Hukukta "Yüksek" Lisans Eğitimi

Sevgili Arkadaşlar,

Ben Hukukçu değilim. Gemi İnşa Müh. okudum. Ancak, ilgi duyuyorum ve AB Hukuku II.Öğretim Y.Lisans Programı'nı tamamlamak üzereyim. Geçen yıl "Denizcilikte Emniyet Güvenlik ve Çevre Yönetimi"ne başlamış ancak işlerim dolayısıyla ve hafta içi 17:00-22:00 salı-perşembe olmasına rağmen sürdürememiştim. Bu yıl hafta sonları programı olan bir üniversitede devam ediyorum. Elbette tezli ve II.Öğretim Tezsiz Y.Lisans Programları arasında farklar var. Tezli'de 1 yıl en az 12 ders okuyorsun. Diğer yıl danışman öğretim üyesi desteğinde 1 yıl tezini hazırlıyor ve yaklaşık bir 90 sayfa ve daha önce hiç bir yerde yayınlanmamış özgün ve tamamen size ait tezinizi Öğr.Üyelerinden oluşan bir komisyonun önünde savunuyor ve mezun oluyorsunuz. Tezsiz de tez yerine proje hazırlıyorsunuz. O da 70 sayfayı buluyor. Onu da aüynı komisyonun önünde sunuyorsunuz ve aynı şartlarlya hazırlıyorsunuz. Üç dönemlik dersleri üstten dersler alıp kendinize güveniyorsanız 1 yıl da aynı programı tamamlayabiliyorsunuz. Projeyi ikinci altı aylık zamanda tamamlayıp yine danışman öğretim üyeniz nezaretinde hazırlıyorsunuz. Ancak tezsiz de doktora yapabilmeniz için en az 85 ortalama (bazı üniler 90 arıyor) not ortalaması aranıyor.

Bazı üniler başta aldığınız en az 45 LES Notu'na ilave olarak tezsiz (paralı da) de İngilizce Muafiyet Sınavı yapıyor. Kolay soruluyor. Ardından Bilim Sınavı yapılıyor. Bu bölümü neden seçtiniz gibi sorular soruluyor. Yani bu sınavları hiç yapmayan ve doğrudan kabul eden ünilerin yönetimlerini kutluyorum.

AB'ye tam üye olduğumuz zaman kişilerin serbest dolaşımı için bize verilecek süreyi öne alabilmemiz için ne kadar vasıflı, Y.Lisanslı, Doktoralı, Lisanslı bilimsel eğitim ve öğretim almış insanımız olursa o kadar iyi olacak. Zaten Almanya v.b. ülkeler adam ararken öncelik AB Üyesi ülkelerden olmak üzere Y.Lisans, Doktoralıları öncelik veriyor. Kanada'da öyle...

Sonuç olarak, arkadaşların gönderdikleri iletileri okudum ama şu konuda bir eksiğimiz olduğunu düşünüyorum. Herkes Y.Lisans'ı sanki Lisans düzeyi eğitim öğretim gibi sorgulamış. Halbuki Y.Lisans'ı bence öğrenci kendisi yapar. Lisans düzeyinde okutman arkadaşlar şu kitaptan takip edeceğiz der. Y.Lisans ve doktora da ise sınırsız kaynak kullanılır. Öğr.Elemanıdanışmandır. Öze eğilir değinir, yönlendirir. Sınıfta grup çalışmaları, ferdi çalışmalar yapılır. Barkovizyon, Bilgisayar destekli takdimler yapılır. Aktif method uygulanır. Söyleşi yapılır. Tartışılır. Öğrencinin gece uykuları 6 saatten fazla olamaz. Çünkü sürekli bir başka dersin sunumu, ödevi v.b. ile uğraşır. Kaynak arar. Bulduğu kaynaklardan kendi konusu ile ilgili kısımları ayıklar, konudan sapmamaya özen gösterir ve sonuçta kendi beyninin yorumunu katarak bir ylerlere ulaşır. Değişik bir yaklaşım, şimdiye kadar düünülememiş farklı açılar ortaya koymaya çalışır. Durum Muhakemeleri yapar. Sunumları özgün ve kendi eseri olur. Taklitçilik yapmaz. Arda bir dipnotlar, çeviriler v.s. konabilir elbette. Bence hiç bir eğitim kurumuna çamur atmadan kendimizde aramalıyız herşeyi ve Öğr.Elemanlarını aşındırmalıyız. Çünkü Türkiye'de de çok değerli bilim adamlarımız hocalarımız var. Size e-posta adreslirini veriyorlar. İlitilerle yardım alıyorsunuz. Türkiye çok iyi bir yolda. Lütfen pozitif enerjili olalım. Biz büyük bir ülkeyiz. Özgüveni olan insanlar yetiştikçe çok daha iyi yerler de olacağız. Buna gönülden inanıyorum. En içten sevgi ve saygılarımla...

Alıntı: Yazan bereketli degerli meslektaslarim alamanyada master yapma konusunda bana yardimci olabilirmisiniz?hangi sartlar gerekiyor? özellikle daha once bu konuda tecrübesi olan arkadaslar varsa iyi olur... teskkurler

Almanya'da master yapabilmek için ilk önce doğal olarak almanca bilmen gerekir. Her üniversite bünyesinde yarıyıllar öncesi DSH adlı bir dil sınavı yapılır ve bu sınavı geçersen yüksek lisans eğitimine kayıt yaptırabilirsin. Ayrıca Goethe Enstitüsü'nden alınmış Klein Diplom'u da kabul ediyorlar olsa gerek. Ancak Klein diplom için yapılan sınav da DSH ile aynı derecede zor. Almanca dil şartının dışında, tabi ki Türkiye'deki bir hukuk fakültesinden mezun olman gerekir. her üniversitenin kayıt için başvuru tarihi ve DSH sınavı tarihi farklıdır. Ayrıca üniversitelerin çoğu, temel Almanca bilgisi varsa, kendisine ait dil kurslarına kayıt yapmakta. Daha detaylı bilgi için üniversitelerin internet adreslerine bakabilir, e-mail yoluyla bilgi edinebilirsin. Anladığım kadarıyla site üyeleri arasında Almanya'da hukuk öğrenimi gören arkadaşlar da var. Onlardan yardım isteyebilirsin. Daha detaylı bilgi için Alman Konsolosluğu'nun kültür ateşeliği bölümüne başvur ve "DAAD" kataloglarından iste. Bu katalogların İngilizce olarak hazırlanmışları da mevcut. Türkçe olarak hazırlanmış "DAAD" kataloglarının var olup olmadığı hakkında herhangi bir bilgim yok. Son olarak başvuru şartları konusunda üniversiteler arasında küçük farklılıkların olduğunu ve Avrupa Birliği Hukuku alanında yapılacak yüksek lisans eğitimi için Alman üniversitelerinin daha farklı şartlar aradığını da belirtmek isterim (Almanca dışında en az iki Avrupa dili bilmek gibi).

