Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

ağır tahrik altında işlenen hakaret suçu tck 129/1

Yanıt
Old 05-12-2018, 17:25   #1
Adalet1903

 
Varsayılan ağır tahrik altında işlenen hakaret suçu tck 129/1

Merhaba Sayın Meslektaşlarım ,

ağır tahrik altında , haksız bir fiile tepki olarak hakaret eden kişi hakkında tck 129/1 gereğince ceza verilmekten vazgeçilebiliyor .

bu konuyla ilgili elinde yargıtay kararı olan meslektarım paylaşabilir mi ? şimdiden teşekkür ederim .

Haksız fiil nedeniyle veya karşılıklı hakaret
(1) Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.

(2) Bu suçun, kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi halinde, kişiye ceza verilmez.

(3) Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi halinde, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
Old 10-12-2018, 20:29   #3
Adalet1903

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Musa TAÇYILDIZ
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=9530

Teşekkür ederim sayın meslektaşım ancak bizim durum daha çok tck 129/1’e giriyor yani bize haksız bir fiile tepki olarak hakaret eden kişi hakkında ceza verilemeyeceğine dair Yargıtay kararları lazım . Saygılarımla
Old 11-12-2018, 09:16   #4
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

İşinize yarayabilir


T.C.
Yargıtay
18. Ceza Dairesi

Esas No:2015/6984
Karar No:2015/11978
K. Tarihi:


Tebliğname No : 4 - 2013/270081
MAHKEMESİ : Eğil(Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 02/07/2013
NUMARASI : 2013/47 (E) ve 2013/80 (K)
Suç : Hakaret

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir
Ancak;
Olaydan kısa bir süre önce sanığın kızı ile katılanın evden kaçması ve katılanın sanığa "oh olsun kızını kendim gibi yaptım" şeklinde sözler söylemesi üzerine sinirlenen sanığın katılana hakaret etmesi olayında karşılıklı hakaretin söz konusu olmadığı ancak eylemin haksız bir fiile karşı gerçekleştiğinden TCK'nın 129/1. maddesinin uygulanması gerekirken TCK'nın 129/3. maddesinin uygulanması,
Kanuna aykırı, katılan N.. A.. vekilinin ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz iddiaları bu nedenle yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak hükmün BOZULMASINA, ancak; bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, 5320 sayılı Yasanın 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesi uyarınca hükmün B. fıkrasından “ TCK'nın 129/3. hükmü gereğince tarafların birbirlerine, karşılıklı, hakaret ettikleri ” ibaresinin çıkarılıp yerine "TCK'nın 129/1. maddesi uyarınca sanığın eylemini haksız fiile karşı gerçekleştirdiği" ibaresinin eklenmesi biçiminde HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 25/11/2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Old 11-12-2018, 13:32   #5
Adalet1903

 
Varsayılan

18. Ceza Dairesi 2018/2226 E. , 2018/9777 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret
HÜKÜMLER : Ceza tertibine yer olmadığına

KARAR
Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanıkların eylemlerini haksız fiile tepki olarak işlediklerinin kabul edilmesi karşısında, TCK'nın 129/1 ve CMK'nın 223/4-d maddeleri gereğince ceza verilmesine yer olmadığı yerine, TCK'nın 129/2. maddesi uyarınca ceza tertibine yer olmadığı biçiminde karar verilmesi,
Kanuna aykırı, katılan ... vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde ise de, bu aykırılık yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye kısmen uygun olarak, hükümden “TCK 129/2 maddesi” ve “ceza tertibine yer olmadığına” ibareleri çıkartılıp yerlerine sırasıyla “TCK'nın 129/1 ve CMK'nın 223/4-d maddeleri” ve “ceza verilmesine yer olmadığına” ibareleri eklenmek suretiyle HÜKÜMLERİN DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19/06/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

