakkımda soruşturma başlatıldı.mahkeme aşamasında müvekkile zorunlu müdafii atanmış .Savcılık aşamasının ayrı mahkeme aşamasının ayrı aşamalar olduğu yönünde işime yarayabilecek yargıtay kararları arıyorum .

Aynı soruyu
http://www.turkhukuksitesi.com/showt...305#post491305 ve
http://www.turkhukuksitesi.com/showt...480#post491480 adreslerindeki konularda da sormuştunuz. Ayrı bir konu açıp aynı soruyu yeniden sormanız gereksiz olmuş.
Avukatın görevi açısından savcılık aşaması ile mahkeme aşamasının ayrı olduğu yönünde bir yasal düzenleme yoktur. Avukat, üzerine aldığı işi sonuna kadar takip etmek zorundadır. Takip etmek istemiyorsa davadan çekilmeli ve bunu müvekkiline tebliğ ettirmelidir. Sadece hazırlık aşaması için anlaşma yaptığınızı iddia ediyorsanız, bunu kanıtlama yükü size düşer. Dava aşamasında sanığa zorunlu müdafi atanması da seçilmiş müdafinin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
Old 11-08-2011, 10:32   #3
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.yarensu
Arkadaşlar sadece savcılık aşaması için anlaşma yaptım ve mahkeme aşamasındaki davalara girmedim.Savcılık aşaması için olan makbuzumuda kestim.müvekkilin şikayetiyle hakkımda soruşturma başlatıldı.mahkeme aşamasında müvekkile zorunlu müdafii atanmış .Savcılık aşamasının ayrı mahkeme aşamasının ayrı aşamalar olduğu yönünde işime yarayabilecek yargıtay kararları arıyorum .

İddianamenin kabulü veya koğuşturmaya yer olmadığı kararı verilene kadar hukuki hizmet vereceğinize dair müvekkille yazılı bir anlaşmanız varsa; müvekkiliniz sizin işi soruşturma evresinde takip etmenizi, yani kovuşturma aşamasına kadar takip etmenizi kabul etmiş ve istemiş demektir. Bu halde sizin açınızdan sorun olmadığını düşünüyorum.

Aksi halde, işi sonuna kadar aldığınız farz ve kabul olunur demektir.

Kanaatindeyim. Saygılar..
Old 10-09-2011, 08:53   #4
av.yarensu

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu

Esas No
: 2003/4-220
Karar No
: 2003/242
Tarih
: 7.10.2003
Müdafi ister seçimle, isterse atama ile görevlendirilsin, görevi üç şekilde sona ermektedir. Bunlar ise, "soruşturmanın bitmesiyle", "istek üzerine" ve "kendiliğinden sona erme"dir. İstek üzerine sona erme, sanığın seçtiği müdafiin görevine son vermesidir. Ayrıca, baro ya da mahkemece atanan müdafiin görevi, sanık ya da temsilcisinin yeni bir müdafi seçmesi üzerine sona erer ( CYUY m.139 ). Kendiliğinden sona erme ise, sanığın ya da müdafiinin ölmesi ya da müdafiin mesleğini yapmaktan vazgeçmesi hallerinde söz konusu olur. Yine avukatlık Yasası'nın 172. maddesi uyarınca sonradan seçilen başka müdafılerle birlikte çalışmayı kabul etmeyen sanığın ya da temsilcisinin seçtiği ilk müdafiin de görevi kendiliğinden sona erer. Ayrıca; meslekten çıkarılma, işten geçici ve zorunlu yasaklanma, iş yapamaz duruma gelmeyle de müdafii görevi kendiliğinden sona erer. ( Av.Y. m.42 )


Sayın meslektaşlarım öncelikle cevaplarınız için teşekkür ediyorum.Ancak yukarıda ki yargıtay kararında seçimlik müdafiinde görevinin soruşturmanın bitmesiyle sona ereceği belirtilmektedir.Saygılar
Old 10-09-2011, 09:32   #5
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.yarensu
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu

Esas No
: 2003/4-220
Karar No
: 2003/242
Tarih
: 7.10.2003
Müdafi ister seçimle, isterse atama ile görevlendirilsin, görevi üç şekilde sona ermektedir. Bunlar ise, "soruşturmanın bitmesiyle", "istek üzerine" ve "kendiliğinden sona erme"dir. İstek üzerine sona erme, sanığın seçtiği müdafiin görevine son vermesidir. Ayrıca, baro ya da mahkemece atanan müdafiin görevi, sanık ya da temsilcisinin yeni bir müdafi seçmesi üzerine sona erer ( CYUY m.139 ). Kendiliğinden sona erme ise, sanığın ya da müdafiinin ölmesi ya da müdafiin mesleğini yapmaktan vazgeçmesi hallerinde söz konusu olur. Yine avukatlık Yasası'nın 172. maddesi uyarınca sonradan seçilen başka müdafılerle birlikte çalışmayı kabul etmeyen sanığın ya da temsilcisinin seçtiği ilk müdafiin de görevi kendiliğinden sona erer. Ayrıca; meslekten çıkarılma, işten geçici ve zorunlu yasaklanma, iş yapamaz duruma gelmeyle de müdafii görevi kendiliğinden sona erer. ( Av.Y. m.42 )