Öncelikle herkese sevgiler, Hukuk yüksek lisansı ile ilgili bi kaç sorum var ilgilenipte cevaplayan arkadaşlara şimdiden teşekkürler. Ben Anadolu Üniversitesi İşl.Fak.(A.Ö.) son sınıf öğrencisiyim. Çok rutin bi kelime ama bende hukuk ilgili en eğitim almak istiyorum. sorum şu; Hukuk Fakültelerinde Tessiz Yük.Lis.Yapılabilabiliyormu ve önemliside tessizde de tezlide ki 3 kağıt varmı (argo oldu biliyorum ama öyle). Ve daha çok hangi Üniversitelerde bu imkan var.(araştır bul diyeceksiniz biliyorum. Araştırdım ama bulamadım malesef hep Özel Üni.ler de var) teşekkürler

Ben İngilterede deniz hukuku üzerine mastır yapmak istiyorum(Kendi imkanlarımla) Buna rağmen Les'e girmem mi gerekiyor?

sayın uğurum yavuz elbetteki hukuk alanında yüksek lisans yapma hakkınız var.umudunuz kırılmasın ama zor çünkü genelde her master bölümü kendi öğrencierine öncelik verir kamu özel ve mali hukuk alanında da öncelik hukukcularındır sizlerde yapabilirsiniz ama..bu arada eğer kazanırsanız sizin y.lisans proğramınız 3 yıl olacak 1 yılı bilimsel ön hazırlık proğramı..alan dışı secimlerde y.lisans 3 yıl oluyor.en azından marmara üniversitesinde böyle başarılar inşallah istediğiniz gibi olur herşey....

sayın erkut yurtdışında eğer burslu master yapmak istiyosanız les şart eğer paralı yapmak istiyosanız les galiba şart değil tam bilmiyorum ama..eğer burslu düşünüyosanız milli eğitim bakanlığıartık her yıl 1000 öğrenci göndericek burslu..yalnız lesten iyi puan almanız ve okul not ortalamanızında yüksek olması şart..tabi birde mülakata gireceksiniz..sizede başarılar

http://www.college-contact-tr.com/programlar/master.htm


bu linke bi bakabilirseniz belki bi yararı dokunur size....

Çok teşekkürler Sayın Samanyolu

AB Hukuku konusunda Y.Lisans yapmanızı ben şahsen öneririm. Çünkü gerçekten geçmişe bakıldığında bir çok Kanunumuz Avrupa'daki değişik milletlerden esinlenerek uygulamaya koymuşuz ve batıya yakınız aslında bir çok alanda. Ancak bu konuda yeterli bilgi birikimine sahip öğretim üyesi tam olacak kmi bir Üniversite bu konuda Y.Lisans Eğitim verebilsin. Bir konuda uzmanlaşmak daha akıllıca geliyor bana, çünkü bir insan her konuyu derinlemesine öğrenemez. Buna ömrü yetmez. Bazı şeyleri diğer insanlara bırakıp. Yetenek ve isteğimizn olduğu alanlarda kariyer yapmamızın daha mantıklı olacağını değerlendirmekteyim. Doğrudan Doktora yapanları da yürekten kutluyorum. Bazısı Y.Lisans yapmadan doğrudan dktora yapıyor. Bazısı da önce master sonra doktora yapıyor. İnsanın kendini geliqştirmesi kadar güzel birşey var mı? Ufku açılıyor. Yelpaze genişliyor. Benzetim, karşılaştırma ve doğru sonuçlara varma kapasitesi artıyor. Yerinde sayıp işi ömrü hayatı boyunca mevcut genel kültürü ile idare etmeye çalışanlar kısa bir süre sornra çağdışı kalıyor. Ülkelerin gelişmesi de bence tüm fertlerin vasıflı olmasına ve her alanda bilimsel eğitim alarak yetişmiş insan gücü ve sayısına bağlı. Bir ofiste toplam verimlilik o ofisteki yöneticiden en kıdemsiz memurun verimliliklerinin toplamına eşit çünkü. Ben şahsen hevesli ve dinamik herkese kariyer yapabildiği yere kadar yapmasını öneririm.

Sayın ugurumyavuz erciyes üniversitesi hukuk fakültesindesinde tezsiz yüksek lisans yapabilirsiniz ve eğitim süresi de 2 yıldır.özel hukuk ve kamu hukukunda açmışlarda bu sene.Umarım hedefinize ulaşabilirsiniz başarılar...

Merhaba Arkadaslar,
Gerci Daha önce ayrintili olarak cevap verilmis ama ben Almanyada LLM i yeni bitirmis biri olarak kisaca bir daha yazayim:
Almanyada Hukukta yüksek Lisans (LLM) yapmanin tabii ki ilk sarti- Almanyada eyalet sistemi oldugu ve bizdeki YÖK tarzi bir kurulus olmadigi icin, bütün üniversiteleri kapsayan yeknesak bir uygulama olmasa da ve sartlar kismen degisebilse de, genel hatlari itibari ile ortak olan temel iki husus yeterlidir

1- Türkiyeden herhangi bir Hukuk Fakültesinden mezun olmus olmak(Not derecesi önemli degil).
2-Ikincisi ise üniversiteye giriste dil yeterlilik sinavi denebilecek ve yilda iki defa yapilan DSH sinavini vermektir(veya bilgisayar ortaminda yapilan DAF). DSH yaklasik TOFEL ingilizce düzeyindedir denebilir..

Egitim süresi 1 yildir(2 Sömestr-,bazi üniversitelerde 1,5 yil)

saygilar

evet hukuk dalında doktora yapmak ,konu bulmak cok zor ,insan hakları-uluslararsi hukuk ilişkili olacak sekilde bir konu bilen varmı ,genel de olmamalı örnek uluslararası boyutta insan hakları gibi, bir fikri olan var mı,bana da yazarsanız sevinirim. Ne zormus master ve doktora konusu bulmak,evet insan hakları esaslı bir konu aranıyor.

