Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yaşı Bekleyerek Kıdem Tazminatı Alma Hakkı

Yanıt
Old 11-09-2008, 17:13   #1
Av.Mehmet Uçum

 
Varsayılan Yaşı Bekleyerek Kıdem Tazminatı Alma Hakkı

YAŞI BEKLEYEREK KIDEM TAZMİNATI ALMA HAKKI
(15 yıl Sigorta Süresi, 3600 Prim Gün Sayısı Yeterli)

1475 Sayılı İş Kanunu’nun yürürlükte olan 14.maddesi, kıdem tazminatını düzenliyor. Bu maddenin bir hükmüne göre çalışan kişi emekli olduğunda kıdem tazminatı alma hakkı var. Emeklilik sebebiyle kıdem tazminatını hak edebilmek için, sigorta süresini, prim gün sayısını ve belli bir yaşı doldurmak gerekiyor. Bu şartları taşıyan bir çalışan, sigorta müdürlüğüne emeklilik başvurusu yaptığında iş sözleşmesini feshedip kıdem tazminatı alabiliyor.

Ancak 1999 yılında 14.maddeye eklenen bir hükümle sigorta süresini ve prim gün sayısını dolduran ama yaşı tutmayanlara da kıdem tazminatı alma hakkı getirildi. Eğer bir çalışan Sosyal Sigorta Kanununa göre emekli olmak için sadece yaşını bekliyorsa, dilerse bu sebeple işten ayrılıp kıdem tazminatını isteyebiliyor. Bunun için önce sigorta müdürlüğünden yaş dışındaki koşulları yani sigorta süresi ve prim gün sayısını doldurduğunu gösteren bir yazı alması gerek. Sigorta müdürlüğü, başvuran kişinin yaş dışında emeklilik koşullarını taşıdığını ve bu sebeple işten ayrılırsa kıdem tazminatı isteyebileceğini hizmet dökümüne yazıyor. Kişi bu yazıyla işverene başvurup iş sözleşmesini feshettiğinde kıdem tazminatı alma hakkına sahip. Yani bu şekilde kıdem tazminatı alma hakkı sadece sigorta süresi ve prim gün sayısına bağlı.

Peki, kimler, hangi süreler sonunda kıdem tazminatı alabilir. Bu konuda Sosyal Sigorta Kanununda yer alan emeklilik hükümleri uygulanıyor. İster kadın olsun ister erkek, bir çalışan 15 yıl sigorta süresini ve 3600 prim gün sayısını doldurmuşsa kendi isteği ile ayrılıp kıdem tazminatı alabilir. Tek yapması gereken sigorta müdürlüğüne başvurup süre ve gün sayısını tespit ettirmek. Bu tespiti yaptırdıktan sonra işverenine başvurup 1475–14/5 uyarınca iş sözleşmemi feshedip kıdem tazminatımı istiyorum dedi mi işveren, bu ödemeyi yapmak zorunda. Oysa yasanın hükümlerinde onlarca farklı sigorta süresi ve prim gün sayısı görülüyor. Kademeli geçiş sebebiyle çok değişik emeklilik ihtimalleri var. Ama bunların tümü yaşa dayalı kademelendirme olduğu için ele aldığımız konuyla ilgisi yok. Ele aldığımız konuda yaş koşulu aranmadığından kademeli geçişler dikkate alınmıyor. Bu nedenle 506 sayılı Kanunu’nun Geçici 81. maddesinin C bendi dışında bu konuda uygulanacak hüküm yok. “C” bendinde ise yaşı dikkate almadığımızda sadece 15 yıl ve 3600 gün var. Bu nedenle gerek sigorta müdürlüklerinin gerekse Yargıtay’ın yaşı bekleyerek kıdem tazminatı hakkının kazanılmasında bu koşullar dışında süre ve gün sayısı araması yasaya aykırı olur.

Süre ve gün sayısı bakımından, askerlik, yurt dışı hizmetleri, grev ve lokavtta geçen süreler gibi borçlanma yapılan tüm süreler de dikkate alınmalı. Ayrıca kamuda çalışan işçilerden yaşı bekleyerek kıdem tazminatı almak isteyenlere ödenecek tazminat miktarı belirlenirken askerlik borçlanması süresinin de Yargıtay kararları uyarınca hesaba katılması gerekiyor.

