Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

iskana rağmen su abeneliği yapmama

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 03-05-2010, 11:14   #1
omarsa

 
Varsayılan iskana rağmen su abeneliği yapmama

Müvekkil satın aldığı daire yeni binada ayrıca yapı kullanma ruhsatıda var buna reğmen ASKİ tarafından müteahhidin şantiye borcu nedeniyle hesap kesilmeden yani borç ödenmeden su aboneliği yapılmayacağı belirtilmiş, bu karara karşı Tüketici mahkemesinde dava açmayı düşünüyoruz, nasıl bir yol islemeliyiz acil olarak su bağlatmalıyız. bu konuda kararı olan varmı teş...
Old 03-05-2010, 12:07   #2
Av.Evren Akçay

 
Varsayılan

Abonelik yapılana kadar olan işlemlerle ilgili Tüketici mahkemesinde değil İdari Yargıda dava açmanız gerekiyor. Daireyi ne zaman satın aldığınıza dair evraklar ve Abonelik için gerekli evraklarla birlikte başvurunuzun reddinden sonra dava açmanız gerekli.
T.C.
DANIŞTAY
8. DAİRE
E. 1998/2595
K. 1998/4026
T. 3.12.1998
• ABONMAN SÖZLEŞMESİ ( Abone Olma ve Sözleşme Koşullarından Kaynaklanan İhtilaflarda Görev-Elektrik Su Doğalgaz )
• ABONE OLMA VE SÖZLEŞME KOŞULLARINDAN KAYNAKLANAN İHTİLAFLAR ( Elektrik Su Doğalgaz vb.-Görevli Yargı Yolu )
• GÖREV ( Abone Olma ve Sözleşme Koşullarından Kaynaklanan İhtilaflar-Elektrik Su Doğalgaz vb. )
• ELEKTRİK SU DOĞALGAZ GİBİ SÖZLEŞMELERİN ABONE OLMA VE SÖZLEŞME KOŞULLARINDAN KAYNAKLANAN İHTİLAFLAR ( Görevli Yargı Yolu )
2577/m.9
ÖZET : Elektrik, su ve doğal gaz gibi bedeli karşılığında dağıtılan kamu hizmetlerinden yararlanmak için öngörülen koşulları idare tek taraflı kamu gücüne dayanarak belirlediğinden abone olma ve sözleşme koşullarından doğan uyuşmazlıkta idari yargı yeri görevlidir.
İstemin Özeti : Davacı Vakıftan, davalı idarenin 7.5.1996 gün ve 1996/-212 sayılı Encümen Kararı uyarınca fazla alındığı öne sürülen doğalgaz abone ücreti tutarı 47.700 ABD Dolarının geri verilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile kendilerine de 5.11.1996 gün ve 1996/679 sayılı Encümen kararının uygulanması istemiyle açılan davada, kamu gücüne dayalı olmayan ve tarafların serbest iradesiyle düzenlenen özel hukuk sözleşmesi niteliğindeki abonman sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın görüm ve çözümünün, idari yargının dolayısıyla mahkemelerinin görevinde olmadığı, adli yargının görevinde bulunduğu gerekçesiyle, davayı görev yönünden reddeden Ankara 6. İdare Mahkemesinin 4.12.1997 gün ve 1303 sayılı kararının: dava konusu işlemin kamu gücüne dayalı tek taraflı bir işlem olduğu öne sürülerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Aynı konuyla ilgili adli yargı kararlarının, Yargıtay'ca onandığı, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi İsmail Saklı'nın Düşüncesi: İstemin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Alaattin Öğüş'ün Düşüncesi : Dava davacı vakfa ait okula doğalgaz saati takılması için abonelik sözleşmesi yapılmasından önce istenen 48.000 ABD dolarından fazla alındığı öne sürülen 47.700 ABD dolarının geri verilmesi isteminin reddine ilişkin işlemin iptali dileğiyle açılmış, idare mahkemesince görev yönünden reddedilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