Hukuk'ta değil sadece diğer bir çok alanda insan kendisine en uygun ve istediği Y.Lisans konusunu seçmekte biraz düşünmeli.. Araştırıp inceleme yapmalı. Konular zaten her Universite'nin edu uzantılı resmi web sitelerinde mevcut. Bence önemli olan gelecekte ne işimize yarayacağına karar verebilmek. Yurt dışında doktora veya Y.lisans yapan arkadaşların da yurda dönüp kendi ülkesinde bu birikimi kullanmaları çok iyi olur kanaatindeyim. Bir de ülkemizde yabancı dil eğitimi yetersiz. Halbuki Dünya'yı takip edebilmek için dil bilmek şart. Bir sayfada 200 tane bilmediği kelime çıkınca insanın ilk baştan azim ve kararı kırılabilir kanaatindeyim. Bir belgesel izlemiştim. Japon Profösör'e soruldu. O da cevaben, Japon mucizesi diye birşey yoktur. Biz, gelecek 30 yılımızı planladık. Atom bombası sonrası oturduk, düşündük. Dünya'nın neredeyse bütün gelişmiş ülkelerinin üniversitelerine gençlerimiz lisans, Y.lisans ve doktora için gönderdik. Değişik kültürleri yakaladı bu insanlarımız. Yaklaşık 20.000 civarı bir eğitmen ordusuydu bu kişiler. Amacımız onların yetiştirecekleri nesillerin buluşları ile çağı yakalamak ve meyvelerini yemekti Bugün yılda 70.000 patent alabiliyorsa insanımız bu sayededir dedi.ATATÜRK'de bunu planlamış. Hatta son anda vazgeçecek bazı gençler ondan öyle bir motivasyon içerikli mesajlar almışlar ki "Sizleri birer kıvılcım olarak gönderiyorum. Ateşe dönüşerek döneceksiniz."mesajını alanın özgüveni artmış ve gitmiş-dönmüş-ülkesinin kalkınması için çırpınmış bı insanlarımız. Aynı ulusal ruhu, heyecanı, şahlanışı neden yapamıyoruz. Para çok şey demektir ama herşey demek değildir. Yanıbaşımızda komşu Pontus, Yunan ve Bizans Bayrakları'nı yanyana asıp heykeller açıyor. Ermeni iddiasından sonra, Pontus soykırımı, İzmir yangını soykırımı gibi psikolojik yıpratma eylemlerini planlıyor ve ortaya koyuyor. Bence herkesin içinde akademik personel olma heyecanı ve coşkusu olmalı. Bunun da getirileri olmalı. Yoksa sokağa çıktığımızda her tarafımızda isimler ve markaları ile bize kendilerinin varlığını ve üstün olduklarını kanıtlama sevdaları devam edecek. Sabah uyandığımda ben şahsen bıktım artık hepsi yabancı ülke patentli veya ortak sermayeli otomobil görmekten. Hukukçu arakadaşlarımızın da Y.lisans eğitimi almaları belki gelecekte AB'ne nasip olur da girersek, yasaların gelişmesi ve daha çağdaş ve de adaleti sağlayacak şekilde iyileştirilmesi konusunda yaratıcılıklarını ortaya koymalarına neden fırsat vermesin. AB'ye girmesek de kendi yasalarımız için neden olmasın.

Evet sevgili arkadaslar ben Yuksek lisans ve doktora derken ulkeme faydalı olbilmek,cok uc konularda degil,gercekten faydalı bir konu arıyorum. Bendeki kitapları inceliyorum butun konular hep genel,bir onceki yazılan kitap,bir sonraki aynı benzer cok az fark var. Elimde bulunan Küresel Yoksulluk ve İnsan Hakları Konulu kitapta Küresel Yoksullugun temel nedeninin insan hakları nın ihlalinden kaynaklandıgı,küresel bir adaletle sorunların cözelebileceği. Dunyada pastanın sanırım %90 nını cok zengin birkac ulke yerken, Dunya nufusunun %90'a yakını yoksulluk içinde ,açlık çekiyor.Borç bataklığının içinde.Bu zenginler aynı zamanda ozonu da deliyor.cevreyi yok ediyor.
Toplumsal ve ekonomik eşitsizliğin adil bir topluma ulasmamızda yolumuzu tıkayan ,engelleri koyan en ciddi sorun oldugunu gormeliyiz.Bence insan hakları burda baslıyor,siz hic yoksul ulkelerde,ailelerde sismanlığın sorun oldugunu gordunuz mu, tuketen zenginler hep hep tuketiyor,sismanlıyor. Ama aclıktan yine milyonlarca insan oluyor,yarın daha cok olecek,bunun neresinde adalet.Onlar nasıl şişmanlıyorsa,yoksullarda o derece zayıflıyor,oluyor.İste gercek bu.Onlar daha cok yesin,zenginlessin,sismanlasın,tuketsin diye.
Yoksulluk bence dunyanın en buyuk sorunu,bugun gercekten bu yoksulluktan kurtulmak icin coook calısmak lazım.Bunu basarmak lazım.Insan hakları ihlalerinin en buyuk faturası işte bence bu yoksulluk..Küresel anlamda da küresel yoksulluk... Irak ta olen binlerce insan kimden hesap soracak, binlerce sakat ,yoksul yarattı.bu savaş ne için yapıldı. Nerde o nukleer silahlar,biz hata ettik demekle oluyor mu,yarın tarih bunu nasıl yazacak cok merak ediyorum. Saygılarımla

Sorularımı cevabı belki daha önce verilmiştir fakat şuan tüm forum iletilerini okumaya fırsatım olmadığından öncelikle özür dileyerek sorularımı sormak istiyorum. 2005 mezunuyum. 2 aydır avukatlık yapıyorum ve İş Hukunda kendimi geliştirmek, Yüksek Lisans yapmak istiyorum.
Merak ettiğim sorular,
1- yüksek Lisansta devam zorunluluğu var mı?
2- Dokuz Eylül Üniversitesinin aradığı kriterler neler
3- LES sınavında ortala kaç puan gerekir. (asgari sınır 45 olsa da bunun çok çok üzerinde olduğunu düşünüyorum)
4- LES sonrası mülakatta genelde neler sorulur?
şimdiden teşekür ederim.

Sevgili niliş, sorularınızın tüm cevaplarını bilmiyorum ama bir dokuzeylül mezunu olarak, mülakat öncesi okulun kendi bünyesinde ayrı bir sınav yaptığını biliyorum.ama sizin için araştıracağım

Çok teşekkür ederim. 6 ay sonra ikametgahım İzmir olacağından tüm planlarımı oraya göre yapıyorum

Söylediğiniz gibi her üniversitenin kendi belirlediği kabul şartları var bu konuda doğrudan üniversitelere baş vurmanız oralardan bilgi almanız daha doğru. Çünkü bu kabul koşulları dönem dönem değişmekte. Tabiki başvuranların da koşulların değişmesi yönünde büyük etkisi var. Ayrıca halen öğrenciyseniz ve akademisyenlik düşünüyorsanız mutlaka 'dil' sorununuzu halletmeniz gerekiyor. Bu arada hangi ünv. mezunsanız oraya başvurmanız şayet hocalarınızdan teklif almışsanız onun size göstereceği yolu takip etmeniz bekleniz.Önemli bir hatırlatma: sırf piyasa koşulları yüzünden akademisyenliği seçerseniz hüsrana uğrarsınız. Bu bir gönül işi severseniz vereceğiniz emek size zevk verir, şayet tercihiniz zaruretten ibaretse bu bir katlanma olur ki bu katlanmanın sonucu hüsran olur. Çünkü çok emek isteyen, çok çalışmayı gerektiren ve bu çalıçma karşısında ancak manevi bir doyum elde edebileceğiniz, madden elinize pek bişey geçmeyecek bir meslek.