Yargıtay 4 Nisan 2006 tarihinde yaşı bekleyerek kıdem tazminatı almak için, ayrılma anında bir daha çalışmama iradesinin olması gerektiği şeklinde bir karar verdi. Bunu kabul etmek mümkün değil. Bir insanın yasadan kaynaklanan bir hakkını kullanmak için anayasadan kaynaklanan çalışma hak ve özgürlüğünden geçici de olsa vazgeçmesi gerektiği ileri sürülemez. Emekli olanların bile hemen ertesi günü destek primi ödeyerek çalışmaya başlamasının kanuna uygun olduğu bir sistemde, yaşın dolmasını beklemek için ayrılanların en azından ayrılma anında çalışmama niyetinde olması gerektiği görüşünün hiçbir hukuki değeri olamaz. Hukuk niyetlerle uğraşmaz. Sonuç olarak yaşı bekleyerek kıdem tazminatı alma hakkını kullanan kişi elbette yeniden çalışabilir. Çünkü bu hak bir daha çalışmamak koşuluna bağlanmış değil. Kişi, taraflar anlaşırsa ayrıldığı işyerinde dahi yeniden çalışmaya başlayabilir. Ancak kişi sigorta süresi ve prim gün sayısına dayanarak ikinci kez bu haktan yararlanamaz. Bu haktan yararlanan kişilerin sonraki çalışmaları bakımından emeklilik sebebiyle işten ayrılıp kıdem tazminatı alma hakları ise saklıdır.




Old 16-09-2008, 10:27   #2
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Sayın Av. Mehmet Uçum, katkılarınız için çok teşekkür ederim.Yazılarınızı zevkle oluyorum. Esasen SSK hukukunu hemen hiç bilmiyor olmama rağmen yazılarınızı rahatlıkla kavrayabiliyorum. Bu sizin başarınızdır.

Benim sizden öğrenmek istediğim bir husus var. Cevaplayabilriseniz sevinirim.

Ben SSK bünyesinde Topluluk sigortasına tabi bir avukatım.
SSK 'nın web sayfasından sunduğu "ne zaman emekli olabilirim?" hizmetinden faydalanmak istedim ve bilgilerimi girdim. Çıkan sonuca bir anlam veremedim. Şöyle ki:

Yaşım: 40 Yıl 9 Ay 7 Gün
Sigortalılık Sürem: 17 Yıl 7 Ay 22 Gün (Bü süreye Askerlik ve Emekli Sandığı hizmetlerim dahil değil)
Prim gün sayım: 5635 Gün

Emeklilik Şartlarım şu şekilde çıkıyor:

Yaş: 52 (Kalan yaş: 11 Yıl 2 Ay 23 Gün)
Sigortalılık Süresi: 25 (Kalan Hiz.Sür.: 7 Yıl 4 Ay 8Gün)
Prim gün Sayısı: 5525 Kalan prim Gün Sayısı: 0 (Sıfır)
---------------------
9.12.2019 Tarihinde emekli olabilirsiniz diyen bir ifade
---------------------------

Sorum şudur:

Prim Gün Sayım 5635 olup ödenmesi gereken 5525 Gün sayısını aşmıştır. Bu durumda Kalan Hizmet sürem ve Yaş haddim dikkate alındığında, ben prim ödemeye devam etmeli miyim? Prim ödersem fazladan ödemiş olmayacak mıyım?

Belki sorum çok basit olabilir, lütfen kusura bakmayın. Bu konuya tamamen yabancıyım.

Teşekkürler, saygılar.
Old 17-09-2008, 08:03   #3
nizar

 
Varsayılan

A, 1996''da girdiği işten 2007'de emeklilik nedeniyle işten ayrılmış. Ancak kıdem tazminatını alamamış. Aynı işyerinde daha önce 1985 ve 1988 yılları arasında da çalışmış.
Öncelikle sorum şu: A, kıdem tazminatı talep ederken 1985 ile 1988 arasında çalıştığı dönemi de emeklilik nedeniyle kıdem tazminatı hesabına dahil edebilir mi?Her iki çalışma dönemi arasına bulunan 8 yıllık boşluk buna engel olurmu? Yani bu durumda A, kıdem tazminatını dava açarken 14 yıl üzerinden mi istemeli yoksa sadece son dönem çalışması mı bu durumda göz önünde tutulur?