18. Ceza Dairesi 2018/3978 E. , 2018/11786 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
TEMYİZ EDENLER : SanıklarKARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Sanıkların atılı suçlamayı reddetmeleri, inkara yönelik savunmalarının akrabaları olan altı tanık ve köy azası olan bir tanık tarafından da doğrulanması karşısında, CMK'nın 217/2. maddesi gereğince sanığa yüklenen suçun, hukuka uygun olarak elde edilmiş her türlü delille ispatının mümkün olduğu ceza yargılamasında, bir delilin reddedilmesi için CMK'nın 206/2. maddesinde sayılan durumların dışında delilin, akla, mantığa, bilimsel verilere, fizik kurallarına, herkesçe bilinen somut duruma, hayatın olağan akışı içinde gündelik yaşamdan edinilen karine niteliğindeki bilgilere aykırı olması ya da tanığın yalan söylediğinin ortaya çıkması gibi reddi için haklı, makul ve kabul edilebilir hukuki gerekçelerin gösterilmesinin zorunlu olduğu, tanıkların; sanıkların akrabaları olmasının anlatımlarının reddedilmesinin tek haklı ve kanuni gerekçesi olamayacağı gözetilmeden ve beyanlar yöntemince irdelenip, itibar edilmeme nedenleri makul gerekçelerle açıklanmadan yetersiz gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi,
2-Kabule göre de;
a)Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlendiğinin kabul edilmesi karşısında, TCK'nın 29. maddesine göre özel hüküm olan ve daha lehe düzenleme içeren aynı Kanunun 129. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
b)Kamu görevlisine hakaret suçunda, seçimlik adli para cezasının 365 gün yerine 360 gün üzerinden belirlenmek suretiyle eksik ceza tayin edilmesi,
Kanuna aykırı ve sanıklar ... ile ...'ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 26/09/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

4. Ceza Dairesi 2017/15275 E. , 2018/14986 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, hakaret
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-02/12/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK'nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu, hakaret suçu yönünden ise uzlaşma önerisinin yapıldığı tarihte CMK'nın 253/3 maddesinde engel bulunduğu gözetilerek, yeni düzenleme karşısında bu suç yönünden de uzlaşma önerisinde bulunulması gerektiği anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
2-Kabule göre de; hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlendiğinin kabul edilmesi karşısında, özel hüküm olan ve daha lehe düzenlemeler içeren TCK'nın 129/1. maddesi yerine genel tahrik kurumunu düzenleyen aynı Kanunun 29. maddesi ile hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 19/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
4. Ceza Dairesi 2017/15265 E. , 2018/14969 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, hakaret
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-02/12/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK'nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu, hakaret suçu yönünden ise uzlaşma önerisinin yapıldığı tarihte CMK'nın 253/3. maddesinde engel bulunduğu gözetilerek, yeni düzenleme karşısında bu suç yönünden de uzlaşma önerisinde bulunulması gerektiği anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
2-Kabule göre de;
a- Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlendiğinin kabul edilmesi karşısında, özel hüküm olan ve daha lehe düzenlemeler içeren TCK'nın 129/1. maddesi yerine genel tahrik kurumunu düzenleyen aynı Kanunun 29. maddesi ile hüküm kurulması,
b- Sanığın tekerrüre esas alınan, adli sicil kaydındaki ilama konu TCK'nın 106/1-1. maddesine uyan suçun, hükümden sonra yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında, anılan hükme ilişkin, uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak sonucuna göre tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'nin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 19/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
4. Ceza Dairesi 2017/13061 E. , 2018/12636 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, hakaret
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümlerinin yeniden düzenlenmesi, sanığa isnat edilen TCK'nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunması, hakaret suçunun ise, suç tarihi itibariyle 5271 sayılı CMK’nın 253/3-son cümlesi uyarınca tehditle birlikte işlenmesi nedeniyle uzlaşma kapsamında bulunmadığının anlaşılması ve yeni düzenleme karşısında, hakaret suçu yönünden de uzlaştırma önerisinde bulunulmasının gerektiği anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
2-Kabule göre ise;
a-Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlendiğinin kabul edilmesi karşısında, özel hüküm olan ve daha lehe düzenlemeler içeren TCK'nın 129/1. maddesi yerine genel tahrik kurumunu düzenleyen aynı Kanunun 29. maddesi ile hüküm kurulması,
b-Hakaret suçundan hüküm kurulurken tekerrüre esas sabıka kaydı bulunmayan sanık hakkında dosya içeriği ile uyumlu somut gerekçeler gösterilmeden seçenek yaptırımlardan hapis cezasının tercih edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 26/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