Yazan : Av. İbrahim Halil Koyuncu

http://www.turkhukuksitesi.com/makale_215.htm


Yurtdışında Eğitim ve Özellikle Almanya

Genel olarak:

Türkiye için Yurtdışı eğitim denildiğinde ilk olarak akla gelen ülkeleri iki gruba ayırabiliriz.
Buna göre öncellikle Anglo-Sakson ülkeler dediğimiz ABD, İngiltere, Kanada, Avusturalya ve Yeni Zelanda gibi ülkeler ile klasik kıta Avrupası ülkelerini sıralayabiliriz.
Bu ayırım aslında yurtdışı eğitim konusunda yapılacak tercihlerde mihenk taşı olarak kabul edilebilir. Zira yurtdışında eğitim almak isteyen ilgililer tercihlerini bu ayırıma göre belirlerlerse amaçladıkları faydaya daha kolay kavuşabileceklerdir.
Anglo-Sakson ülkeler siyasi yapılarının yurtdışından gelen öğrenciler için elverişli olması, yönetim anlayışlarının daha liberal olması, eğitim olanaklarının ve özellikle de üniversitelerde verilen eğitimin kaliteli olmasınının yanısıra, bir dünya dili olarak kabul edilen ingilizcenin buralarda öğrenilebilmesinden dolayı tercih edilmektedirler.
Buna karşılık kıta Avrupası ülkelerinden Almanya, Fransa, İtalya ve İsviçre gibi ülkeler ise; daha çok ilgililerin şahsi durumlarına bağlı nedenlerden dolayı tercih edilmektedir. Gerçekten bu ülkeler, bazen buralarda bulunan bir akrabanın vaat ettiği yardımdan dolayı, bazen bu ülkelerde geçerli olan bir burstan, bazen sadece özel ilgi ve istekten kaynaklanan nedenlerden dolayı tercih edilebilmektedirler. Şüphesiz bu ülkelerde eğitimin –şimdilik- bedava olması ve Türkiye’ye yakın olmaları da belirleyici etkenlerin başında gelmektedir. Ayrıca Amerika ve İngiltere üniversiteleri ile yarışta bir hayli geride kalan ve beyin göçü olarak çok az sayıda öğrenciyi kendine çekebilen bu ülkeler bazen öğrenci çekebilmek için cazip programlar ve eğitim olanakları sunabilmektedir. Burada güçlü ekonomisi ve buna bağlı olarak yurtdışına çıkan öğrencilerin tercihlerinde bazen ana neden olan, okul dışı zamanlarda iş bulma olanaklarının çokluğu ve hatırı sayılır sayıda gurbetçimizin bu ülkede bulunması nedeniyle Almanya son zamanlarda çok tercih edilen bir ülke durumuna gelmiştir. Bu yazının konusu da Almanya’daki eğitim imkanları ile ilgilidir.

Neden Almanya?

Almanya'da üniversite eğitimi kural olarak ücretsizdir ve eğitim harçları Türkiye'den bile daha düşük olup her dönem başında ortalama sadece 40-50 EURO ödenmesi gerekmektedir. Bu miktar da aslında harç olmayıp öğrenci işleri için bir sosyal katkı niteliğindedir.
ABD, İngiltere, Avustralya vs. gibi harçların astronomik seviyelerde bulunduğu ülkeler karşısında Almanya’daki üniversitelerin bedava olması aslında Almanya’nın tercih edilmesindeki ana neden olup, özellikle orta gelirli vatandaşlarımız için Almanya vazgeçilmez bir yurtdışı eğitim seçeneği olarak ortaya çıkmaktadır.
Son dönemlerde nüfus profilinde artan yaşlılık oranı ve buna bağlı olarak ortaya çıkan ekonomik sıkıntılar ile İnternet ve iletişim teknolojileri alanındaki yetişmiş eleman ihtiyacı, yabancı iş ve beyin gücü transferini yeniden Almanya'nın gündemine getirmiş bulunuyor.

Vize ve Oturma İzni:

Almanya vize alabilmede önemli zorluklarla karşılaşılan bir ülkedir. Vize alınırken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta; talep edilecek vizenin mutlaka bir “öğrenci vizesi” olmasıdır. Çünkü turist vizesi Almanya’da öğrenci vizesine çevrilememekte ve yeniden Türkiye’ye dönülmesi gerekmektedir ve bu durum gereksiz zaman ve para kaybına neden olacaktır. Buna karşılık Türkiye'deki Alman konsolosluğundan kural olarak en fazla üç aya kadar verilen öğrenci vizesi, Almanya'da ilgili yabancılar şubesinde (Auslaenderbehörde) gerekli belgeler (kurs veya üniversite öğrenci belgesi ile geçerli teminat belgesi) götürülerek problemsiz uzattırılır. Öğrenciler ve araştırmacılar Almanya'da somut bir amaca bağlı, geçici bir statü olan "oturum müsaadesi / Aufenthaltsbewilligung" ile ikamet edebilirler. 2 yıllık sürelerle uzatılan bu belgede eğitim yapılacak alan somut olarak belirtilir. Azami oturum süresi 10 yıl ile sınırlanmıştır.

Vize başvurularında üniversiteden bir kabul belgesi alındıktan sonra daha kolay sonuç alınabilmektedir. Ancak Almanya'da bir dil kursundan alınacak kayıt belgesi de başvuruya dayanak yapılabilir. Dil kursu fiyatlarının Almanya'da diğer ülkelere ve Türkiye'ye nazaran çok fazla olmaması (aylık yaklaşık 100 Euro’dan başlayan fiyatlar) uygulamada bu ihtimali son derece cazip hale getirir. Yine burada kayıt yapılan dil kursunda yoğun program “intensiv kurs” ve bu programın da haftalık en az 20 saatlik olması gerektiği unutulmamalıdır.