İkincisi, işverene emekli olabileceğine ilişkin SSK'nın verdiği yanıtı ekleyerek dilekçe ile yazılı başvurma olmaması durumunda uygulamada durum nasıldır?Zira işverenin tek işcisi var ve ötedenberi emeklilik nedeniyle işcinin işten ayrılacağını işveren biliyor.

Saygılarımla

yanıtlar ve ilgi için teşekkür ederim
Old 09-10-2008, 13:57   #4
Av.Mehmet Uçum

 
Olumsuz Mehmet UÇumdan Yanit

Saim bey,

siteyi kullanmayı bilmediğim için engin de bana öğretmediği için sorunuza geç yanıt verdim. kusura bakmayın. engin biraz önce site özelliklerini gösterdi. hemen yazıyorum:

yaşlılık aylığı için hem yaşı hm de sigorta süresinin tamamlanmasını beklemek zorundasınız ama prim ödeme gün sayısını doldurduğunuz için prim ödemekten vazgeçerseniz çeşitli sorunlarla karşılaşırsınız:

1- Topluluk sigortası kalktı. Serbest avukatlık yaptığınız için 5510 sayılı yasa yürülüğe girdiğinden eski bağkur sistemi gibi tüm sigorta kolarından 1 ekim den itibaren sigortalısınız.

2-5510 88. madde uyarınca serbest avukatlar 30 gün üzerinden prim ödemek zorundadır.

3- üç ay içinde kuruma örneği kurumca hazırlanacak işe giriş bildirgesini vermek zorundasınız.

bu üç düzenleme nedeniyle sigorta bildirimi yapmazsanız çok ciddi yaptırımlarla karşılaşabilirsiniz. resen prim tahakkuku, gecikme faizi ve cezası ayrıca bildirge vermemekten idari para cezaları.

bu nedenle aktif çalışma yaptığınız sürece bildiriminizi yapıp primlerinizi ödeyin. kaldı kı bunu yapmanız emekli olacağınız zaman emekli maaş hesabınız bakımından avantaj sağlayacaktır. çünkü ortalama esasına göre maaş hesabında ne kadar uzun süre prim ödenirse emekli maaşı da o kadar yüksek olur.

iyi çalışmalar
mehmet uçum
Old 09-10-2008, 14:02   #5
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Uçum
Saim bey,

siteyi kullanmayı bilmediğim için engin de bana öğretmediği için sorunuza geç yanıt verdim. kusura bakmayın. engin biraz önce site özelliklerini gösterdi. hemen yazıyorum:

yaşlılık aylığı için hem yaşı hm de sigorta süresinin tamamlanmasını beklemek zorundasınız ama prim ödeme gün sayısını doldurduğunuz için prim ödemekten vazgeçerseniz çeşitli sorunlarla karşılaşırsınız:

1- Topluluk sigortası kalktı. Serbest avukatlık yaptığınız için 5510 sayılı yasa yürülüğe girdiğinden eski bağkur sistemi gibi tüm sigorta kolarından 1 ekim den itibaren sigortalısınız.

2-5510 88. madde uyarınca serbest avukatlar 30 gün üzerinden prim ödemek zorundadır.

3- üç ay içinde kuruma örneği kurumca hazırlanacak işe giriş bildirgesini vermek zorundasınız.

bu üç düzenleme nedeniyle sigorta bildirimi yapmazsanız çok ciddi yaptırımlarla karşılaşabilirsiniz. resen prim tahakkuku, gecikme faizi ve cezası ayrıca bildirge vermemekten idari para cezaları.

bu nedenle aktif çalışma yaptığınız sürece bildiriminizi yapıp primlerinizi ödeyin. kaldı kı bunu yapmanız emekli olacağınız zaman emekli maaş hesabınız bakımından avantaj sağlayacaktır. çünkü ortalama esasına göre maaş hesabında ne kadar uzun süre prim ödenirse emekli maaşı da o kadar yüksek olur.