18. Ceza Dairesi 2017/486 E. , 2017/8725 K.

"İçtihat Metni"


KARAR

Hakaret suçundan suça sürüklenen çocuk ...’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125/1, 125/4, 43/2, 29/1, 31/3, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1.080,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Suluova Asliye Ceza Mahkemesinin 03/09/2015 tarihli ve 2014/394 esas, 2015/397 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01/03/2017 gün ve 400869 sayılı istem yazısıyla, Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “1-Dosya kapsamına göre, hakaret eyleminin ikamet içinde gerçekleşmesi karşısında aleniyet şartlarının gerçekleştiğine dair delil bulunmadığı gibi mahkemece aleniyetin ne şekilde gerçekleştiğine dair bir gerekçeye de yer verilmediği cihetle, yazılı şekilde aleniyet nedeni ile artırım yapılmasında,
2- 5237 sayılı Kanun'un 129/1. maddesindeki “Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.” şeklindeki hüküm ile hakaret suçlarına özel tahrik düzenlemesi yapıldığı, somut olayda Mahkemece suça sürüklenen çocuğun eylemini, katılan ...'ın haksız eyleminden dolayı tahrik altında işlediğinin kabul edildiği ancak yapılan haksız tahrik uygulamasında, hakaret suçuna ilişkin özel hüküm olan ve daha lehe düzenlemeler içeren 5237 sayılı Kanun'un 129. maddesi yerine, aynı Kanunun genel tahrike dair 29. maddesinin uygulanmasında,
İsabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
1) Bir nolu isteme ilişkin olarak:
5237 sayılı TCK’nın 125. maddesinin 1. fıkrasında; Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ... veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.” hükmüne yer verilmiş, aynı Kanun’un 4. fıkrasında da “Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.” hükmü düzenlenmiştir.
Aleniyet hakaret eyleminin herkesin duyabileceği, görebileceği ve sayısı belli olmayan birden fazla kişiler tarafından algılanabilir olması anlamına gelmektedir. Aleniyet nedeniyle artırım yapılmasının amaçlarından biri mağdurun onur ve şöhretinin, fiili başkalarının duyması veya duymasına açık olması nedeniyle daha fazla zarar görmesi diğeri ise hukuka aykırılık teşkil eden fiilin bizatihi aleni olarak icra edilmesidir.
İnceleme konusu somut olayda; suça sürüklenen çocuk ve katılanların birlikte ikamet ettikleri evde meydana gelen tartışmada suça sürüklenen çocuğun hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle koşulları oluşmadığı halde aleniyet artırımı yapılarak fazla ceza verilmesi hukuka aykırıdır.
2- İki nolu isteme ilişkin olarak:
Hakaret suçlarında özel tahrik hükümleri içeren TCK'nın 129. maddesinin 1. fıkrası: “Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.” hükmünü içermektedir.
Genel bir tahrik hükmü olan TCK'nın 29. maddesi ise: “Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
İncelenen somut olayda, mahkemece hakaret suçundan mahkum edilen suça sürüklenen çocuğun, eylemini haksız tahrik altında işlediğinin kabulüyle, TCK'nın 29/1. maddesi uyarınca cezasından 1/4 oranında indirim yapıldığı ve suça sürüklenen çocuğun neticeten 1.080 TL adli para cezasıyla cezalandırıldığı görülmektedir. Ancak yapılan haksız tahrik uygulamasında, hakaret suçuna ilişkin özel hüküm olan ve daha lehe düzenlemeler içeren TCK'nın 129. maddesi yerine, aynı Kanunun genel tahrike dair 29. maddesinin uygulanması, hukuka uygun görülmemiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Hakaret suçundan suça sürüklenen çocuk ... hakkında, Suluova Asliye Ceza Mahkemesinin 03/09/2015 tarihli ve 2014/394 esas, 2015/397 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Aynı Kanun maddesinin 4-b fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 12.09.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
18. Ceza Dairesi 2017/2032 E. , 2017/9547 K.