Üniversitelere Kabul Şartları:

Burada başvuru yapan kişinin Türkiye’de üniversite mezunu olup olmaması önemli farklılıklar doğurmaktadır. Buna göre Türkiye’de üniversite bitiren bir kişi Almanya’da istediği bölüme başvurabilme ve okuyabilme olanağına sahiptir. Bu satırların yazarı Türkiye’de sözel bir bölüm olan hukuk fakültesi mezunu olmasına karşılık Almanya’da tamamen sayısal bir bölüm olan Bilgisayar Mühendisliğine kayıt yaptırmış ve belirli bir süre okumuştur. Buna karşılık başvuru sahibi Türkiye’de üniversite mezunu değilse, ÖSS Sonuç Belgesi, ÖSS'de Türkiye'de kazanılmış bölüme eş veya benzer bir bölüme herhangi bir Alman üniversitesinde kayıt yaptırabilme imkanını sağlamaktadır. Daha acık ifade ile, teorik olarak Türkiye'de girilen ÖSS Sınavı'nda kazanılan bölümü bir Alman üniversitesi çatısında okumak imkanı bulunmaktadır.

Yukarıda anılan olanakların sağlanması ancak bütün Alman üniversite ve yüksek okullarınca kural olarak istenen Almanca Dil Yeterlilik Sınavı / DSH'nın başarılması durumunda mümkündür. Bu sınav yaklaşık Orta Derece II / Mittelstufe II seviyesinde bir dil birikimini gerektirip, sıkı bir çalışma ile aşağı yukarı 6 -12 ay arası süren bir dil kursu eğitimi ile kazanılabilir. Bu sınava hazırlık için hemen her üniversitenin ücretsiz sunduğu dil kurslarına / DaF da belli bir seviyeden sonra kaydolabilmek mümkündür.
Ayrıca Türkiye'de ÖSS Sınavını kazanan kişinin üniversite sınavına kadar görmüş olduğu eğitim 12 yıldan az ise Almanya'da Almanca bilgi durumuna göre iki veya bir sene süren denkleştirme programı öngörülmüştür. Bu programın ismi ise “Studienkolleg”dir Bu eğitim neticesinde basarı seviyesine göre uygun bir üniversiteye kayıt yaptırmak mümkün olmaktadır. Daha çok ailesi Almanya'da olup liseyi Türkiye'de bitirmiş öğrenciler açısından pratik değere sahiptir.

Üniversite Sistemi ve Eğitim Yapısı:

Almanya siyasi yapısı gereği eyaletlerden oluşan bir ülkedir ve her eyalet kendi eğitim bakanlığına bağlı olarak eğitim sistemini belirler. Buna karşılık eğitim sisteminde eyaletler arasında temelde çok büyük farklılıklar olmayıp bütün eyaletlerde benzer bir eğitim yapısı bulunmaktadır.

Almanya'da yüksek eğitim alanında sistem, Üniversiteler/ Universität ve Meslek Yüksek Okulları / Fachhochschule şeklindeki bir temel ayrıma dayanır. Yüksek eğitimin omurgasını ve yabancı öğrencilere yönelik en geniş alternatifleri teknik üniversite ve klasik üniversite olmak üzere iki formda bulunan üniversiteler sunar. Meslek Yüksek Okulları ise toplum ve ekonomideki yetişmiş nitelikli personel ihtiyacına cevap vermeye yönelik kısa süreli (3 yıl) ve mesleki odaklı eğitim kurumlarıdır. Genellikle bir üniversiteye bağlı olarak eğitim verirler.

Üniversite eğitimi; Temel Eğitim / Grundstudium ve Ana Eğitim / Hauptstudium şeklinde ayrılır. Bir bölümle ilgili temel bilgilerin verildiği Temel Eğitim 4 sömestr sürer, genellikle bir ara sınav / Zwischenprüfung ile sona erer. Ardından başlayan Ana Eğitim süresince ilgili bölümde uzmanlaşma ve derinleşmeye yönelik bilgiler öğrenilir.

Yüksek Lisans Programları:

Almanya’da yüksek lisans programları konusunda tam bir benzerlik yoktur. Bunun temel nedeni ise Alman üniversite sisteminde böyle bir eğitim sisteminin, yani yüksek lisansın bulunmamasıdır. Almanya’da üniversite mezunları doğrudan doktoraya başvurma olanağına sahiptir. Yurtdışından gelen öğrenciler ise fakültelerine göre ayırıma tabi tutulmaktadır. Bazen, fark dersleri alınmak suretiyle bir Alman üniversite diploması alınıp bu şekilde doktoraya başvurabilirken bazen de –yabancı ülkelerden gelen öğrenciler için özel olarak oluşturulan- bir yüksek lisans programına alınarak daha sonra doktoraya başvuru imkanı sağlanmaktadır. Mesela hukukçular için LL.M denen bir mastır programı vardır. Türkiye’den giden her hukuk öğrencisi yabancı dil sınavını başarmak kaydıyla bu programa başvurabilir. Bu bir yıllık programın sonunda istenirse doktoraya devam olunur ya da bir mastır diploması (LL.M derecesi) alınabilir. Almanya’da ayrıca amerikan sisteminin etkisiyle son zamanlarda MBA programları ve İngilizce mastır programları da açılmaktadır. Yine buralarda belirli bazı dersler alındıktan sonra yazılacak bir mastır tezi ile mezun olunur. Ancak bütün durumlarda öncellikle bir öğrenci vizesi alınarak Almanya’ya gidilmesi ve bütün bu programlar hakkında yapılacak tercihlerin oradan yapılması tavsiye olunur.

Sağlık Sigortası:

Almanya'da yaşayan herkes sağlık sigortası yaptırmak zorundadır. Üniversiteye kayıt esnasında sigorta belgesinin mutlaka sunulması lazımdır. Ayrıca sağlık masraflarının aşırı yüksekliği nedeniyle pratik olarak herkesin sigorta yaptırmasında menfaati vardır. Kişisel duruma bağlı olarak değişen aidatlar 50 ile 100 Euro civarında değişir.

Geçim Şartları:

Almanya'da normal şartlarda tutumlu bir öğrenci 500 EUR ile geçinebilir. Bu miktar ülkemizde çoğu memurun maaşına tekabül ettiği ve bazen bunu aştığı göz önüne alınacak olduğunda belki yüksek görünebilir. Ancak insanların gelir düzeylerinin ülkemizden çok daha yüksek olduğu bir ülkede bu denli bir aylık harcama çok görülmemelidir. Çünkü Almanya’da işçilere ücretleri saat başına verilir ve genelde saati 6 Euro’dan düşük işler yok denecek kadar azdır. Örneğin bu satırların yazarı yaz tatilinde fabrikada saati 14 Euro’ya çalışmıştı.

Üniversite öğrencilerine tanınan yılda üç ay ile sınırlı vergiden muaf çalışma imkanı sayesinde bir öğrencinin yıl boyunca kendisini finanse edebilme yolu acıktır. Öğrencilere tanınan 90 günlük çalışma hakkı, öğrenci tarafından bir yıllık sürenin istenilen bölümünde serbestçe kullanılabilir. Ancak yazın izne giden işçilerin yerine fabrikalarda iş bulunabilmekte ve buralardan yıllık masrafların tamamını çıkaracak bir gelir elde edilebilinmektedir. Bunun dışında okul zamanlarında ise hizmet sektöründe özellikle lokantalar, Cafe’ler veya temizlik işlerinde çalışma olanakları mevcuttur.