iyi çalışmalar
mehmet uçum

Mehmet bey, aydınlatıcı cevabınız için çok teşekkür ederim.
İyi çalışmalar. Saygı ve selamlar,
Old 09-10-2008, 14:38   #6
Av.Mehmet Uçum

 
Varsayılan Mehmet UÇumdan Yanit

Sayın Ergül,
yargıtay uygulmasına göre kesintili çalışmların kıdem tazminatı hesabına esas alıncak süre bakımından birleşitirilebilmesi için önceki fesihlerin kıdem tazminatı gerektirecek şekilde sona ermiş olması ancak çalışana kıdem tazminatı ödenmemiş bulunması şartları aranmaktadır. Ayrıca ara verilen süre bakımından da 10 yıllık zamanaşımının geçmemiş olması gerekir. (aşağıya bir yargıtay kararı ekledim)

emeklilik nedeniyle işten ayrılma iradesi bir hukuki hadise olduğu için tanık beyanıyla kanıtlanabilir. zaten kişiye işten ayrıldıktan makul süre sonra emekli maaşı bağlanmışsa bu kişi lehine yorumlanır.

iyi çalışmalar
mehmet uçum



__________________________________________________ ____________________________
o İHBAR VE KIDEM TAZMİNATI ş <4857/m.18,21,34,72>
o ÜCRET ALACAĞI ş <1475/m.14>
o İŞÇİLİK ALACAKLARI ş ___________
o İŞ SÖZLEŞMESİNİN FESHİ ş

o İŞVEREN TARAFINDAN HİZMET AKTİ FESHEDİLEN DAVACIYA İHBAR VE KIDEM
TAZMİNATI ÖDENMİŞ OLUP, FESİHTEN BİR SÜRE SONRA DAVACI YENİ BİR
HİZMET AKTİ İLE TEKRAR ÇALIŞMAYA BAŞLAMIŞTIR. BU AKTİN FESHEDİLMESİ
NEDENİYLE DE DAVACIYA AYRICA İHBAR VE KIDEM TAZMİNATI ÖDENMİŞ
OLDUĞU ANLAŞILMAKLA; ÖNCEKİ VE SONRAKİ İKİ FARKLI HİZMET SÜRESİ
BİRLEŞTİRİLEREK SON ÜCRET ÜZERİNDEN İHBAR VE KIDEM TAZMİNATI FARK
ALACAĞININ HÜKÜM ALTINA ALINMASI DOĞRU DEĞİLDİR ş

[YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ]
__________________
E. 2004/31287
K. 2005/20742
T. 13.06.2005
__________________________________________________ ____________________________

DAVA: Davacı, ihbar ve kıdem tazminatı, ücret ve ikramiye fark
alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya
incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR: Davacı, 29.02.2000 tarihinden önceki çalışmalarıyla ilgili olarak
kendisine ihbar ve kıdem tazminatının ödendiğini 20.04.2000 tarihinde yeniden
çalışmaya başladığı şekilde işlem yapıldığını 23.01.2003 tarihinde aktin feshi
sırasında 20.04.2000 tarihinden sonraki çalışmalarıyla ilgili ihbar ve kıdem
tazminatının ödendiğini 29.02.2000 tarihinde ödenen ihbar kıdem tazminatının
avans olarak kabul edilerek tüm çalışma suresine göre son ücret üzerinden
ihbar ve kıdem tazminatının hesaplanarak fark ihbar kıdem tazminatının ve
sözleşme farkından doğan fark ücret alacağını istemiştir.

Davalı çalışmanın aralıklı olduğunu her iki çalışma suresi için ayrı ayrı
kıdem, ihbar tazminatının ödendiğini iki ayrı hizmet sözleşmesi bulunduğu
davanın yersiz olduğunu reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece 29.02.2000 tarihinde aktin kötüniyetle feshedildiği kabul
edilerek ve hizmet dönemi birleştirilerek davacının istekleri hüküm altına
alınmıştır.