"İçtihat Metni"
Hakaret suçundan sanık ...’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125/1, 125/3-a, 29, 52/2 ve 62. maddeleri uyarınca üç kez 3.020,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Bakırköy 12. Sulh Ceza Mahkemesinin 15/02/2012 tarihli ve 2010/2461 esas, 2012/743 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 03/03/2017 gün ve 13813 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre;
1- Olay tarihinde tutuklu olan sanığın adliye yakınındaki cezaevi bahçesinde ring aracında duruşması için beklerken aracın kapısının açılmasını istediği, araç yakınındaki görevlinin üstüne sormadan açamayacağını belirttiği, daha sonra jandarma uzman çavuş olan müşteki... tarafından sanığın tuvalete götürülmesi sırasında araç kapısının açılmaması nedeniyle müşteki....’e ve sonrasında kendisini tuvalet çıkışı araca götüren görevliler ... ve ...’na yönelik aynı nedene dayalı olarak hakarette bulunduğu, bu şekilde sanığın müşteki jandarma görevlilerine yönelik hareketlerinin aynı yer ve zamanda, aynı suç işleme kararıyla, birbirini takip eden söz ve davranışlarla gerçekleşmesi nazara alındığında, hukuken bir bütün halinde tek bir hakaret fiilini oluşturduğu anlaşılmakla, tek fiille birden çok müştekiye karşı hakaret suçunu işleyen sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 43/2. maddesinde düzenlenmiş bulunan aynı nev'iden fikri içtima hükümleri uyarınca tek ceza verilip, bu cezanın 5237 sayılı Kanun'un 43/1. maddesi uyarınca artırılması gerekirken, sanığın her üç müştekiye yönelik eylemlerinin ayrı bağımsız hakaret suçlarını oluşturduğu kabul edilerek ayrı ayrı üç cezaya hükmedilmesinde,
2- Yapılan haksız tahrik uygulamasında, hakaret suçuna ilişkin özel hüküm olan ve daha lehe düzenlemeler içeren 5237 sayılı Kanun'un 129. maddesi yerine, aynı Kanunun genel tahrike dair 29. maddesinin uygulanmasında,
İsabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
1-) “1” numaralı istem açısından;
5237 sayılı TCK’nın “Zincirleme Suç” başlıklı 43. maddesinin 1. fıkrasında; “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır” şeklinde zincirleme suç tanımlanmış, ikinci fıkrasında ise; “Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır” denilmek suretiyle zincirleme suçtan farklı bir müessese olan, aynı nev’iden fikri içtima kuralı düzenlenmiştir.
Türk Ceza Kanunu sistematiğinde, kural olarak yasadaki suç tanımına uygun her bir netice ayrı bir suç oluşturmasına karşın, bu kuralın istisnaları olarak, TCK’nın “suçların içtimaı” bölümünde, 42, 43 ve 44. maddelerine yer verilmiştir. Aynı nev’iden fikri içtima halinde, fiil yani hareket hukuksal anlamda tektir ve bu fiille aynı suç birden fazla kişiye karşı işlenmektedir. Bu durumda hareket tek olduğu için, fail hakkında tek bir ceza verilecek, ancak bu ceza mağdur sayısı fazla olduğu için, TCK’nın 43/1. maddesine göre artırılacaktır. (Ceza Genel Kurulunun 05/06/2012 tarih ve 15/491-219 sayılı ilamı da bu doğrultudadır.) Ayrıca bu mağdurlara veya mağdurlardan birine karşı aynı suç işleme kararının icrası kapsamında, aynı suçun değişik zamanlarda birden fazla işlenmesi durumunda cezanın TCK'nın 43/1 maddesi uyarınca artırılması gerekecektir.