Ev Bulma Şartları:

Almanya'da barınma ihtimallerinin çok çeşitli oluşu daha uygun şartlarda bir seçenek bulmayı kolaylaştırır. Tek kişilik daireler yanında çoğunlukla bağımsız veya daire içinde (Wohngemeinschaft-WG) odalar kiralanır. Oda genişlikleri genellikle 10-25 m2 arasında değişir. Kira değerleri oda genişliğine, bina kalitesine, şehre ve şehirdeki konuma bağlı olarak Almanya çapında 100 ile 400 Euro arasında değişmektedir.

Dönem başlarında oda bulmak hemen hemen bütün Almanya'da çok zor olduğundan sömestr başlamadan uzun bir zaman önceden rezervasyon yapılması çok önemlidir. Kısa süreli barınma için çok sayıdaki gençlik yurtları (Jugendherberge) uygun bir alternatiftir.
Üniversite Başvuru Süreleri

Alman üniversitelerinde yıllık öğrenim yerine sömestr sistemi mevcuttur. Buna göre şartlar mevcutsa öğrenime güz sömestrinin yanı sıra bahar sömestrsinde de başlanabilir. Her üniversite için ayrı ayrı belirlenmekle birlikte ülke genelinde genellikle

Kış Sömestri için 15 Temmuz'a
Yaz Sömestri için 15 Ocak'a

kadar üniversitelerce hazırlanmış Kayıt Başvuru Formları / Zulassungsformulare üniversitelerin ilgili öğrenci işleri birimlerine ulaşmış olmalıdır.

Yani Almanya'da yabancı öğrenciler için kayıtla ilgili kararı prensip olarak Türkiye'deki YÖK'e benzer bir kurum olan ZVS / Zentralevergabestelle değil, üniversiteler kendileri vermektedir. Dolayısıyla birden fazla üniversiteye başvuru yaparak herhangi bir üniversiteden Kabul Belgesi / Zulassungsbescheid alma ihtimalinizi yükseltebilirsiniz. Buna hukuki bir engel bulunmayıp yalnız posta ve çeviri tasdik masraflarının ek külfet olarak fazladan ödenmesi gerekir. Daha sonra birden fazla kabul gelmesi durumunda içlerinden biri seçilebilir.

Sonuç Olarak:

Bu kısımda yukarıda genel olarak anlattığım bilgileri kısaca toparlamamaya çalışacağım. Yurtdışı eğitim konusunda en önemli ve öncellikle halledilmesi gereken konu, iyi düşünüp doğru bir karar verilmesidir. Kesin ve doğru bir karar verilip, doğru zamanda doğru işler yapıldığı takdirde sonuca ulaşmak hiç de zor olmayacaktır. Zira yurtdışı eğitim, sadece belli bir ekonomik gücü olanların değil, herkesin yapabileceği ve hiç de sanıldığı kadar zor olmayan bir iştir. En önemli ve temel sorun olan vize aşaması geçildikten sonra gerisi kendiliğinden gelecektir. Buna göre öncellikle gidilmek istenen ülke yada ülke grupları (kıta avrupası yada anglo sakson ülkeler) seçilmelidir. Ardından ilgili ülkenin burada bulunan konsolosluğunun isteyeceği ekonomik garanti şartları yerine getirilmelidir. Bu şartlar hiç de sanıldığı kadar ağır şartlar değildir. Bazen bir ev tapusu ve hatta bazen bir tarla tapusu gösterilerek vize alınabildiği görülmüştür. Buna en güzel örnek, Ankara’ya bağlı bir köyde kısıtlı imkanlarla yaşayan ve babasına ait tarla tapusunu sunarak vize almayı başaran arkadaşımdır.
İlgili ülkeye gidildikten sonra eğer maddi açıdan fazla bir sorun yoksa yapılacak en basit ve akıllıca şey, ilgili dile konsantre olmak ve buradaki imkanları kullanmaktır. Örneğin evde televizyon izlemek yada sokakağa çıkıp insanlarla sohbet etmek bile dil eğitimine katkı sağlar. Bu nedenlerle dil eğitimi hiç de normal dersler kadar sıkıcı bir şey değildir. Aslında akıllıca düşünüldüğünde eğlenceli bir çalışmadır.
Yurtdışında eğitim konusunda dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan biri, ilgili dili en iyi şekilde öğrenmek ve üniversitedeki derslere iyi konsantre olarak çok çalışmaktır. Zira yabancı bir dilde alınan eğitimde ilgili ülke vatandaşlarından çok daha fazla ders çalışmak lazımdır. Çünkü, kişi dili ne kadar iyi öğrense de hiçbir zaman ana dilin yerini tutamaz. Gittikleri ülkede yıllarca kaldıkları halde dil sınavını başaramadıkları için üniversiteye kabul edilmeyen yada dil sınavını başarıp üniversiteyi bir türlü bitiremeyen vatandaşlarımızın sayısının çokluğu göz önüne alındığında bu konunun önemi daha da anlaşılacaktır.
Son olarak yurtdışında eğitim almak isteyen isteklilere şahsi tecrübelerimden yola çıkarak kısa bir tavsiyede bulunmak isterim: Yurtdışında istediğniz ülke ve okulda eğitim almak hiç de sanıldığı kadar zor bir iş değildir. Kendine güvenen ve akıllıca davranan her gelir düzeyine mensup kişi pekala istediği eğitimi yurtdışında alabilir.