İdare mahkemesi kararı, tarafların serbest iradesiyle düzenlenen özel hukuk sözleşmesi niteliğindeki abonman sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın görüm ve çözümü görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesine dayalıdır.
Doğalgaz dağıtımı bir kamu hizmeti olup, bu kamu hizmetinin yapılması ile ilgili sözleşmelerde abonelik koşulları, ilkeleri ve konuları idarece kamu gücüne dayanılarak tek taraflı olarak belirlenmekte ve kamu hizmetinden yararlanmak isteyenlere bu kural ve koşullar idare tarafından ilan edilerek ilgilinin dilediği takdirde sözleşmeye katılması sağlanmaktadır.
Bu itibarla, doğalgaz abonelik sözleşmesi yapılmadan önceki ilke kural ve koşul belirleme işlemlerinin idarenin kamu gücüne dayanarak, tek taraflı ve kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis ettiği idari birer işlem olduğunda kuşku yoktur.
Ancak, sözleşme bağıtlandıktan sonra bu sözleşmenin uygulanmasından dolayı taraflar arasında doğan uyuşmazlıkların adli yargı yerinde çözümleneceğinde de tartışma olmaması gerekir.
Olayda ise davacının sözleşme yaptığı sırada yürürlükte olan davalı idare encümeni kararı ile belirli abonelik ücretinin yatırıldığı, abonelik sözleşmesinin yapıldığı ve davacıya ait okul binasına doğalgaz saatinin tesis edildiği, daha sonra yürürlüğe giren bir idare encümeni kararı öne sürülerek daha önce fazla yatırılan abonelik sözleşme ücretinin geri verilmesi istemiyle yapılan başvurunun davalı tarafından reddi üzerine işbu davanın açıldığı dosyadan anlaşılmaktadır.
Bütün bu açıklamalar karşısında idare mahkemesinin doğalgaz abonelik sözleşmesinin tarafların serbest iradesiyle oluşturulduğu yolundaki gerekçesinde isabet yoksa da; abonman sözleşmesinin yapılmasından sonra ortaya çıkan bu davaya konu uyuşmazlığın çözümü görevinin adli yargı yerine ait olduğu cihetle temyize konu kararda sonucu itibariyle hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle idare mahkemesi kararının sonucu itibariyle onanması gerektiği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü :
Uyuşmazlık, davacı vakfa ait okula, abonelik tesisi için alınan 48.000 ABD Dolarından fazla alındığı öne sürülen 47.700 ABD Dolarının geri verilmesi isteminin reddine ilişkin işlemin iptali isteminden doğmuştur.
İdare mahkemesince davacı kurum ile davalı idare arasında özel hukuk hükümlerine göre düzenlenen 12.8.1996 günlü abonman sözleşmesi uyarınca ödenen 47.700 ABD Doları abone ücretinin fazla alındığı gerekçesiyle geri verilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın, kamu gücüne dayalı olmayan ve tarafların serbest iradesiyle düzenlenen özel hukuk sözleşmesi niteliğindeki abonman sözleşmesinden kaynaklandığı, bu nedenle uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle dava görev yönünden reddedilmiştir.
Elektrik, su ve doğalgaz gibi bedeli karşılığında dağıtılan kamu hizmetlerinden abonman sözleşmesi ile faydalanılır. Bu sözleşmeler belirli bir konuyu, şartları, karşılıklı hakları ve borçları belirler. Sözleşmedeki şartların yerine getirilmemesi halinde, idare de kendi yükümlülüklerinden ( kamu hizmetinin ifasından ) kaçınır, hatta gerekirse sözleşmenin cezai şart hükümleri de uygulanır. Bu sözleşmelerin uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların adli yargıda görüleceği tartışmasızdır.