İnceleme konusu somut olayda, kolluk kuvvetince tutulan tutanak ve müşteki kolluk görevlilerinin beyanlarından, adliye yakınındaki cezaevi bahçesinde cezaevi ring aracında duruşması için bekletilen sanığın ring aracının kapılarının açılmasını istediği, araç yakınındaki görevlinin üstüne sormadan açamayacağını belirttiği, daha sonra jandarma uzman çavuş olan müşteki... tarafından sanığın tuvalete götürülmesi sırasında araç kapısının açılmaması nedeniyle müşteki ...'a hakarette bulunduğu, tuvaletten çıkışında araca götürülürken sanığın kollarına giren müşteki jandarma erler ... ve ...'na yönelik te sanığın aynı nedene dayalı olarak hakarette bulunduğu, bu şekilde sanığın müşteki jandarma görevlilerine yönelik hareketlerinin aynı yer ve zamanda, aynı suç işleme kararıyla, birbirini takip eden söz ve davranışlarla gerçekleşmesi nazara alındığında, hukuken bir bütün halinde tek bir hakaret fiilini oluşturduğu anlaşılmakla, tek fiille birden çok müştekiye karşı hakaret suçunu işleyen sanık hakkında TCK’nın 43/2. maddesinde düzenlenmiş bulunan aynı nev’iden fikri içtima hükümleri uyarınca tek ceza verilip, bu cezanın aynı Kanun'un 43/1. maddesi uyarınca arttırılması gerekirken, sanığın her üç müştekiye yönelik eylemlerinin ayrı, bağımsız hakaret suçlarını oluşturduğu kabul edilerek ayrı ayrı üç cezaya hükmedilmesi hukuka uygun bulunmamıştır.
2-) “2” numaralı istem açısından;
Hakaret suçlarında özel tahrik hükümleri içeren TCK'nın 129. maddesinin 1. fıkrası: “Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.” hükmünü içermektedir.
TCK'nın 129. maddesinin 3. fıkrasında ise: “Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi halinde, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.” hükmü yer almaktadır.
Genel bir tahrik hükmü olan TCK'nın 29. maddesi ise: “Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
İncelenen somut olayda, mahkemece hakaret suçundan mahkum edilen sanığın, eylemini, haksız tahrik altında işlediğinin kabulüyle, TCK'nın 29/1.maddesi uyarınca cezasından 1/2 oranında indirim yapıldığı ve sanığın neticeten 3020 TL adli para cezasıyla cezalandırıldığı görülmektedir.
Ancak yapılan haksız tahrik uygulamasında, hakaret suçuna ilişkin özel hüküm olan ve daha lehe düzenlemeler içeren TCK'nın 129. maddesi yerine, aynı Kanunun genel tahrike dair 29. maddesinin uygulanması hukuka uygun görülmemiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Hakaret suçundan sanık ... hakkında, Bakırköy 12. Sulh Ceza Mahkemesinin 15/02/2012 tarihli ve 2010/2461 esas, 2012/743 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Aynı Kanun maddesinin 4-b fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 25.09.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Haksız Tahrik Altında Hakaret Suçu Nedeniyle Manevi Tazminat-Yargıtay Kararı av__emrah Meslektaşların Soruları 3 11-06-2013 16:56
Ağır Tahrik dark Ceza Hukuku Çalışma Grubu 8 29-09-2007 00:50


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03331089 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.