29.02.2000 tarihinde davacının hizmet akti feshedilerek ihbar kıdem
tazminatı ödenmiştir. İki aya yakın süre geçtikten sonra davacının yeni bir
hizmet akti ile davalıya ait aynı işyerinde davacının çalışmaya başladığı bu
çalışma süresi sonunda 23.01.2002 tarihinde aktin feshedilerek ihbar kıdem
tazminatının ödendiği anlaşılmaktadır. Bu iki farklı hizmet süresinin
birleştirilerek son ücret üzerinden ihbar ve kıdem tazminatı hesaplanıp fark
ve kıdem tazminatının hüküm altına alınması Yasanın düzenlemesine ve
dairemizin uygulamalarına uygun düşmemektedir. 29.02.2000 tarihindeki feshin
kötüniyetli olduğunu saptaması halinde davacı önce kötüniyet tazminatı talep
edebilir. Açıklanan bu nedenlerle davacının fark kıdem tazminatı ve iki
sözleşme arasındaki fark ücret alacağı isteklerinin reddi gerekirken yazılı
şekilde kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA,
13.06.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 10-10-2008, 09:25   #7
nizar

 
Varsayılan

Katkılarınız için teşekkür ederim.
İyi çalışmalar, sevgi ve saygılar...
Old 10-03-2009, 01:23   #8
avukat zeynep

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım, site içinde konuyu açtım ama tam bir cevap alamadım. Çok yakın bir arkadaşım iş akdini bugün feshetti ve dilekçesini almadıklarından yarın noter kanalı ile istifa dilekçesi göndereceğiz, (öyle yapmamız gerekiyor değil mi?)Konu şöyle;
Arkadaşımın 5700 küsür ödenmiş prim günü var. SSK dan aldığımız yazıda kıdem tazminatına hak kazanmıştır diyor fakat yaşı kırkın altında. Yine çalıştığı işyerinde 2000 yılında kendisine giriş çıkış yapılmış ve kıdem tazminatı verilmiş.Kıdeme hak kazandık mı? Şimdi biz 1475 14.md/5 e göre fesih yaptığımızda daha önce kıdem almış olmasının bu maddeye göre kıdem istemesinde etkisi olur mu? Aynı işyerinde çalışmış olma şartı var mıdır? İstifa edip akabinde işyerinden ayrılırsak ihbar öder miyiz?
Aynı zamanda şöyle bir durum da var.2 Marttan itibaren arkadaşımdan part time çalıştırmaya başlamışlar.yemek ve yol parasını kesmişler fiilen işyerini 13.00 den sonra açıyorlar.Her iki sebepten fesih yapabilir miyiz? Bana çok acil olarak cevap verebilirseniz çok memnun olurum.Saygılar, çok teşekkürler
Old 10-03-2009, 08:36   #9
Adli Tip

 
Varsayılan

Sayın avukat zeynep;

1- İşçi aynı işyerinde çalışmışsa, daha önceden ödenmiş olan kıdem tazminatı avans olarak kabul edilmektedir. Yani işçinin aynı işverenin yanında yaptığı tüm çalışmalar dikkate alınarak kıdem tazminatı hesaplanır ve daha önceden ödenmiş olan miktar bu bedelden mahsup edilir.

2-
Alıntı:
2 Marttan itibaren arkadaşımdan part time çalıştırmaya başlamışlar.yemek ve yol parasını kesmişler fiilen işyerini 13.00 den sonra açıyorlar.
Bu durum arkadşınıza iş akdini feshetme hakkı verir. (Bkz. İş Kanunu Madde. 22,24)

saygılar,
Old 10-03-2009, 12:08   #10
avukat zeynep

 
Varsayılan

Verdiğiniz değerli bilgiler için çok teşekkür ederim. Peki her iki nedene dayanabilir miyiz meslektaşım? Ben arkadaşımın ihbar ödemek zorunda kalmaması için (prim gün sayısı nedeniyle fesih yaparsak) diğer nedene de dayanmak istiyorum. Zaten arkadaşın çıkmak istemesine neden olan esas olaylar da ücretinin, yemek ve yol paralarının kesilmesi.Her iki nedeni de noter kanalıyla göndereceğimiz yazıda belirtsek bir sakıncası olur mu?
Old 10-03-2009, 13:13   #11
Adli Tip

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avukat zeynep
Verdiğiniz değerli bilgiler için çok teşekkür ederim. Peki her iki nedene dayanabilir miyiz meslektaşım? Ben arkadaşımın ihbar ödemek zorunda kalmaması için (prim gün sayısı nedeniyle fesih yaparsak) diğer nedene de dayanmak istiyorum. Zaten arkadaşın çıkmak istemesine neden olan esas olaylar da ücretinin, yemek ve yol paralarının kesilmesi.Her iki nedeni de noter kanalıyla göndereceğimiz yazıda belirtsek bir sakıncası olur mu?