Bu sözleşmeler idare tarafından yazılı şekilde hizmetten faydalanmak isteyenlere sunulmakta ve onlar da sözleşmeyi kabul ve imza ederek akde katılmaktadırlar.
Abonman sözleşmelerinin konusu ve kapsamı tarafların serbest iradelerinin ürünü olmadığı gibi, bu sözleşmeyi hazırlayan idare bile bunu ( bir şirket gibi ) serbestçe hazırlamak yetkisine sahip değildir. Bunlar da diğer kamu hizmetleri ve kamu hukuku kuralları gibi düzenleyici işlemlerle hazırlanır ve kural-işlem niteliğindedir ve aboneyi olduğu gibi idareyi de bağlarlar. Bu nedenle meydana getirdiği durum da genel bir hukuki durumdur ve sübjektif sözleşmelerle bu kurallar değiştirilemeyeceğinden, sübjektif, kişisel ve akdi durum ancak görünürde vardır.
Bu nedenledir ki abonman sözleşmesi süresince idare yine düzenleyici tasarruflarla, kamu hizmetinin bedelini indirir veya çıkarır, bu değişikler belirli bir süreyle akdedilmiş ve halen devam etmekte olan abonman sözleşmelerine de etki eder. Çünkü bu sözleşmeler tam anlamıyla özel hukuk sözleşmeleri olmayıp, köken bakımından imtiyaz sözleşmesine ve şartnamelere benzer. Şartnameler, tamamen düzenleyici bir tasarruf niteliğindedir, hizmeti ve dolayısıyla bu hizmeti düzenleyen sözleşmeyi objektif hukuk kuralı saymak gerekir. Bu nedenle tarifelerdeki değişiklikleri, objektif hukuk kuralında yapılan değişiklik saymak gerekir. Sözleşmenin kendisi de hizmetin objektif kaidelerini, statüsünü kapsayan kurallardır. İdare de bu objektif kurallara tabidir. Hizmetten yararlanacaklara sunulan bu kurallar aslında bir statünün kurallarıdır. İdare de bu statünün kurallarını belirlemede irade serbestliğine sahip olmayıp, kamu hukuku kuralları ile bağlıdır.
Bu nedenle bu tür kamu hizmetlerinin ifası sırasında idare ile kamu hizmetinden yararlananlar arasındaki sözleşme yapılmadan önce ve sonra sözleşme şartlarının tek taraflı olarak idarece, sunulan kamu hizmetinin niteliği, özellikleri ve günün koşulları göz önüne alınarak belirlenmesi ve hizmete ilişkin tarifelerin düzenlenmesinde idarenin kamu gücünü kullanarak idari tasarrufta bulunduğunu kabul etmek gerekir.
Aksi taktirde, yukarıda belirtildiği gibi kamu hizmetinin ifasındaki bazı koşulları düzenleyen tarife vs. değişikliklerin daha önceden yapılan abonman sözleşmelerine uygulanmaması gerekir. Bunun da süreklilik arzeden ve günün koşullarına göre maliyeti değişen kamu hizmetlerinde kabulünün imkansız olduğu açıktır.
Elektrik su ve doğalgaz gibi bedeli karşılığında dağıtılan kamu hizmetlerinde, bu kamu hizmetlerinden yararlanmak için öngörülen koşulların idarece tek taraflı olarak düzenlenmesi, sözleşmenin uygulanması anlamına gelmeyeceğinden, uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu düşünülemez.
İdarenin tek taraflı olarak kamu gücüne dayanarak belirlediği abone olma ve sözleşme koşullarından doğan uyuşmazlıkta idari yargı yerleri görevlidir.
Açıklanan nedenlerle, Ankara 6,İdare Mahkemesi kararının bozulmasına ve dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan mahkemeye gönderilmesine 3.12.1998 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
AZLIK OYU
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı gerekçe Usul ve Yasaya uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyoruz.
Kazancı İçtihat
Old 03-05-2010, 12:24   #3
ISTANAZ