Hukukta yüksek lisans için aranan şartlar herkesin belirttiği gibi enstitü sitelerinde sayılan ve görünüşte nesnel şartlar. buralardan öğrenilebilir. les sınavından iyi bir puan almış olmak ve istenen belgeleri temin etmek ilk aşama için yeterlidir. bundan sonra üniversiteler devreye girer üniversitelere görede belli unsurlar daha ziyade önemlidir bu hususta üniversitelerle ilgili genel bir bilgi veremiyeceğim. fakat kendi mezun olduğum üniversiteyle ilgili-ki yksek lisans programına başvurup giremediğimden bir nevi deneyim anlatımı olacak bu- bilgi verebilirim. efendim marmara üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü yüksek lisans adaylarını mülakata tabi tutar. üç profösörden genelde biri, bazen ikisi,nadiren üçü soru sorarlar. ve mülakat süresi maksimum iki dakikadır. yani iki dakikada sizin hukuk bilginiziin ve nosyonunuzun ölçülmesi söz konusudur ki bunun imkansız olmasının yanında trajikomik olduğuda açıktır. hasılı yüzelli iki yüz kişinin içinden otuz kişi alınır. sazı eline alan saygıdeğer profösörler pek içli bir türküyü çalarcasına neticeyi belirlerler. kimin neden kabul edildiği, kimin neden kabul edilmediği konusunda hiçkimsenin bir fikri yoktur. nitekim benim girdiğim mülakatta 72 les puanı ile mülakata birinci sırada giren sınıf arkadaşım ki ortalaması da gayet yüksekti kabul edilmedi bendenizde 82 ortalama ile okul üçüncüsü sınıf birincisi iken kabul edilmedim. ve daha niceleri... memlketimizde gidişat böyledir. bu tarz neticeler de bunun bir parçasıdır. hazmetmesi zor gibi gözüksede kolay sindirilir. bu sepeple yüksek lisans yapmak isteyen arkadaşlarıma tavsiyem gircekleri üniversitelerde daha evvelden kulis yapmaları kendilerini daha evvelden tanıtmalarıdır(!) veyahut bu sekilde kabul edildikleri bir sistemin içinde öğrenim görmektem rahatsızlık duyacaklarsa, kriterleri tamamen nesnel liyakat ve başarı arayan ve buna göre öğrenci kabul eden üniversiteleri araştırmalarıdır. son bir kelam yüksek lisans bizde etiketten ibarettir. binbir meşakkatle girersiniz ve bitirirdiğinizde sadece master yapmışsınzdır. hepsi bu! işin önemini anlayıp bu ortam içinde dahi kendini uzmanlaştırabilenler müstesna tabii bu da bireysel çaba gerektitir. saygılar

merhaba..tezsiz yuksek lisans yapanlar doktora programlarına basvurabiliyorlar mı? birde mali hukuk alanında yuksek lisans yapabileceğim universiteler var mı?( hukuk ana bilim dalında değil ama!!!) iyi gunler

Alıntı: Yazan Av. Bülent S. Akpunar Digesta, "Torpil" konusunda ağzı yanmış ve bunun acısını çekmiş biri olarak Türkiye'de torpil,adam kayırma vb. olmadığını söylemeyeceğim. Yalnız belirtmek istedeğim nokta ben de Marmara'lıyım(98 mezunu) ve Marmara Hukuk'un özel hukuk yüksek lisans mülakatına girdim.Torpil vs için hiçbir şekilde uğraşmadan ben bu mülakatı geçmiştim, ne var ki başka bir enstitünün yüksek lisansına başvurmuştum, o daha cazip geldiği için oraya yazıldım.Yalnız hocaların sorduğu sorulara net cevaplar vermiş olduğumu hatırlıyorum.Artık şans mı yoksa başka bir şey mi bilmiyorum ama Mülakatı bu şekilde geçmiş olduğumu belirtmek isterim.

Merhaba,
Ben Marmara hukuk mezunuyum 2006 aralik yani daha 1.5-2 ay once mezun oldum not ortalamam 60 yabanci dilim cok iyi bir sansimi denek istiyorum kendi okulumda gerci aftan donerek bitirdim. Merak ettigim mulakatta hocalarin sordugu sorular dersle mi alakali yoksa genel hayattan mi ? Ne sorarlar mulakatta ?

Konya Selçuk üniversitesinde ikinci öğretim tezsiz yüksek lisans (2550 Ytl+750 Ytl proje bedeli toplam 3300 Ytl) yapılabiliyor. Çoğu çalışan kamu görevlileri başvuruyor. C.tesi günleri dersler. Bu konuda bilgisi olan yada yorum yapmak isteyen arkadaşlar bizleride bilgilendirirse memnun olurum.

Alıntı: Yazan Admin Pek çok okulun internet sitesinde bu başvurular ile ilgili detaylı bilgi var (genellikle Sosyal Bilimler Enstitüsü sayfalarında), başvuru koşulları ile ilgili olarak bu sayfaları tavsiye edebilirim. Hukuk Yüksek Lisansını ben tam olarak bir branşlaşma ya da branşta uzmanlaşma olarak göremiyorum, zira çok genel konuları kapsıyor ve aslında ders sayısı vb. de oldukça kısıtlı. Örneğin İstanbul Üniversitesi için konuşursak hukuk yüksek lisans programları "Kamu Hukuku", "Özel Hukuk", "AB. Topluluğu Hukuku" programları ile sınırlı ki, 1 yıl süreyle haftada verilen 10-15 saatlik derslerle inanılmaz geniş bu branşlara kıyısından değinmenin bile mümkün olmadığına inanıyorum. Ayrıca bir de kişisel tavsiye: Ne yaparsanız yapın, İstanbul Üniversitesi'nin hukuk yüksek lisans programlarından uzak durun! Dünyada bu kadar laçka, soğuk, itici ve ciddiyetsiz bir üniversite, sosyal bilimler enstitüsü ve yüksek lisans programı daha olduğunu sanmıyorum, eminim bu alanda dereceye girerler. Bence İstanbul Üniversitesinin verdiği ünvan hukuk doktorası değil, sabır doktorasıdır.

/Bence İstanbul Üniversitesi gibi bu ülkenin en köklü ve özellikle de hukuk fakültesinde ülkenin en başarılı ve saygın hukukçularını,akademisyenlerini yetiştiren kaliteli okullarından olan bir devlet üniversitesi hakkında bu şekilde bir yorumda bulunmanız bunca kaliteli,başarılı İÜHF hocalarına,mezunlarına ve halen okumakta olan benm gibi öğrencilerine bir saygısızlıktır.Mutlaka her okul gibi eksik yanları olabilir;ama böyle bir ithamı haketmediğini düşünüyorum.

sayın meslektaşlarım benim size bir çok sorum olacak öncelikle serbest avukatlık yapıp veya başka şekilde çalışıpta akademik kariyer yapma şansımız var mı? ikinci olarak gazi üniversitesi yüksek lisans programı iyi mi bide benim ortalamam 2.45 yani çok iyi değil ve üniversitelerin şartlarına baktığım zaman 70 puan filan istiyorlar ama benimki mümkün değil bulmaz onu bu bi engel mi vereceğiniz cevaplar için şimdiden teşekkürler

Alıntı: Yazan solmazgül sayın meslektaşlarım benim size bir çok sorum olacak öncelikle serbest avukatlık yapıp veya başka şekilde çalışıpta akademik kariyer yapma şansımız var mı? ikinci olarak gazi üniversitesi yüksek lisans programı iyi mi bide benim ortalamam 2.45 yani çok iyi değil ve üniversitelerin şartlarına baktığım zaman 70 puan filan istiyorlar ama benimki mümkün değil bulmaz onu bu bi engel mi vereceğiniz cevaplar için şimdiden teşekkürler

Calisirken akademik kariyer yapilabiliyor bunun icin herhangi bir sakinca neden olsun ki ama konsantrasyonda eksiklikler olur mu onu bilemem; cunku bizim okuldan bazi asistanlari durusmalarda gordugum oldu.
Not ortalamasina gelince ben de sizinle ayni durumdayim not ortalamam 100 uzerinden 60 ve yuksek lisans icin cabaliyorum. Gazi hakkinda bir fikrim yok ama istanbul icin marmara uni iyi bir okuldur.