Sayın Meslektaşım;

Fesih sebebi tektir ve daha sonra değiştirilemez. Kaldı ki hakim de "asıl iradeyi" araştırmakla mükelleftir.

24'e göre fesihte ihbar ödemek zorunda kalınmaz.

Alıntı:


MADDE 24.- Süresi belirli olsun veya olmasın işçi, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir:
Old 02-03-2010, 17:21   #12
BOSMAN

 
Varsayılan

1475–14/5 bendine göre istifa eden işçi ne kadar süre ile başka bir işe girmemesi gerekiyor, bu konuda yargıtay kararı arıyorum...

Yukarıda arkadaşın yorumu çok güzel. Elbette kanunda bir daha çalışmama gibi bir şart aranmamış, ancak biz uygulamacılar için Yargıtay'ın düşüncesi bu konuda çok önemli.. Bu konuda yargıtay kararı bulan olursa yayınlarsa sevirim..
Old 14-03-2011, 14:53   #13
aslı2754

 
Varsayılan

sevgili meslektaşlarım benimde buna benzer bir sorum var.müvekkil işyerinde 15 yıl çalışması olan bir çalışanın hesaplarda oynamalar yaptığını müşteri hesaplarını değiştirdiğini hatta sahte senetler düzenleyerek müşteri carilerine girdiğini ortaya çıkıyor.savunması isteniyor daha sonra iki iş günü üst üste işe gelmiyor ve rapor alarak şirkete gönderiyor.haklı nedenle fesih için şartlar oluşmuşmudur.şimdi napmamız gerek?ihbar için raporun süresinin dolmasını beklemeyelimiyiz.savunma istemiş olmamız nedeniyle.yoksa işten çıkışını verip savcılık şikayetinimi yapmalıyız?cevaplar için şimdiden teşekkürler
Old 15-03-2011, 12:35   #14
ncolawyer

 
Varsayılan

ben ne kadar fazla prim yatırılırsa daha fazla emekli maaşı alınır görüşüne katılmıyorum...ali tezel dinlediğim proğramda eğer prim ödeme gününü tamamladıysanız bu tarihten sonra ödenen primlerin maaşa katkısının olmadığını söyledi sadece 1500 gibi yüksek prim ödeyenlerin maaşı artıyormuş ..ilgilenenlere duyurulur.....
Old 12-07-2011, 15:24   #15
Protesto

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan BOSMAN
1475–14/5 bendine göre istifa eden işçi ne kadar süre ile başka bir işe girmemesi gerekiyor, bu konuda yargıtay kararı arıyorum...

Yukarıda arkadaşın yorumu çok güzel. Elbette kanunda bir daha çalışmama gibi bir şart aranmamış, ancak biz uygulamacılar için Yargıtay'ın düşüncesi bu konuda çok önemli.. Bu konuda yargıtay kararı bulan olursa yayınlarsa sevirim..

T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2006/2716

K. 2006/8549

T. 4.4.2006

• YAŞLILIK AYLIĞI ( 506 Sayılı Kanunun Geçici 81. Maddesine Göre Bağlanması İçin Öngörülen Sigortalılık Süresini ve Prim Ödeme Gün Sayısını Tamamlayarak Kendi İstekleri İle İşten Ayrılmaları Nedeniyle İşçilerin Kıdem Tazminatına Hak Kazanabileceği )

• YAŞ KOŞULU ( Yaşlılık Aylığı Bağlanması İçin Öngörülen Sigortalılık Süresini ve Prim Ödeme Gün Sayısını Tamamlayarak Kendi İstekleri İle İşten Ayrılmaları Nedeniyle İşçilerin Kıdem Tazminatına Hak Kazanabileceği )