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
Onüçüncü Hukuk Dairesi
Esas No
: 2002/02584
Karar No
: 2002/04338
Tarih
: 18.04.2002

ELEKTRİK ABONE SÖZLEŞMESİ
ESKİ ABONENİN BORÇLARININ, ABONE OLMAYAN KİŞİDEN ALINMASI
ÖZET:
Devlet veya kamu kurumlarının tekelinde bulunan bazı kamu hizmetleri ve zaruri ihtiyaç maddelerini dağıtan kuruluşlarla, bunları talep eden kişiler arasında, sözleşme yapma mecburiyeti vardır. Bu nedenle davalı kurum, elektrik enerji dağıtım tekelini elinde bulunduran bir kurum olarak sözleşme yapmak zorunda olup bunun için de, alacaklı olmadığı kişilere, mükellefiyet getirecek şekilde, eski borçların abone olmayan kişiden (davacıdan) istenmesi, sözleşme yapma hürriyetine engel teşkil eder.
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü.

Davacı, kendisine ait daireyi üçüncü şahsa kiraya verdiğini, kiracının elektrik abonesi olmak üzere Tedaş'a müracaatında, eski abonenin elektrik borcu bulunduğu, borcun ödenmemesi halinde, abone olunamayacağı gibi, elektriğinde bağlanmayacağının bildirildiğini, bu zorunlulukla eski aboneye ait elektrik borcunu ihtirazı kayıtla ödemek zorunda kaldığını, Tedaşın, eski abonenin elektrik borcunu haksız olarak kendisinden tahsil ettiğini ileri sürerek, 610.630.801 TL.nın 18.05.2001 tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan alınmasını istemiştir.

Davalı, davacının ancak kendi kiracısı olan eski aboneye karşı rücu davası açabileceğini bildirerek, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, taşınmazını kiraya verildiğini, Tedaş'a borcu nedeniyle elektriğin kesildiğini, yeni kiracının davalı kuruma müracaatında eski abonenin borcunun ödenmesi halinde, abone sözleşmesi düzenlenerek, elektriğin bağlanacağının bildirildiğini, bunun üzerine ihtirazı kayıtla eski abone olan kiracının borcunu ödemek zorunda kaldığını, bu nedenle ödenen paranın istirdadını istemiştir. Davalı kurum, davacının ancak kendi kiracısı olan eski aboneye karşı rücu davası açabileceğini bildirerek, davanın reddini savunmuş mahkemece davalının bu savunmasına itibar edilerek davanın reddine karar verilmiştir.

Tedaşın dava dışı üçüncü kişi Cengiz ile aralarında abone sözleşmesi olduğuna, davacının kiracısı olan Cengiz'in elektrik borcunu ödemeden mecuru terk ettiği, tarafların kabulündedir. Kural olarak, abone sözleşmesi kimin adına düzenlenmiş ise, tüketim bedelinden o kişi yani eş söyleyişle sözleşmenin tarafı olan abone sorumludur. Davacı borcu olmadığı halde darda kaldığından eski kiracısı olan abonenin elektrik borcunu ödememesi nedeni ile yeni kiracı ile davalı kurumun abone sözleşmesi düzenlemeyip, elektriği daireye bağlanmadığından bu zorunlulukla, eski kiracısı olan kişinin borcunu ödemek zorunda kalmıştır. Borçlar Hukukunda, sözleşme yapma hürriyeti kural olmakla birlikte, bunun da bazı istisnaları vardır. Devlet veya kamu kurumlarının tekelinde bulunan bazı kamu hizmetleri ve zaruri ihtiyaç maddelerini dağıtan kuruluşlarla, bunları talep eden kişiler arasında sözleşme yapma mecburiyeti vardır. Bu nedenle davalı Tedaş enerji dağıtım tekelini elinde bulunduran bir kurum olarak sözleşme yapmak zorundadır. Bu sözleşmeyi yapmak içinde, alacaklı olmadığı kişilere, mükellefiyet getirecek şekilde eski borçların, abone olmayan davacıdan istenmesi sözleşme yapma hürriyetine engel teşkil eder. Açıklanan nedenlerle davanın kabulü gerekirken, mahkemece aksi yazılı düşüncelerle davanın reddi usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 18.04.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Herşeye Rağmen alisay Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. 0 19-10-2008 17:45
nikah sonrası düğün yapmama nedeniyle boşanma yargıtay kararı göçebe Meslektaşların Soruları 4 22-05-2007 15:35
sözleşme yapmama direngenliği Üye7528 Ticaret Hukuku Çalışma Grubu 2 13-04-2007 21:56
kabule rağmen red mi? yaşar Meslektaşların Soruları 1 26-04-2006 21:18
Beraat'e Rağmen Bırakmama Av.Fahri ALİMOĞLU Hukuk Sohbetleri 3 29-04-2004 17:14


THS Sunucusu bu sayfayı 0,02817106 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.