Alıntı: Yazan admin Pek çok okulun internet sitesinde bu başvurular ile ilgili detaylı bilgi var (genellikle Sosyal Bilimler Enstitüsü sayfalarında), başvuru koşulları ile ilgili olarak bu sayfaları tavsiye edebilirim. Hukuk Yüksek Lisansını ben tam olarak bir branşlaşma ya da branşta uzmanlaşma olarak göremiyorum, zira çok genel konuları kapsıyor ve aslında ders sayısı vb. de oldukça kısıtlı. Örneğin İstanbul Üniversitesi için konuşursak hukuk yüksek lisans programları "Kamu Hukuku", "Özel Hukuk", "AB. Topluluğu Hukuku" programları ile sınırlı ki, 1 yıl süreyle haftada verilen 10-15 saatlik derslerle inanılmaz geniş bu branşlara kıyısından değinmenin bile mümkün olmadığına inanıyorum. Ayrıca bir de kişisel tavsiye: Ne yaparsanız yapın, İstanbul Üniversitesi'nin hukuk yüksek lisans programlarından uzak durun! Dünyada bu kadar laçka, soğuk, itici ve ciddiyetsiz bir üniversite, sosyal bilimler enstitüsü ve yüksek lisans programı daha olduğunu sanmıyorum, eminim bu alanda dereceye girerler. Bence İstanbul Üniversitesinin verdiği ünvan hukuk doktorası değil, sabır doktorasıdır.

Admin'e katiliyorum. Dediklerinin hepsi dogru!

Alıntı: Yazan estoes Bence İstanbul Üniversitesi gibi bu ülkenin en köklü ve özellikle de hukuk fakültesinde ülkenin en başarılı ve saygın hukukçularını,akademisyenlerini yetiştiren kaliteli okullarından olan bir devlet üniversitesi hakkında bu şekilde bir yorumda bulunmanız bunca kaliteli,başarılı İÜHF hocalarına,mezunlarına ve halen okumakta olan benm gibi öğrencilerine bir saygısızlıktır.Mutlaka her okul gibi eksik yanları olabilir;ama böyle bir ithamı haketmediğini düşünüyorum.

Admin'in yorumunda en ufak bir saygisizli yok. Siz, estoes'in yorumu iyi niyetli olmakla beraber ne yazik ki gerceklerden cok uzak. YL yapmaya bir baslayin bakalim, sonra anlarsiniz hakli misiniz yoksa yaniliyor musunuz.

sn Batur77 sorunuzu yeni gördüm o yüzden geçde olsa cevap vermak istedim. ben marmara da özel hukukda yüksek lisans yapıyorum geçen yıl mülakata girdim. Mülakatta sorumlu olunana konular yaz aylarında okulda ialn ediliyor. bu konular jüride bulunacak hocaların bilim dallarına göre farklılık gösteriyor. ancak konuların önceden veriliyor olması sizi yanıltmasın çünkü verieln konular çok geniş kapsamda. mesela geçen yıl konulardan biri sözleşme hukuku idi. artık varın gerisini siz düşünün.
tabi bu söylediklerim özel hukuk dalı için geçerli kamu da durum nasıl bilmiyorum.
ortalama ve aftan gelme açısından; ortalama önemli ama o kadar da üstünde durulacak kadar öneme sahip değil (benim ki 65 idi) ama asıl önemli LES şimdiki adıyla ALES puanı. bunun yanında tabiki mülakattaki performans. adayın aftan gelmesinin bir sakıncasının olup olmayacağını bilmiyorum ama şahsi fikrim bir sorun olmayacağı yönünde.
mülakatta torpil var mı sorusuna ise şöyle cevap vereyim. jürideki hiç bir hocayla daha önce oturup konuşmuşluğum hatta bazılarının dersine dahi girmişliğim bulunmuyordu ben YL a girdim. bu nedenle bu tip şeylerin önemli olmadığını düşünüyorum. ama hiç mi torpille birieri alınmıyor* derseniz bunu bilemem...
saygılar..

merhaba tüm hukukçulara..Ben İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi 2006 mezunuyum,Nisan ayında yapılan LES sınavından sırasıyla 63,65,68 aldım...İstanbul Üniversitesi veya Bahçeşehir de yüksek lisans yapmak istiyorum ama bu konuda İstanbul Üniversitesinin sitesinde yeterli bilgi bulamadım,başvurular ne zaman oluyor,ne gerekiyor,ücretler nelerdir?tüm bunları öğrenebilmek için mutlaka okula gidip görüşmem mi gerekiyor?hukuk bürosunda çalıştığım için özellikle de bu aralar aşırı derecede yoğunum ve internetten bilgi edinmeye çalışıyorum
sizlerin de bilgisini edinebilirsem çok sevinirim
iyi günler dilerim

Alıntı: Yazan lawcı merhaba..tezsiz yuksek lisans yapanlar doktora programlarına basvurabiliyorlar mı? birde mali hukuk alanında yuksek lisans yapabileceğim universiteler var mı?( hukuk ana bilim dalında değil ama!!!) iyi gunler

Selamlar,

Soru sorulalı uzun bir süre geçmiş ama daha geçen cumartesi başıma gelen bir olayı anlatmak istiyorum.

Hukuk fakültesi mezunu değilim, Avrupa Birliği Hukuku üzerine yüksek lisans yapıyorum. Bir hocamıza bu soruyu yönelttim. Yazılı herhangi bir hükmün olmadığını ama kendisinin muhafazakar bir hukukçu olduğunu ve ne olursa olsun hukukçu olmayan birinin doktorasını kabul etmeyeceğini söyledi. Dedimki, daha önce hukuk alanında çalışılmamış bir konuyu önünüze getirsem yine de kabul etmez misiniz? , cevabı kesinlikle hayır oldu. Bu olguya sırf kendim için değil, genel itibariyle karşıyım. Tarihte, kendi alanı olmadığı halde tarihe çok güzel imzalar bırakmış nice şahsiyetler var. Örneğin John Nash. Kendisi bir matematikçidir ve finans alanında geliştirdiği bir tezle nobel almıştır. Daha sonra Albert Einstein, öğretmenlikken asıl mesleği, fizik alanındaki çoğu teoriyi çürütmüştür.

Hukukçu olmayan (Hukuk Fakültesi Mezunu olmayan) birisinin bu alanda yoğunlaşmaya gitmesinin nesi yanlıştır?

Saygılar,



Lahoya