• KIDEM TAZMİNATI ( 506 Sayılı Kanunun Geçici 81. Maddesine Göre Yaşlılık Aylığı Bağlanması İçin Öngörülen Sigortalılık Süresini ve Prim Ödeme Gün Sayısını Tamamlayarak Kendi İstekleri İle İşten Ayrılmaları Nedeniyle İşçilerin Hak Kazanabileceği )

506/m.60/1-A, Geç.81

1475/m.14


ÖZET : "506 Sayılı Kanunun 60. maddesinin birinci fıkrasının ( A )bendinin ( a )ve ( b )alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanunun Geçici 81. maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle" işçilerin kıdem tazminatına hak kazanabileceği hükme bağlanmıştır. Düzenlemenin amacı, pirim ödeme ve sigortalılık süresi yönünden emeklilik hakkını kazanmış olsa da, diğer bir ölçüt olan emeklilik yaşını beklemek zorunda olan işçilerin, bundan böyle çalışma olmaksızın işyerinden ayrılmaları halinde kıdem tazminatı alabilmelerini sağlamaktır.
DAVA : Taraflar arasındaki ihbar ve kıdem tazminatı, fazla çalışma parası ile bayram, hafta, genel tatil gündelikleri ve ikramiye alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 4.4.2006 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat B. O. ile karşı taraf adına Avukat N. Y. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı işçi açmış olduğu bu davada, 1475 sayılı yasaya 4447 sayılı yasa ile eklenen 5. bent hükmü uyarınca kıdem tazminatı ödenmesi gerektiğinden söz ederek bu yönde istekte bulunmuştur. Davalı işveren, davacının başka bir işyerinde çalışmak için istifa etmek suretiyle işyerinden ayrıldığını savunmuştur. Mahkemece istek doğrultusunda karar verilmiştir.
1475 sayılı yasaya 4447 sayılı yasa ile eklenen 5. bentte, "506 Sayılı Kanunun 60 inci maddesinin birinci fıkrasının ( A )bendinin ( a )ve ( b )alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanunun Geçici 81 inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle" işçilerin kıdem tazminatına hak kazanabileceği hükme bağlanmıştır. Düzenlemenin amacı, pirim ödeme ve sigortalılık süresi yönünden emeklilik hakkını kazanmış olsa da, diğer bir ölçüt olan emeklilik yaşını beklemek zorunda olan işçilerin, bundan böyle çalışma olmaksızın işyerinden ayrılmaları halinde kıdem tazminatı alabilmelerini sağlamaktır. Şüphesiz işçinin bu ayrılmasından sonra yeniden çalışması gündeme gelebilir ve Anayasal temeli olan çalışma hakkının ortadan kaldırılması beklenmemelidir. Bu itibarla işçinin ilk ayrıldığı anda iradesinin tespiti önem kazanmaktadır. İşçinin başka bir işyerinde çalışmak için işyerinden ayrıldığı anlaşıldığı taktirde 1475 sayılı yasaya 4447 sayılı yasa ile eklenen 5. bent hükmü uyarınca kıdem tazminatına hak kazanılması söz konusu olmaz.
Davacı işçi, 24.1.2003 tarihinde işverene vermiş olduğu yazılı dilekçesinde özel nedenlerle aynı tarihte işyerinden ayrılmak istediğini bildirmiştir. Davalı işveren yetkilisi dilekçe altına, davacının 21.2.2003 tarihinde ayrılabileceğine dair bir açıklama eklemiş ve tarafların bu yönde anlaşmaları üzerine davacı işçi bir süre daha çalışmıştır. Davacı 23.2.2003 tarihine kadar çalışmasını sürdürmüş, bu tarihte işyerinden ayrılmış ve bir gün sonra başka bir işverene ait işyerinde çalışmak üzere işe başlamıştır. Somut olayda davacı işçi iş sözleşmesini 1475 sayılı yasaya 4447 sayılı yasa ile eklenen 5. bent hükmü uyarınca feshetmiş değildir. Başka bir işyerinde çalışmaya başladıktan çok sonra Sosyal Sigortalar Kurumuna bu yönde bir yazı almak için başvuruda bulunmuştur. Bu durumda yasa ile korunan hukuki menfaatin teminine yönelik bir davranış içine girilmemiş ve davacı işçi olayların gelişimine göre başka bir işyerinde çalışmak için işyerinden ayrılmıştır. Davacı tanıkları da davacının 1475 sayılı yasaya 4447 sayılı yasa ile eklenen 5. bent hükmü uyarınca iş sözleşmesini feshettiğinden söz etmemişlerdir.
Daha sonra davacı işçi, işverence kıdem tazminatı ödemesine esas olmak üzere Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından yazı verilmediğinden bahisle bir dava açmış ve bu davada davacının pirim ödeme süresi ile sigorta pirimi yönünden emeklilik hakkını kazandığını tespit olunmuştur. Aynı kararda davacı işçiye 1475 sayılı yasaya 4447 sayılı yasa ile eklenen 5. bent hükmü uyarınca kıdem tazminatı yazısı verilmesi gerektiğinin tespitine dair hüküm kurulmuştur. Belirtmek gerekir ki bu dava, işçiye Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından yazı verilmesi ile ilgilidir. Davacı işçinin kıdem tazminatına hak kazandığı noktasında bir sonucu içermemektedir.
Yapılan bu açıklamalara göre davacı işçi, 1475 sayılı yasaya 4447 sayılı yasa ile eklenen 5. bent hükmü uyarınca iş sözleşmesini feshettiği kanıtlayamadığından kıdem tazminatı isteğinin kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece anılan isteğin reddine karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 450 YTL. duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 4.4.2006 gününde oybirliği ile karar verildi. yarx
Old 11-05-2013, 09:40   #16
Av.Turhan Demiroğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan BOSMAN
1475–14/5 bendine göre istifa eden işçi ne kadar süre ile başka bir işe girmemesi gerekiyor, bu konuda yargıtay kararı arıyorum...