Sayın meslektaşlarım öncelikle cevaplarınız için teşekkür ediyorum.Ancak yukarıda ki yargıtay kararında seçimlik müdafiinde görevinin soruşturmanın bitmesiyle sona ereceği belirtilmektedir.Saygılar

Tamamı http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=41698 adresinde yazılı bu kararı yanlış yorumluyorsunuz.
Sadece soruşturma aşaması için müvekkili ile anlaştığını iddia eden avukat, bunu kanıtlamalıdır.
Tam tersini düşünün; müvekkil sadece soruşturma aşaması için avukatla anlaştığını ve sadece bu aşama için ücret vermesi gerektiğini iddia etseydi, bu kez kanıt yükü müvekkile düşerdi.
Old 10-09-2011, 10:27   #6
S.Orhan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.yarensu
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu

Esas No
: 2003/4-220
Karar No
: 2003/242
Tarih
: 7.10.2003
Müdafi ister seçimle, isterse atama ile görevlendirilsin, görevi üç şekilde sona ermektedir. Bunlar ise, "soruşturmanın bitmesiyle", "istek üzerine" ve "kendiliğinden sona erme"dir. İstek üzerine sona erme, sanığın seçtiği müdafiin görevine son vermesidir. Ayrıca, baro ya da mahkemece atanan müdafiin görevi, sanık ya da temsilcisinin yeni bir müdafi seçmesi üzerine sona erer ( CYUY m.139 ). Kendiliğinden sona erme ise, sanığın ya da müdafiinin ölmesi ya da müdafiin mesleğini yapmaktan vazgeçmesi hallerinde söz konusu olur. Yine avukatlık Yasası'nın 172. maddesi uyarınca sonradan seçilen başka müdafılerle birlikte çalışmayı kabul etmeyen sanığın ya da temsilcisinin seçtiği ilk müdafiin de görevi kendiliğinden sona erer. Ayrıca; meslekten çıkarılma, işten geçici ve zorunlu yasaklanma, iş yapamaz duruma gelmeyle de müdafii görevi kendiliğinden sona erer. ( Av.Y. m.42 )


Sayın meslektaşlarım öncelikle cevaplarınız için teşekkür ediyorum.Ancak yukarıda ki yargıtay kararında seçimlik müdafiinde görevinin soruşturmanın bitmesiyle sona ereceği belirtilmektedir.Saygılar

Sayın Yarensu,
Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararı 1412 sayılı CMUK.un yürürlükte olduğu döneme ait. CMUK.nu eski dille yazıldığından aynı kurumlar için sonradan yapılan değişikliklerde farklı sözcükler kullanılmış olsa bile,yasanın temel sistematiği soruşturmayı iki aşamaya ayırıyordu.İlk tahkikat(soruşturma) ve son tahkikat(soruşturma). İlk soruşturma hazırlık aşamasını, son soruşturma ise yargılama aşamasını kapsıyordu.CMUK.nun 1/b maddesinde 3206 sayılı yasayla yapılan düzenleme ile ''son tahkikatın açılması'' ibaresi , ''kamu davasının açılması'' olarak değiştirilmiştir.
Bu nedenle genel kurul kararındaki ''soruşturmanın bitmesi'' ibaresini yargılamanın bitmesi olarak anlamak ve yorumlamak gerektiği düşüncesindeyim.
Saygılarımla.
Old 10-09-2011, 23:06   #7
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan S.Orhan
genel kurul kararındaki ''soruşturmanın bitmesi'' ibaresini yargılamanın bitmesi olarak anlamak ve yorumlamak gerektiği düşüncesindeyim.
Sayın S.Orhan'ın deneyime dayanan isabetli yanıtına katılıyorum.

Bu soru başlığı ve yanıtları kanun yaparken ''soruşturma'' ve ''koğuşturma'' gibi birbirine benzeyen ifadeler kullanılmasının sakıncasını göstermektedir.

Koğuşturma yerine ''dava'' sözcüğü kullanılsa Kanun'u herkes anlar hale gelir.

Saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kiralayanla Malikin Ayrı Olması durumunda ortaya çıkan hukuki problemler Av.Mehmet Saim Dikici Borçlar Hukuku Çalışma Grubu 208 22-07-2016 13:02
cmk da savcılık sorgulamasında avukatın yükümlülükleri üye29588 Meslektaşların Soruları 5 02-04-2012 10:09
fazlaya ilişkin hakkın ayrı dava konusu olması ve iki ilam Rommy Meslektaşların Soruları 1 30-04-2009 12:51
Savcılık mahkeme celbini sms ile yolluyor Av.Murat Bölükbaş Hukuk Haberleri 3 19-03-2007 20:23


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05939388 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.