Yukarıda arkadaşın yorumu çok güzel. Elbette kanunda bir daha çalışmama gibi bir şart aranmamış, ancak biz uygulamacılar için Yargıtay'ın düşüncesi bu konuda çok önemli.. Bu konuda yargıtay kararı bulan olursa yayınlarsa sevirim..

22.Hukuk Dairesi, Esas: 2012/10954, Karar: 2013/909, Karar Tarihi: 25.01.2013 “…Somut olayda hat sorumlusu olarak çalışan davalı 1475 sayılı Kanun'un 14. maddesinin birinci fıkrası (5) numaralı bendi uyarınca onbeş yıl sigortalılık ve 3600 gün prim günü şartlarını sağladığı için 04.07.2011 tarihli istifa dilekçesi ile kıdem tazminatını alarak işyerinden ayrılmıştır. Davalı 15.07.2011 tarihine kadar çalışmasını sürdürmüş, bu tarihte işyerinden ayrılmış ve üç gün sonra başka bir işverene ait işyerinde çalışmak üzere işe başlamıştır. Davacının işyerinden ayrıldıktan sonra başka bir firmada çalışması hakkın kötüniyetli kullanılması olarak değerlendirilemez. Davalı kanunun kendisine verdiği emeklilik hakkını kullanmıştır. Kanunda tanınan bu hakkın amacı, işyerinde çalışarak yıpranmış olan ve bu arada sigortalılık yılı ile prim ödeme süresine ait yükümlülükleri tamamlamış olan işçinin, emeklilik için bir yaşı beklemesine gerek olmadan iş sözleşmesini aktif sonlandırabilmesine imkan tanımaktır. Davacının ödenen kıdem tazminatının iadesine ilişkin talebinin reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir…”
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Patent Hakki / Tekel Hakki .. ege Fikri Haklar ve Bilişim Hukuku Çalışma Grubu 4 13-11-2013 18:44
Belİrlİ SÜrelİ İŞ SÖzleŞmesİ Ve Kidem Tazmİnati TRINITY Meslektaşların Soruları 3 11-06-2008 15:23
Kismİ Kabulde İcra İnkar Tazmİnati advocatein Meslektaşların Soruları 5 17-04-2008 13:26
Mılletvekılı Seçilebılme Yaşi av.ilyasmeral Hukuk Sohbetleri 13 03-12-2006 14:42
Yakalama, Gözaltına Alma Ve İfade Alma Yönetmeliğinde Değişiklik Av.Habibe YILMAZ KAYAR Hukuk Sohbetleri 0 20-09-2002 19:09


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07571101 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.